25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
HABER EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 5 20 NİSAN 2020 PAZARTESİ OLAYLARIN ARDINDAKİ GERÇEK n Baş tarafı birinci sayfada Başkanlar ayrıca TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un yaptığı çağrıya uyulmasını ve 23 Nisan akşamı saat 21.00’de her evin balkonundan İstiklal Marşı’nın bütün milletçe söylenmesini istiyor. Başkanların çağrısının açıklandığı gün 16 milyona yakın vatandaşımızın yaşadığı İstanbul’un Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Koronavirüs salgınını nasıl yeneriz” başlığını taşıyan ve gazetemizde yayımlanan önemli bir makale yazdı (17.04.2020). Ne diyeceksiniz? Tam bu günlerde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş için soruşturma açıldığına dair açıklamalar yapıldı. Neden soruşturma açılıyor? Ne gerekçe bulacaksınız? Salgın günlerinin zorluklarını aşmak amacıyla vatandaşa yardım topladığı için soruşturma açtık mı diyeceksiniz? Başkan İmamoğlu, bu yazısında, son on günde 500 bin ailenin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden sosyal yardım talep ettiğini belirtiyor. Başkan İmamoğlu, “Tam bu noktada, hükümetimiz en yakın ortak olarak, belediyelerle mutlaka birlikte çalışmalıdır” çağrısını yapıyor. Milletçe zor günler yaşıyoruz. Şimdi birlikte olunmayacak da ne zaman olunacak? Cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı’dır, sadece AKP’lilerin değil. Tüm vatandaşların, 80 milyonun Cumhurbaşkanı olduğunu göstermelidir. Cumhurbaşkanı sertlik yanlısı danışmanlarını bir an için kenara itmelidir. Tüm vatandaşları birleştirmelidir. Unutmayalım ki bu günler de geçecektir. Kuşkusuz 25 yıl, 50 yıl sonra bu günlerin siyasal tarihi yazılacaktır. Tarihte bölen değil, birleştiren lider olarak yer almak önemlidir. Gün birleşme günüdür... Bu günleri tüm milletin birleştiği günler olarak tarihe geçirmenin yolunu bulmak gerekiyor. TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu ve TGS’den Cumhuriyet’e destek çağrısı: Haber hakkını savunalım TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın Kanal İstanbul güzergâhında arazi aldığını ortaya çıkaran gazetemiz muhabiri Hazal Ocak hakkında 1 yıldan 2 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmasına tepki gösterdi. Kurul tarafından yapılan açıklamada, “Kanal İstanbul arazisi haberine hapis talebine karşı haber alma hakkımızı savunalım” denildi. Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak’ın Kanal İstanbul güzergâhında arazi aldığını ortaya çıkaran gazetemiz muhabiri Hazal Ocak hakkında yürütülen soruşturma tamamlanarak iddianameye dönüştü. İddianamede, Bakan Albayrak’ın Kanal İstanbul güzergâhından arazi satın almış olması, “doğal süreçte yaşanan bir alışveriş olayı” olarak anlatılmış, Albayrak’ın onur, şeref ve saygınlığının rencide edildiği öne sürülmüştü. “Hakaret” suçundan dava açılan Ocak hakkında 1 yıldan 2 yıla kadar hapis cezası istenmişti. Hazal Ocak, 18 Haziran’da yargıç karşısına çıkacak. TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu, yaptığı yazılı açıklama ile açılan davaya tepki gösterdi. Kurul’dan yapılan açıklamada, “Geçmişte de benzer örneklerine rastladığımız bu tür baskılar, düşünceye, ifade ve basın özgürlüğüne aynı zamanda da halkın gerçek ve doğru haber alma hakkına yönelik saldırılardır. AKP iktidarı boyunca, benzerlerine sık rastladığımız bu baskılar sonucu yüzlerce gazeteci cezaevinde bulunuyor. Birçok gazeteci eleştirel haber veya yazı yazdıkları için işini kaybetti. İnfaz yasasında bile ayrımcılığa maruz bırakılan gazeteciler, Türkiye’de çok zor şartlar altında görevlerini yerine getirmeye çalışıyorlar” ifadelerini kullandı. ‘Sahip çıkmaya çağırıyoruz’ Kanal İstanbul’un bölgede arazi spekülasyonlarına neden olduğunun belirtildiği açıklamada şunlar kaydedildi: “Bir ulaştırma ve güvenlik projesi olarak topluma lanse edilen Kanal İstanbul projesinin birinci gelir kalemi olarak, ulaştırma ile bağlantılı kanal kullanım, kiralama ve işletme gelirleri olması beklenirken, birinci sırada gayrimenkul gelirleri yer almaktadır. Tam da bu nedenle, 2011 yılından beri bölgedeki arazi spekülasyonları, tapu değişimleri, kanal güzergâhı üzerindeki inşaat projeleri ve son dönemde gündeme gelen arazi satın alımlarıyla ilgili çıkan tüm haberler, projenin gerçek amacı olan arazi rantını deşifre eden ve iktidarı bu yüzden rahatsız eden haberlerdir. TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu olarak, yaşamsal bir yıkım ve rant projesiyle ilgili doğruları yazdığı için yargılanan Hazal Ocak’ın yanında olduğumuzu belirtiyor, tüm kamuoyunu haber alma hakkımıza sahip çıkmaya çağırıyoruz.” TGS’den dayanışma Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) yazılı bir açıklama yaparak son dönemde gazeteciler hakkında açılan davalara tepki gösterdi. TGS açıklamada “İktidarı gazeteciler üzerindeki baskılarına son vermeye çağırıyoruz. Baskılar gerçeklerin üstünü örtemeyecek” ifadelerine yer verdi. Açıklamada, gazetemiz Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Olcay Büyüktaş Akça ve muhabirlerimiz Alican Uludağ, Hazal Ocak’a açılan davalar anımsatıldı, dayanışma vurgusu yapıldı. l İSTANBUL/Cumhuriyet ‘HASSAS ISE KAÇAK INŞAATA GIRMESIN’ Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un, kiraladığı vakıf arazisine kaçak yapı yaptırmasıyla ile ilgili gazetemizin “Boğaz’da kaçak var” başlığıyla duyurduğu habere “terör” soruşturması başlatılmasına İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir milletvekili Aytun Çıray tepki gösterdi. Çıray, “Bu kadar hassas ise bu konularda, kaçak inşaat işlerine girmesin” dedi. Tuncay Molaveisoğlu’nun Tele1’de hazırlayıp sunduğu “Anında Manşet” programına konuk olan Çıray, soruşturmaya ilişkin, “Eğer bir kaçak bina yapımını yazdığı için bir gazete terörle suçlanacak hale gelmişse vah o iktidarın haline. Başarısızlık arttıkça çareyi medya üzerinde baskı yapmakta buluyorlar. Milletin haber alma hakkının, özgürlüğünün önünü kesiyorlar” dedi. Gazeteciler Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan ve Murat Ağırel’ın halen tutuklu olmasına da tepki gösteren Çıray, “Bunların hepsi vatansever gazeteciler. Bunlar tutuklamalar FETÖ kopyalamaları. Bu tutuklamaları yapanlara seslenmek istiyorum, devirler gelir geçer, iktidardakilerin bir çoğu paçasını kurtarır, hesap vermek size düşer” dedi. l İZMİR/ Cumhuriyet ZELİHA ERDEMİR, 100’DEN FAZLA ŞİKÂYETTE BULUNMUŞTU Zeliha Erdemir Murat Cem Kara İlla öldürülmem mi lazım? MEHMET KIZMAZ Aydın’da eski eşi Zeliha Erdemir’e şiddet uyguladığı gerekçesiyle tutuklanan Murat Cem Kara, infaz paketi kapsamında 2 Mayıs’ta tahliye edilecek. Boşandıktan sonra da şiddet görmeye devam eden ve 2014’ten bu yana 100’den fazla şikâyette bulunan Zeliha Erdemir, Kara’nın tahliye edilecek olmasından dolayı çok korktuğunu belirterek, “İlla öldürülmem mi lazım? Benim yerime affedemezler. ‘Kal dığı yerden devam etsin diye bırakılıyor. Çıkar çıkmaz kapıma gelecek. Başıma bir şey gelirse sorumlusu devlettir” dedi. 2011 yılında evlendikten 6 ay sonra şiddet görmeye başlayan 33 yaşındaki Erdemir, 28 Aralık 2015’te boşandı. Aydın Didim’de yaşayan Erdemir, boşansa da yıllarca tehdit ve darp edildi, 8 yaşındaki çocuğu bile kaçırıldı. Biri “tehdit” olmak üzere 2 suçtan toplam 17 ay 20 gün hapis cezası alan Kara’nın 2 Mayıs’ta tahliye edileceğini belirten Erdemir, “2016’da çocuğumu kaçırdığında 2 ay cezae vinde kaldı. Çıktığında da kaldığı yerden devam etti. Niye onu durdurmuyorlar? Tutuklanmasıyla birlikte ilk defa dışarıya rahat bir şekilde çıkabildik, gezebildik. İlk defa doğru düzgün bir iş buldum. Çocuğumla düzenimi kuracağım dedim. Bu duygunun hakkı bizim için sadece 3 ay mı?” diye sordu. İnfaz yasasının kendisiyle aynı durumda olan binlerce kadın için haksızlık olduğunu anlatan Erdemir, “Lütfen artık kadınların sesi duyulsun. 6284 ve İstanbul Yasası aktif ve en etkili şekilde uygulanmalı” dedi. Adalet Bakanlığı, suç işleyenlerin takip edilmesini istedi Bakanlıkta yeni suç kaygısı HABERIMIZE JET HIZIYLA ENGEL Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un Boğaziçi Öngörünüm Bölgesi’nde yer alan Kuzguncuk’ta kiraladığı araziye yaptırdığı şömine ve çardağın İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yıkılmasına ilişkin “Boğaz’da kaçak var” adlı haberimizi jet hızıyla erişim engeli getirildi. Karar İstanbul Anadolu 8. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından haberin yayımlanmasından 3 gün sonra yani 17 Nisan’da alındı. l İSTANBULCumhuriyet RTÜK Başkanı’na istifa çağrısı RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in, Fox TV, Tele1 ve Halk TV’ye verilen cezaların ardından, “RTÜK’ün yasadan kaynaklanan diğer yetkilerini de kullanmakta tereddüt etmeyeceğini bir kez daha ifade etmek isteriz” diyerek tüm kanallara ceza kesme tehdidinde bulunması üzerine HDP istifa çağrısı yaptı. HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, dünyanın koronavirüsle Türkiye’deki iktidarın ise muhalif kesimler ve muhalif medyayla mücadele ettiğini ifade etti. Buldan ve Sancar’ın yazılı açıklamasında, “Bir yandan eleştirel paylaşım yapan sosyal medya kullanıcılarına yönelik gözaltı ve yargı süreci başlatılırken, diğer yandan da iktidarın ötekileştirici ve ayrımcı politikalarını gündeme taşıyan muhalif medya kuruluşları hedef alınmaktadır. RTÜK Başkanı, daha fazla yaptırım uygulayacaklarını söyleyerek açıkça medyayı lisans iptali ve kapatmayla tehdit etmektedir. RTÜK Başkanı haddini aştığı gibi, hukuk dışına da çıkmıştır. Böyle bir yetkisi yoktur. RTÜK Başkanı, tarafsızlığını ve bağımsızlığını kaybetmiştir. Anayasal olarak artık o kurumun başında kalamaz” denildi. l Haber Merkezi ALİCAN ULUDAĞ Adalet Bakan Yardımcısı Şaban Yılmaz, infaz paketiyle yaklaşık 90 bin tutuklu ve hükümlünün tahliye edilmesinin ardından, savcılıklara gönderdiği mesajda, “hükümlülerin suç işlemesi ya da özelikle cinsel istismar, kasten yaralama, aile içi şiddet ve tehdit gibi suçların işlenmesi halinde konunun yakından takip edilmesini, olayın derhal Cumhuriyet Başsavcılığı’na bildirilmesini” istedi. AKP ve MHP’nin birlikte hazırladığı ve TBMM’de kabul edilerek, yasalaşan infaz düzenlemesi sonrasında tahliyeler başladı. Bu durum aynı za manda “toplumda suçların artabileceği endişesine” de yol açtı. Bunun üzerine savcılıklara mesaj gönderen Adalet Bakan Yardımcısı Şaban Yılmaz, cumhuriyet başsavcılıklarından sürecin titizlikle yönetilmesini isteyerek, “Bu şekilde kamuoyunda infaz düzenlemesine karşı oluşabilecek olumsuz algının önlenmesi hususunda gerekli hassasiyetinin gösterilmesini rica ederim” ifadelerini kullandı. Bakan Yardımcısı Yılmaz’ın aile içi şiddete dikkat çektiği yazısı “bakanlıktaki kaygıyı” ortaya koyarken, düzenlemeden, bir anlamda “kadına şiddet uygulayanların” da yararlandığı ortaya çıktı. l ANKARA AYM’YE ‘ŞEKIL’ BAŞVURUSU MAHMUT LICALI CHP; AKP ve MHP’nin TBMM’den geçirdiği infaz düzenlemesinin “af düzenlemesi” olduğu gerekçesiyle “şekil yönünden” iptali için Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurmaya hazırlanıyor. CHP’nin bu hafta yapmayı planladığı başvurunun temelinde salt çoğunlukla kabul edilen af düzenlemesinin en az 360 milletvekilinin oyuyla yapılması gerektiği belirtilecek. CHP, şekil yönünden yapacağı başvurunun ardından esas yönünden de ikinci bir başvuru yapacak. CHP, söz konusu düzenleme hakkında esastan AYM’ye başvurmaya hazırlanırken, parti içinde düzenle menin şekil yönünden de iptali için de başvuruda bulunulması benimsendi. İnfaz düzenlemesinin Resmi Gazete’de yayımlanarak yasalaşmasının ardından 10 gün içinde yapılması gereken şekil yönünden başvurunun temelinde, “düzenlemenin bir af düzenlemesi olduğu” belirtilecek. Genel kurulda salt çoğunlukla kabul edilen düzenlemenin anayasaya göre en az 360 milletvekilinin oyuyla kabul edilmesi gerektiği vurgulanacak. CHP, infazla ilgili bu hafta yapacağı şekil yönünden başvurunun yanı sıra esastan başvuru için de hazırlıklarını sürdürüyor. Esastan başvuruyla ilgili CHP Milletvekili İbrahim Kaboğlu tarafından çalışma yürütüldüğü öğrenildi. l ANKARA CEZAEVINDEN ÇIKTI, ÖLDÜRDÜ İzmir’in Torbalı ilçesinde, infaz yasası ile cezaevinden tahliye olan Mehmet I. (21), çamlık alanda tartıştığı Ümit Arıç’ı (44) başına taşla vurarak öldürdü. Kaçan zanlı Mehmet I. gözaltına alındı. İnfaz düzenlemesiyle cezaevinden tahliye edildiği öğ renilen Mehmet I., iddiaya göre önceki akşam çamlık alanda Ümit Arıç ile karşılaşarak bilinmeyen nedenle tartışmaya başladı. Mehmet I. eline geçirdiği taşla Arıç’a saldırdı. Başına darbe alan Arıç, olay yerinde yaşamını yitirdi. l DHA Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak mı? 2. Gerçek iktidar kim? “Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” yaygın görüşü üzerine geçen hafta yazmıştım. Bu konu üzerine çok yazılabilir. Şüphesiz ki öncelikle bu konu dünyada geçerli bugünkü siyasi ve ekonomik düzeni ile ilgili. Yeni koronavirüsün dünyadaki düzeni soktuğu büyük açmaz ve zorluklara bakılarak, üretilen veya durumdan yapılan çıkarsamadır. Bu çıkarsamaya, yani bir virüs mü devrim yapacak alaylı sorusunun da yöneltildiğini belirtelim. Dünyanın egemeni ‘mali sermaye’ Burada “hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” varsayımı, dünyayı esas yöneten “finans kapital”in (mali sermaye), egemenlik haklarından, daha doğrusu doğrudan kendisinden vazgeçeceğini içermektedir. Ortaçağdaki gibi, büyük bir ateş yakılacak, cadılar yerine mali sermaye üzerine atılacak, bir kibrit ve pufff. Veya mali sermaye kendini ateşe atacak. Böyle bir şey olmaz Peki, şöyle bir şey olur mu? A) Sermaye (ve büyük şirketler) en yüksek kârlılık hırsından vazgeçecek. B) Sermaye, sahip olduğu varlıklara ciddi bir üst sınır getirecek ve geri kalanını sürekli olarak dünyanın ve toplumların iyileşmesi için harcayacak (veya birileri, veya sermayenin siyasi yönetimi bunu sermayeye dayatacak)... C) Sermaye, kendi üzerine bir toplumsal siyasal üst yönetimin getirilmesini kabul edecek, belli bir kârlılığın dışındaki tüm servet yine dünyanın sorunlarının çözümü için harcanacak.. (Böyle olsa da tüm bu denetim vb. mekanizmaları bile başlı başına bir sorun..) Veya buna benzer öneriler... Bu varsayımlar veya önerilerin hepsi, aslında evrensel bir “sosyalizasyon sistemi”ni öngörür. Doğrusu gönülden desteklerim! Sermayenin gücüne bakın! Dünyada şirketleri yöneten bir ortak kurum yoktur. Ama tüm kurumlar parayı yönetir! Dünya Bankası, IMF, dünya merkez bankları, tüm bankalar.. Şirketler dağıtılmaz.. Ama para dağıtılır durmadan. Para, şirket kurdurur, şirket batırır, yenisini kurar. Şirket egemenliğinden çok, paranın egemenliği söz konusudur. Şirketi kaçır(a)mazsınız, parayı veya buna eşdeğerleri kaçırırsınız. Şirketleri parçalarsınız, tekel olduklarında mesela, piyasayı, rekabeti körüklemek ve yeni girişimlere yol açmak için, yani kapitalizmin sürmesi için... Ama parayı parçalayan ne bir kurum ne bir yasa vardır! Sermaye, gerektiğinde siyasayı yıkar, kurar, satın alır, sıfırlar.. Sermaye ile eşitsizliğin büyüklüğü at başı Bunları anımsatmanın nedeni, pek çok kez dile getirilen dünyayı yöneten şirketler gibi söylemlerin aslında ikincil üçüncül değerlere sahip olduğunun ve ana gerçeği ıskaladığının sakladığının altını çizmek içindir. Bu nedenle, “hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” sözünün gerçekleşmesi için, “Mali Sermaye” nasıl kontrol altına alınır fikrinin göbeğine oturttum. Bunun gerçekleşmesi mümkünse, dünyada siyasal ve soysal, ekonomik sistemi gerçekten değiştirmek ve yeni bir dünya kurmak mümkün olur (ülkelerde tek tek sosyalist vb. devrimlerinden bahsetmeyin!) Mali sermaye hem görünürdür hem de görünmez, ama dünyada iktidarın anası babası çocuğudur. Aklımda kalan bir rakam: Ölçülebilir görünebilir olanı sanırım tahminen likit 25 trilyon dolar. Yoksa 50 miydi?! Bu zenginlik, bunun büyümesi ve büyüklüğü, aynı zamanda dünyadaki eşitsizliğin büyümesi anlamına gelir. Veya mali sermayenin büyüklüğüne, mesela son 30 yılda büyüme çizgisiyle, dünyadaki eşitsizliğinin büyüme çizgisi aşağı yukarı örtüşür. En azından ortak bir grafikte birlikte yükselmesi açısından.. Tartışma açık Evet, çok yönlü bu konuyu tartışalım. “Her şey artık eskisi gibi olmayacak” nasıl gerçekleşebilir, bu virüsten sonra? Korona ailesinden daha azgın bir virüs mü bunu halledecek? Mali sermayeyi ellerini havaya kaldırmış ve teslim olmuş görüntüsünü hayal bile edemiyorum! Ama bir yol var, ülkelerin önünde. Aklı başında bilge insanların siyasette ortaya çıkması ve bugünkü kepaze vahşi düzene, mesela Türkiye’de adım adım son vererek, gerçekten yeni ve uygarca bir yaşamın temellerini atark ilermesi. Toplumu da yanına alarak...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear