17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
EkonoMi DOLAR EDİTÖR: SERHAT ALİGİL TASARIM: SERPİL ÜNAY avro sterlin FAİZ BORSA 1124 AĞUSTOS 2019 CUMARTESİ ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 5.7550 1.2 kuruş 6.3830 2 kuruş 7.0520 1.8 kuruş 16.18 Sabit 97.149 1755 puan 1878.18 12.75 lira 279.20 1.43 lira ‘Mücadele sürecek’Genelİş Genel Kurulu, ‘Halk için demokrasiyi Türkiye işçi sınıfı kuracak’ sloganıyla başladı Taşeron işçi sistemini eleştiren DİSK Genelİş Genel Başkanı Remzi Çalışkan, “Bu ucube sistemi çalışma hayatından ve ülkeden söküp atana kadar mücadeleye devam edeceğiz” dedi. DİSK Genelİş Genel Başkanı Remzi Çalışkan, “İşveren ve ikti delesi ve demokrasi mücadelesidir” diye konuştu. Son yerel seçim sonuç dar gücünü kullanarak sen larını buna örnek olarak dikacılık yapmayı tarihe gömelim” dedi. OZAN ÇEPNİ da gösteren DİSK Genelİş Genel Başkanı Rem 17. Olağan Genel Kurul zi Çalışkan, “Cumhurbaş için Ankara’da toplanan işçile kanlığı Hükümet Sistemi, da re ve aralarında TBMM Başkan ha bir yılını doldurmadan ülke vekili Levent Gök, DİSK Başka nin tek adam tarafından yöne nı Arzu Çerkezoğlu, Avrupa Ka tilemediğini göstermiştir” dedi. mu Hizmeti Sendikaları Federas Emekçinin güncel sorunların yonu (EPSU) Genel Sekreteri Jan dan taşeron işçi sistemiyle ilgili Willem Goudriaan’ın bulundu de konuşan Çalışkan, bu konu ğu konuklara seslenen Çalışkan, da şunları söyledi: küreselleşme, ekonomik ve sos “Bu ucube sistemi çalışma ha yal yapıdaki bozulmaların Türki yatından söküp atana kadar mü ye’deki yansımasını “otoriterleş cadeleye devam edeceğiz. Bele menin artması” olarak niteleye diyelerde temel istihdam biçi rek şu vurguyu yaptı: mi ‘Belediye Şirket İşçiliği’ oldu. ‘Demokrasi çizgisi’ 2015’te belediye şirketlerinde çalışan işçi sayısı 81 bin iken 2018 “Öyle ki en temel hak ve öz başında 454 bine ulaştı. Belediye gürlüklerimizi tehdit eder bo ler kâr kurumları değildir. Norm yutlara ulaşmıştır. Emperya kadro kalkacak herkes belediye list işgal ve stratejileri Ortado nin kadrolu çalışanı olacak.” ğu ve Kuzey Afrika’ya yayılırken, Türkiye’de ise AKP ile neo Yetki için sandık liberal dönüşüm sürecinde Türk Çalışkan ayrıca, işçilere sen İslam sentezi, milliyetçilik, din dika baskısına da tepki göste ve inanç istismarı, piyasacılık rerek, sözlerini şöyle sürdürdü: gibi ideolojiksiyasal motifleri ön “İşçinin sendika seçme özgürlü plana çıkarmıştır.” ğünü elinden almayın. Gerekir Emek otoriter rejimle baskı al se seçim sandığını ortaya koya tına alındıkça demokrasinin ge lım, sendikalarını seçsinler. Yet rilediğini, demokrasi geriledik kili sendika referandumla belir çe emeğin daha çok baskı altına lensin. İşveren ve iktidar gücü alındığını ifade eden Çalışkan, bu nü kullanarak sendikacılık yap kısırdöngüyü kıracak olanın ise mayı tarihe gömelim. Hedefimiz yine işçi sınıfı olduğunu söyle genel işler işkolunda 1 milyon di. Çalışkan, “İşte bu yüzden çiz 61 bin üyenin tamamını örgütle gimiz, mücadelemiz, emek müca mek.” l ANKARA Remzi Çalışkan Sağın yükselişine karşı işçilerin birliği Genelİş Sendikası ve işçi sınıfının unutulmaz önder lerinden Abdullah Baştürk’e ait o söz: Gelecek bizimdir. Baştürk’ün yerinde bugün oturan Rem zi Çalışkan, bu öngörünün ve önemli bir gele neğin sahibi ve IŞIK KANSU izcisi olmayı hedeflemiş gözü küyor. Prof. Dr. Gamze Yücesan Özdemir’in “işçi sınıfının en önemli mevzilerinden biri” di ye tanımladığı Genelİş’in 17. Genel Kurulu’nun ulusal ve uluslararası alanda uzman isimlerin katıldığı bir açık oturum ile başlaması, son zamanlarda izlediğimiz iş çi kongrelerinden farklı ola rak, sendikanın işini bilimsel anlamda da ciddiye aldığının göstergesiydi. Nasıl ciddiye almasın ki... Remzi Çalışkan’ın açış ko nuşmasında dediği gibi, ül kedeki otoriter rejim sorunu, emeği baskı altına alındıkça demokrasi geriliyor, demokrasi geriledikçe de emek daha fazla baskılanıyor... Emperyalist, kapitalist küreselleşmenin Türkiye’yi getirdiği nokta ortada: Meşruti monarşi bulamacı içinde gerici, baskıcı saray düzeni. Bu sorun yalnız Türkiye’yi kapsamıyor, tüm dünya emek düşmanı, doğa düşmanı, kamusal hizmet düşmanı bir sağcı dalganın etkisi altında. Genelİş’in açıkoturumuna katılan PSİ (Kamu Hizmetleri Enternasyonali) Genel Sekreteri Rosa Pavanelli, benzer sıkıntıların giderek Avrupa’yı da içine aldığından söz etti. Avrupa’da büyüyen ırkçı, faşist partilerin, Brezilya ve Filipinler’de sağın, ABD’de Trump’ın iktidara taşınmasının rastlantı olmadığını vurguladı. Eşitsizliği, adaletsizliği ve örgütsüzlüğü yaygınlaştıran bir küresel hegemonik düzenden yakındı. Avrupa Kamu Hizmetleri Sendikaları Federasyonu Genel Sekreteri Jan Willem Goudriaan da; sömürüye, otoriterleşmeye ve demokrasi karşıtlığı önündeki örgütlenme ve grev hakkının önemine değindi ve çarpıcı bir örnek verdi: Grev olmazsa biz sendikalar yalnızca havlayabilir, ama ısıramayız. Biz ısırmalıyız ki, güçlü olabilelim. Peki, Türkiye’deki sendikalar ısırabiliyor mıydı? Bu sorunun yanıtı Doç. Dr. Aziz Çelik’ten geldi: Türkiye’de fiili sendikalaşma oranı ancak yüzde 11.4’tü. Sendikalı işçilerin yalnızca yüzde 7’si toplusözleşme yapabiliyordu ve 14 milyon işçi de sendikasızdı. Dünyada ve ülkemizde yükselen emek karşıtlığına Genelİş Genel Kurulu’ndan yükselen gür sesi Remzi Çalışkan dillendirdi: Birleşe birleşe kazanacağız. Yaşasın işçilerin birliği. Eşitsizlikle mücadele sözü Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ve G7 (ABD, Birleşik Krallık, Almanya, Fransa, Japonya, Kanada, İtalya) girişimi olan Büyüme Ticareti İçin İşletmeler (B4IG), eşitsizlikle mücadele, çeşitliliği artırma ve tedarik zincirlerini geliştirmeyi amaçlıyor. Fransa’nın Biarritz kentinde 2626 Ağustos tarihlerinde düzenlenecek olan G7 Zirvesi’nde başlatılacak olan B4IG koalisyonu, toplamda üç milyonu aşkın çalışanı ve bir trilyon doları aşan gelire sahip olan, 34 küresel şirketi bir araya getiriyor. Şirketler, inisiyatif kapsamında ele alınacak özel fonlamada 1 milyar Avro bütçeli, 50’den fazla mevcut ve planlanan projeden oluşan bir başlangıç ?h? avuzu belirlediler. l Ekonomi Servisi FlixBus uygun fiyat vaat ediyor Türkiye’nin önemli seyahat şirketlerinden Kâmil Koç’u, FlixBus aracılığıyla satın almak için Rekabet Kurumu’na başvuran Almanya merkezli seyahat girişimi FlixMobility’nin üst yöneticisi (CEO) Jochen Engert, “Teknoloji platformumuz ve diğer yeniliklerimizle Türkiye’deki otobüs yolcularına uygun maliyetli, yüksek kaliteli ve daha bütüncül bir seyahat deneyimi sunacağız” dedi. Kâmil Koç, 2013’te faaliyete geçen, Avrupa ve ABD’de 29 ülkede, 2 binden fazla noktada günde 350 bin sefer sunan FlixBus ağının bir parçası haline gelecek. Bu şirketin seferlerinde muavin bulunmuyor. Temmuz ayında kapanan şirket yüzde 23, tasfiye edilen yüzde 30 çoğaldı Şirketine kilit vuran arttı AB azaltıyor, Türkiye ithal ediyor Emre Deveci Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) verilerine göre, 28 ülkeden oluşan AB’de toplam taşkömürü tüketimi 2018’de de bir önceki yıla göre yüzde 4 düşüşle 226 milyon tona geriledi. Birlik ülkelerinde 1990 yılında 497 milyon ton olan toplam tüketim, 28 yılda yüzde 54 azalmış oldu. AB’de taşkömürü üretimi de 2018’de bir önceki yıla göre yüzde 6 düşerek 74 milyon tona geriledi ve 1990’daki 368 mil yon tonluk üretimden yüzde 80 daha düşük bir seviyeye geldi. Avrupa’da taşkömürü tüketiminin en çok olduğu Almanya, Ukrayna ve Polonya’da da tüketim düzenli olarak azalıyor. Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) verilerine göre, Türkiye’de 2018’de taşkömür tüketimi yüzde 0.8 artarak 38 milyon 184 bin tona yükseldi. Son 10 yılda Türkiye’de kömür tüketimi yüzde 71 artışla 22 milyon tondan 38 milyon tona yükselirken, hükümetin teşvikiyle son yıllarda açılan termik santrallarla tüketimin daha da artması bekleniyor. Üstelik, 2018’de Türkiye toplam taşkömürü tüketiminin yüzde 97.1’ini ithal etti. Elekrik üretiminde de doğalgazın payı 2018’de yüzde 37.2’den yüzde 30.9’a gerilerken, ithal kömürün payı yüzde 17.4’ten yüzde 21.3’e yükseldi. Hükümet, filtre takma zorunluluğunda da süreyi sürekli erteleyerek termik santralların çevreye zarar vermesine izin veriyor. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), tarafından açıklanan verilere göre, temmuz ayında geçen yılın aynı ayına kıyasla kurulan şirket sayısı yüzde 5.9 artışla 7 bin 197 adet, kapanan şirket sayısı ise yüzde 22.7 artışla 1119 adet oldu. Yılın ilk 7 ayında ise kurulan şirket sayısı yüzde 11.1 düşüşle 47 bin 173 adede gerilerken, kapanan şirket sayısı yüzde 4.8 artarak 6 bin 632 adede yükseldi. Yine verilere göre, temmuz ayında tasfiye edilen şirket sayısı yüzde 30.4 artarak 1231 adet, ilk 7 ayda da yüzde 13.5 artarak 8 bin 182 adede yükseldi. Ticaret ve inşaat Kapanan şirketlere sektörel olarak bakınca, toptan ve perakende ticaretin ilk 7 ayda başı çetiği görülüyor. Bu sektörde 2 bin 318 şirket kapandı. Bu sektörü 1263 şirketle inşaat, 546 şirketle mesleki, bilimsel ve teknik faaliyetler izliyor. İl bazında ise ilk 7 ayda İstanbul’da kapanan şirket sayısı 3 bin 367 adet oldu. İstanbul’u Ankara (521 adet), İzmir (419 adet), Bursa (230 adet) ve Adana (180 adet) izliyor. l Ekonomi Servisi Ticaret savaşı dünyayı sarsıyor Ticaret savaşlarında yeni adımlar geldi. Çin, ABD’den ithal 75 milyar dolar tutarındaki 5 bin 78 kalem üründen yüzde 510 arasında ek gümrük vergisi alınacağını açıklarken, ABD Başkanı Donald Trump, tüm ABD şirketlerini Çin’i terk etmeye çağırdı. ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell ise merakla beklenen Jackson Hole toplantısında net mesaj vermekten kaçınarak “ABD ekonomisinin olumlu bir konumda olduğunu, ancak önemli riskler bulunduğunu” belirtti. Trump, Çin’in yanı sıra Fed Başkanı Powell’ı da sert faiz indirimine gitme mesajı vermediği için eleştirerek Twitter’dan “Tek sorum şu ki, (Çin Devlet Başkanı) Şi mi yoksa Powell mı daha büyük düşmanımız” yazdı. Merkez Bankası’nın zorunlu karşılık düzenlemesi ve İdlib’de artan gerilimle 5.79’a kadar yükselen dolar/ TL kuru, Powell’ın eylülde 25 baz puanlık faiz indirimine açık kapı bırakan konuşmasıyla 5.75’e indi. l Ekonomi Servisi Üreticinin beklentisi karşılanmadı Ayçiçeği üreticisinin girdi maliyetleri yüzde 50 100 arasında zamlanırken, ürünün taban fiyatına ancak yüzde 8 artış yapıldı. Geçen yıl 2 bin 300 TL olan yüzde 40 yağ oranlı ayçiçeği, yeni sezon için ton başına 2 bin 500 TL olarak belirlendi. Dün ayçiçeği ön alım fiyatını açıklayan Trakya Birlik, yüzde 44 yağ oranlı ayçiçeğini ise ton başına 2 bin 650 lira olarak belirledi. Üreticiler ise bu du ruma tepkili. Tekirdağ Süleymanpaşa Ziraat Odası’nın gazetemize yaptığı açıklamada, “Üretim sezonuna başlandığında gübre yeniden zamlanmıştı. Bu fiyatlar, maliyetleri karşılamaz” ifadelerine yer verildi. Ziraat Mühendisleri Odası Tekirdağ Şube Başkanı Cemal Polat ise, “Bu fiyatlarla çiftçinin kâr etmesi mümkün değil. En az 3 bin TL olmalıydı” dedi. l Ekonomi Servisi ‘Ben devletim köleleştiririm’ 12Eylül’ün ülkemizin kazanılmış, geliştirilmiş, yerleşik, demokrasi, insan hakları, sendikal haklar, sosyal devlet, örgütlenme, bağımsız yargı, düşünce.. yaşamın her alanına yönelik haklar yıkımını kalıcı belgelerle tarihe bırakmak üzere sevgili Uğur Cankoçak’ın, Yazarlar Kooperatifi aracılığı ile kalıcı çabalarından söze girmek istedim.. “Ben devletim...” başlığı ile yayımlanan dizide tanıklıklara dayalı birbirinden çarpıcı anılar, belgeler vardı... Ülkemizin, kurtuluş, kuruluş savaşları kazanımları, Atatürk devrimleri, laik Cumhuriyet kazanımlarına, 1961 Anayasal, ardından gelen bir dizi yasal haklar kazanımlarının açılımında, aydınlanmacı toplumsal birikiminin patlamasıyla yaratılan hızlı sıçramalarda, 196070’li yıllar kesintisiz kazanımlar süreciydi.. 12 Mart askeri darbesi, küresel, emperyal güç odaklarının desteğinde toplumsal örgütlülükleri püskürtme, çağdaş uygarlığı yakalama yarışında Türkiye’nin arka bahçeye doğru çekilmesi operasyonuydu. Yetmedi, toplumsal birikim, bilinçlenme, örgütlenme alışkanlıkları baskın çıkınca, daha uzun soluklu provokasyonlarla yaratılan zikzaklar içinde 12 Eylül askeri darbesi günlerine gelindi. Sıcak günlerin çok ağır bedellerinin yangınında on binlerle, kuşkusuz sendikalar, basın, düşünce, tüm halktan yana sol siyasal, toplumsal örgüklenmelerin, kalıcı eritilmeleri acımasızlığında ağır işkenceli, hakhukuk gasplarının sıradanlığında... Keskin sonuç almadaki ince planlar çok da dikkat çekmemişti. HHH Sınıf, hak, aydınlanma, sol siyasal örgütlenme gücü bilincinin yıkılabilmesi telaşında, başta sol siyasalsendikalgüçlü toplumsal örgütlenmelerin, aydınlanmacıların üzerinden silindir gibi ezilerek geçilmesinin ötesindekilerin ayırımına, anlamlarına yeni yeni ulaşabiliyoruz. Kuşkusuz en acil, sermaye ile emperyal ortak çıkarlar adına 24 Ocak kararlarının uygulanabilmesinde sağ iktidarlar ittifakı, Demirel hükümeti deneyimleriyle de sabit yetmediğinden, daha doğrusu tabana yayılmış toplumsal örgütlülükleri toptan ezemediklerinden, 50 binler üzerindeki işkenceli, ağır koşullu yargılamaların da yetmeyeceği öğrenilmişti. Özal simge paraşütle işveren örgütlülüğünde, 12 Eylül cunta yönetiminin danışmanlığına geçtikten sonra, hızlı adım atışlarında 12 Eylül Anayasası, ağır sendikal haklar, düşünce, örgütlenme yasakları da yeterli görülmemişti. Sağ örgütlülüklere manevi katkı olarak siyasal İslamın, cemaatlerin sokulmasında, zorunlu din dersleri ayrıntıymış. Şimdilerde en çok desteklenmesinin doğal nedenlerinin içinde Amerikancı, evangelizmin paraleli kimliği ile bağlantılı Gülen cemaatine, kamuya geçiş kapılarının hangi boyutlarda açılabildiğini, 2002’lerde beraber girilen yolları ayrıldıktan, hele de 15 Temmuz darbesinden sonra en somut bilgiler Saray çevresinden sızıyor.. 12 Eylül sürecinde, toplumsal gelişme dinamiklerini kırmada; ağır bedelli yasaklar, operasyonlar yanında inanç odaklı, her türden kimlik ayrımcılığından elbette sağ yelpazede kalanlarına dönük açık destekleri, icraatları da gözlemleyebiliyorduk. HHH Yine de 12 Eylül sonrasından 2002’ye kadar ülkemizde yaşananların hızlı geçişinde, modele hizmet etmede sınırsız yasakların gücünde, güçlü Özalizm projesinin de, uzun soluklu iktidarların garantisi, güvencesi olamadığına tanıklık ettik. 196180 süreçlerinin ağır sorunlarına karşın, ülkemizde gerçekleştirilebilmiş toplumsal örgütlülükler, çok daha değerlisi toplumsal bilinçaltı kodlarımız, kültürel birikimlerimizle zorlu da olsa, direne direne yürünen yollar gerçeğini şöyle bir anımsayalım.. Biriki cümle ile yasaklı düzenin ağırlığı olsa da, taban örgütlülüğü yok edilememişti. Doğası gereği en emeğe, üretime dönük örgütlenmelerde, içi boş toplu pazarlık, grev haklarıyla da olsa örgütlü sendikaların varlığı, hele de üretime dönük tüm meslek ve toplumsal örgütlenmelerimiz, yeri, zamanı denk geldiğinde haklar savaşımı için bayrak açmanın yollarını buldular. Bahar eylemleri, yaz direnişleri, büyük Zonguldak madenci direnişleri, meslek örgütlenmelerinin yaşamın her alanına dönük hak arayışlarını sonuna kadar yargıyı da kullanarak arayabilme yetileri.. Özalizim, kapitalizim, emperyalizmin kendi iç dinamiklerinin kaçınılmaz sonucu olarak ortalama bir on yıl sonunda, akıl almaz birikim ve desteklerini tüketmiş olarak kırılıverdi. Ecevit’li koalisyon, kabuk değiştirmiş Demirel kimliği açılımı ile Demirel’in Cumhurbaşkanlığı. Kuşkusuz dönemin, düzenin en acımasız darbesi büyük deprem olacaktı. İlkel yapılaşma koşullarının bedelleri olarak yaşamımıza çarpan yıkımın, ekonomiyi yıkma dinamiği.. Elbette yine ağır bedeller tabana, halka ödetilmişti. Irak işgali projesi üzerinden ülkemize yönelik en ağır bedelli emperyal merkezli projelerin siyasal İslamcı odaklı, cepheleştirme, ötekileştirmelerle, otoriterleşmeye dönük kamunun ele geçirilmesi icraatları için kapılar açılmıştı. Köleleştirmenin gönüllük üzerindenmiş gibisi için, sivil darbelerle otoriterleşme yöntemleri, 1. 2. sivil darbe hukuku düzenlerinde vitrin kabuk değiştirmişti.. Kamu, inanç, cephe odaklı, tüm yaşam alanlarına dönük ele geçirildikten sonrası otoriterleşmede sınır tanımazlıkta Saray, tek adam rejimine gelindi. Yine de ufukta rejimin krizinin kaçınılmaz sonuçları çığ gibi örülüyor.. KISA... KISA... l Huawei Technologies ABD’nin ticari kısıtlamalarından, şirketin başlangıçta korktuğundan daha az etkilendiğini ve ABD yaptırımlarıyla yaşamaya ve çalışmaya “tamamen hazır olduğunu” duyurdu. l Alman Commerzbank, 2023’e kadar ek 2 bin çalışanı daha işten çıkarmayı planlıyor. Banka, 2020’ye kadar da 5300 çalışanı işten çıkaracak. Yüzlerce şube de kapatılacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear