22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
HABER Kılıçdaroğlu ve Akşener bir araya geldi, Millet İttifakı’ndan erken seçim çağrısı çıktı 5 26 KASIM 2020 PERŞEMBE YÖNETEMİYORLAR CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener erken seçim çağrısı yaptı. Kılıçdaroğlu; yaşanan krizlere karşın vatandaşın hakemliğine başvurulması gerektiğine işaret ederken, Akşener, vatandaşın rahat etmesi için erken seçim istediklerini dile getirdi. Kılıçdaroğlu; Akşener’e kongrenin ardından tebrik ziyareti gerçekleştirdi. Yaklaşık bir saat süren görüşmede başta ekonomi, iç ve dış politikada yaşanan gelişmeler ele alındı. Edinilen bilgiye göre görüşmelerin belli aralıklarla devam etmesi konusunda her iki lider de olumlu görüş bildirdi. Daha sonra iki lider ortak açıklama yaptı. Akşener; Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün adalet reformundan bahsettiğini, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da buna destek verdiğini anımsattı. Bunun üzerine Kılıçdaroğlu’nun tehdit edildiğini kaydeden Akşener, “Bu tehdit milli iradeye yapılmış bir tehditti. Biz hepimiz daha önce tehdit edildik. Ama ilk defa bir siyasetçi tehdit sahibinin yanında durdu” diye konuştu. Bu durumun “Erdoğan’a reform yapamazsın” mesajı olduğuna işaret eden Akşener, bu gelişmelerin ardından Arınç’ın da istifa et‘BUNU TARTIŞMAK INSANLARA HAKARET’ HDP ile anayasa çalışması yapıldığı yönündeki iddialarla ilgili sorular üzerine her iki lider böyle bir çalışma olmadığını dile getirdi. Akşener, “Damat gitti tartışılmıyor, Arınç gönderildi tartışılmıyor, İhsan Arslan partiden atılıyor, Galip Ensarioğlu ifadeye çağrılmış. Bunlar olurken; olmayan bir konunun televizyon ekranlarında sündüre sündüre konuşulmasını anlıyorum... An itibarıyla bu konuyu kapatıyorum. Canı isteyen canı istediğini sorsun. Bundan sonra hiçbir arkadaşımız cevap vermeyecek. İnsanlar aç açık. Bunları tartışmak bu insanlara hakaret” dedi. mek zorunda kaldığını kaydetti. Küçük ortak esir aldı Bülent Arınç’ın istifası; İhsan Arslan’ın ihraç sürecinin başlatılması ile birlikte AKP’de yaşanan süreçle ilgili sorular üzerine Kılıçdaroğlu, şunları dile getirdi: “Uzun süredir Türkiye yönetilmiyor, savruluyor. Yönetim olabilmesi için devlette liyakat olması, sorunların sağlıklı tespit edilmesi lazım. Rejim değiştikten sonra Türkiye’nin sorunları sağlıklı saptanamıyor, çözülmüyor. Sorunlar büyüyor ve derinleşiyor. Çözüm üretilmiyor. AKP’nin içinde çözüm üretmek isteyenler var, iyi niyetle bir şeyler söylemek isteyenler var, ama küçük ortak büyük ortağı esir almış durumda. Ne Bülent Arınç ne de bir başkası düşüncelerini özgürce ifade edemiyor. Ettiği zaman küçük ortak tarafından tehdit ediliyor. Türkiye’yi 18 yıldır yöneten bir partinin küçük bir partinin tutsağı haline gelmesi Türkiye’nin yönetilemediğini gösteriyor.” ‘Erdoğan elini yıkadı çıktı’ Akşener de “Erdoğan’ın tavrı zaman zaman balon uçurmak. Arınç gibi kişiler üzerinden bazı sözleri söyletir. Burada ilginç olan üç gün beklemesi. Kendisine verilen tepkileri gördü, Arınç’ı tahkir eden bir konuşma yapmak durumunda kaldı. Dolmabahçe mutabakatında bir araya geldiler, Erdoğan’ın bilgisi dışında o siyasiler masaya oturamazdı. Sonra problem görüldü Erdoğan elini yıkadı çıktı, o siyasiler gitti. Burada da benzer bir şey var” değerlendirmesinde bulundu. Akşener, Erdoğan’ın erken seçimi göze alamadığını da söyledi. Gazetecilerin bir seçim beklentisi olup olmadığı sorusu üzerine Akşener, “Biz muhalefet olarak seçim istiyoruz. Fakirin fukaranın açlıktan ölüme mahkum edildiği bir Türkiye ile karşı karşıyayız. Hesap verilebilirlik, adalet, hukukun üstünlüğü yok; bunlar olmadığı için ekonomiye güven yok. Vatandaşın rahat etmesi için seçim istiyoruz. Bahçeli seçim isterse yandı gülüm keten helva arkadaşlar açısından” diye konuştu. ‘Halktan korkmamalı’ Erken seçim sorusuna Kılıçdaroğlu ise “Geçen her gün fakirin fukaranın üzerindeki maliyet artıyor. Türkiye’nin hem kendi içinde hem uluslararası alanda ciddi bir zafiyet yaşadığı gerçektir. Türkiye’nin buradan çıkması, kurtulması lazım. Türkiye’de hukukun ve adaletin olması lazım. Bunun yolu bellidir. Diyecekler ki, Türkiye’yi yönetemiyoruz, Türkiye’yi yönetmek için halk kimi istiyorsa halkın hakemliğine başvurmaktır. Demokrasilerde kural budur. Halkın hakemliğine başvurmak kadar değerli bir şey yoktur. Gidersiniz vatandaş istiyorsa zaten tekrar getirir iktidara. Halktan korkmamak lazım” değerlendirmesinde bulundu. l ANKARA/Cumhuriyet Erdoğan, tutukluluk süreleri üzerinden yargıyı eleştirenlere karşı yargıyı göreve çağırdı Eleştiriyi ‘talimat’ kabul etti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyeliği’nden istifa eden Bülent Arınç’ın açıklamalarını isim vermeden eleştirmeye devam etti. Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuştu. Türkiye’nin cumhuriyet tarihindeki büyük reformunun Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçiş olduğunu savunan Erdoğan, bunu MHP ile birlikte Cumhur İttifakı olarak gerçekleştirdiklerini belirterek, “İnşallah önümüzdeki hukuki ve ekonomik reform gündemini de yine Cumhur İttifakı olarak hayata geçireceğiz” dedi. Üniversite sayısının 74’ten 206’ya çıktığını söyleyen Erdoğan, “Parlamenter demokrasinin olduğu dönemlerde bunlar niye yapılmadı? Şırnak öyle değil mi? Oraya da üniversiteyi biz götürmedik mi? Muş... Oraya da üniversiteyi biz götürmedik mi? Ondan sonra diyorlar ki Kürt sorunu. Ne Kürt sorunu? 2005’te Diyarbakır’daki konuşmamda söyledim, ‘Bu ülkede Kürt sorunu yoktur. Varsa bunun sorumlusu benim ve bunu da biz çözeceğiz’ dedim. Allah’a hamdolsun bunları biz çözdük” ifadelerini kullandı. ‘Rencide etti’ İstifa eden Arınç’ın açıklamalarını isim vermeden eleştirmeye devam eden Erdoğan, şunları kaydetti: “Hadi yeminli Türkiye düşmanlarını, CHP gibi onların içerideki tetikçilerini de anladık. Peki, yıllarca bu mücadeleyi birlikte verdiğimiz kimilerinin de aynı trene binmesine ne demeli? Neymiş? Filancalar niye hâlâ hapisteymiş. Bunları herhalde ödüllendirecek halimiz yok. Devlet niye var? Biz niye varız? Hatta daha da ileri gidip bu teröristlerden birinin yazdığı kitabı herkesin okumasının tavsiye edilmesi hakikaten beni rencide etmiştir.” İş insanı Osman Kavala ve eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın uzun tutukluluk sürelerine dikkat çekerek, bunun üzerinden yargıya eleştiri yöneltenlerin tümünü hedef alan Erdoğan, anayasada yargıçların bağımsızlığına ilişkin hükme işaret etti. Erdoğan, “Değerli yargı mensupları, anayasanın 138. maddesi beni ne kadar muhatap alıyorsa aynı şekilde benim dışımdakileri de muhatap alıyor. 138. maddeyi eze eze kullananlara karşı gereğini niye yapmıyorsunuz? Size birilerinin talimat verme hakkı var mı? Benim ne kadar talimat verme hakkım yoksa ana muhalefetin de bunun dışındakilerin de talimat verme hakkı yok. Ama bu talimatlar verilirken niçin gereğini yapmıyorsunuz? Atılan adımlar karşısında yargının bu denli sessiz kalmasını ben kabullenemiyorum. Her kim bu meseleyi hâlâ siyasetin konusuymuş gibi gündeme getiriyorsa niyetinden şüphe etmek hakkımızdır. Son günlerde yaşanan tartışmaların ve gelişmelerin bu çerçevede değerlendirilmesinde fayda görüyorum” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet IĞNELI FIRÇA ZAFER TEMOÇIN DAVUTOĞLU’NDAN ERDOĞAN’A SORU: Ülkeyi kim yönetiyor, siz mi, Bahçeli mi? Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, dün FOX TV’de İsmail Küçükkaya ile Çalar Saat programına katılarak, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, Yüksek İstişare Kurulu Üyeliği’nden istifa eden Bülent Arınç’a yönelik ifadelerine ilişkin konuşan Davutoğlu, şunları söyledi: “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçtikten sonra kimin istifasının durdurulacağına, kimin istifasının kabul edileceğine, kimin istifa etmesi, kimin yargılanması ya da yargılanmaması gerektiğine nihai kertede Sayın Bahçeli karar veriyor. Sayın Bahçeli çok rahat bir köşede şimdi sorumluklar Erdoğan’a ait. Yasaklar, yolsuzluklar var mı? Erdoğan’a ait. Yoksulluk mu var? Evet biz ekmek asarız ama sorumlu Erdoğan deyip köşesinde. Bu çıkacak diyor infaz yasasında çıkmasını istediği kişiler çıkıyor. Şu istifa edecek diyor Bülent Arınç gibi eski bir Meclis Başkanı, Yüksek İstişare Kurulu’ndan istifa ediyor. O zaman Sayın Erdoğan’a sormak lazım ülkeyi kim yönetiyor? Siz mi yönetiyorsunuz Bahçeli mi?” l İç Politika ‘LOZAN’ ELEŞTİRİLERİNDEN ÇARK: Çavuşoğlu: Hedef almadım, hayıflandım Dışişleri Bakanlığı’nın 2021 bütçesinin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki görüşmeleri sırasında muhalefet milletvekilleri, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Lozan Barış Antlaşması’nı hedef alan açıklamalarını gündeme getirdi. Çavuşoğlu, 16 Eylül’de bir televizyon kanalında Doğu Akdeniz’le ilgili bir soruyu yanıtlarken “Meis’i İtalyanlara vermişiz, onlar da Yunanistan’a vermiş. Yanı başımızda, vermişiz... Geçmişteki anlaşmaları büyük başarı öyküsü diye ders kitaplarında ilkokulda anlatmaya çalıştılar bizlere ama maalesef işte görüyoruz” demiş, bu açıklamaları büyük tepki çekmişti. Çavuşoğlu, muhalefetten gelen Lozan eleştirilerini yanıtlarken şunları söyledi: “Lozan Antlaşması zor zamanlarda imzalanan bir anlaşma, bunu biliyoruz. Lozan Antlaşması’yla Türkiye Cumhuriyeti hükümeti kurulmuştur, bunu da biliyoruz. Lozan Antlaşması’nı biz her zaman savunuyoruz ama bugün bizim imzaladığımız antlaşmalarda bile AK Parti iktidarının imzaladığı antlaşmalarda da ‘Şurası şöyle olsaydı daha iyi olurdu, burası böyle olsaydı daha iyi olurdu’ deniyor. Şimdi, ben dibimizdeki Meis Adası, yani anlaşmayla verildiği için hayıflandım, burada Lozan’ı veya Cumhuriyeti veya Atatürk’ü hedef almadım, bu işleri çarptırmaya gerek yok veya ‘cahil’ demeye de gerek yok. O gün zor şartlarda imzalamışız, Cumhuriyetimiz kurulmuş, müteşekkiriz, Mustafa Kemal Atatürk’e müteşekkiriz, tüm arkadaşlarına, cumhuriyeti kuran tüm ecdadımızla biz gurur duyuyoruz, kimseyi hedef almıyoruz ama bazen de hayıflanıyoruz yani.” l ANKARA/Cumhuriyet Utanıyorum, bunalıyorum, öfkeleniyorum! İktidar, varlığını sürdürebilmek için reform değil, algı yönetimi yapıyor. Ülkenin saygınlığına gölge düşürmemek için ölü sayılarını açıklamayıp düşük gösteriyor ama insanlar sapır sapır ölüyor, hasta sayısı da yüksek, fakat gerçek açıklanmadığı için sokakta hâlâ inatla maske de takmam, sigaramı da içerim diyen, bilinci düşük, zekâsı kıt sorumsuzlar var! Oysa yoğun bakımda, sağlık personeli herkese yetemediği için müdahale edeceği hastayı seçmek zorunda kalıyor, yaşama şansı daha yüksek olanı seçiyor! Bir ülkenin saygınlığı pandemiden ölen insan sayısı ile mi ölçülür? Yoksa bayrağını çektiği gemisi uluslararası sularda, Yunanlı komutanın emrindeki Alman savaş gemisi tarafından durdurulup mürettebatı gözaltına alınıp “Sen Libya’ya silah mı taşıyorsun?” sorgusuyla bütün yükü saatlerce didik didik arandığında mı? Bu, Türkiye’ye yapılmış ikinci “kafaya çuval geçirme” operasyonu değilse ne? Üstelik de tam NATO ve AB’nin çok önemli toplantıları öncesi. Tabii ki hukuksuz. Ama nasıl yapılabiliyor? Çünkü kimse bize ne saygı duyuyor ne de açıkçası güveniyor. Ben bir “Ey Merkel! Ey Yunanistan!” çıkışı beklerken Dışişleri cılız bir tepki verdi. Karşı tarafın savunması ise daha vahim: “Haber verildi ama saatlerce cevap gelmedi. Müdahaleden sonra durdurun denildi.” Doğruysa utanç verici. Tuvalete gitmek için izin alındığından her konuya yetişemiyor tabii, cevap verilememiş olabilir. Saygınlık bunalımı Sorun çok daha derin, Dışişleri’nin boşaltılmış olmasına kadar gider. Saygınlık bir günde yitirilmedi. Avrupa’nın gözünde bir gün Trump’la, bir gün Putin’le manevra çevirmeye çalışan, Almanya’ya bir gün faşist, Nazi derken iki gün sonra “Yolumuz AB yolu” şarkısını çalan, Avrupa’daki 5 milyon Türkü kendi oy deposu görüp siyasi çıkarları için kullanan bir yönetim. 4 milyon göçmenin yükünü sırtlandığımızın bile önemi kalmadı. Onları savunduğumdan değil. Ama sen ekonomik olarak güçlü, içeride siyasi olarak düzgün olsan yapamazlar! Kendi ülkesinde insan haklarını askıya almış, muhaliflerini içeri tıkmış, medyayı ele geçirmiş, parasının değeri dibe vurmuş, işsizlik şaha kalkmış, iflaslar tepe yapmış, yürümek isteyen işçiye kitlesel gözaltı yapan tek adam rejimini kendi yandaşlarını bile susturarak dayatıyorsan dışarıda da ciddiye alınmıyorsun. Arınç komedisi Güya ömrü boyunca hukukun üstünlüğünü savunmuş. Onun için mi karargâha malzeme almaya giden askeri personel ve şoförüne bana sabotaj yapmaya geliyorlar diye FETÖ operasyonu yaptırarak Kozmik Oda’yı açtırıp TSK’nin düşmesine neden oldu? Güya RTE’nin haberi varmış, nabız ölçtürmüş. Bahçeli bir hönkürdedi, Arınç fitneci ilan edildi, boynunu eğip istifa etti, oğlu bile arkasında durmadı! Bugün seçim olsa barajın altında kalacak bir küçük parti, arkasına mafyayı, önüne 18 yıldır iktidar olan partiyi almış, fare kediyle oynar gibi oynuyor! Bu “devlet”in elinde nasıl bir koz var ki bu gücü buluyor? Hiç aklında yokken başkan olmalısın diye kafaya aldı, kendine mahkum etti. Artık o kafasına çay attığı kitlesini bile heyecanlandıramıyor, yoksa niye beni alkışlamıyorsunuz diyecek kadar düşer miydi? Biz içeride yanıyoruz, hadi neyse de o Alman askerlerinin gemimize film gibi helikopterle inip saldırmaları içime oturdu, sınır ihlali değil de ne ki bu kadar mı düştük diye... Hişşt Çakıcı, onlara da bir höt desene? DANIŞTAY SALDIRISINDA ONAMA Ağırlaştırılmış müebbet ve 72 yıl hapis cezası Yargıtay 16. Ceza Dairesi, Danıştay’a 17 Mayıs 2006’da düzenlenen saldırının faili Alparslan Arslan’a verilen “ağırlaştırılmış müebbet” ve 72 yıl hapis cezasını onadı. Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesi, Arslan’a, Danıştay üyesi Mustafa Yücel Özbilgin’i öldürmek suçundan “ağırlaştırılmış müebbet”, yaraladığı dönemin Danıştay 2. Daire Başkanı Mustafa Birden, üyeler Ayla Gönenç ve Ayfer Özdemir ile tetkik hâkimi Ahmet Çobanoğlu’na yönelik eylemlerinden 72 yıl hapis cezası vermişti. l AA Canpolat’a ‘Yassıada’ açıklaması soruşturması Eski CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat hakkında, Yassıada’nın imara açılmasını protesto ettiği açıklaması nedeniyle soruşturma açıldı. Savcılık, Canpolat’ın CHP İstanbul İl Başkanı olduğu dönemde yapılan açıklamada kullandığı “Yassıada’yı tahrip edenler, adanın doğasını bozanlar, başta TOBB Başkanı Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu olmak üzere onun firması, onun şirketidir” ifadeleriyle ilgili şikâyet üzerine soruşturma başlattı. l Haber Merkezi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear