25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cuma 10 Ağustos 2018 12 yorum/haber TASARIM: SERPİL ÜNAY Olaylar ve GOrUSler EDİTÖR: NAZAN ÖZCAN posta@cumhuriyet.com.tr Soma ve kusur dağılımı Karşılaştırma “1991” yılının sonlarına doğru, Rusya’nın (Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği) dağılması karşısında, ABD’nin dünyaya egemen olma tutkusunun yoğun, yer yer de taşkın bir biçimde ortaya dökülüşü, TV’lerin baş haberlerini, görüntülerini oluştururdu. “1992” yılının Şubat ayı başında böyle bir haberi, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu ile birlikte TV’de izlerken, bir ara şöyle demişti: “Geçmişi olmayan toplumlar da sonradan görmeler gibi davranabilirler!” Bu sözünü, bugün de, TV’lerde “ABD Başkanı Donald Trump”ı izlerken hep anımsıyorum. Trump, bunca yıl sonra Velidedeoğlu’nun ne denli haklı olduğunu, üstelik katlayarak ortaya koyuyor. Geride bıraktığımız Temmuz ayında, kuruluşunun “243. yılı”nı kutlayan ABD’nin, doğuşuna, bugünlere gelişine kısaca değinsek diyorum; bunun için, Amerikan Bağımsızlık Savaşı’nın Başkomutanı ve Amerika Birleşik Devletleri’nin kurucusu olan “George Washington”u anmak gerekiyor. Washington’a, kendisine nasıl “hitap” edileceğini sorduklarında, önüne konan, onca ışıltılı, gösterişli unvanlar arasından “Mr. President”i seçtiği dile getirilir. Ayrıca, “Başkan”lığın, yeni bir kurum olduğundan, attığı her adımın sonrakiler için örnek oluşturacağının bilincinde olduğundan da söz edilir. Dolaysiyle iç siyaseti bir “denge” üzerine oturtmaya, ülkenin iki büyük partisi olan, “Demokrat Parti” ve “Cumhuriyetçi Parti”nin görüşlerini aynı oranda dikkate almağa özen gösterdiğine, kurduğu hükümette her iki partiye de eşit sayıda görevliye yer verdiğine, vurgu yapılır. G. Washington, iki dönem “Başkan” olarak görev yapar; onca ısrara, baskıya karşın, üçüncü dönem için aday olmaz; bu tutumu daha sonra yasallaştırılır. Ayrıca maddi durumu iyi olduğundan, maaş almak istememiş, uzun süre direnmişse de, bu uygulamanın yalnızca varlıklı kesimler arasından aday çıkması anlamına geleceğinden, ısrarından vazgeçer. Evet değerli dostlar, “ABD”nin “Kurucu Başkanı” olan “George Washington” böyleymiş diyerek, günümüzün “ABD Başkanı Donald Trump”a dönelim. “2 Temmuz 1776”da ilan edilen “Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi”nde yer alan kurallara göre “4 Temmuz”da kurulduğu ilan edilen Amerikan Devleti’nin, temel taşlarından olan kimi “demokratik” kurallarını, “evrensel insan hakları”nı, Başkan Trump gözden çıkarmış durumda. Nitekim bu bağlamda, ABD’li ünlü (zenci) basketbolcu “LeBron”, Trump’ın “kutuplaştırıcı bir siyaset yürüttüğünü, ırkçılığı cesaretlendirdiğini”, bir TV programında dile getirince, Trump, bugünlerde sınırlarını iyice genişlettiği aşağılayıcı bir söylemle yanıt vermiş. Ne ki, eşi first lady “Melania Trump”, ulusal ligde oynayan sporcuya sahip çıktı... İnsan bu durumda, “Atatürk” dönemini, “enkaz” olarak görüp değerlendirerek, eşi Erdoğan’ın yanında yer alıp destekleyen bizim first lady Emine Hanım’a ne diyeceğini pek bilemiyor... Ve değerli dostlar, yalnızca kendi değil, “aile boyu”, TC Devleti’nin Kurucu Başkanı Atatürk’e karşı çıkan “Erdoğan”a, “İkinci Atatürk” diyen Batı’nın, “Trump”a da “İkinci G. Washington” demesi gerekmiyor mu? Ne dersiniz? 10 AĞUSTOS 2018 SAYI: 33910 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına MEHMET Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Bülent Özdoğan Yazıişleri Müdürü (Sorumlu) Haber Koordinatörü Faruk Eren Aykut Küçükkaya Dijital Medya Koordinatörü Bülent Mumay Reklam Direktörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Kültür Sanat: Emrah Kolukısa l Düzeltme: Mustafa Çolak Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım Müdürü: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Baskı Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Demirören Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 04:22 04:11 04:40 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 06:01 13:16 17:06 05:48 13:00 16:49 06:14 13:23 17:10 Akşam 20:18 20:00 20:20 Yatsı 21:50 21:30 21:47 ŞİNASI ESKİKAYA Prof. Dr., İTÜ emekli Soma’da 301 madencinin yaşamını yitirdiği faciayla ilgili 5’i tutuklu, 51 sanığın yargılandığı davada Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi 11 Temmuz’da karar verdi. Mahkeme heyeti, aralarında Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan’ın da bulunduğu tutuklu 5 sanık için 15 yıldan 22 yıl 6 aya kadar, 9 tutuksuz sanık için de 6 yıldan 10 yıla kadar hapis cezaları verdi. Şirketin patronu Alp Gürkan’ın da aralarında bulunduğu 37 sanık ise beraat etti. Sonrasında aileler İstanbul üzerinden Ankara’ya adalet yürüşüyü başlattı, ancak o da sona erince Soma’yı kimse hatırlamaz oldu. Aslında bir tek Soma ile bitmiyor sorun, ülkemizde her gün ekmek parası için madene inen binlerce işçi var. Ve onların hayatları için de, Soma gibi bir facianın tekrar yaşanmaması için de tedbir alınmak zorunda. Teknik personel mi sorumlu? Kamuoyuna ve özellikle de adli sisteme, ilk elde doğru gibi görünen ama temelde yanlış olan bir anlayış hâkim. Zaten tüm yanlışlar da bu hatalı algılamanın sonucu. İnanış şu: “Madendeki bu tür kazalar, başta birtakım tedbir eksiklikleri olmak üzere, bazı ihmallerin sonucunda meydana geliyor. Tedbirler çok özel olup ancak mühendis seviyesinde bilinebilir. O halde kazadan, madende çalışan teknik personel (yani mühendisler) sorumludur.” Nitekim her kazadan sonra hemen teknik personelin tutuklanması, sorumluların da bunlar arasında aranıp cezalandırılması bu görüşü doğruluyor. Soma’da yapılan da bu. Halbuki, gerek İLO, gerekse bu tür kazaları en aza indiren Batı ülkelerinde sorumluluk sırası şöyledir: 1 Devlet, 2 İşveren, 3 Teknik Personel. Devletin sorumluluğu Devlet, işverenlerin önüne, “Hangi şartlarda ne gibi tedbirler alınması gerektiğini” gösteren, “kapsamlı ve yoruma ihtiyaç duyulmayacak açıklıkta hazırlanmış” bir “Emniyet Tedbirleri Yönetmeliği” koymak ve çok iyi yetişmiş tecrübeli mühendisler eliyle de madenlerin bu yönetmelik çerçevesinde çalıştırılıp çalıştırılmadığını, olması lazım geldiği şekilde denetlemek zorunda. Her iki konu da bizde yetersiz olup kazaların oluşunda rol sahibidir. İşverenin ödevi İşverene gelince, madeninde kaza olmaması için, yönetmelikteki bütün tedbirleri almak ve Soma davasında karar verildi ancak bütün suçu teknik personele yüklemek doğru değil. Gerek ILO, gerekse bu tür kazaları en aza indiren Batı ülkelerinde sorumluluk sırası şöyledir: Bir devlet, iki işveren ve üç teknik personel. Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nin Soma davasında verdiği karar ölen madencilerin yakınlarını isyan ettirdi. o şekilde çalışmasını temin etmek zorundadır. Bu konuda yetkili ve tecrübeli bir kurumdan yardım alınabilir. Madeni bu yönetmelik çerçevesinde çalıştıracak teknik personeli istihdam etmek de keza işverenin görevidir. Teknik personel de, hem ocağı, alınmış olan tedbirler içersinde çalıştırmak hem de eksik veya zamanla eskimiş bir tedbir görmeleri halinde bunu işverene bildirmekle yükümlüdür. Soma’daki kusur dağılımına bakıldığında, bir defa devletin hiç ortalarda olmadığı görülüyor. İşveren konusunda da, düzenlemelerden kaynaklanan bir karmaşa var. Ama her halükârda yasal sorumluluk ruhsat sahibinindir. Ruhsat sahibi, doğru ya da yanlış, madenin fiili işletme işini başkasına devretse bile, sorumluluklarını devredemez. Ama gelin görün ki ruhsat sahibi, yani asıl işveren de ortalıkta yok. Batı ülkelerinde nasıl işliyor? Batı ülkeleri ile bizi ayıran önemli hususlardan biri de şu: Bizde bir mühendis, gördüğü tedbir eksikliğini (o da bilgisi ve tecrübesi yetip görebiliyorsa) işinden olmak korkusuyla işverene bildirmekte ve giderilmesini istemekte tereddüt eder. Hele de, her şeye rağmen yaptığı bildirimin bir işe yaramadığını görüyorsa... Ba tı ülkelerinde ise oralardaki yasal mevzuat, işverenin bizde olduğu gibi, bir kaza anında kusuru kolayca teknik personel üzerine yıkmasına imkân vermediği için, madeninde bir kaza ve toplu ölüm meydana gelmesi, o işveren için yıkım demek olur. Hapis cezası bir yana, onların mevzuatında bizdeki gibi “tazminat miktarı kişiyi zenginleştirmemeli” gibi bir garabet olmaması dolayısıyla, ödenmesi gereken tazminat da çok ama çok yüksektir. Bu yüzden, oralarda işveren, bizdekinin aksine, tedbirlerde bir noksanlık veya yetersizlik görülmesi halinde, teknik personelin derhal ve mutlaka kendisine bildirilmesini ve hemen önlem alınmasını ister. Üçüncü sırada olmasına rağmen, teknik personelin sorumluluğu da oldukça ağır. Bu husus, başta bilgili olmak üzere, zamanla kazanılacak tecrübe gerektirir. Ülkemizde ise 20 kadar maden mühendisi yetiştiren bölüm vardır. Bu mühendisler, mezun olunca aynı diplomayı alsalar da her birinin bilgi düzeyleri farklıdır. Dolayısıyla mühendislerin de, sorumluluk taşıyan yerlere getirilmeden önce, Batı ülkelerinde olduğu gibi, iyi hazırlanmış bazı kurslara devam edip bilgilerini yenilemelerinde ve bu kursları başarı ile tamamlamalarında yarar olacağına inanıyorum. SIFIR iş güvenliği Çorum’da meydana gelen iki olayda, çalıştıkları inşaattan düşen 4 Suriyeli işçi yaralandı. İskilip ilçesi Erenler Mahallesi’nde bir inşaatın ikinci katında çalışan Salih Otman Abed (21), Raheem Halfa Ghrepba (22) ve Etheer Ayoob Hameed (37), dış cephe işi yaptıkları sırada iskeledeki tahtanın kayması sonucu düştü. Diğer işçiler, 112 Acil ve polisi arayarak yardım istedi. Yaralanan 3 Suriye li işçi, ambulanslarla İskilip Devlet Hastanesi’ne götürüldü, tedavi altına alındı. İkinci olay ise Çorum kent merkezi Kale Mahallesi’ndeki inşaatta meydana geldi. Suriyeli işçi Taha Amir Taha (25), dengesini yitirip üçüncü kattan düştü. Yaralanan işçi, ambulansla Çorum Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılarak tedaviye alındı. Her iki olayla ilgili polis tarafından soruşturma başlatıldı. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SAĞA: 1/ Isparta, Burdur ve Denizli yörelerindeki dağ köylerinde dokunan bir tür kaba kumaş. 2/ Asma kütüğü... Her iki Kore’nin de para birimi. 1 PAPR İ KA A 2 EN OVAC I K 3 LAYTER SS 4 EDA ZANKA 5 SUNA İ L AN 6 E T A LON R 7 N ŞAP ELA 8 K OM A S T A R 9 KAHKE T İ 3/ En büyük ustası Montaigne olan düşünce yazısı türü... Bir nota. 4/ Kurnaz, açıkgöz... Madrid’de bulu nan, dünyanın en ünlü müzelerinden biri. 5/ Fas’ın plaka imi... Ağır kokulu bir gaz. 6/ Bo ğanotundan çıkarılarak hekimlikte kullanılan zehirli bir madde. 7/ “Şahinim var, bazlarım var / alışkın sazlarım var” (Karacaoğlan)... Alanya ilçesinde bir çayın, barajın ve mağa ranın ortak adı. 8/ Bir Avrupa ülkesinin baş kenti... Terazi gözlerinden her biri. 9/ Alınmış bir şeyi geri verme... Azerbaycan ve Kars yöresinde yaygın telli bir çalgı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ İcranın ılımlı bir tempoda olması gerekti ğini belirten müzik terimi. 2/ Bir işin yapıl ması için harcanan beden ve kafa gücü... Bir atımlık barut miktarı. 3/ Vücutça ve ruhça dayanıksız olanlar için kullanılan bir alay sözü. 4/ Güzel kadın... İki tarla arasındaki sınır... Ateş. 5/ Filmlerde kendisine tutulan erkekleri mahveden güzel ve acımasız kadın tipi... İlkel benlik. 6/ Cinsel zevkleri çağrıştı ran, cinsel istek uyandıran. 7/ Konut... Yola çıkma, gidiş. 8/ Kıyı boyu... Bir nota. 9/ Sıvı duruma getirilmiş havadan elde edilerek ışık araçlarında kullanılan element... Poker, kon ken gibi iskambil oyunlarında aynı cins iki karta verilen ad. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear