25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cuma 10 Ağustos 2018 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: SERPİL ÜNAY ekonomi 11 1 GÜNDE YÜZDE 5 Erdoğan bozdurARTTI dedikçe rekor kırdı ABDTürkiye ilişkilerinde süren belirsizlik doları 5.5695 TL’ye taşıdı. Kur, Cumhurbaşkanı’nın Aralık 2016’daki “Yastık altındaki dövizinizi bozdurun” çağrısından beri yüzde 59.3 yükseldi Türkiye algısı bozuldu Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, “Türkiye hakkındaki algı bir ay önceki kredi notu indiriminden bu yana bozuldu” dedi. Reuters’a konuşan Fitch analisti Paul Gamble, Türkiye’deki gelişmeleri yakından izlediklerini belirterek “Sermaye girişlerinde aniden duruş, ekonomide sert iniş Türkiye’nin kredi notunun bir daha indirilmesine yol açabilecek unsurlardan” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin bir an önce TL’deki erimeyi durdurması gerektiğine dikkat çeken Gamble, bunun için de Merkez Bankası’nın harekete geçmesi ve ABD ile ilişkilerin geliştirilmesi gerekliliğine işaret etti. l Ekonomi Servisi Artan ekonomik ve siyasi riskler nedeniyle çağrısını ise geçen cuma yaptı. Erdoğan, 100 günlük eylem planını açık dolar zirveden inmiyor. ladığı sırada “Buradan Dün de ABD ile temas milletimize sesleniyo larda bulunan Türk heyetinden ilerleme işa PELİN ÜNKER rum, yastık altı dövizlerinizi, altınlarınızı çıkar reti gelmemesi nede tın, gelin bunları TL’ye niyle kur 5.5695’e çıkarak re çevirin” çağrısı yaptı. Bu ta kor tazeledi. Cumhurbaşkanı rihten sonra da kurda yeni re Tayyip Erdoğan, piyasaların korlar geldi. Dolar geçen cu kısa zamanda toparlanacağı ma 5.08’lerdeydi. Kurdaki ar na işaret edip ‘döviz bozdur’ tış son yastık altı çağrısından çağrısı yapsa da veriler, yerli beri yüzde 9.6’yı geçti. yatırımcının tam tersine hareket ettiğini gösteriyor. Yerliler satmıyor Cumhurbaşkanı Tayyip Er Erdoğan, önceki gün de doğan, 2 Aralık 2016’da yap TOBB heyetiyle yaptığı top tığı konuşmada, “Son günler lantıda “Makul süre için de bir döviz meselesi çıkardı de her şey düzelecek. Piya lar. Dolar şöyle oldu böyle ol salar rahatlayacak. Hiç kork du, ne olursa olsun. Yastık al mayın, hepsi geçecek” de tında dövizi olanlar gelsin pa di. Kur ise yeni tarihi zirve rasını altına, TL’ye dönüştür si olan 5.5695 lirayı gördü. sün. Ne lüzum var dövize de Erdoğan’ın piyasaların rahat ğer kazandıracağız” dedi. O layacağını söylediği çarşamba dönem dolar kuru 3.4970’ler gününden beri kurdaki yük deydi. Buna göre Erdoğan’ın seliş yüzde 5.5’i buldu. ilk yastık altı çağrısından bu Dolardaki son yükselişte yana kur yüzde 59.3 arttı. bankacılar yerli yatırımcının Erdoğan ikinci yastık altı satıştan çekildiğini ve yükse İflas riskinde ZİRVE Kur ne zaman rekor kırsa Erdoğan çağrı yapıyor ancak yatırımcı söze değil açıklanan ekonomik programa bakıyor. Avro kuru dün 6.4429 TL ile yeni rekora imza atarken İngiliz Sterlini 7.1612 ile zirve yaptı. Türkiye ile ABD’nin devlet tahvil getirileri arasındaki fark 462 baz puan ile Nisan 2009’dan bu yana en yüksek seviyeyi gördü. Türkiye’nin beş yıllık kredi iflas takası (CDS) primi 2009’dan bu yana en yüksek seviye olan 370 baz puana yükseldi. Yatırımcı güvenini daha hızlı sağlayabilmek için eylülde açıklanması beklenen Orta Vadeli Plan’ın bugün açıklanmasına karar verildi. Ancak Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın yeni ekonomik modelle ilgili açıklamaları da kurlardaki yükselişin önünü kesemedi. Akşam saatlerinde ABD’deki delegelerin Türkiye’ye dönmesi ve belirsizliğin sürmesiyle kurlardaki yükseliş hızlandı. Borsada kazançlar geri verilirken Halkbank hisseleri yüzde 2 civarı düştü.. lişin hızlandığını belirtiyor. Aralık 2016’da 608.5 mil yar liralık döviz tevdiat hesabı bulunuyordu. Haziran 2018 verilerine göre 895.6 milyar lira bulunuyor. Buna göre döviz hesapları 287.1 milyar lira arttı. Merkez Bankası verilerine göre ise yurtiçi yerleşiklerin yabancı para mevduat ve fonları 3 Ağustos itibarıyla 158.6 milyar dolar seviyesinde bulunuyor. Bu rakam TL bazında 883.3 milyar lira ediyor. 3 Aralık 2016’da yurtiçi yerleşiklerin yabancı para mevduatları 144.8 milyar dolar idi. Buna göre yabancı para mevduatlardaki artış dolar bazında 13.8 milyar dolar, TL bazında 76.9 milyar lirayı buldu. ‘Önce güven sağlanmalı’ Türkiye’yi yakından takip eden analistlerden biri olan Londra merkezli Bluebay Asset Management Stratejisti Timothy Ash’e göre, Türkiye’nin mevcut durumu, hemen harekete geçmesi gerektiğine işaret ediyor. Ash, “Piyasadaki mevcut kısırdöngü, lira için oyunun sonu olabilir” dedi. Orta Vadeli Plan’ın açıklanmasının öne çekilmesinin olumlu olduğunu belirten Ash, ancak Türkiye’de politika yapıcılara güvenin düşük olduğuna ve piyasada güvenin yeniden sağlanması için ABD ile sorunun çözüme kavuşturulması gerektiğine işaret etti. Ash, bu noktada Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’a önemli görevler düştüğünü vurguladı. l Ekonomi Servisi ‘Türkiye batacak diye bir şey yok’ AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan, “Dolar üç kuruş artacak, Türkiye batacak diye bir şey yok. Dolar toparlanacak, yatırımlarımız hız kesmeden devam edecek” dedi. Türkiye’nin kendi ayakları üzerinde durabilen, dış politikasını düzenleyen bir ülke olduğunu aktaran Turan, “Artık ihracatta, NATO’da ‘Türkiye ne der’ diye bakıyorlar. Biz IMF yıllarını biliyoruz. Önceden ‘Öğretmen limon satıyor’ diye haberler olurdu. Şimdi var mı böyle bir haber” yorumunu yaptı. l Ekonomi Servisi Büyüme hedefinde çark Maliye’ye göre 2019’da büyüme yüzde 34 aralığında olacak. 2017 yılında OVP’de 2019 için hedef yüzde 5.5’ti. Cari açık yüzde 4’te dengelenecek Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, AKP’nin 16 yıllık iktidarının ardından ‘yeni ekonomik modeli’ni bugün açıklayacak. Bakanlıktan yapılan açıklamada, Orta Vadeli Program (OVP) ile ilgili çalışmaların tu¨m hızıyla devam ettiği belirtildi. Açıklamaya göre, OVP kapsamında 2019 yılı bu¨yu¨mesinin yüzde 34 aralığında olması, enflasyonun en kısa su¨rede tek haneye inmesi için gu¨çlu¨ bir politika birleşimi ve tedbir seti detaylı olarak planlanacak. Cari açığın ise yüzde 4’lerde dengelenmesi bekleniyor. 2017 OVP’de 2019 için büyüme hedefi yüzde 5.5’ti. Açıklamada, bu¨tçe açığının yüzde 1.5’ler seviyesinde sınırlandırılacağı, özellikle altyapı yatırımlarında yurtdışı finansman ve yabancı yatırımcı şartıyla ilerleneceğine dikkat çekildi. Kamudaki tasarruf ve dengeli ekonomik yapıyla Hazine borç çevirme oranlarının yüzde 100’lerin altına indirileceğine işaret edilen açıklamada, “Yılın kalan bölu¨mu¨nde daha önce açıkladığımız 35 milyar liralık tasarruf ve gelir arttırıcı önlemle faiz dışı fazlanın 5 milyar liraya yu¨kselmesi, yılsonu iç borç çevirme oranının yüzde 104 olması hedefleniyor” denildi. l ANKARA Problem yok Berat Albayrak Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak imzalı açıklamada, Tu¨rk bankacılık sisteminin sağlam sermaye yapısı ve bilançosuyla finansal dalgalanmaları yönetebilecek konumda olduğu an latılarak “Piyasada bankalarımız ve şirketlerimizle ilgili yapılan speku¨latif açıklamaların aksine, kur ve likidite riski konusunda bir problem göru¨lmediği denetleyici kurumlarımız tarafından da du¨zenli olarak yayımlanan raporlarda gözu¨kmektedir. Yatırımcılar ve halkımızın bu söylentilerden ziyade gerçek durumu yansıtan raporlara itibar etmesini tavsiye ederiz” denildi. Bloomberg: Erdoğan U dönüşü yapmalı ABD merkezli ekonomi ajansı Bloomberg’de yayımlanan analizde, TL’deki erimenin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı bazı ekonomik dogmalarını terk etmeye zorlayabileceği görüşüne yer verildi. Ajansa konuşan analistler, Türkiye’nin faizleri artırması, harcamaları azaltması ve IMF’ye başvurması gerektiğini öne sürdü. Erdoğan’ın ekonominin aşırı ısındığını ve ya vaşlaması gerektiğini kabul etmediği, yüksek faize sert şekilde karşı çıktığı ve mali teşvikleri savunduğu belirtilen analizde, U dönüşünün şart olduğu vurgulandı. Yazıda görüşlerine yer verilen Londra merkezli Capital Economics’ten William Jackson, “Erdoğan’ın sonunda Merkez Bankası’na faiz artırması için izin vereceğini sanıyorum” dedi. Dolar... Yaptırımlar... Metal savaşları...alyum, Tantal, Kobalt, Seryum, İrid yum... Devam edelim... Skandiyum, GNeodimyum, Disporsiyum... Bu saydıklarım nadir metal ve elementler... Şimdi Türkiye’de dolar almış başını giderken, ekonomi baş aşağı olmuşken bu da nereden çıktı demeyin. Anlatayım... Dünyada oda sıcaklığında sıvı halde bulunabilen sadece 4 metal var. Onlardan biri Galyum. Bor grubu elementlerinden biri. İçinde bulunduğumuz dönemin ileri teknoloji metallerinden. Tantal, cep telefonları başta olmak üzere birçok elektronik cihazda kullanılan kondansatörlerin yapı taşı. Stent ve yapay kemik üretiminde, uçak ve roket parçalarında, kamera merceklerinde de kullanılıyor. Kongo’daki bitmeyen iç savaş tantal cevheri yüzünden sürekli körükleniyor. Kobalt yine en stratejik metallerden. Süper alaşımlar için kullanılıyor. Lityum iyon bataryalarda, elektrikli otomobillerde vs. kullanılıyor. Altından daha fazla kazandırıyor. Şubat 2016’da ton başına fiyatı 21 bin 750 dolardı. 2018 Mart ayında 95 bin dolara ulaştı. Bunları niye anlatıyorum? Nadir metallerin yüzde 80’i Çin topraklarında Çünkü artık bu nadir metaller günlük yaşantımızın her yerindeler. Cep telefonlarımızda, bilgisayarlarımızda... Yeni nesil rüzgâr türbinlerinde, güneş panellerinde, F16 uçaklarında, füze savunma sistemlerinde, hibrid arabalarda, hatta televizyonlarda kırmızı rengi veren de onlar, kulaklıkların bu kadar küçük olmasını sağlayan da.. tıbbi cihazlarda da varlar... Bu metaller içinde bulunduğumuz çağın olmazsa olmazlarından. Ve dünyada nadir metallerin yüzde 80’i Çin’in topraklarında. Ağırlıklı olarak İç Moğolistan’da çıkıyor. Dünya kobalt ve tantal rezervlerinin yüzde 59’u Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde ve Çin şirketleri ön anlaşmalarla oradaki kobaltın da önemli bir kısmını kapatmış vaziyette. Ayrıca Çin bu nadir metallerin ihracatını her yıl biraz daha azaltıyor. Bunları kendi üretiminde kullanıyor. 2015 yılında bir stratejik plan hazırladı ve 2025 yılında dünyadaki elektrikli araçların pillerinin tümünün “Made in China” olmasını hedefledi. Sadece nadir metaller değil; bugün dünyada tüketilen magnezyumun yüzde 94’ü, doğal grafit’in yüzde 69’u ve tungsten’in yüzde 84’ü Çin’den geliyor. Ve Çin bu stratejik hammadde üstünlüğünü kullanarak yabancı müşterilerine yüzde 20 daha pahalıya satıyor. Böylece Çinli şirketlerin rekabet üstünlüğünü de koruyor. Dünya karşılıklı yaptırım savaşlarına doğru itiliyor, ABD kaynaklı olarak. İran’la nükleer anlaşmadan çekilmenin ardından bu ülkeye yeniden koyduğu ambargo ve üçüncü ülkeleri de buna zorunlu kılması; Çin ile dış ticaret açığını gerekçe göstererek ithal ettiği ürünlere ek vergiler getirmesi; Rusya ile, eski Rus ajan Sergei Skripal ve kızının Novichok adlı sinir gazı ile zehirlemesini gerekçe göstererek başlattığı yaptırımlar; Türkiye ile ABD’li rahip Brunson’ın iade edilmemesini gerekçe göstererek uygulayacağını açıkladığı yaptırımlar... Türkiye... Maden ruhsatları ABD’ye mi? Türkiye 80 milyon nüfusu ile kurbanlık koyun gibi bekleyişte. Doların hızına bir türlü yetişemiyoruz. Herkesin gözü son dakika haberlerinde. ABD ile görüşmelerde ilerleme sağlanamadığı, yeni yaptırımların gündemde olduğu söyleniyor. Freni bozuk kamyon gibi hızla yokuş aşağı inişe geçmiş olan bir ekonomide kimse önünü göremez halde, bekleşiyoruz. İşin kötüsü gelinen noktada yapacak pek bir şey de yok. Eli güçlü olan pazarlığını yapıyor. Güçsüz olan önce kıskaca alınıyor, ardından tavizler vermeye zorlanıyor. Her şey karşılıklı çıkar üzerine kurulu. Çin bu açıdan elini daima üçlü tutmayı beceriyor. Türkiye’nin elinde ne var? Hiçbir şey olmadığı gibi, ekonomik olarak dışa bağımlılığımız da hızla artıyor. Pardon şunu unutmayalım. 2 yıl kadar önce Enerji Bakanlığı başta nadir toprak elementleri olmak üzere Türkiye’de yer alan hammaddelerin aranması ve üretilmesine yönelik arama programı başlatacaklarını ve 5 trilyon dolarlık yeraltı zenginliğini hayata geçirecek uygulamalara hız vereceklerini açıklamıştı. Ne olacak size söyleyeyim mi? Maden arama ve çıkarma ruhsatları ABD’li şirketlere verilecek. Ekonomik olarak çökme noktasına gelen Türkiye kendini ve günü kurtarmak için bu kez yeraltını peşkeş çekecek. Tabii şunu da ısrarla vurgulayalım. Bu nadir elementlerin çıkartılması hem çok zahmetli hem de çok tehlikeli... Söylemedi demeyin... Otomotiv devlerinden usulsüzlük itirafı Japonya’da otomotiv endüstrisini sarsan imalat testlerindeki usulsüzlük skandalı büyüyor. Nissan ve Subaru’nun ardından Suzuki, Mazda ve Yamaha da araçlarının emisyon ve yakıt etkinliği testlerinin uygun olmayan koşullarda yapıldığı itirafında bulundu. Her 3 şirketin yetkilileri de Nissan ve Subaru’nun yaptığı gibi testlerde hile veya kayıtlarda tahrifat yapılmadığını, ancak testlerin olması gereken koşullarda yapılmaması nedeniyle sonuçlarda usulsüzlüğün ortaya çıktığını savundu. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear