29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 13 OCAK 2020 PAZARTESİ EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ECE KURTULUŞ DURSUN HABER CHP komisyon istediCumhur İttifakı ortağı Bahçeli de ‘FETÖ’nün siyasi ayağı ortaya çıkarılsın’ demişti CHP, 15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden 3.5 yıl geçmesine karşın açığa çıkarılamayan FETÖ’nün siyasi ayağının araştırılması ve ortaya çıkarılması amacıyla TBMM’de araştırma komisyonu kurulması için önerge verdi. CHP Grup başkanvekilleri Engin Altay, Özgür Özel ve Engin Özkoç’un imzasıyla FETÖ’nün siyasi ayağıyla ilgili araştırma önergesi TBMM Başkanlığı’na sunuldu. Önergenin gerekçesinde, FETÖ ile mücadelenin sulandırıldığı ve FETÖ’nün siyasi ayağıyla yeterince mücadele edilmediği yönünde farklı siyasi partilerden eleştirilerin yükseldiği bir dönemde, darbe girişiminin doğrudan hedefi olan TBMM’nin tarihsel bir görev olarak örgütün siyasi ayağını açığa çıkarabilecek araştırmayı yapması gerektiği belirtildi. Önergenin gerekçesinde, Türkiye’nin 15 Temmuz 2016’da karşı karşıya kaldığı darbe girişiminin, Cumhuriyet ta rihinin en vahim olaylarından biri olduğu belirtilerek “Yüzlerce masum sivil vatandaşımızın hayatını kaybettiği, binlercesinin yaralandığı bu hain saldırının faili FETÖ’nün örgüt yapılanmasının karanlıkta bırakılmaması, siyasi, ticari, askeri, yargı, Emniyet ve diğer tüm ayaklarının açığa çıkarılması tarihsel bir görevdir” denildi. Gerekçede, AKP’nin iktidardaki ilk 11 yılını koşulsuz bir şekilde destekleyen FETÖ’ye büyük miktarda kamu kaynağının aktarıldığı belirtilerek “Örgüt, darbeye hazırlık aşamasında bazı siyasetçilerden çok açık bir şekilde destek almıştır. FETÖ’nün siyasi ayağının bu desteği sağlayanlardan oluştuğu düşünülmektedir” görüşü belirtildi. TBMM bünyesinde bu kapsamda daha önce kurulan araştırma komisyonunun çalıştırılmadığına işaret edilen gerekçede, “Darbe girişiminin yanı sıra FETÖ’nün siyasi ayağını da ortaya çıkarabilecek bir araştırma yapılması engellenmiştir” denildi. l ANKARA/Cumhuriyet CHP’Lİ AYKUT ERDOĞDU: ERDOĞAN VE EKIBI GIDICI CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu, iktidarın ilk seçimde gideceğini belirterek “İlk seçimde Recep Tayyip Erdoğan ve ekibi gidici. Bütün iş dünyası, bütün bürokrasi dünyası, bütün yargı dünyası hesaplarını buna göre yapsın” dedi. Erdoğdu, ekonomideki son gelişmeleri değerlendirerek gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun bilimsel sonuçlara dayanarak Kanal İstanbul’a karşı çıktığını kaydeden Erdoğdu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da seslenerek “Seçilmiş bu adamın kentine ne hakla Cumhurbaşkanı sıfatıyla müdahale ediyorsun? Yaptığın, anayasaya aykırı. Orada iki tane barajımız var. İstanbul’da bu yatırıma ihtiyaç yok. Ülkede insanlar aç. Orada Araplara sattığın, Katarlılara sattığın araziler rant yapsın diye 75 milyar yatırım yapmaya kalkıyorsun. Bu nasıl vicdan!” dedi. İktidarın gidici olduğunu belirten Erdoğdu, “İlk seçimde Erdoğan ve ekibi gidici. Bütün iş dünyası, bütün bürokrasi dünyası, bütün yargı dünyası hesaplarını buna göre yapsın. Şimdi yandaşların hepsi İngiltere’den gayrimenkul alıyor. Hepsi İngiltere’ye kaçma derdinde. Öyle, ‘halktan çalayım, burada milliyetçi muhafazakâr görüneyim, İngiltere’de 50 milyona malikâne alayım, bu halk da saf saf beklesin.’ Böyle bir şey yok. O paraları kuzu kuzu getireceksiniz” diye konuştu. l İç Politika AKŞENER ANKET AÇIKLADI: Yurttaşlar parlamenter sistemi istiyor İYİ Parti Genel Başkanı Me ral Akşener, önceki gün partisinin Mersin’de düzenlediği “İyileştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” konulu panele katıldı. Mersin Büyükşehir Belediyesi Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen panelde, Akşener’in yanı sıra Mersin Büyükşehir Belediyesi Başkanı Vahap Seçer de yer aldı. Burada konuşan Akşener, partisinin parlamenter sisteme yönelik yaptırdığı anketi paylaşarak “Türkiye’de parlamenter sisteme dönmek isteyen insan oranı yüzde 64. Referandumda evet oyu veren AKP’li seçmenin şu an yüzde 20’si iyileştirilmiş, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş yönünde fikir bildiriyor. Bu Erdoğan için de ülke için de çıkış yolu” dedi. Akşener, Türkiye’nin iki önemli dönüşüm yaşadığını, bunlardan birinin 2010 referandumu, ikincisinin ise 2017 referandumu olduğunu belirterek 2010 referandumu olmasaydı 15 Temmuz’daki kalkışmanın olmayacağını söyledi. l İç Politika SOYER VE EFELER Jeotermale karşı çevre vurgusu İzmir Düşünce Topluluğu’nca önceki gün düzenlenen “Jeotermal ve Yaşam” konulu panele İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve Efeler Belediye Başkanı M. Fatih Atay katıldı. Panelde konuşan Soyer, “Doğa hastaysa biz de hastayız, iyiyse biz de iyiyiz. Bizim dışarıdaki ağaçtan bir farkımız yok, çünkü doğanın bir parçasıyız. Doğanın bu şekilde tahrip edilmesine, istendiği gibi kullanılacağı düşüncesine tepki vermek zorundayız. Bugün jeotermal başlığı altında, yarın taşocaklarında, evvelsi gün İstanbul’da kanalda hep aynı konunun tarafındayız. Çünkü yaşamı ciddiye almak zorundayız” dedi. Efeler Belediye Başkanı M. Fatih Atay da “Zararlı olan bütün jeotermallerin karşısındayız. Bu direniş biterse ve yenilirsek öleceğiz. Zeytinlikler ve incir ağaçları jeotermaller gelene kadar sağlıklıydı. Enerjiyi her yerde üretebilirsiniz ama inciri her yerde yetiştiremezsiniz. Doğaya salınan gazların içerisinde en zehirlisi hidrojen sülfür. Belediye meclis kararıyla ölçüm cihaz aldık. Bu cihaz ile ölçüm yapacağız ve halkımız yaşamlarının bu gazlardan dolayı ne kadar etkilendiğini öğrenecek” diye konuştu. l İZMİR / Cumhuriyet DHA CHP önünde hüzünlü tören CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun’un yaşamını yitiren danışmanı Taner Coşkun için partinin genel merkezinde tören düzenlendi. Törene Coşkun’un ailesi ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, bazı genel başkan yardımcıları, milletvekilleri ve parti çalışanları katıldı. Kılıçdaroğlu, Coşkun için “Çalışmak, üretmek, alın te ri dökmek, insanları sevmek, insanları kazanmak gibi güzel şeyler bıraktı arkasında” diye konuştu. Torun da yardımsever, saygın, sevilen kişiliğiyle örnek bir insan olan Coşkun’a Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diledi. Coşkun’un cenazesi, bugün öğle namazına müteakip Ordu’nun Fatsa ilçesine bağlı Bolaman’da toprağa verilecek. l ANKARA/Cumhuriyet MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ‘beka’nın başlangıç noktasını yine değiştirdi Ankara’nın güvenliği bu kez Afrika’ya gitti SELDA GÜNEYSU süren kampın ardından basın toplantısı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den bir kez daha “MHP’ye düzenleyen Bahçeli, özetle şunları söyledi: Güvenliğimiz Kahire’den başlar: kırgın, küskün olan ülkücülere ‘yu Türkiye, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı vaya dönüş’ daveti” geldi. “Benimle adam gibi yürüyecek ‘CHP’ye ve Barış Pınarı harekâtlarıyla biçilen kefeni yırtmıştır. her arkadaşıma gönlüm de kapım da ardına ka güvenimiz yok’ Irak’tan kendimizi soyutlamamız mümkün dar açıktır. Dava arka Bahçeli, toplantının ardından değildir. Suriye’ye daşlarımızdan sami gazetecilerin sorularını da yanıt sırtımızı dönmek, mi olan ama kızgın, kırgın olarak muhtelif dönemlerde sağa sola sapanları, bir rüzgâra sürüklenenleri tekrar bir duldaya çekmek istiyorum. ladı. CHP Grup Başkanvekili Engin Altay’ın, Bahçeli’ye, “FETÖ’nün siyasi ayağı ile ilgili Meclis’te araştırma önergesi verilmesi önerisi” üzerine Bahçeli, “CHP’ye güvenimiz yoktur. HDP’yle kucaklaşmış bir CHP’nin hiçbir teklifine işbir Libya’ya yüzümüzü çevirmek, İran’a mesafeli durmak akıl kârı değildir. Ankara’nın güvenliği Şam’dan, Bağdat’tan, liği yapma niyetimiz de Trablus’tan, Tahran’dan, O dulda da MHP’dir” di yoktur” dedi. Mogadişu’dan, Sana’dan, yen Bahçeli, İranlı General Kahire’den başlayacaktır. Kasım Süleymani’nin öldürülme Vahşi Batı yöntemi: ABD Başka si üzerinden ABD Başkanı Trump’a da nı Trump’ın, İranlı bir generali, “Suçlu “Trump suçlu arıyorsa Pensilvanya’ya görüp öldürdük” demesi ilkesel ve insan bakmalıdır” sözleriyle tepki gösterdi. hakları merceğinden baktığımızda tam Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Mer bir kırılmadır. Üst rütbeli bir askeri di kez Disiplin Kurulu (MDK) üyeleri, mil rekt hedef alarak “Bana göre suçludur, o letvekilleri ve il başkanlarıyla iki gün halde ölmesi gerekir” demek kanun ta nımazlıktır, “Vahşi Batı” yönetimidir, eşkıyalıktır, barbarlığın ta kendisidir. ABD Başkanı’nın, Kasım Süleymani’yi “Savaşları önlemek için öldürdük” itiraf ve ifadesi uluslararası hukuka ve yerleşik insani değerlere meydan okumaktır. Türkiye’nin bu süreçte öncü ve yapıcı girişimleriyle gerginliğin yatıştırılmasına destek vermesi takdire şayandır. ABD Başkanı Trump suçlu arıyorsa mesela Pensilvanya’ya bakmalıdır. Hesabı sorulmalı: (İran’ın yolcu uçağını vurması) Bir yolcu uçağının yanlışlıkla vurulduğunun itiraf edilip 176 masum insanın öldürülmesi tek kelimeyle felakettir. Bir uçağı düşürüp “pardon” demek vicdan ve akıl tutulmasıdır. Sorumluları bunun hesabını vermeli ve hak ettikleri cezayı almalıdır. Esad’ın tasfiyesi zaruri: Suriye’de çözümün adresi herkesi, her kesimi içine alacak siyasi uzlaşmadır, kısaca bütün Suriyelilerin müşterek iradesiyle hazırlanacak bir anayasada mahfuzdur. Eğer sandık ve demokrasi sonuç vermezse Esad’ın tasfiyesi mutlak anlamda zarurettir. l ANKARA CHP’Lİ KOÇER’E SİLAHLI SALDIRI KOÇER: KIMSEYLE HUSUMETIM YOK İzmir’in CHP’li Çiğli Belediyesi’nde başkan yardımcısı olarak görev yapan Ali Rıza Koçer, arabasını park ettiği sırada kimliği henüz belirlenemeyen kişi tarafından silahlı saldırıya uğradı. Olayda Koçer, herhangi bir yara almadı. Polis, saldırganı arıyor. Koçer’e, cumartesi saat 20.30 sıralarında Ataşehir Mahallesi’nde otomobilini park ettiği sıra da kimliği henüz belirlenemeyen bir kişi tarafından tabanca ile 6 el ateş açıldı. Koçer olayda yara almazken, saldırıyı gerçekleştiren şüpheli olay yerinden kaçtı. Olay sonrasında CHP’li Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü olay yerine gelerek bilgi aldı. Kimseden tehdit almadığını belirten Koçer, “Şaşkınım. Emniyet çalışma yapıyor” dedi. l İZMİR / Cumhuriyet Kul hakkı mı dediniz? A li Demir’i gördüm. Bitkin bir halde, kelepçeli elleriyle, iki görevlinin kolunda sürüklenir gibi yürüyordu. ÖSYM Başkanı olduğu zamanlar gözümün önüne geldi. Üniversiteye giriş ve yerleştirme sınavlarında hile yapıldığı, soruların çalınıp sıralamanın değiştirildiği iddia ediliyor, kanıtlar öne sürülüyordu. Başkan Ali DEMİR bütün iddiaları reddediyor, hiçbir yanlışlık olmadığını söylüyordu. 20102015 yılları böyle geçti. O dönemlerin üç Milli Eğitim Bakanı, Nimet Çubukçu, Ömer Dinçer, Nabi Avcı iddiaları kabul etmediler. Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan iddia sahiplerini suçluyor, muhalefetin yok yere ortaya çıkıp akılları karıştırdığını söylüyordu. Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, konuyla ilgilenmiş, Başkan Ali Demir’in açıklamalarını “tatmin oldum” sözleriyle değerlendirmişti. Ama işte, gerçek şimdi ortaya çıkmıştı. Ali Demir, başkanlık yaptığı dönemde söz konusu iddiaların doğru olduğunu, seçimlerde kasıtlı olarak, bilinen hilelerin yapıldığını açıklıyordu. Yapılan, FETÖ çetesinin kurduğu planla hazırlanmış bir eğitim komplosuydu. Adayların sıraları değiştiriliyor, FETÖ listelerinin istenen yerlere girmeleri sağlanıyordu. Her yıl sınava giren iki milyona yakın adayın hakları çalınmıştı. Ali Demir şimdi bu sahteciliğin hesabını verecekti. Ama tek sorumlu o muydu? Dönemin Milli Eğitim Bakanları, dönemin Başbakanı, dönemin Cumhurbaşkanı bu suçun koruyucusu değiller miydi? Bir suçu, bilerek ya da bilmeyerek korumak da suç değil midir? Milyonlarca üniversite adayının yıllarca emek vererek kazanacağı hakkın çalınması, onun geleceğinin gasp edilmesi telafisi olmayan bir suç değil midir? İslam dininin en adil kurallarından birisi de “kul hakkının yenmesinin ancak o kullar tarafından affedilecek bir suç” olarak tanımlanması değil midir? Şimdi o milyonlarca genci nerede bulacak, kendinizi nasıl affettireceksiniz? Ali Demir’i yargılamak, mahkum etmek, cezalandırmak yeterli olacak mıdır? Dönemin Milli Eğitim bakanları, dönemin Başbakanı, dönemin Cumhurbaşkanı şimdi ne düşünüyorlar? Neden onlar da sanık kürsüsünde değiller? Onlar da bu suçun koruyucusu, kollayıcısı olmadılar mı? Bu soruların yanıtını emir altındaki hukuk sistemi elbette veremez. Bu soruların yanıtını insanların vicdanı verecektir. İnsanların vicdanı. Vicdan nedir vicdan? Nedir “insanların vicdanı”? İnsanların vicdanı “adalettir”. İşte, emir altındaki hukukun sağlayamadığı “adalet”, insanların vicdanında dile gelir. O vicdan, elini kana bulamış katili, kimse görmediği, bilmediği halde uykusuz bırakır, gidip suçunu itiraf ettirmeye zorlar. O vicdan, yapılan haksızlıklara isyan ettirip “bu kadarı da olmaz artık” dedirtir. O vicdan, bütün makamları elinin tersiyle iter, bütün çıkarları reddeder, suskunluk kuralını bozarak insanı bağırmaya zorlar. Vicdan konuşur. Vicdan ahlaktır, karakterdir, insanın özüdür. Vicdan bütün dinlerin temelidir. Vicdan, tarih boyunca verilmiş haklıdan yana, adaletten yana mücadelenin adıdır. Vicdan, Emile Zola’nın Dreyfus davasındaki haykırışıdır. Vicdan, Albert Einstein’ın barış manifestosundaki sözleridir. Vicdan, Oppenheimer’in hidrojen bombasını reddedişidir. Vicdan, Spartaküs’ün isyanıdır. Vicdan, Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde gerçekleşen kutsal Anadolu isyanıdır. O vicdan ki, bugün suskundur. O vicdan ki, yapılan bunca haksızlığı önlemeye gücü yetmeyen insanların göğüslerinde inlemektedir. Dünyada en büyük acı, gözlerinin önündeki haksızlıkları önlemeye gücü yetmemektir. Dünyadaki en büyük acı, haklının haksız, haksızın haklı çıkmasıdır. Bu kader oyununu değiştirecek gücünüz var mı? Gücünüz var, her zaman Meydan vicdansızlara kaldığı zaman yapılacak tek şey kalır. Bu kaderi değiştirmek. Buna gücünüz vardır. Her zaman vardır. Yeter ki korku duvarlarını yıkın, birleşin ve yürüyün. Vicdanın gücü her haksızlığı yener, yenmiştir, yenecektir. Asla vicdanınızı susturmayın, asla. Kararınız vicdanınızın yolu olsun. Kararınız kaderiniz olsun. İnsanlığın yolu budur...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear