Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
4 9 HAZİRAN 2019 PAZAR EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: SERPİL ÜNAY HABER Beka, iklim krizi, Gezi ve Yazlık Saray Türkiye’de siyaset, hayatı öylesine kısırlaştırıyor ki gelecek için hayati önem taşıyan birçok konu gündem yaratmıyor. Mesela bu hafta 5 Haziran Dünya Çevre Günü’ydü. Birleşmiş Milletler (BM) ve Dünya Meteoroloji Örgütü’nün raporlarına göre, gezegenin en büyük sorunu, iklim krizi ve küresel ısınma. Atmosfere salınan yoğun sera gazı yüzünden gezegen daha hızlı ısınıyor. Uzmanlar, dünyanın en fazla 0.5 derece daha ısınmayı kaldırabileceğini söyleyerek uyarıyor. Son 650 bin yılın hiçbir döneminde karbondioksit oranı bugünkü kadar yükselmedi. İklim krizi canlı türlerini tehdit ediyor. Küresel Yaşayan Gezegen Endeksi verilerine göre, canlı türlerinin popülasyonlarında yüzde 60 genel düşüş var. Doğada biyolojik çeşitlilik kaybı giderek artıyor. İnsan faaliyetleri yüzünden 1 milyona yakın hayvan ve bitki türü yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Birleşmiş Milletler’e göre her 10 kişiden 9’u kirli hava soluyor. Hava kirliliği nedeniyle yılda 7 milyon insan hayatını kaybediyor. Daha birçok korkutucu veri var. Üzerinde yaşadığımız gezegen tek evimiz ve o da insanlar yüzünden her geçen gün ölüyor! HHH 16 yaşındaki iklim aktivisti Greta Thunberg, iklim için okul grevleriyle Time dergisinin kapağına çıkarken, dedesi yaşındaki siyasetçilerin bu dev sorunu görmezden gelmesi utanılacak bir durum... Türkiye’de bu konuda önemli bir uyarı, TBMM Çevre Komisyonu ve CHP Sözcüsü İzmir Milletvekili Murat Bakan’dan geldi. “Yaşam bizden yardım bekliyor! Tüm dünyada gündemi çevre mücadelelerinin belirleyeceği günlere doğru gidiyoruz” dedi Bakan. Peki, bu çağda Türkiye’de kendini her konuda tek yetkili konumuna getiren AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ne yaptı? Twitter hesabından açıklama yaptı: “Dünya Çevre Günü’nün çevre sorunları konusundaki toplumsal farkındalığın artmasına katkı sağlamasını temenni ediyor, gelecek nesillere daha yeşil bir dünya bırakmak için tüm vatandaşlarımızı duyarlı olmaya çağırıyorum. 5 Haziran #DünyaÇevreGünü’nü kutluyorum” dedi. Çevrecinin daniskası (!) “Gelecek nesillere daha yeşil bir dünya bırakmak” denince, aklıma hemen Gezi Parkı geliyor. Parkın önünden her geçişimde ağaçları yok etmek isteyenlere karşı başlayan barışçıl direnişi ve o mücadele sırasında canından olanları anımsıyorum... “Çevre sorunları konusunda toplumsal farkındalığın artması” denince de aklıma birden Marmaris Okluk Koyu ve orada yapılan “Yazlık Saray” geliyor. Hatırlarsanız Bakanlar Kurulu, önce Gökova Körfezi’ndeki sit alanlarını daraltarak imara açtı. Gökova’daki özel çevre koruma bölgesi içinde yer alan Okluk, bakanlığın yeniden değerlendirmesi ile koruma alanı olmaktan çıkarıldı. Geçen yıl orada “Yazlık Saray” inşa edilsin diye binlerce ağacın kesildiği ve yapay plaj için denizin kumla doldurulduğu medyaya yansıdı. Doğa, takıyyeye kanmaz Dünyanın en güzel koylarından birinde 113 bin 443 metrekarelik dev bir proje gerçekleştiriliyor. O doğa harikası da betona boğuluyor. Gelecek nesillere daha yeşil bir dünya bırakmak, “çevrecinin daniskasıyım” deyip doğa katliamlarına geçit vermekle olmuyor. Tweet atmakla hiç olmuyor... Birileri asıl beka sorununun küresel iklim krizi olduğunu anladığında, çoktan iş işten geçmiş olacak. Çünkü doğa, takıyyeye kanmaz. Akşener’den Soylu’ya tepki ‘Psikiyatriste görünsün’ LEYLA KILIÇ İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 23 Haziran’da yenilenecek İstanbul seçiminde Millet İttifakı’nın adayı Ekrem İmamoğlu’na destek istemek için dün birçok ilçede saha çalışmaları yaptı. Sancaktepe’de bulunan İYİ Parti Demokrasi Çadırı’nı ziyaret eden Akşener, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kendisine yönelik, “Stajyer de olsan 6 ay İçişleri Bakanlığı yaptın” sözlerinin anımsatılması üzerine “İftiracıları muhatap kabul etmiyorum. Eski dost olarak söylüyorum, ben kendisinin iyi bir psikiyatriste görünmeye davet ediyorum” ifadelerini kullandı. Sancaktepe’de yurttaşlara seslenen Akşener, 23 Haziran seçimi için sağduyu çağrısında bulunarak, “Çok sert bir sistem içinde seçime gidiliyor. Belediye başkanı seçiyoruz Allah rızası için birbirinizle kavga etmeyin. Değmez” ifadelerini kullandı. Akşener’in yaptığı sağduyu çağrısının hemen ardından AKP ve İYİ Parti seçim çadırlarında görevli olanlar birbirine girdi. Olay Akşener’in esnaf ziyaretleri yaptığı esnada meydana geldi. Emniyet güçlerinin araya girmesi ile kavga sonlandırıldı. Akşener daha sonra Pendik, Ümraniye ve Üsküdar’a da giderek yurttaşlarla buluştu. l İSTANBUL ‘FETÖ borsası’ soruşturmasında tutuklanan Bayram’ın KADEM ve AKP kadın kolları üyeliği yaptığı ortaya çıktı Kilit isim AKP’den CUMARTESİ ANNELERİ 741. HAFTASINDA Veysel Güney’in akıbeti soruldu Cumartesi Anneleri’nin 741’inci buluşmasında, 12 Eylül darbesinin ardından 10 Haziran 1981 tarihinde idam edilen ve cenazesi ailesine teslim edilmeyip kaybedilen Veysel Güney’in akıbetini soruldu. Evrensel gazetesinin 25’inci kuruluş yıldönümünü de unutmayan Cumartesi Anneleri, gazete çalışanları adına Evrensel muhabiri Eylem Nazlıer’e karanfiller verdi. İçişleri Bakanlığı’nın yasaklaması nedeniyle 41 haftadır Galatasaray Lisesi önünde açıklama yapamayan Cumartesi Anneleri, bu haftaki eylemlerini de İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nin bulunduğu Çukurluçeşme Sokak’ta yaptı. Ellerinde karanfiller ve kaybedilen yakınla rının fotoğraflarını taşıyan Cumartesi Anneleri’ne HDP milletvekili Oya Ersoy ve ÖDP Başkanlar Kurulu üyesi Alper Taş da destek verdi. Haftanın basın açıklamasını kayıp yakını Serpil Taşkaya okudu. “AKP iktidarının yürüttüğü politikalar sonucunda Türkiye, derin bir hukuk ve demokrasi krizi yaşıyor” diyen Taşkaya, Türkiye’de iktidarlar değişse bile toplumsal travmalara yol açan yaygın insan hakları ihlalleri ve cezasızlığın devam ettiğini söyledi. Taşkaya, “Bu hafta iktidardan iktidara devreden bir hukuksuzluk, kuşaktan kuşağa devam eden bir mücadele dosyası ile kamuoyunun karşısındayız. Bugün Veysel Güney’i unutmadık diyerek buluştuk. Devleti yöne tenleri 12 Eylül’ün suçlarını ve suçlularını korumaktan vazgeçerek Veysel Güney’in 38 yıldır gizlenen mezar yerinin tespit edilmesi için gerekli adımları atmaya çağırıyoruz. Oğluna kavuşmaya ömrü yetmeyen Zeynep Güney’in bıraktığı yerden Veysel’i arama ve faillerini tarihin lanetliler sayfasına kaydetme mücadelemizi sürdüreceğiz. Kayıplarımızdan ve Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu. Öte yandan, İHD İstanbul Şubesi önünde toplanan hasta tutuklu ve hükümlü yakınları 376. F oturmasında hasta tutuklu Orhan Eroğlu’nun durumuna dikkat çekerek serbest bırakılmasını istedi. l İSTANBUL/Cumhuriyet TBMM Komisyonu’nda MEB’in ders programlarındaki ifadeler tartışma yarattı ‘Dijital vatandaş’ uyarısı EMİNE KAPLAN Milli Eğitim Bakanlığı’nın 56. sınıflarda okutulan “bilişim teknolojileri ve yazılım dersi”nin programında yer alan “dijital vatandaş olarak teknolojik kavramları, sistemleri ve işlemleri iyi anlayan bireyler olmaları” amacı tartışma yarattı. Talim ve Terbiye Kurulu Başkan Yardımcısı Dr. Mehmet Sürmeli’den bu ifadenin çıkarılmasını isteyen TBMM Teknoloji Bağımlılığı Araştırma Komisyonu, eski Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, “Dijital vatandaş dediğiniz zaman, tam korktuğumuz bu zaten bizim. Çocuklarımızın, özellikle gençlerimizin bu bağımlılıkla dijital varlıklar haline gelmeleri yani dijitalize olmaları, Allah muhafaza” dedi. TBMM Teknoloji Bağımlılığı Araştırma Komisyonu’nda bilgi veren Sürmeli, 5 ve 6. sınıflarda okutulan “bilim teknolojileri ve yazılım dersi”nin programından örnek verdi. Bir dönem Milli Eğitim Bakanlığı da yapan Komisyon Başkanı Nabi Avcı, programdaki “dijital vatandaş” ifadesine itiraz etti. “Daha 1. maddede ‘dijital vatandaş olarak teknolojik kavramları’ diye giriyorsunuz. Şimdi ‘dijital vatandaş’ dediğiniz anda zaten komisyonumuzla ters bir şeye gelmiş oluyorsunuz. Bizim derdimiz de çocuklarımızı, gençlerimizi özellikle dijital vatandaş olmaktan korumak” diyen Avcı, bu ifadenin kullanımının tamamen kaldırılmasını istedi. Avcı, “Milli Eğitim Bakanlığı’na komisyon olarak hemen birinci önerimizi yapıyoruz. Bu tabiri ancak bir tehlikeye işaret ederken kullanabiliriz. ‘Çocuklarımızı dijital vatandaş olmaktan kurtarmak için şunları yapacağız’ demek için bir ikaz, bir tehlike kavramı olarak ‘dijital vatandaş’ı kullanabiliriz” diye konuştu. ‘Ebeveyn’ sorunu Komisyon çalışmaları sırasında Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü Koruma ve Önleyici Daire Başkanı Olgun Gündüz’ün kurumunun bir projesini anlatırken “tek ebeveynli çocuklar” ifadesi de tartışıldı. AKP’li Ahmet Sorgun, “ebeveyn” sözcüğünün anne ve baba için kullanıldığını ve 2’sini de ifade ettiğini belirterek, yeni bir kavram bulunması gerektiğini söyledi. Gündüz’ün “Oturmuş ama artık o” derken, Başkan Avcı da “İngilizcede öyle ‘parent’ çift demektir, ‘single parent’ diyorlar onlar da” görüşünü dile getirdi. Gündüz, Arapçada ebeveynin annebaba demek olduğunu, tek annelibabalı olarak yaygın şekilde kullanıldığına dikkat çekti. Bunun üzerine komisyon üyeleri ve bürokratlardan “ebeveynlerinden biriyle yaşayan çocuklar”, “annesiyle yaşayan, babasıyla yaşayan” biçiminde öneriler geldi. Gündüz’ün bazı çocukların büyükannesiyle yaşadığını anımsatması üzerine Avcı, “Türk Dil Kurumu’nun tarama sözlüğünde belki eskiler, Türkler İslamdan önce veya İslamla ilk müşerref oldukları tarihlerde ebeveyn karşılığı ne kullanıyorlardı. Orada vardır öyle bir şey” dedi. l ANKARA iğneli fırça zafer temoçin EŞ GENEL BAŞKANLAR BULDAN VE TEMELLİ ‘Demokrasi adayına’ oy ver çağrısı HDP eş genel başkanları Sezai Temelli ve Pervin Buldan Siirt ve Hakkâri’de, 23 Haziran’da yapılacak İstanbul seçimleri için sandık çağrısı yaparak, “Bir kez daha İstanbul halkının İstanbul’da yaşayan tüm halkların tercihi olan demokrasi güçlerinin adayını desteklemek için var gücümüzle çalışacağız. Durmadan, uyumadan çalışacağız ki AKP’ye kaybettirelim” dedi. Sezai Temelli ve Pervin Buldan, dün Siirt ve Hakkâri’de HDP’lilerle görüştü. Siirt Belediyesi’nde partililere seslenen Sezai Temeli, 31 Mart yerel seçimlerini anımsatarak “31 Mart seçimlerinde Türkiye siyasetinin kulvarını değiştirdik ve Türkiye siyasetinin bugün içinde bulunduğu çıkmaza bir seçenek yarattık. Şimdi önümüzde 23 Haziran seçimleri var. İstanbul’da da bir kayyım var, onu süpürüp atmak boynumuzun borcu olsun. Bu ülke kayyımlara layık değil, bu ülke halkların kendi iradesiyle var ettiği yönetimlere layık” dedi. Temelli, Türkiye’de ekonomik krize de dikkat çekerek “Dün ataması yapılmayan bir öğretmen intihar etti, bundan bir süre önce bir işsiz kendisini yaktı. İntihar, ekonomik kriz artıyor, enflasyon yükseliyor. Damadın dışında ekonomik kriz her yeri kaplamış, bir tek damada dokunmamış” diye konuştu. Buldan, Hakkâri’de 23 Haziran’da yapılacak İstanbul seçimlerine sandık çağrısı yaparak, “Biz ‘Türkiye’nin batısında da AKP’ye kaybettireceğiz’ dedik ve başardık. Bu stratejimiz İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Adana, Mersin’de birçok yerde, ismini sayamayacağım ilçelerde AKP’ye kaybettirdiğimiz strateji bugün Türkiye’ye yönetenlere ders olmuştur. Biz AKP’ye sandıkta ders verdik. Şimdi ders vereceğimiz yeni bir tarih var, 23 Haziran İstanbul seçimleri. Bir kez daha İstanbul halkının, İstanbul’da yaşayan tüm halkların tercihi olan demokrasi güçlerinin adayını desteklemek için var gücümüzle çalışacağız” diye konuştu. l İç Politika İstanbul Adliyesi’ni sarsan “FETÖ Borsası” soruşturmasında örgüt üyelerine para karşılığı “takipsizlik sözü” verdiği iddiasıyla tutuklanan avukat Dilek Buğday Bayram’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar’ın başkan yardımcılığı görevini yürüttüğü Kadın ve Demokrasi Derneği’nin (KADEM) Hukuk Komisyonu’nda yer aldığı, ayrıca AKP Kadın Kolları üyesi olduğu ortaya çıktı. KADEM tarafından gazetemize yapılan açıklamada avukat Bayram’ın tutuklanmasının ardından KADEM’den ihraç edildiği belirtilirken, AKP Kadın Kolları yetSEYHAN kilileri ise toplantılara katılmaAVŞAR dığı için üyeliğinin düşürüldüğünü bildirdi. Avukat Bayram’ın sosyal medya hesaplarından 15 Temmuz darbe girişimi mağdurlarını ziyaret ettiğine dair paylaşımlar ile, “Millet olarak dur dediğimiz 15 Temmuz’un senei devriyesinde Şehitler köprüsündeyiz” şeklinde paylaşımlar yaptığı dikkat çekti. İstanbul Adliyesi’ndeki “FETÖ Borsası” soruşturması, hakkında FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyeliği suçundan soruşturma dosyası bulunan Osman Sarı’nın 3 Aralık 2018’de İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığı başvuruyla başladı. Sarı, Bayrampaşa’da bulunan işyerine gelen avukat Dilek Buğday Bayram ve eşi Abdülkadir Bayram’ın kendisi hakkında bulunan FETÖ soruşturma dosyasını kapatmak karşılığında para istediklerini belirterek şikâyetçi oldu. Şikâyetin ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, şüphelilerle ilgili soruşturma başlattı. Soruşturma dosyasında teknik ve fiziki takip sonucu Osman Sarı’nın avukat Dilek Buğday Bayram’ın ofisinde “FETÖ Borsası”nın organizatörlüğünü yaptığı iddia edilen emlakçı Ahmet Kıntaş ile buluştuğu belirlendi. Kıntaş’ın buluşmada Sarı’ya “Hakkındaki iddialar çok ciddi. Yüksek ihtimalle hüküm alabilirsin. Eğer biz yardım edersek bu işi çözeriz. Adliyede çok sayıda tanıdıklarımız var. Senin davanı 23 güne çözeriz. Bu davanın hallolması için 200 bin TL. para vermen gerek. Bunun 40 bin TL’si bize kalacak. Geri kalan miktarını ise adliyedeki bağlantılarımıza göndereceğiz” teklifinde bulunduğu aktarıldı. Görüşmeler dosyaya girdi Soruşturmanın devamında 12 Aralık 2018 günü emlakçı Ahmet Kıntaş’ın WhatsApp üzerinden şikâyetçi Osman Sarı’ya şüpheli olduğu soruşturmaya ilişkin kovuşturmaya yer olmadığına dair karar evrakının fotoğrafını gönderdiği, “Merhaba Osman Bey, öğleden sonra başsavcı vekilinin onayı da tamam olarak göndereceğim” şeklinde mesaj attığı da tutanaklara geçti. Soruşturma kapsamında polis memuru O. Ö’nün yanı sıra Fırat Taştemur’un da aralarında bulunduğu 6 kişinin, Kıntaş ve avukatlarla irtibatlı oldukları ve suça yönelik görüşmeler yaptıklarının tespit edildiği, bu isimler hakkında arama, el koyma ve gözaltı kararı alındığı kaydedildi. Kaçak konumda olan Fırat Taştemur hakkında ise yakalama kararı çıkarıldı. Van’da görevli olan polis O. Ö’nün FETÖ şüphelilerine ait POLNET bilgilerini Kıntaş’a gönderdiği ve karşılığında para aldığı belirlendi. Soruşturma kapsamında şüpheliler Ahmet Kıntaş, Dilek Buğday Bayram, Abdülkadir Bayram ve Murat Ayyıldız isimli şahıslar gözaltına alındı. Dilek Buğday Bayram, Abdülkadir Bayram etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediklerini söyleyerek Emniyet’te ifade verdi. Tutuklama talebiyle İstanbul 4. Sulh Ceza Hâkimliği’ne çıkarılan şüphelilerden avukat Dilek Bayram’ın da aralarında yer aldığı 3 isim tutuklandı. Şüphelilerin verdikleri ifadeler üzerine soruşturma İstanbul Adliyesi’ndeki savcılara da uzandı. Barış Akademisyenleri, Suudi Arabistan Konsolosluğu’nda öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı soruşturmalarını yürüten Rixos Otelleri’nin sahibi olan ve bir dönem Fethullahçılar içerisinde yer aldığını itiraf eden işadamı Fettah Tamince hakkında da “kovuşturmaya yer yoktur” kararı veren cumhuriyet Ssavcısı İsmet Bozkurt ve cumhuriyet savcısı Lütfü Karabacak açığa alındı. ‘Maddi olarak zordayım’ Avukat Dilek Buğday Bayram çıkarıldığı mahkemede verdiği ifadesinde ise şunları söyledi: “Ahmet Kıntaş bize içeriden bilgi aldığını, çeşitli soruşturmalarda adı geçen şahıslara ulaştığını, avukat olarakta bu şahıslarla benim görüşmemi istedi. Ben de görüştüm. Kıntaş’ın büromuza getirdiği şahıslarla birebir irtibatım olmamıştır. Büroda onlar kendi aralarında konuşmuşlardır. Buna rıza göstermemin sebebi maddi olarak zor durumda olmamız ve Ahmet Kıntaş’ın bize gayrimenkul davaları getirdiği için bu vekâlet ilişkisinin son bulmaması içindir. Ahmet Kıntaş büromuza gelen şahıslara, ‘İşini hallederiz. Dosyanı kapatırız. Takipsizlik alırız’ şeklinde beyanlarda bulunuyordu. Ben sadece görüşmenin sonundaki konuşmaya şahit oluyordum. Ne görüştüklerini bilmiyordum. Ahmet Kıntaş savcı Lütfü, Vio lakaplı ismini bilmediğim polis memuru ve Fırat isminde biri daha vardı. Ahmet Kıntaş bana, ‘adliyede tanıdığı çok sayıda hâkim ve savcı olduğunu’ söyledi. Ayrıca telefon görüşmelerimizde, ‘Adliyemin 7. katındayım’ şeklinde beyanları oluyordu. Ben maddi sebeplerden dolayı bazı müşteki ya da bilgisine başvurulan şahıslarla avukat olduğum için telefon görüşmesi yapmışlığım vardır. Menfaat teminim yoktur.”