Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
8 22 ŞUBAT 2019 CUMA EDİTÖR: GÜRER MUT TASARIM: EMİNE BİLGET HABER ‘Total beka’ sorunu Seçim kararı alındığından itibaren, hatta ta referandum öncesinde, koalisyon ortakları “Bu bir beka sorunu” cümlesini kurmaya başlamışlardı. Daha önceki bir yazımda, bu iki partinin de (AKPMHP) aslında yalın bir gerçeği dillendirdiklerini, hem kendileri hem de 16 Nisan hileli referandumu ile kurdukları yeni rejimi “oturtmak” adına, hemen sonrasındaki iki seçimi de (24 Haziran ve 31 Mart) kazanmanın şart olduğunu vurgulamıştım. Bu iki seçimde alacakları en ufak bir “sıyrık” bile, Türk usulü totaliter rejimin yeni versiyonu (Turkotarianism 2.0) açısından bir tökezleme anlamına gelecekti. Nitekim bu anlayış, yaklaşan seçim öncesinde, her iki partinin söylemlerine hâkim durumdadır. Ağızlarını her açtıklarında, buram buram “Kuşatılmışlık sendromu” kokan, bir tür “Siz hepiniz!.. Biz ikimiz!..” içeriğinde haykırmaktalar. Hani şu aksiyon filmlerinde sırt sırta verip, kılıçları çekip, yaklaşan ve kendilerini bir çembere sıkıştırmak istediğini sandıkları, düşmanları bertaraf etmeye dönük bir “defansif pozisyon”dan söz ediyorum. Malum, “Ey CeHaPe, Ey Akşener, Ey HeDePe, Ey PeKeKe, Ey Karamollaoğlu, Ey Dış Güçler, Ey Domates, Ey Sivribiber, Ey Katil Esed, Ey Muhterem Hoc’efendi (pardon... bugün o “FETÖ Alçağı” oldu değil mi? Unuttum...)” diye meydan okudukları cephe(!). Çoklu beka savaşları Oysa ki, bu “beka sorunu”, sadece onların değil. Karşılarındaki sözüm ona “cephe”nin her bir unsuru da kendi başına birer “beka savaşı” veriyor. “Ey Bay Kemal” (namı diğer Sayın Kılıçdaroğlu’ndan) başlayalım: 1 Nisan sabahı ne olacağını tam olarak kestirebilen var mı ana muhalefet partisi içinde? Genel merkezden, örgütün en ince kılcal damarlarına kadar, herkesin tarihi bir hesaplaşmanın hazırlıkları içinde olmadığını söyleyebilir mi hiçbir partili? Şimdiden, kanlı bıçaklı bir iç boğazlaşma içinde olduklarını herkes bilmiyor mu? Âlemin bildiğini âlemden saklamayın. İYİ Parti ile devam edelim: Yola büyük umutlarla çıkan ve (hakkını teslim edelim) büyük maniaları aşan, ama bir türlü rüzgârı yelkenlerine dolduramayan Sayın Meral Akşener’in, olası bir başarısızlıkta “Üçüncü bir istifa gitgeli”ne tahammülü kaldığını söyleyebilir mi kimse? HDP cephesine bakalım: En büyük “beka sancısı”nı yaşayan partilerden biri olduğu gerçeğini kim inkâr edebilir? Kürt Siyasi Hareketi açısından da önemli bir dönüm noktasıdır bu seçim. On yıllara dayanan “inkâr, tecrit, hatta infaz” siyasetinin hedefi oldukları gerçeğini teslim etmekle birlikte, terör örgütü ile ilişkisini hemen hiçbir dönem tam olarak doğru rotaya oturtamayan, önceliklerini bir türlü doğru belirleyemeyen (bkz. Leyla Güven’in durup dururken bugün Öcalan’ın hukuku için eyleme kalkışıp parti örgütünü hedef tahtasına oturtması) bağımsız siyaset oluşturmakta zorlandığı ayan beyan ortada bir HDP açısından da, bu seçim önemli bir dönüm noktası olacaktır. “Bilge Adam” Sayın Temel Karamollaoğlu’na geçelim: Bu seçimde de “marjinalite”nin sınırlarından dışarı kendisini atamazsa, bir daha asla Milli Gazete manşetlerinin ötesine geçebilecek bir siyasi güç olmayı hak edemeyeceği için, takkeyi masaya koyup yeniden düşünmek zorunda kalmayacak mıdır? “Eyy Dış Güçler...”in de işi zor: ABD’sinden AB’sine, 31 Mart’ta yerini sağlamlaştırmış bir Yeni Rejim’i, şaşkın ördek gibi izlemek zorunda kalacaklardır. Fısır fısır alternatifçilik oynayan, “YedekAK hareket” de diyebileceğimiz “Müzmin Utangaç Muhalifler Teşkilatı”na yani GülBabacanDavutoğlu forvet üçlüsüne güveniyorlarsa, buna “siyasi futbol tarihinin en kısa fıkrası” diye bakarım. Geriye ne kaldı? Ağlak Vaiz mi? Güldürmeyin beni... O çete, eski koalisyon ortağına karşı beka savaşını, ta 1725 Aralık’ta kaybetti. Geçmiş olsun. Haa, tabii... DBT’yi (DomatesBiberPatlıcan) atlamayalım... Onlar hiçbir zaman “altta” kalmaz. Bilen bilir. Demem o deme ki, ekonomi böyle bir halde iken, “Ekonominin güçlü ve sözü geçen tüm aktörlerinin, yani Ey Dolar’ın, Ey Faiz’in, Ey Dış Borçlar’ın, Ey Enflasyon’un” bunca güçlü olduğu bir ortamda, bir tek onların “beka sorunu” yok. Âlem biliyor. Sınav günleri nüfus müdürlükleri açık olacak Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi’nce (ÖSYM), kimliğini kaybeden adayların mağduriyetini gidermek amacıyla sınav günü açık tutulacak nüfus müdürlüklerine başvuranlara görevli personel tarafından, “Geçici Kimlik Belgesi” düzenleneceği bildirildi. Önceki yıllarda sadece YKS ve KPSS’yi kapsayan uygulama, ÖSYM’nin basılı ortamda yaptığı tüm sınavlar için geçerli hale geldi. ÖSYM’den yapılan çıklamada, “Sınava girişte geçerli kimlik belgesi olarak kabul edilen nüfus cüzdanı veya T.C. Kimlik Kartını kaybeden adayların sınava girebilmeleri için sınav yapılacak merkezlerdeki nüfus müdürlükleri sınav günü açık tutulacaktır” bilgisi paylaşıldı. Sınav günü açık olacak nüfus müdürlüklerinin adres bilgisinin, sınavdan önce ÖSYM’nin internet sayfasından duyurulacağı belirtildi. l ANKARA/Cumhuriyet Akdeniz’de ikinci Sevr!Emekli Tümamiral Gürdeniz, Akdeniz’deki sondaj çalışmalarına ilişkin Cumhuriyet’e konuştu: Emekli Tümamiral Gürdeniz, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de uzun yıllar varlığını sürdürebilmesi için mevcut çalışmaların sürdürülmesi gerektiğini vurguladı. Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de yaptığı doğalgaz ve petrol aramalarına yönelik değerlendirmelerde bulundu. Gürdeniz, “Mavi Vatan Türkiye’nin geleceğidir, güvenliğidir. Doğu Akdeniz’de ikinci bir Sevr ile karşı karşıyayız. Bu zinciri sadece askeri faaliyetlerle kıramayız. Bu nedenle TürkiÇAĞDAŞ ye, Akdeniz’deki varlığıBAYRAKTAR nı her şekilde sürdürmelidir. Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki varlığı tartışma konusu olmamalıdır. Sondaj çalışmalarına dair yapılan eleştiriler, maalesef sondaj mantığıyla çelişmektedir” dedi. Amiral Gürdeniz, son günlerde Meclis gündeminde de olan Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki petrol ve doğalgaz arama çalışmalarının gerekliliğini değerlendirdi. Gürdeniz, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de uzun yıllar varlığını sürdürebilmesi için mevcut çalışmaların sürdürülmesi gerektiğini, henüz bir rezerv bulunmadığı için çalışmaların sonlandırılmasının son derece yanlış olduğunu vurguladı. ‘Haklarını altın tabakta sunarlar’ Gürdeniz, Doğu Akdeniz’deki çalışmaların sürdürülmesinin Türkiye açısından önemini anlamak için Osmanlı İmparatorluğu’nun Kuveyt’ten vazgeçiş örneğini anımsamak gerektiğini belirtti. Gürdeniz, şunları kaydetti: “İngiltere Dışişleri Bakanı Sir Edward Grey, 1911’de ‘Temel hedefimizi daima hatırda tutmamızın önemli olduğuna inanıyorum; bu da Basra Körfezi’ndeki ve onu tamamlar nitelikteki Mezopotamya’daki İngiliz çıkarlarını korumaktır’ derken; dönemin Sadrazamı, Mahmut Şevket Paşa ise, 1913’te “Kuveyt ve Katar gibi çölden ibaret iki kaza yüzünden İngiltere ile ihtilaf çıkaramayız” diyerek bu toprakları İngilizlere bırakmıştı. Kendi öz hak ve çıkarlarının farkında olmayan ve sahip çıkamayan milletler, başka milletlere bunu altın tabakta sunarlar. Osmanlı’nın çöküş dö Cem Gürdeniz “Yunanistan ve Güney Kıbrıs, AB ve ABD desteği ile bizden 100 bin ki lometrekare alan çalmaya kalkıyor. Buna sadece donanma varlığı ile cevap veremeyiz. Pahalı da olsa sismik ve sondaj faaliyetlerle sürekli cevap vermemiz gerekiyor.” neminde bu gibi çok sayıda örnek göstermek mümkündür.” Erdemli’de yapılan sondaj çalışmalarında rezerve rastlanmamasının, diğer çalışmalar esnasında da rezerv bulunamayacağı anlamına gelmediğini, bu varsayımın son derece yanlış olduğunu kaydeden Gürdeniz, “1959’da Hollanda’nın Groningen bölgesinde petrol bulunduktan sonra bu bölgeye komşu Kuzey Denizi’nde araştırmalar başlatıldı. Aramalarda rezerve rastlanmaması üzerine çalışmalar durma noktasına gelmişken, 1969 Kasım ayında Norveç’e ait kıta sahanlığı içinde “Ekofisk” isimli bölgede 1700 metre derinlikte zengin petrol kaynakları keşfedildi. Çalışmaları sonlandırmaması Norveç’in kaderini değiştirdi. Akdeniz’de de bu durum böyle. İsrail’in Tamar ve Leviathan; Güney Kıbrıs’ın Afrodit; Mısır’ın Zohr ve Noor sahalarında örneklendiği üzere peşi sıra rezervler keşfediliyor. Bunun anlamı açıktır. İlla ki Türk sahasında da bu rezervler mevcut. Onlar olmasa bile gelecek kuşakların kullanacağı gaz hidratlar mevcut. Bunların varlığı değil, ne zaman keşfedileceği söz konusudur. Bazı yatırımları yapmadan kazanç beklenemez” dedi. “Mavi Vatan varlık gösterdiği niz sürece sizindir, mutlaka girişken olmalısınız” diyen Gürdeniz, Türkiye’nin kendine ait olan yerlerde sismik, hidrolojik ve biyolojik araştırmalar; balıkçılık ve tatbikatlar yapmasının bir zorunluluk olduğunu belirtti. Denizlerdeki jeopolitik ve stratejik çıkarların günlük siyasi ya da ekonomik argümanlara terk edilemeyeceğinin altını çizen Gürdeniz, “Zira deniz sonunda mutlaka kazandırır. Usulsüzlük ve yolsuzlukların kararlılıkla üzerine gidilmelidir ancak usulsüzlük ve yolsuzlukla ilgili iddialar asla ve asla denizin stratejik kullanımına engel teşkil etmemelidir” açıklamasında bulundu. ‘Akdeniz, Mustafa Kemal’in direktifidir’ Emekli Tümamiral Gürdeniz, “Evde aş yok diye, yaşayan nesillerin günlük çıkarları için gelecek nesillerin tarlasından vazgeçiyorsunuz. Kurtuluş Savaşı’nda bu paradigma işleseydi kimse silahını alıp savaşa gitmezdi. Baştan teslim olurduk” saptamasını yaptı. Günümüzde, Türkiye’nin, Doğu Akdeniz başta olmak üzere tüm denizlerdeki mücadelesinin “ikinci bir Sevr ile mücadele” olduğunu vurgulayan Gürdeniz, “Yunanistan ve Güney Kıbrıs, AB ve ABD desteği ile bizden 100 bin kilometrekare alan çalmaya kalkıyor. Buna sadece donanma varlığı ile cevap veremeyiz. Pahalı da olsa sismik ve sondaj faaliyetlerle sürekli cevap vermemiz gerekiyor. Devletler sadece çıkarlarını korumaz, aynı zamanda çıkarlarını geliştirir de. Muhalefetin önceliği Doğu Akdeniz kıta sahanlığı ve Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) sınırlarının ilanı için hükümete baskı yapmak olmalı” dedi. Gürdeniz, Türkiye’nin Akdeniz’de sonsuza kadar varlığını sürdürmesi gerektiğini vurgulayarak sözlerini şöyle tamamladı: Akdeniz, Büyük Taarruz’da Mustafa Kemal’in Türkiye’ye verdiği direktiftir. Bu hedef, şimdi Mavi Vatan’ı ve ötesini kapsıyor. Türkiye 21’inci yüzyılda da Mavi Vatanı’na sahip çıkacaktır. Türkiye, Anadolu’nun periferisi (çevresi) olan Hint Okyanusu ile Atlantik dahil, Türk ticaretinin ve çıkarlarının olduğu her alanda deniz varlığını göstermek ve geliştirmek zorundadır. Unutulmamalıdır ki bizim gibi yarımada devletleri için savunma denizde başlar.” NECATİ SAVAŞ ‘Güvenli bölge kontrolüMÜZDE olmalı’ Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) komuta kademesi ile yabancı askeri ataşelerin katılımıyla Kars’ta gerçekleşen ‘2019 Kış Tatbikatı’ dün başladı. Tatbikatta konuşan Akar, Suriye’de ABD’nin önerdiği güvenli bölge konusunda mesaj vererek, “Suriye’nin kuzeyinde oluşturulması düşünülen güvenli bölgenin Türkiye’nin kontrolünde olması şarttır” dedi. Kars Sarıkamış’ta yapılan 2019 Kış Tatbikatı’nda, TSK’nin kış şartlarındaki kuvvetleri sergilendi. 9. Kolordu Komutanlığı’nın idaresinde düzenlenen etkinliğe, aralarında Katar, Azerbaycan, BosnaHersek, İngiltere, Almanya ve İtalya’nın da bulunduğu 15 ülke katıldı. Tatbikatın fiili aşamasının sonunda konuşan Akar, ABD’nin Suriye’nin kuzeyinde kurulmasını önerdiği güvenli bölgeyle ilgili de konuşurken, “Suriye’nin kuzeyinde oluşturulması düşünülen güvenli bölgenin Türkiye’nin kontrolünde olması şarttır. Ancak bu şekilde bölge halkına her türlü şiddet ve zulmü yapan, istikrarsızlık kaynağı olan DEAŞ, PKK/YPG gibi terör unsurları temizlenerek, bölge istikrarlı hale getirilebilir, mülteci krizi ancak bu şekilde aşılabilir” dedi. Akar son olarak, Münbiç ve Fırat’ın doğusu terör örgütü PKK/YPG ve DEAŞ’tan temizlenerek, sınırlarımızda bir terör koridorunun oluşturulmasına müsaade edilmeyecektir” ifadelerini kullandı. l KARS / Cumhuriyet Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Mijatovi, gezi iddianamesini değerlendirdi ‘Türk adaleti yoldan saptı’ Osman Kavala İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarfından Gezi Direnişi’ne ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında yaklaşık 16 ay tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala ve sanatçı Memet Ali Alabora’nın da araların da olduğu 16 şüpheli hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenmesine Avrupa Parlamentosu Türkiye ra portörü Kati Piri, “Türk yargısı şaka gibi” yorumu yaptı. Piri, soruşturmayla ilgili iddianameye Twitter hesabından tepki göstererek, “Şoke oldum. Öfkeli ve üzgünüm. Osman sadece bir arkadaş değil, aynı zamanda bir barış adamıdır” ifadesini kullandı. Ayrıca Piri, 16 ay sonra, cezaevindeki Kavala hakkındaki, “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlamasını “delilik” diye değerlendirdi. Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Dunja Mijatovi, “İddianameyle ilgili yazılı açıklamasında, şoke olduğunu belirterek “Karar Türk adaletinin Avrupa insan hakları standartlarından ne kadar saptığını gösterdi. Bu kişilere yönelik suçlamalar kabul edilemez, söz konusu ceza mahkemesinin de böyle düşüneceğini umuyorum” dedi. l Haber Merkezi Bakan Çavuşoğlu: Kıbrıs’ta sondaj başlayacak Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavu şoğlu, önümüzde ki günlerde Kıbrıs etrafında 2 gemiy le sondaj çalışma larına başlanacağı nı söyledi. Çavuşoğlu Mevlüt Çavuşoğlu, Aydın’da kır bah çesinde, iş dünyası temsilcileriy le buluştu. Burada Kıbrıs’ta yapılma sı planlanan sondaj çalışmalarına ilişkin bilgi veren Çavuşoğlu, “Ege ve Doğu Akdeniz, Kıbrıs etrafında ki hidrokarbon zenginlikleri bizim için stratejik hedeftir, milli konular dır. Hiçbir zaman Kıbrıs Türk halkı nın ve Türkiye’nin haklarını çiğnet medik, bundan sonra da çiğnetme yiz” dedi. Önümüzdeki günlerde 2 gemiyle sondaj çalışması yapılaca ğını anlatan Mevlüt Çavuşoğlu, Es kiden Barbaros Hayrettin Paşa sis mik araştırmalar yapıyordu. Şimdi bir platformumuz var. Alanya bölge sinde mart ayına kadar sondaj yapı yor. O bittikten sonra Kıbrıs’a gide cek. Yeni platformumuz da bugün lerde geldi geliyor. Karadenize gide cekti, onu da oraya kaydırıyoruz ki o bölgede bizsiz bir şey yapılamaya cağını, o bölgeye uzaklardan gelen ler de onların şirketleri de görsün. Akdeniz’de Türkiyesiz hiçbir şey ya pılamaz, buna müsaade etmeyiz” di ye konuştu. Çavuşoğlu, Rusya ile ilişkileri geliştirmenin Türkiye’nin ya rarına olduğunu kaydederek, “ Batı lılar, ‘Sizinle müttefikiz neden Rus ya ile ilişki kuruyorsunuz?’ diyebi lir. Bugünlerde aramızda bir gergin lik olabilir ama o NATO ülkelerin ço ğu Rusya ile bizden daha iyi ilişki ler içindeler. Biz doğalgaz ihtiyacımı zın yüzde 50’sini Rusya’dan alıyoruz. Avrupa ülkeleri doğalgazın yüzde 80 veya 90’ını almaktadır. Almanya biz den daha fazla alıyor. Son zamanlar da ABD Başkanı Donald Trump’ın, Almanya’ya yüklenmesinin sebe bi de budur. Sen alırken iyi, ben iliş ki kurarken problem var. Bu bölgede bu coğrafyada yaşıyorsanız kriz dö nemlerini çok iyi bastırmanız lazım” ifadelerini kullandı. l İç Politika AP raporuna tepki ‘Önyargılı tutumun göstergesi’ Avrupa Parlamentosu’nun (AP) Türkiye ile müzakerelerin askıya alınmasını öneren karar tasarısının AP Dış İlişkiler Komitesi’nde kabul edilmesine Ankara’dan tepki geldi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, “Hukuki bağlayıcılığı olmayan, tavsiye kararı niteliğindeki taslak raporda, ülkemizin AB’ye katılım müzakerelerinin resmen askıya alınması çağrısında bulunulması kesinlikle kabul edilemez. Raporda yer alan asılsız iddialar ise AP’nin ülkemize karşı taraflı ve önyargılı tutumunun yeni bir göstergesidir” dedi. Hollandalı parlamenter ve AP Türkiye Raportörü Kati Piri tarafından kaleme alınan taslak rapor, Dışişleri Komisyonu tarafından üzerinde önemli değişiklikler yapılarak önceki gün kabul edilmişti. Rapor taslağının AP Komisyonu’nda kabul edilmesiyle ilgili konuşan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Aksoy, “AP üyelerine ülkemizde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçişle birlikte yaşanan gelişmeleri ve mevcut reform sürecimizi anlatıyoruz” dedi. “Buna rağmen, ülkemiz karşıtı çevrelerden beslenerek ortaya atılan mesnetsiz iddiaların taslak raporda yer almaya devam ettiğini üzülerek görüyoruz” diyen Aksoy, “Gerekli düzeltmeler yapılarak, mart ayındaki AP Genel Kurulu’nda onaylanacak nihai raporun daha gerçekçi, tarafsız ve teşvik edici olmasını bekliyoruz. Ancak böyle bir rapor ülkemizce dikkate alınacaktır. Türkiye, AB’ye katılım sürecinde ve bu yolda reform çalışmalarını sürdürme konusunda kararlıdır. Bu kapsamda AB’nin ve AB halklarının temsil edildiği AP’nin, aday ülke Türkiye’ye karşı ahdi yükümlülüklerine sadık kalmasını bekliyoruz” değerlendirmesine yer verdi. l ANKARA / Cumhuriyet C MY B