22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 17 EKİM 2020 CUMARTESİ HABER Barış’lara gözaltı kararı veren, Kavala’nın iddianamesini hazırlayan Yılmaz, bakan yardımcısı oldu Yargının siyasallaşması mı? İlginç bir saflaşma oluştu. İktidar, doğrudan yeni anayasa yapmak yerine, gücü tek elde toplamasına ve denetimsizce ülkeyi yönetmesine izin verecek maddeler halinde, parça parça anayasayı değiştiriyor; muhalefet ise itiraz ettiği değişiklikler mühürlü, mühürsüz geçtikten sonra elde kalan maddeleri, mevzileri savunmak için tutum alıyor. Adım adım ilerleyen iktidar, önündeki engellere göre yeniden bir anayasa tartışması açıyor; mevzi kazana kazana, karşıtlarını “milli mevziler” dışında göstere göstere, öyle veya böyle istediği zemini oluşturuyor. Anayasa Mahkemesi’nin Enis Berberoğlu kararından sonra yerel mahkemenin bu kararı tanımayan, dolayısıyla anayasadaki hükme aykırı davranma gücünü kendinde bulan tutumunu görünce, yine bu taktik aklıma geldi. Belli ki Anayasa Mahkemesi’ni tamamen işlevsizleştirmeye dönük hamleler siyaset zemininde sınanıyor, nabız yoklanıyor, gövde gösterisi yapılıyor. Diğer yandan, 18 yılın tarihini iyi bilenler ve kandırılmayanlar gibi son gelişmeleri ben de vahim karşılamakla birlikte, televizyonlarda ve gazetelerde denk geldiğim, “Bundan ötesi yok, bardağı taşıran son damla, yeni bir aşamaya geçtik” türü analizlere katılamadığımı da belirtmek isterim. Yeni bir durumla değil, 18 yıldır verili hukuku askıya alabilme yeteneğiyle, istisna yaratabilme kapasitesiyle iyiden iyiye otoriter bir rejimi adım adım kuranların bir başka hamlesiyle karşı karşıyayız. Ergenekon, Balyoz, OdaTV, KCK davalarında anayasa mı yürürlükteydi, yargı mı bağımsızdı? O zamanlar kimi çevrelerde bugünkü kadar şaşkınlık yaşanmamasının nedeni, “AKP’nin darbelerle, vesayetçi düzenle demokrasi, sivilleşme uğruna” mücadele ettiği masalı, dolayısıyla bu uğurda “hukuk dışına çıkmasının meşru olduğu” düşüncesi miydi? Yargının siyasallaşması deniyor bir yandan da; doğru ifade mi? Yasaları Meclis’te siyaset yapıyor; yargı kararları ise siyasal gündemle bağlantılıysa başlı başına siyasal sonuçlar doğuruyor. Siyasal olmak, hukuka aykırı olmak anlamında kodlanıyor, yanlış. Hukuku savunmak da siyasal tutumdur. Kaldı ki anayasalar da siyasal metinlerdir. Anayasa, devlet düzenini ve devletle yurttaşlar arasındaki ilişkinin içeriğini belirler. Bu nedenle karşımızdaki durum, yargının siyasallaşması değil, yargının belirli köşelerinin arkalarında hissettikleri iktidar gücüne yaslanarak anayasaya aykırı davranma cesaretini alabilmesidir. İktidarlaşan yargı, yargı veren iktidar Dolayısıyla asıl tehlike, yargının iktidarlaşması, yani hukuk yerine iktidara göre tutum alması; iktidarın ise yargı makamı gibi davranması, yargılaşmasıdır. Anayasa Mahkemesi’nden rahatsızlıkları ise bu mahkeme her konuda demokrasiyi ve hukuku savunduğu için değil, kısmen bile olsa iktidarın denetlenebilir olduğunu gösteren kimi kararlara imza atabilmesindendir. Yani mutlak iktidar istenmekte, bunu hiçbir gücün sınırlaması arzulanmamaktadır. Ve eğer yargı iktidarlaşıyorsa sorun yargıda değil, ona bu cesareti veren iktidar yapılanmasındadır. Anayasa Mahkemesi üyesi Engin Yıldırım, iktidarın mağduriyet söylemini yeniden ele almasına, kitleleri yine bir “darbe” tehdidi varmış gibi arkasında sıralamasına olanak veren yersiz paylaşımı yapmasaydı biz bugün bunları konuşuyor olacaktık. Ancak iktidar cenahı, istediği zemini buldu, topu rakip sahaya doğru uzaklaştırdı. Durum bundan ibarettir. Muhalefet güçleri açısından ise kendi sahasına gönderilen topla ilgili yeni bir durum yok. 3 yıl önce, Enis Berberoğlu’nun tutuklanmasının ardından gerçekleştirilmişti Adalet Yürüyüşü. CHP, orada biriktirdiği geniş cepheyi siyasal alanda yeni bir örgütlenme modeline dönüştüremediği gibi, Berberoğlu ile ilgili bugün verilen kararın ve yargının anayasayı tanımayan tutumunun karşısında da sessiz, mecalsiz. Oysa her hukuksuz saldırıyı “Anayasa Mahkemesi’ne götüreceğiz” tutumuna indirgemiş bir muhalefetin elindeki en önemli muhalefet aracı da alınıyor şimdi; sonra muhalefetsizlik hali daha da fazla belli olmasın? İktidar, ilk seçimde gider mi gitmez mi bilinmez, ama muhalefet güçleri böyle davrandığı, hukuka ve demokrasinin kalan kırıntılarına karşı bitmek bilmeyen saldırılar karşısında bu boyun eğmişliği sürdürdüğü sürece, daha çok defa “Bu kadar da olmaz” deriz, şaşırdığımızla kalırız biz. Akşener: AYM üyesi Yıldırım istifa etmeli İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Işıklar yanıyor” notuyla Anayasa Mahkemesi (AYM) binasının fotoğrafını paylaşan AYM üyesi Engin Yıldırım’ın istifa etmesi gerektiğini belirtti. Dün akşam özel bir televizyon kanalına konuk olan Akşener, partisindeki liste kriziyle ilgili izlediği yola ilişkin “Genel Başkan olarak hiçbir arkadaşımızı disipline sevk etmeyeceğim” dedi. Akşener, Yıldırım ile ilgili “AYM ile ilgili bir tartışma başlamıştı. Büyük katkıda bulundu, katiyen görevden almazlar” ifadelerini kullandı. Partili Cumhurbaşkanlığı ile kurumların birer birer yıkıldığını söyleyen Akşener, “Öyle bir keşmekeş ki Enis Berberoğlu’nun özelinde tartışılmakla birlikte esasında bir hukuk ve adalet krizi yaşıyoruz. Berberoğlu elbette Meclis’e dönmeli. Onun casuslukla yargılanması abes” diye konuştu. l Haber Merkezi Savcıya ödül gibi atama BAKANLIK ÇALIŞMA BAŞLATTI IĞNELI FIRÇA Muzır içerikle mücadele başlıyor ZAFER TEMOÇIN Aile, Çalışma ve Sos lar için zararlı içerikleryal Hizmetler Bale ilgili kurula doğrudan kanı Zehra Zümrüt Sel şikâyetlerin iletilebileçuk, Küçükleri Muceğini söyledi. Bakanlıkzır Neşriyattan Koru ta düzenlenen toplantıda ma Kurulu’nun çocukla basın mensuplarıyla bir rın gelişimini olumsuz et araya gelen ve soruları kileyen kitaplarla ilgili yanıtlayan Selçuk, Türk Muzır İçerikle Mücadele Medeni Kanunu’nda “na(MİM) Programı’nı başla faka süresiz olur” gibi bir tıldığını açıkladı. Selçuk, ifadenin yer almadığını kurulun daha formal, belirterek “Nafaka konubaşvuruların yapılabildi sunda takdir yetkisinin ği, web sitesi ve What hâkimde olması, nafaka sApp İhbar Hattı olan bir süresinin de 2 ya da 3 yıl yapıya kavuşturulacağı olması tartışılabilir” denı ve yeni yapıda çocuk di. l ANKARA CHP’li vekiller Hakverdi ve Kılıç, Ayhan Bilgen’i cezaevinde ziyaret etti ‘Birinci Meclis iradesi şart’ MAHMUT LICALI CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi ile CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, Sincan Cezaevi’nde ziyaret ettikleri Ayhan Bilgen’in HDP’ye yönelik “Tersine Türkiyelişme yaşanıyor” eleştirisinin arkasında olduğunu dile getirerek “Artık bunların konuşulması ve kamuoyunda açık açık tartışılması gerekiyor” dediğini aktardı. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesindeki Hükümlü ve Tutuklu Hakları Alt Komisyonu’nun CHP’li üyeleri Sevda Erdan Kılıç ile Ali Haydar Hakverdi, görevden alınan Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen’i tutuklu bulunduğu Sincan F Tipi Kapalı Cezaevi’nde ziyaret etti. CHP’li vekiller Ayhan Bilgen’in HDP’ye yönelik eleştirilere yer verdiği “Tersine Türkiyelileşme yaşanıyor” başlıklı açıklamasıyla ilgili bir değerlendirme yaptığını dile getirdi. CHP’li vekiller, Bilgen’in yaptığı yazılı açıklamanın kamuoyunda açık açık konuşulması ve tartışılması gerektiğini dile getirdiğini aktardı. Bilgen’in bu tartışmayı yalnızca HDP’nin değil, bütün partilerin yapması gerektiğine işaret ettiği belirtildi. Demokraside birleşilmeli CHP’li vekiller, Bilgen’in 2023’te milletvekili seçimleriyle kurulacak Meclis’in Birinci Meclis’in görevi neyse o irade ile görev yapmasını beklediğini söylediğini ve “Cumhuriyet ve demokraside birleşilmesi gerek. Tabanda siyasi parti mensupları bir arada ancak siyasi partilerde üste çıkıldıkça siyasiler birbirinden uzaklaşıyor. Oysa ki bütün partilerin tabanları aynı” diye konuştuğunu aktardı. CHP’li vekiller Bilgen’in bütün siyasal partilerin birlik için kendine yön vermesi gerektiğini söylediğini dile getirdi. Kılıç ve Hakverdi, Bilgen’in, kendisi ve Enis Berberoğlu’nun lehinde kararlar veren Anayasa Mahkemesi’yle ilgili tartışYÜKSEKDAĞ’A HAPIS ISTEMI Eski HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ hakkında, 26 Kasım 2015’teki ifadeleri nedeniyle “cumhurbaşkanına hakaret” iddiasıyla açılan davada esas hakkındaki mütalaasını açıklayan savcı, Yüksekdağ’ın 4 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi. Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, başka suçtan Kocaeli 1 No’lu F Tipi Cezaevi’nde tutuklu olan Yüksekdağ, SEGBİS üzerinden katıldı. Yüksekdağ, “Hakaret yoktu, siyasi eleştiri olarak düşünülmeli” dedi. l ANKARA malar konusunda, “Kurumların ışıklar üzerinden birbiri ile tartışmasını gereksiz ve ciddiyetsiz buluyorum. Darbeye karşı demokrasiyi bugüne kadar nasıl savunduysak, Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmaması konusunda da aynı kararlı duruşu göstermemiz gerekiyor” dediğini aktardı. Bu tür görüşmelerin daha önce açık görüş alanında gerçekleştirildiğini ifade eden CHP’li vekiller, Bilgen ile arada camın bulunduğu kapalı bir görüş alanında, kayıt altına alınan bir telefon aracılığı ile görüştürüldüklerini ve cezaevi yönetiminin de pandemi sürecini buna gerekçe gösterdiğini dile getirdi. CHP’li vekiller, Bilgen’in tek kişilik hücrede kaldığını, kendisine günlük yalnızca bir saat havalandırmaya çıkma hakkı verildiğini, havalandırma sırasında da kimseyle iletişim kurmasına izin verilmediğini dile getirdi. l ANKARA Bodrum’da dikkat çeken buluşma Organize suç örgütü li ti göğüsleyen,zindan daderi Alaattin Çakıcı, hil bu uğurda en ağır bedeleski İçişleri Bakanı Meh leri ödeyen kahramanlarımet Ağar, emekli Korge mız: Alaattin Çakıcı, Mehneral Engin Alan ve emek met Ağar, Engin Alan, Korli Albay Korkut Eken, kut Eken” diye yazdı. Muğla’nın Bodrum ilçesin Çeşitli suçlardan hükümde bir araya geldi. lü olan Alaattin Çakıcı, kenYalıkavak Marina’da bulu disini “Ülkü ve ülke sevdalışan dört ismin birlikte ver sı” olarak nitelendiren MHP diği fotoğrafı, Çakıcı’nın lideri Devlet Bahçeli tayakını Üzeyir Çakmaktaş rafından gündeme getirisosyal medyadan paylaş len ve yürürlüğe giren intı. Çakmaktaş, “Türk devleti ilelebet var olsun difaz düzenlemesi ile Nisan 2020’de tahliye olmuştu. Çakıcı Ağar Alan Eken ye her zorluk ve meşakka l Haber Merkezi Özel: Sen anayasaya uymazsan benden teamüllere uymamı bekleyemezsin CHP’den hodri meydan TBMM Genel Kurulu’nda Meclis Başkanı Mustafa Şentop’un 1820 Ekim tarihlerinde Azerbaycan’a yapacağı yurtdışı ziyaretiyle ilgili tezkerenin oylamasından önce yapılan yoklamada iktidarın toplantı yeter sayısını bulamaması nedeniyle birleşimin kapanması tartışma yarattı. Çarşamba günkü birleşimde Şentop’un ziyaretine yönelik tezkerenin oylamasından önce CHP yoklama talebinde bulundu. AKP’nin toplantı yeter sayısını verilen aralara karşın iki defa üst üste bulamaması nedeniyle TBMM Genel Kurulu’nun birleşimi İçtüzük hükümleri doğrultusunda kapandı. Bu nedenle Azerbaycan ziyaretine ilişkin tezkere genel kurulda oylamasının yapılmadığı için geçerli olmadı. AKP’nin karar yeter sayısını sağlayamadığı için birleşimin kapanması önceki günkü geAKP, TBMM Başkanı Şentop’un davet üzerine gerçekleştireceği Azerbaycan ziyaretiyle ilgili tezkerenin genel kurul oylaması sırasında yeteri kadar çoğunluk sağlanamadığı için yoklama isteyen CHP’ye yüklendi. Eleştiriler üzerine CHP’li Özel, Berberoğlu’nu hatırlattı. nel kurulda tartışmaya neden oldu. MHP Grup Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül, “CHP İçtüzük’ten kaynaklanan haklarını her yerde bütün partiler gibi kullanabilir, buna bir diyeceğimiz yok. Fakat bu tarz ziyaretler, bu tarz faaliyetler alışık olduğumuz üzere Meclisimizin ortak bir şekilde oylamalarına destek olduğu oylamalarda parti ayrımı gözetmeksizin kabul oyu verdiği oylamalardı” dedi. AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan, tezkerenin oylamasının bile olmadığını, CHP’nin tezkereyi engellediğini dile getirdi. CHP sıralarından laf atmalar üzerine Turan, bu tavra karşı olan bazı CHP’li milletvekilleri olduğunu iddia etti. Birleşimi yöneten TBMM Başkanvekili Haydar Akar, İçtüzük hükümlerine göre tezkerelerin okunmadığını, oylamasının yapıldığını anımsattı. Akar’ın Turan’a, “Siz burada, yeterince milletvekiliyle bulunup bu tezkerenin bir an evvel geçmesini sağlayabiliriz” demesi üzerine MHP ve AKP’liler tepki gösterdi. Söz alan CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Enis Berberoğlu hakkındaki Anayasa Mahkemesi kararının uygulanmamasına işaret ederek “Sen anayasaya uymazsan dönüp de benden teamüllere uymamı bekleyemezsin. Anayasayı tanımayan bir mahkeme kararı var ve bunu savunan AKP’li yöneticiler, MHP’li yöneticiler var. En üst norm olan anayasaya uyulmayacak, CHP’nin ciğerini oyacaksınız, sesimizi çıkarmayacağız sonra gelince teamüllere uyacağız. Tahammülün bittiği yerde teamül olmaz. Bundan sonra bütçe dahil hiçbir teamüle uymayacağımızı buradan açıkça ilan ediyoruz. Hodri meydan!” diye konuştu. Özel, Turan’dan partisinin tavrını eleştiren CHP’li vekillerin ismini açıklamasını, açıklamaması durumunda kendisinin yalancı olduğunu dile getirdi. Çıkan tartışma üzerine birleşime ara verildi. Aranın ardından TBMM Başkanı Şentop’un tezkeresi yapılan oylamayla kabul edildi. l ANKARA/Cumhuriyet Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ile İstanbul’daki yargının bir kesimi arasında yaşanan gerginlik devam ederken İstanbul yargısındaki en kritik isimlerden birisi olan İstanbul Başsavcı Vekili Hasan Yılmaz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararıyla Adalet Bakan Yardımcılığı’na SEYHAN AVŞAR atandı. Yılmaz aynı zamanda HSK Birinci Daire Üyesi olarak da görev yapacak. Bu daire yargıdaki atama, inceleme ve soruşturma işlerine bakarken, Yılmaz’ın atama kararı “İstanbul grubunun” yargıya daha da hâkim olduğu tartışmalarına neden oldu. Ayrıca Bakan Gül’ün bu atamaya sıcak bakmadığı öne sürüldü. Yılmaz, İstanbul’daki en kritik soruşturmaları yürüten isimdi. Libya’da hayatını kaybeden bir MİT mensubunun ifşa edildiği gerekçesiyle gazetemiz yazarı OdaTV Haber Müdürü Barış Terkoğlu ve OdaTV Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan’ında aralarında yer aldığı 8 gazeteci hakkında soruşturmayı yürüten isimdi. Yılmaz gazeteciler hakkında hazırladığı iddianamede gazetecilerin 8 yıldan 19 yıla kadar hapislerini istedi. Kavala iddianamesi İş insanı Osman Kavala önce Gezi Direnişi davasında 15 isimle beraber yargılanarak beraat etti. Ancak aynı gün Kavala hakkında “casusluk” suçlamasıyla hakkında gözaltı kararı verildi. Kavala yeniden tutuklandı. Kavala hakkındaki yeni soruşturmayı yürüten isim Hasan Yılmaz’dı. Yılmaz, Osman Kavala hakkında 64 sayfalık bir iddianame hazırladı. İddianamede Kavala’nın “anayasal düzeni değiştirmek” ve “casusluk” suçundan cezalandırılmasını istedi. Yılmaz bu iddianamede, Gezi davası iddianamesinde yer alan birçok iddiaya da yer verdi. Hasan Yılmaz ayrıca Die Welt muhabiri Deniz Yücel hakkındaki soruşturmayı yürüttü. Deniz Yücel hakkında “terör örgütü propagandası yapma” suçundan iddianame hazırladı. Yücel 1 yıl tutuklu kaldı. Yargılama sonunda ise Yücel, 2 yıl 9 ay hapis cezası aldı. HSYK’ye şikâyet edildi Cenaze için gittiği Okmeydanı Cemevi’nde 2014 yılında polis kurşunuyla başından vurularak öldürülen Uğur Kurt ile ilgili soruşturmayı da Hasan Yılmaz yürüttü. Kurt ailesinin avukatları Yılmaz’ın, “görevini kötüye kullandığı” gerekçesiyle o dönemki Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na (HSYK) şikâyette bulundu. Kapatılan Samanyolu Medya Grubu hakkındaki soruşturma, İstanbul’da 146 avukatın gözaltına alınması kararlarının altında da Yılmaz’ın imzası vardı. Gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti ile ilgili Suudi Arabistan Konsolosluğundaki aramayı ve Adnan Oktar soruşturmasını da Yılmaz yürütmüştü. l İSTANBUL GÜL’DEN AYM TEPKISI MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, AYM’nin yapısının değiştirilmesi gerektiğini belirten açıklamaları ve Enis Berberoğlu hakkında verilen karara uyulmamasının ardından AYM üyesi Engin Yıldırım’ın sosyal medyadan “Işıklar yanıyor” paylaşımı yapması gündemde yerini korurken, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de TV 100 kanalında gazeteci Ahu Özyurt’a AYM tartışmalarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Özyurt’a konuşan Gül şu ifadeleri kullandı, “Bu tartışmaları hayretle takip ediyorum. Yıllardır AYM özgürlükçü olsun, yasakçı olmasın. Dar anlamda düşünen bir AYM olmasın derken... Şu an özgürlükçü davranan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarına uygun davranan AYM’ye yapılan bu yakıştırmaları anlayamıyorum. Üyeleri şu atamış, bu atamış ayrı bir konu. Aslolan üyelerin bakışı çok önemli. Tekrar parti kapatan, dar bakışlı bir mahkeme mi isteniyor? Bu tarz tartışmayı ilk defa görüyorum ve üzüntü ile karşılıyorum. Bu arada Yüksek Mahkeme üyeleri dahil, tüm hâkim ve savcıların siyasi görüş paylaşmalarını çok yanlış buluyorum. Hâkimler kararlarıyla konuşur.” l İç Politika
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear