25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
HABER 3 1 ARALIK 2020 SALI 100/4 0 130/90 TARİHTE BUGÜN 190/8 0 40/00 1928: Yeni Türk harflerinin kulla140/4 0 190/140 nımı yürürlüğe girdi. 90/4 0 80/50 1940: İkinci Dünya Savaşı dolayı80/3 0 00/00 sıyla Türkiye’de geceleri karartma 90/ 2 0 90/50 uygulaması başladı. 40/ 5 0 150/40 2010: DİSK genel başkanlarından 90/ 2 0 90/40 Kemal Türkler’in öldürülmesine 190/9 0 120/5 0 90/2 0 130/1 0 0 100/9 0 150/7 0 ilişkin Ünal Osmanağaoğlu’nun yargılandığı dava, zamanaşımı gerekçesiyle kapatıldı. ADO Genel Sekreteri, sahada tarama yapan diş hekimlerinin sıkıntılarını anlattı Tehlikeli filyasyon SARP SAĞKAL Ankara Dişhekimleri Odası (ADO) Genel Sekreteri Gamze Burcu Gül, koronavirüs salgınında filyasyon ekibinde görevlendirilen diş hekimlerinin yaşadığı sıkıntıları anlattı. Hekimlerin ekipman sorunu yaşadığını belirten Gül, “Filyasyon ekiplerinde görevli sağlık çalışanlarına verilen maskeler standartlara uygun ve yedekli değildir. Birçok meslektaşımız kişisel koruyucu donanımını hâlâ kendisi temin ediyor” dedi. Ağız ve diş sağlığı merkezlerinin (ADSM) 9 aydır pandemi koşullarına uygun hale getirilemediğini ve bulaş riski taşıdığını kaydeden Gül, “Mart ayından bugüne kadar gereken düzenlemeler yapılmadı. Sağlık Bakanlığına bağlı ağız diş sağlığı hastanelerinde ve merkezlerde pandemi koşullarına uygun teknik ve fiziki düzenlemeler bir an önce yapılmalı” dedi. ADO Genel Sekreteri Gül, koronavirüs salgınında filyasyon çalışmalarında görevlendirilen diş hekimlerinin karşılaştığı sorunları ve buna karşı ADO’nun çözüm önerilerini aktardı. Gül, hekimlerin yaşadığı sorunları ve önerilerini şöyle sıraladı: l Kaliteli kişisel koruyucu ekipman yedekli olmalı, böylece enfeksiyon riski azaltılmalı. l Yaz aylarında kullanılan naylon tulumlarla Ankara’nın zorlu kış koşullarında çalışmak mümkün değil. 112 acil servis ekiplerinin kullandıklarına benzer, soğuğa ve yağmura dayanıklı koruyucu ekipman ivedilikle temin edilmeli. l Görev yaptığı kurumdan filyasyon ekibine alınan hekimler arasında rotasyon uygulaması yapılarak adil bir çalışma düzeni sağlanmalı. l Vaka sayılarının artmasıyla birlikte eylül ayından itibaren uzmanlık öğrencileri de filyasyon ekiplerinde görevlendirilmeye başlandı. Görevlendirilen hekim sayısının ve görev sürelerinin kurumlar arasında farklılıklar göstermesi uzmanlık öğrencileri arasında huzursuzluk yaratıyor. l Geç saatlere uzayan mesai sırasında güvenlik sorunu devam ediyor. Meslektaşlarımızın emniyeti için kolluk kuvvetinden destek alınabilir. l ANKARA Bir haftada 25 sağlıkçı öldü Türk Tabipleri Birliği’nin açıklamasına göre bir haftada 25 sağlık çalışanı koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti. Dün yaşanan ölümlerle sayı 25’e yükseldi. Konya’da ebe Selver Kuşçu Ünal, koronavirüs nedeniyle yaşamını yitirdi. Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı Bursa Keles İl Tarım Müdürlüğü’nde veteriner sağlık teknisyeni olarak görev yapan Ahmet Yiğit (58), koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti. İstanbul’da eczane teknisyeni olarak çalışan Hayri Tuna ve Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Ürodinami Bölümü’nde sağlık teknisyeni olarak çalışan Ahmet Temir koronavirüs nedeniyle yaşamını yitirdi. Adana’da filyasyon ekibindeki Dr. Gökhan Ercan koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti. Türk Tabipleri Birliği, sağlık çalışanlarının ailelerine başsağlığı diledi. l Haber Merkezi Bilim Kurulu’nda eczacılar da olsun Türk Eczacıları Birliği (TEB), “Bilim Kurulu’nda Türk Eczacıları Birliği’nin temsiliyeti sağlanmalı. Yerel ölçekli pandemi kurullarının tamamında eczacı odası başkanlarımız yer almalı” çağrısı yaptı. l ANKARA/ Cumhuriyet Böcek: Çok iyiyim Koronavirüs tedavisi sonrası akciğerlerinde oluşan hasar nedeniyle 64 gün yoğun bakımda tedavi gören Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in 105 gün sonra ilk görüntüsü paylaşıldı. Hastane odasında başkan Böcek’i ziyaret eden Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, sosyal medyadan yaptığı paylaşımda, “Kendisi bomba gibi. Taburcu etmeye hazırlanıyoruz. Başkanımız sağlık çalışanlarımıza teşekkür etti ve bir an önce görevinin başına geçmek istediğini söyledi” ifadelerini kullandı. Görüntülerde Özkan’ın “Nasıl hissediyorsunuz başkanım” sorusuna başkan Böcek, “Sayenizde çok iyiyim. Şu anda 100 günü geçtik. Bu süreçte gece gündüz demeden çalışan şahsınız ve bütün sağlık çalışanlarına, dua edenlere, arayan soran herkese çok teşekkür ediyorum. Dualarım size” yanıtını verdi. l AA / DHA ‘Hakkımı helal etmiyorum’ İBB: 213 kişi hayatını kaybetti İBB Mezarlıklar Daire Başkanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre, İstanbul’da bulaşıcı hastalık nedeniyle 213 kişi hayatını kaybetti. Sağlık Bakanlığı ise Türkiye genelinde aynı gün 188 kişinin yaşamını yitirdiğini açıkladı. l İSTANBUL/ Cumhuriyet Valilik çalışanı öldü Kayseri Valiliği’nde çalışan 4 çocuk babası Mustafa Yıldız (47), koronavirüs nedeniyle tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. 30 KASIM PAZARTESİ 176 BİN 656 6 BİN 514 188 18 MILYON 592 BIN 292 13 BIN 746 %3.4 31 BİN 219 4 BİN 485 500 BIN 865 5 BIN 190 404 BIN 727 Trabzon Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Süleyman Türedi, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda vatandaşların sahillere akın etmesine tepki gösterdi. Türedi, “Biz insanımıza yoğun bakım yeri bulmak için kafa patlatırken elimizdeki tüm imkânları, tüm eforumuzu harcarken sahil kenarında yürüyüş yapan sağlığına çok düşkün insanları gördükçe hakkımızı hiçbirine helal etmiyorum” ifadelerini kullandı. Prof. Dr. Türedi’nin paylaşımında şu ifadeler yer aldı: “Çoluğunu, çocuğunu, eşini, dostunu, annesini, babasını düşünen varsa azıcık insafı ve vicdanı olan varsa evinde kalır ve çok gerekli olmadıkça evinden çıkmaz. Servisler ve yoğun bakımlar dolu, ne umuyorsunuz, mucize mi? Ayıptır, günahtır. Sağlıkçıya acımadığınızı biliyoruz da bari kendinize acıyın.” l Haber Merkezi Devlet ve hükümet Hatırlıyorum, 1999 depremiydi; İzmit, Adapazarı, Gölcük ve dolayları yerle bir olmuştu. Gene hatırladığım kadarıyla televizyonlar böyle bir olay mahallinden ilk kez canlı yayın yapıyorlardı. Televizyoncular, gazeteciler, “Halk, devlet nerede diye haykırıp dövünüyor, gerçekten buralarda devlet yok, devlet yok!” teranesiyle görev yaptıklarını sanıyorlardı. Bir felaketzede bulup mikrofon başında bağırtıyorlardı: “Devlet nerede?” Böylece, halk da gerçekten devletin nerede olduğunu merak edip soruyordu. Oysa doğru soru, hükümet nerede, olmalıydı; başbakan nerede, bakanlar nerede, vali nerede, kaymakam nerede, belediye (başkanı) nerede? HHH Geçenlerde sel basan bir yerleşim yerinde zarar görenler, “devlet bize yardım etsin” diyorlardı. Ama bilmiyorlardı ki devlet bir canlı insan değildi, devletin devlet işlevini yerine getirmesi için bir hükümet ve ona bağlı bir idare vardır. Olmayan, hükümet idi! Halkın ağzı, yazarların kalemi “devlet ana”, “devlet baba” demeye alışmıştı. Bu alışkanlığa gelenek denir. Osmanlı hanedanı döneminde devletin analık ya da babalık yaptığı da bir tevatür olmalı. Ne babalık ne de analık etmiştir. Devlet vardır, devlet bizzat padişahtır, hükümet de padişahın kendisidir. Padişah ve onun devlet ve vezirleri halka sadece zulmetmiştir. Uzun yıllardır, demokrasilerde, seçimle gelip giden yönetimlerde, devlet ile hükümet ayrı ayrı adlandırılmaktadır. HHH Prof.Dr. Erdoğan Teziç’e göre: “Devlet, insanların meydana getirdiği bir örgütlenme biçimi olup, hukuki bir varlık, hukuki bir kişiliktir. Hukuk tekniği ile ifade edecek olursak, bu bir ‘manevi şahsiyet’, bugünkü söyleyişiyle ‘tüzelkişilik’ olup, onu oluşturan bireylerden ayrı bir varlığı olduğu gibi, yönetenlerin kişiliklerinden de ayrıdır. Yönetenler, yetkilerini devletten alırlar ve onun adına kullanırlar.” (Anayasa Hukuku, Beta Yayınları, 12.Bası. S.120) HHH Benzetme yapacak olursak, devlet bir taşıta benzer; otomobil, kamyon, tank, uçak, gemi, tren ve tramvay gibidir. Taşıtlık görevini yapabilmesi için bir sürücüye ihtiyacı vardır. O sürücüye de hükümet denir. Devlet ile hükümet ilişkisinde devlet daha çok gemiye, uçağa benzer. Geminin bir kaptanı (başbakanı) vardır, uçağın da kaptan pilotu. Mürettebata bakan, bakanlar kurulu demek daha doğru olur. Ve bakanlıklarda örgütlenen idare… Kaptan kontağı açmadan, araç yerinde durur. Araç nereye gideceğini bilmez, kaptan denen sürücü bilir. HHH Demokrasilerle yönetilen ülkelerde, demokrasi bilincine sahip vatandaşlar, “Hükümet nerede” diye sorarlar. Çünkü hükümet ve onun başkanı bellidir. “Al ananı da git!” diye çıkışanlar dışında, zelzeleye, selin yarattığı hasarlarda vatandaşların yardımına hükümetin başbakanı, bakanları koşarlar. (Ama birkaç binlik koruma ordusuyla değil!) Devletin organlarını (bakanlıkların teşkilatlarını) onlar harekete geçirirler. Bir kamyon kaza yaptığında, kamyon ceza almaz, sürücü ceza alır. HHH Uzun sözün kısası vatandaşların muhatabı devlet değil, onu yöneten (sürücü) hükümettir. Devlet ile hükümet arasındaki ilişkiyi bilmeyen bir insanın vatandaş olduğunu söylemek çok zor. Bunlar demokrasiden habersiz yığışımlardır. Örneğin, AKP’nin dağıttığı paraların ve malların sahibinin devlet olduğunu bilmezler, bilmedikleri için AKP’ye dua edip oylarını ona verirler. Hatta muhalefet olmasa AKP hükümetinin çok daha fazla vereceğine inanırlar ve bu yüzden muhalefetten nefret ederler. Bu nedenle, seçmenin önce, devlet ile hükümeti birbirinden ayıracak olgunluğa erişmiş vatandaşlar olması gerekir. AKP’ye oy verenlerin büyük bir çoğunluğu bu olgunluktan yoksun avantacı tufeyli uyruklardır. HHH Binek hayvanı ile binek aracını birbirine karıştırmamak lazım. Binek aracı sürücüsü kontağı kapattığı zaman durur ama binek hayvanını binici bir yere bağlasa bile kurtulup çevredeki bağa ve bostana zarar verebilir. Devletin dine gereksinimi yoktur ama demokrasi (yakıt, benzin, mazot) olmadan çağdaş devlet olamaz. Devlet, cansız bir makinedir. İnsan olmadan hiçbir şey yapamaz ve insanın iyi bir insan, adam gibi insan olması gerekir. Eline, beline, diline mukayyet bir insan. Şoför mahallinden inerken bindiğinden daha zengin olmayan, belki, daha yoksul olan bir insan! TTB’den yoğun Devlet, özel ve vakıf bakım çağrısı hastanelerini de kullanmalı Türk Tabipleri Birliği (TTB), özel hastanelerin ve vakıf hastanelerinin olanaklarının kamu iradesi ile yurttaşların hizmetine sunulması için çağrı yaptı. TTB’den yapılan açıklamada, ülkedeki yoğun bakım doluluk oranlarına dikkat çekilerek “TTB’ye illerden ulaşan bilgilere göre virüs servis ve yoğun bakımlarının yüzde 100’ü ya da yüzde 100’e yakınının dolu olduğu görülmektedir” denildi. Hastanelerdeki hekim sayısının yetersizliğine de dikkat çekilen açıklamada, “Yoğun bakım ihtiyaçlarında il içi ve iller arası hastaneler için iyi bir koordinasyon kurularak virüs hastalarını kabul etmeleri sağlanmalıdır” denildi. l ANKARA/ Cumhuriyet
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear