26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
12 26 ARALIK 2020 CUMARTESİ HABER/YORUM Önümüz Bahardır Doğadaki en uzun geceyi beş gün önce geçtik. Günler, dakika dakika uzayacak. Önümüz bahar... Hep bahar olarak bakmalı yaşama... Geçmişin birikimi, günün bilinci, geleceğin umuduyla... Hepimiz, sersem sepelek bir süreçten geçtiğimizin ayrımındayız. Cumhuriyetçiler, uygarlık yanlıları, çağdaş yaşamı içselleştirenler, insanlığın yüzyıllardır biriktirdiklerinin ayrımında olanlar; her yaşta ve koşulda okumanın, öğrenmenin, aydınlanmanın, sorgulayarak gerçeğe ulaşmanın ve insancı doğruda direnmenin coşkunluğuna ulaşabiliyorlar. Bu, çok önemli bir güçtür. Örneğin, Cumhuriyet gazetesi ile dayanışan ilanların altındaki imzalardan çok anlamlı bir sonuç çıkıyor: Cumhuriyetin kurduğu okullardan çıkmış binlerce yurtseverin yürek atışını duyumsuyorsunuz onlarda. Her meslekten, her iş alanından, emeğin bin bir gözeneğinden süzülen bir kardeşlik ve dayanışma ağı. Devrimi sürdürmekte kararlı örgütlerden yükselen, unutturulmak, silinmek istenen değerleri sahiplenen bir ulusal halk gücü. Kıyıcı, kötücül ortama karşı var olmayı sürdüren bir yurtsever direnç. Salgının kuduz bir yabanıl hayvan gibi insanlığın üstüne atıldığı bu ortamda, insancı duygularını paylaşmayı, zorlukları alt etmeyi ve dayanarak yaraları onarmayı önemseyen bir algının yükselişini simgeliyorlar... İnanın ve güvenin: Salgına karşı bilimsel çözümden sonra, zorbaca yönetime karşı demokratik çözüme de geleceğiz. Kurtulacağız illetten. Önümüz bahardır, önce zerdaliler açacak! Sahte Siyaset Arkadaşımız İklim Öngel, önemli bir gazetecilik yaparak Saray’ın gözdelerinden, güreşçi Hamza Yerlikaya’nın sahte diploma kullandığına ilişkin 2001’de verilen mahkeme kararını haberleştirdi. Bu karara karşın aynı Hamza Yerlikaya, AKP’den milletvekili de yapıldı, kamu bankasında yönetim kuruluna da oturtuldu, Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığı’na, Gençlik ve Spor Bakan Yardımcılığı’na da atandı. İşte böyle bir ülkede hukuk reformu yapacaklarmış. Bizim bildiğimiz, var olan bir şeyin reformu yapılır. Eşitsizliğin Peşindekiler Üniversiteleri fuhuş yuvası olmakla suçlayan “Prof.” sanlı Ebubekir Sofuoğlu’na İstanbul Edebiyat Derneği (İSEDER) sahip çıktı. İSEDER, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün Fatih Belediyesi’ne özgülediği, belediyenin de derneğe bıraktığı Ataullah Efendi Sıbyan Mektebi’ni merkez edinmiş. İSEDER’in başkanı Mehmet Yaman, May Atkı’nın sahibi ve daha çok gençlerin taktığı Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş, Bursaspor ve Trabzonspor gibi takımların lisanslı atkılarını üretiyor. Bilim Koleji’nin de ortağı. İnsan ilişkilerine nasıl baktığına ilişkin bir örnek vermek, İSEDER ile ilgili okuyucularımıza yeterli bir ipucu verir sanırız. Dernek, geçen mayıs ayında yaptığı açıklamada, salgında “sosyal mesafe” yerine “fiziki mesafe” denmesini önerdi. Gerekçe olarak verdiği örnek dikkat çekiciydi: “Aynı ortamda çalışan doktor dışındaki bir sağlık görevlisi ile doktor arasındaki fizikî mesafe çalışma şartlarının gereği neredeyse sıfır düzeyindedir. Ancak doktorun sağlık görevlisine göre; gelir, statü, eğitim seviyesi ve toplumda etkililiği açısından önemli farklılıklar vardır. İşte bu farklılıkların ortaya koyduğu mesafeye ‘sosyal mesafe’ veya ‘toplumsal mesafe’ denmektedir.” Salgın mücadelesinde omuz omuza çalışan insanları bile eşitsiz kılmaya çalışan bir kafa... 26 ARALIK 2020 SAYI: 34776 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Yayın Koordinatörü Serkan Ozan Yazıişleri Müdürleri İpek Özbey Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Hakan Akarsu (Ekler) Görsel Yönetmen Münevver Oskay Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Gece: Ayça Bilgin Demir l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Jale Özgentürk l İç Politika: Ali Açar l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Fotoğraf: Uğur Demir l Spor: Sami Gürel l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: l İstanbul: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Yenibosna mh. 29 Ekim Cd. no: 1A/41 Bahçelievler/İstanbul Tel : 0212 454 35 10. l Ankara : İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Saracalar mh. 57. cd. no: 21/A Akyurt/Ankara Tel : 0312 353 29 61. l İzmir: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Fatih mh. 199 sok. no:1/7 SarnıçGaziemir/İzmir Tel : 0232 483 96 60. l Adana: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Levent mh. 1791 sok. no: 33/A Yüreğir/Adana Tel : 0322 346 36 25. l Trabzon: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Organize sanayi Bölgesi no: 2 Arsin/Trabzon Tel : 0462 71 40 20. l Antalya: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Yenigöl mh. Serik cad. Havaalanı yolu üzeri no: 38 Antalya Tel : 0242 340 50 40. Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İstanbul 06:48 08:21 13:10 15:28 17:49 19:15 Ankara 06:31 08:02 12:54 15:16 17:36 19:02 İzmir 06:52 08:20 13:17 15:43 18:04 19:27 Devletler, dış politikadaki rekabette, tüm imkân ve kabiliyetlerini seferber ederler. İktisadi, siyasi, askeri, toplumsal, kültürel, bilimsel, teknolojik, sanatsal ve daha başka alanlarda, tüm güçleriyle mücadeleye odaklanırlar. Bu öncelikle, ölçek büyütme, hedefe ulaşma, rakiplerine karşı üstünlük kurma mücadelesidir. Aynı zamanda işin algı boyutu, tanıtım yönü, propaganda kısmı vardır. Özellikle Soğuk Savaş sonrası yaygın dolaşıma giren, siyasetbilimi, uluslararası ilişkiler, iletişim alanlarında son yıllarda üzerine hayli çalışma yapılan yumuşak güç, akıllı güç, kamu diplomasisi gibi kavramlar meselenin bu boyutuna ilişkindir. Salgınla mücadelede tıbbi yönünü tartıştığımız aşıların bir de bu yönü var. Çünkü ülkelerin savaştığı, rekabet ettiği, birbirlerine karşı üstünlük kurmaya çalıştığı yerler sadece muharebe meydanları, müzakere masaları, ikili ve çokuluslu zirveler değildir. Olimpiyatlar, dünya şampiyonaları, yarış pistleri, konser salonları, bilim, patent, sinema, müzik ödül törenleri, araştırma laboratuvarları da uluslararası rekabete sahne olurlar. Örneğin; sırtında milli formasıyla koşan bir atletin sadece gücü, hızı, disiplini, çalışkanlığı konuşulmaz. O aynı zamanda ülkesinin tıptaki, genetikteki, beslenmedeki, ilaçtaki, pist teknolojisindeki, spor malzenomi politik, endüstriyel, teknolojik, diplomatik boyutu da var. Çünkü en etkili aşıyı bulan ülke, diğer yönleri yanında, aynı zamanda kamu diplomasisi alanında büyük bir başarı Aşı savaşı, yakalayacak. Bilim ve teknolojideki iddiasını, başateknoloji savaşı, rısını dünyaya kanıtlayacak. Bilim kurumlarının, araştırma diplomasi savaşı kuruluşlarının, üniversitelerinin, yüksek teknoloji enstitülerinin, Ar Ge merkezlemesi üretimindeki gelişmişliğini, kapasitesini, başarısını da temsil eder. O nedenle klasik diplomasi devletten devlete yapılırken; cumhurbaşkanları, başbakanlar, dışişleri bakanları, diplomatlar eliyle yürütülürken; kamu diplomasisi, halktan halka yapılır. Amaç, muhatap ülkenin, hedef ülkenin kamuoyunu etkilemektir. Kamu diplomasisi aktörleri de sanatçılar, yazarlar, sporcular, bilim, kültür, iş insanlarıdır öncelikle. Elbette kamu diplomasisinin başarılı olması için perde gerisinde devletin planlaması, yönlendirmesi, eşgüdümü, mali desteği gerekir. Ancak bunu yaparken devlet öne çıkmaz. Geride durması gerekir. rinin tanıtımını, reklamını yapacak. Büyük bir politik, ekonomik başarıya imza atacak. Dışsallık yaratacak. Yani, bir taşla çok kuş vuracak. Gönül ister ki, bu iddialı yarışta bilim insanlarımız, üniversitelerimiz önde koşsunlar. Bayrağımızı göndere çektiren, İstiklal Marşımızı okutan sporcularımızla övündüğümüz gibi, bilim insanlarımızla da övünelim. Aziz Sancar gibi hocalarımızın sayısını çoğaltalım. Peki, bu iş kolay mı? Elbette değil. Akıl ve bilimden uzaklaşarak, üniversiteleri ve bilim insanlarını aşağılayarak ve sıradanlaştırarak yapılacak bir iş hiç değil. Bilinç gerekiyor. Planlama ve eşgüdüm gerekiyor. Kararlılık ve süreklilik gerekiyor. Ulusal Aşı tartışmaları ve ötesi bir uzlaşı, milli bir seferberlik gerekiyor. Bunlara sahip olmak için Son haftalarda çok yoğun tar de, öncelikle Mustafa Kemal tıştığımız aşıların, tıbbi, biyolo Atatürk’ün yolunda, bilimin ışıjik, kimyasal yönü yanında eko ğında yürümek gerekiyor. l YAZICIOĞLU’NUN ÖLÜMÜ Üst düzey dört kamu görevlisine ceza istemi l SABIHA GÖKÇEN’DEKI KAZA Bilirkişi: Pilot ve kontrolörler kusurlu Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindeki 5 kişinin yaşamını yitirdiği helikopter kazasıyla ilgili 9 üst düzey kamu görevlisinin “görevi kötüye kullanma” suçlamasıyla yargılandığı davaya Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nde devam edildi. Daire Başkanı Şakir Aktı, dosyaya gelen belgeleri okuduktan sonra esas hakkındaki mütalaa için Yargıtay Cumhuriyet savcılarına söz verdi. Yargıtay Cumhuriyet savcıları Halil İbrahim Çiftçi ve Fatma Özer, üç sanığın “görevi kötüye kullanma” suçundan, bir sanığın da “ihmali davranışla görevi kötüye kullanma” suçundan cezalandırılmalarını istedi. 5 sanığın beraatı talep edildi. Savcılık, yeni bir bilirkişi raporu için heyet oluşturulduğunu açıklarken duruşma, 5 Şubat 2021’e bırakıldı. l ANKARA Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, 5 Şubat’ta 177 yolcu ve 6 mürettebatın bulunduğu İzmirİstanbul seferini yapan Pegasus Hava Yolları’na ait yolcu uçağının pistten çıkması sonucu 3 kişinin hayatını kaybettiği kazaya ilişkin yürütülen soruşturma devam ediyor. Bilirkişilerden istenen raporda oyçokluğuyla kaptan pilot M.A., Havaalanı İşletme ve Havacılık Endüstrileri AŞ otoritesi, Devlet Hava Meydanları İşletmesi ekip şefi, Sabiha Gökçen Havalimanı’nda hava trafik kontrolörü S.K., Yeşilköy Havalimanı Yaklaşma Hava Trafik Kontrolörü C Ekip Şefi N.B’nin “asli kusurlu olduğu” tespit edildi. Raporda, yardımcı pilot F.P’nin “tali derecede kusurlu” olduğu, hava trafik kontrolörü E.A’nın “kusurlu olmadığı” kaydedildi. l AA BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Haberleşmede kullanılan iri bir güvercin cinsi. 2/ Güzel sanat... Bir malın cinsini ve fiyatını gösteren küçük kâğıt. 3/ Yayla fırlatılan ucu sivri çubuk... İskeleye yanaşmış gemilere girip çıkmak için konulan köprü. 4/ 19. yüzyılda Fransa’da sembolizm akımına öncülük eden şairlere verilen ad. 5/ Satrançta bir taş... Güneydoğu Anadolu’da, daha çok kadınların çeşitli yerlerine yaptırdıkları bir tül dövme... Şöhret. 6/ Öğretici. 7/ Bilgisayarda üzeri tıklanan küçük simgelere verilen ad... Emanet. 8/ Notada durak işareti... Nil Nehri’nde çalışan bir tekne türü. 9/ Sergilerde çeşitli firmalara ayrılmış yerlerin her biri... Eskişehir yöresine özgü, çubuk biçiminde bir tür helva. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Ahşap direkler üzerine çakılan çıtalar üzerine sıva vurularak yapılan duvar ya da tavan. 1 234 5 678 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 GÜZ EŞ T E A 1 2 ORAN EME L 2 3 4 SENSEN SA P GEDELEÇ 3 5 O TO A Ş AMA 4 6 DAÇA İ VE T 5 7 A Z F ORM I 6 8 9 R İ BAT AF MUK A RN A S 7 8 2/ Utanma, hayâ... Kişinin 9 toplumsal ve uğraşsal konumu. 3/ Y.K. Beyatlı’nın hece ölçüsüyle yazdığı tek şiiri... temlerini ele alan bilim. 7/ Kendi Hint mutfağına özgü, pirinç ve alanında en önde gelen kimse ya mercimekle yapılan bir yemek. da nesne... Yeniçeri aylıklarına 4/ Sanat ve kültür alanındaki yapılan zam. 8/ Bilinç... Sarp gerileyiş, çöküş. 5/ Beygir... Ganj geçit. 9/ At yarışı izleyicilerinin Irmağı’nda kullanılan bir tür tribünü... Çelikçomak oyununa sandal... Dilbilgisindeki sözcük ve bu oyunda kullanılan değneğe türlerinden biri. 6/ Öğretim yön verilen ad. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] Atatürk’le hesaplaşma konusu: Türkçe Kuran Türkçe Kuran konusu, öyle “iktidar gündem değiştirmek istiyor, ekonomiyi konuşmamızı istemiyor” denilerek geçiştirilecek bir konu değildir; dahası iktidarın temel hedefi bakımından çok önemli bir konudur: Devrimkarşıdevrim sorunudur. Dünkü Ayasofya tartışması ve bugünkü Türkçe Kuran tartışması, bir ibadet tartışmasından öte, iktidarın “Atatürk’le ve Kemalist Devrimle hesaplaşma” tartışmasıdır. O nedenle üzerinde önemle durmaya ve iktidarın bu konularda Atatürk’ü “faşist” diye suçlamalarına varan saldırılarına yanıt vermeye gerek vardır. Taviz veren teslim olur CHP Genel Başkanlığı’nın daha dördüncü ayında, 22 Eylül 2010’da “Laiklik tehlikededir diyemem” açıklaması yapan Kemal Kılıçdaroğlu acaba bugün ne düşünüyor? Erdoğan’la yarışabilmek için Erdoğan’a benzemeye çalışma taktiği izleyen, bu nedenle Erdoğan’la çarşaf açılımı rekabetine giren, karşısına kopyası olan Ekmeleddin İhsanoğlu’nu çıkararak Erdoğan’a cumhurbaşkanlığı hediye eden CHP yönetimleri acaba bugün ne düşünüyor? Bunları şu tarihi gerçeğe işaret etmek için anımsatıyorum: Atatürk dönemi sonrası Kemalistlerin tavizleriyle başlayan süreç, bugün teslimiyet boyutunda sürüyor. Gericilikle uzlaşan, gericiliğe teslim olur. Gericilik adım adım karşıdevrimle devrimi yıkar. İmamlar en sonunda Mustafa Öztürk gibi çağdaş ilahiyatçıları da Yılmaz Özdil ve Cüneyt Akman gibi gazetecileri de hedef alır! ‘Kuran’ın tercümesi Kuran değildir’ yalanı Şebi Arus ya da Türkçesiyle Düğün Gecesi töreninde Kuran’ın Türkçe okunması üzerine Erdoğan büyük tepki gösterdi ve törenin ev sahibi olması üzerinden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile CHP’yi hedef aldı. AKP medyası “Türkçe Kuran’a tepki” manşetleri attı, yayınlar yaptı. Erdoğan’ın ardından Diyanet fetva verdi, İslam ulemasının “Kuran’ın tercümesine Kuran denilemez” görüş birliğinde olduğunu iddia ederek, “Türkçe Kuran olmaz” dedi. Elbette doğru değildi. Çağdaş ilahiyatçı Cemil Kılıç’ın da belirttiği ve İslam Bu, Kuran ile Aldatmak, Cami ve Siyaset kitaplarında işlediği gibi “Ebu Hanife, Ebu Bekr er Razi el Cassâs, Alauddin Kâsânî, El Merğinanî, Ahmed en Nesefî, Zeyla’î başta olmak üzere pek çok İslam âlimi, ‘Kuran’ın tercümesi de Kuran’dır’ diyor.” Kaldı ki “Türkçe Kuran olmaz” fetvası veren Diyanet, daha beş yıl önce “Kürtçe Kuran” basmadı mı? Türkçe Kuran’a itiraz eden Erdoğan, o Kürtçe Kuran’ı eline alıp Batman’da, Diyarbakır’da, Siirt’te, Mardin’de, Van’da miting meydanlarında elinde sallamadı mı? Bu durumda Kürtçesi olan Kuran’ın Türkçesi neden olamıyor? Bahçeli’den Kürtçe Kuran tepkisi Yeri gelmişken anımsatalım. Erdoğan’ın miting meydanlarında elinde Kürtçe Kuran sallamasına en sert tepki gösteren, bugünkü ortağı Devlet Bahçeli’ydi; 15 Mayıs 2015’te şöyle diyordu: “Erdoğan çıkmış, eline Allah kelamını alarak AKP’ye 400 milletvekili istiyor. Erdoğan pusulayı şaşırmış, rotayı kaybetmiştir. Kürtçe Kuran ne demektir? Bu nasıl bir edepsizliktir?” Peki, Kürtçe Kuran’a karşı çıkan Bahçeli, Türkçe Kuran’a da karşı mıdır? Müslümanların kutsal kitabı Kuranı Kerim, Muaviye’den sonra bu boyutta siyasete alet edilmiş midir, dindarlarımız üzerinde düşünmeli… İmamoğlu’nun geri adımı İşte bu şartlarda Atatürk’ün siyasi mirasçıları çıkıp Atatürk’ün savunduğu Türkçe Kuran’ı ve Türkçe ibadeti kararlı bir şekilde savunmalıydı. Ancak tersine, İmamoğlu “Bence de Kuran Arapça okunmalı” diyerek geri adım attı. Son 70 yılın dersidir: Gericiliğe taviz vererek, gericilikle uzlaşarak “laik Cumhuriyet” savunulamaz ve korunamaz! Dün seçim mitinginde HDP’ye Kürtçe Kuran sallayan ama bugün CHP’ye “Türkçe Kuran olmaz” tepkisi gösteren Erdoğan karşısında “Bence de Arapça okunmalı” geri adımı atılarak, laik Cumhuriyetten geriye kalan da kurtarılamaz! Türkçe ibadetin önemi Atatürk’ün Türkçe ibadeti neden savunduğu, aslında bugün çok daha iyi anlaşılıyor ve Türkçe ibadet, bugün dünden daha çok ihtiyaç. Timur Soykan’ın Badeci Şeyh’in Sır Odası kitabında yer alan mahkeme tutanaklarından hareketle anlatalım: Hâkim, şeyhinin cinsel organından gelen sıvıyı ibadet diye içen müritlere bunun nedenini soruyor. Müritler, El Mürselat suresinin ayetlerine göre “cennete gitmek için şeyhlerinin cinsel organından çıkan meniyi içmeleri gerektiğini” söylüyorlar. Çünkü o surenin Türkçesini bilmiyorlar ve şeyhleri de anlamını bilmedikleri bu sure üzerinden müritlerini madden ve manen sömürüyor!
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear