23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazar 26 Ağustos 2018 TASARIM: SERPİL ÜNAY ‘CUMARTESİ’ ŞİDDETİNE TEPKİ: Kılıçdaroğlu gazetecilere açıklama yaptı. Bunlarda ahlak ve vicdan yok! CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumartesi Anneleri’nin 700. haftaya ulaşan eyleminde yaşanan polis müdahalesine sert tepki gösterdi. Gazeteci Baki Özilhan’ın cenaze töreninin ardından gazetecilerin soruları üzerine açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, “Haberi duyduğumda derin bir üzüntü yaşadım. 700 haftadır anneler çocuklarının kayıp mezarını istiyor. Bir anne için bundan daha haklı bir talep olabilir mi? Anneler diyor ki mezarını bulun bari kemiklerini bulun, mezarının başında bir fatiha okuyayım bir çiçek koyayım. Başbakanlık döneminde Erdoğan’la da görüştüler verilen sözlerin hiçbiri tutulmadı. Şimdi bu anneleri anlamak lazım. Anneleri anlamayan bir evlat olabilir mi? Anneler için evladın ne kadar kıymetli olduğunu bütün evlatlar bilir. Bu annelere baskı kurmak, biber gazıyla perişan etmek... İnsanda biraz vicdan, ahlak, iman bir parça olması lazım. Hiçbirisi yok bunlarda” dedi. ‘Bu kadar kötü yönetilemez’ Kılıçdaroğlu, “O annelerin çocuklarını kim katletti biz onları anlamak zorundayız. Özrünüz kabahatinizden büyük, bir de o annelerin üstünde baskı kuruyorsunuz dağıtmaya çalışıyorsunuz. Bu annelerin hiçbiri hiçkimsenin canını incitmedi, kimseye bir fiske bile vurmadı. Çünkü bunlar anne, bunların haklı talepleri var. Devlet adaleti sağlamak için vardır. Anneler adalet istiyor, ‘bizim çocuklarımızı kim öldürdü’ diye soruyorlar. Bir insanın gözü bu kadar kara olamaz. Bir devlet bu kadar kötü yönetilemez. Dikta yönetimlerinde ancak buna benzer olaylar olur. Biz de boşuna bir dikta yönetimi var demiyoruz. Bütün bu olaylar emin olun bütün dünyanın gözünde Türkiye’nin itibarını sarsıyor” diye konuştu. l ANKARA/Cumhuriyet Muhalefet tepkili n CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel: Annelerin gözyaşı dinecek diye yola çıkanlar, yıllardır çocuklarını arayan annelere saldırıyor. 700 haftalık barışçıl eyleme bile tahammül edemeyen AKP’nin yeri benzerleri gibi tarihin çöp sepeti olacak. O gün geldiğinde bugünleri kimse savunamayacak. n HDP Grup Başkanvekili Ayhan Bilgen: Berfo Ana’ya verilen söz unutuldu. Sorunu çözmek yerine buluşmaya gazla müdahale etmek dönemin ruhuna çok uydu. n CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen: Ayaklarının altında cennet olan analara cehennemi yaşatıyorsunuz. Gaz sıktınız, plastik mermi attınız ve şimdi de gözaltına alıyorsunuz. Unutmayın ki hiçbir mermi bir ananın tek bir damla gözyaşından daha kuvvetli ve ağır değil. n HDP İstanbul Milletvekili Erkan Baş: 700 haftadır kaç iktidar değişti, kaç Cumhurbaşkanı, kaç bakan, kaç milletvekili geldi gitti, isimleri bile hatırlanmıyor. Biz buradayız, yine burada olacağız. n CHP Meclis Başkanvekili Levent Gök: Cumartesi Anneleri’ne bugün yapılan saldırı vahimdir. Çocuklarının acısıyla yanan bu ailelere destek olmak gerekirken, onlara saldırı talimatını verenler insanlık adına mutlaka hesap vermelidir. n CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu: 23 yıl önce zorla kaybedilen oğlu Hasan Ocak’ın akıbeti için Galatasaray Meydanı’nda barışçıl oturma eylemini başlatan Emine Ocak, bugün (dün) bu zalim uygulamaya maruz kaldı. Bu fotoğraf bizim hafızamızdan, sizin sabıkanızdan silinmeyecek. n CHP Parti Meclisi Üyesi Erdal Aksünger: IŞİD’in İstanbul’un göbeğindeki cihat törenine müdahale etmeyenler, çocukları için adalet ve kemiklerini arayan analara biber gazı sıkıyor, darp ediyor. Aslında korkunuz, cesaretleri ve bu cesaretin buluşma ihtimali. n CHP Genel Başkan Yardımcısı Yıldırım Kaya: Çocuklarının kemiklerini arayan bir anneye sıktığınız gaz, vurduğunuz jop, canını yakar mı sanıyorsunuz? n HDP Hatay Milletvekili Barış Atay: Dünden bugüne iktidar ve evlatları için direnen anneler... Zulüm aynı, direniş daima... n SP İSTANBUL Milletvekili CİHANGİR İSLAM: (Sosyal medyada Emine Ocak’ın fotoğrafını paylaştı) İki yüzlüsünüz! Kendi cehenneminize odun oluyorsunuz! Bu ana sizden ihale, para, makam istemiyor. Oğlunun cenazesini istiyor. n CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu: 700 haftadır Galatasaray Meydanı’nda toplanan Cumartesi Anneleri’ni ve onlara destek verenlerin gözaltına alınmasının tek gerekçesi korkuları... ‘Adalete inancım kalmadı’CHP milletvekili Berberoğlu, ailesiyle yine cezaevinde bayramlaştı 15aydır Maltepe Cezaevi’nde tecritte olan CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu, eşi ve kızıyla bayramın son günü cezaevin de kucaklaştı. Enis Berberoğlu’nun eşi Oya Berberoğlu, bayramlaş ma ziyaretlerinin ardından ya zılı bir açıklama yaptı. Enis Berberoğlu’nun moralinin de sağlığının da iyi olduğunu be lirten Oya Berberoğlu, “Sağlık, mutluluk, barış, dayanışma, kar deşlik, adalet dolu nice günler, Enis Berberoğlu, kızı ve eşiyle hasret giderdi. bayramlar diliyor. Görüşte bize peynirli sandviç hazırlamış, çay istisnaydı” ifadelerini kullandı. la beraber bayram kahvaltımızı yaptık, Enis Berberoğlu’nun hapiste yazdığı görüşmekten dolayı mutlu olduk. An ikinci kitabının bittiğini, üçüncüsünü cak Enis’in adaletsizliğe, siyasetsizliğe de yazmaya başladığını belirten Oya karşı aldığı kendini ikinci tecrite sokma Berberoğlu, “Bu arada kendisi aynı za eylemi sürecek. Bizle bayramlaşması manda iktisatçı olduğu için ülkenin içinde bulunduğu ekonomik krizden nasıl çıkılacağına ve dış baskılar üzerine bir makale kaleme almış, önümüzdeki günlerde yayımlanacak” dedi. Artık siyasi mücadele Oya Berberoğlu, açıklamasında, “Yargıtay 17. Ceza Dairesi’nin önümüzdeki günlerde kararını açıklamasını bekliyorum. Bu vesileyle şunu söylemek isterim, Enis’in bunca hukuksuzluktan sonra adalete inancı kalmamış durumda. ‘Bundan sonra mücadelem siyasi olacak’ dedi. Ben umudumu korumaya devam ediyorum. Umarım Yargıtay yaşadığımız bu haksızlığı düzeltir, yargı bağımsızlığı ve hukuk devleti için örnek teşkil edecek bir karara imza atar” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet Hikmetlerinden sual olunmuyor Yeni sisteme geçildiğinden beri Meclis’e sunulan tek bir soru önergesine bile yanıt verilmedi Başkanlık sisteminin hayata geçmesinin üzerinden yaklaşık 2 ay geçerken, milletve killerinin yemin ederek görev başla dığı 7 Temmuz’dan beri verilen yak laşık 500 yazılı soru önergesinden birine bile henüz yanıt verilmedi. TBMM’nin çok daha etkin ola cağı ve güçlendirileceği vaadiy le 16 Nisan 2017 ta rihinde yapılan refe randumla kabul edi len başkanlık siste mi, 24 Haziran seçim lerinin ardından yak MAHMUT LICALI laşık 2 aydır resmen Türkiye’nin yeni yönetim modeli olarak uygulanıyor. Başkanlık sistemin de TBMM’nin hükümeti denetleme araçlarının başında gelen soru öner gelerinden sözlü olanları uygula madan kaldırıldı. Muhalefet yalnız ca yazılı soru önergeleri aracılığıyla yeni sistemde ilgili bakan ve Cum hurbaşkanı yardımcısına soru yö neltebiliyor. 27. yasama döneminin 7 Temmuz’da milletvekili yemin tö reniyle başlamasıyla birlikte mu halefet partilerinden yeni yönetim modeli kapsamında Cumhurbaşka nı Recep Tayyip Erdoğan tarafından belirlenerek atanan 16 bakan ve bir Cumhurbaşkanı yardımcısına yöne lik yüzlerce soru önergesi verildi. İşlem bile yok Muhalefetin, güncel konularla ilgili yönelttiği soru önergelerinin mevcut içtüzük hükümlerine göre TBMM’de Gelen Kâğıtlar listesinde yayımlanarak işleme alınması gerekirken, içinde bulunduğumuz ağustos ayının başına kadar bu süreç işletilmedi. Soru önergelerinin işleme alınmadığının Cumhuriyet Muş’un Malazgirt ilçesinde 70 bin metrekarelik yeşil alan tırpanlanarak oluşturulan “Malazgirt Meydan Muharebesi Tarihi Milli Parkı”nda bugün düzenlenecek etkinliklere Erdoğan da katılacak. Krize Malazgirt benzetmesi Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malazgirt Zaferi’nin kazanıldığı ve Büyük Taarruz’un zaferle sonuçlandığı ağustos ayının son haftası, Zafer Haftası için mesaj yayımladı. Erdoğan’ın mesajında dönemin önemli zaferlerinin şu anda yaşanan ekonomik krizle bağdaştırması dikkat çekti. Mesajda, “İçeriden ve dışarıdan gelen onca saldırıya rağmen milletimizin neredeyse bin yıldır bu topraklarda tutunması da Malazgirt ru hu sayesindedir. Sultan Alparslan’ın ‘Şehit olursam üzerimdeki bu beyaz elbisem kefenim olsun, zaferi kazanırsak istikbal bizimdir’ sözleriyle sembolleşen bu ruh, 15 Temmuz gecesi hepimizin şahit olduğu üzere, halen dimdik ayaktadır. Bugün de Türk ekonomisine yönelik saldırıları göğüslerken en büyük güvencemiz, milletimizin her bir ferdinin bağımsızlığına, vatanına, geleceğine sahip çıkma hususundaki azim ve kararlılığıdır” ifadeleri kullanıldı. l ANKARA gazetesi tarafından kamuoyuna duyurulması üzerine önergeler işleme alındı. TBMM’nin denetim yetkisinin fiilen yok sayılması anlamına gelen gelişmenin ardından yeni yönetim modelinde görev yapan bakanların da soru önergelerini önemsememesi dikkat çekti. TBMM’nin resmi verilerine göre yeni yönetim modelinde bakanlar ve Cumhurbaşkanı yardımcısına toplam 404 soru önergesi yöneltildi. Yasal olarak 15 gün içerisinde yanıtlanması gereken soru önergelerinden bugüne kadar birine bile yanıt verilmedi. Başka bir deyişle başkanlık sisteminde atanan bakanlar muhalefetin denetim hakkı kapsamında yönettiği tek bir soruyu bile yanıtlamadı. Başkanlık sisteminde en çok soru yöneltilen isim 89 soru önergesiyle Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay oldu. l ANKARA MEB’den 2 milyar TL kesildi. Öğrencinin bursuna, yurduna göz dikildi İlk ‘tasarruf’ eğitimden SİNAN TARTANOĞLU Hazine ve Maliye Bakanlığı, ekonomik kriz ve döviz kurundaki dalgalanma karşısında kamu kurum ve kuruluşları için tasarruf paketleri hazırladı. Krizin faturası ilk olarak milyonlarca çocuğu ve ailesini ilgilendiren Milli Eğitim’e kesildi. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın Milli Eğitim Bakanlığı için hazırladığı acı reçetenin tüm detaylarına Cumhuriyet ulaştı. Yılın ilk 6 ayının ardından MEB’in elinde maaşlar hariç kalan 10 milyar 633 milyon 716 bin 878 TL’den 2 milyar TL’si “tasarruf tedbirleri” kapsamında kesildi. Böylece MEB’in kemeri yüzde 18 “sıkıldı”. Okulların onarımlarından, yeni okul yapımı için kamulaştırma giderlerine kadar pek çok kalemde kesinti yapıldı. Okul öncesinden liseye kadar öğrencilerin ailelerine verilen burslardan 20 milyon TL, devlet pa rasız yatılı öğrencileri için yine ailelerine verilen pansiyon yardımından 103 milyon TL kesilmesi ise dikkat çekti. Özel okula gidecek öğ renciler için ayrılan 1.2 milyar TL teşvikten 75 milyon TL kesinti yapıldı. Milyarca liranın çöpe atıldığı Fatih Projesi’nden ise 705 milyon TL kesildi. Olan yoksula olacak Tasarruf kapsamında, büyük kesinti kararlarından biri de okulların her türlü altyapı giderleri ve alımları ile ilgilenen İnşaat ve Emlak Dairesi Başkanlığı için alındı. Okullar için hammade, her türlü ürün alımları; yeni okul yapımı için kamulaştırma, satın alma, ayni hak tesisi ve okulların büyük bakımonarımları için ayrılan bütçeden 145 milyon TL kesildi. Her kademedeki okulda parasız yatılı okuyan öğrencilerin ailelerine “hane halkına yapılan tranfer” kaleminden verilen “pansiyon hizmetle Damattan kuzene Milli Eğitim bütçesinden yapılacak kalem kalem tasarruf, Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından hazırlandı. Bütçede yapılacak tasarrufa ilişkin Milli Eğitim Bakanlığı’nın tüm birimlerine gönderilen talimatı ise Milli Eğitim Bakan Yardımcılığı’na Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile atanan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kuzeni İbrahim Er, 6 Ağustos tarihinde verdi. ri” yardımı ödeneğinden 103 milyon TL kesildi. Bu kapsamda en büyük kesinti 38 milyon ile lisede yatılı okuyan öğrencilere verilen yurt yardımından yapıldı. İlkokul, lise, imam hatip ortaokulu ve lisesi öğrencilerine verilen burslardan da toplamda 20 milyon TL kesinti yapıldı. l ANKARA haber 5 Hep Biz mi Ödeyeceğiz? A rtık üstümüze üstümüze geliyor. Ücretler yerinde bile saymıyor; enflasyon uçuşta, pazar çıldırdı; elektrik, su, doğalgaz kısaca kullanmaktan kaçınamayacağımız temel tüketim kaynaklarına zam üstüne zam yapılıyor. Krizlerde yük, gelir durumuna bakılmaksızın her zaman sayıca çok olanın üstüne yıkılmak durumundaymış, başka çare yokmuş. HHH Aslında sizin harcadığınız her kuruşun yaratıcısı biziz. Lüksünüzü, rahatınızı, ödediğiniz ya da ödemediğiniz, kaçırdığınız, cebe attığınız, sık sık affedilen vergilerinizi de yarattığımız değerin aldığımız azıcık ücretin dışında kalan büyük kısmıyla hep biz ödüyoruz. Şimdi krizin yükünü de biz taşıyacağız, öyle mi? HHH Hem kendi küçük konutumuzun kısılmış ışıklarının, az çalıştırmaya gayret ettiğimiz bulaşık ve çamaşır makinesinin harcadığı elektriğin faturasını hem de sizin faturaları ödedik. Sürekli kabaran, hâkim olamayacağınız dövizin katladığı milyonlarca dolarlık borçla sürdürdüğünüz talan kapitalizminin faturası da şimdi önümüzde. HHH Peki şimdi ne yapalım? Krizi nasıl alt edelim? İpler bizim elimizde değil, gittikçe yükselen dalgaların üstünde bir ceviz kabuğu gibi inip çıkan, her an batacakmış gibi görünen geminin dümeni sizde. Gemiyi sakin bir limana yanaştırmanız artık zor, yok artık öyle bir liman. HHH Tarihsel olarak sonunuzun yaklaştığını bilmiyor, iktidarı “devletleştirerek” korumayı, kriz koşullarında da artık değere el koyma mekanizmasını hızlandırmayı, kahkahalar atarak çeşitli yöntemlerle yaratılmış rant düzeninin nemalarını cukkalamayı, elinizi cebinize atmadan “krizi fırsata çevirmeyi” sürdürüyorsunuz. Ama yanacak yakında elleriniz. HHH Yakınlarda seyreden öteki “güçlü” gemilere gönderdiğiniz SOS mesajlarına, mayday çığlıklarınıza yanıt gelmiyor. Yalnızca “söz dinlemedin bak ne hale geldin” diyen telsiz mesajları, şantaj mektupları düşüyor kaptan köşkündeki işe yaramaz pusulanın, sekstantın üstüne. Yaklaşan seçimleri düşünüyor kabadayılığı biraz daha sürdürmenin yollarını arıyorsunuz. Ama bak çatırdıyor geminin gövdesi, iki yelken direği çoktan kırılıp düştü güvertede yine bizim tayfaların üstüne. HHH Aslında çaresizsiniz. Bu krizi atlatamayacak, borçları ödeyemeyecek, yoksullaşmanın mutlaklığı karşısında demagojiyle “ahbap çavuş kapitalizmini” sürdürmekte zorlanacaksınız. Mezarlıktan geçerken ıslık çalan biri gibisiniz. Hava gittikçe kararıyor, her şeyi bir yerde toplamakla iyi mi yaptınız kötü mü bilemiyorsunuz. İktidar iktidarını korumak için daha fazla iktidarın peşine düşüyor. Yasama, yürütme, yargı derken hep denetlenemeyen köşeler, açıklar, dondurucu soğukların gireceğini düşündüğünüz pencereler görüyor, oradan oraya koşuşturuyorsunuz. HHH “Yandaşlarımız ve ötekiler” diye kategorize ettiğiniz insanların başka türlü de bölünebileceğini fark edeceksiniz yakında. Size oy verenlerin içinde sayıları hiç de az olmayan, artık değerine din iman nutuklarının, sadaka eşliğinde el koyduklarınız da kıpırdanmaya başlarlarsa diye ödünüz kopuyor. Her şeyi bir yerde topladıkça eliniz kolunuz, onları tutmaya, yönetmeye yetmezse diye telaş içindesiniz. HHH Bizse bekliyoruz, krizin yükü bindikçe biniyor sırtımıza. Konuşmaya, tartışmaya yeni yeni başladık. Karanlıkta yanacak bir mum ışığı bekliyoruz. Sonra yürürüz herhalde, yanlış anlamayın, sizi değil, ülkemizi ve kendimizi, yoksullarımızı kurtarmak için, değiştirmek için gerçeğimizi... HHH Yürürüz eğer becerebilirsek sap ile samanı ayırmayı, sistemin eski dostları liberallerin kazmaya başladıkları yeni çukurları görmeyi, başarabilirsek dostu dost görünenden ayırmayı... Yürürüz... Neden yürümeyelim... Sarraf’ın rüşvetleri ABD ve Türkiye’nin yakından takip ettiği Sarraf davasında gündeme gelen, “gardiyanlara rüşvet” konusunda mahkemeden çıkacak sonuç beklenirken, New York Times, Manhattan’ın Guantanamo’su olarak bilinen hapishanede Zarrab’ın gardiyana ve diğer mahkumlara verdiği rüşvetlerin detaylarını yazdı. Gazete, Sarraf’ın Türk avukatlarının şoförünün, gardiyan Victor Casado’ya başlangıç olarak 5.000 dolar para verdiğini ve bu sayede hücre içerisinde alkol, cep telefonu, yemek ve C vitamini temin ettiğini yazarken, zaman içerisinde Casado’nun en az 50.000 dolar para aldığını okuyucularına aktardı. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear