25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
6 10 NİSAN 2020 CUMA ABLASININ YAŞAMINDAN ENDİŞELİ Paspas sapından baston yapmışlar ZEHRA ÖZDİLEK ile aynı operasyonda gözaltına alınan 11 kişi tahliye edilmesi Selma Altan, insan hakları ne karşın Altan’ın “yaş ve sağsavunucusu ve Tutuklu ve lık sorunlarını” gerekçe göste Hükümlü Aileleriyle Yardımlaş rilerek yapılan tüm tahliye ta ma Derneği (TUHAYDER) üye lepleri reddedildi. si. 5 ay önce yapılan bir ope rasyonla gözaltına alınıp tu ‘Canına kast tuklandı. Altan’ın iddianame ediliyor’ si “görevsizlik”, “uyuşmazlık” gerekçeleriyle mahkemeler tarafından kabul edilmediği için Yargıtay 5. Ceza Dairesi’ne gönderildi. 5 aydır tutuklu Altan’ın kardeşi Sevinç Altan, “Yargıçlar karar vermeye çekindikleri için dosyayı birbirlerine atıyorlar. Mahkemeye çıksa belki bırakılacak. Bugün ablamın doğum günü 71 yaşına giriyor. KOAH ve yüksek tansiyon has Görüşülen İnfaz Yasası’nı “ayrımcı ve düşmanca” olarak niteleyen Altan, şunları anlat tı: “Korumakla yükümlü olduğu insanlardan birine bir zarar gelirse bunun sorumluluğu devlette, Adalet Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı’nda, bizim de elimiz onların yakalarında olacak. Ablamın yapıp ettikleri haklar çerçevesinde ve belki de herkesin yapma tası, salgından do Selma Altan sı gerekendi zaten, layı telefon üze suç sayıldı, özgür rinden görüşüyoruz. Yürümek lüğünden mah te güçlük çekiyor. Doktoru rum edildi. Şimdi ise özellik nun önerisiyle baston gönder le de bu şartlarda canına kas dik ama almadılar. Arkadaşları tediliyor. Özel af yasası ola paspas sapından baston yap rak da değerlendirilen ve şu mış. Salgından ve hastalıktan günlerde Meclis’te görüşü dolayı ablamın hayatından en len yeni infaz yasası da iktida dişeliyiz” dedi. rın düşmanca ve ayrımcı tu Kasım ayında gözaltına alın tumunun devamı niteliğinde. dıktan sonra “Siyasi tutuk Salgınla birlikte gündeme ge lu insanları ziyaret ederek ör tirilen ama salgına dair oldu gütle içerinin bağlantısını sağ ğu kuşku götürür yasa tasarı lamak” ve “örgüt yöneticili sı şu haliyle geçerse mahpus ği” suçlamalarıyla karşı kar ları salgın ile baş başa bırakıp şıya kalan Selma Altan, Şak bir nevi ölüme sürükleyecek ran Cezaevi’nde tutuklu. Altan demektir.” l İSTANBUL 12 EKİM’DE HÂKİM KARŞISINDA Mızraklı için yeni iddianame Eski Diyarbakır Belediye Başka pi Cezaevi’nden ifadesi alınan Mız nı Selçuk Mızraklı raklı, “Diyarba hakkında milletve kır 9. Ağır Ceza kili olduğu dönem Mahkemesi’nin de katıldığı bir et dosyasında mec kinlikte “örgüt pro lis konuşmala pagandası” yaptığı rım, milletvekili ol iddiasıyla hazırla duğum dönem nan ididaname ka de katıldığım et bul edildi. Mızraklı, kinlikler, suç fa 12 Ekim’de Ankara Selçuk Mızraklı aliyeti olarak za 28’inci Ağır Ceza ten dosyaya konu Mahkemesi’nde hâkim karşı edilmiştir. Leyla Güven tara sına çıkacak. fından başlatılan açlık gre İçişleri Bakanlığı tarafın vi, Twitter’dan paylaşımlar, dan yerine kayyım atanan ve 8 Eylül 2018’de Diyarbakır cezaevinde tutuklu bulunan HDP İl Binası’nda düzenle Mızraklı hakkında “örgüt pro nen kongreye katılım ile ilgili pagandası” iddiasıyla Ankara o dosya mevcut iken bu du Cumhuriyet Başsavcılığı ta rum gözetilmeden bu dosya rafından hazırlanan iddiana nın açılmış olması kabul edi me kabul edildi. Mızraklı’ya lemez. O dosyada aynı etkin yöneltilen suçlamalar ara likler ile ilgili zaten yargılanı sında, “İran’da idam edi yorum. Dolayısıyla Diyarbakır len Kürt Ramin Hüseyin Pe 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nin nahi için yaptığı twitter pay dosyası celp edilerek müker laşımları, HDP’nin ‘Ortado rer soruşturmanın önüne ge ğu Krizi ve Demokratik Ulus çilmesi gerekmektedir” dedi. Çözümü’ konferansına katıl Mızraklı, soruşturma konu ması ve DTK Eşbaşkanı Ley su edilen şiddet içermeyen la Güven’in başlatmış oldu eylemlere katılmanın siyasi ğu açlık grevine 3 günlük aç parti faaliyeti ve ifade özgür lık greviyle destek vermesi” lüğü kapsamında olduğunu yer aldı. Kayseri 2 No’lu T Ti söyledi. l İç Politika GEZİ DAVASI’NDA ‘CEZA’ ISRARI Savcı, beraatları istinafa götürdü İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tüm sa yasada öngörülen alması muhtemel ceza nıkların beraat etti miktarı dikkate alındı ği Gezi davasına iliş ğında tutuklama tedbi kin istinafa başvur rinin ölçülü olduğu, sa du. İstinaf dilekçesin nığın suçun sübutu ha de sanıkların tamamı linde alması muhtemel nın cezalandırılması, ceza miktarının kaç beraatla birlikte tah Osman Kavala ma şüphesine sebebi liyesine hükmedilen yet vereceği, sanığın ancak başka tutuklama kara tutuklanmasına karar verilmesi rı nedeniyle halen cezaevin talep olunur” denildi. Savcılık, de bulunan iş insanı Osman sanıklar Kavala, Ayşe Mücella Kavala’nın kaçma şüphesi ol Yapıcı, Yiğit Aksakoğlu, Ali Ha duğu ileri sürülerek bu davada kan Altınay, Çiğdem Mater Ut hakkında yeniden tutuklama ku, Tayfun Kahraman, Şerafet kararı verilmesi talep edildi. tin Can Atalay, Yiğit Ali Ekmek İstinaf başvurusunda, “Suç çi ve Mine Özerden hakkındaki ların vasıf ve mahiyeti, mevcut beraat kararının bozularak, ce delil durumu, sanığın müsnet zalandırılmalarını talep etti. suçu işlediğinin kabulü halinde l İSTANBUL/Cumhuriyet EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: ECE KURTULUŞ DURSUN DİZİ 4 DEVRIMCI Ağanınenküçük bir faydasına dokundun mu yandın. Yandın da bittin. Sana edilmedik iftira, yapılmadık zulüm kalmaz. Bir gün bir yazar çıkar da Anadolu kasabalarının iç yüzünü kaymakam yazarsa, işte o zaman niçin bir çıkmazdayız, niçin bu kadar geri, korkunç durumdayız, her şey gün gibi ortaya çıkar. Türkiye’nin en büyük problemi ortaya çıkar. İlk kıyamet, Kaymakam, köylü ile temasında ağaları kenara itince koptu Sanırım 1950’den önceydi. Kadirlide Çamlı kahvede Ağalardan birisiyle konuşuyordum Bu sıralar Kadirliye Ortaokul açılması için bütün Kadirlililer canla başla çalışıyorlardı. Her nedense bu bizim Ağa kasabaya ortaokul yapılması aleyhindeydi. Ağayla bunun tartışmasını yapıyorduk. Hiçbir şey söylemiyor, yalnız “Kel başa şimşir tarak, şimşir tarak,” deyip duruyordu. Ben de oturmuş dilimin döndüğünce, kasabaya ortaokul açılmasının zararlı değil, çok faydalı olacağını, gençlerin okuyacağını kültürlerinin artacağını, ne bileyim ben, söylenmesi gereken her bir şeyi söylüyordum Bunun üstüne Ağa bir ara ağzındaki baklayı çıkarıverdi. çKeayvimrdaikğai mKaMdierlhi’mdeetsoCnano’lıanrbakir yılda cennete yaptırdığı park. Toprağımızı paylaşacaklar “Biliyorum, biliyorum,” dedi, “okuyacaklar da bu fakir fıkaranın çocukları hep senin gibi olacaklar. Olacaklar da bizim servetimize, topraklarımıza göz dikecekler. Okuyacaklar da köylünün önüne düşüp bizim topraklarımızı paylaşmağa çalışacaklar.” Ben o zamanlar Kadirli çarşısında Hacı Ali Çavuşla, bir dükkân saçağı altına sığınmış bir arzuhalciydim. Hikâyeler karalıyordum, roman denemeleri yapıyordum. Günde de en çok on lira kazanıyordum. Köylüler, ağaların elindeki hazine tarlalarının listesini çıkarıp bana getiriyorlardı. Falan Ağada şu kadar devlet toprağı var, falanda şu kadar, diye. Ben de arzuhallerini yazıyordum. İşte bütün suçum buydu. Vay babam vay! Ağalar bu kadarcık şey için o kadar kesif bir propagandaya girişmişlerdi ki benim için, vay babam vay! Elimde telsiz istasyonları mı yoktu, verici radyo mu yoktu, neler de neler. Her gece Sülemiş tepesine çıkıp Rusyayla mı konuşmuyordum.. Üstelik de, her hafta candarma dairesine ihbar ediliyordum. Bizim komşu, ama kapı bir komşu Candarma Çavuşu eve geliyor, bizim evi baştan sona tarıyordu. İş öyle bir hal almıştı ki, Candarma Çavuşu bizim evde ne var ne yok ezbere biliyordu. Kaç tane şiir yazdım, kaç satır hikâye yazdım hepsini biliyordu. Bir de kasabanın yarı halkı, millete seyir gerek ya, bizim kapıya yığılıyor, bu aramayı seyrediyordu. Benim alıcı verici radyom öyle gizli bir yerdeydi ki, hiç mi hiç bulunmuyordu. Belki hâlâ arıyorlar!.. Gençlik, dayandık... Sonra, boşu boşuna hapisler mi? Şöyle arkama dönüp bakıyorum da bunca zulme insanoğlu dayanamaz. Gençlik işte dayandık. İnşallah bir gün bu korkunç macerayı okurlarıma iyice yazarım da, Ağalar nedir, faydaları için insan hayatına nasıl kıyarlar bir iyice anlarsınız. Yukardaki örneği kendimden söz etmek için vermedim Demek istedim ki, Ağanın en küçük bir faydasına dokundun mu yandın. Yandın da bittin. Sana edilmedik iftira, yapılmadık zulüm kalmaz. Bir gün bir yazar çıkar da Anadolu kasabalarının iç yüzünü yazarsa, işte o zaman niçin bir çıkmazdayız, niçin bu kadar geri, korkunç durumdayız, her şey gün gibi ortaya çıkar. Türkiyenin en büyük problemi ortaya çıkar. Osmaniye de Adana’nın bir ilçesidir. Kadirli kazasına kom 4 Yerden mi bittin, gökten mi yağdın bre kaymakam? Buraya Kadirli derler. 15 yılda 37 kaymakam değiştiren kasabadır bu. Bu Kadirli Ağaları burada kaç kaymakamın kuyruğuna teneke bağlamadı. Sen arandan, köylülerle kendi arandan, nasıl olur da ağaları çeker bir yana atarsın? Geleceğin varsa göreceğin de var... zin okulunuzu hemen başlatırım.. Bu işi hangi köy ilk olarak yaparsa, ben de ilk olarak o köyün okuluna başlatırım.” Köylülerde bir ikircik bir ikircik... Şimdiye kadar gelen hangi hükümet adamı sözünü tuttu ki... Her neyse bir iki köy çakı şudur, bitişiktir Mehmet Can, Osmaniye’nin bir köyündendir Okumuş kaymakam olmuş. Ben kendisiyle ancak yarım saat görüşebildim. Sanırsam bundan önce de bir kasabada kaymakamlık etmiş. Uzun boylu, esmer güçlü, gösterişi olan, otuz beş otuz altı yaşında gösteren birisi. sı olmadan hükümet kapısına gidebilir mi, giderde kendi eliyle kendi işini görebilir mi? Öyle ise bu Ağaların Beylerin hikmeti vücudu ne? İş bununla kalsa iyi... Üç ay sonra bu Kaymakam, bu ayağı çarıklı köylü oğlu azıttıkça azıtıyor. Halkı yanına aldı ya, arkasın lı, kumu, taşı, kireci taşıyıp yığıyorlar okul yapılacak yere... Kaymakam gün geçirip fırsat vermeden zamana, hemen okula başlatıyor. Az bir zamanda da okul bitiriliyor. Bunu gören köylüler de bir yarış bir yarış... Kumu, taşı, kireci yığan yığana. Ve ova köylerinin okulları birkaç ay içinde tastamam oluyor.. Öğretmen bekliyor. Millî Birlik Komitesi ihtilâlle da da Milli Birlik hükümeti var Amanın bu ne iştir, bu ne sihir idareyi ele alınca, işte bu köylü ya... Aaaah eski günler... Bir Kay dir, bu ne keramet? Derken senin Memet Can Kadirliye kaymakam makam ne ki, el kiri bile değil. Gi Kaymakam aynı usulle, aynı şe tâyin ediliyor. Üç ay hiçbir işe ka dersin Ankara’ya çıkarsın İçişle kilde ovadaki köy yollarına baş rışmıyor. Öyle donmuş gibi duru ri Bakanı’na, onun bile gerekli lıyor... İmece yoluyla. Seninkiler yor. Yalnız tek şey yapıyor. Diyor ği yok, gidersin bir şube müdürü görüyorlar ki, az bir zamanda da ki Ağaların, başkalarının aracılı ne, “İl Başkanı selâm eyledi” der köy yolları tamam olmaz mı? ğıyla gelen hiçbir işi haklı da olsa sin. Bu Kaymakamın burada dur Bu sefer de dağ kollarının yapmam, herkes kendi işini ken ması iktiza etmez. Hemen alırla adamları gelip Kaymakamın başı disi kovuşturacak. Kaymakamlık ar en münasip yere atıverirler. Bu na musallat olmazlar mı? odası herkese açıktır. Nasıl kaldırırmış! İlk homurtu buradan başlıyor. Nasıl olur da Ağalar kendi öz köylülerinin işini kovuşturamazlarmış. Yüzyıllardan bu yana süregelen bir alışkanlığı bir Kaymakam nasıl kaldırırmış! Nasıl kaldırır da, ayağı çarıklıları odaya doldururmuş. Milli Birlik daha yeni.. Üstelik de ilân edip duruyor, “Ağalara karşıyım” diye. Bir çare yok. Bu Kaymakamın ettiği etik değil ya, başta ihtilâl hükümeti var, ne gelir elden. Beklemekle koruk helva olurmuş, bunu Ağalar kadar dünyada hiç kimse bilmez.. Ben bunun öz bir tanığıyım ki, hiç kimse bunlar kadar beklemeyi bilemez. “Arkadaş, biz adam değil miyiz? Biz vatandaş değil miyiz? Dağ koluysa da vatanımız bu topraklar Türkiye Cumhuriyetinin içinde değil mi? Arkadaş ova köylüleri imece bilir de biz bilmez miyiz?” Ve Kaymakam aynı usulle dağ köylüleri yollarına ve okullarına başlatıyor. Kasabada kötü sözler dolaşma “Ağıya ağıda bulduk ilâcı” der 27 köyde okul vardı ğa başlamış: “Ne olacak, fukara çocuğu değil mi? Servet düşmanı, Ağa düşmanı değil mi? Fukara çocuğu olduğundan dolayı içinde derdi var, Ağalara karşı. Odası Kaymakamlık odası değil, köylü odası... Çarık kokusundan odasına girilmiyor.” Ağalar, bunu böyle söylemiş ler ya, bu Kaymakam tam Ağaların dişine göre adam. Köylü milleti kurnaz olur. Ağaları kendisiyle halk arasından kaldırınca, gerçekten bu büyük devrimi yapınca, halkın kendisine bağlanacağını biliyor. Kim bilir babası, dedesi, ağa aracılığıyla hükümete, neler pahasına işler yaptırmışlardır. Kadirli ilçesinin 67 adet köyü var. Bu 67 adet köyden yalnızca 27 sinde okul vardı. Hükümetin bir programı varmış. Türkiye de on yıl içinde okulsuz köy kalmıyacakmış. Adana Valisi söyledi bana, Adana ilinde bu program beş yılda tamam olacakmış. Ben buna inanıyorum... Mukadder Öztekin ler ya, yaymışlar ya... Köylüde de halkta da bir kıvanç bir kıvanç... Bir ikircik, bir ikircik adındaki Adana Valisi de namlı çalışkanlardan. Yerden mi bittin, gökten mi yağ Bizim Kaymakam üç ay bekle Bu on yıllık program Kadirli il dın bre Kaymakam? dikten, bütün ilçeyi köy köy tanı çesinde yani Adana ilinin Kadir Buraya Kadirli derler. On beş dıktan sonra işe başlıyor. Köylü li ilçesinde kaç yıla inmiş? Bir dü yılda 37 Kaymakam değiştiren yü de bir iyice biliyor da... şünün bakalım, mümkünü yok kasabadır bu. Bu Kadirli Ağaları Kadirlinin köylerinin bir kıs bulamazsınız? Akıl almaz bu işi.. burada kaç Kaymakamın kuyru mı ovada, bir kısmı da Torostadır. Yani bizim memlekette akıl al ğuna teneke bağlamadı. Sen aran Ova köylerinin bir çoğunda okul maz... 34 okul yapılacak bir ilçe dan, köylülerle kendi arandan, nasıl olur da Ağaları çeker bir yana atarsm? Geleceğin varsa göreceğin de var... CHP’li Ağalar geliyor, iş yok. DP. liler geliyor, iş yok. CHP’liler diyor ki, bu adam DP’li. Bizi halkın gözünde beş paralık etti. DP’liler diyor ki, ne olacak zaten Milli Birlik Kaymakamı... İki uç burada bir iyice birleşiyorlar. Bir şey yıkılıyor. Mehmet Can’ın kişiliğinde o Feodal yok. Kaymakamın elindeki okul tahsisatı da az, hepsine yetmez. Kaymakamımız köylü ya, köylünün yüreğini bir iyice bilir ya... Köylere ilânat veriyor: “Behey arkadaşlar, kıymetli köylülerim, vatandaşlarım, bilesiniz ki köyünüze okul yaptırılacak. Ama elimizde tahsisat az var. Şimdi, siz köylüler, kendi öz bir gönlünüzce, devlet zoru, Kaymakam korkusu yok, bunu böylece, bunu isterim ki ye... 34 okul öyle kolay kolay biter mi? Sabrınızı fazla taşırmayım Kadirlideki bu 34 okul bir yılda yapılıp bitecek. İçine öğrenciler girip gürül gürül okuyacaklar.. Gittim gördüm, son birkaç okul da bitirilmek üzereydi. Siz olsanız bu Kaymakamı ne yaparsınız? Ne mi yaparsınız? Düşüncenizi söylemenizi istemiyorum... Elin adamı böylesi Kaymakamı ne yapar, ilerki yazılarımda nizam dedikleri Ortaçağın bir dü bir iyice bilesiniz, kumunuzu, çakı göreceksiniz. zeni yıkılıyor... Bunu nasıl yapar lınızı, bir de kirecinizi alır getirir, On yılı bir yıla indiren! bu adam? Hiç köylü, yanında Ağa okul yapılacak yere yığarsanız, si Ya biz 9 yılı ne yapacağız? Not: Yazılar o günkü (Mart 1962) yazı biçimine sadık kalınarak aynen yayımlanmıştır. YARIN: Dün, bugün, yarın
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear