Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
12 7 MART 2019 PERŞEMBE TASARIM: ECE KURTULUŞ HABER / YORUM 1924’ün 95. yılında genel manzara 3Mart 1924 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilen Öğretim Birliği Yasası (Tevhidi Tedrisat Kanunu) ile tüm vatandaşlar için bilimsel ve laik eğitim modeli devreye girdi. Bu devrimle birlikte medrese tarzı dinci “eğitim” sistemine son verildi; dogmatizmden, sorgulayıcı, analitik ve yaratıcı düşünceye geçiş süreci başladı. 3 Mart 1924 tarihinde, TBMM kararıyla, Öğretim Birliği Yasası’nın kabulü ile birlikte, Halifelik makamı ve şeriata dayalı Şeriye ve Evkaf Bakanlığı da kaldırıldı. Böylece bu tarihte laiklik yolunda üç büyük devrim gerçekleşti. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk’ün öncülük ettiği bu devrimler bu haftanın başında 95. yılında kutlandı. Bu devrimlerin 95. yılında anlaşılması gereken şudur: AKP iktidarı, 4 bini aşkın imam hatip okulu, 10 bini aşkın Kuran kursu, 80’i aşkın ilahiyat fakültesi ve “4+4+4” olarak bilinen “eğitim” modeli ile, Öğretim Birliği Yasası’nı delmiştir ve ihlal etmiştir. Adnan Menderes, Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan, Alparslan Türkeş, Kenan Evren ve Turgut Özal tarafından altyapısı tamamlanan bu süreç, Recep Tayyip Erdoğan ve AKP döneminde nicelik bağlamında tavan yapmıştır. Öğretim Birliği Yasası’nın delinmesiyle, kutuplaşmış ve karşıt kamplara ayrılmış bir toplum, ayrı dünyaları temsil eden bireyler ortaya çıkmıştır. Öğretim Birliği Yasası’nın ihlal edilmesi sadece bir eğitim sorunu değildir, aynı zamanda bir milli güvenlik sorunudur. Adnan Menderes’in, Süleyman Demirel’in, Necmettin Erbakan’ın, Alparslan Türkeş’in, Kenan Evren’in ve Turgut Özal’ın ülkeyi yönettiği dönemlerde kurulan imam hatip okullarında yetişenler, bugün Türkiye’yi yönetmektedirler. Erdoğan dahil, AKP kadrolarının büyük çoğunluğu bu dönemlerde kurulan imam hatip okullarında yetişmişlerdir. AKP 2002 yılında iktidara geldiğinde yaklaşık olarak 400 imam hatip okulu vardı. Bu sayı AKP döneminde 4 bini aşmıştır. Bu veriler, Türkiye’nin geleceği konusunda, Türkiye’yi gelecekte yönetecek kadroların yapısı konusunda, önemli bir ipucu vermektedir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın değiştirilemez olan ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez olan ikinci maddesindeki demokratik, laik, hukuk devleti ilkesi, söz konusu imam hatip okullarında ve Kuran kurslarında yetişen AKP kadroları tarafından fiilen ortadan kaldırılmıştır. “Ergenekon”, “Balyoz”, “Oda TV” ve “Casusluk” olarak bilinen sahte yargı süreçleri, hukuk skandalları, yalan ve iftira kumpasları, imam hatip okullarında ve Kuran kurslarında yetişen kadroların eseridir. “Ergenekon”, “Balyoz”, “Oda TV” ve “Casusluk” olarak bilinen kumpaslarla birlikte asrın safsatası olan “Gezi” iddianamesi, imam hatip okullarında ve Kuran kurslarında yetişen kadroların eseridir. Nâzım Hikmet’i, Uğur Mumcu’yu, Bahriye Üçok’u ve Türkan Saylan’ı devlet ve bayrak düşmanı ilan eden çarpık zihniyet; Allah’ın AKP’ye oy verenlerden ahirette hesap sormayacağını haykıran meczupluk; imam hatip okullarında ve Kuran kurslarında yetişen kadroların yarattıkları ortamın sonucudur. İşin garibi, söz konusu kadrolar, imam hatip okullarında ve Kuran kurslarında, İslam dinini de öğrenememişlerdir. Öğrenmiş olsalardı, yalan söyleyenin, iftira atanın, zalim olanın, adil olmayanın, merhametsiz olanın, hırsızlık yapanın Müslüman olamayacağını bilirlerdi. Öğrenmiş olsalardı, sadece namaz kılmakla, oruç tutmakla, içki içmemekle, baş örtmekle Müslüman olunamayacağını bilirlerdi. Öğretim Birliği Yasası’nın kabulünün 95. yılında görüyoruz ki, AKP’nin karşıdevrim hareketi, demokrasinin, laikliğin ve hukukun ne olduğunu anlayamadığı gibi, İslam dininin ne olduğunu da anlayamamıştır. Aldıkları medrese tarzı “eğitim”, sözcüğün tam anlamıyla boştur, anlamsızdır ve zaman kaybından başka bir şey değildir. 7 MART 2019 SAYI: 34119 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya Yazıişleri Müdürleri Serkan Ozan / Olcay Büyüktaş Akça Sorumlu Müdür Ozan Alper Yurtoğlu Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Şehriban Kıraç l İç Politika: Ali Açar l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Fotoğraf: Uğur Demir l Kültür Sanat: Emrah Kolukısa l Düzeltme: Mustafa Çolak Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l İzmir Temsilcisi: Hakan Dirik Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer l Satış Dağıtım Müdürü: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Baskı Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 05:59 05:44 06:08 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 07:23 13:20 16:32 07:07 13:05 16:18 07:29 13:28 16:42 Akşam 19:08 18:53 19:17 Yatsı 20:27 20:10 20:32 22 yaşında gencecik birini sahnede düşünün. Oynadığı rolün kabuğuna son derece rahatlıkla girebilen ve sahnede 17’lik otistik gencin “ta kendisi” olduğuna bizleri inandıran bu aktörün ismi, Emir Özden. Benim seyrederken aklıma gelen kıyaslamayı oyundan sonra Sibel yaptı: “Bu performans tiyatro sahnesinde olduğu için, Dustin Hoffman’ın ‘Yağmur Adam’ filmindeki oyun gücünden de zor ve büyük bir başarı.” Oyun bittikten sonra Artı Bir sahnesinde izleyicilerle yapılan söyleşiye katıldım. Orada bu konuda genç Emir’i tebrik ettikten sonra, şunu söyledim ona samimi olarak: “Gerçekten Dustin Hoffman’ın senin bu 130 dakikalık canlı, sürekli performansını izlemesini isterdim. Büyük keyif alırdı.” Emir, dikkatle dinliyor. Özgüvenli, mütevazı, güleç, sakin, espritüel... Pazar akşam üstü, Nedim Saban’ın yönettiği ve Tiyatrokare’nin sahneye taşıdığı “Süper İyi Günler” oyunundan söz ediyorum. Tiyatro neredeyse her seferinde bizlere keyif verir. Bizler zaten bir oyun seyrederken gülmeye çok yatkınızdır ve fırsat kollarız. Güldürü tiyatromuz da zaten çok güçlü bir gelenekten geldiği için, pek hayal kırıklığına uğramayız. Bazen de tiyatromuz, yerleşik ifade ve tarzların ötesine geçmek için bir hamle yapar. Bu sefer ana konu komedi, trajedi veya siyaset değil, sahneye koyma teknikleri ve gerek yönetmen, gerek oyuncular ve hatta tüm ekip tarafından girişilip altına yatılan deneysel tekniklerdir. Süper İyi Günler’de harika bir işbirliği oluşmuş. Kerem Çetinel’in dekor ve ışık tasarımı, Orçun Okırgan’ın koreografisi, Arda Kemirgent’in müziği, Tufan Dağtekin’in görsel yönetmenliği ve tüm ekip sayesinde, Emir’in dışında, başta sevgili dost Celile Toyon ve tüm diğer oyuncu olarak duruyorlar. Otistik çocukların (ve büyüklerin) aynı zamanda yalnız dün yaları içerisinde, rakam larla çok ilginç boyutta bir başarıya yöneldikleri de bilinen bir olgu. Tiyatrokare, size süper iyi günler Otizmde, birçok rahatsızlıkta olduğu gibi, erken tanı önemini korurken, aileler çoğu zaman bunu çocuklarına “konduramı diliyor! Bakın nasıl... yorlar”, bu yüzden teşhis ve tedavi gecikiyor. Bu arada “farklı” çocuklara karşı, okullarda arkadaş lar Ayça Erturan, Korel Cezayirli, larının zalimliğe varabilen Didem İnselel, İbrahim Can Sayan, tahammülsüzlükleri ve ondan da Şebnem Seviktürk, Onur Kırat, önemlisi, sınıf öğretmenlerinin bile Uğur Can Arıkan, Cem Arslan, anlayış eksiklikleriyle üzücü şekilde Sevcan Aydın ve Beste Koçak tavır sergilemeleri, bu konuyu top oyunun başarıya ulaşmasında büyük lum açısından hızla kanayan yara pay sahibi oluyorlar. Bu saydığım noktasına taşıyorlar. isimlerin her birinin çok önemli ol Sonuçta Tiyatrokare ve Nedim Sa duğunu unutmamamız lazım. Çünkü ban, büyük gelecek vaat eden gen seyirci de, basın da çoğu zaman bu cecik bir aktörü de kullanarak, bu tuzağa düşüyor ve sadece yönet sosyal duyarlılık projesini, hem de men ve başrol oyuncularını aklında ciddi bir sahneye koyma başarısıyla tutuyor. Halbuki bir oyun, her şey yaşama geçirmişler, gerçekten teb den önce ancak bir ekip başarısı ile rik etmek lazım. Bu oyunun gerektiği ayakta kalır ve sürer. Bu saydığım kadar duyulmaması, izleyicilerin bu isimler, Mark Haddon’un yazdığı ve duyarlı piyesten çok az haberdar Simon Stephens’in uyarladığı bu olmaları, işin üzerine gidilmesi gere oyunu Türk tiyatroseverlere ulaştırmayı başaranlar... Oyun tamamen dijital bir sahne tasarımı ile yürüyor, büyük başarıyla. Bu derinlikli ışık oyunlarıyla kâh bir merkezi tren istasyonunda, kâh Londra’da, kâh metro merdivenlerinde, kâh herhangi bir sokakta oluyoruz. Üç boyutlu animasyonlar eşliğinde, 80 metrekare dijital ekranlar, harika bir görsel tasarım oluştu ken konu. Nedim Saban bu ülkede tüm olumsuzlukların ortasında “Ben kendi işimi iyi yapmaktan sorumluyum. Herkes bunu yaparsa toplum bu şekilde kendini koruyabilir ve ilerleyebilir” diye düşünenlerden. İnanın ki, sürekli şikâyet ederek ülkeyi bırakıp gitmekten söz edenlere karşı, onun bu tavrı altın değerinde... ruyorlar. Otistik çocuklar, dünyanın her yerinde aynen Down sendromlu ço Şimdi seçmenin pes etme zamanı değil! cuklar gibi, toplumun her an yüzleş İnternette gezinen binlerce vi mesi gereken kaçınılmaz bir gerçek deodan birini izledim. İstanbul’un kenar ilçelerinden biri mi, yoksa Anadolu’nun bağrından bir il veya ilçemiz mi, tam detayı hatırlamıyorum. Ama çok iyi hatırladığım, o iki yaşlı köylü kadının ağzından dökülen sözler: “Bugüne kadar hep AKP’ye oy verdim. Ama vallahi artık vermeyecem. Bizim ülkemizin bir şanı var şöhreti var ağırlığı var. Hiç normal bir ülkede, bir cumhurbaşkanı yerel seçim için propaganda yapıp çay dağıtır mı, söyleyin Allah rızası için!” Bunları söyledikten sonra da iki yaşlı teyzemiz, verip veriştiriyorlar AKP ve Erdoğan’a... Birçok başka AKP seçmeni de, ekonomik gerekçelerle bu sefer AKP’ye neden oy vermeyeceklerini ısrarla anlatıyorlar. Seçmenin bu meşhur “beka” sorununu da, tüm samimi çabasına rağmen algılayamadığını görüyoruz. Uzun lafın kısası, AKP seçmenlerinde bir çözülme görülüyor. İlginç bir şekilde anketler de bu doğrultuda sonuçlar veriyor. Ama bir de madalyonun diğer yüzü var. Muhalefetin oyları bu sefer yine aynı yoğunlukta bir araya gelmeyi başaracak mı? İnsanlar yine işlerini güçlerini bırakıp, seçmen kütüğüne yazılı oldukları ile, ilçeye gidecekler mi? Çevrede dile getirilen tavırlardan biri, “vallahi bu sefer hiç kimse beni sandığa götüremez!” Bu arada adayların kimliği ile halk arasında yaşanan tanımamazlıklar, çelişkiler ve kopukluklar da işin cabası... Ben de diyorum ki, “yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik.” AKP seçmeninde de çözülme emareleri gördüğümüz bu seçim öncesinde, CHP’ye ve muhalefete küsmek pek akıl kârı değil. Ankara, İstanbul ve İzmir büyükşehir belediyelerini kazanmaya bu kadar yaklaşmışken... Düşünmeye değer... Uzmanlara bırakınEğitime başlama yaşında yapılan değişiklikler tepki çekti: Milli Eğitim Bakanlığı’nın okula başlama yaşında yaptığı yeni düzenleme, bilimsel verilere dayandırılmaması ve veli isteğine bırakılması nedeniyle eleştirildi. Gelişim geride Hacettepe Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Ekber Şahin, 4+4+4 düzenlemesi ile değiştirilen mevzuata göre ilkokulların birinci sınıfına kayıt olma yaş aralığının 60 ay ile 83 ay arasında değişebil diğini hatırlatarak, şunları söyledi: “Hacettepe Üniversitesi’nden Dr. Çiğdem İş Güzel ile gerçekleştirdiğimiz araştırma sonucunda ilkokula 69 aydan önce başlayan çocukların 1. ve 2. sınıflardaki gelişimlerinin 69 aydan büyük başlayan çocukların oldukça gerisinde olduğu ortaya çıktı. Bakan Ziya Selçuk’un okula başlama yaşını 69 ay olarak düzenleneceğini belirtmesini önemli bir adım olarak görüyorum. Ancak Selçuk, bu değişikliğin gerekçesini, ana sınıfı ve birinci sınıf çağ nüfuslarının Üniversitelilerden gazetemize ziyaret İstanbul Gelişim Üniversitesi Basın ve Yayın Teknolojileri Bölümü 1’inci ve 2’nci sınıf öğrencileri dün gazetemizi ziyaret etti. Basın ve Yayın Teknolojileri Programı Başkanı Gamze Gezginci Örgör öncülüğünde yapılan ziyarette, öğrenciler gazetemizin müzesini gezdi, servisleri ziyaret ederek haber ve sayfa yapımı hakkında bilgi aldı. Öğrenciler daha sonra Genel Yayın Yönetmenimiz Aykut Küçükkaya ile görüşerek plaket takdim ettiler. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK birbirinin içine girmesinin yol açtığı karışıklıkların önüne geçme ve çağ nüfuslarını net olarak ayırma şeklinde açıklamaktadır. İlkokul başlama yaşını 69 ay olarak düzenleme gerekçesini basit bir istatistiksel soruna indirgemek 4+4+4 düzenlemesinin öğrencilerin gelişimleri üzerindeki araştırma verileriyle ortaya konulan olumsuz etkilerini görmezden gelmektir.” Hazırlık yok Eğitimİş Sendikası Genel Başkanı Orhan Yıldırım da çocukların okula hazır olma yetilerinin birkaç yılda bir değişemeyeceğine dikkat çekti. Ortalama eğitim seviyesi 7. sınıf olan bir ülkede çocuğun okula gidip gitmeyeceğine velinin karar vermesinin doğru olmadığını söyleyen Yıldırım, velinin yanlış karar vermesi halinde çocuğun “başarısız”, “yetersiz”, “engelli” gibi algılanacağını vurguladı. Yıldırım “Küçük yaşta başlayanlar için nasıl bir eğitim olacağı da belirsiz. Bu karar veliye bırakılmamalı. Çocuğun hazır olup olmadığına uzmanlar karar vermeli. Aksi halde çocuğu da öğretmeni de zorlayan bir durum ortaya çıkar” diye konuştu. behicak@yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com Uluslararası eğitim sendikaları buluştu Eğitim Sen’in “eğitim ve bilim emekçileriyle dayanışmak ve sendikal özgürlüklere sahip çıkmak” amacıyla dünyanın dört bir yanından gelen eğitim sendikaları temsilcileri ile birlikte düzenlediği “Uluslararası Sendikal Özgürlükler Sempozyumu” dün Ankara’da başladı. Sempozyuma sendikalarının temsilcilerinin yanı sıra KESK Eş Başkanı Aysun Gezen, Eğitim Enternasyonali Genel Sekreteri David Edwards ve Avrupa Eğitim Sendikaları Eğitim Komitesi (ETUCE) Avrupa Direktörü Susan Flocken, CHP Genel Başkan Yardımcısı Yıldırım Kaya da katıldı. Sempozyumun ana gündemini eğitim emekçilerine yönelik baskılar, MEB’in gündeminde olan yeni meslek kanunu ve 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yaşanan ihraçlar oluşturdu. l ANKARA/Cumhuriyet BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 KAFETERYA 2 ARARAT AK 1/ Bir sözcü 3 T A Y H A M U T ğün okunuşu ve yazılışında yapılan büyük yanlışlık. 2/ Sac üzerinde pişen ekmeği 4 5 6 7 8 9 AB K İ N NÜ SAHAN İ DA T ÜN ASE L RANT İ YE İ OLE KAVUT F ORMA L İ T E çevirmeye yara yan araç. 3/ Itırlı bir bitki... Kırık kemik leri bir arada tutmaya yarayan destek. 4/ Kömür ocaklarında açığa çıkan ve patlama sı büyük zararlara yol açan gaz... Hitit. 5/ Zorba hükümdar. 6/ Bir nota... Sacda pişi rilen bir tür uzun pide... Kenar süsü. 7/ Eşi ölmüş ya da eşinden boşanmış olan... “Ka rım, kardeşim, anam, babam / Hiç kim selere dert anlatamadım” (C.S. Tarancı). 8/ Tıp dilinde derinin kanlanmasına verilen ad... Rey. 9/ Yurdumuzda yetişen ve kalite li bir şarap veren siyah üzüm cinsi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ “Tatula, abuzambak” gibi adlar da verilen ve beyaz ya da mor renkte çiçekler açan bir bitki. 2/ Sebze bahçesi... İnsan be deni çevresindeki manyetik alan. 3/ Burun iltihabı... Kaynağı antik dönemlere daya nan kirişli bir çalgı. 4/ Bir Güney Amerika ülkesine adını vermiş olan ağaç... Uzaklık işareti. 5/ Gümüş elementinin simgesi... Zoolojide amfibyumları kapsayan sınıf. 6/ Güney Amerika’da yaşayan, devekuşuna benzer bir kuş... Kademe, merhale. 7/ Sa mimi. 8/ Bir gıda maddesi... Bir Hıristiyan tarikatı. 9/ Karasevda, melankoli. Boğaziçi Üniversitesi’ndan aldığım öğrenci kimlik kartımı kaybettim. Hükümsüzdür. Öğrenci No: 2014302045 ŞENKIZ SATAR C MY B