22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
19 EKİM 2020 PAZARTESI ŞANŞSANS06, 10, 15 TOPTUOPU22, 29+02 5+1 BİLEN: 2.605.731.60’ar TL (1 kişi) 5 BILEN: 3.606.20’şer TL 4+1 BILEN: 400.65’er TL 4 BILEN: 41.55’er TL 3+1 BILEN: 22.35’er TL 3 BILEN: 6.85’er TL 2+1 BILEN: 10’ar TL 1+1 BILEN: 4.85’er TL 0+1 BILEN: 4.65 TL SONUÇLARI 01 13 18 23 36 53 6 BİLEN: 30 milyon 550 bin 003’er TL (Devretti) 5 BİLEN: 19.873.10’ar TL 4 BİLEN: 549.90’ar TL 3 BİLEN: 28.50’şer TL 2 BİLEN: 3.15’er TL Herkese Bilim Teknoloji dergisinin katkılarıyla hazırlanmıştır. BANKSY’NIN YENI ESERI NOTTINGHAM’DA Sudan ucuz işitme aygıtı Bisiklet tekeriyle hula hop Dünyaca ünlü İngiliz sokak sanatçısı Banksy, Nottingham’daki, bisiklet tekeriyle hula hop çeviren kız çocuğu resminin kendisine ait olduğunu sosyal medya paylaşımıyla teyit etti. Bir kız çocuğunun bisiklet tekeriyle hula hop çevirdiği resim, ilk olarak salı günü bir güzellik salonunun kiremit rengi tuğla duvarında görüldü. Resmin önündeki direkte de arka tekeri olmayan bir bisiklet zincirlenmişti. Banksy, resmin fotoğrafını cumartesi günü Instagram hesabından paylaştı. Eserin ilk görüldüğü salı gününden bu yana Banksy’ye ait olduğu konuşuluyordu. Önce üstü kapatılmış, daha sonra resim siyah grafitiyle boyanmıştı. Duvar resminin Banksy’ye ait olduğunun teyit edilmesinden sonra birçok kişi önünde fotoğraf çektirmek için sıraya girdi. Başlarda eserin Banksy’ye ait olduğuna dair şüpheleri bulunan Bournemouth Sanat Üniversitesi’nden Banksy uzmanı Prof. Paul Gough, duvar resminin İngiliz sanatçıya ait olmasından ‘oldukça memnun olduğunu’ söyledi. Gough eserin ne anlama geldiğiyle ilgili şu yorumu yaptı: “Merak uyandırıcı. Banksy’nin son dört veya beş eseri Covid veya haberlerdeki şeylerle ilgiliydi. Bu daha acayip ve anı yaşıyor. Kendi kendine eğlenen biri. Belki de mesaj şudur: “Zor zamanlardan geçiyoruz, gelin bunun keyfini çıkaralım ve kırık olan bir şeyden eğlence çıkaralım.” Nottingham Belediyesi sözcüsü de eserin Banksy’ye ait olduğunun teyit edilmesinin ‘muhteşem’ olduğunu söyledi ve “Tabii neden Nottingham’ı seçti bilmiyoruz ama Robin Hood gibi isyanlarımızla meşhuruz” dedi. l BBC Türkçe Diğer türlerle mücadeleye giriyorlar 15yıl önce Hindistan’da üniversite öğrencisiyken anneannesi ve dedesine bir hoşluk yapıp onlara işitme aygıtı satın almak isteyen Saad Bhamla, fiyatlarının yüksekliği nedeniyle evine eli boş dönmek zorunda kaldı. Biyomühendislik okuyan Bhamla, okulunu bitirdikten sonra bu konu üzerinde çalışmaya başlayarak sonunda bir aygıt geliştirdi. Kişinin kendi başına monte edebileceği aygıt, kolay ulaşılabilen ucuz malzemelerden oluşuyor. Araştırma raporunda bu basit aygıtın işitme duyuları yaşlanmaya bağlı olarak yitime uğrayan milyonlarca kişiye “sudan ucuza” çözüm getirebileceği belirtiliyor. Johns Hopkins Üniversitesi Kamu Sağlığı ve İşitme Merkezi kulak burun boğaz uzmanlarından Frank Lin, yeni aygıtın “yoğun bir ilgi çekeceğine” inandığını söyledi. Bilişsel çöküşü hızlandırabilir Dünya üzerinde 65 yaş ve üzerindeki 250 milyon kişi yaşlılığa bağlı işitme sorunları yaşıyor. Konuşmalar kulağa anlamsız gevelemelermiş gibi geliyor, geri plandaki sesler rahatsızlık veriyor. Kendi araştırmalarından yola çıkan Lin, bu tür bozuklukların kişiyi yaşamdan soyutlayabileceğinin, bunun da yaşlanmaya bağlı bilişsel çöküşü hızlandırabileceğinin altını çiziyor. 65 yaş ve üzerindeki birçok kişi bilişsel becerilerin geri kazanılması amacıyla işitme aygıtlarından yararlanıyor. Georgia Teknoloji Enstitüsü’nde basit ve ucuz aygıtlar üzerinde çalışan Bhamla, 500 dolara satılan ama kişiye özel duruma getirilemeyen işitme aygıtları için, “Bunların uçaklardaki ucuz kuDünya üzerinde 65 yaş ve üzerindeki 250 milyon kişi yaşlılığa bağlı işitme sorunları yaşıyor. Hintli bir genç girişimcinin 1 dolardan daha düşük bir maliyeti olan aygıtı dar gelirliler için iyi bir çözüm olabilir. Saad Bhamla laklıklardan bir farkı yok” diyor. Bhamla ve arkadaşları bir mikrofonu yakındaki sesleri ele geçiren küçük bir devre tahtasına lehimleyerek buna özellikle de 1000 hertz’in üzerindeki tiz sesleri artıran bir yükseltici ile bir frekans filtresi eklediler. Ardından buna bir ses düzeyi denetleyicisi, açma kapama düğmesi, standart kulaklıkların girebileceği bir fiş, bir de pil haznesi eklediler. LoCHAid adı verilen kibrit kutusu büyüklüğündeki aygıt gerdanlık gibi boyuna takılabiliyor. Bhamla, toptan üretildiğinde aygıtın 1 dolardan düşük bir maliyeti olabileceğini, ancak isteyenin ulaşabileceği ayrıntılı proje ve bir de havya ile herkesin 1520 dolara böyle bir işitme aygıtı yapabileceğini söylüyor. Parçalara kolaylıkla ulaşılabileceğini belirten Bhamla, onları bir araya getirmenin de yarım saati bile bulmayacağına dikkat çekiyor. İkinci aşamada aygıtı sınayan Bhamla ve arkadaşları, tiz seslerde 15 desibellik bir artış sağlayan aygıtın düşük perdeden sesleri koruduğuna, araya giren köpek havlaması ya da araba kornası gibi sesleri de filtreden geçirdiğine tanık oldular. Son olarak, yapay bir kulak üzerinde yapılan deneyler konuşmaları sağlıklı kişilerin duydukları niteliğe yakınlaştıran LoCHAid’in konuşmayı tanıma becerisini geliştirebildiğini de ortaya koydu. Araştırmacılar aygıtın Dünya Sağlık Örgütü tarafından önerilen işitme aygıtlarıyla ilgili altı özellikten beşine sahip olduğunu belirtiyorlar. Büyüklüğü dezavantaj Ne var ki, aygıtın basit yapısı birtakım olumsuzlukları da beraberinde getiriyor. Kişinin gereksinimlerine göre ayarlanamayan aygıt, başka işitme sorunlarına uyumlu duruma da getirilemiyor. Su geçirmemesine ve şoka dirençli olmasına karşın, LoCHAid parçalarının yaklaşık bir buçuk yılda aşınmaya uğrayacağını ve aygıtın alışılagelmiş örneklerine kıyasla daha büyük olmasının tüketiciler için caydırıcı olabileceğini belirten Bhamla, şimdilerde bunu biraz daha küçültmeye çalıştıklarını belirtiyor. LoCHAid’in klinik deneylerden geçmeden önce piyasaya sürülmesi beklenmiyor. This 1 Dollar Hearing Aid Could Treat Millions With Hearing Loss ScienceMag Meğer zebranın çizgilerinin görevi sinekleri uzak tutmakmış İstanbul, Ankara, İzmir gibi pek çok şehirde görülen ve görenleri şaşırtan yeşil papağanların sayısı gün geçtikçe İstanbul’da arttı. Papağanlar özellikle Gülhane parkında, Florya ormanlarında ve pek çok koruda yaşıyor. İstanbul ÜniversitesiCerrahpaşa Veteriner Fakültesi Yabani Hayvan Hastalıkları ve Ekolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Serhat Özsoy, bu papağanların rahatlıkla adaptasyon sağlayıp çoğaldığını, kuş, sincap gibi ağaçlarda beslenen hayvanların yem ve yuvalarına ortak olması nedeniyle risk oluşturduğunu söyledi. Prof. Dr. Özsoy, “İstilacı türler bunlar. Özellikle karga, güvercin, sincap gibi ağaçlarda beslenen hayvanların hem yuvalarına hem de yemlerine ortak oluyorlar. Onlarla mücadeleye giriyorlar. Oldukça mücadeleci hayvanlar. Sayıları gün geçtikçe artıyor. Yemlerini yedikleri, yuvalarına zarar verdikleri hayvanlar ise tehlike altında. Bu kuşlarla ilgili sayımlar olmalı. Ne kadar var? Hangi hayvanların yaşam alanlarını kısıtlıyorlar? Bütün bunlara bakmak lazım ama çok araştırma olduğunu düşünmüyorum” ifadelerini kullandı. l DHA AZ PIŞMIŞ ETTE ‘ROTA VIRÜSÜ’ TEHLIKESI: Her yıl 200 bin çocuk ölüyor Az pişmiş veya çiğ olarak tüketilen ette hastalık yapan bakteri ve virüslerin olduğunu söyleyen Dr. Öğretim Üyesi Murat Doğan, “Arjantin, Brezilya gibi ülkelerdeki hayvanların etlerinde yüzde 20 civarında özellikle 05 yaş arası çocuklarda ishalle kendini gösteren rota virüsü bulunmuş. Dünyada her yıl 200 bin çocuk bu virüsten hayatını kaybediyor. Dönerin hijyenik koşullarda doğru ısıl işlemle pişirilmesi çok önemli” dedi. Doğan, “Etin iç sıcaklığının minimum 72 derece olması lazım. Zararlı bakteri ve virüsler bu sıcaklıkta kaybolacaktır. Çiğ ette ‘E.coli’, ‘Salmonella’, ‘Staphylococcus Aureus’ dediğimiz bakteriler var. Bunların hepsi hastalık yapıcı bakterilerdir. Bu bakterilerin tamamen yok edilmesi için etler doğru bir ısıl işleme tabi tutulmalıdır. Müşteri eti az pişmiş istese bile etin iç sıcaklığı 70 derece olmalıdır” dedi. l DHA Zebraların neden çizgileri var? Yüzyıldan uzun bir süredir araştırmacıların merak ettiği ancak tam yanıtını bulamadıkları bir soru bu. Buna karşın ortada dolaşan birçok teori var: Bu çizgilerin yırtıcılara karşı kamuflaj işlevi gördüğü, oluşan konveksiyon akımlar yoluyla bir soğutma mekanizması görevi üstlendiği veya sosyal etkileşimlerinde rol oynaması gibi... Ancak son araştırmalar çok farklı bir noktayı ortaya koyuyor: Yaklaşan sinekler hızlarını düşüremiyor ve bu nedenle zebraların üzerine konmakta zorlanıyorlar. Çalışmalara göre, zebra çizgileri sineklerin görme yetisini olumsuz etkileyerek deriye çarpmalarına veya uzaklaşmalarına yol açıyor. Bristol Üniversitesi’nden araştırmacıların, Proceedings of the Royal Society B dergisinde yayımlanan bu yeni çalışması zebralara özgü desenlerin sinekleri uzak tutmada nasıl bir rol oynadığına dair yeni bilgiler sunuyor. Araştırmacılar, sineklerin bir yüzeye iniş için yaklaşırken görüş alanında yüzeyin genişleme hızına göre kendi hızlarını ayarlayarak yavaş ve kontrollü bir iniş yapabildiklerini belirtiyor. Geçmişteki çalışmalarda, zebra çizgilerinin optik bir illüzyon yaratarak iniş yüzeyinin gerçekte olduğundan daha uzakta görünmesine neden olabileceği ve muhtemelen bu nedenle sineklerin başarılı bir şekilde iniş yapamadıkları görüşü ortaya atılmıştı. Sineklerin çizgili veya kare desenli yüzeylere inişlerinin kıyaslandığı yeni çalışma, sinekleri zebralardan uzak tutan mekanizmanın çizgilerden kaynaklanan bir optik illüzyon olmadığına işaret ediyor. Çalışmada sineklerin hem çizgili hem de kare desenli yüzeylere neredeyse hiç inmedikleri görüldü. Araştırmacılar, zebraları daha iyi tanımamızı sağlayan söz konusu çalışmanın, hayvan yetiştiriciliğinde sineklerin neden olduğu zararları azaltmaya da katkı sunabileceğini belirtiyor. http://www.bris.ac.uk/news/2020/august/ zebrastripesdazzlingflies.html İnsanların nazal boşluğunun üst ve arka kısımları bazı hücrelerde bol miktarda ACE2 (kırmızı) proteinleri bulunur. Bunlar virüsün içeri sızmasını kolaylaştıran kapılardır. Hücre çekirdekleri mavi ve ACE2 içermeyen koku sinirleri hücreleri yeşil ile gösteriliyor. Burnu hedef alan tedaviler COVID19’u önleyebilir COVID19’u durdurmaya çalışan bilim insanları şimdi SARSCoV2’yi burunda durdurarak solunum yollarına inmesini engellemeye çabalıyor. Bazı bilim insanları deve, lama ve alpapagalarda bulunan özel bağışıklık proteinlerinden yararlanılmasını öneriyor. Nanobody adı verilen proteinler vücudun istilacılarla mücadelesini destekliyor. Kaliforniya Üniversitesi’nden biyokimyacı Aashich Manglik ve hücre biyoloğu Peter Walter özel olarak üretilmiş nanobody’lerin koronavirüsün spike proteinlerini etkisiz hale getirdiğini öne sürüyor. Bu spreyler henüz insanlar üzerinde denenmedi. Araştırma 17 Ağustos tarihinde bioRxiv. org’da yayımlandı. Virüsü burunda durdurmak için şu önlemlere başvurulabilir: l Viral proteinlerin faaliyetlerini durduran burun spreyleri. Sulandırılmış iyodin eriyikleri kullanılabilir. Ear, Nose&Throat Journal’de bilim insanları sulandırılmış providoneiyodin burun spreylerini öneriyor. l Sinüs operasyonlarından önce kullanılan dezenfektanlar l Buruna sıkılan sulandırılmış bebek şampuanları, tuz ve sabun karışımı eriyikler https://www.sciencenews. org/article/coronaviruscovid19treatmentstargetnoseprevention?utmsource=Editors Picks&utmmedium=email&utm campaign=editorspicks092020 Volkanik püskürmenin sıcaklığı camlaştırmış 2 bin yıllık beyin hücresi MADDEDE DİJİTAL KÜLTÜR TANOL TÜRKOĞLU EN YARATICI 10 ŞİRKET (2020) n Apple n Alphabet n Amazon n Microsoft n Samsung n Huawei n AliBaba n IBM n Sony n Facebook (Son bir yılda en hızlı yükselen Huawei; 42 basamak, en hızlı düşen McDonalds, 29 basamak – 21. sıradan 50. sıraya) Kaynak: VisualCapitalist.com Vezüv yanardağı’nın 79 yılında püskürmesi antik çağın en ünlü doğal felaketlerinden biri. Volkanın kızgın lav akıntıElektron mikroskobuyla ları Pompei ve Her uzun liflerle birbirine bağculaneum kentle lı beyin hücrelerinin tipik birinde neredeyse çimleri görülüyor. tüm nüfusu anında öldürmüştü. Lav tabakaları ölülerin bedenlerinin günümüze kadar ulaşmasını sağladı. Son araştırmalar lavların insan bedeninin en hassas parçalarını bile koruduğunu ortaya koydu: Beyin hücreleri. “Nöronsal doku normalde beyindeki yağlar, yağ asitleri ve gliserin olarak parçalandıklarında korunur” diyen Napoli Federico II Üniversitesi’nden Pier Paolo Petrone ve ekibi, Ocak 2020’de Herculaneum’daki lavlara uyurken yakalanan bir gencin kafatasında ilginç bir olayla karşılaştılar. Bu gencin kafatasında yüksek ısıyla camlaşan beyin kalıntıları bulundu. Yeni analizlerle camlaşan beyin maddesinde nöronların bile bulunduğu anlaşıldı. Bunların gerçekten beyin hücreleri olduğu kimyasal analizlerle de kanıtlandı. Herculaneum’da ölen gencin beyni, antik beyne eşsiz bir moleküler bakış açısı da sunuyor. Araştırmacılar antik kafatasını inceleyerek daha fazla gizi ortaya çıkarabilmeyi umuyorlar. Glassified brain cells found in victim of Vesuvius eruption, Live Science, 6.10.2020
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear