23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 14 MART 2019 PERŞEMBE TASARIM: BAHADIR AKTAŞ HABER Ayrıntılar Bu ülkede size yer var mı? “Ceyhun Atuf Kansu Anma” toplantısı için toplandık. İyi hazırlanmış belgeseli izlerken “Dünyanın tüm çocuklarını bana getirin” diyen hekimi düşündüm. Nasıl bir yürekten taşan çağrıydı bu? “Cumhuriyet nedir, ne değildir?” tartışması içerikten uzak sürerken, memleketinin köylerine, kırık dökük yollardan geçerek ulaşan Kansu’yu düşündüm. Elbette simge bir aydındır o. Sığ milliyetçilik tartışmalarını bulantıyla izlerken “memleket nasıl sevilir” sorusunun yanıtını yeniden buldum şairde. Yoksul, cahil, ne zihni ne de bedeni doğru dürüst beslenmemiş insanların yazgısını değiştirme mücadelesidir memleket sevgisi. AKP sayesinde, memleketini terk etmek için fırsat kollayan gençlerin bencil arayışlarına hüzünle tanık oluyorum. Ben yapamam; pek vefalı olmasa da, çıkarı öne koyup, incitici tutum takınsa da, bu insanlar, bu memleket bizim. Öyle öğrendik, yetiştik. Sığ tartışmaların gölgesinde Çok zamandır “Şimdi sus, sırası değil, seçim arifesinde dillenecek söz var, dillenmeyecek olanı var” diye uyarıyor insanlar birbirini. Zamanı değil, de ne zaman gelecek “aydınlanma mücadelesi” veren insanın özgürce ifadesini dile getireceği koşullar? 12 Eylül 1980’den bu tarafa artarak süren olağanüstü hal koşullarında, nedense ırkçılara, dincilere taviz vermek mecbur hale geldi. Darbe başarıldı işte, kimse “sahte Amerikan rüyası” dışında bir dünya tahayyül edemiyor. Düzen ettirmiyor. Tam sırasıyla dökecektim kâğıda ülkücülerin içinde olduğu cinayetleri, baktım “Mansur Yavaş”a aşağılık tuzak kurulmuş. Deneyimli gazeteci ağabeyimiz “içime akıtıyorum şimdilik sözümü” dedi. Haksız mı? Basın diye yutturulan gazete/ televizyonlarda, Nazi Almanya’sında göremeyeceğiniz yayınlar karşısında, yazık ki kaba saflaşmaya tutsak oluyoruz. Ne yapmalı? Lenin, “Emeğini satan herkes işçidir” demişti. Bir zaman görev yaptığımız ekrana, o günlerde de iyi değildi koşullar gerçi, baktım geçen akşam. Utandım. Koltuğunu korumak için her dönüşü/mü hızla gerçekleştiren eski İslamcı, şimdi Nişantaşı sakini (!) erkek konuşmacıya, kadın konuşmacıyı dövdürüyor. Dilinde sahte eleştiri cümleleri, her fırsatta “ama” diyor bir yandan. Kadın konuk, kadınlardan söz edilen programda saldırıya uğrayınca, terk etti programı. Keşke katılmaması gerektiğini önceden biri deyiverseydi ona. Bu adamların tuzakları bitmez! Emeğiyle geçinemeyince (!) bazı gazeteciler (!) yan yollara sapıyor. Herkes bu günlerin hesabını verecek. Dün söyledim, AKP açmazı derinleştikçe saldırı, iftira, hakaret her alanda artacak. Kaybetme korkusu mudur bu, suçlu ruh hali mi? İkisi de! Girdikleri çirkin ilişkileri örtbas etmek için, sosyal medya geçmişlerini hızla yok etmeye çalışan gazetecileri anımsayın. İşçi olmayı kabul etsen, sorun yok. Her devrin insanı olmadan yaşamak mümkün! Ceyhun Atuf’un öğrettiği İki saat şiirden söz edilince umudum tazelendi. Kansu “Neşesi kaçmış” diye, ta o zamandan uyarıyor bizi. Yol bulmak lazım, ayakta kalmak, direnç için. Yılmamış hekim, ömrünü çocukların sağlığına adamış. İnsanları iyileştirmek için verilen çabadan öte, yapacak ne var? Bir de örgütlü olunmalı elbet, bu günlerin yazgı olmadığını bilerek, solcu olmalı insan bunu deyivermeli, cesaret etmeli. Hangi hesap başını yastığına koyduğunda, vicdandan gelen çığlıktan daha ağırdır? Üstüne şiirler yazmış tertemiz Türkçeyle Kansu, aradığınız umut oradadır. Taşın altına elini koymadan, “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” diyerek çözüm bulamaz kimse. İçine kendini, kavganı, sevdanı akıtmadığın bir ülke nasıl güzelleşir ki? Sordum kendime, “Bu ülkede bize yer var mı” diye. Sürekli yüksek sesle bağıran, kapıyı gösterenlere inat “memleketim” demenin hazzı azalmadıkça, görevini yapmanın ahlakı sorumluluğunu taşıdıkça yer bulunur. Salgın kötülük karşısında “Bütün çocuklara bana getirin” diyen şairin evinde olduğunu anımsamalıyız. Sahi memleket nasıl sevilir, bundan ötesi var. Prof. Beril Dedeoğlu hayatını kaybetti Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu ve Yükseköğretim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Beril Dedeoğlu, dün yaşamını yitirdi. 58 yaşındaki Prof. Dedeoğlu, beDedeoğlu yin kanaması geçirdikten sonra 28 Şubat’ta Şişli’deki Florence Nightingale Hastanesi’ne kaldırılarak yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alınmıştı. Geçen yıl ekim ayında Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu üyeliğine atanan Dedeoğlu 2015 yılında kısa bir süre Avrupa Birliği Bakanı olarak da görev yaptı. Dedeoğlu’nun, uluslararası politika ve güvenlik alanlarında araştırma, makale ve kitapları bulunuyor. l AA Manisa’da Millet İttifakı Şıktaşlı, Cumhur İttifakı Ergün ile seçime giriyor Manisa’da kafalar karışıkAyrıntılar Ayrıntılar HAKAN DİRİK Büyükşehirlerde BÜYÜK YARIŞ MANİSA Millet İttifakı’nın adayı Orkun Şıktaşlı sorularımızı yanıtladı. Manisa, seçimlerin kıyasıya yaşanacağı yerlerden biri olacak. Çünkü, ittifak adaylarının geçmişleri, seçmeni zorlayacak görünüyor. Belediye başkanlığı seçimlerinde öteden beri hep yerel dinamiklerin daha etkili olduğu söylenir. Genelde seçilen adayların partilerinden çok oy alması da bu düşünceyi destekler. Ancak, özünde “yerel” olmasına karşın 31 Mart seçimleri için aynı önermeden yola çıkmak pek olası değil. Yerelin dinamiğiyle genelin dinamiğinin birbirine karıştığı bir seçimle karşı karşıyayız bu kez. Cumhurbaşkanı sıfatıyla AKP Genel Başkanlığı koltuğunda oturan Recep Tayyip Erdoğan’ın, partisinin adaylarını yok sayarak kendi imajı üzerinden seçim propagandasını kurgulaması değil yalnızca bu karışıklığın nedeni. “Düşmanımın düşmanı dostumdur” düsturunun ana temasını oluşturduğu ittifakların yerelde yansıması, tepede kurgulandığından farklı oluyor. Hatta kafa karışıklığı yaratıyor. Her şey değişti Siyasi manevraların seçmenin kafasını en çok karıştırdığı illerden biri Manisa. AKP’li Bülent Kar’dan belediyeyi teslim alan MHP’li Cengiz Ergün, geçen dönem “Benim babam da CHP’li” diyerek hem bu partiden bazı kesimlerin hem de Erdoğan karşıtlarının desteğiyle seçimi kazanmıştı. Bu kez Ergün, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin CHP’yi de kapsayan “illetzillet” nitelemesini yerel ve ulusal mecralarda yineleyerek Manisalı seçmenden oy istiyor. Son yerel seçimde AKP’ye karşı Cengiz Ergün’e yönelmesi için iletişim çalışmaları yürütülen CHP seçmeni, bu kez Ergün’e oy vermemesi için ikna edilmeye çalışılıyor. Ancak ortada CHP adayı yok! CHP seçmeninden bu kez, siyasete DYP’de başlayan, hatta bu partiden 2004’te belediye başkan adayı olup üçüncü çıkan, AKP’deki macerası 2009 ve 2014’teki büyükşehir aday adaylığıyla sınırlı kalmayıp belediye meclis üyeliğiyle ödüllendirilen, “bağımsız geçen” yaklaşık 4 yılın ardından İYİ Parti’nin Manisa adayı olarak açıklanan Orkun Şıktaşlı’ya oy vermesi isteniyor. Geçen dönem AKP’ye karşı MHP’li Cengiz Ergün’e y önlendirilen seçmen, şimdi İYİ Parti’yle yapılan ittifak çerçevesinde Cengiz Ergün’e karşı MHP’nin bağrından doğan partiye yönlendiriliyor. Gel de kafa karışıklığı yaşama... Ancak CHP’ye Manisa’da bu kadar yüklenmek haksızlık olur. Çünkü yalnızca CHP adayı değil, ortada bir AKP adayı da yok! Onlar da ittifakın cumhur cephesinde, geçen dönem “belediye başkanı olmasın” diye uğraştıkları MHP adayının seçilmesi için koşturuyor. İşin özü Meclis’e 10 milletvekili gönderen Manisa’nın 9 milletvekili barındıran AKP ve CHP’nin burada adayı bulunmuyor. Anlayacağınız bir tuhaf seçim!.. Manisa’da AKPMHP ittifakı, mevcut belediye başkanı Cengiz Ergün’ün, CHPİYİ Parti İttifakı da Orkun Şıktaşlı’nın önümüzdeki dönem büyükşehiri yönetmesi için mücadele ediyor. Hem belediyenin, hem de iktidarın gücünü arkasına alan Ergün, doğal olarak rakibinden birkaç adım önde. Ancak Bahçeli’nin “illetzillet” söyleminin peşine düşmesi, geçen seçimde kendisine yönelen oylara “ters kutup” yapmış. O yüzden Ergün, bu yaranın çok fazla “kaşınmasını” istemiyor. Belki de konunun kendisine yeniden sorulmasından endişe ettiğinden olsa gerek, gazetecilerle pek görüşmek de istemiyor. Biz de onlar arasındaki yerimizi aldık. Şıktaşlı: CHP’lilerle kaynaştık Ergün’ün aksine İYİ Parti logosu altında “Millet İttifakı”nın adayı olarak seçime giren Orkun Şıktaşlı, iletişim kanallarını açık tutuyor. Manisa’nın milliyetçi duyguların tavan yaptığı, “Kasaba” diye anılan ilçesi Turgutlu’daki seçim çalışmaları sırasında görüşüyoruz. Sanayi si Devrimci MHP’li Manisa Cumhuriyet Meydanı’nda yurttaşlarla belediyenin icraatlarını konuşuyoruz. İstisnasız herkes ulaşımdaki pahalılıktan şikâyetçi. Özellikle üniversite öğrencileri. Celal Bayar Üniversitesi öğrencisi Batuhan Can, ortalığın ateş pahası olduğunu anlatırken, Kamerun’dan Manisa’ya yolu düşen Muhammed Dewa, “Otobüs şok pahalı!” diye söze karışıyor. MHP’li olduğunu dile getiren Hüseyin Tuncer ise mevcut belediye başkanını överek “Cengiz Ergün Manisa’da devrim yaptı. Yol yaptı. Para çalmıyor. Çünkü durumu zaten iyi” diyor. Konuşmaları duyan bir esnaf, başlıyor eksikleri sıralamaya, ama sonra “Adımı yazmasan iyi olur abi, belediyeyle, devletle işimiz oluyor” diyerek geri duruyor. Kuruyemiş satarak geçimini kazanmaya çalışan Ahmet Orhan da geçinmenin çok zorlaştığını, ama seçimlerden umudu olmadığını söylüyor. tesinde demli çay içip 31 Mart akşamındaki manzarayı değerlendiriyoruz. Manisalıların bu kez Cengiz Ergün’e hayır diyeceğini düşünüyor. Ancak o, karşıtlık siyasetinden çok yönetim biçimini ve projelerini anlatarak oy istiyor. Adaylığının açıklanmasından sonra, özellikle CHP’lilerdeki kafa karışıklığının kalmadığını anlatıyor. CHP tabanını, moda deyimle ne ölçüde “konsolide” edebildiğini şöyle aktarıyor: “Bizim CHP’yle organik ilişkilerimiz geçen sene başladı zaten. CHP Manisa il başkanımızla görüşüyorduk. İYİ Parti’den adaylığımız açıklandıktan sonra çok kolay kaynaştık. İnsanların gönlüne mühür vuramazsınız. Doğru olan, tanıdıkça tercih eder konuma gelmeleri.” Mevcut yönetimdeki eksikleri sıralasa da polemikle zaman kaybetmek istemediğini vurguluyor. Ancak seçim sandığının mıknatısı Millet’e doğru yöneldiyse, bunda Ergün’ün “illet” söyleminin dengeleri, kendiliğinden değiştirmesinin rolü büyük. Bunu inkâr etmiyor Şıktaşlı: “Siyasetçi rol model olmalı. Bu tarz söylemler ayrıştırıcı, ötekileştirici. Bunlar ülkemizin huzurunu bozuyor.” ‘En az 100 bin oy kayacak’ İttifakla birlikte Şıktaşlı büyük ölçüde benimsense de “adaysızlık” CHP’de bir ölçüde “burukluk” yaratmış durumda. CHP Manisa İl Başkanlığı’nın binası da bu burukluktan nasibini almış. Türk bayrağı ve Atatürk posterinin yanında bir aday fotoğrafının olmaması dikkat çekiyor. İl Başkanı Semih Balaban, Şıktaşlı’yla adaylık için bir yıl önce den görüşmelere başladıklarını dile getirerek, “Genel merkez ne karar aldıysa, parti terbiyesi gereği bize bunu en iyi biçimde uygulamak düşer. Ancak Orkun Bey bize soğuk, itici bir isim olmadı. İlk başlarda biraz sancı yaşadık ama biz Orkun Bey ismini çok önceden zikrettiğimiz için çok büyük tepkiyle karşılaşmadık. Laik, vizyonu olan birisi. AKP tabanında Cengiz Ergün’e tepki var. En az 100 bin oy Şıktaşlı’ya gidecektir. Milliyetçi seçmenlerin Şıktaşlı’yı desteklemesi, Ergün’ün oy kaynaklarını yarı yarıya azaltmıştır. 6 milyon kişinin oy verdiği partiye terörist mi denir? Şıktaşlı Kürt seçmenden de oy alacak potansiyele sahiptir” diyor. Manisa’nın ilçelerinde çetin bir yarış var. CHP İl Başkanı Balaban’a göre Millet İttifakı: Akhisar, Salihli, Sarıgöl, Gölmarmara, Saruhanlı ve Alaşehir’de favori. Zaten Alaşehir adayı Ahmet Öküzcüoğlu yaklaşık 1.5 yıl önce aday ilan edilmiş ve çalışmalara başlamıştı. Milliyetçi oyların yüksek olduğu Turgutlu, Kırkağaç, Ahmetli ve Soma’da ittifakla birlikte yarış kızışmış durumda. Balaban, İYİ Parti’ye bırakılan 7 ilçede de iddialı konuma geldiklerini söylüyor. l İZMİR YARIN: mardin / orhan bursalı Özlem yüzAk ‘Ovacık’ı soruyorlar’ İttifakların seçmeni kararsızlıktan kurtardığını düşünen de var, seçeneksizliğe ittiğini vurgulayan da. Özellikle sol seçeneğin göz ardı edildiğini dile getirenler hiç de azımsanacak gibi değil. TKP adayı Ahmet Çınar da onlardan. “Birilerinin sol seçenek oluşturması gerekiyordu” diyor. O seçeneği de kendilerinin yarattığını savunuyor. Ovacık Belediye Başkanı ve Tunceli adayı Fatih Maçoğlu ise halka ulaşmada “anahtar rolü” üstlenmiş: “Bir önceki genel seçimde milletvekili adayıydım. Seçim çalışması için bir köye git tiğimizde anlattıklarımız kahvede toplananların çok hoşuna gitti. Hangi partiden olduklarımızı sorunca ‘komünist’ olduğumuzu söyledim. Oradaki yaşlı amcalar da ‘estağfurullah’ dedi. Siz gelmeden önce bu seçimde yine o köye gittiğimizde, aynı köylüler bize Ovacık’ı sordu. Orada yapılanları merak ediyorlardı. Fatih Maçoğlu’nun yaptıkları, ülke çapında ses getirdikçe, onun başka yerlerde de uygulanabilir olduğu ortaya çıkıyor. O pratik, herkese umut veriyor. Biz de o umudu yükseltmek için çalışıyoruz.” Fotoğraflar: UĞURCAN ÜLGER Terzi Fikri’nin oğlu Sönmez Manisa’da partilerin, ülke geneliyle paralel olarak neredeyse görmezden geldiği parti HDP. Ancak Manisa yerelinde siyaset sağ eksende seyredince ülke genelinde CHP adaylarına “yeşil ışık” yakan parti, aday çıkarma kararı aldı. HDP, Fatsa’daki uygulamalarıyla bugün de ilham kaynağı olan Terzi Fikri’nin (Sönmez) oğlu Naci Sönmez’le seçimlere giriyor. Aslında aday çıkarmasalar, HDP’nin Manisa’da 6080 bin aralığındaki oyunun adresi belli. Eski İl Başkanı Sait Almış, bunu net biçimde vurguluyor, seçmen kitlelerinin “konsolide” biçimde CHP’li adaya “akabileceğini” ancak CHP’nin aday çıkarmaktan geri durduğunu söylüyor: “Biz aday çıkarmayacaktık. Şimdi CHP’nin İYİ Parti’ye bıraktığı her ilçede adayımız var. CHP, tarihinde ilk defa burada avantajlı konuma geçmişti. Ancak, bu tarihi görevi değerlendiremedi.” Belki de bu oylar seçim sonuçlarında “anahtar” rol oynayacak. HDP İl Başkanı Kerem Taylan, kendilerinin bu nedenle “sembol” bir isimle yola çıktıklarını anlatıyor. Sönmez ise MHP ve İYİ Parti adayları arasındaki yarışı işaret ederek “İki yanlış bir doğru etmez” diyerek adaylık için yola çıktığını belirtiyor. Naci Sönmez, iki ittifak adayının arasındaki yarışın seçimleri belirleyeceğini söyledi İşçisin sen aday ol! Manisa’nın ilçelerinde oldukça “ateşli” bir seçim savaşı var. İki merkez ilçeden Şehzadeler’in bağımsız adayı Nuri Koç, “işçilerin adayı” olarak seçmenin karşısında. “Bu eller her şeyi yapıyor da bir kenti mi yönetemeyecek?” diye soruyor: “Her şeyi yapan bizsek, yöneten de biz olmalıyız. Bu güne kadar hep onlar, zenginler yönetti. Yönetirken de işçinin sırtına bindiler. Artık hava bizden yana dönmeli. İşçinin sorununu yalnızca işçiler çözer. Bunun için de birlik olmalıyız. Biz bir araya gelirsek, ne belediyeler, ne ülkeler yönetiriz!” Nuri Koç, Şehzadeler ilçesinde bağımsız aday olarak yarışa katılıyor. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear