25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
10 17 ARALIK 2020 PERŞEMBE EMEK Adnan Serdaroğlu, salgında işten atma yasağının işveren elinde çifte cezaya dönüştüğünü belirtti Hem tazminatsız hem ‘ahlaksız’ Çorum’da faaliyet gösteren Ekmekçioğlu Metal’de 100 yakın işçi 10 gündür bir direniş sürdürüyor. Nedeni pek bilindik bir durum. Adı geçen şirket ki kendisi işveren sendikasına üye ve sendikalı olmanın kendisi açısından yararını kavramış bir işveren. Bu işyerinde çalışan 120 civarındaki işçiden 100’e yakını çalışma koşullarının iyileştirilmesi, toplusözleşmeli bir çalışma düzeni için sendikalaşmaya karar veriyor. DİSK’e bağlı Birleşik Metalİş’e üye oluyor. Ve işçiler için zoru süreç böylece başlıyor. 8 Aralık’ta işveren, işçileri işten atmaya başlıyor. Biz dün konuştuğumuzda atılanların sayısı 85’e ulaşmıştı. Birleşik Metalİş Başkanı Adnan Serdaroğlu’nun işten atmanın yasak olduğunun, bu durumun nasıl yaşandığı sorumuza yanıtı gelinen noktanın emekçi adına nasıl bir çıkmaz olduğunu da ortaya koydu. Her türlü ceza Serdaroğlu her gün bir iki işçinin işten atıldığını belirterek, yetki belgesi alındıktan sonra işten atmaların başladığının altını çizdi. “Şimdi, pandemi ile birlikte işten atmak yasak olduğu için işveren, işçiyi genel ahlak kurallarına aykırı davrandığı gerekçesi ile atıyor. Pandemi döneminde hükümet işten çıkarmanın yasak olduğunu açıkladı ancak “ahlaksızlık” gerekçeli işten çıkarmayı bu yasaktan muaf tuttu. Birçok işveren gibi Ekmekçioğlu Metal de “ahlaksızlık” gerekçesi ile bilinen maddeden işçi çıkardı. Yani emekçi hem tazminat alamadı hem de siciline ‘ahlaksız’ yaftası yapıştı” diyen Serdaroğlu, bu durumun işçi aleyhine çok ağır bir durum yarattığını dile getirdi. Salgın döneminde getirilen iki önlemin de işveren elinde kötü amaçla kullanılan bir cezaya dönüştüğünü vurgulayan Serdaroğlu, “Çünkü salgın döneminde işten atmak yasak, işveren en kötü ihtimalle işçiyi ücretsiz izne çıkaracak. O zaman da zaten günlük 39 liraya mahkum olacak. Yani işçi ya işverenin her dediğine evet diyecek ya da iki kötüden birine itilecek. Ya çalışma süresi ne olursa olsun tazminatsız atılacak. Sonra en az ikiüç yıl davalarla uğraşacak ya da ücretsiz izne mahkum olacak” diye konuştu. 10 YILLIK ÇALIŞANLAR VAR 4 Aralık’ta yetki belgesi aldıktan sonra işten atmaların başladığı bilgisini veren Serdaroğlu, “kıdemi 10 yıl olan arkadaşlar bile var. Yazık değil mi bu insanları ahlaksız yaftasıyla tazminatsız atmak” diye sordu. BAZI ÜLKELERDE ULUSAL IŞÇI ILE GÖÇMEN FARKI YÜZDE 42’YE ÇIKIYOR Az maaşın bahanesi çok Göçmen işçilerin çok büyük bir kısmı beceri uyumsuzluğu, işlere alışkın olmamak gibi gerekçelerle çok daha düşük ücret alıyor. Ortalaması yüzde 13 olan fark, bazı ülkelerde çok daha yüksek. Ücret, çalışan tüm kesimler için aslanın ağzındayıdı. Ancak bir yandan savaşlar, bir yandan ekonomik zorluklar ve bir yandan da yaşanan salgın, çalışanların ücretini baskılamak için birer nedene dönüşmüş durumda. Türkiye’de kötü ekonomi yönetiminin yanı sıra salgınla bozulan durum, düşük asgari ücret için bir koza dönüşürken küresel olarak pandemi ücretler ve gelirlerin erimesine yol açtı. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) buna ilişkin bir raporu geçen hafta çokça konuşuldu. ILO’nun göçmen işçi ücretlerine ilişkin raporu ise daha iyi bir yaşam umuduyla yola çıkan göçmenlerin daha az ücrete çalıştırıldıklarını ortaya koydu. ILO araştırmasına göre, göçmenler ulusal işçilerden yaklaşık yüzde 13 daha az kazanıyor. Bazı ülkelerde fark yüzde 42’ye kadar çıkıyor. Kıbrıs, İtalya ve Avusturya gibi bazı ülkelerde saatlik ücretlerdeki fark sırasıyla yüzde 42, yüzde 30 ve yüzde 25 ile daha yüksek. Bir bütün olarak Avrupa Birliği’nde saat ücreti neredeyse yüzde 9 altında. İtalya’da göçmen işçiler, son verilere göre 2015’te yüzde 27 daha az kazanırken bu fark son yıllarda yüzde 30’a çıktı. Güvence de yok ILO İşçi Göçmen Şubesi Şefi Michelle Leighton, göçmenler ve vatandaşlar arasındaki ücret farklılıklarını anlamak yüksek gelirli ülkelerdeki göçmenlerin, yüzde 27’sinin geçici sözleşmeli ve yüzde 15’inin yarı zamanlı çalıştığını, güvencesiz işte olma olasılığının daha yüksek olduğu bilgisini veriyor. Göçmenler ağırlıklı olarak tarım, balıkçılık ve ormancılık sektörlerinde çalışıyor. Madencilik ve taşocağı gibi ağır işlerde çalışma zorunda kalıyorlar. Göçmen işçiler, aynı meslek kategorisindeki benzer niteliklere sahip vatandaşlardan daha az kazanıyor, nedeni ise “beceri uyuşmazlığı” ile açıklanıyor. Örneğin Amerika Birleşik Devletleri ve Finlandiya’da ortaokul eğitimi almış göçmen işçilerin payı sırasıyla yüzde 78 ve yüzde 98 iken, yüksek veya yarı vasıflı işlerde göçmen işçilerin payı sadece yüzde 35 ve yüzde 50. Göçmen kadın işçiler, hem göçmen hem de kadın olarak çifte ücret cezasıyla karşı karşıya. Yüksek gelirli ülkelerde erkek vatandaşlar ile göçmen kadınlar arasındaki ücreti farkının yaklaşık yüzde 21 olduğu tahmin ediliyor. Bu, bu ülkelerdeki cinsiyetler arası yüzde 16’lık ücret farkından daha yüksektir. Pandemi de etkiledi Salgın krizinin başlangıcında, on milyonlarca göçmen işçi işlerini kaybettikten sonra evlerine dönmek zorunda kaldı. Rapora göre, henüz tam bir resmine sahip olmadığımız kriz, göçmen işçiler ve vatandaşlar arasındaki işgücü piyasası farklılıklarını genişletebilir ve bunun da göçmen ücret farklılıklarını daha da derinleştirebilir. 1305 LİRA FARK VAR! İşçi asgari ücrette hükümeti sıkıştırdı 2021’de geçerli olacak asgari le en düşük memur maaşının alücreti belirlemek üzere top tında kalıyor. Net asgari ücret lantılar devam ederken işçiden ile en düşük memur maaşı arayeni hamle geldi. Türkİş, en dü sında 1305 lira fark bulunuyor. şük devlet memuru maaşı hak Türkİş toplam sigortalı işçi sayıkında hükümetten bilgi istedi. sı içerisinde ne kadar asgari ücGelen yanıt asga retli olduğu hakkında da bilgi isri ücret ile en dü tedi. Ancak bu konuda net bir şük memur maaşı yanıt verilmedi. Bu arada Türkarasında 1305 lira İş, TÜİK’ten de bir işçinin ailefark olduğunu orta siyle birlikte geçinebilmesi için MUSTAFA ya koydu. ÇAKIR Yaklaşık 7 milyapması gereken harcama tutarının verilmesini talep etti. İşyon işçinin göveren tarafı olan TİSK buna karzü kulağı Asgari Ücret Tespit şı çıkıyor. Ancak TÜİK’ten geKomisyonu’ndan çıkacak kalen rakam olması gereken asgararda. Komisyon gelecek hafta ri ücret hakkında önemli bir veri 3. toplantısını Türkİş’in ev sa ortaya koyuyor. TÜİK’in gelecek hipliğinde yapacak. Önceki gün haftaki toplantıda rakamı komisTİSK’te yapılan ikinci toplantıda yona bildirmesi bekleniyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı, daha önce kamuoyuna da açıklan ‘Refah payı eklensin’ mış olan Orta Vadeli Program, HAKİŞ Genel Başkanı Mahmut Yıllık Program gibi raporları ko Arslan, asgari ücret belirlenirken misyona sundu. Türkİş ilk top yıl sonunda gerçekleşen enflaslantının ardından Hazine ve Ma yon oranlarının dikkate alınması liye Bakanlığı’ndan en düşük gerektiğini belirterek “Bu oranın devlet memuru maaşı hakkında üzerine iyileştirme ve refah payı bilgi istemişti. Hazine ve Maliye ilave edilmelidir” dedi. Bakanlığı en düşük memur maa Pandemi sürecinde çalışanşının (bekâr) 2020’nin ikinci ya ların mağdur olduğu, iş ve gerısında brüt 4 bin 192 lilir kaybı yaşadığı kritik bir süreç ra, net 3 bin 629 liyaşandığına dikkat çeken Arsra olduğunu bildirlan, “Asgari ücret belirlenirdi. Yüzde 15 de verken bu mağduriyetleri gideregi kesildiği belirtilcek, aile yükümlülüklerini de di. Oysa şu anda askapsayacak şekilde belirlengari ücret brüt 2 bin mesi konusunda temel ıs943 lira, net de rarımız ve talebimiz 2 bin 324 lira. söz konusudur” diBrüt asgaye konuştu. ri ücret bil ANKARA Ergün Atalay AÇLIK VE ÖLÜM KISKACI 11 ayda 2 bin 32 işçi hayatını kaybetti İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) verilerine göre, sadece 2020 Kasım’da en az 294, yılın ilk 11 ayında ise en az 2 bin 32 işçi hayatını kaybetti. 294 emekçinin 248’inin ücretli (işçi ve memur), 46’sının kendi nam ve hesabına çalışanlardan (çiftçi ve esnaf) oluştuğunu duyuran İSİG, ölümlerin en çok sağlık, ticaret/büro/eğitim, tarım, inşaat, belediye, taşımacılık, metal, güvenlik, enerji, gıda, tersane ve konaklama işkollarında yaşandığını açıkladı. T.C. İSTANBUL ANADOLU 14. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN Sayı:2020/479 Esas 09/12/2020 Diyarbakır ili, Silvan ilçesi,Yolaç Mahallesi, Cilt No:70, Hane No:29, BSN:56 ‘da nüfusa kayıtlı 37807226982 T.C.No’lu Mehmet Fehmi ve Saadetoğlu 22/08/1987 doğumlu, Şahin Süleymanoğlu’un Şahin olan isminin TMK 27. Maddesi uyarınca “MURAT “ olarak değiştirilerek NÜFUSA TESCİLİNE, karar verilmiştir. İlan olunur. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1279202) T.C. NİĞDE SULH HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2018/936 Esas 11/08/2020 KONU: İlanen Tebligat Mahkememizde görülmekte olan Ortaklığın Giderilmesi davası nedeniyle; Mahkememizce, Davalı Ahmet Ateş’in tespit edilenadreslerine tebligat çıkartılmasına rağmen iade edilmiş ve tebligata yarar açık adresi bulunmadığından tebligat yapılamamış olup, bu nedenle Bilirkişi raporu ekliduruşma gününü bildirir tebligatın ilanen tebliğine karar verilmiştir. Satışı talep edilen Niğde ili merkez Şehitler Mahallesi 151 Ada 145 Parsel sayılı taşınmaz başında 25/02/2020 tarihinde keşif yapılmakla İnşaat Müh. Bilirkişi Mehmet Dişçekici tarafından hazırlanan 06/03/2020 tarihli raporunda; “Dava konusu taşınmazın aynen taksiminin mümkün olmadığı, taşınmazın satılarak ortaklığın giderilebileceği...” anlaşıldığından kısa özeti belirtilen bilirkişi raporunun”Bilirkişi raporuna HMK 281. maddesi gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde itiraz etmediğiniz taktirde bilirkişi raporuna itiraz etme hakkından vazgeçmiş sayılacağınız ihtar ve tebliğ olunur.” İŞBU İLANIN İLAN EDİLDİĞİ TARİHTEN İTİBAREN YEDİ GÜN SONRA TEBLİĞ YAPILMIŞ SAYILACAĞIhususu ilanen tebliğ olunur. DAVALI: AHMET ATEŞ TC NO:50866566530 Fikret ve Sadet’den olma 01/06/1970 d.lu Yukarı Kayabaşı Mah. Kışla Altı Sk. 4/9Merkez/NİĞDE Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1279517) Merkez Bankası yeniden çıpa olabilir mi? Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal, 2021 yılına ilişkin güçlü biçimde enflasyonla mücadele vurgusu yaptı. “Para ve Kur Politikası” metnini internet ortamında kendisi açıklayıp soruları yanıtlayan Ağbal’ın sunumu, piyasalar tarafından eksikleri görülmesine rağmen olumlu bulundu. “Merkez Bankası’nın piyasalar için yeniden bir çıpa haline gelip gelemeyeceği” ise şimdilik tartışmalı. Enflasyona ilişkin yukarı yönlü risklerin 2021 yılında para politikasının sıkı ve kararlı bir duruş sergilemesini zorunlu kıldığını belirten Ağbal, “Gerekirse politika duruşumuzu daha da sıkılaştıracağız” dedi. Sunumu değerlendiren analistler, bu güçlü vurgulara bakarak Merkez Bankası’nın 24 Aralık’ta yapılacak Para Politikası Kurulu toplantısında faiz artırımı yapmasının kaçınılmaz görüldüğünü belirtti. Bu açıklamaların öngörülebilirlik açısından olumlu olduğunu kaydeden analistler, “Ancak bu vurguları yapıp Merkez Bankası faiz artırımında bu ayı pas geçerse öngörülebilirlik de önemli ölçüde darbe alır” yorumunu yaptılar. Eski Merkez Bankası başkan yardımcılarından Prof. Dr Fatih Özatay, açıklanan metnin 2021 açısından çok net mesajlar vermesinin, sadece politika faizinden fonlama yapılacağının, kura müdahale olmayacağının söylenmesi ve döviz biriktirileceği mesajının verilmesinin olumlu olduğunu söyledi. Attığı tweet’lerle sunumu değerlendiren Özatay, “2021 para ve kur politikası metninin olumsuz tarafı 2020 uygulamaları anlatılırken yaşanan zorluk. Özellikle kredi genişlemesi kısmı. Keşke 2020’ye hiç yer verilmeseydi. Döviz rezervi neden eridi bu açıdan şeffaflık gerekiyor. Metinde olsaydı çok iyi olurdu” dedi. Fatih Özatay, zorunlu karşılık oranlarının makrofinansal istikrar için kullanılmaya devam edeceğinin açıklanmasının tartışmalı olduğunu, kendisinin bu konuda asıl araçların BDDK’de olduğunu, zorunlu karşılık kullanımının sakıncaları bulunduğu görüşünde olduğunu ama başka uzmanların da bunda sakınca görmediklerini söyledi. Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın dünkü sunumu piyasalar tarafından genel olarak olumlu karşılandı. Ancak buna karşılık piyasa oyuncularının kafasında yanıtını bulamadıkları çok sayıda soru kaldığını da söyleyebiliriz. Kura müdahale edilmeyeceğinin söylendiğini ama nasıl rezerv biriktirileceği konusunun açıklık kazanmadığı, bu arada swap’ların bir süre daha rezervler için kullanılmasına devam edilmesini beklediklerini ama burada sözü edilen azalmanın nasıl olacağının belli olmadığını kaydettiler. Bu arada analist Haluk Bürümcekçi, önümüzdeki döneme ilişkin enflasyon trendinin nasıl görüldüğüne ilişkin daha detay açıklamalar yapılması gerektiğini söyledi. Ağbal’ın işi çok zor Herkesin üzerinde mutabık kaldığı konu, 2021’de enflasyonla mücadele için Ağbal’ın çok kuvvetli vurgular yaptığı ve fiyat istikrarının neden bu kadar önemli olduğu açık ve anlaşılır biçimde dile getirilmiş olmasıydı. İletişim politikasında yapılan bu değişikliğin, sunumu kendisinin yapıp teker teker soru almasının ileriye dönük devam ettirilmesi gereken bir yöntem olduğunu konusunda da bir mutabakat bulunuyor. Peki, Merkez Bankası, yeni yönetimiyle birlikte, daha önce sürdürdüğü “çıpa” işlevini yeniden kazanabilecek mi? Bir başka deyişle politikacılar ne yaparsa yapsın Merkez Bankası fiyat istikrarı için gerekeni yapabilecek mi, yapılan hataların para politikasına yansımalarını kontrol edebilecek mi? Ancak bu takdirde Merkez Bankası’nın yeniden çıpa olabileceği, bu sorunun yanıtını verebilmek için de yönetimin önümüzdeki dönem tavrına bakmak gerektiği söylenebilir. Kritik hale gelen yeniden döviz rezervi biriktirmek, dolarizasyonun önlenmesi gibi temel konular, aslında Merkez Bankası’nı aşan konular. Yani yeni yılda 2001’deki gibi dört başı mamur bir ekonomik program devreye girer, gereken reformlar başlar, yapısal tedbirler uygulanmazsa bu işlerin çözülemeyeceği açık. Merkez Bankası tek başına bu amaçları yerine getiremez, yönetimin tümüyle bu hedefe yönelmesi, somut adımlar atması gerek. Özetle Merkez Bankası’nın yeniden çıpa haline gelebilmesi biraz da “mali çıpa”nın yeniden oluşturulmasına bağlı. Hükümetin mali disiplinsizliğine, gevşemelerine karşı kararlı tutum takınacak Merkez Bankası yönetimi olabilir mi, göreceğiz. Örneğin AB ve ABD ile yaptırım süreci ağırlaşır, seçim gibi önemli siyasi gelişmeler yaşanırsa Merkez Bankası sıkı duruşunu devam ettirebilir mi? Bu sorunun yanıtı bence şimdilik net biçimde verilemez. Naci Ağbal bir teknisyen olarak Merkez Bankası’ndaki görevine nüfuz etmiş, gidilecek yolu görmüş durumda ve buna göre adımlar atmaya da başladı. Ancak Naci Ağbal’ın bunun yanında bir AKP’li politikacı olduğunu, 2020 özeleştirisini yapamamasında gördüğümüz gibi, kabul etmemiz gerek. Giderek zorlaşan bir dönemde Ağbal’ın işi de çok zor olacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear