22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 22 ARALIK 2020 SALI HABER PROF. DR. YAMANER, KADIN AKADEMISYENE HAKARET ETMIŞTI 21. yüzyılda insan, hayvan ve robot... Geçenlerde Deutsche Welle Türkçe Servisi’nin filozof Prof. Dr. İoanna Kuçuradi ile yaptığı bir video röportajı izledim. Ülkemizin saygın bilim insanlarından olan Kuçuradi, robot Sophia’ya Suudi Arabistan’ın vatandaşlık vermesini şöyle eleştiriyordu: “Hep şunu soruyorum, kimse cevap vermiyor toplantılarda. Benim o makineden farkım ne? Bir gün sorduğumda, ‘Hoca sen söyle’ dedi. Topu bana attı. Dedim, ‘Benim buramı açarsan kan göreceksin, kalp göreceksin. Onu açarsan tel göreceksin.’ Bu önemli bir fark değil mi? İnsanların kafaları robotlaştırılmaya çalışılıyor, ama robotlar da insanlaştırılmaya...” Bu önemli bir fark. Üstelik fazlası da var. Yapay zekânın tartışıldığı bu dönemde insanın robottan farkı, taşıdığı kalp ve damarlarında akan kan gibi sadece fiziksel ya da somut değil. Aynı zamanda düşünme ve hissedebilme, empati kurabilme, sosyalleşebilme gibi manevi ya da soyut yetilerde de farklar var. Yapay zekâ sayesinde robotların gelecekte nasıl bir aşama kaydedeceğini yaşadığımız sürece göreceğiz. Şimdiden yukarıda saydığım yetilerin bir kısmına sınırlı da olsa sahip hale geldiler bile. Gelecekte robotların insanları alt edip dünyayı ele geçireceğine dair fantastik düşünceler geliştiriliyor, filmler çekiliyor, kitaplar yazılıyor. Ama benim bu yazıda üzerinde durmak istediğim nokta bu değil. Sayın Kuçuradi’nin sözlerinden hareketle, bu felsefi konuyu hayvanlara getireceğim. HHH Robotları kendi çıkarı için insanlaştırmaya çalışan insanlık, var olduğu günden bu yana da hayvanları kendi çıkarı için “mal” olarak kullanıyor, hissiz birer eşya gibi sömürüyor, katlediyor. Fakat robotların bile vatandaşlığının söz konusu olabildiği bir dünyada, hayvanlar yasalara göre hâlâ “mal” statüsünde... Bilim onların da insan gibi bilinç sahibi duyarlı canlı olduklarını kanıtlasa da hayvanlar hâlâ “mal” statüsünde... Alınıp satılan, Yaşam hakları tanınmayan, Hiçbir suçları olmasa da ömür boyu kafeslere tıkılan, Köle gibi sömürülüp zincirlere vurulan, Tecavüz edilen, Bedenlerinin her bir zerresi “malzeme” denilerek kullanılan, Sürekli aşağılanan hayvanlar, 21. yüzyılda “mal” statüsünde... HHH Hayvan Hakları Yasası’nın yeni yılda TBMM’nin gündemine geleceği söyleniyor. Gergin bekleyiş sürerken her gün yeni bir vahşet yaşanıyor, hayvanlara yönelik şiddet katlanarak artıyor. Son haftalarda neler oluyor? Kedi ve köpeklerin kolları ve bacakları kesilmiş halde bulunuyor. Büyücülüğün hortladığı söyleniyor... Sokak hayvanları topluca zehirleniyor, belediye araçlarıyla şehir dışına atılarak ölüme mahkum ediliyor. Geyikler, yabandomuzları, keklikler, güvercinler av tüfekleriyle vurulup cesetleri sosyal medyada sergileniyor... Maymunlar, filler, aslanlar, kaplanlar ve daha niceleri hayvanat bahçelerinde esir ediliyor. Belediyeler bu esaretten para kazanırken, Afrika’dan getirilen hayvanlar AVM’lerdeki özel hayvanat bahçelerinde kazanç aracı haline getiriliyor. Koyunlar, kuzular, inekler, tavşanlar, hindiler, tavuklar, civcivler mezbahalarda katlediliyor. Balıklar ağlarda, oltalarda can çekişiyor. Atlar, yarış pistlerinde ve atlı faytonlarda eziyet çekip ölüyor. Eşekler ve katırlar, yüklerin altında eziliyor, tecavüze uğruyor. Develer, zorla güreştirilip sucuk olarak satılıyor. Yunuslar, kapatıldıkları daracık alanda döne döne deliriyor. Kuşlar, kaplumbağalar ve tavşanlar, pet shoplardaki kafeslerde hayat boyu köleliği yaşıyor. Bazı hayvanlar sosyal medyada sahtekârların oyuncağı haline getirilip istismar ediliyor. Ama hepsi şiddet içeren bu saydığım zulüm ve katliamların sadece ilki yasaya göre kabahat olarak görülüyor... HHH İnsanhayvanrobot arasındaki ilişkilere bakınca çarpıcı bir gerçek ortaya çıkıyor. İnsan, kendi türünden farklı olanların duygularına ve acılarına duyarsızlık geliştirince empati kurma yeteneği köreldi ve bencilleşti. Belki de robot ile insan arasındaki farkın bu dönemde iyice azalmasında, robot teknolojisinin gelişmesi kadar, insanın zalimleşmesinin de etkisi vardır... Asıl mesele, göğsünü açınca içinden kalp çıkan, kan fışkıran, acı çeken, hisseden, sevinen, korkan, strese giren, sosyalleşebilen, koşarak, yüzerek, sürünerek ve uçarak yaşamak için mücadele eden hayvanlara yakınlaşmak... Onlara yakınlaştığınız ölçüde robottan uzaklaşıyorsunuz. Leyla Güven’e 22 yıl hapis Milletvekilliği düşürülen HDP’li LeyMahkemesi’nde görülen davaya Leyla Güven katılla Güven, terör soruşmazken mahkeme saloturması kapsamında nunda avukatları hazır buDiyarbakır’da yargılanlundu. Duruşma savcısı, dığı davada 22 yıl 3 ay hapis cezasına çarptıLeyla Güven esas hakkındaki mütalaasında Güven’in cezalandırıldı. Güven hakkında tutukla rılması yönünde görüş bildirdi. maya yönelik yakalama kararı Güven’in avukatları ise müvekçıkarılmasına hükmedildi. killerinin suçsuz olduğunu savuDiyarbakır 9. Ağır Ceza narak beraatını talep etti. l AA C DAYANIŞMA İLANLARINIZ İÇİN İLETİŞİM BİLGİLERİMİZ İSTANBUL : 0212 343 72 74 ANKARA : 0312 442 30 50 İZMİR : 0232 441 12 20 Email : ilan@cumhuriyet.com.tr 1800 KIŞIYE DAVA AÇTI KAYHAN AYHAN Eski Çorum Hitit Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Faruk Yamaner’in, sosyal medyada dolaşan ve bölüm başkanlarından Doç. Dr. Esin Güllü’ye hakaret ettiği videosuna yorum yapan yaklaşık 1800 kişiye dava açtığı belirtildi. Facebook’ta bu dı. Hakaret suçlamakişilerin kurduğu sını kabul etmeyen “Profzadeler..” isimAktaş ile Yamaner, li grup katılımcılamahkeme tarafından rına göre yaklaşık uzlaşmaya gönderil1800 kişi hakkındi. Yamaner’in uzlaşda dava açıldı. Dava açılanlardan biFaruk Yamaner mayı kabul etmemesi sonucu Aktaş hakri olan Ali Aktaş’ın, kında dava açıldı. Yamaner hakkında yazdıkAktaş, sosyal medyada doları nedeniyle ifadesi alınlanan paylaşıma yorum yapan 1800 kişi hakkında dava açıldığını belirterek “Video hâlâ duruyor. Sosyal medyada dolanıyor. Dolandıkça küfür eden, ağır eleştiri yapan herkese dava açıyor. Bu planlı bir tezgâh. Bu kadar kişiden avukat parası alsa dünyanın parası ediyor. Bunun bilinçli şekilde yapıldığını düşünüyorum” dedi. Suriyeli mağdur kadına değil, taciz ettiği ileri sürülen zanlıya koruma Soruşturma kapatıldı TEKNOLOJİK ALTYAPININ OLMADIĞI KÖYDEKI BIR VELI ISYAN ETTI: İNTERNET YOK, SÖZ ÇOK Kars Arpaçay’ın Taşköprü köyünde telefon ve internetin çekmemesi, uzaktan eğitim alan öğrencileri olumsuz etkiledi. Öğrenciler, “Her köye şebeke geliyor da bu köye neden gelmiyor. Kışın kayaların tepesinde ellerimiz dona dona girmeye çalışıyoruz canlı derslere. O yüzden biz de köyümüze şebeke istiyoruz” diyerek isyan etti. Bir veli ise “Seçim zamanı söz veriyorlar, seçim bitiyor yine aynı” tepkisini gösterdi. İnternet altyapısının olmadığı 20 haneli köyde 100 kişi yaşıyor. Uzaktan eğitimle beraber ciddi sıkıntılar yaşadıklarını söyleyen bir öğrenci, “Doktor olmak istiyorum ama internet çekmediği için derslere giremiyorum. Konulardan çok geri kaldım” dedi. Bir diğer öğrenci ise çok zor şartlarda ders çalıştığını belirterek “Otların, kayanın tepesinde, öyle internete girebiliyoruz. Kışın da ellerimiz dona dona giremiyoruz canlı derslere. O yüzden biz de köyümüze şebeke istiyoruz” ifadelerini kullandı. l ANKA CTE, detaylı aramanın istisnai bir uygulama olduğunu açıkladı Çıplak arama itirafı CEZAEVI MEMURLARININ SORUNLARI MECLIS’TE CHP Ankara Milletvekili Levent Gök, gazetemizin gündeme getirdiği cezaevi çalışanlarının sorunlarını Meclis gündemine taşıdı. Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na soru önergesi veren Gök, çalışanların 1 Nisan’dan beri ailelerinden ayrı çalıştığına dikkat çekerek, “Bu çalışanlar için ek ücret ödenip ödenmeyeceğini” sordu. Gazetemizin “Cezaevinde mahsur kaldılar” başlığıyla duyurduğu haberde, Ceza ve Tevkifevleri Memurları Derneği Başkanı Mustafa Balık’ın, cezaevi memurlarının sıkıntılarına ilişkin değerlendirmeleri yer almıştı. Gök, önergesinde, şu sorulara yanıt istedi: “Cezaevi çalışanlarına ek ücret ödenecek midir? Covid19 salgını sebebiyle 2020 yılında hak edilmiş izinlerini kullanamayan cezaevi çalışanlarının sözü geçen hakları kaybetmemeleri için herhangi bir çalışma yürütülmekte midir? Salgın sürecinde Covid19 enfeksiyonu geçiren ve hayatını kaybeden cezaevi çalışanlarının sayısını açıklar mısınız?” l ANKARA/Cumhuriyet Ceza ve Tevkifevleri (CTE) Genel Müdürlüğü, cezaevlerindeki çıplak arama iddialarına ilişkin, “Ceza infaz kurumlarında detaylı arama istisnai bir uygulama olup gerek uluslararası örgütlerin kabul ettiği, gerekse birçok ülkenin uyguladığı bir tedbir işlemidir. Ülkemizde de mahremiyete ve insan haysiyetine saygı çerçevesinde yukarıda belirtilen sıkı şekil kurallarına uyularak yerine getirilmektedir” açıklamasında bulundu. CTE Genel Müdürlüğünün internet sitesinden yapılan açıklamada, ceza infaz kurumlarına kabul ve girişlerde tutuklu ve hükümlülere uygulanan çıplak arama iddialarına yanıt verildi. Açıklamada, genel arama işlemlerine karşın ilgilinin kuruma yasak madde veya eşya sokacağına dair makul ve yoğun şüphe varsa detaylı arama uygulaması yapıldığı kaydedildi. Açıklamada, şunlar kaydedildi: “Önce bedenin üst kısmındaki giysiler çıkarılır, bedenin alt kısmında giysiler üst kısmındaki giysiler giyildikten sonra çıkarılır. Bedene dokunulmaması için gerekli özen gösterilir. Öncelikle, tutuklu ve hükümlüden yasak madde veya eşyanın teslim edilmesi istenir. Aksi takdirde, beden çukurları aranması gereken hallerde detaylı arama hekim tarafından yerine getirilir. Tamamen çıplak kalacak şekilde bir arama yapılması söz konusu değildir.” l ANKARA Suriye’deki savaştan kaçarak kocası ve çocuklarıyla beraber Türkiye’ye gelen ve eşinin patronu R.N. ZEHRA ÖZDİLEK tarafından taciz edildiği ileri sürülen E.B’nin suç duyurusu üzerine yürütülen soruşturmaya takipsizlik verilmesinin ardından itiraz talepleri de reddedildi. Ardından R.N., sosyal medya ve basın yoluyla şiddete uğradığını gerekçe göstererek avukat, tacize uğradığını iddia eden müvekkili E.B. ve eşi hakkında koruma kararı aldırdı. Takipsizlik kararının R.N’nin bir kaç ay önceye kadar Güvenlik Şube Müdürü olan kardeşinin etkisi ile verildiği ileri sürülmüştü. ‘Emniyet’te kardeşim var’ Diyarbakır’da eşinin patronu tarafından taciz edildiğini iddia eden E.B’nin şikâyeti üzerine Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca R.N. hakkında soruşturma başlatılmıştı. Soruşturma kapsamında ifade veren müşteki E.B., eşinin evde olmadığı zamanlarda R.N’nin evine gelerek kendini taciz ettiğini belirtmişti. E.B., “Eğer evimden çıkmazsa kendisini rezil edeceğini söyledim ama ‘Emniyet’te kardeşim var seni Suriye’ye göndeririz, eşini de öldürürüz’ diye tehdit ediyordu” ifadelerini kullanmıştı. Soruşturma kapsamında ifade veren ve aynı zamanda gazetemize konnuşan R.N. ise iddiaları yalanlamıştı. Ardından soyut beyanlardan başka bir kanıt olmadığı gerekçesiyle soruşturmaya takipsizlik verilmişti. İhlale 30 gün hapis Takipsizlik kararına itiraz eden avukat Zeynep Şeşeoğulları’nın talebini Diyarbakır 3. Sulh Ceza Hâkimliği “yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilemediği” gerekçesiyle reddetti. Takipsizlik kararının ardından R.N. sosyal medya ve basın yoluyla şiddete uğradığını gerekçe göstererek avukat Şeşeoğulları, tacize uğradığını iddia eden müvekkili E.B. ve eşi hakkında koruma kararı aldırdı. Diyarbakır 1. Aile Mahkemesi tarafından verilen karara göre R.N.’yi küçük düşürmeyi içeren sözler kullanılması halinde Şeşeoğulları, müvekkili E.B. ve eşine 30 güne kadar hapis cezası uygulanacak. l İSTANBUL HZ. MUHAMMED’E HAKARET IDDIASI Mersin’de Hz. Muhammed’e hakaret içeren sözlerinin bulunduğu görüntüsü, sosyal medyada paylaşılan Ferdi Kale çıkarıldığı nöbetçi mahkemece dün tutuklandı. Kale, Mersin Gazeteciler Cemiyeti’nde dün açıklama yaparak görüntülerin 2017 yılına ait olduğunu ve montajlandığını iddia etti. Basın açıklamasının ardından dışarı çıkan Kale, kapı önünde kendisini bekleyen polis tarafından gözaltına alındı. İfadesi alınmak üzere savcılığa götürülen Ferdi Kale, çıkartıldığı nöbetçi mahkemece dün tutuklandı. Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) ise yaptığı açıklamada, görüntünün Ferdi Kale tarafından 2017 yılında paylaşıldığını, o dönem adli işlem yapıldığını belirtmişti. l DHA Darp eden polis açığa alındı İzmir Valiliği, bir yurttaşı darp eden polis hakkında adli, idari soruşturma başlatıldığını ve polisin açığa alındığını bildirdi. Buca ilçesinde meydana gelen olayda, polis ekipleri, içerisinde 3 kişinin olduğu otomobile “dur” ihtarında bulundu. Durmadan kaçmaya çalışan otomobil park halinde bulunan başka bir araca çarptı. Araçtan inen bir kişiyi yere yatıran polis memuru, defalarca tekmeledi. Olaya ilişkin görüntülerin sosyal medyada gündem olması üzerine İzmir Valiliği, “Araç sürücüsü 118 promil alkollüdür. Araç sürücüsü ile polis arasında maalesef yasal açıdan uygun olmayan, kabul edilmesi mümkün olmayan görüntüler oluşmuştur. İlgili memura adli ve idari yönden soruşturma açılmış ve açığa alınmıştır” denildi. l İZMİR ‘KIZLARI GANIMET’ DIYEN Leyla’nın amcası AKBAYRAK’A IHRAÇ tahliye edildi 16 Nisan Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi referandumu öncesi İBB Haller Müdürlüğü’nde çalışan Ömer Akbayrak, sosyal medyadan “17 Nisan günü savaşı kazanınca, bunların karıları ve kızları ganimet olarak ‘evet’çilere helaldir” demişti. Paylaşım sonrası hakkında soruşturma açılarak görevinden ihraç edilmişti. Ancak soruşturması devam ederken Akbayrak, mezarlıklar müdürlüğünde tekrardan işe başladı. Gazeteci Cihan Güner Twitter’dan, Akbayrak’ın İBB’den ihraç edildiğini duyurdu. 14 Şubat 2018’de “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” suçundan 3 yıla kadar hapis istemiyle dava açılan Akbayrak, İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi’nde hâkim karşısına çıkmıştı. İBB de sanıktan şikâyetçi olarak davaya katılma talebinde bulunmuştu. l Haber Merkezi Ağrı’da 2018’de dedesinin köyüne geldikten sonra kaybolan ve 18 gün sonra cansız bedeni bulunan Leyla Aydemir’in davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan amca Yusuf Aydemir dün tahliye edildi. Kararda, “Sanık Yusuf Aydemir’in üzerine atılı suçları işlediğine dair mahkumiyetine yeterli delil elde edilemediğinden atılı suçlardan ayrı ayrı beraatına ve karar kesinleştiğinde dava konusu olay kapsamında gerçek fail veya faillerin tespiti hususunda gereğinin takdir ve ifası amacıyla Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığı’na bildirimde bulunulmasına karar verilmesi gerekirken, atılı suçlardan yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi” denildi. Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, diğer sanıklar hakkında verilen beraat kararlarını da bozdu. l İHA
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear