22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 24 ARALIK 2020 PERŞEMBE HABER Kumpas mağduru Yüzbaşı Murat Eren, yıllar süren hukuk mücadelesi sonunda beraat etti Ayrıntılar Değişim hamaseti! Öteden beri siyasetçiler “Türkiye’nin esas gündemine yoğunlaşalım” diye söyler durur. Nedir bu “esas gündem” peki? Anladığım, ülkenin iktisadi durumu dışında herhangi bir gündemi değerli görmüyorlar, ne konuşsak “onu geç esasa gel” deniyor. Biraz eli kalem tutan kişi, toplumun üretim, paylaşım, işsizlik ve elbette emek sorunlarının ideolojik olduğunu bilir. İdeoloji sözcüğünden neden nefret edildiğini biliyoruz. Neoliberaller “tarihin sonu” diye tutturdular ama görüyoruz ki akmaya devam ediyor. HHH Üretmeyen, yaratmayan insanlığa hiçbir katkısı olmayan toplumuz. Böyle olmamıza karşın iyi yaşam koşulları istiyoruz, sormuyoruz da “Bunun için ne yaptık?” diye. Dünyanın her yanında akademi dahil, her kurum bu dijital çağın ne getirip götürdüğünü tartışıyor. Biz her zaman olduğu gibi sürece “kader” deyip geçiyoruz. Geniş kesimler bu aymazlığın nasıl bedel ödeteceğini kestiremiyor. Devlet ihalesiyle şişirilmiş üç beş şirket, yandaş şakşakçılar dışında kimse durumdan memnun değil. Toplum bunca sıkışmış ve yazık ki duyarsızlaşmışken, nasıl oluyor da siyasiler olan biteni hakkıyla tartışmıyor, tuhaf! HHH Geçen hafta dincilerden biri “Eğer Kuran Türkçe okunursa herkes ateist olacak” dedi. Doğal olan bu cümle kurulduktan sonra kıyametin kopmasıydı, olmadı. Söyleyen kişinin niyetini bilemem, ancak anladığım şu: Ya bu kişi, inandığı dinin kitabı öğrenilirse içinin boşalacağını düşünüyor ya da hakikat ortaya çıkarsa, din tacirlerinin mesleğini yitireceklerinden endişeleniyor. Hangisi olsa diğerinden beterdir. Gerçi “cahillere güveniyorum” diyen akademisyenlerin olduğu ülkede yaşıyoruz. Yetmiyor, tüm üniversiteli kadınları “fahişe” diye niteleyenler de geldi ardından. Üstü örtülmeye çalışılıyorsa da rastlantı değil, bu adamlar hayli kalabalık üstelik. Bana göre Türkiye’nin ilk sorunu gericiliktir. Salgın günlerinde artan bilim karşıtlığının boyutlarını görünce, vaziyet kavrandı sanırım. Toplum düşünen, yaratan insana düşman ediliyor. Bu, uzun vadeli kurguydu, başarıldı. Aydınlanma devrimi tamamlanamadı, piyasacı gericilik uzun yıllardır iktidarda. Kılıktan kılığa girdiği için de “değişim” oldu sanıyor insanlar. Demokrasi sahte sandıkların kurulmasından ibarettir bizde. Kapitalizmin bile kuralsızıdır bize layık görülen, orman kanunları hüküm sürmektedir. Gerçi ormanların kendi içinde dengesi, adaleti var, haksızlık etmeyelim. Bizdeki Saray adaletidir! HHH Sırası gelmişken şu değişim meselesini de konuşmakta yarar var. Her gün yeni parti kuruluyor, sırada bekleyenler de var. Tek adam düzeninde, kutuplaşmış toplumda bunca partiye ne gerek var diye sormak hakkımız ama konumuz bu değil. Her parti “değişim” diye geveleyip duruyor da biri çıkıp “ne değiştireceksiniz” diye sormuyor. Hepsinin dilinde bayrak, ezan, millet sözcükleri var. Anlaşılan hamasetle işi götüreceklerini sanıyorlar, oysa bunu en iyi yapan hâlâ iktidarda. Gerçeği varken taklidini kim ne yapsın? HHH Hani diyorlar ya “ülkenin gerçek gündemini konuşalım” diye, başlayalım. Halkın kanını emen TÜSİAD benzeri oluşumları ne yapacaksınız? Bilim ölçüsünü yitirmiş üniversiteleri nasıl düzenleyeceksiniz? Kürt halkının sorunlarına çözümünüz nedir? ABD ile sömürge ilişkisini sonlandıracak mısınız? Siyasal organ olarak çalışan Diyanet’i kapatacak mısınız? Yeni anayasa yapacak mısınız? Partiler kanununu değiştirecek misiniz? Kamuculuğa geçecek misiniz? Sağlık, eğitim herkese eşit, ücretsiz olacak mı? Çiftçiye destek olup yeniden kendine yeten ülke olmak için hamle yapacak mısınız? En önemlisi cahil halkın etik değerleri olması için gerekli devrimi yapacak mısınız? Tüm bunları nasıl yapacaksınız ayrıca? Tümünün yanıtı ideolojiktir... HHH Bir çağ kapanıp yenisi belirsizlikle açılıyor. Dünya iyice küçüldü, “çevrimiçi yaşam” diye bir olgu var artık. Etik, estetik, iktisat aklınıza gelen ne varsa değişiyor. Hamasetle kullanılan “değişim” sözcüğü değil söz konusu olan, bizim dışımızda ciddi biçimde etkisinde olduğumuz yepyeni bir dünya söz konusu. Söylenecek çok söz var daha... HHH Peki, biz bu duruma nasıl yakalandık? Salgın günlerinde Saray’da ziyafet vererek, AİHM kararlarını tanımayarak, ortadan kaybolan ekonomi bakanını bile sormaktan korkarak... AYM, Kavala başvurusunu 29 Aralık’ta görüşecek Anayasa Mahkemesi (AYM) Genel Kurulu, Gezi Parkı odaklı olaylara ilişkin davada tahliyesi ve beraatine karar verildikten sonra tutuklanan iş insanı Osman Kavala’nın bireysel başvurusunu 29 Aralık’ta görüşecek. Osman Kavala, “tutuklamanın hukuki olmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği” iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurmuştu. Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümü, 15 Aralık’taki gündem toplantısında, başvurunun Genel Kurula sevkine karar vermişti. l ANKARA/ Cumhuriyet Adalet 14 yıl sonra geldi Ayrıntılar Ayrıntılar MURAT EREN SARP SAĞKAL Kumpas davalarından Atabeyler davasında tutuklanan ilk subay olan ve 14 yıldır yargılaması devam eden Pilot Yüzbaşı Murat Eren beraat etti. Eski Özel Kuvvetler Pilotu Yüzbaşı Eren’in, “devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin gizli kalması gereken bilgileri açıklama” iddasıyla yargılandığı davanın duruşmasına Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün devam edildi. Mahkeme suça delil olduğu iddia edilen CD üzerinde parmak izi olup olmadığını aradı. Parmak izi olmadığı anlaşılınca, 14 yıldır yargılanan Eren’in beraatına karar verildi. Davaya ilişkin bilgi paylaşan Eren’in avukatı Muhammed Sarıyaka, “Murat Eren’in hakkında üç dava vardı. Birisi Ankara Batı 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde geçtiğimiz yıllarda görülmüştü. O davadan beraat etti. Bu yargılandığı dava, silahlı kuvvetlerden ihraç edilme nedeniydi. Bundan da beraat etmiş oldu. Şimdi kapatılan Ankara 11. Ceza Mahkemesi’nde bir duruşması daha var. Onun duruşmasının başlamasını bekliyoruz. Yakın zamanda başlayacağını ve beraat edeceğini umuyoruz” bilgisini paylaştı. İhraç edilmişti Eren, 2006 yılında FETÖ kumpası ile kurgulanan dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan’a suikast yapacağı iddia edilen “Atabeyler Çetesi” soruşturması ile kumpas davalarında tutuklanan ilk subay oldu. Aynı yıl TSK ile ilişiği kesilen Eren, 12 yılda çeşitli aralıklarla 46 ay hapis yattıktan sonra 2016 yılında tahliye edildi. Eren hakkında, “silahlı terör örgütü kurmak veya yönetmek”, “devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklama” ve “patlayıcı madde bulundurmak ve taşımak” suçlamasıyla üç ayrı dava açıldı. Dün sonuçlanan davayla Eren, Ankara Batı 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen “silahlı terör örgütü kurmak veya yönetmek, silahlı terör örgütüne üye olmak” suçlamasından ve Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen “devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklama” suçlamasından beraat etmiş oldu. l ANKARA / Cumhuriyet AKP’nin hazırladığı düzenlemenin anayasaya aykırı hükümler içerdiği belirtildi Muhalife yeni kıskaç SEYHAN AVŞAR AKP’nin hazırladığı “Kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanının önlenmesine ilişkin kanun teklifi”nin önümüzdeki günlerde TBMM Genel Kurulu’na gelmesi bekleniyor. Bu kanun ile Cumhurbaşkanı ile içişleri bakanına tanınan yetkiler artırılırken dernek ve vakıfların yardım toplama faaliyetleri ve örgütlenme özgürlüğü ciddi şekilde kısıtlanıyor. Düzenleme, avukatlara “ihbarcılık” dayatmasının da önünü açıyor. Söz konusu kanun teklifine tepki gösteren İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, “Avukatı muhbir yapan bu düzenleme kabul edilemez” derken, İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, “Bu düzenleme anayasaya aykırı. Söz konusu düzenleme ile muhalif görülen derneklerin faaliyetleri durdurulacak” dedi. ‘Muhbir avukat’ kabul edilemez Salgında adliye işkencesi 80 yaşına merdiven dayayan Metin Akpınar, ‘cumhurbaşkanına hakaret’ iddiasıyla hâkim karşısına çıktı. Müjdat Gezen ise sağlık sorunu nedeniyle adliyeye gelemedi Sanatçılar Müjdat Gezen ve Metin Akpınar’ın bir televizyon programındaki sözleri nedeniyle “cumhurbaşkanına alenen hakaret” suçundan 4’er yıl 8’er aya kadar hapis istemiyle yargılanmasına başlandı. Duruşmada savunma yapan Metin Akpınar, “O sözler bir durum tespitidir” dedi. İstanbul Anadolu 8. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Metin Akpınar ve taraf avukatları katıldı. Müjdat Gezen sağlık sorunları nedeniyle duruşmaya katılmadı. Savunma yapan sanık Akpınar, “Ben benliğim, kimliğim, kişiliğim ve karakterimle Metin Akpınar olarak 80 yaşıma geldim. Bunun 60 senesi toplumun refahına ayrılmıştır. Katıldığım televizyon programında söylediğim sözler baskı altında olmadan, özgür irademle söylediğim sözlerdir. Gençliğimden itibaren yaşamımı sanata adadım. Bu programda da sanattan bahsettim. Ayrıca demokrasiden ve demokrasiye bizi götüren aşamalardan bahsettim. Doğrudan Cumhurbaşkanına yönelik, onu hedef alan bir söz söylemedim. O sözlerde Sayın Cumhurbaşkanımız hedef gösterilmemiştir, bir durum tespitidir” diyerek beraatını istedi. ‘Ceza verilsin’ Akpınar’ın avukatları İsmet Atilla Hekimoğlu ve Burçin Hekimoğlu, “Söz konusu sözlerde Cumhurbaşkanına hakaret edildiğini gösterir bir ibare yoktur. Küfür, hakaret, tehdit yoktur. Müvekkilimizin beraatına karar verilmesini talep ediyoruz” ifadelerini kullandı. Müjdat Gezen’in avukatı Deniz Şeren, “Müvekkilimiz kronik bel fıtığı sorunu yaşıyor. Yürüyemez halde. Sağlık sorunları nedeniyle duruşmaya katılamadı. Bir sonraki celse hazır edeceğiz” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatı Gökhan Arslanoğlu, “Şikâyetimiz devam ediyor” diyerek sanatçıların cezalandırılmasını talep etti. Mahkeme, Akpınar’ın duruşmalardan vareste tutulmasına, Müjdat Gezen’in avukatına müvekkilini hazır etmesi için gelecek celseye kadar kesin süre verilmesine karar vererek duruşmayı erteledi. l İSTANBUL / Cumhuriyet İSTANBUL BAROSU BAŞKANI MEHMET DURAKOĞLU: Bu düzenleme, avukatı idarenin bir ajanı haline getirmektir. Oysa yasa ile sevk edilmiş olan ve avukata özgülenmiş olsa da özü itibarıyla erk karşısındaki yurttaş için güvence oluşDurakoğlu turan sır saklama yükümlülüğü gibi müesseseler, avukatı idarenin ajanı olmaktan uzaklaştıran güvencelerdir. Aynı güvencenin bir başka ifadesi de avukatın tanıklıktan kaçınmasıdır. Bu teklif ile getirilen yeni esaslar, yurttaşı bu güvencelerden yoksun bırakmak anlamına gelecektir” dedi. Sorunun sadece avukatlık mesleği açısından olmadığını belirten Durakoğlu, “Hukukun üstünlüğü ve yargı süjelerinin konumları açısından da ayrı bir önemi haizdir. Tam da “yargı reformunun” gündemde bulunduğu sırada böyle bir teklifin de aynı zaman diliminde gündeme gelebilmiş olması manidardır. Olmayan yetki Can Dündar’a 27 yıl 6 ay hapis MİT TIR’larının durdurulmasına ilişkin görüntü ve hasuçlarından 27 yıl 6 ay hapis cezası verdi. Dündar, “Gizli ber yayımladığı gerekçesiykalması gereken bilgileri, sile hakkında verilen 5 yıl 10 yasal veya askeri casusluk ay hapis cezası Yargıtay taramaksadıyla açıklamak” sufından bozulan gazeteci Can çundan beraat etti. Dündar’ın yeniden yargılandığı Mahkeme, Dündar’ın uzun davada karar açıklandı. Mahsüredir firari olarak arankeme, Dündar’a “gizli kalma Can Dündar makta olması ve kaçak kası gereken bilgileri siyasal verarı alınmasına rağmen yarya askeri casusluk maksadıyla temin gılamaya katılmaması gerekçesiyetmek” ve “örgüt içindeki hiyerarşik le her iki suçtan da hükümle birlikte yapıya dahil olmamakla birlikte, örgü tutuklanmasına da karar verdi. Dünte bilerek ve isteyerek yardım etmek” dar hakkında daha önceden çıkarılan tutuklamaya yönelik yakalama emrinin infazının da aynen devamına hükmedildi. Mahkeme, Dündar hakkında daha önceki aşamalarda çıkartılan kırmızı bülten ve iade talepnamesi işlemleriyle iadesinin istenilmesine karar verdi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen kapalı duruşmaya Dündar’ın avukatları mahkeme heyetinin tarafsız ve adil olmadığı gerekçesiyle katılmadı. MİT Müsteşarlığı’nın ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın avukatları hazır bulundu. l İSTANBUL / Cumhuriyet CHP’li Karaca’dan tepki: Çıplak arama tüzükte var AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin’in “Ben Türkiye’de çıplak arama olduğuna asla inanmıyorum” sözlerine tepki gösteren CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, cezaevlerinde çıplak arama iddialarına ilişkin Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü’nün, 2016’da, TBMM’de “Çıplak arama var” dediğinin komisyon tutanaklarına geçtiğini anımsattı. Karaca, “Tüzük ve yönetmelik, çıplak aramanın nasıl yapılacağını anlatıyor. Kadınlara, yazanlara, anlatanlara, konuşanlara, mektuplara inanmıyorsunuz. Genel Müdürlüğünüze, kendi bakanlığınıza da mı inanmıyorsunuz” diye konuştu. l ANKARA / Cumhuriyet Yargıtay, Sunal ailesinin kazandığı tazminatı onadı Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, Kemal Sunal’ın karikatürize edilmiş resimleriyle aileden izin almadan reklam yapan Digiturk’ün, Sunal ailesine 100 bin lira tazminat ödemesine hükmeden yerel mahkeme kararını onadı. Yargıtay, filmlerin tanıtımında kullanılan karikatür ve resimler için davacılardan izin alınmaması nedeniyle maddi tazminat şartlarının oluştuğunu belirterek yerel mahkemenin 100 bin liralık maddi tazminat ödenmesi hükmünü yerinde buldu. Kararın gerekçesinde, karikatürlerin komedi filmlerine uygun hazırlandığı dikkate alındığında manevi tazminat şartlarının ise oluşmadığı kaydedildi. l AA kullanılıyor İHD BAŞKANI ÖZTÜRK TÜRKDOĞAN: Hiç kimsenin haberi olmadan, ilgisi olmayan bir kanunun içerisinde böyle bir durumla karşılaştık. Bu, yasa yapma tekniği açısından oldukça antidemokratik bir yöntem. Söz konusu Türkdoğan düzenleme sadece muhalif dernekleri değil, bütün dernekleri ilgilendiriyor. Buradaki problem ise şu: Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Kanunu’nda suçlar sayılmış. Bu suçların içerisinde özellikle terör suçları var. Terör suçundan bir dernek yöneticisi hakkında soruşturma açıldığında o zaman İçişleri bakanı bu yönetiyi görevden alıp, bunu gerekçe yapıp derneğin faaaliyetini askıya alabiliyor. Zaten soruşturmaları içişleri Bakanlığı’nın kolluk birimleri yapıyor. Savcının önüne dosyayı koyuyorlar. Kolluk yetkisi onlarda. Bir nevi kendin pişir kendin ye durumu var. Bu durum problemli. Anayasada örgütlenme özgürlüğü düzenlenmiş. Derneklerin faaliyetlerinin geçici durdurabileceği belirtilmiş. Ancak dernek yöneticilerinin görevden alınacağına dair hiçbir hüküm yok. İçişleri Bakanlığı anayasada olmayan bir yetkiyi kullanmış olacak. Bu durum anayasaya aykırı. Düzenleme ile muhalif görülen derneklerin faaliyetleri durdurulacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear