Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
12 26 KASIM 2020 PERŞEMBE YORUM/HABER AKP AB ilişkilerinde yalan rüzgârı Erdoğan iktidar olmadan önce AB’yi “Hıristiyan Kulübü” olarak görüyordu. Ancak Erdoğan iktidar olunca en sıkı AB’ci oldu: “8 yıl sonra AB üyesiyiz” diye müjde verdi, 29 Ekim’de Papa heykelinin altında AB anayasasına imza attı... Bu “rüya” yıllarca sürdü. Erdoğan da AB de karşılıklı birbirlerinden alacaklarını almışlardı. Yavaş yavaş birbirlerinden ayrılmaya başladılar. Erdoğan 2016’da “AB’nin kapıkulu değiliz, ey AB, sen yoluna ben yoluma” dedi. Ancak Erdoğan beş gün önce yine “Kendimizi başka yerde değil Avrupa’da görüyor ve orada bir gelecek inşa etmek istiyoruz” dedi! Peki ne oldu da yeniden AB’yle flört etme ihtiyacı doğdu? Papaz elbisesi! Erdoğan’ın iktidar olmadan önce “Hıristiyan Kulübü” diye niteleyip karşı çıktığı AB’ye, iktidar olduktan sonra hem de Hıristiyanların Papası’nın heykelinin altında imza atması, Erdoğan’ın “İktidar olmak için gerekirse papaz elbisesi giyerim” şeklindeki siyaset anlayışıyla tam uyumludur! Yoksa Erdoğan gerçekte AB’ci değildir... Ama Erdoğan iktidar olabilmek için, dahası iktidarda kalabilmek için AB’ye sarılması gerektiğini gördü ve gerçekten de 10 yıldan fazla süre boyuna en hızlı AB’ci oldu. Çünkü Erdoğan, AB desteğiyle, AB uyum yasalarıyla adım adım kurumları ele geçirebileceğini, dahası Türk ordusunu da AB sayesinde “dizginleyebileceğini” gördü. Aynı “yararcılık” ilkesi AB için de geçerliydi. Brüksel de Türkiye’yi ekonomisinden hukukuna kadar istediği kıvamda biçimlendirebilmesinin Erdoğan’la mümkün olduğunu gördü. Böylece Erdoğan ile AB, “yalan rüzgârı” altında işbirliği yaptılar yıllarca... AB’nin kazançları Peki, AB neden üye yapmayacağı bir Türkiye’yi “aday üyelik” kapsamına alarak oyalıyordu? Yukarıda belirttiğimiz gibi ekonomisinden hukukuna kadar Türkiye’yi istediği gibi biçimlendirmek için mi? Evet, bu nedenlerden biriydi. Ancak bir diğer neden de Kıbrıs sorunu ve sonraki yıllarda önem kazanacak Doğu Akdeniz’di. AKP, AB’yi “kullanırken” AB, AKP’yi daha çok kullanmış ve iktidarın AB’ciliği üzerinden Güney Kıbrıs’ın AB üyeliğinin önünü açmış, dahası Rumların Doğu Akdeniz’de komşularıyla deniz sınırı yetkilendirme anlaşması yapmasını sağlamıştı. Fakat asıl önemlisi, AB’nin “aday üyelik” yalanıyla Türkiye’yi AB kapısına bağlamak istemesiydi: Türkiye, AB kapısında tutulacak, ne içeriye girebilecek ama daha önemlisi ne de kapıdan ayrılabilecekti! Açalım: 28 Şubat’ın mirası Türkiye’nin Rusya ve İran’la oluşturduğu Astana Platformu, AKP’nin çok istediği bir işbirliği modeli değil. ABD ve AB’yle gerilen ilişkiler sonrasında bir de Rusya’nın Suriye’de sahaya inmesi ve uçak düşürme olayından sonra “normalleşmemek”, iktidar için oldukça pahalı bir fatura olacaktı. “Taktik esnekliğe” sahip Erdoğan, o fatura nedeniyle bir parça dümen kırdı. Oysa uyguladıkları bu çizgi, çok karşı oldukları 28 Şubat’ın eseriydi: Avrasyacı generaller, Türkiye’nin Rusya ve İran’la işbirliğini savunuyorlardı. İşte AB, 1999’da Türkiye’ye aday üyelik kapısını, Ankara, Moskova ve Tahran’a yönelmesin diye araladı. AKP iktidar olunca da 2004’te “üyelik görüşmelerini” başlattı. Yani Türkiye zaten AB kapısından içeri giremeyecekti de kapıdan dönüp bölge ülkeleriyle işbirliği yapmasın diye kapıda tutulacaktı. Yaptırım endişesi Peki, Erdoğan şimdi neden birdenbire “Kendimizi Avrupa’da görüyoruz” deme ihtiyacı duydu? Çünkü 1011 Aralık’taki AB Zirvesi’nden yaptırım çıkma ihtimali var. Ve Erdoğan o yaptırım ile zaten kötü olan ekonominin büyük hasar alacağını, bunun da iktidarına mal olabileceğini hesaplıyor. O nedenle “yerimiz Avrupa” mesajı veriyor, o nedenle sözcüsü İbrahim Kalın’ı bazı özel temaslar için Brüksel’e gönderiyor. Kısacası ortada stratejik bir işbirliği hedefi ya da ilkesel bir konumlanma durumu yok. Ne var? İktidar olabilmek için papaz elbisesi giyenler, iktidarda kalabilmek için “Hıristiyan Kulübü”ne üyelik masal kitabının sayfalarını yeniden açtı! Neyse ki bu kez masal kısa sürecek... 26 KASIM 2020 SAYI: 34746 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Yayın Koordinatörü Serkan Ozan Yazıişleri Müdürleri İpek Özbey Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Hakan Akarsu (Ekler) Görsel Yönetmen Münevver Oskay Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Gece: Ayça Bilgin Demir l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Jale Özgentürk l İç Politika: Ali Açar l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Fotoğraf: Uğur Demir l Spor: Sami Gürel l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: l İstanbul: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Yenibosna mh. 29 Ekim Cd. no: 1A/41 Bahçelievler/İstanbul Tel : 0212 454 35 10. l Ankara : İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Saracalar mh. 57. cd. no: 21/A Akyurt/Ankara Tel : 0312 353 29 61. l İzmir: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Fatih mh. 199 sok. no:1/7 SarnıçGaziemir/İzmir Tel : 0232 483 96 60. l Adana: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Levent mh. 1791 sok. no: 33/A Yüreğir/Adana Tel : 0322 346 36 25. l Trabzon: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Organize sanayi Bölgesi no: 2 Arsin/Trabzon Tel : 0462 71 40 20. l Antalya: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Yenigöl mh. Serik cad. Havaalanı yolu üzeri no: 38 Antalya Tel : 0242 340 50 40. Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İmsak İstanbul 06:27 Ankara 06:11 İzmir 06:32 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 07:57 12:56 15:23 07:39 12:41 15:11 07:58 13:04 15:38 Akşam Yatsı 17:45 19:10 17:33 18:56 18:00 19:21 Sorunlarımızın çoğu, “Hukuk Devleti” kavramından uzaklaşmakla ilgili. Bahçeli “Çakıcı dava arkadaşımdır” diyerek Kılıçdaroğlu’na yöneltilen tehditlere arka çıkıyorsa varın gerisini siz düşünün! Üstelik Erdoğan’ın tam 18 yılın ardından “Avrupa Birliği” ve “demokratik hukuk devleti” eksenine dönme kararı aldığı hafta bundan daha uyumsuz çıkış yapılamazdı (!). Sıcak siyaseti bir an rafa kaldıralım. Bir dram var: Neden söz ettiğimi askerliğini yapmış arkadaşlar daha hızlı anlayabilecekler: Orduya teslim olduğunuzda size bir tek şey öğretilir: “Burada mantık yoktur; emir komuta zinciri vardır. Askerde emir, demiri keser. Kendi mantığınızı sivil kıyafetlerinizle beraber dolaba kaldıracaksınız, sonra askeri postal giyip o dünyanın parçası olacaksınız”. Şayet siz bir er iseniz onbaşınız veya başka bir üstünüz size emir verir. Ne söylenirse harfiyen uygularsınız. Gece 03.0005.00 nöbetine çıkarsınız 5 derecede, ne gözünüz kapanabilir ne de konsantrasyonunuz! Duymuşsunuzdur hikâyeleri... “Bu tank cezalı, Kıbrıs çıkarmasında yürümemiş”. Ne demiştik? Mantık, pantolonunuzun arka cebinde! Lütfen siyasi aidiyetinizi unutun ve kendinizi 15 Temmuz gecesi İstanbul’da görev yapan, ailesini özlemiş genç bir erin yerine koyun. Birden akşamüstü, rütbeliler size emirler yağdırıyor, derhal hazırlanıyorsunuz ve askeri cemselere doldurulup Boğaz Köprüsü’ne götürülüyorsunuz. Size hiçbir bilgi verilmemiş, “Ne işimiz var burada” diye soruyorsunuz... Kimi diyor “tatbikat”, kimi diyor “bilmiyorum, boş ver, sana ne!” Sonrasını biliyoruz. Senaryo bütün Türkiye için koca bir kâbus oluyor fakat çetenin sızdığı komuta kademelerinde, onlardan emir alan askerler açısından yaşananlar bambaşka düzeyde! Köprüyü kapatanlar, ilerleyen saatlerde direnen insanlara ateş etme konusunda emir alıyorlar! “Sözde tatbikat” önce çirkin, sonra korkunç sahnelere terk ediyor yerini... Gerek ekranlardan, gerek yayınlardan o gecenin dramının detaylarına indik; fakat bir de o bedeli hapse girerek ödeyen çoğu emir kulu gençler var! Yani o gece tek “suçları” hiçbir şey anlamadıkları o korkunç ortamda komutanlarının emirlerini, devletin kendilerinden beklediği gibi yerine getirmiş olanlar! İstanbul’da, Ankara’da, farklı yerlerde... Tabii tersi de var: Kendi vatandaşlarının üzerine ateş etmeyi reddederek komutanın kurşunları ile orada can verenler! O uzun gecede İstanbul’un ve Ankara’nın değişik yerleebbet, 2400 yıllık cezalara maruz kalıyoruz. Geriye bir asılmadığımız kalıyor. Biz FETÖ’cülükten hüküm giymedik, hiç kimse de giydiremedi. Yedi düvel bir araya gelse de giydiremez. Darbeci yapamadılar, sadece iddia ettiler. Yani o kılıfı da bu vücuda uyduramadılar. Biz masumlara atfedilen suçlamaların ne kadar tutarsız ve yersiz olduğunu, mektubu‘FETÖ bedeli’ ödeyen ma eklediğim Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı Vekili’nin mütalaası ve bozma talebi de göstermağdur erler! mektedir. Ama bugün maalesef söylemler gerçeklere galip geliyor. Ben hiçbir zaman aldatan ve tüm değerlerini satan şerefsiz bir evlat olmarinde yaşanan can pazarı, tarihimizin bir ka dım, olmayacağım da. Benim gücüm; hayatın ra lekesi... gerçekleridir, Cumhuriyete inananlardır ve CumŞimdi lütfen Kırşehir E Tipi Kapahuriyettir. lı Cezaevi’nden bana yazan bir hükümlünün, Bugün cezaevinde 5. yılımı geçiriyorum. Yazarfta adının yanına “Mehmetçik” eklemiş şayan bir ölüye benzediğim bu mücadelede, Özgün Çetin’in sözlerine kulak verin: gazi bir ER olarak daha kimlere sesimi duyur“Ben 83 milyonluk Türkiye Cumhuriyeti’nin bir mam gerekiyor? Binlerce kez, büyük haksızlığı evladı olarak, anayasamızın 72. maddesinde her yazdım, çizdim ve de dile getirdim. Bütün kayıtTürk gencine kutsal kılınan vatani görevimi yap sızlıklara rağmen vazgeçmedim. Susmayı kenmak üzere, taze kan olmaya ve can vermeye as dime ihanet saydım. Bu karanlığın içinde ihtiyakere giden bir Türk genciyim. Vazifesi komuta cım olan bir iğne ucu kadar aydınlıktır, umuttur. nın emrine mutlak itaat olan ve bu sebeple İBB Vatan evladının bu şekilde sahipsiz bırakılmaişgal davasında 15 kez müebbet, 2400 yıl ceza sı, akıtılan kanımdan ve harcanan gençliğimden almış, 49 aydır cezaevinde yatan gazi bir ER’im. çok daha ağır gelmektedir. (...) Ben CumhuriBen ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, yetim yet şerefini gururla taşımaktayım ve ölene kadar kaldığım çocukluğumdan bu yana babam ve da taşıyacağım. Siz büyüklerimden tek isteğim, kutsalım bildim. (...) Ben bir Cumhuriyet çocu Cumhuriyetin emanetleri olan biz gençleri daha ğuyum ve Cumhuriyet değerlerimizin her zaman fazla değersizleştirmeye çalışmalarına müsaade savunucusu oldum. İşte bundandır ki Cumhuri etmemeniz ve gerçekleri haykıran sesimiz olmayetle hayat buldum ve Cumhuriyet uğruna öle nızdır. (...)” ceğim. Türkiye Cumhuriyeti’nin emaneti olan bu Sayın Adalet Bakanı’ndan, tüm parlamengenç, bugün emanete ihanet edenlerden dola terlerden, yargıç ve savcılardan rica ediyoyı FETÖ mensuplarının ellerine teslim edilmiştir. rum, kendinizi bu büyük çoğunluğu masum Cumhuriyet çocuğunun özünü ve kimliğini ayak gençlerin yerine koyun. Onlar sizin evladınız, lar altına alan bu drama hangi yürek dayanır? yeğeniniz olabilirdi! Lütfen biraz empati kuBunu vicdanlarınıza bırakıyorum. run. Dört duvar arasında haksız yere karartı5 yaşındaki çocuğun inandığı, 7’den 70’e her lan genç hayatlardan kimseye hayır gelmez! kesin bildiği bir hakikate, Türk milletinin vicda Geçen aylarda, Cumhurbaşkanlığı’nın, bu nı neden kayıtsız kalıyor? Türk Silahlı Kuvvetle mağduriyetlerin giderilmesi konusunda halri bünyesinde, ER’in emir almadan en temel ih ka ulaşan bir “komisyon tesis edilmesi” şektiyacı olan yemek alımını gideremediği ve suyu linde bir çıkışı olmuştu. Umarım bu en hızlı dahi içemediği herkes tarafından bilinen bir ger şekilde gerçekleşir. çektir. Biz yeri geldi ağaçlara bile selam durmak FETÖ ile mücadele olmazsa olmaz büyük zorunda kaldık, disiplinle yattık ve disiplinle kalk bir sorumluluktur. Türkiye Cumhuriyeti taritık. Komutanlarımızın iki dudağının arasından çı katlara, şeyhlere teslim edilemez! Ama bunu kacak emirlere tabi olduk ve maalesef birilerinin yaparken sayısız aile mağdur olmasın, bumalzemesi olduk. Bugün de o birilerinin günah nun vebali büyük olur. Lütfen gerçek suçlularının bedelini ödüyoruz. larla, devletin emirlerine uymaktan başka bir FETÖ’cüler itirafçılık adı altında 1 gün bile şey yapmamış, o çaresizliğe itilmiş gençleiçerde yatmadan evlerine, işlerine dönüyor. Hiç ri bir tutmayın. Bir an önce bu insanları serbir dahli ve iradesi olmayan, emir komuta zinci best bırakarak yılbaşına evlerinde girmeleriri içinde sokağa çıkarılan biz ER’ler 15 kez mü ni sağlayın! MGK bildirisinde Türk gemisinin aranmasına tepki ‘Gerekli adımlar atılacak’ Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Bildirisi’nde, Libya’ya giden Türk gemisinin aranmasına tepki gösterilerek “Amacı ve meşruiyeti tartışmalı olan ve zaman içerisinde meşru Libya hükümetine yönelik aleni bir ambargoya dönüşen İrini Harekâtı kapsamında yapılan tek taraflı, uluslararası hukuka ve müttefiklik ilişkilerine tamamen aykırı son müdahale şiddetle kınanmıştır, mezkur uygulamaya karşı her alanda gerekli adımlar atılacaktır” denildi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başkanlığında Saray’da yapılan MGK Toplantısı’nın ardından bildiri yayımlandı. Bildiride, PKK/ KCKPYD/YPG, FETÖ ve IŞİD başta olmak üzere, tüm terör örgütlerine karşı yurt içinde ve yurt dışında başarıyla yürütülen operasyonlar hakkında bilgi sunulduğu belirtildi. Suriye’deki terör örgütlerinin uluslararası ortamdaki değişimlerden yararlanma çabalarının ele alındığı ifade edilen bildiride, Türkiye’nin güney sınırında bir terör koridoruna kesinlikle müsaade edilmeyeceği vurgulandı. Azerbaycan’ın işgal altında bulunan topraklarını geri almasından duyulan memnuniyetin vurgulandığı bildiride, “Ortaya çıkan jeopolitik durum tüm boyutlarıyla ele alınmıştır. İmzalanan ateşkes antlaşmasının hayata geçirilmesi ile Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünün sağlanmasının ve Güney Kafkasya’da kalıcı barış ve istikrar ortamının tesisine ülkemizin yapacağı katkıların önemi vurgulanmıştır” denildi. Bildiride, Kıbrıs’taki Türk mevcudiyetini yok sayarak Ada’da iki toplum ve iki devletin varlığını kabul etmemekte ısrar edilmesinin ve tarafların çözümsüzlüğün temelini teşkil eden bu dayatmalarının hiçbir zaman kabul görmeyeceği ve Kıbrıs Türk halkının meşru haklarının savunulmasına devam edileceği vurgulandı. l ANKARA/Cumhuriyet KKTC’de FETÖ operasyonu Bitlis merkezli 3 il ile KKTC’de, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında 1’i muvazzaf asker 6 kişi gözaltına alındı. Bitlis polisi, Bitlis merkezli, Ankara ve Manisa ile KKTC’de eşzamanlı operasyon düzenledi. Operasyonda, ‘FETÖ üyesi olma suçundan’ haklarında arama kararı bulunan muvazzaf Yüzbaşı O.K.’nin de aralarında bulunduğu 6 kişi gözaltına alındı. IŞİD şüphelisi 2 zanlı yakalandı Afyonkarahisar’da terör örgütü IŞİD’e yönelik operasyonda Irak uyruklu 2 zanlı dün yakalandı. TEM Şubesi ekipleri, 2018’de Suriye’de DEAŞ karargâhına düzenlenen operasyonda ele geçirilen listede adı geçen 2 zanlının yakalanması için çalışma başlattı. Ekipler, takibin ardından dün sabah adreslerine düzenlediği operasyonda V.J.H.A. ile D.H.M’yi yakaladı. l AA KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr Barış Pınarı bölgesine saldırı girişimi önlendi Milli Savunma Bakanlığı (MSB), Barış Pınarı bölgesine saldırı girişiminde bulunan 17 PKK/YPG’li teröristin etkisiz hale getirildiğini bildirdi. MSB’den yapılan açıklamada, “Huzur ve güven ortamını bozmak için saldırı girişiminde bulunan 17 PKK/YPG’li terörist kahraman komandolarımız tarafından etkisiz hale getirildi” denildi. İnsansız hava aracı ile tespit edilen teröristlerin tüneller kazarak tahkimat yaptığının belirlendiği, bunun üzerine bölgenin top atışlarıyla ateş altına alındığı ve atışlar sonrası düzenlenen operasyonda 14 teröristin etkisiz hale getirildiği kaydedilirken, komandolar tarafından bölgede yapılan aramatarama faaliyeti sırasında saklandıkları belirlenen 3 teröristin de sıcak temasın ardından etkisiz hale getirildiği aktarıldı. l ANKARA/Cumhuriyet BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 23 4 5 6789 1 2 3 4 5 6 7 8 9 ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com SOLDAN SAĞA: 1/ Eski Mezopotamya’da, basamaklı piramit biçiminde büyük 1 2 3 4 5 6 7 8 9 tapınak kulesi. 2/ Kabadayı... Büyümemiş karpuz. 3/ Bir tür otomobil yarışı... Bir etkinliğin 1 2 3 4 5 MANCORNA İ DEAL ETA NAMRUN UN T F İ ŞEK T O T O UMAM İ geçici olarak 6 NEMEK L AK durdurulduğu 7 E T A N K O M İ süre. 4/ Galyum 8 T İ N B A R E T elementinin 9 R İ DAN İ YE simgesi... Değerli madenlerin saflık derecesi. 5/ Şalvarın üstüne giyilen ve önde uzun iki parçası olan giysi... Fas’ın plaka kodu. 6/ Sırtta taşınan yük... Kolaylıkla aldatılabilen. 7/ Türkiye’nin plaka kodu... Bir ilimiz. 8/ İçe doğmayla akla gelen yaratıcı duygu... Erzincan yöresine özgü, dut ve cevizle yapılan bir tatlı. 9/ Bitkisel ya da hayvansal bir maddenin etkili özü... Ceviz büyüklüğünde bir domates cinsi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ İran’da etkili olan bir eskiçağ dini. 2/ Bir işi yerine getirme... Yemek dışında yenen kuruyemiş gibi şeyler. 3/ Başa takılan elmas ya da altın iğne... Asker. 4/ Sıcak ve nemli iklimlerde oluşan kırmızı renkli toprak. 5/ Osmanlı Devleti’nin Kuzey Afrika’daki son topraklarını da yitirdiği antlaşmanın adı... “İnsan bir misali / Seni eken biçer bir gün” (Karacaoğlan). 6/ Arjantin’in plaka kodu... Bir renk. 7/ Biriyle eğlenme ve onu küçümseme... Bisikletin oturulacak yeri. 8/ Balık yumurtasıyla yapılan bir tür meze... Çit, perde. 9/ Uzun boyunlu ve kulpsuz küçük rakı sürahisi.