Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
12 28 OCAK 2019 PAZARTESİ EDİTÖR: HAKAN AKARSU HABER / YORUM Uğur Mumcu GazeteciYazar Uğur Mumcu geçen hafta ölümünün 26. yılında tüm yurtta anıldı. 24 Ocak 1993 tarihinde bir suikast sonucunda katledilen Uğur Mumcu’yu ve onun ilkelerini yok etmenin olanaklı olmadığı bir kez daha görüldü. Cumhuriyet gazetesinin efsane yazarı Uğur Mumcu, yaşamı boyunca faşizme, dinciliğe, bölücülüğe ve kapitalizme karşı mücadele verdi. Uğur Mumcu, kendisini sosyalist olarak tanımlamıştı. Ancak Uğur Mumcu bununla birlikte, Mustafa Kemal Atatürk’ün aydınlanma devrimlerinin de kararlı bir savunucusuydu. Çünkü Uğur Mumcu, başta laiklik olmak üzere, aydınlanma devrimlerinin başarısızlığa uğraması durumunda, sosyalist bir düzenin de kurulamayacağını bilecek kadar bilgili ve akıllıydı. Uğur Mumcu hiçbir zaman, bazı sözde sosyalistler gibi, Atatürk’ü karşısına almadı, aksine, bir yandan Atatürk düşmanı dincilere karşı, bir yandan da Atatürk’ü eleştiren “ikinci cumhuriyetçilere” karşı büyük bir mücadele verdi. Uğur Mumcu’nun Atatürk’e sahip çıkmasının bir başka nedeni de, Atatürk’ün antiemperyalist kimliği idi. Gerçek bir vatansever olan Uğur Mumcu, her zaman Türkiye’nin bağımsızlığı için mücadele verdi. Uğur Mumcu, ABD’nin Türkiye’de oynadığı oyunları ve ABD’nin Türkiye’nin içindeki işbirlikçilerini deşifre etti. 1970’li yıllarda Milliyetçi Hareket Partisi’nin, Ülkü Ocakları’nın ve Ülkücü Gençler Derneği’nin ABD ve CIA ile bağlantılarını ve KontrGerilla’nın nasıl örgütlendiğini, 1980’li ve 1990’lı yıllarda “Milli Görüş” adı altında örgütlenen dinci yapıların, cemaatlerin ve tarikatların, ABD destekli Suudi Arabistan’dan nasıl yardım aldıklarını ortaya çıkardı. Uğur Mumcu, kendisini “milliyetçi” ve “milli” olarak adlandıran örgütlenmelerin Türkiye’nin ve halkın yararı için değil, emperyalizmin çıkarları için çalıştığını, bu örgütlenmelerin kullandıkları “milliyetçi” ve “milli” gibi etiketlerin birer maske ve aldatmaca olduğunu belgeleriyle ortaya koydu. Uğur Mumcu sahte vatanseverleri deşifre etti ve bu gerici odakların devleti nasıl ele geçirdiğini belgeledi. Uğur Mumcu, Kürtçü bölücü örgütlenmelerin Britanya, ABD ve İsrail ile bağlantılarını da belgeleriyle ortaya koydu. Cumhuriyetin kurulmasından hemen sonra başlayan Kürt isyanlarının Britanya tarafından nasıl desteklendiğini ve İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra bu rolü ABD’nin ve İsrail’in nasıl üstlendiğini aktardı, terör örgütü PKK’nin emperyalizmin tetikçisi olduğunu vurguladı. 1990’lı yıllar, Türkiye’de gerçek vatanseverlerin katledildiği yıllardı. Atatürkçü Düşünce Derneği’nin kurucusu, hukukçu, öğretim üyesi Muammer Aksoy, ilahiyatçı, öğretim üyesi, SHP Parti Meclisi üyesi Bahriye Üçok, yazar, siyaset bilimci, öğretim üyesi Ahmet Taner Kışlalı, araştırmacı, yazar Turan Dursun da bu yıllarda katledildiler. Hepsinin ortak noktası, başta laiklik olmak üzere, Atatürk’ün aydınlanma devrimlerine sahip çıkmaları ve bu alanda etkili çalışmalar yapmalarıydı. Bugün aydınlanma karşıtı hareket Türkiye’de iktidarda. Bu hareketin iktidarda olmasını sağlayan siyasi partiler de AKP ve MHP. Türkiye’yi ortaçağ karanlığına ve cehalete sürükleyen bu siyasi partilerin liderleri, hocalarının izinde yürümeye devam ediyorlar. Necmettin Erbakan’ın geçmişte üstlendiği rolü bugün Recep Tayyip Erdoğan üstlenmiş durumda. Alparslan Türkeş’in geçmişte üstlenmiş olduğu rolü bugün Devlet Bahçeli üstlenmiş durumda. Uğur Mumcu, yazılarıyla ve kitaplarıyla, sadece Türkiye’nin yakın geçmişine ışık tutmamış, aynı zamanda Türkiye’nin geleceğini de öngörmüştür. Onu katleden odaklar şunu çok iyi bilmelidirler ki, aydınlanma, kurşunla, bombayla, hapisle ve geçici karşıdevrim hareketleriyle ortadan kaldırılabilecek bir şey değildir. İyi ve doğru olan bir şey, kaba kuvvetle ve baskıyla ortadan kaldırılamaz. 28 OCAK 2019 SAYI: 34081 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya Yazıişleri Müdürleri Serkan Ozan / Olcay Büyüktaş Akça Sorumlu Müdür Ozan Alper Yurtoğlu Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Şehriban Kıraç l İç Politika: Ali Açar l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Fotoğraf: Uğur Demir l Hafta Sonu: Hilal Köse l Kültür Sanat: Emrah Kolukısa l Düzeltme: Mustafa Çolak Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l İzmir Temsilcisi: Hakan Dirik Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur. l Okur Temsilcisi: Cengiz Yıldırım cengiz.yildirim@cumhuriyet.com.tr l Mali ve İdari İşler Müdürü: Hasan Talay l Satış Dağıtım Müdürü: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Baskı Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 06:42 06:26 06:47 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 08:12 13:24 15:58 07:54 13:09 15:45 08:13 13:31 16:11 Akşam 18:24 18:11 18:37 Yatsı 19:47 19:32 19:56 Başkan ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip ve nasıl normalleşmekte olduğunu kanıtlıyor. Erdoğan’ın mimarı benim dediği rejim, büyük müzisyen Fazıl Say’ın Truva Sonatı’nın açılış konserine, Ankara Senfonisi Ağıt bir ABD senatörünü de Başkan, Fazıl Say’dan ‘Normalleşiyor’!yanına alarak gitmesiyle normalleşiyormuş. Normalleşme iyidir de, tanımı gereği öncesinde bir anormalleşme olduğunu içerir. Onu ne yapacağız? İstanbul ve Ankara için de birer beste yapmasını istemiş. Bence de Ankara, çocuğu Say’dan özel bir beste bekliyor. Kentin, Refah, Fazilet ve AKP’li büyükşehir Kimin eseri? Bu toplumun anormalleşmesi kimin/kimlerin eseridir? Başkan’ın savcısıyım dediği, ancak beş yıl sonra tamamıyla uydurma oldukları saptanan Ergenekon, Balyoz ve benzeri davalarla yaşamı belediye başkanlarının elinde çeyrek asırdır; AKP iktidarında da 17 senedir, Cumhuriyetin değerlerinden nasıl uzaklaştırıldığı müziğe dökülmelidir. Bu çerçevede, Türk, Övün Çalış Anıtı’nın da içinde yer aldığı Güven Parkı’nın çöplüğe dönüştürülmesi; Ulus’ta bulunan ilk TBMM’den Çanka karartılanları ne yapacağız? ya Köşkü’ne uzanan Atatürk Bulvarı’nın Köşk’ten Çocuk tacizlerini, yoğunlaşan kadın cinayetleri Kuğulu Park’a kadar trafiğinin yalnızca iniş yö ni; işyerlerindeki işçi ölümlerini, haksızhukuksuz tutuklama ve yargılamaları, doğa talanlarını, mülkiyeti halka ait olan üretim birimlerinin yandaşlara sudan ucuza satılmasını, rüşvet ve yolsuzlukları hangi sayfaya yazacağız? Hukukun üstünlüğünü ve yargının bağımsızlığını savunanları, özgürlük isteyenleri, üniversite özerkliğini ve basınyayın özgürlüğünü sahiplen nüne verilerek kimliksizleştirilmesi; kentin uzun yıllar tek toplumsal kaynaşma ve eğlence bölgesi Gençlik Parkı’nın kullanılmaz duruma getirilmesi; yine kullanılmaz duruma getirilen tarihi Ankara Gar’ı; mimarisi, sokak ve caddeleriyle birer korkunç ucube olarak kenti çevreleyen yeni yerleşim yerleri ve giriş kapıları; Atatürk Hastanesi’nin ye meye çalışanları, sendikal hak savunucularını, rine dikilen Şehir Hastanesi’ne ulaşımı sağlayan kendisine muhalif sanatçıları, barış isteyenleri ve ahtapot benzeri yollar; ODTÜ arazisinin yağ her türlü muhalefeti, yıllardır, sabahakşam, vatan malanması; Maden Tetkik ve AramaMTA’daki haini, terörist, dinsiz olmakla suçlayarak toplumu kutuplaştıranlar kim ya da kimler? Üstelik hem 16 Nisan 2017 anayasa oylamasının, hem de 24 Haziran 2018 seçimlerinin sonuçları tartışmalı; 31 Mart 2019 yerel seçimlerine de sandık güvenliği sorunuyla gidilmiyor mu? Başkan’ın konsere gittiği günlerde kaşla göz arasında bakın ne oldu? Gaziantep’teki Bilim İnsanın Evrimi tablosunun ortadan kaldırılışı ve... Bütün bunlardan çok daha yıkıcı olarak, Atatürk Orman Çiftliği’ne (AOÇ) yapılan sayısız tecavüz, piyanonun tuşlarının çığlığına yansımalıdır! Kimliğini tümüyle yitiren ve doğal parkı dinozorlarla doldurulan AOÇ’de, ABD Büyükelçiliği Külliye ya da Saray’a komşu geliyor. Elçilik, Teknoloji Üniversitesi’nin adının başına, bir torba AKP iktidarının kolaylaştırıcılığı sonucu sağlanan yasa maddesiyle İslam sözcüğü eklendi. Rektör 37 dönümlük AOÇ arazisi üzerinde yükseliyor lüğüne de ilginç dinsel yorumlarıyla bir TV yıldızı kesilen ve kendisini eleştirenlere “Sizinle mahşerde hesaplaşacağım” diyen Nihat Hatipoğlu atandı. Bu olay, kamuoyunun gündemine gelmedi; YÖK ve üniversite çevrelerinde bile sessizlikle geçiştirildi. Aynı günlerde üstelik yıllarca Milli Eğitim Bakanlığı yapmış bir milletvekili Sivas’ta, yerel seçimlerde “AKP’ye vereceğiniz oylar ruzi mah ve 2019’da, Ulusal Bağımsızlık ve Kurtuluş Savaşı’nın başlamasının 100. yılında açılacakmış. Eğer açılışa Başkan Trump da çağrılır ve Ankara Senfonisi ilk kez orada çalınırsa, ABD de dize getirilir (!) ve normalleşmenin küresel boyutu da tamamlanır. Böylece ülke, kendisini anormalleştirenin şerde beraat belgeniz olacaktır” diyordu. Yalnızca liderliğinde normalleşmesini, tüm yönleriyle ger geçen haftanın bu iki olayı bile rejimin ne yönde çekleştirmiş olur! Karabekir’in torunundan Bakana 15 Temmuz tepkisi Kazım Karabekir Paşa’nın 71’inci ölüm yıldönümü nedeniyle düzenlenen anma etkinliğinde Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum konuşurken Kazım Karabekir’in torunlarından Ferhan Ayasbeyoğlu, “Bugün 15 Temmuz hakkında konuşmamanızı rica ediyorum. Böyle bir konuşma yapılması benim kanıma dokunuyor” dedi. Yaşanan tartışma üzerine Ayasbeyoğlu salonu terk etti. Bakan Kurum, Karaman’ın Kazımkarabekir ilçesinde “Kazım Karabekir Paşa’yı Anma Programı”na katıldı. Kazımkarabekir Belediyesi Kültür Sitesi Salonu’ndaki anma etkinliğinde Bakan Kurum, Kurtu Kazım Karabekir’i anma etkinliğinde Ferhan Ayasbeyoğlu, Bakan Kurum’a “Bugün 15 Temmuz hakkında konuşmamanızı rica ediyorum” diyerek tepki gösterdi. luş Savaşı’ndan bahsettikten sonra sözü 15 Temmuz’a getirince salonda bulunan Kazım Karabekir’in torunlarından Ferhan Ayasbeyoğlu, “Bugün 15 Temmuz hakkında konuşmamanızı rica ediyorum. Yarın, öbür gün istediğinizi yapın ama lütfen buna alet etmeyin. Böyle bir konuşma yapıl ması benim kanıma dokunuyor” dedi. Bunun üzerine Kurum, Ayasbeyoğlu’na “O gün de birçok şehidimiz, birçok gazimiz oldu. Onlar da vatanın birliği, beraberliği, bütünlüğü için mücadele etmiştir” yanıtını verdi. Tartışmanın ardından Ayasbeyoğlu, salonu terk etti. l Haber Merkezi İstanbul’da terör operasyonu: 3 gözaltı İstanbul’da terör örgütü PKK’ye yönelik operasyonda Beşiktaş Vodafone Stadyumu ve Vezneciler bombalı saldırılarıyla ilgili 3 kişi gözaltına alındı. Emniyet güçleri, Vodafone Park ve Vezneciler’deki bombalı saldırılar ile 2017’de Bahçelievler’de yakalanan bombalı araç olayının hazırlık faaliyetlerinde yer alan ve terör örgütünün gençlik yapılanmasında milisişbirlikçilik faaliyetlerinde bulunduğu tespit edilen şüpheli Ş.K., S.A. ve S.B.’yi yakalayarak gözaltına aldı. l AA FETÖ’nün Adana ‘il imamı’ yakalandı Adana’da, FETÖ/PDY’nin il imamı olduğu ileri sürülen ve “örgüt yönetmek ve kurmak” suçundan hakkında 12 yıl kesinleşmiş hapis cezası bulunan Eyüp Alıcı, yakalandı.Polis ekipleri, örgütün Adana il imamı Eyüp Alıcı’nın saklandığı yeri belirledi. “Örgüt kurmak ve yönetmek” suçundan 12 yıl kesinleşmiş hapis cezası nedeniyle aranan Eyüp Alıcı, Yurt Mahallesi’nde polisin düzenlediği operasyonla yakalandı. Emniyet’e götürülen Alıcı, işlemlerinin ardından cezaevine götürüldü. l DHA Venezüella gerçeği Maduro’nun hataları yok mu? Elbette var. Ancak ABD’nin Venezüella’da darbe yapmaya kalktığı bir süreçte diktatör diyerek Maduro’yu hedef almak, en hafifinden Venezüella’ya haksızlıktır ve ABD’nin Saddam’ı, Kaddafi’yi, Esad’ı “şeytanlaştırma” propagandasından ders alınmadığı anlamına gelir. Zira mesele Maduro meselesi değildir; mesele Venezüella’nın petrollerine emperyalist tekellerin göz dikmesi meselesidir. Rakamlarla anlatalım: Venezüella, kanıtlanmış rezerv verilerine göre, 300 milyar varille 1. ve 6 trilyon metreküp doğalgaz rezerviyle 7. sırada. Kısacası Ortadoğu’dan önünde sonunda çekilmek zorunda kalacağını gören ABD için burnunun dibinde sömürülmesi gereken bir ülkedir Venezüella… ABD’nin ‘arka bahçe’ darbeleri Asıl mesele şudur: Güney Amerika’da 2000’lerin başında Bolivarcı bir sol dalga başladı ve kısa zamanda bölge ABD’nin “arka bahçesi” olmaktan çıktı. Venezüella’da 1998’de devlet başkanı olan Hugo Chavez, programıyla bu sol dalgaya liderlik yaptı. Kuşkusuz ABD, “arka bahçesi”nden öyle kolay vazgeçmeyecekti ve Çin’le ilişki kuran ülkeleri seyretmekle yetinmeyecekti. 2002’de Venezüella’da Hugo Chavez’e başarısız bir askeri darbe yaptılar. Haziran 2009’da Bolivarcı İttifak’a katılma kararı alan Honduras Devlet Başkanı Manuel Zelaya askeri darbeyle indirildi. 2012’de Paraguay Devlet Başkanı Fernando Lugo parlamenter bir darbeyle koltuğundan edildi. Arjantin ABD’nin ekonomik ambargo saldırısına uğradı. ABD mahkemeleri değersiz devlet tahvillerine fahiş değerler yükleyerek Arjantin’e on milyarlarca dolar borç çıkardı. Cristina Kirchner hükümeti ABD mahkemelerinin kararlarını tanımayınca Arjantin’in tüm dış hesapları kapatıldı. Brezilya’da Ekim 2018’de seçimleri ABD’nin büyük desteğiyle sağcı Jair Bolsonaro kazandı. ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton Brezilya’daki değişimi şu sözlerle kutladı: “Kolombiya’da Ivan Duque ve Brezilya’da Jair Bolsonaro’nun devlet başkanı seçilmeleri, bölgede serbest piyasa prensiplerine bağlı, açık, şeffaf ve hesap verebilir yönetimlere artan bağlılığı gösteriyor.” İşte mesele bu “serbest piyasa”dır. ABD Güney Amerika’daki ülkelerin piyasalarını, pazarlarını serbestçe emperyalist tekellere açmasını istiyor! Chavez Maduro ülkesini zenginleştirdi Kaldı ki, kimilerinin ABD propagandasına kandığı gibi Maduro’nun sürdürdüğü Chavez programı Venezüella’yı açlıkla karşı karşıya getirmiş değil! (Latin Amerika Uzmanı akademisyen Esra Akgemci’nin önemle belirttiği gibi; Batı basınında “açlık isyanları” diye sunulanlar, muhalefetin gıda stoklarını yağmalamasıdır ve Chavez’in yıkamadığı gıda oligarşisi, daha önce de seçim baskısı için üretimi kesmiştir!) Tersine Chavez’in yüzde 50’yi bulan en yoksul sınıfın kalkınmasını esas alan (ve bu nedenle orta sınıfların tepki gösterdiği) programı Venezüella’yı büyüttü ve halkını zenginleştirdi. Venezüella’yı esas sıkıntıya sokan ABD’nin ekonomik ambargosu ve saldırısıdır. İşte rakamlar: 2000 yılında Venezüella’nın GSYİH’si 118 milyar dolar ve kişi başı geliri 4.824 dolar iken, 10 yılda GSYİH 294 milyar dolara ve kişi başı gelir de 10.317 dolara yükseldi! Chavez’in ölümünden sonra 2013’te onun programını sürdüren Maduro da ülkeyi büyüttü: Ülkenin GSYİH 2013’te 369 milyar dolara, 2014’te 481 milyar dolara yükseldi. Ancak petrol fiyatlarının düşmesi ve ABD’nin ağır baskısı sonrasında 2015’te GSYİH 185 milyar dolara kadar düştü. ABD’nin 2017’de başlattığı ağır ambargo da Venezüella’nın petrol üretimini yüzde 60 oranında düşürmesine neden oldu. Kısacası Venezüella’nın Chavez Maduro ile büyüyen ekonomisini vuran, esas olarak ABD emperyalizminin ağır ekonomik saldırısıdır. Asıl mesele antiemperyalizm ABD, ekonomisini zayıflattığı Venezüella’da şimdi Maduro’yu devirme operasyonuna başladı: AP’ye göre Guaido’nun “geçici devlet başkanı” olarak tanınması için haftalar önce gizli diplomasi başlatıldı. WSJ’nin yazdığına göre ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, kendisini “geçici devlet başkanı” ilan etmeden bir gece önce Guaido’yu arayarak “ABD senin yanında” mesajı verdi. Ve Guiado ABD’nin bu çalışmasının ardından kendisini “devlet başkanı” ilan etti ve Trump da anında onu “devlet başkanı” olarak tanıdığını açıkladı. Yani ortada açık bir darbe ve ciddi bir savaş vardır. ABD emperyalizminin bu saldırısına ve “arka bahçesi”nden hasat almak istemesine “amasız tam karşı olmak” esastır! KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK BULMACAbehicak@yahoo.com.tr SEDAT YAŞAYAN ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Eskiden lise öğreniminden sonra verilen olgunluk sınavı. 1 2 2/ “Çok uzaklardan 3 kuşları geçiyor / Tüyleri diken diken” (B.R. Eyüboğlu)... 4 5 Tümör. 3/ Nâzım Hikmet’in soyadı... Vücudun kimi bölgelerini el ya da özel 6 7 8 aygıtlarla ovma. 4/ Datça Yarımadası’nda 9 ünlü bir antik kent... Sodyum elementinin sim 1 2 3 4 5 6 7 8 9 gesi. 5/ Köpek... Hazır, mevcut. 6/ Yüce, yüksek... Rütbe ya da kıdemce küçük olan asker. 7/ “Sevgili, dost” anlamında argo sözcük... Boru sesi. 8/ Uzun omuz atkısı... Luc Besson’un bir 1 T OKMA KBA Ş 2 AYRAÇ ELA 3 Ş A İ R DRAM 4 İ T ABANCA 5 KR İ TER AN 6 A KORT E İ filmi. 9/ Yeraltında galeriler ve 7 R B N L K A Z geçitler biçiminde oluşturulmuş 8 D İ A İ N T İ M mezarlık. 9 İ SKAND İ L = YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Sağlamlaştırmak. 2/ Bolu ilinde turistik bir göl... Soyun dan gelinen kimse. 3/ İnanmış, aklı yatmış... Bir elektroliz aygıtındaki artı kutup. 4/ Eski dilde su... Kendisine âşık olan Samson’un saçlarını keserek onu güçsüz bırakan ve böylece Filistin’i İsrailoğullarından kurtaran kadın. 5/ Doğal hidratlı demir oksit. 6/ Görünüşe göre olacağı sanılan... Telefon sözü. 7/ Eski Mısır inanışında insan ruhu... İlaç. 8/ Çin’in para birimi... Bir kimsenin, bir taşıtın durması için verilen komut. 9/ Büyük bira bardağı. C MY B