22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
KÜLTÜR 13 23 EKİM 2020 CUMA ‘Bir direniştir yaşamak’ Dilek Türker, 26 Ekim’de Harbiye Açık Hava Sahnesi’nde uzun yıllardır sahnelediği “Mustafa Kemal’le Bin Gün Latife” oyunuyla tiyatroseverlerle buluşacak. ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK lafı yok kardeşim öyle bir şey, ben vallahi kendim için istiyoBazı kitaplar vardır, okudukça bir sonraki sayfayı merak ettiğiniz. Tıpkı bir kitap gibi inrum önce... Önce kendim için istiyorum, para pul değil, özgürlük, barış, demokrasi istisanlar vardır, konuştukça yeni bilyorum. Şiirler söyleyelim, şargiler öğrendiğiniz, hayatı bir kikılar söyleyelim, yazalım, heytap gibi dediğiniz. Defalarca karşıkeller yapalım, resim yapalaştığım ama daha önce uzun uzun lım. Sanatın bütün dallarından sohbet etmeye fırsat bulamadığım önemli insanlarla dostluğum Dilek Türker, inandığı değerlerden oldu ve var hâlâ... hiç vazgeçmemiş. Öyle lafı sözü (Mesela Muzaffer Akyol, Ergevelemeden, doğrudan söylüyor tuğrul Ateş, Selim Turan, Avni kimseden çekinmeden... Cesur kaArbaş.....) dın diyorum içimden. Çok hayatlan Açıkhavadaki oyuna kimra tanık olmuş, bizim hayran olduler gelsin istersiniz öncelikle, ğumuz, yazar ve sanatçılarla güzel samimiyetle söyleyin. Çünkü dostluklar kurmuş çok anı biriktirfark ettim ki bilet fiyatı çok miş. Ara Güler, Aziz Nesin, Muhdüşük diğer oyunlara göre... sin Ertuğrul gibi... Gençleri görmeyi çok isterim. 26 Ekim’de Harbiye Açık Hava Ben gençlerin çok güzel şeySahnesi’nde çok uzun yıllardır sahler yapacağına inanıyorum ülke nelediği “Mustafa Kemal’le Bin Gün için. Evet doğru tespit etmişsi Latife” oyunu ile saat 20.00’de tiniz, sırf gençler gelsin diye biyatroseverlerle buluşacak. Tüm gençleri bekliyor Türker, “Oyunumuza gençlerimizi, tüm ti‘HAKKIMIZ YOK UMUTSUZLUĞA’ let fiyatını 20 TL yaptım. Bir de İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu, eşi ve çocuklarıyyatroseverleri, Cumhuriyet severla oyunda görmek isterim. leri bayraklarıyla birlikte beklin Umudunuzu hiç yitirmiyorsunuz? çünkü ben Uğur Mumcu’lara, Bahriye Marşlar söyleyeceğiz, berayoruz. Gelin hep birlikte bu güzel Nâzım Hikmet’in dedigi gibi: Yok, Üçok’lara Aziz Nesin’lere, onlara vaz ber ağlayacağız, beraber gülecehaftada hem Cumhuriyet’imizin öyle; umutları yitirip karanlıkta savrul geçtim diyemem zaten onlar hep ar ğiz, beraber ibadet edeceğiz. Bikuruluşunu kutlayalım, birlikte al mak... Unutma; aynı gökyüzü altında, kamda duruyorlar.   zim ibadetimiz o hayallerimiz, kışlayalım, birlikte coşkuyu yaşa bir direniştir yaşamak... Hakkımız yok, aynı gökyüzü altında cumhuriyet değerlerinin üzerinyalım” diyor. Demek istediğim şu: Bugün yabir direniştir yaşamak, çok büyük ve den, o Atatürk’ün getirdiği ışık Ama özellikle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem imamoğlu’nu eşi ve çocuklarıyla oyuna beklediğini söylüyor sanatçı. n 19 yıldır “Mustafa Kemal’le Bin Gün Latife” oyununu sahneliyorsunuz. 26 Ekim’de tekrar sahnede olacaksınız, neden bu oyunu tekrar sahnede görmek istiyor seyirci? Evet, 19 yıldır oynuyorum, o gün pılacak şey öyle oraya buraya savrulmak değil arkadaşlar, bunu siyaset içerisindeki ve medyadaki arkadaşlara da söylüyorum. Bu genlerinde bu ülkenin, aynı zamanda bir sürü aydının geni var. Yani aydınlar yıllarca kesildi, hapse atıldı çürütüldü, eziyet gördü. Bizim gibi ucundan bir şeyler, ben kendimi aydın sayıyorum doğrusu, bu evi nasıl idare edeceğiz telaşımızın dışında, devam edebiliriz çok anlamlı ve çok güçlü bir kavram, biz yaşamak için direneceğiz. Nasıl yaşamak? Sevgiyle yaşamak, barış için yaşamak, anlatmak, anlamayanlara, ötekileştirenlere kindarlara! Kindarlara ve kinci dincilere, anlatmak! Anlamazlarsa da anlatmaya devam etmek, anlamazlarsa varlığımızı göstererek, üretimlerimizi gerçekleştirerek, anlatmak, sonunda anlaşılacaktır, bu umudu asla kaybetmemek gerek. yolundan yürüyerek, üstüne koya koya bütün bu karanlıkları, çirkinlikleri, bu vakıfları, ırzına geçilen çocukları, üç yaşında başörtüsü içinde, bilmedikleri bir dilde, bilmedikleri dünyaları ezberletilen çocukları, İslam dinin o derin felsefesinin asla anlaşılamayacağı, birtakım kuruluşları ve soygun düzeninin biteceğini, var olmayacağını bu hastadoğan çocuklar bugün 19 yaşında, lıkları GATA Başhekimlerinin, o unutturulmaya çalışılıyor ama her kikaten insanı, insan olmaya yara kadın olarak müthiş geldi, yani bir entarili adamların, sonunun zasene bu “Latife” oyunu isteniyor. şır duyguyu kazandıran aş paradoksun, bir çelişkinin o kadar ten gelmiş olduğunu... Tabii daha çok CHP’li beledikı anlamak lazım, o aşk iş büyük uç noktalarını hayatında n Açık yürekli ve cesursunuz, yeler istiyor sahnelenmete, Bekir Coşkun’un anlattı yaşamış bir tüm bu söysi. Bir seferinde ramazan ğı gibi; doğa sevgisinde, hayvan kişilik. Bülediklerinizi ayında oyunu sahnesevgisinde, Cumhuriyet sevgi yük bir aşk toplum içinlemiş ve bir grup türbanlıya oynamıştım. Hepsi oyunu ağlaya‘İBB sinde, “Biz bunların hepsi ve bir gençne Atatürk diyoruz” diyor. lik ve onBaşkanı Ekrem Bayıldım yazısına, ağla dan mahde de söylediğinizi, haksızlığa karşı çıkrak ayakta alkışlaİmamoğlu’nu, eşi yarak okudum. rum katığınızı biliyomıştı. Böyle bir anım da var. Ben bunları yaşamış biriyim. Her gittiğim Anadolu’dave çocuklarıyla oyunda görmeyi çok isterim.’ n Peki, siz bu oyunu neden oynuyorsunuz? İşte ben, bunları beraber tekrar tekrar yaşalıp, 49 yıl susmak ve cinsinin özelruz. Siz sanat politiktir yani muhaliftir diyen sanatçıki şehirde, başörtülü, mak, toplu yani topluca liğini yok lardansınız... başörtüsüz, genç ihtiyar, dinlemek, topluca yeniden ederek, Sanat muhaherkes ağlayarak boynuma düşünmek, topluca yeniden se ona bağlı liftir ve sanat sarılıyordu oyundan sonra. Büyük vinmek, topluca yeniden umut et ve saygıyı politiktir, evet. bir sevgi Atatürk sevgisi. Atatürk mek için oynuyorum bu oyunu. koruyarak n Neden? kendini kurban etmedi, kendini n Bizler oyunda Latife yaşamıSanat en saadadı ve asker olarak da başardı. Hanım’ın Atatürk’e olan aşkını nı sürdürmimi en maBen de şunu başarmak istiyorum. mı göreceğiz. mek. İşte o sum muhalifYeniden buluşmak, yeniden anlat Benim Atatürk’e olan bağlılığım, bedel de bir aşkın ne kadar büyük tir, çünkü iktidar olmak gibi bir mak, anlatmalıyız Atatürk’ü... sevgim, aşkım! İki tane erkeğe olduğunu anlatıyordu, bu beni çok derdi yoktur. Sanat muhaliftir ve n Atatürk’ün hangi yönünü gö âşık oldum hayatım boyunca bi etkiledi. muhalif olmazsa bir şeye yaramaz. receğiz oyunda? ri Nâzım Hikmet, biri Atatürk! Biri n Bu yıl Tiyatro Ayna olarak, (Namusuyla, zekâsıyla kazanana Atatürk’ün insan tarafını görece devlet adamı ve siyasetçi, yeniden Nâzım Hikmet oyununuz da var. bir lafımız yok) Muhalefeti ben yağiz. İnsan ilişkisini göreceğiz ama kuran, öbürü de bütün duygulaEvet, iki tane oyunum var bipacağım “kral çıplak” diyeceğim. buradaki nezaketi, zarafeti, her rı ve düşünceleri insanoğlu adına ri de “Mutlu ol Nâzım” bu seneki Bunu benim elimden alamazsınız. hangi bir nezaketsizlik varsa, onun yeniden güzelleyebilen. Şimdi de projem o, devlet yine yardım verAma şunu da söylemem gerenasıl bir irade dışı yapıldığı ve budim ki bu Latife de ben şu medi, destek vermedi. Ataol Behkir; İmamoğlu bir umut nun dışında altında ne kadar nu anlatabilirim: Atatürk ramoğlu yazdı, Vera Tulyakova, yeşertti ben de. İktidaderin bir aşkın, sevginin olTürkiye’ye, milletine âşık! 23 sene evvel sahneye koydu. ra gelmeden önce The duğu, farklı aşklar olabiKimse önüne geçemiyor. Lati Son 17 senedir iki üç defa Marmara’da yapılan seleceğini, aşkın sadece hormonlarla idare edilen insan biyolojisindeki bir dönem içindeki bir olgu olmadığını, aşkın aynı zamanda bütün bir yaşafe Hanım’da Atatürk’e âşık, ‘Sanat onun da önüne geçemiyor. muhaliftir Yani millet falan sonra ve muhalif önce Atatürk! Atatürk’e olmazsa bir şeye yaramaz.’ dokunmak, Atatürk’ü öpmek, Atatürk’e sarılmak... Ben bunu bir kaoynadı. Yani yeniden ya‘Yaşa çim konuşmasında beraberpılacak şeyler var, Osman Şengezer yapmıştı dekorlarını... n Bunca yıl hiç yılmak için direneceğiz. dik ve bende şöyle bir şey demiştim. İlk defa umutlandım, ilk deSevgiyle, barış için fa Atatürk’ten sonra madan devlet deste yaşamak, anlatmak, bir siyasetçi çıktı, külği olmadan devam anlamayanlara, öteki tür politikasıyla ilgimı anlamlamak, hayatla olan ilişkide sağlam durabilmek için en önemli enerji olduğunu, çünkü barış enerjisidir dın olarak ele aldım. Latife Hanım bedel ödüyor, 22 23 yaşında, beş dil biliyor, zaten kendi yaşadığı toplumun ediyorsunuz. Ne için, kim için... Varlığımı tabii ki böyle besliyorum. Kendi çıleştirenlere kindarla li düşünceleri olduğura, kinci dincilere, anlatmak!’ nu söyledi, yapmak istediği projeler olduğunu, sanatçılarla birlikaşk aynı zamanda. kültüründen çok farklı, çok Batı karım için yapıyorum. Ben te olmak Üçüncü sayfa haberleri gibi aşa da yaşıyor. Ödediği bedel bana çok kimin için yapıyorum. Kendim istediğini söyledi çok umut ğılık insan hallerini bırakıp o ha dramatik, trajik ve insan olarak ve için bir şey istiyorsam namerdim verdi bana. Korona gülmeceleri Koronavirüs her ülkenin insanında ölüm korkusu yarattı. Oysa salgının yayılmasında herkesin algılaması aynı değil. Kimi gülüp geçiyor kimi de “ya bana da bulaşırsa” korkularına kapılarak kulağında ölüm çanları duyuyor. Nasıl korkulmasın; nice doktor hastaları iyileştirme yolunda can verdi. Ülkeler neredeyse her gün yüzlerce insanından oluyor. Yaz ortasında sokaklarda gezmek, denizlerde yüzmek, dağ başı rüzgârlarını solumak varken ondan yoksun kalıyor. 65 yaş üstündekiler ise neredeyse toplum dışına itiliyor. Bilim insanları laboratuvarlarda salgının kökünü kurutmak için deneylere girişsin, öyleleri de var ki ortama aldırmadan koronaya şarkılar besteliyor, gülmeceler uyduruyor. Umut ışıkları... Salgının insanı ruhsal yıkıma uğrattığını düşünen Hollandalı üç psikolog da dünyayı kasıp kavuracağını varsaydıkları ikinci dalgayı hiç değilse az gerilimle atlatmaları için insanlığa çözüm önerilerinde bulunuyor: Birbirinize güldürücü olaylar anlatıp eğlenin. Düşünüp taşının, kendinizi yaratıcı kılacak etkinliklere yöneltin. Uzun yolculuklara çıkın, günlük yürüyüşlerinizi sürdürün... Gelişim psikolojisi üzerinde uzmanlaşan Bertus Jeronimus, korunma alanını daha da genişleterek koronovirüse yönelik kaygıları önleyecek öğütler veriyor: “Bir an on yıl sonrasını düşleyin. Çocuklarınız, torunlarınız ya da öbür sevdiklerinizle bir arada bulunduğunuzu içinizden geçirerek, onlara koronavirüs salgınında yaşadıklarınızı anlattığınız duygusuna kapılın. Böylece kendinizi sıkıntılı ortamların dışına taşırmış olacaksınız.” İnsanlarımız... Bilim insanları toplumu esenliğe erdirmede maske takmanın, sırlanırken araya mesafe koymanın, temizliğe özen göstermenin koruyucu yanlarını anımsatadursun; kimileri asker uğurlamada neredeyse birbirinin sırtına bindi. Düğünlerde davul zurna eşliğinde halay tepti. Üç aylık bebekleriyle anneler babalar, gençler, yaşını başını alan yetişkinler sahilleri karınca yuvasına çevirdi. Mesafe koymaları istenenler, sıraya dizilirken neredeyse birbirine yapıştı. Maske takın denildi, tam tersine maskeyi atmakla kalmadılar, doğaya bağırlarını açtılar. On kişilik minibüse otuz kişi girdi. Otobüsün 32 kişilik olduğunu belirten sürücü dayaktan geçirildi. Bu koşullarda temizliğe değinmeye gerek var mı?.. Belli ki dünyayı kasıp kavuran korona esintiyse, ikinci dalga dedikleri fırtına olacak. Kendini bilenler, çare arayan bilim insanlarının ağzına bakarken, kimileri de kendilerini birer cesaret kahramanı ilan etmeye kalktı! Gülmeceler Psikologların “mizah” dediği gülmeceye gelince Nasrettin Hoca’nın, Bektaşi dedelerinin, gün görmüş yaşlı anaların, bilge ruhlu babaların çocuklarıyız. Kökümüz her sözüyle inci tanesi nenelere, bilgiç dedelere dayanır. Aramızdan Aziz Nesin gibi bir gülmece dehası çıkarmışız. Yerine göre her birimiz yakası açılmamış gülmece dilbazı oluruz! Ruh halimizi bilmek istiyorsa, bu örnekler de psikolog Jeronimus için: Yüzyılın son kabadayısı korona adam, dünyada ne kadar bar, pavyon ve kumarhane varsa tek başına kapattı. Saygılar Bay Korona’ya... Metrobüs kolonya kokuyor. Virüsle bir günde muasır medeniyetler seviyesine çıkıverdik! “Deprem var, içeri girmeyin, virüs var dışarı çıkmayın” deniyor. Anneme “Virüs var, alışveriş yapalım” diyorum. O da “Dur bakalım, belki ölürüz, boşuna masraf yapmayalım!” diyor. Bu gidişle evde kalsak Bakırköy, dışarı çıksak tahtalıköy, Allah hayra çıkarsın sonumuzu! Çin’den gelen her şey bugüne değin çakmaydı, bir tek koronavirüsü sağlam çıktı. Attilâ İlhan Edebiyat Ödülleri’nin sahipleri belli oldu Attilâ İlhan Bilim, Sanat ve Kültür Vakfı’nın, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’nın desteğiyle düzenlediği 2020 Attilâ İlhan Edebiyat Ödülleri’nin sahipleri açıklandı. Roman dalındaki ödüle, “Âşıklar Bayramı”nın yazarı Kemal Varol, şiir dalındaki ödüle ise “Hayhuy” isimli kitabıyla Elif Sofya değer görüldü. İlk Roman Vakıf Özel Teşvik Ödülü’nün sahibi, “At Sancısı” kitabıyla Elvan Kaya Aksarı olurken, İlk Şiir Kitabı Vakıf Özel Teşvik Ödülü’nü ise “Sevgili Kardeşim Ben” adlı kitabıyla Enes Kurdaş kazandı. Attilâ İlhan Bilim Sanat ve Kültür Vakfı’nca düzenlenen ve Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından desteklenen Attilâ İlhan Edebiyat Ödülleri’nin Doğan Hızlan’ın onursal başkanlığında toplanan seçici kurulları bu yılki ödül sahiplerini belirledi. Bu yıl yarışmaya “Şiir” dalında 52, “Roman” dalında 49 eserle başvuruldu. Attilâ İlhan Roman Ödülü Seçici Kurulu’nda Mehmet Eroğlu, Deniz Yüce Başarır, Faruk Şüyün, Seval Şahin ve aileyi temsilen Ali Cem İlhan yer alıyor. Metin Celal’in başkanlığındaki Attilâ İlhan Şiir Ödülü Seçici Kurulu’nda A. Ali Ural, Adnan Özer, Tuğrul Tanyol ve aileyi temsilen Kerem Alışık yer aldı. Suç ve Ceza Film geri sayım EMEL SEÇEN Geçen yıl 9. kez düzenlenen ve tek sinema eleştirmeni olarak bütününü izlediğim, festival 10. kez karşımızda. En İyi Film Ödülü’nü, "Batmadan" filmi ile kazanan Rodd Rathjen bu yıl jüride. Dünyanın birçok farklı ülkesinden yer alan önemli seçkileri ve dünyanın adaleti aradığı bir sistemde oldukça önemsediğim bu festival detayları şöyle: Adalet temalı filmlerin yarışmacı olarak katılacağı festivalin uzun metraj jüri başkanlığını, “Teen Patti” ve “Parched” gibi ödüllü filmlerin yönetmeni ve yapımcısı Leena Yadav yapacak. Jüride Yadav’in yanı sıra Ömür Atay (yönetmen), Rodd Rathjen (yönetmen), Alin Taşçıyan (film eleştirmeni) ve Tuba Ünsal (oyuncu) gibi sinema dünyasının ünlü isimleri bulunacak. Jüri başkanı Leena Yadav aynı zamanda, 2018 yılında “Netflix Orijinal Film” kategorisinde yayımlanan “Rajma Chawal” filmini yazıp yönetmesi ile de tanınıyor. Yadav’in hazırladığı ilk gerçek suç belgeseli yakında Netflix’de yayımlanacak. Altın Terazi Kısa Metraj Film Yarışması’nın jüri başkanlığını ise yönetmen Ruth Gabriel yapacak. Gabriel’in yanı sıra Vuslat Saraçoğlu (yönetmen) ve Alican Yücesoy (oyuncu) da jüri ekibinde yer alacak. Ulusal ve uluslararası filmlerin yer alacağı festival, 20 26 Kasım tarihleri arasında çevrimiçi olarak düzenlenecek. Mükemmel bir sanatçının portresini izledik GÜLÇIN GÜLAN Cemal Reşit Rey (CRR) Konser Salonu sanatçı portreleri konserleri dünyanın en önemli keman virtüözlerinden biri olarak kabul edilen Viktoria Mullova ile başladı. İstinasız tüm sanatçıları sahneden, seyirciden koparan pandeminin ağır koşullarında hem müzikal hem hijyen bakımından çok iyi bir salonda konser verme imkânı bulan sanatçı da seyirci de çok mutluydu. Moskova ekolünden yetişen Mullova’dan 19 Ekim’de 18.00 ve 20.00’de gerçekleştirilen iki ayrı konserde Cem Mansur şefliğinde CRR Senfoni Orkestrası eşliğinde S. Prokofiev, “Keman Konçertosu No.2” yi dinledik. Çok temiz ve rahat çalan sanatçıya orkestra da başarıyla eşlik etti. Orkestranın çaldığı S. Prokofiev, “Senfoni No.1” ile başlayan besteciyi ve sanatçıyı dolu dolu hissetme şansı sunan konseri birçok seyirci iki kez izledi. CRR’nin havadar dış mekânı da izleyicinin 60’ar dakikalık iki konseri art arda izlemesini kolaylaştırdı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear