23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazar 26 Ağustos 2018 6 Banderistlere karşı antifaşist halk milisleri Donbasslı milisler gönüllü çıktıkları yolda orduya dönüşmüş Gorlovka’ya bağlı Zeitsovo köyündeki cephe hattında Halk Milisleriyle uzun uzun sohbet ettik. Kendi fotoğraflarını çektirmediler ama benim, önce titrek bir elektrik, ardından mum ışığında onları dinlerkenki halimi fotoğraflamışlar. 3 Ukrayna ve Donbass, Rusya Federasyonu için bir anlamda Suriye’nin kilidi. Eğer 2014 Kiev darbesi olmasaydı ve geri tepmeseydi Rusya’nın Eylül 2015’teki Suriye’ye müdahilliği bu denli kolay olmazdı. Rusya’nın artık ideolojik karşıtlığı yokken, bu gelişme Batı sınırında çemberi daraltan NATO karşısındaki jeostratejik başarısını getirdi. Donbass sorunu henüz çözülmemiş olsa da ‘direniş damarı’ Moskova’ya toparlanıp hamle yapma imkânı sundu. Karadeniz’den Akdeniz’e uzanan alan açıldı. NATO dört senedir Rusya’nın Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü ihlal ettiğini söylüyor. Moskova reddediyor. Donbass’takiler de öyle. Rusya’dan askeri ve gönüllü yardımını zaten teslim ediyorlar. Ancak doğrudan müdahale olmadığını belirterek. Ben şahsen Rus ordusunun izine rastlamadım. Ama zaten Donbass’ta Rusya ‘her yerde’... Donbass’ta direnişinin kilit unsuru olan ve bugün DNR ve LNR halk ordularına evrilmiş Halk Milisleriyle görüşme fırsatı buldum. GORLOVKA HATTI DNR Halk Ordusu milisleriyle görüşmek için seçtiğimiz yer Gorlovka. Donetsk’in kuzeydoğusunda. Oblastın önemli bir sanayi kenti. Sovyetler döneminden beri önemli maden, metalürji ve kimya işletmelerinin olduğu yer. Otobüs duraklarında CCCP yazıları duruyor. Milislerle Gorlovka’daki sınır hattındaki Zeitsovo’da buluşuyoruz. Yemyeşil bir köy. Savaş öncesi 2.500 (3.500) kişi yaşıyormuş. Şimdi 1500 kadar. Yarısında hayat devam ediyor, diğer yarısı cephe hattı. Donbass’ta kimi yerlerde 12 km genişliği bulan gri hatlar var ama burada 150 metreye kadar iniyor... Ancak üzerimize 18 kiloyu bulan çelik yelekleri, kafamıza miğferleri geçirerek gitmemize izin veriyorlar. Çünkü keskin nişancı ateşi var. Milisleri köyün bir evinden çevirdikleri karargâhta buluyoruz. Bahçeye en az 2 metrelik siperler kazılmış. Camlar kum torbalarıyla kapatılmış. Bizi 710 milis karşılıyor. Kapının girişinde bir bilgisayar duruyor. Önce titrek bir elektrik ışığı, kesilince mum ışığında söyleşiyoruz. ‘YURTSEVERLİK’ Lesnik 24 yaşında. Bu kod ismi. Ormancı anlamına geliyor. Donbass’ın Ukrayna tarafında kalan Konstantinovka’dan. Orduya 2013’te katılmış, Dnepropetrovsk’taki istihkâm birliğinde görevliyken Meydan patlayınca sivil kıyafetler le Donbass’a geçmiş. “Ben farklı yetiştirildim. Sovyetler, Rusça, Donbass yurtseverliğine bağlı yetiştirildim” diyor. Ukrayna’da “Rusya gelip sizi öldürecek propagandası yaptılar” derken, Donbass’a sadece gönüllülerin geldiğini vurguluyor. “Başta kimse para da almadı, sonra organize olunca başladı” diye ekliyor. Rusya’dan çok fazla beklentisi yok, destekten de memnun ama “Biz kendi işimizi görmeliyiz” diyor. Kod ismi ‘Khirurg’. ‘Cerrah’ anlamına geliyor. 47 yaşında. Gorlovkalı. Savaştan önce altı sene morgda çalışmış. Savaşta yaralıların tedavisinde görev almış. Meydan başlayınca şu anda 23 yaşında olan oğlu ile gönüllü olmuş. 2014 sonunda Gorlovka’da Ukrayna ordusunun ateşinde 17 yaşındaki gelini 36 kişi ile birlikte ölmüş. Çok yaralanmış, Rusya’da tedavi amaçlı bulunmuş. Rus paralı askerlerinden söz edildiğini belirtince, “Şu şartlarda kalkıp Rusya’dan hangi manyak gelir” diyor. “2014’te Gönüllüler vardı ama her yerden. Ordu 2015’te oluştu. Maaşlı askerlik o zaman başladı” diye ekliyor. Maaşlar şu anda 15 bin ruble. Donbass koşullarında fena değil. Kimileri başlangıçta Rusya ordusunun gelmesini beklemiş. Cerrah, “Biz beklemedik. Çünkü kendimizi kurtaracak olan biziz” diyor. Ona göre Batı dünyası Sovyet coğrafyasında faşizmin tohumlarını canlandırdı. Diyor ki, “Dedelerimiz maalesef onları savaşta yendi ama sonra yumuşak davrandılar. Kökünü kurutmadılar.” Rusya’ya katılmaktan yana değil. “Özgür Donetsk’in birleşmesi ve Büyük Donbass’ı istiyorum. Novorossiya’da adil, sosyal, halkçı bir yönetim kurmalıyız. O zaman Ukrayna’nın kalanındaki kardeşlerimizi ikna edebiliriz” diyor. Peki, Sovyet günlerini özlüyor mu? “Biz o dönemde her anlamda çok müreffeh ve iyi bir ülkede yaşıyorduk” yanıtını veriyor. BANDERİSTE GEÇİT YOK Maxim 38 yaşında. Gorlovkalı, bir kızı var. En baştan beri gönüllülerle. “Uçaklar tepemizde alçaktan uçtuğundan beri” diyor. “Rusya bizi destekledi. Ancak ilerlememize izin verilmedi. Bunun sebebi uluslararası koşullar” görüşünde. Ukrayna ile olma konusunda, “Yıktıkları heykelleri tekrar dikseler, değiştirdikleri isimleri iade etseler, evleri tamir etseler düşünürüz” vurgusu yapıyor. Stephan Bandera İkinci Dünya Savaşı’nda Nazilerle hareket eden Ukrayna Kurtuluş Ordusu isimli işbirlikçi faşist yapının lideri. Kiev hüküme ti son yıllarda ülkenin batısına onun heykellerini dikiyor. Onun izindeki Sağ Sektör, Azov gibi tugaylar siyaset cephesinde de temsil ediliyor. Bu durum ise Halk Milisleri için kabul edilebilir değil. Aleksey 43 yaşında. Gorlovkalı... Oğlu Donetsk’te kimya okuyor. Eşi ve ailesi Gorlovka’da. Savaştan önce belediyede çalışıyormuş. 2015’te halk milislerine katılmış. “Anayurt savaşında hayatlarını veren atalarımı unutturmaya çalışanlara karşı durmak, yerlerini Banderistlerin almasını önlemek için” diyor. “Kendileri AB kurup sınırları kaldırıyor, aynı para birimine geçiyorlar. Ukrayna ile Rusya’yı ayırmaya çalışıyorlar. Bunun mümkünü yok” vurgusu eşliğinde Rusya’ya katılabileceklerini söylüyor. YİTİRİLEN İKİ EVLAT Saşa 42 yaşında. Kramatorsk’lu. Fabrika işçisi. Eşi hattın Ukrayna tarafında kalmış. Savaşta 10 ve 17 yaşlarında iki kızını yitirmiş. Birisi referandum günlerinde Ukrayna ordusunun top atışında, diğeri 2017’de bir sarhoş asker tarafından öldürülmüş. Mücadelenin faşizmle ilgili olduğunu söylerken, “Kimsenin kafasında savaşmak yoktu. Onlar buraya saldırdılar” diye ekliyor. 32 yaşındaki Mişa (Mikhail), St. Petersburglu. Askeri tıp okumuş. Bir inşaat şirketinde müdür olarak çalışırken Meydan sonrası dayanışma duygusuyla gönüllülere katılmış. Odessa’da 2 Mayıs’ta Sendika Binası’nın kundaklandığı katliamın psikolojik kırılma eşiği olduğunu söylüyor. Kadın milisler de var. Hatta namlı keskin nişancıları. Maalesef onları görmek fırsatı olmuyor. ANTİMEYDAN’DAN DİRENİŞE... 2014’te Kiev’i Meydan dalgası sardığında işlerin ters gittiğini düşünenlerin toplanma yeri Sloviansk (Slavyansk) oluyor. Bunlardan birisi de Ukrayna İçişleri’ne bağlı polis birliğinde yer alan polis akademisi mezunu Daniil Bezsonov. Bugün DNR ordusunun 34 yaşındaki sözcüsü. “Amerikalıların gelip İçişleri’nde saçtığı paraları görünce karar verdim” diyor. “Kiev’de sivil darbe sonrası ilk yaptıkları Rusçayı yasaklamak, Nazi sembollerini yasaklayan yasayı kaldırmak oldu. Meydan’da Sağ Sektör gibi Banderistler boy gösterirken Donbass’ta AntiMeydan çadırları kuruldu. Şubat, mart ve nisanda paramiliterleri AntiMeydan’ın üzerine sürdüler. Hersov (Kherson) ve Nikoloyev’de (Nikolayev) molotof kok teylleriyle çadırlara saldırdılar. Mart başında Sağ Sektör Harkov’daki (Kharkov) AntiMeydan çadırını taradı.” Bu olaylar 2014 mart başı gönüllülerden savunma komitelerinin oluşmasını tetikliyor. Yani bugün artık Donetsk ve Lugansk halk ordularının çekirdeği olan Halk Milisleri’ni. Nisan başında (mayısın ilk yarısında olacak. 2 Mayıs Odessa’dan sonra…) milislere günlük katılım 1000’i buluyor. Paramiliterleri püskürtüp gönderdiklerini anlatan Bezsonov, “O dönemde Rusya birlik gönderseydi üç günde nasyonalistlerin işini bitirirdi. Ama buna yeltenmedi. Elbette yardım ettiler” diyor. Ukrayna ordusu 30 Mart’ta harekete geçtiğinde karşılarında Ukrayna’nın pek çok yerinden ve Rusya’dan koşup gelmiş gönüllüleri bulmuşlar. Psikolojik kırılma 2 Mayıs’ta Odesa’daki (Odessa – tek ‘s’lisi Ukraynaca. :) Sendika merkezinde paramiliterlerin canlı canlı 46 insanı yaktıkları katliam (Bu resmi sayı, fiili sayı 100’den fazla). Bu diyarın ‘Madımak’ı yani... Daniil, Novorossiya’cı. Rusya, Ukrayna ve Belarus Rusça konuşan ahalisi onun için aynı. Kendi deyişiyle “Rusya Kiev’den başlıyor”. ‘Güçlü liderlik, emperyal kimlik’ vurgusu yaparken, Sovyet mirasına da ‘emperyallik’ atfediyor. Lenin de Stalin de onun için bu mirasın parçaları. Oysa Kiev’deki nasyonalistlerin tarihe saygıları olmadığını, Nazilere karşı canlarını vermiş dedelerinin mirasını yok ettiklerini söylüyor. Bu coğrafya için ‘Anayurt Savaşı’ çok mühim. “Kiev bu mirası yok ediyor” derken, dev kargo uçakları Antonov’ların üretimini yapan tesislerin kapatılmasını da sayıyor. Rusya istese Donbass’a girerdi DNR ordusunun genelkurmay başkanı yardımıcı gimiz var. n ABD’nin çatışmadaki rolü sı olan Eduard Basurin. 51 ya nedir sizce? şında. Donbass devrimi ön Trump’ın pozisyonu biraz vit cesi, önce kimya sanayii için rinde. ABD’nin Ukrayna’da eski üretim yapan küçük ölçek den beri ekonomik ilişkileri var li fabrikası varmış. Fakat Sov dı. Şimdi ciddi askeri çıkarlar ek yet Askeri Akademisi mezu lendi. Öte yandan bu yeni değil. nu. Urallar’da ve Donetsk’te 2012’de Yanukoviç ABD ordu görev yapmış. Sosyalist değil su ile Kırım’da ortak tatbikat dü ama Sovyet geçmişini önemsiyor. Yakasında Stalin ro Eduard Basurin zenlemişti. Tabii artık ABD doğrudan oyuncu. Silah lobilerinin zeti eksik değil ama “İdeolo temsilcisi Trump Kiev’den ka jik bağlılık değil saygıdan” diyor. “Ülkeyi zanıyor. ABD Donbass çelişkisini kaşı iki kez kurtardı” derken hem Troçkistleri yor. Bu geniş bir bölgeyi ilgilendiriyor. hem de Nazileri kastediyor. Almanya’yı da Türkiye’yi de... Son tahlil n Ukrayna ordusunun saldırıları artırdı de durum 1945 tipi Yalta ile düzeltilebilir. ğı haberleri var. Askeri durum nedir? Ama ABD savaşı düşük yoğunlukla sür Rusya Başkanı Putin, Ukrayna lideri dürmeyi seçer. Paraşenko’yu uyarmıştı. 1 Temmuz’dan n Putin’in Helsinki zirvesinde Trump’a itibaren Minsk temas grubunun geçici yaptığı referandum teklifini nasıl buluyor ateşkes rejimine geçildi. Yer yer saldırı sunuz? yorlar ama biz yanıt vermiyoruz. Ben referandum olmayacağını düşünü n Ukrayna ordusunun Donbass sınırın yorum. Bunun iki nedeni var. Hem hukuk daki Bandarist paramiliterlerle sıkıntıları sal hem politik. Hukuki olarak Ukrayna olduğu haberleri geliyor. Doğru mu? anayasasında buna kapı aralayan madde Evet sorunlar olduğu doğru. Kiev’deki var ama tüm Ukrayna’ya sormaya dönük lerin onları sınırdan çekmeye çalıştığı bil olursa geçerli. Siyasi boyutunda ise dün yada 130’dan fazla ülkede azınlıklar var. Ortaya bir emsal çıkacaktır. Zaten Minsk anlaşmalarında özerklik bulunuyor. n Almanya’nın başını çektiği AB’nin rolü? Öngörmek çok zor. Almanya eskiden beri tüm Avrupa’ya hükmetmek ister. Rusya ile savaşmama iradesi çıkaracak tarihi tecrübeleri var. Ama bugün Rusya’yı etkilemeye çalışırken Ukrayna’yı kullanıyorlar. Ben de oyuncuyum diyorlar. ABD ile ekonomik olarak ayrı düşüyor ve Rusya ile bir çıkış arıyorlar. Ukrayna’nın zengin toprakları ve su kaynaklarında etkili olmak da istiyorlar. n NATO sonbaharda yine devasa bir tatbikat düzenleyecek. Durumu naslı etkiler? NATO açısından Ukrayna ile Gürcistan önemli. Tatbikata Ukrayna’nın katılımı belli değil. Davet edilmezse Kiev’i umursamıyorlar demektir. n Peki, Rusya’nın rolü? Novorossiya fikri? Rusya krizin başından beri hep yardım etti ama doğrudan müdahil olmadı. Burada ‘Novorossiya’ dediğimiz emperyal geçmişe de dayalı daha sol ve yurtsever bir siyasi duruş var. Bu ‘monarşik’ diye anılan mesele de çarlıkla başlayan Sovyetler’le devam eden emperyal bir mesele. Bu da bir çeşit imparatorluktu. Mesele hangi yönde olduğudur. n Batı’da tema Rusya’nın Donbass’ı işgale kalkıştığı. Gürcistan’la 2008 savaşına atıfla... Rusya buraya girmedi. Güney Osetya/ Abhazya’da Gürcüler Rusya barış gücü askerlerini öldürdüğü için harekete geçmişti. Burada böyle bir şey olmadı. Rusya isteseydi çoktan girerdi. n Türkiye, Kiev’in müttefiki. Ankara’nın duruşunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye hep Ukrayna’yı etkileme çabasındaydı. Türkiye Karadeniz’i etki alanı görüyor. Erdoğan pragmatik, güçlü bir lider gibi duruyor. Son tahlilde Türkiye’de yüzde 50’den fazla desteği var. Türkiye kendini jeostratejik açıdan enerji merkezi kılmaya çalışıyor, pazarlık yapıyor. Ukrayna ile askeri ilişkileri Rusya’nın hoşuna gitmese de.. YARIN: Lugansk Halk Cumhuriyeti ve Donbass’ın Uluslararası Tugayları... dizi TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Bu mu devlet aklı? “Devlet aklı” lafının tedavülden çıkarılmasını teklif ediyorum. Öyle böyle değil, yapmamız gereken doğrudan bu ifadeyi Türk Dil Kurumu sözlüklerinden çıkarmak. Kullanan olursa para cezası verilsin. Televizyonlara çıkıp “Devlet aklı breh breh” diye konuşanlar, anında ekranlardan men edilsin. Neden mi? Anladınız siz durumu. Artık ortada “devlet aklı” falan görmüyorum. Hadi bir an için kabul edelim, Türkiye’nin artık otoriter bir rejim olarak yoluna devam edeceğini. Yine de devlet aklı yok! Sürekli kendi ayağına kurşun sıkan, Türkiye’nin önündeki sıkıntıları büyüten yapılar var. Devlet içinde, kontrollü ya da kontrolsüz bu refleks ve yapılar, her daim devletin çıkarlarını koruyor gibi gözükseler de çoğu zaman kendi gündemlerinin peşindeler. Neden? Kendi makamlarını, varlık nedenlerini koruyabilmek için. Devletin bekasının tehdit altında olduğu tezini sürekli canlı tutarak, sistemin ve seçilmişlerin kendilerine olan bağımlılığını arttırmak arzusundalar. Size tanıdık geldi değil mi? Evet maalesef. 78 yıl önce FETÖ unsurlarının kurmaya çalıştığı güvenlikçi devlet anlayışı, şimdi FETÖ karşıtı gibi görünse de yine onlar gibi keyfi davranma eğiliminde olanların sloganı oldu. Bunun kamuflajı da, geçmişte olduğu gibi bugün de “vatanmilletgüvenlik” kavramları... Aynı FETÖ’de olduğu gibi amaç, siyasi iradeyi kendine bağımlı kılmak. Bunu yaparken de devletin iç ve dış reflekslerini kontrol edebilmek. Örnek mi vereyim? Sizce Avrupa ile her yumuşama ihtimali belirdiğinde Avrupa’yı çıldırtan bir tutuklama furyası gelmesi normal mi? Örneğin Büyükada’daki insan hakları savunucularının karga tulumba gözaltına alınması, önemli bir uluslararası zirve öncesinde oldu. Osman Kavala, Türkiye konusunun görüşüleceği AB liderler zirvesinden bir gün önce gözaltına alındı. Diyelim ki bunlar tesadüf Peki ya dün Cumartesi Anneleri’ne yönelik gözaltı furyası? Tam da Avrupa’dan Türkiye’ye yönelik sıcak mesajlar geldiği bir ortamda yaşanması tuhaf değil mi? Düşünün 1995’ten beri toplanan grup, 700 haftadır her cumartesi Galatasaray’da barışçıl bir eylem yapıyor. Bayram tatilinin sonuna denk gelen dünkü buluşmaları, normal koşullarda sessiz sedasız geçecek, belki birçok gazetede haber bile olmayacak. Ah o da ne? Hop birileri çıkıp, Cumartesi Anneleri’nin 23 yıldır yaptığı barışçıl eylemi büyük bir tantana ile biber gazı ve gözaltı furyasına dönüştürüyor. Ve ilginçtir, bu da tam Türkiye, Avrupa ile normalleşme yolunu ararken oluyor. Eylül sonunda Tayyip Erdoğan’ın Berlin gezisi var. Ankara, ABD ile kötü giden ilişkileri dengelemek için Almanya ile ilişkileri yumuşatacak sembolik hamleler düşünüyor. Ancak belli ki birileri bunu sabote etmeye niyetli. Aynı TürkiyeABD ilişkilerini birbirine bağlayan son pamuk ipliği olan Donald Trump ve Tayyip Erdoğan arasında hukukun bir şekilde Andrew Brunson kriziyle bozulması gibi. Şimdi siz söyleyin. Ben mi komplocuyum, yoksa birileri Türkiye’nin Batı’yla ilişkilerini tamir etmesini engellemek için bu tarz güvenlikçi yaklaşımları kullanarak geminin rotasını başka yere çevirmek için mi uğraşıyor? Yoksa “devlet aklı” tamamen iflas etti de kontrolsüz, frensiz oradan oraya mı savruluyor? ağrı’da yaralanan TEĞMEN şehit oldu Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesinde, 21 Ağustos günü te rör örgütü PKK’nin saldırısı sonu cu ağır yaralanan Piyade Teğmen Celal Dağlı, tedavi gördüğü Erzu rum Atatürk Üniversitesi Yakuti ye Araştırma Hastanesi’nde tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak dün akşam şehit oldu. Celal Dağlı Ankara’nın Haymana ilçesi nüfusuna kayıtlı 25 yaşındaki Celal Dağlı’nın naaşı, bugün sabah Er zurum Havalimanı’nda düzenlenecek törenin ar dından Ankara’ya gönderilecek. l DHA PKK yöneticisine MİTtem operasyonu PKK’nin Fransa Marsilya kentindeki Demokratik Toplum Merkezi yöneticilerinden olduğu öne sürülen Yılmaz A. BulgaristanTürkiye arasındaki Hamzabeyli Sınır Kapısı’nda gözaltına alındı. MİT Edirne Bölge Başkanlığı ile Edirne Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekiplerinin ortak operasyonuyla gözaltına alınan Yılmaz A. sağlık kontrolünün ardından ifade için Edirne Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Yılmaz A’nın terörden arananlar listesinin kırmızı kategorisinde bulunan Sertav kod adlı Ramazan A’nın ağabeyi olduğu öğrenildi. l DHA İstanbul Üniversitesi öğrenci kimlik kartımı kaybettim. Hükümsüzdür. AHMET KARADAĞ C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear