14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14 26 ARALIK 2020 CUMARTESİ KÜLTÜR Karikatürcü üzerinden belediye yıpratması! Karalama kampanyası İzmir’deki Karikatür Festivali’ne ara verdirdi. Yahudi düşmanlığı yapan yerel medya, din düşmanı diye karikatüristler Plantu ve Kichka’nın konuşmalarının yayımlanacağı bölümün yayından kaldırılmasına neden olurken Türkiye’nin en özgürlükçü kenti olarak bilinen YAZGÜLÜ ALDOĞAN İzmir’e bu baskı yakışmadı Öyle anlaşılıyor ki Millet İttifakı’nın büyükşehirlerin belediyelerini kazanıp başarıyla yönetmelerini Cumhur İttifakı’nın merkezi iktidarı bir türlü hazmedemeyecek! Çıkarılan her türlü engele bir de karalama kampanyaları eşlik ediyor. Daha çok İstanbul Büyükşehir üzerinde yürütülen kıskaç, (şimdi de Bellini’nin Fatih portresinin sahici olup olmadığını sorguluyorlar!) kültür sanat faaliyetlerini bile kapsıyor. En sonuncusu ise İzmir’de gerçekleşti. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği 16 Aralık’ta başlayan İzmir Mizah Festivali’ne İzmir’de yayımlanan Yeni Asır Gazetesi’nin yürüttüğü saldırı kampanyasına valiliğin de destek vermesi, festivalin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’i yıpratma kampanyasına dönüşmesi festivalin ara vermesine neden oldu. İlki Aziz Nesin’in 100. doğum yılında gerçekleştirilen festival bu yıl ilk kez uluslararası boyuta taşınmış ve pandemi koşullarında çevrimiçi ortamda yayımlanıyordu. Festivalde, on günde farklı sanat disiplinlerinde mizahın rolünü vurgulayan 60’a yakın söyleşi gerçekleştirildi. Hilmi Etikan’ın seçtiği dünya kısa filmlerinden 10 ödüllü yapım ve Tan Oral’ın “İş Aş Eş” başlıklı karikatür sergisi ile Turgut Çeviker’in küratörlüğünde “Dünden Bugüne Karikatürümüzde Toplumsal Eleştiri ve Mizah” başlıklı sergi açıldı. Baskı ertelemeyi getirdi Söyleşilerden onuncusu, uluslararası basın karikatürcüleri ile ünlü karikatürist İzel Rozental’in moderatörlüğünde gerçekleştirilen “Dünya Karikatüründe Toplumsal Eleştiri ve Mizah” başlıklı olan bölümdü. Bundan sonrasını festivalin yöneticisi Vecdi Seviğ’den dinleyelim: “Ne yazık ki bu programı yayından çekme kararını almak zorunda kaldık. Nedeni, yerel bir gazetenin programİzel Rozental da yer alan iki karikatüristin adını diline dolayarak, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’i hedef alan bir karalama kampanyası başlatması; bu kampanyanın, AKP ve MHP’li siyasetçilerin ve trollerinin katkısı ile yaygınlaştırılması, sosyal medyada saldırıların tehdit boyutuna ulaşması olmuştur. İkisi de ‘Cartooning for Peace’ (Barış için Karikatür) Platformu üyesi olan, Fransız karikatürist Plantu ve İsrailli karikatürist Kichka’ya yöneltilen suçlamalar, bu kişilerin ‘İslam ve Türk düşmanı’ olduğu iddiasına dayanıyor. Oysa, ikisi de söyleşilerinde Türkiye’ye olan sevgilerini dile getirmişlerdi ve iddia edildiği gibi ‘Charlie Hebdo’ dergisinin çizeri değil. Yalanlara yaslanan bu kampanyanın asıl hedefinin, CHP’yi tartışma platformuna çekmek ve ‘din düşmanı’ söylemlerine malzeme yapmak olduğu anlaşıyordu. Ya da, HDP’li siyasetçilerin bu saldırıları eleştirmesi sonucu, ‘Bakın nasıl buluştular Türk düşmanlığında’ diye manşetler atılmasını planladıkları çok açıktı. Bu nePlantu denle, programın moderatörü ve belediye yetkilileri ile birlikte bu programı yayına vermeme kararını aldık. Demokrasi tarihimizin bir ayıbı olarak tarihe geçecek bu olay, toplumumuzun barıştan, hoşgörüden ve mizah duygusundan ne kadar uzak bir çizgiye sürüklendiğini gösteriyor.” Program moderatörü karikatürist İzel Rozental bu konuda şunları söylüyor: “Zorlu ve hassas dönemlerden geçiyoruz. Tepkiler önyargılı ve haksız da olsa, karşılıklı hoşgörü gözardı edilmemelidir. Sözü geçen karikatürcülerin programda görünmeleri bazı kesimleri bu denli rahatsız ediyorsa, programın bu ortamda yayımlanması sorunun büyümesinden başka işe yaramayacaktı.” Olan karikatürcüleri dinlemekten mahrum kalan festivalin izleyicilerine oldu, konuşmaları yayımlanmayan katılımcılara oldu. İki karikatüristin çevirimiçi konuşmasına bile tahammül edemeyen Türkiye imajının dünyaya sunulmasına neden oldu! Türkiye, mizahın beşiği bir ülkedir ve karikatürden, fikirlerin yayımlanmasından, dile getirilmesinden korkulacak bir şey yoktur! Dileriz ki bu karar gözden geçirilir ve festival durduğu yerden devam eder. Dünyanın tanıdığı karikatüristler Yeni Asır’ın çevirimiçi bir yayında görünmelerine bile tahammül edemediği, dünya mizahının temsilcisi ve halen yazılı basında karikatürleri yayımlanan bu 10 karikatürist ise şu isimlerdi: Daryl Cagle, ABD’nin önemli editoryal karikatürcüsü. Plantu, Le Monde gazetesi çizeri. Türkiye’ye birçok kez konuk olmuş, sergiler açmış olan Plantu, kampanyanın hedefindeydi, ama iddia edildiği gibi Charlie Hebdo dergisinin değil, Le Monde’un çizeri. Hollandalı Tjeerd Royaards, uluslararası editoryal karikatür ajansının genel yayın yönetmeni. Norio Yamanoi, Japonya’nın yurtdışında en fazla üne sahip editoryal karikatürcüsü. Nadia Khiari, Tunus devriminin ardından yıldızı parlayan genç kuşak editoryal karikatürcülerden, geçen yıl BBC tarafından dünyanın en etkin 100 kadını arasında adı anıldı. Yemsrach Yetneberk (YEMİ), Afrika’daki kadın haklarını irdeleyen editoryal karikatürleri yalnız Afrika kıtasında değil, Avrupa basınında da yer buluyor. Damien Glez, BurkinaFasolu dünya çapında ünlü ve çok sayıda basın ödülü sahibi bir editoryal karikatürcü. Michel Kichka, İsrail’in önde gelen muhalif editoryal karikatürcülerinden. Marilena Nardi, Venedik Güzel Sanatlar Akademisi’nde eğitim görevlisi olup karikatür ve illüstrasyonları dünya çapında çeşitli basın organlarında düzenli olarak yer alıyor. Thiwawat Pattagulwanit (MOR), Bangkoklu bir genç kuşak editoryal karikatürcü. TYS: ‘Cibali, Orhan Kemal Durağı olsun’ Engin Nurşani hayatını kaybetti Türk Halk Müziği Sanatçısı Engin Nurşani, 36 yaşında hayatını kaybetti. Nurşani, bir süredir gırtlak kanseri nedeniyle tedavi görüyordu. Sanatçı, 9 Ocak 1984’te Krefeld şehrinde doğdu. Gaziantep’ten Batı Almanya’ya göçmüş Türk babası ozan Âşık Ali Nurşani (doğum Ali Ayhan, 2 Şubat 1959) ve Alman annesi Angelika Ayhan’ın iki çocuğunun küçüğü olarak dünyaya geldi. Küçük yaşlarından beri babasından müzik eğitimi aldı, yanında konserlerine katıldı. 2003’ün başlarında ilk albümü “Adına Bir Çizik Çektim” albümünü çıkarmak üzere İstanbul’a gelmesi ile profesyonel müzik kariyerine başladı. Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS) ve edebiyat severler, İstanbul’da 1 Ocak 2021 tarihinde ulaşıma açılacağı duyrulan Eminönü Cibali Alibeyköy tramvay hattındaki Cibali Durağı’na Orhan Kemal’in adının verilmesi için imza kampanyası başlattı. Yazar Orhan Kemal’in ölümsüz eserlerini yazdığı, ömrünün bir bölümünü geçirdiği, kitaplarına konu olan tütün fabrikasının arkasında bulunan evinin çok yakınına EminönüCibaliAlibeyköy tramvay hattı açılıyor. Bunun üzerine Türkiye Yazarlar Sendikası ve edebiyat severler tramvay hattındaki Cibali Durağı’na Orhan Kemal’in adının verilmesini talep etti. TYS’den yapılan açıklamada, “EminönüCibaliAlibeyköy tramvay hattının yılbaşında ulaşıma açılacağı kamuoyuna duyurulmuş bulunuyor. Bu hatta bulunan Cibali Durağı’na, bu semtte uzun yıllar yaşamış, unutulmaz pek çok yapıtını oradaki evinde yazmış Orhan Kemal’in adının verilmesi ile ilgili kampanya başlatmış bulunuyoruz” denildi. Edis’in konseri rekor kırdı Türk pop müzisyeni Edis, Türkiye’nin ilk çevrimiçi canlı stadyum konserinde hayranlarıyla buluştu. Vodafone FreeZone tarafından Vodafone Park’ta düzenlenen ve Vodafone FreeZone YouTube kanalı üzerinden canlı izlenen konser 5.7 milyon görüntülenmeyle rekor kırdı. İFSAK’tan Fotoğraf Müzesi’ne ödül Misi’de 2017 yılında açılan ve geçen yıl Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan “özel müze” statüsü alan Mysia Fotoğraf Müzesi, Nilüfer Belediyesi’ne ödül getirdi. İFSAK (İstanbul Fotoğraf ve Sinema Amatörleri Derneği) 2020 Yılın Kültür ve Sanata Katkı Kurum Ödülü’nü, Nilüfer Belediyesi Fotoğraf Müzesi’ne verdi. İFSAK, 1984 yılından itibaren, Türkiye’de fotoğraf ve sinema alanında başarılı çalışmalar yapan ve bu kültürün yaygınlaşmasını, daha çok insana ulaşmasını sağlayan kişi ve kurumlara, üyelerinin önerilerini de değerlendirerek ödül veriyor. Özne olurken: Bugün 1990’larda sesimizin kısıldığı, omzumuzun daraldığı dönemde emperyalizm bir kurtuluş deneyimi olan Sovyet sistemini çökertti. İnsanlık düş kırıklığı yaşarken, insan olma, özne olma kavgasında bir kez daha yenildi. Atatürk’ün emaneti olan, çağdaşlık, emek, kardeşlik bayrağıyla yükseltmeye çalıştığımız laiklik ve devrimcilik temelindeki Cumhuriyet değerlerini savunurken direnişin görkemlisini gerçekleştiren kurumlarla birlikte etkisiz kılınmıştık. Elbette şoku atlatacak, yaramızı onaracak, kendimize gelecek, var olan durumda üzerimize aldığımız sorumluluğu yerine getirmeye çalışacaktık. Ama olmadı, adını değiştiren emperyalist projeler, “yeşil kuşak ve ılımlı İslam”dan sonra BOP adıyla hayata uygulanıp dünya coğrafyasında yeni sınırları belirlemek için yaşamı kirletmeye başladı. 2000’lerde bir daha kırıldık yenilirken. Savaşımı sürdürmek Aydın yaratmada olduğu kadar aydın katletmede de ünlü olan coğrafyamız, aydın çürümesi ve aydın köleleşmesi konusunda da ün yapmaya başladı. Pusulasını şaşıran kimileri gençliklerinin ömür alan sevdasını yok etmeye çalışanları alkışlama derekesine düştü ne yazık ki. Yine de umutlarımız tükenmiyordu. Yaşamlarını 12 Mart döneminde devrimci genç, 12 Eylül döneminde çeşitli mesleklerde devrimci olarak sürdürenler ve onların çocukları hâlâ özne olma çabasındaydı. “Dövüşenler de var bu havalarda” demişti Ahmed Arif. “Karanfil Sokağı’nda güller” açmıştı bir zamanlar. Yeni güller açacaktı elbet. Enver Gökçe “Açmaz/ Açamaz/ Deme/ Açacaktır/ Elbet/ Bizim/ Caddelerimizde de/ Bayram olacak/ Halkın/ Üstüne/ Böyle/ Kalksa da/ Faşist namlular/ Namert ellerdir/ Bir bir / Kırılacak!” dememiş miydi? İlk gençliğimizle birlikte o sarıp sarmalayan sevdası eksilmedi çoğumuzun. Türkü çığırdık hep: “Tütünsüz, uykusuz kaldım/ Terk etmedi sevdan beni...” Sevdamızın gazetesi Cumhuriyet Ben insanım, ben yaşamın öznesiyim, ben özgür bir insanım diyenler sorumluluk alır üstüne. Onlar, insanız, özneyiz, özgürüz öyleyse ülkemizde ve dünyada yaşananlardan da sorumluyuz der. İşte bu sorumluluktur bir bir yaşamlarından koparılan kadınlarımızı, insanlık uğruna canlarını veren sağlık emekçilerimizi, adalet arayışıyla hukukçularımızı sokağa döken. Bu sorumluluktur gazetecilerin, eğitimcilerin, cümle emekçilerin çırpınışları, hak, adalet, özgürlük, emek, eşitlik arayışları... İlhan Selçuk’un “Bir üniversitedir” dediği Cumhuriyet gazetesi bu savaşımda hep özne oldu, hep yanımızdaydı, hep yanındaydık. Çünkü Cumhuriyet sevdamızdı, çünkü Cumhuriyet’in sevdasıydı bu sevda. Kuşaktan kuşağa Cumhuriyet Uğur Mumcu’nun “Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz” sözünü asıl alıp bilginin kaynağının yordamını gösteren Cumhuriyet’i bulamayınca ertesi gün Cağaloğlu’na gidip depodan aldığını söyleyen eski TRT’ci Ahmet Şahin dostumun “Bir gün okumadan olmuyor” dediği Cumhuriyet, bunun için var oldu hep. Böyle olduğu için dayanışma ilanları günlerdir sürüyor. Hikmet Kerim Sucu, “Adının ağırlığını fazlasıyla taşıyan… oku oku bitmeyen” gazete diyor Cumhuriyet için. 1996’da üniversite öğrencisiyken tanıştığı Cumhuriyet’i 2002’de bir köyüne öğretmen olarak atandığı Malazgirt’te bulamayıp getirtmek için uğraşan ve üç hafta sonunda 4 kişilik ailesinin 5. kişisi olarak gazetesine kavuştuğunu söyleyen Hadi Olcay Taşlı, “Şimdi 10 yaşındaki çocuğum da bu duygu ile yetişiyor” diyor. Cumhuriyet için “İnsanlarımızı gerçekçi bir tutumla aydınlatan bir organ” diyen Nejdet Özer’in cümlesi anlam yüklü: “Okuru da yazarı da olmak bir övünçtür.” DAYANIŞMA Basın İlan Kurumu’nun belgel haberler neden yle Cumhur yet Gazetes ’ne uyguladığı resm lan kısıtlamasını kınıyoruz. Basın özgürlüğünü yok sayan kararı protesto ed yoruz. Haber alma özgürlüğümüz ç n C’ n yanındayız. BURSA MEMLEKET HASTANELİ BİR GRUP EMEKLİ DOKTOR DAYANIŞMA Basın İlan Kurumu’nun belgel haberler neden yle Cumhur yet Gazetes ’ne uyguladığı resm lan kısıtlamasını kınıyoruz. Basın özgürlüğünü yok sayan kararı protesto ed yoruz. Haber alma özgürlüğümüz ç n C’ n yanındayız. İ.Ü. İŞLETME FAKÜLTESİ 1970 GİRİŞLİLERDEN BİR GRUP DAYANIŞMA Basın İlan Kurumu’nun belgel haberler neden yle Cumhur yet Gazetes ’ne uyguladığı resm lan kısıtlamasını kınıyoruz. Basın özgürlüğünü yok sayan kararı protesto ed yoruz. Haber alma özgürlüğümüz ç n C’ n yanındayız. AKHİSAR AL 6 FEN A 1970 MEZUNLARI DAYANIŞMA Gerçekleri söylemekten korkmayan C’in yanındayız. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SİYASAL BİLGİLER FAKÜLTESİ 1979 İLK ÖĞRENCİLERİ KILIÇ ARTIKLARI GRUBU
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear