22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
12 9 MART 2020 PAZARTESİ EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: EMİNE BİLGET HABER/YORUM OdaTV “Gezi” protesto eylemleriyle ilgili davada beraat eden Osman Kavala’nın, AKP Genel Başkanı ve “Cumhurbaşkanı” Recep Tayyip Erdoğan’ın tepkisi üzerine yeniden tutuklanması; ardından CHP’li Yalova Belediye Başkanı Vefa Salman’ın, aleyhinde bir yargı kararı olmadığı halde, bir soruşturma nedeniyle görevden alınması; son olarak da, Cumhuriyet gazetesi yazarı ve OdaTV Haber Müdürü Barış Terkoğlu’nun, OdaTV Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan’ın ve OdaTV muhabiri Hülya Kılınç’ın hukuka aykırı bir biçimde tutuklanması, Türkiye’de yargı bağımsızlığının tamamıyla ortadan kaldırıldığını, Türkiye’de faşist bir dikta rejiminin kurulduğunu bir kere daha göstermiştir. Yıllarca AKP’nin koruma kalkanı altında faaliyet gösteren Fethullah Gülen’e bağlı yasadışı çetelerin gerçekleştirdiği “Ergenekon”, “Balyoz”, “OdaTV” ve “Casusluk” gibi kumpasların ve sahte yargı süreçlerinin benzerleriyle yıllar sonra yeniden karşılaşıyoruz! Fethullah Gülen çetesine karşı en büyük mücadeleyi veren kişilerin arasında yer alan, “FETÖ” kumpaslarının kurbanı olarak daha önce yıllarca hapis yatan Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan yeniden hapishanede! Neden? Çünkü “FETÖ” ruhu adeta AKP’nin bedeninde yaşamaya devam etmektedir. Fethullah Gülen’in ve Recep Tayyip Erdoğan’ın, demokratik, laik, hukuk devletine karşı başlattıkları mücadele, aralarındaki iktidar mücadelesi ve anlaşmazlık nedeniyle, şu anda tek başına Recep Tayyip Erdoğan tarafından sürdürülmektedir. Bu bağlamda, Erdoğan’ın yaptıklarının ve yapacaklarının, Fethullah Gülen’in yaptıklarından farklı olacağını beklemek boşunadır. Anayasada yer alan demokrasiye, laikliğe ve hukuk devletine inanmayan, Türkiye’ye teokrasiyi ve monarşiyi yeniden getirmek için mücadele eden ve bu amaçla devleti ele geçiren bu güç odakları iktidarda olduğu sürece, Türkiye’nin ileri uygarlık seviyesini yakalaması ve emperyalizme karşı mücadele vermesi olanaklı değildir. Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan, sadece “FETÖ”ye karşı değil, AKP’ye karşı da mücadele ettikleri için, bunun da ötesinde, AKP ile Fethullah Gülen’e bağlı çeteler arasındaki ilişkileri ortaya çıkardıkları için tutuklanmış durumdalar. Bir MİT üyesinin cenazesini haber yaptıkları için tutuklandıkları iddiası gerçekleri örtbas etmek için kullanılan bir kılıf ve bahanedir. Bugüne kadar, sadece öldükten sonra değil, hayatta oldukları dönemde de birçok MİT üyesi hakkında haberler yayımlanmıştır, kitaplar yayımlanmıştır, ancak bu yazıları yazan kişiler hakkında herhangi bir tutuklama kararı alınmamıştır. Ayrıca, söz konusu kişinin MİT üyesi olduğu, OdaTV bunu haber yapmadan önce, zaten kamuoyuna açıklanmıştı. Kamuoyuna zaten açıklanmış bir olayı haber yapmak tutuklanma gerekçesi olamaz. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin “kozmik odası” olarak bilinen yerdeki devlet sırları dahil, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin en derin sırlarının, ABD ve CIA destekli Fethullah Gülen’e bağlı çetelerin eline geçmesinden sorumlu olan AKP iktidarının, OdaTV’yi devletin sırlarını kamuoyu ile paylaşmakla suçlaması saçmalıktır. AKP iktidarı “kozmik oda” skandalından sorumlu olanları ortaya çıkaracağına, OdaTV ile uğraşmaktadır! Erdoğan, Fethullah Gülen’e bağlı çeteler konusunda aldatıldığını ileri sürmüştü ve kimseye bir hesap vermek gereği duymadan, kendi kendisini, Fethullah Gülen ve “FETÖ” ile ilgili yargı sürecinden muaf tutmuştu. Oysa şu anda, özellikle Osman Kavala, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan ve Hülya Kılınç gibi kişilerin başına gelenlere baktığımızda, “FETÖ” tarzı hukuka aykırı kumpasçı zihniyetin son bulmadığını görmekteyiz. Erdoğan aldatıldıysa, Fethullah Gülen’e bağlı çetelerin uyguladığı tarzda kumpaslar neden devam etmektedir?! Çünkü Erdoğan sadece, 15 Temmuz darbe girişiminden beri, Fethullah Gülen’in şahsına ve ona bağlı olarak gördüğü seçilmiş kişilere karşı mücadele vermektedir; Fethullah Gülen zihniyetine ve o zihniyetin ürünü olan yapılara ve yöntemlere karşı bir mücadele vermemektedir! 9 MART 2020 SAYI: 34487 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Yayın Koordinatörü Serkan Ozan Yazıişleri Müdürleri İpek Özbey / Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Hakan Akarsu (Ek Yayınlar) Görsel Yönetmen Münevver Oskay Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Gece: Ayça Bilgin Demir l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Jale Özgentürk l İç Politika: Ali Açar l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Fotoğraf: Uğur Demir l Spor: Sami Gürel l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İstanbul 05:54 07:19 13:20 16:34 19:11 20:30 Ankara 05:40 07:03 13:04 16:20 18:56 20:13 İzmir 06:04 07:25 13:27 16:44 19:19 20:35 Göçmenlerin yığılmasıyla Edirne’deki sınır bölgesi adeta çadır kente döndü. Yunanistan sınıra jiletli tel örgü çekti. Ateş açan Yunan polisi, plastik mermiye tel yerleştirmeye başladı ACIMASIZLIK sınır tanımadı Edirne’den Yunanistan’a karayoluyla geçmek isteyen göçmenlerin sayısı gün geçtikçe artıyor. Yunan polisi, sınırı geçmeye çalışanlara şiddet uygulayarak geri gönderirken, sınırına gönderilen özel harekâtçılar devriye atmaya başladı. Sınırda Yunanistan tarafından gelen plastik mermiyle yaralanan sığınmacının boynundan çıkarılan plastik mermide saplanması için tel yerleştirildiği öne sürülürken, TürkiyeYunanistan sınırında, Yunan polisinin açtığı ateş sonucu 3 sığınmacının yaralandığı kaydedildi. Edirne sınır bölgesi, bekleyen göçmenlerin artmasıyla birlikte adeta bir çadır kenti andırıyor. Geceleri bölgede kurdukları çadırlarda geçiren göçmenler, gıda ihtiyaçlarını ise yakınlardaki marketlerden alışveriş yaparak karşılıyor. Karaağaç Mahallesi’ndeki marketlerden alışveriş yaptıktan sonra bazı göçmenler, telefonlarını şarj et mek için kafelere akın ediyor. İşleri biten göçmenler ise at arabaları ve motosikletler ile Pazarkule Sınır Kapısı çevresinde kurdukları çadırlara dönüyor. Meriç Nehri üzerinden Türkiye’ye gönderilen göçmen çocuklar da yaşadıklarını anlattı. Yunan polisinin kendilerine vurduğunu söyleyen çocuklar, ayakkabı ve montlarının da alındığını ifade etti. Ufak bir bebeğin de Yunan polisi tarafından dövüldüğünü anlatan çocuklar, ailelerin paralarına ve telefonlarına el konulduğunu belirtti. Sınırda doğum Çadırda 10 gündür kalan Suriye uyruklu 22 yaşındaki Zeyneb el Abbüd doğum yaptı. Edirne Sultan 1. Murat Devlet Hastanesi’ne kaldırılan anne Abbüd’ü ve dünyaya getirdiği kız çocuğu Edirne Valisi Ekrem Canalp’ın talimatıyla misafirhanede konaklıyor. l Haber Merkezi Sığınmacıları Sahil Güvenlik kurtardı İzmir’de Yunanistan Sahil Güvenliği tarafından Türk karasularına geri itilen ve boğulma tehlikesi geçiren sığınmacı kurtarıldı. Türk Sahil Güvenlik Komutanlığı’ndan yapılan açıklamada, geri itilen lastik bot içerisindeki sığınmacıların yardım istemesi üzerine bölgeye Sahil Güvenlik botu yönlendirildi. Ekipler, 47 Afganistan ve 1 Suriye uyruklu olmak üzere toplam 48 sığınmacıyı kurtardı. Karaburun ilçesi Eğri Liman açıkları ile Dikili ilçesi açıklarında Yunan Sahil Güvenlik ekipleri tarafından itilen 170 göçmen de Sahil Güvenlik tarafından kurtarıldı. l İZMİR / Cumhuriyet BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Eş büyüklükte kubbelerle örtülü Osmanlı çarşı yapısı. 2/ Aynı ahır adına koşan yarış atlarına verilen ad... Sivrisinekleri kovmaya yarar tablet. 3/ Hayvan yiyeceği... Bir topluluk içinde bir kimsenin durumu ya da kazandığı saygınlık. 4/ “Çok hoş” anlamında argo sözcük. 5/ Acele, tez... Havva’nın Batı dillerindeki adı. 6/ Maden külçelerinin eritilip arındırılması... Bir nota... Küçük mağara. 7/ Hayvanları sağma ücreti olarak verilen süt, yağ, peynir. 8/ Yeniçerilerin giydiği miğfer biçimli ve sorguçlu bir tür başlık... Doğalgazın önemli bir bileşeni olan gaz. 9/ Nişan... Tatlı sularda yaşayan bir tür ringa balığı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Asker battaniyesi... İlgi eki. 2/ 1 23 4 5 6789 1 234 5 678 9 1 1 K A L EMB E K 2 2 A VARA TON 3 LAL SKALA 3 4 ER İ KA AK 4 5 MASKARA I 5 6 B KARABAŞ 7 ETA ABAK 6 8 KOLA AKSU 7 9 NAK I Ş UZ 8 Kurnaz, açıkgöz... Bir Avrupa 9 ülkesinin başkenti. 3/ Darbukaya benzer bir tür çalgı. 4/ Rütbesiz asker... İlkel benlik... Sergen. 5/ Tahta üzerindeki pürüzleri gidermekte kullanılan ince çelik lama. 6/ Boru sesi... Gerçekleşti rilmesi zamana bağlı güçlü istek. 7/ Belirti, ipucu... Hitit. 8/ İsa’nın doğumuna ve noel yortusuna verilen ad. 9/ İran’ın para birimi... Sodyum elementinin simgesi. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com Ek protokolün potansiyeli Erdoğan ile Putin arasında 5 Mart’ta Moskova’da imzalanan ek protokol ile Soçi Mutabakatı, sahanın yeni gerçekliğine göre güncellenmiş oldu. Özetle, İdlib topraklarının yarısının Suriye ordusunun kontrolüne geçtiğini saptayan, Halep’i Şam’a bağlayan M5 karayolunun artık Şam yönetimi denetimi altında olduğunu kayda geçiren, Halep’i Lazkiye’ye bağlayan M4 karayolunda 12 km. genişliğinde güvenli koridor oluşturarak Rusların üslerine giden yolu garantiye alan, M4 ve M5 karayollarının kesişim noktası olan ve şubat ayı boyunca iki kez el değiştiren Serakib’in Şam yönetiminin denetiminde olduğunu resmeden ek protokol, AKP hükümeti için tam bir geri adımdır ama Türkiye için yararlı ve kazançlı olmuştur! AKP’nin geri adımı Peki, AKP için neden geri adımdır? Şundan: AKP hükümeti 5 Mart öncesinde, birçok kez ölçüyü “Suriye ordusunun Türkiye’nin belirlediği sınırların dışına çıkması” şeklinde koydu. Hatta Erdoğan, 3 Mart’ta “Bir an önce Türkiye’nin belirlediği sınırların dışına çıkmazlarsa bir süre sonra omuzlarının üzerinde o başlar da kalmayacak” dedi. Peki, Türkiye’nin belirlediği sınır neresiydi? Erdoğan o sınırın neresi olduğunu Putin’e belirttiğini kamuoyuna açıklamıştı: “İdlib’de rejimin bir an önce Soçi Mutabakatı sınırlarına, yani gözlem noktalarımızın gerisine çekilmesini dün akşam Sayın Putin ile yaptığım görüşmede ifade ettim.” (3.2.2020) Hatta Erdoğan, “rejim” dediği Şam yönetiminin / Suriye ordusunun o sınıra çekilmemesi halinde de, Türkiye’nin rejimi o sınıra süpüreceğini ilan etti. Fakat 5 Mart ek protokolünde görüldü ki Suriye ordusu ele geçirdiği, daha doğrusu hukuken kendi toprağı olduğu için kurtardığı o topraklarda kalacak. Yani gözlem noktalarının çok ilerisinde... NeoAbdülhamitçilik çöktü Evet, ortaya konulan ölçülere göre AKP hükümeti geri adım attı. Peki neden? Çünkü AKP’nin “Rusya’yla kendisine alan açan, bunu ABD’yle pazarlıkta kullanan ve ikisini AB’yle dengelemeye çalışan”, bizim neoAbdülhamitçilik diye isimlendirdiğimiz çizgisi çöktü! AKP; ABD, NATO ve AB’den istediği desteği alamadı! Patriot istedi alamadı, “uçuşa yasak bölge” istedi alamadı; bir tek “mühimmat” desteği ile bol bol “destek açıklaması” aldı ama somut, sahada işine yarayacak bir destek alamadı. İyi ki de alamadı; zira alacağı destekle savaş hamlesini ilerletse bundan Türkiye kazançlı değil, ABD ve İsrail kazançlı çıkacaktı. Öte yandan ABD, Türkiye’nin destek ihtiyacını fırsata çevirerek sıkışmış olan Ankara’nın elinden S400 kartını almaya çalıştı. Desteği S400’den tamamen vazgeçmeye bağladı. Neyse ki bu gerçekleşmedi. Gelelim ek protokolün taşıdığı potansiyele... Ankara’yı Şam’la işbirliğine zorlayan mutabakat Erdoğan’ın geri adım atarak imzaladığı ek protokol, içerdiği potansiyel nedeniyle Ankara’yı Şam’la işbirliğine zorluyor. Anlatalım: Ek protokolde çok önemli iki konu var: 1. “Terörizmin tüm tezahürleriyle mücadele ile BM Güvenlik Konseyi tarafından terörist olarak tanımlanan tüm grupların ortadan kaldırılması...” 2. “Mültecilerin ve ülke içinde yerinden edilen kişilerin güvenli ve gönüllü olarak Suriye’deki asıl ikamet yerlerine geri dönüşlerinin kolaylaştırılması...” Tüm terör gruplarının ortadan kaldırılması ve mültecilerin geri dönüşü konusu, pratikte Şam’la işbirliği yapmadan çözülemeyecek konudur. Rusya Dışişleri Sözcüsü Zaharova’nın, “Teröristlerle mücadele, Suriye ordusu ve onlarla işbirliği içindeki güçler tarafından yürütülmeli” (06.03.2020) sözleri ile Esad’ın imzadan bir gün önce ilan ettiği şu hedef, yeni bir sürece işaret ediyor: “Suriye ordusunun İdlib’den sonraki hedefi, doğu bölgelerini militanlardan temizlemek olacak.” (4.3.2020) Dil değişti Ek protokolün özellikle terör ve göçle ilgili bölümümün Ankara’yı Şam’la işbirliğine zorladığı gerçeğinin ilk göstergesi, Ankara’nın dilinde oluşan hızlı değişimdir: Literatürdeki rejim ifadesi, 5 Mart’ta Suriye Arap Cumhuriyeti’ne dönüştü! 15 Temmuz’un devamı bile sayılan Suriye ordusu ile çatışma, 5 Mart’tan sonra “Müslümanın Müslüman ile olmaması gereken çatışmasına” (Erdoğan 6.2.2020) dönüştü! “Yansın Suriye, yıkılsın İdlib, Kahrolsun Esad” çizgisi (Bahçeli/11.2.2020), “Esad ile konuşuldu, değil mi?” (Erdoğan’ın Çavuşoğlu aracılığıyla Lavrov’a sorusu /5.3.2020) noktasına geldi. “Bu rejim defolup gidene kadar bu iş sürecek” (Hulusi Akar/4.3.2020) çizgisi, “Bizim derdimiz Türkiye olarak bundan sonra Suriye’yi kimin yöneteceğini tespit etmek değildir” (Numan Kurtulmuş/7.3.2020) anlayışına geldi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear