23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
kültür EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 47. İSTANBUL MÜZİK FESTİVALİ 15 FARKLI MEKÂNDA, 22 KONSERLE BUGÜN BAŞLIYOR 1311 HAZİRAN 2019 SALI “Onur Ödülü” şef Rengim Gökmen’e verilecek festivalin ana teması, “Var Olmanın Aydınlığı, Var Olmanın Karanlığı” olarak belirlendi. Ayşe Begüm Onbaşı Vivid Consart İSTANBUL’DA HER ŞEY MÜZİK OLACAK İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın (İKSV) düzenlediği 47. İstanbul Müzik Festivali bugün başlıyor. 30 Haziran’a kadar sürecek fes tivalin bu yılki teması “Var Olmanın Aydınlığı, Var Ol manın Karanlığı”... Şenlik 15 farklı mekânda, 22 konserle binlerce sanatseveri müzik le buluşturacak. Festival, pi yanist SeongJin Cho solist liğinde, şef Aziz Shokhaki mov yönetiminde Tekfen Fi larmoni Orkestrası konseriy le bugün saat 19.00’da Lüt fi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda başlıyor. İsabella Faust Festivalin bu yılki “Onur Ödülü”, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası genel müzik direktörü ve Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı öğretim üyesi, orkestra şefi Devlet Sanatçısı Prof. Rengim Gökmen’e takdim edilecek. tanımladığı Yuri Bashmet’e sunulacak. Yuri Bashmet’e ödülü, Moskova Solistleri ile 20 Haziran’da saat 20.00’de Aya İrini Müzesi’nde yapılacak konser öncesinde verilecek. Ayrıca, besteci Zeynep Rengim Gökmen’e ödülü açılış töre Gedizlioğlu’ndan istenen iki pi ninde sunulacak. 47. İstanbul Mü yano eseri ve Sochi Festivali ile zik Festivali “Yaşam Boyu Başarı ortak olarak, besteci Alexander Ödülü” ise The Times’ın “hiç kuş Tchaikovsky’ye sipariş edilen ya ku yok ki dünyanın yaşayan en bü pıt, festivalde dinleyicilerle buluşa yük müzisyenlerinden biri” olarak cak. l Kültür Servisi 15 fÇaertiklnıkmaeykaân İstanbul Müzik Festivali müzikseverleri İstanbul’un 15 farklı mekânında ağırlayacak. Aya İrini Müzesi, Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall, İş Sanat Konser Salonu, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı, Rahmi M. Koç Müzesi, Süreyya Operası, Zorlu PSM, Kapalıçarşı ve Neve Şalom Sinagogu festivale ev sahipliği yapacak. Ayrıca İstanbul’un tarihi mekânlarından Samatya’da yapılacak “Müzik Rotası” ile ilk kez Altımermer Panayia Rum Ortodoks Kilisesi, Surp Anarad Hığutyun (Günahsız Meryem Ana) Ermeni Katolik Kilisesi, Aya Konstantinos ve Eleni Rum Ortodoks Kilisesi ve Surp Hovhannes Ermeni Kilisesi’ne konuk olacak. Ücretsiz olarak gerçekleştirilen “Hafta Sonu Klasikleri” ise bu yıl Avusturya Kültür Ofisi Bahçesi ile Galata Meydanı’nda yapılacak. Festival programının tamamına https://muzik.iksv.org/tr adresi üzerinden ulaşabilirsiniz. Yuja Wang Emin Özdemir ödülü 1 Kasım’da VERİLECEK Dil Derneğince, 2017’de yaşamını yitiren Emin Özdemir anısına, 2019’da bir gazeteci kitabına verilmesi planlanan “Emin Özdemir Türkçe Ödül Töreni” 1 Kasım’da yapılacak. Dil Devrimi savunucusu, Türkçe üzerine çalışmalarıyla tanınan ve Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin (İLEF) eski hocalarından Emin Özdemir’i dilci, yazıncı ve devrimci kişiliğiyle yaşatmak, düşünce ve yapıtlarını gelecek kuşaklara aktarmak; dil duyarlığını, dil ve yazın öğretimi anlayışını tanıtmak ve yaygınlaştırmak amacıyla Özdemir Ailesi ile Dil Derneği’nin düzenlediği “Dil Derneği Emin Özdemir Türkçe Ödülü” 2019’da bir gazeteci kitabına verilecek. Ödüle aday yapıtlarda Dil Derneği’nin amacına uygunluk, Türkçenin yaratıcı olanaklarını kullanmadaki başarı, yazınsal duyarlık ve değer aranacak. 15 Haziran son gün Ödüle aday yapıtın 1 Ocak 201815 Haziran 2019 arasında yayımlanmış olması gerekirken, başvurular 15 Haziran’da tamamlanacak. Özdemir Ailesi’nin maddi katkısıyla düzenlenmekte olan ödül, bin 500 TL olarak belirlendi. Ödül için Seçici kurul Nahit Duru, Vecdi Seviğ, Faruk Bildirici, Prof. Dr. Korkmaz Alemdar, (aile adına) Prof. Dr. Özlem Özdemir Kumbasar’dan oluştu. Dil Derneği, ödül töreninin ise 1 Kasım 2019’da gerçekleştirileceğini duyurdu. l ANKARA/Cumhuriyet Alman Sanatçı Holzapfel çalışmalarını anlatacak İstanbul Modern, Almanya’nın sanat kurumu Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nün (ifa) işbirliği ve GoetheInstitut İstanbul’un katkılarıyla gerçekleştirdiği “İplikten Çözülenler” sergisinde yer alan sanatçılardan Olaf Holzapfel’i 13 Haziran Perşembe günü özel bir etkinlikle konuk ediyor. Dünyadan çeşitli tekstil üretimi, anlatımı ve sanatsal ifade araçlarına yer veren sergide, Arjantin’de yaşayan Wichí halkı ile Holzapfel’in gerçekleştirdiği işbirli ği sonunda ortaya çıkan çalışmaları gösteriliyor. Holzapfel’in sergide yer alan yapıtları, Almanya’dan binlerce kilometre uzaktaki Wichí halkının dokuma üretimiyle, sanatçının bir kent soyutlaması olarak tasarladığı geometrik desenlerini buluşturuyor. Farklı bir teknik ve çalışma biçimi deneyimleyen Holzapfel etkinlikte, kendi sanat pratiğini ve Wichí halkıyla olan üretiminin arka planına ait anekdotları izleyicilerle paylaşacak. l Kültür Servisi Olaf Holzapfel ‘Kaşıkçılar’ Nöbetçi Tiyatro’da bu hafta Devlet Tiyatrolarının “Nöbetçi Tiyatro” uygulaması kapsamında bu hafta Ankara’da “Kaşıkçılar” oyunu sahnelenecek. Projenin üçüncü haftasında İzmir Devlet Tiyatrosunun sahnelediği “Kaşıkçılar” Küçük Tiyatro Sahnesi’nde perdelerini açıyor. Müsahipzade Celal’in yazdığı ve Metin Oyman’ın yönetmenliğini yaptığı oyun, kalfalıktan ustalığa geçen kaşıkçı ustası Habib ile Didar Ağa’nın konağında cariye olan Nurhayat’ın aşkını konu alıyor. Dekor tasarımının Tayfun Çebi’ye, kostüm tasarımının Medina Yavuz Almaç’a, ışık tasarımının Zeki Kayar’a, koreografisinin Tolga Erk’e ve müziklerinin Özgür Yurteri’ye ait olduğu oyun, 15 Haziran Cumartesi gününe kadar her akşam saat 18.00’de Küçük Tiyatro sahnesinde izlenebilecek. l Kültür Servisi İpek Bilgin’e merhaba! “İstanbullu Gelin”i üç sezon seyrettikten sonra çok şükür noktaladık. Herkesin “gaza”sı “mübarek” olsun. Çok yavaş giden, sonsuz yinelemelerle insana geviş getirten, böylece en az bir sezon gereksizce uzatılmış bir çalışmaydı. İyi rating yaptığı için, senaristler, “karizmayı çizdirme”ye karar vermişlerdi anlaşılan. Dizi sektörü krizdeyken, herkese para kazandıran bir çalışmayı kısa kesmek akılsızlık olurdu. Senaryoda –dizilerin pek çoğunda gördüğümüz saçmasapan “sapma”lar yer almadı diyemeyeceğim, ama yine de olay doğru dürüst toparlandı sonunda. Dizinin üç sezon sürmesinde en büyük etken, tüm oyuncuların düzeyli yorumlar sunmuş olmasıydı. Yapaylığa, gösterişe kaçmadan, karakterlerden her birinin özelliklerini baştan sona tutarlı biçimde yansıtmayı beceren, nitelikli oyunculuk, dizinin öyküsünü roman tadına büründürmeyi başarmıştı. Öykünün belkemiği olan Esma Boran’da ise İpek Bilgin’in, rolü “sahici” kılmaktaki hüneri en büyük alkışı alıyordu. O etkileyici Bursalı hanımefendinin cenaze arabası kentin sokaklarından geçerken, iki yana birikmiş olan halkın onu gerçek bir hüzün, sevgi ve saygıyla selamlayışından, hiç kuşkusuz İpek Bilgin’in oyunculuğuna da pay çıkıyordu. İpek (Çalışkur) Bilgin hiçbir zaman kendini sahne ışıkları altında ön düzeye çıkarmaya meraklı bir sanatçı olmadı. Onu 1980’li yıllarda ilk tanıdığımda, kırmızı saçlı küçük bir kız çocuğunun (Çağ Çalışkur’un) annesiydi. Bale kökenli olduğunu sandığım, çıtı pıtı bir sarışın... Eşi Cüneyt Çalışkur da kendisi gibi An kara Devlet Tiyatrosu sanatçısıydı. O yıllarda Ankara Üniversitesi D.T.C. fakültesi Tiyatro Bölümü’nde aynı öğrencileri – İpek oyunculukta, ben kuram derslerinde eğitme çabası içindeydik. Dersler yoğundu, pek sık karşılaşmıyorduk. Yaman bir oyuncu/sahneye koyucu Sonra 1992’de Tiyatro Bölümü öğrencilerinin Shakespeare’in “Bir Yaz dönümü Gecesi Rüyası” oyununu izledik. (Ben iki ya da üç kez izledim). İpek Hoca’nın sahnelediği bu ünlü yapıtla yaratılan sahne olayından aldığım tadın bir benzerini, bugüne dek, oyunun yurtiçinde ya da dışında, sahnede ya da sinemada sunulan yapımlarının hiçbirinden almadığımı rahatça söyleyebilirim. İpek (Çalışkur) Bilgin’in ne demir leblebi bir yönetmen olduğunu, tanrı vergisi zekâsını, sahneleme sanatında nasıl etkili kılabildiğini, ben bu oyunu izledikten sonra öğrendim. Oyunda günümüzün gözde sahne/dizi sanatçıları olan Murat Daltaban, Tülay Günal, Devrim Yakut, Muhammet Uzuner, Ünsal Coşar, Benian Dönmez, Toprak Sergen, Dilek Güven ile şu anda anımsayamadığım başka öğrenciler rol alıyordu. İpek’in onlarda da emeği var. Sanatçı, o yıllarda, Ankara Devlet Tiyatrosu’nda Dario Fo Franca Rame’nin ‘kadın oyunlarından birinde oynuyor ve Sanat Kurumu En Başarılı Kadın Oyuncu Ödülü’nü alıyordu. Onun yumuşacık dönüşümlerle karakter çizebilen, ne esnek, ne hünerli bir sahne yorumcusu olduğunu bu oyundaki çalışmasında görmüştüm. Zaman içinde, yaman bir “oyuncu çalıştırıcısı” olduğunu da öğreniyordum. Benzeri olmayan bir “koç”tu tiyatro ve dizi oyunculuğuna hevesli gençler arasında. (Bugün de öyle). “Güney Kuzey” dizisinde Kıvanç Tatlıtuğ’un ‘çalıştırıcı’sı olmuştu. (Tatlıtuğ, o gün bugündür, “iyi oyuncu”lar arasına katılmıştır). Dizi oyunculuğunda atak İpek Bilgin dizi oyunculuğunda da atağa kalkmıştı. 20056 yıllarında “HırsızPolis”te “felçli ihtiyar”ı oynayan Erol Günaydın’ın bakıcısı Mahide rolüyle gönüllerde taht kuruyor, ardından “Ezel” dizisiyle başrollere doğru yol alıyordu. Kenan İmirzalıoğlu’nun annesi gözleri görmeyen Meliha’da sunduğu yorumla ustalar arasındaki yerine yerleşmişti. Ve Esma Sultan’da ülkenin en çok konuşulan dizi kahramanı olup çıkıyordu. Yaşamında hep “önder” olmaya alışmış, “dediği dedik” bir kadını, gelecekte başına gelebilecekleri bilen bir “alzheimer hastası”na dönüştürme işleminin gerektirdiği duyarlık ve beceri, olsa olsa İpek’te vardı... İpek Bilgin’i, Esma Boran karakterini aşabileceği roller bekliyor şimdi. Dahası, eğitilecek gençler de var gündemde. Devlet Tiyatroları’ndan emekli olan sanatçı kızı Çağ’ın kurduğu Craft Oyunculuk Atölyesi’nde ders veriyor. Oyunculuk sanatı üstüne iki de çevirisi var: Eric Morris – Joan Hotckis’ten “Rol Yapmayın Lütfen” ve Eric Morris’ten “Fütursuz Oyunculuk”. Daha ne yapsın... Yolun açık, sağlıklı ve keyifli olsun, sevgili İpek!
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear