25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
6 17 EKİM 2020 CUMARTESİ YILMAZ ÖZDİL, YENİ KİTABI ‘SON CÜRET’İ ANLATTI Milli Mücadele aslında sürüyor GAMZE AKDEMİR Yılmaz Özdil, tam teslim Saray’a karşın vatanın istiklali için seve seve ölmeyi göze alanların, “Ya istiklal, ya ölüm!” diyerek ant içmiş Kuvayi Milliyeciler Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının Türk milletiyle birlikte “son cüret’le ayağa kalkıp yazdığı destanı tüm cepheleriyle aktardığı ‘Son Cüret’e (Sia Kitap), 12 yıl emek verdi. “Mustafa Kemal” kitabının ardından gelen “Son Cüret”i Yılmaz Özdil’le konuştuk. n Hasan Tahsin’e ithaf ettiğiniz “Son Cüret”i hazırlamanız 12 yıl sürdü. Bu süreci sorarak başlayalım... 2008 yılıydı, peş peşe Atatürk kitapları çıkmaya başladı, enteresandı, Atatürk’ü ve Milli Mücadele’yi anlatıyor gibi görünmekle beraber, yalan yanlış ve kasıtlı saptırılmış bilgilerle alternatif tarih yazma çabasıydı. Yine aynı günlerde yine peş peşe popüler tarih dergileri çıkmaya başladı. Hepsinin arkasında FETÖ’cüler, çeşitli tarikatlar ve İkinci Cumhuriyetçiler vardı. Bu motivasyonla çalışmaya başladım. ‘İşgal sürüyor’ n Vurguladığınız gibi Mustafa Kemal Milli Mücadele’yi sadece emperyalist ülkelere karşı değil, bu tür işbirlikçi güruha karşı da veriyordu. Bu kitabı hazırlarken sizi hangi izdüşümler ve tipler şaşırttı / şaşırtmadı? Çalışırken gördüm ki sizler de okurken göreceksiniz ki Milli Mücadele aslında devam ediyor. Tetikçi medyasıyla, işbirlikçi vatan hainleriyle, emperyalizm kuklası din tüccarlarıyla, sadece cebini düşünen hırsız işadamlarıyla, isimler farklı, karakterler bire bir aynı... O günlerin silahlı işgali, bugün silahsız işgal olarak devam ediyor. Gizlenen gerçekler n Neleri ne kadar bilmediğinizi, nelerin ne kadar bilinmediğini fark ettiniz? Bu kitap en önce ne için yazıldı? Bu kitap öncelikle, Milli Mücadele kahramanlarına saygı duruşu olarak yazıldı. Çünkü, çalışırken gördüm ki bildiğini zanneden ben bile aslında hiç bilmiyorum. Adeta bir sihirli el, bu millet kendi Milli Mücadele’sini öğrenmesin diye çaba harcamış. Çalışırken gördüm ki, Milli Mücadele gerçekleri, aslında Milli Eğitim müfredatından özellikle uzak tutulmuş. Kendi Kurtuluş Savaşı’ndan, kendi devriminden haberi olmayan, başkalarının devrimlerine öykünen, özellikle uzak tutulan nesiller yetiştirilmiş. Özellikle film çekilmemiş. Özellikle tam tersini anlatan dizi filmler çekilmiş. n Neden böyle bu? Bu kitabı yazdığım için bu sorular bana soruluyor. Halbuki, film yönetmenlerine, dizi senaristlerine, televizyon yöneticilerine sorulmalı. Padişah dizilerine kafayı takan TRT’ye sorulmalı! Sihirli bir el var. Özel sektörün bu yönde çaba harcaması adeta engelleniyor, tam tersi görüşlerle dizi film üretiliyor. ATV ve Star’da yöneticilik yaptığım dönemde bu engellemeyi bizzat yaşadım. Devlet hiç çaba harcamıyor, hatta devleti yönetenlerin elinde olsa Milli Mücadele’yi yok bile sayacaklar! Bu kitap bu sinsi karşıdevrim çabasını afişe etmek için yazıldı. ‘Türk olmak suç’ n Barbarlığın ulaştığı noktalara İngiltere bile göz yumamaz hale geliyor ve savaş suçlarını soruşturmak üzere uluslararası heyet oluşturuluyor. Sonuç? Emperyalizmin pompaladığı yalanlar sayesinde, dünyada sadece Türk olmak suç sayılıyor! Etnik köken ve din gözeterek bizzat Türk milletini katledenler, utanmadan Türk milletini soykırımla suçluyor! Yeterli bilgiye sahip olmayan, fikir mücadelesiyle hakkını savunabilmek için yeterli donanıma sahip olmayan gençlerimiz de “Acaba biz bu suçları işledik mi?” diye kabulleniyor. 100 yıldır kesintisiz şekilde devam eden ürkütücü bir kara propaganda bu. n Yunanistan’ın işgaldeki dehşet stratejisinin asıl sebebi ne? İki sebebi var, birincisi bölgeyi insansızlaştırıp Rum nüfusu buraya taşımak... İkincisi ise Yunan kiliselerinde Yunan halkına adeta zehir olarak zerk edilen megali idea... Türk düşmanlığını esas alan megali idea, şaşırtıcı şekilde hastalıklı beyinler üretiyor. Bugün Kıbrıs Rum Kesimi’nde, Ege adalarındaki işgallerde, Doğu Akdeniz krizinde, yine bu hastalıklı düşmanlığı görüyoruz. Bugünün AB’cileri... n Hainlerin bini bir para! İngilizden parayı alan, Kuvayi Milliye’ye bayrak açıyor! Her yoldan, her zümreden tipler, tarih sahnesine kimi açık açık, kimi gizli saklı çıkıyor satırlar ilerledikçe. Kimi belasını buluyor kimi ise? Biz kendi kendimize adam olamayız kafası... O zamanlar İngiliz muhipleri, Amerikan mandacısı olanlar, bugün AB’ci... Biz kendi kendimize adam olamayız, bizi kurtarsa kurtarsa Avrupa Birliği kurtarır diye düşünüyorlar. O zamanlar işgalcilere petrol arama imtiyazı verilmesiyle, bugün Doğu Akdeniz’de yaşananlar, aslında aynı... Memleketi basiretsiz yöneticilere bırakırsan, kendine ait yeraltı zenginliklerini başkaları alır, kaçınılmaz sonuç bu. Gençler daha şuurlu n Milli şuurun bugünkü durumuna, içselliğine yorumunuz? Her şerde hayır vardır derler. Türkiye’nin son 20 yılda başına gelenler, özellikle gençlerimizi daha diri, daha duyarlı hale getirdi, daha çok okuyorlar, daha çok merak ediyorlar. Salatalıklar elbette var ama, bizim yaş kuşağımızdan çok daha şuurlu, çok daha cesur, çok daha evrensel bir gençliğe sahip olduğumuzu düşünüyorum. n Her kesimden Milli Mücadele’ye koşan kadınların öykülerinde sizi en çok etkileyen ne oldu? Kuvayi Milliye’ye katılan kadınların yüreği çok etkileyici. Ama onları Kuvayi Milliye’ye dahil eden erkeklerin gelişmişlik düzeyi daha etkileyici... Başta Mustafa Kemal Atatürk, Milli Mücadele’yi yöneten komutanlar, insanlara kadın veya erkek diye bakmamışlar, böyle bir ayrıma tabi tutmamışlar, yürek var mı, ona bakmışlar. Kuvayi Milliyecilerin 100 yıl önce bugünden ileride oldukları görülüyor. Önce basını ele geçirirler n Yurtsever basın da büyük bir mücadele veriyordu. Yurtsever matbaacılar ve yurtsever karikatüristler de cabası. Bir devleti ele geçirmek istiyorsanız, öncelikle o milletin ruhunu ele geçirmeniz gerekiyor. Bir milletin ruhunu işgal etmek istiyorsanız, en önce basınını ele geçirmeniz gerekiyor. Emperyalizm bunu yapıyor. 100 yıl önce de bugün de. İletişim fakültelerini tek tek inceleyin lütfen, güya her şeyi öğretirler, Milli Mücadele’deki yurtsever gazeteleri, yurtsever gazetecileri asla öğretmezler. Ortalama zekâya sahip her iletişim fakültesi öğrencisinin şu soruyu sorarak mesleğe başlaması lazım: İletişim fakültelerinde Milli Mücadele basını neden öğretilmiyor? n Karşımızdaki orantısız gücü de ortaya koyuyorsunuz kitabınızda. Atatürk’e “Geldikleri gibi giderler!” dedirten işgal donanmasının hacmini de ortaya koyuyorsunuz. Kat be kat fazlaydılar ama bizde var olan silah onlarda yoktu. Mustafa Kemal zekâsı... Onu Allah’a, geriye kalan her şeyi ona borçluyuz. n Sokaklarda durum neydi? Son Cüret’i diğer Milli Mücadele kitaplarından ayıran önemli özelliklerden biri bu; cephelerden ziyade sokakları anlatıyor... Esir olan sadece Saray’dı. Sokakların ruhu bağımsızlık ateşiyle yanıyordu. Biz bu devleti kuponla almadık n Damat Ferit’le Kürt Teali Cemiyeti arasındaki anlaşma… Mustafa Kemal ortadan kaldırılınca, saltanata ve halifeye bağlı kalmaları koşuluyla “özerk Kürdistan”a izin verilecekti… Tüm bunlardan haberi olan Mustafa Kemal’in hamlesi de emsal kuşkusuz. Devlet dediğin masada veya kapalı kapılar arkasındaki pazarlıklarla kurulmaz. Biz bu devleti gazeteden verilen kuponla almadık. Devlet kurma hayali kuranların, Kurtuluş Savaşı’nı hiç okumadıklarını tahmin ediyorum. Mustafa Kemal’in daima tek hamlesi var, milletin bölünmez bütünlüğü. n Mustafa Kemal, Osmanlı’nın yüzyıllardır Alevilere karşı yürüttüğü yok sayma, baskı ve kırım politikasını tarihe gömmüştü? Alevi yurttaşlar olmasa, bu ülkenin ayakta durabilmesi imkânsızdır, iki iki daha dört kadar nettir. Mustafa Kemal’in gördüğü netlik buydu. n Sonraki çalışmanızı soralım. Mustafa Kemal kitabım ve Son Cüret kitabım, 12 yıldır devam eden eşzamanlı çalışmalarımın ürünü, üçüncüsünün konusu şimdilik bende kalsın ama, üçlemesi olacak. HABER ‘Adrese eHlenaLviniamcaelaakinpıKtaiahllaeyldoeinsleiCnyeeÇnnuiglkeizunriyoovra teslim’ hazırlığı MUSTAFA ÇAKIR LimakKalyonCengiz İnşaat Ortak Girişim Grubu’nun elenmesinin ardından iptal edilen Çukurova Havaalanı ihalesinde yeni iddialar gündeme geldi. 26 Ekim’de yapılacak olan ihale öncesinde şartnamede idareyi devre dışı bırakacak değişiklikler yapıldığı, ödeme dengelerinin tamamen yüklenici lehine düzenlendiği belirtildi. Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ), önceki ihale iptal edilince Çukurova Havaalanı üstyapı tesislerinin yapişletdevret (YİD) modeli ile yapımı ve işletilmesi için yeniden ihale açtı. Önceki ihalede LimakKalyonCengiz İnşaat ortak girişimi elenmiş, sonrasında da ihale iptal edilmişti. İhaleye 26 Ekim’e kadar teklif verilebilecek. İhale de bu tarihte gerçekleştirilecek. Nasıl revize edilecek? CHP Adana Milletvekili Burhanettin Bulut, ihale öncesinde yapılan değişikliklere dikkat çekti. Havaalanı üstyapı tesislerinin YİD modeli ile işletilmesi için şartnamenin değiştirildiğini ve yeni ihale sürecinin başladığına işaret eden Bulut, şöyle devam etti: “Son şartname ile önceki şartnameler karşılaştırıldığında ödemeler dengesinin tamamen yüklenici lehine değiştirildiği, projelerin tamamen yüklenici tarafından temin edilmesi gibi idarenin kontrolünü devre dışı bırakacak şekilde değişiklikler yapıldığı iddia edilmektedir. Ayrıca terminal binasının 60 bin metrekareye düşürülmesi belirlenmiş olmasına rağmen mevcut 150 bin metrekareye yayılmış enkaz inşaatın nasıl revize edileceği ve projenin bunun üzerine nasıl kurgulanacağı hususları tamamen belirsiz hale getirilmiştir. Söz konusu ihalenin haricinde mevcut enkazla ilgili hususların ihale dışına kolaylıkla atılabileceği ve yatırıma ayrı bir yük getirebilme ihtimalleri projenin yüklenici firmanın kendisi tarafından yapılması nedeni ile ucu açık hale getirilmiştir. İhalenin ön proje olmaksızın yapılıyor olması yüklenicinin sahada mevcut olan her türlü sorunu idareye yıkacağı endişesi doğurmaktadır.” Maliyeti nedir? Bulut, tüm proje kararlarının idare tarafından kontrolünü imkânsız kılacak bir şartname ile yükleniciye bırakılmasının “onarılmaz hataları” da beraberinde getireceğine dikkat çekti. Bulut, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’na şu soruları yöneltti: “Üstyapı tesisleri için açılan ilk proje ihalesinin iptal edilmesiyle kamu zararı ne olmuştur? Yeni proje ne kadara mal olmuştur? İdarenin elinde yatırımla ilgili 2 adet proje varken 3. ihalede bu projeler neden kullanılmamış ve proje temini yükleniciye bırakılmıştır? LimakCengizKalyon Ortak Girişimi şartlı teklif nedeni ile elenmiştir. Elenmeye neden olan bu şartlar nelerdir? Bu değişiklikler elenen ortak girişime ihaleyi teslim etmek için mi yapılmaktadır?” Zelenskiy Erdoğan Ukrayna ile yakın temas Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile bir araya geldi. İstanbul Üsküdar’daki toplantıda Erdoğan, “Türkiye ile Ukrayna arasında önemli adımları, atmış olduğumuz imzayla gerçekleştirdik” dedi. Ortak basın toplantısında konuşan Erdoğan, “Yatırımların artırılmasıyla ekonomik ve ticari işbirliğimizi yeni seviyelere taşıma konusundaki karşılıklı iradelerimizi temin ettik. Serbest ticaret anlaşması müzakerelerini neticelendirme hususunda Zelenskiy ile hemfikiriz. Salgına rağmen bu yıl 500 binden fazla Ukraynalı misafiri ağırlamış olmamız, halklarımızın yakınlığını gösteriyor” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin, Ukrayna’yı istikrar ve barış temini için kilit bir ülke olarak gördüğünü vurgulayan Erdoğan, “Ukrayna’nın egemenliğinin Kırım dahil toprak bütünlüğünü hep destekleyeceğiz. İki ülke arasındaki bağların önemli unsuru Kırım Tatarı kardeşlerimize Ukrayna makamlarıyla desteğimiz devam edecektir. Soydaşlarımız için konut projesi ve Kiev’de cami çalışmaları sürüyor” dedi. Türkiye’nin Ukrayna’nın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne verdiği desteğin önemli olduğunu söyleyen Zelenskiy, “Türkiye’yi Kırımlıların haklarını korumak ve işgalden kurtarmak için uluslararası ortakları birleştirme amacı olan Kırım projesine davet ettim” ifadelerini kullandı. l İç Politika İBB MECLİSİ’NDE ‘ALBATROS’ TARTIŞMASI Yeşili hatırladılar İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde önceki gün Büyükçekmece Belediyesi’ne ait turizm imarlı Albatros Parkı’nın bir bölümü olarak anılan arsanın “park” olarak düzenlemesine ilişkin karar tartışma yarattı. İBB Meclisi’nde geçen ay kamuoyunda tartışmalara neden olan Büyükçekmece’deki Albatros bölgesinde kalan “ticaret+konut+turizm” imarlı arazinin park alanı yapılması istenmiş, teklif tartışmalar eşliğinde AKP’li meclis üyelerinin oylarıyla kabul edilmişti. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, kararı yeniden görüşülmek üzere meclise iade etmişti. İBB Meclisi toplantıları ekim ayı oturumu gündemine tekrar gelen kararın yeniden görüşülmesi sırasında tartışma yaşandı. Söz alan Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün, Albatros Parkı ile Büyükçekmece Belediyesi’ne ait turizm imarlı arsanın aynı yer olmadığını belirterek “1965 ile 1987 yılları arasında istimlak yoluyla, Büyükçekmece Belediyesi’nin malı olmuştur. Bu arsa, Bayındırlık, İskân Bakanlığı tarafından 1979 yılında ‘ticaret turizm alanı’ olarak tescil edilmiş. 2003 yılına kadar burada işlettiğimiz tesisler zamanla eskidi, yeniden yapmak üzere yıkma kararı aldık. Yeni projeler hazırlattık. Bu arazi hiçbir zaman yeşil veya park alanı olmamıştır. 1 santim park alanı olduğunu ispatlayan olursa istifa edeceğim” dedi. Aynen kabul edildi İmar ve Bayındırlık Komisyonu Başkanı AKP’li Yüksel Akyol da bölgenin parka ihtiyacı olduğunu ve yurttaşların talebinin de bu yönde olduğunu anlattı. CHP Grup Sözcüsü Tarık Balyalı ise “İBB bugün AK Parti’nin yönetiminde olsaydı bu plan geçer miydi? Geçerdi. Geçmiş dönemlerde oybirliği ile geçti, sorun yoktu. Sorun iki yerde. Bir tanesi İBB’yi Ekrem İmamoğlu kazanmış olması, ikincisi Büyükçekmece Belediyesi’ni, eski büyükşehir belediye başkanımıza karşı tekrar Hasan Akgün’ün kazanmış olması. Tamamen bir engelleme ve siyasi intikam girişimidir bu’’ diye konuştu. Rapor, AKP’li ve MHP’li üyelerin oylarıyla, meclis salt çoğunluk ısrar kararı olarak kabul edildi. İBB’den 2 protokol İBB Meclisi ekim ayı oturumlarında İstanbul’u afetlere hazırlayacak ve sokak hayvanlarının ihtiyaçlarını karşılayacak iki protokol yapılması onaylandı. Bu kapsamda, İBB, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü ile İstanbul’un kentsel risk analizlerini belirlemek amacıyla protokol yapacak. Ayrıca İBB, iş insanı İpek Kıraç, KoçSistem ve İstanbul Veteriner Hekimler Odası ile işbirliği protokolü imzalayacak. l İSTANBUL/ Cumhuriyet ‘Kozmik Oda’da 28 sanığa hapis FETÖ’nün “Kozmik Oda” kumpası davasına ilişkin çoğunluğu polis olmak üzere 82 sanık hakkında açılan davada karar açıklandı. Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi, tutuklu sanıklar Abdurrahman Bişgin, Hamdi Yeter ve Serdar Mercan’ın “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan 10 yıl hapse mahkum edilmesine ve tutukluluk hallerinin devamına hükmetti. 22 sanığa 7 yıl 6 ay ile 6 yıl 3 ay arasında değişen hapis cezaları verildi. Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak isteyen Adem Eraslan 2 yıl 1 ay, sanık Necat Aksu 2 yıl 6 ay ve sanık Hasan Yıldız ise 3 yıl 1 ay 15 gün, “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan hapse mahkum edildi. 54 sanık beraat etti. Ergenekon hâkimine FETÖ’den 10 yıl hapis Ergenekon davasının hâkimlerinden olan ve daha önce görev yaptığı İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) soruşturması kapsamında meslekten ihraç edilen sanık Hüsnü Çalmuk’un yargılandığı davada karar açıklandı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuklu sanık Çalmuk ile taraf avukatları hazır bulundu. Mahkeme heyeti, sanık Çalmuk’un “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan 10 yıl hapisle cezalandırılmasına karar verdi. Cumhuriyet savcısı davaya ilişkin mütalaasında, Çalmuk’un FETÖ için en mahrem kabul edilen özel yetkili mahkemelere hâkim olarak yerleştirildiğini aktarmıştı. l İHA Aranan IŞİD üyesi Adana’da yakalandı Adana İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri, Fransa makamlarınca hakkında kırmızı bülten çıkarılan terör örgütü IŞİD üyesi Soumaya Raissi’nin (30) kente geldiğini belirledi. Ekipler, Tunus uyruklu terör örgütü üyesini, sahte Suriye kimliğiyle merkez Seyhan ilçesi Namık Kemal Mahallesi’nde gözaltına aldı. Fransız makamlarının hakkında “tehlikeli” ve “eylemci” notu düştüğü Raissi, Emniyet Müdürlüğüne götürüldü. İstanbul’da da polis, IŞİD’e eleman aktarımı ile finans sağladıkları, geçmiş dönemde IŞİD saflarında çatışma bölgelerinde faaliyet gösteren kişilerle iltisaklı oldukları değerlendirilen şüphelileri yakalamak için kentte 10 ilçede 17 adrese eş zamanlı baskın düzenledi. Operasyonda 14 şüpheli yakalandı. l AA Soylu: 27 yıllık terörist teslim oldu İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 27 yıldan bu yana terör örgütü üyesi olan bir kişinin Şanlıurfa’da teslim olduğunu duyurdu. Soylu, sosyal medya hesabından, “Hakkâri’deyiz. Öyle güzel şeyler oluyor ki, 27 yıllık terör örgütü mensubu Şanlıurfa’da, dağdan inip teslim oldu” ifadelerini kullandı. l ANKARA/Cumhuriyet
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear