23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
KÜLTÜR EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 131 MAYIS 2019 ÇARŞAMBA Mayısta7. SANSEV İstanbul Uluslararası Çoksesli Koro Festivali şenlik var... 7. SANSEV İstanbul Uluslararası Çoksesli Koro Festivali yarın başlıyor. Festival, 345 Mayıs’ta Maltepe Türkan Say lan Kültür Merkezi’nde yapılacak. “Herkes için sanat, her yaş için sa nat” sloganıyla yola çı kan SANSEV’in Malte pe Belediyesi’nin deste ği ile düzenlediği etkin liğe 25 şehirden 116 ko ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK ro 4 bin 264 korist katılacak. Genç, çocuk yetiş kin yani her yaştan koro lar olacak. Her yıl bir onur bestecisinin tanıtıl dığı ve adına ödül verildiği festivalin bu yılki onur bestecisi “Van Gogh”, “Gılgameş” operalarının, “Hürrem Sultan Balesi”nin ünlü bestecisi Ne vid Kodallı... İlk kez bu yıl, “Çoksesli Müziğe Adanmış Yaşamlar’’ ödülü ise piya nist Ayşegül Sarıca’ya verilecek. Festivale Jüri Onur Kurulu Üye “Herkes için sanat, her yaş için sanat” sloganıyla yola çıkan SANSEV’in Maltepe Belediyesi’nin desteği ile düzenlediği etkinliğe 25 şehirden 116 koro 4 bin 264 korist katılacak. Genç, çocuk, yetişkin yani her yaştan korolar olacak. si olarak destek verecek olan Uzman Müzikolog Ersin Antep, “Koro; yalnız çocukların şarkılar söylediği, hoş vakit geçirdiği bir yer değil! Fazlasıyla tablet, cep telefonu, sosyal medya ve TV’ye yönelmiş olan bir kuşak için, etkileşim ve birlikte üretme zemini... Bu aynı zamanda, ailesinden başka sosyal ortamı kalmamış insanlar için de, dolaysız, çıkarsız ve birlikte emek sarf ederek sahnede sergiledikleri, ardından alkışlarla saygınlık kazandıkları bir ortam” diyor. “Venezüella’da Jose Abreu; El Sistema hareketiyle çocukları müzisyen yaparken, sahnede saygınlık kazandırarak sosyal yaşamda değer görme lerini amaçlamıştı” diyen Antep, “Bizde de yıllardır, hatta Osmanlı dönemine uzanacak kadar çocukların müzikle saygınlık kazanacağı çalışmalar var. İşte koro, bu saygınlığı tüm yaşlar için, umutsuzlanmış, yorulmuş, motivasyonu düşmüş olan bireylere de sunuyor. Söylemekten ve dinlenmesini beklemekten ziyade, diğerini dinleyerek onunla ve onlarla dengeli olmayı teşvik ediyor. Alıştığımız, günlük bakışlarından; daha farklı bir açıya götürüyor. Hele hele Ankara ve Çanakkale gibi şehirlerde başlayan çocuk şarkılarını söyleyen büyükler koroları; yeniden bir samimiyet ve iyiliğe vesile oluyor” diyor. Koroları, Mustafa Apaydın’dan Rengim Gökmen’e, İbrahim Yazıcı’dan Leyla Pınar’a, Cem Mansur’dan Turgay Erdener’e kadar çoksesli müziğin ustalarından oluşan töreni bir seçici kurul değerlendirecek. 5 Mayıs’ta ise ödül töreni yapılacak. Konserler saat 10.00’dan akşam 21.00’e kadar sürecek. Antep, “ 28 Nisan’da Çanakkale Çocuk Koroları Şenliği bitiminde bir izleyici hanımefendi, ‘burada herkesin yüzü gülüyor, bu ortamı çok sevdim, bayağı zamandır yaşamadığım bir şey’ dedi. Bizim birlikteliğe, birlikte müziğe ve keyif almaya ihtiyacımız var. Müzik, yalnızca bir eğlence aracı değil, bir eğitim, bir kültür aracı... Korolar ise bu aracın en dolaysız ortamları... Bedava ulaşılacak hazineleri” diyor. İstKoroFest 7, Türkan Saylan Kültür Merkezi Kardelen 1 Salonu’nda ücretsiz olarak izlenebilir. Dilber Ay yaşamını yitirdi Tiyatroda yılın en iyileri ödüllendirildi Sanatçı Dilber Ay, geçirdiği kalp krizi nedeniyle 63 yaşında hayatını kaybetti. Önceki akşam saatlerinde kalp krizi geçiren Ay, Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Dilber Ay, 1956’da Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde dünyaya geldi. Katıldığı ses yarışmasıyla sahne dünyasına adım atan Ay, çok sayıda albüm çıkarttı. “Hacı Ağa”, “Zorunda mıyım?”, “Gelmezsen gelme” gibi eserlerle tanınan sanatçı, “Kadere Mahkumlar” televizyon programıyla geniş kitlelere ulaştı. Oyunculuk da yapan Ay, rol aldığı “Beynelmilel” sinema filmiyle 14. Altın Koza Film Festivali’nde “En iyi yardımcı kadın oyuncu” ödülüne değer görüldü. Ay, “Hayat Sana Güzel” ve “Yol Arkadaşım 2” sinema filimlerinde de rol aldı. ‘Annem kelimelere sığmaz’ Dilber Ay’ın cenazesi dün Düzce Ağa Mahallesi’nde bulunan evine getirildi. Dilber Ay’ın yakınları ve sevenleri, evin bahçesine konulan tabutun başında gözyaşı döktü. Acı haberin ardından ünlü şarkıcı Hakan Taşıyan da Dilber Ay’ın evine geldi. Dilber Ay’ın kendisi gibi şarkıcı olan oğlu Cemocan, annesinin ölüm haberini Avrupa turnesindeyken aldığını söyledi. Düzce’deki evlerine ge lerek annesinin tabutu başında gözyaşı döken Cemocan, “Tüm Türkiye’nin başı sağ olsun. Koca bir çınarı kaybettik. Barak türkülerinin anasını da kaybettik. Bizleri bugüne getirdi. Bizlerde çok emeği var. Annem anlatılmaz, annem kelimelere sığmaz. Herkesin annesi, ablasıydı. Dilber Ay annem bir daha gelmez” diye konuştu. l DHA Tiyatro Eleştirmenleri Birliği’nin, 27 Mart Dünya Tiyatro Günü’nde açıkladığı TEB Yılın Ödülleri, Kadıköy Belediyesi Yeldeğirmeni Sanat Merkezi’nde yapılan törenle sahiplerini buldu. Sunuculuğunu Aslı Aybars’ın yaptığı törende Berkun Oya’nın yönettiği Krek Tiyatro yapımı “Dünyada Karşılaşmış Gibi” adlı oyun Yılın Yapımı Ödülü’nü, Funda Eryiğit Yılın Kadın Oyuncusu Ödülü’nü, Deniz Karaoğlu Yılın Erkek Oyuncusu Ödülü’nü, Kadıköy Tiyatroları Platformu TEB Özel Ödülü’nü aldı. Bu yıl 28.’si düzenlenen TEB Ödülleri çerçevesinde, Onur Ödüllerinden biri, “Tiyatro sanatına verdiği maddi ve manevi desteğin yanı sıra yaşamının son günlerine dek yakından takip ederek, izleyerek ve yapıcı eleştirilerini esirgemeyerek genç oyuncuların daima yanında olan, hayat veda etmeden önce tüm mal varlığını Nesin Vakfı gibi güzide bir eğitim kurumuna bağışlayan Gülriz Sururi’nin anısına” İKSV Tiyatro Festivali Direktörü ve Gülriz SururiEngin Ayşegül Yüksel, Ödülünü Zehra İpşiroğlu’nun elinden aldı. Cezzar Tiyatro Ödülleri Kurul Üyesi Leman Yılmaz’a takdim edildi. Diğer bir Onur Ödülü de “Akademisyen ve eleştirmen olarak Türk tiyatrosunun son elli yılına damgasını vuran, titiz araştırmaları, kitapları ve süreklilik arz eden eleştiri yazılarının ötesinde tüm sıcaklığı ve enerjisiyle yetiştirdiği öğrencilerine bakıldığında hocaların hocası vasfını da hakkıyla taşıdığı” gerekçesiyle, gazetemizin de yazarı Prof. Dr. Ayşegül Yüksel’e verildi. Yüksel ödülünü geçen yılın Onur Ödülü sahibi Prof. Dr. Zehra İpşiroğlu’nun elinden aldı. Hollywood yönetmeni Singleton hayatını kaybetti “Artık Çocuk Değiller / Boyz N the Hood” (1991) adlı yapımla Oscar’a aday gösterilen ilk siyahi yönetmen olan ABD’li John Singleton 51 yaşın da hayatını kaybetti. Singleton’ın ailesi, iki hafta önce felç geçiren Singleton’ın yaşam ünitesinden ayırıldığını ve yaşamını yitirdiğini açıkladı. l AA ‘Sanat Tarihi Yazımında Müzelerin Rolleri’ Akbank Sanat’ın “Sanat Tarihi Seminerleri”nin 9 Mayıs’ta (18.30) yapılacak son programında; “Sanat Tarihi Yazımında Müzelerin Rolleri” başlığı altında sanat tarihi yazımında ve kanon oluşumunda müzelerin rolleri irde lenecek. Burcu Pelvanoğlu’nun yönetimindeki seminere; Özyeğin Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Endüstri Ürünleri Bölümü’nden Doç. Dr. Ayşe Hazar Köksal konuşmacı olarak katılacak. l Kültür Servisi Koro büyük bir ailedir Korist bir arkadaşınızla buluşmak istersiniz. Der ki, yok, o gece koro provam var, asla gelemem. Onlar için koro provaları bir âyin gibi kutsaldır. Kimse o programlarını bozamaz. Çünkü koro üyesi olmak bir ailenin ferdi olmaktır. Birliktelik için kesin bir disiplin vardır. Nice ünlü opera solisti korolardan yetişmiştir. Leyla Gencer de Muhiddin Sadak’ın yönettiği İstanbul Belediye Konservatuvarı korosunda ilk şan çalışmalarına başlamıştı. Geçen akşam Lütfü Kırdar’da, BİFO eşliğindeki Salzburg Bach Korosu’nu dinlerken müziğin görkemine hayranlık duymamak elde değildi. Orkestranın arkasında, adeta insan sesinden örülmüş, rengârenk bir orkestra daha vardı. Koroyu çalıştıran Alois Glassner en yüksek alkışları aldı. Eserler ise, 19. yüzyıl sonu bestecilerinden Anton Bruckner’in Te Deum’u ve Johannes Brahms’ın Bir Alman Requiemi’nden oluşuyordu. Bu bestecilerin yaşadıkları zaman dilimleri aynı olsa da, Bruckner Geç Romantizmin üyesi, Brahms ise Romantizmin içinde klasik değerleri korumuş bir besteciydi. Soprano Miah Persson ve tenor Rame Lahaj kusursuz soloları ve güzel sesleriyle büyüleyiciydi. Kendimi New York Metropolitan’da veya Londra, Royal Albert Hall’da hissettim. Şef Sacha Goetzel yönetimindeki BİFO ise bu güzelim yapıtlara yıllanmış bir Avrupa orkestrası gibi eşlik etti. Koro şefinin çok kulağı çok gözü vardır Koro kültürünün temeli ortaçağa dayanır. Yalnız erkekler ve erkek çocuklar için korolar Latin kilisesinin temel direğidir. Bunlar A cappella dediğimiz çalgı eşliği olmayan korolardır. Rönesans ile her sanat dalına gelen coşku korolarda da kendini gösterir: Daha dünyasal, daha ışıklı koro eserleri bestelenir, polifoninin derin boyutu koroları zenginleştirir. Bugün tarihi koro eserlerinin yanında çağdaş koral yapıtları da görüyoruz. Ülkemizde de giderek artan bir koro kültürü gözlemliyorum. Örneğin Temmuzda Hong Kong’da düzenlenecek Dünya Koro Şefliği Yarışması’nda, tüm dünyadan finale kalmaya hak kazanan 12 şeften biri olan koro şefimiz Masis Aram Gözbek ile koro sanatını konuşuyoruz. Masis, geçenlerde Gürer Aykal’ın yönetiminde BİFO’nun seslendirdiği Gezegenler yapıtının sonuna katılan, Magma Filarmoni korosunun şefiydi. Onun kurduğu amatör korolar iki yüz kişiden fazla sanatçıyı içeriyor. On dörtaltmış yaş arası altı ayrı koroya yayılmış üyeleri var: Boğaziçi, Caz, Gençlik, MAGMA, Performans ve Oda koroları. Masis anlatıyor: “Her koronun kendi dinamiğine uygun, kendi ses rengine ve kapasitesine göre eser seçilir. Örneğin Boğaziçi Caz Korosu dini, dünyevi eserleri seslendirecek kapasitede. Spiritüellerden caza kadar dağarcığı var. İnsan sesiyle müzik yaparken çalgısının onun bedeninde olduğunu unutmamak gerekir. Karşınızdaki sanatçı orkestra elemanı gibi değildir. İyi bir koro şefinin çok kulağı, çok duygusu, çok gözü olmalıdır. Bir radar gibi! İyi bir koronun en büyük özelliği de çok büyük bir aile olabilmesidir. Tarih boyunca kavganın, savaşın, bunalımların ortamında insanlar koro müziğinin birleştiriciliğine sığınmışlardır.” ‘Sziget 2019’da Türkiye’yi Yasak Helva temsil edecek Bu sene üçüncüsü düzenlenen Sziget Talent Turkey önceki gece sonuçlandı. Buna göre Sziget müzik festivalinde Türkiye’yi Yasak Helva grubu temsil edecek. “Sziget Talent Turkey” finalinde 9 grup veya isim yarıştı. Yarışma sonucunda jüri Foo Fighters, Ed Sheeran, Florence + The Machine, Post Malone, Twenty One Pilots gibi isimlerin yer alacağı festivale Yasak Helva’nın gitmesini kararlaştırdı. Sziget 2019, 713 Ağustos’ta yapılacak. l Kültür Servisi ‘Mardin’den Fotoğraflar’ Sabancı Müzesi’nde Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi Dilek Sabancı Sanat Galerisi, “Belgeden Kurguya, Atölyeden Müzeye Mardin’den Fotoğraflar” adlı yeni sergisini dün sanatseverlerle buluşturdu. Sergide, 31 Mart 2019 tarihinde sona eren “Fotoğrafın Türlü Halleri Murat Germen: Kesit Retrospektif” sergisi kapsamında çağdaş fotoğraf sanatçıları Murat Germen’in öncülüğü ile Ahmet Elhan’ın yürütücülüğünde düzenlenen atölye çalışmalarına katılan 17 genç yeteneğin ürettikleri fotoğraflardan bir seçki yer alıyor. “Zaman / mekân” kavramlarının arasındaki dinamiklerle, “inşanın temsili, temsilin inşası” ikilemi üzerine odakla Murat Germen, Nevgül Birsel Safkan, Nazan Ölçer ve Ahmet Elhan serginin açılışında bir arada. nan atölyede öğrendikleri teknik bilgileri uygulamaya döken katılımcıların çektikleri fotoğraflar, toplam 5 aylık bir çalışmanın sonunda sergilenmeye hazır hale geldi. Necdet Yiğit’in sergide yer alan yapıtı. Mardin temalı fotoğrafların yer aldığı “Belgeden Kurguya, Atölyeden Müzeye Mardin’den Fotoğraflar” sergisi, 15 Eylül’e kadar Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi, Dilek Sabancı Sanat Galerisi’nde ziyaretçilerini bekliyor. l Kültür Servisi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear