15 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazartesi 14 Mayıs 2018 16 ‘Devri sabık’ çıkmazı Ülkemizde “devri sabık yaratmayacağız” ya da “seçimi kazanırsak önceki dönemi sorgulamayacağız” anlayışı yerleşik bir muhalefet geleneğidir. Geçen hafta CHP cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin tüm içtenliğiyle, çözümü hukuka bırakan vurgulaması, diğer adayların da sessizce benimsediği anlaşılan bu gelenek 24 Haziran’a doğru da varlığını sürdürüyor. Oysa, başta partilim İnce olmak üzere tümüne başarılar dilediğim muhalefetin Cumhurbaşkanı adaylarının AKP iktidarını eleştirilerinin temelinde gerekirse devri sabık yaratmaya uzanan bir içerik ve derinlik olmalıdır. Yapıcı ve kararlı Seçimi kazanacak muhalefet adayının yapması gereken ilk iş parlamenter demokrasinin tüm öğeleriyle yeniden yerleştirilmesi olmalıdır. Bu çerçevede, egemenliğin kaynağı, hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü; yasama, yürütme ve yargı erklerinin denetim ve denge düzleminde yeniden yapılandırılması; demokratik katılım süreçlerinin güçlendirilmesi; temel hak ve özgürlükler; basınyayın özgürlüğü; üniversite özerkliği ve bilimsel çalışma özgürlüğü; sendikal hak ve özgürlükler; çağdaş eğitim; devletsermaye ilişkileri; giderek dış politika ve barış konularında AKP anlayış ve uygulamalarının neredeyse tümünün tersine çevrilmesi gerekiyor. İktidarı devralacak olan cumhurbaşkanı kişisel kin ve intikam alma tuzağına düşmeden, devletin yeniden yapılanmasını bu evrensel değerler çerçevesinde gerçekleştireceğini ilke edinmeli; görüşlerini tutarlı, kararlı ve bilimsel bir temele yerleştirmelidir. Eğer, güncel ve uzun dönemli öğeleri olan köklü bir demokratikleşme programıyla AKP’nin karşısına çıkılmazsa ya da iktidarı eleştiri şimdiye kadar olduğu gibi yüzeysel ve güncel kalırsa, AKP’ye muhalefet iyice anlamsızlaşır; seçmenin muhalefetin adaylarına oy vermesinin gereği kalmaz. Devlet sermaye ilişkileri AKP’nin sonuçları bakımından en yıkıcı uygulamalarının başında, devletsermaye ilişkileri geliyor. AKP, devletin değişik sermaye kesimlerine eşit uzaklıkta olması ilkesini hiçe sayıyor. Yandaş sermayedar oluşturulmasını amaçlayan AKP uygulaması, kamu ihale sistemini devir aldığı açık, dürüst ve yarışmacı bir yapıdan çıkararak davetli ihale keyfiliğine geçilmesine dayanıyor. Bu uygulama sermayenin piyasa koşullarında serbestçe yarışması evrensel ilkesinin bir tarafa bırakılması sonucunu veriyor. Türkiye’nin son yıllarda, AKP’nin sıkça yalvaryakar olmasına karşın, ülkeye doğrudan yabancı sermaye yatırımı çekememesinin ana nedenlerinden biri de budur. Yandaş sermaye anlayışıyla mı faiz karşısında zafer kazanılacak? Ancak dahası var. AKP uygulaması, yapılan işin topluma maliyetini yükseltiyor; kalitesini düşürüyor; niteliği gereği rüşvet ve yolsuzlukları besliyor. Böylelikle toplumsal yapının asıl çimentosu olan doğruluk, dürüstlük ve erdem gibi temel ahlak değerleri yok oluyor. Yandaş sermaye, başta basın yayın olmak üzere kamuoyu oluşturan tüm kesimler, TV dizileri başta olmak üzere kültür ve sanat etkinliklerini AKP’nin propaganda makinesine dönüştürmüş bulunuyor. Bugün, basın yayının AKP çizgisinde yüzde 90 oranında tekelleşmiş olmasının, basın özgürlüğünü yok eden yıkıcı sonuçları yaşanıyor. Örneğin, AKP’nin cumhurbaşkanı adayı, kendisini diğer adayla eşit görmüyor; demokrasi dışı bir tutumla tarafsız TV’lerde muhalefetin adayları ile eşit koşullarda kamuoyunun karşısına çıkmıyor; çıkmayabiliyor. AKP’nin yaptıklarının tersine çevrilmesinin nedenleri saymakla bitmez. Muhalefet, devri sabık yaratırız kaygısını bir tarafa bırakarak bunun gereğini yapmalı; bu çok önemli demokrasi dönemecinde tarihsel ve toplumsal sorumluluğunun bilinciyle davranmalıdır. 14 MAYIS 2018 SAYI: 33822 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına MEHMET Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Bülent Özdoğan Yazıişleri Müdürü (Sorumlu) Haber Koordinatörü Faruk Eren Aykut Küçükkaya Dijital Medya Koordinatörü Bülent Mumay Reklam Direktörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Kültür Sanat: Emrah Kolukısa l Düzeltme: Mustafa Çolak Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım Müdürü: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 03:55 03:45 04:16 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 05:41 13:06 17:00 05:28 12:51 16:43 05:54 13:14 17:04 Akşam 20:20 20:02 20:21 Yatsı 21:58 21:37 21:53 yorum/haber TASARIM: SERPİL ÜNAY Medyayı yandaş kılma, üniversiteleri işlevsiz bırakma çabası AKP iktidarının önemli, hiç peşini bırakmadığı işlerdendir. Başarılı mı? Evet, en azından içinde bulunduğumuz zaman diliminde aralarında Cumhuriyet’in de bulunduğu az sayıda gazete, bir iki TV kanalı ve bir grup sosyal medya dışında kalan yazılı, sözlü, görsel ve sosyal medya tümüyle artık AKP yanlısıdır. Üniversitelere saldırı da doğrusu baştan beri hız kesmedi. İlk adımda üniversitelerin sayısını içlerini boşaltıp artırarak, böylece sanki üniversiter öğrenime özen gösteriyormuş havası yaratan iktidar partisi, sonra saldırısını demokrat akademisyenleri üniversitelerden uzaklaştırarak, barış yanlısı bildiriye imza attılar diye yargılanmalarının yolunu açarak sürdürdü. Bu kadar da değildir. Ülkenin önemli, geleneği olan, öğrenim düzeyleri açısından üst sıralardaki üniversiteleri bölmeye geldi sıra. Üniversitelerin toplu itirazları da işe yaramadı ve bölme kararı alındı. Bu arada rektör atamalarının artık doğrudan Cumhurbaşkanı tarafından yapıldığını da eklemek gerekir. Rektör atamalarının önemli olduğunu da söyleyelim. Çünkü atanan rektörlerin ilk işleri seçime uygun olduklarını kanıtlamak oluyor. Bir örnek verelim. Türkiye’nin tarihi, kuruluştan bu yana nitelikli öğrenim yapan Mülkiye’si, Siyasal Bilgiler Fakültesi Ankara Üniversitesi Rektörü’nün değiştiği tarihten bu yana rahat nefes alamıyor. Çünkü Mülkiye Mektebi’nin geleneklerini yaşatması önleniyor, öğrenim, fakülte kapsamındaki çalışmalar, kısaca bir üniversitenin, bir fakültenin yapması gereken işler engelleniyor. Çarpıcı örnek fakülte bün İnsan Hakları Merkezi Yeni Yerinde yesinde çalışan İnsan Hakları Merkezi’nin kapatılması oldu. Karardan sonra tabelası söküldü. Neyse ki İnsan Hakları Merkezi yaşamaya devam edecek. Çünkü Mülkiyeliler Birliği’nin yeni yönetimi sahip çıktı, Merkez’i Birliğin çatısı altına taşıdı. Geçen cumartesi günü de Merkez’in tabelası Mülkiyeliler Birliği’nde bir panel eşliğinde yerine asıldı. Mülkiyeliler Birliği’nde gerçekleşen açılış törenine merkezde bugüne kadar görev almış akademisyenler, insan hakları savunucuları, SBF’den ihraç edilen akademisyenler, CHP’li vekiller, eski AİHM yargıcı Rıza Türmen, sosyolog İsmail Beşikçi katıldı. Mülkiyeliler Birliği’nin yeni Başkanı Dinçer Demirkent konuşmasında “Mülkiye’de insan hakları derslerinin verilmesinin dünyanın birçok yerinden önce olduğunu” açıkladı. Demirkent’in çizdiği acı tablo da üniversitelerin yaşadığı ve onları bekleyen tehlikeyi gösteriyordu. “En temel insan haklarının askıya alındığı, Mülkiyeliler Birliği’nin hemen önündeki insan hakları anıtının kuşatma altında olduğu bir dönemin yaşandığını” hatırlattı. “SBF’nin artık bir tasfiye süreci içerisinde olduğunu” söylemesi ise gerçekten can acıtıcıydı.  İnsan Hakları Merkezi’nin yeni yerinin açılışında gerçekleşen panele İnsan Hakları Merkezi’nin kuruluşunu ve ilk yıllarını, merkezin ilk yönetim kurulu üyeleri ve kurucularından akademisyenler Cem Eroğul ve Fazıl Sağlam anlattılar. 1980 askeri darbesi sonrası da merkezin benzer bir kapanmayla yüz yüze geldiğini belirten Eroğul, “Bugünlerin dünü var, faşizmin hep öncesi var” dedi. Bugüne kadar üniversitelerde ve medyada olup bitenlerin ülkenin geleceği ile olan ilişkisi bu sözlerden daha iyi nasıl anlatılabilir. Bu arada Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü tarafından, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü gününde açıklanan Küresel Basın Özgürlüğü Endeksi’nde Türkiye’nin 180 ülke içerisinde iki sıra daha aşağı düşerek 157’nci sıraya gerilediği açıklandı... Türkiye Gazeteciler Cemiyeti de Basın Özgürlüğü gününde 148 gazetecinin tutuklu bulunduğunu duyurdu. Seçimler öncesi ülkemizde tablo işte böyledir. B Elektronik yayını geliştirsenizu iletiyi Cumhuriyet normal kâğıt gibi, göz yormu gazetesine elekt şirketler hem ekitap hem de esüreli yor. Artık res ronik yayın olarak abone olmak yayın sunuyorlar. Bunların satış ra mi olarak Türkiye’de de satılıyor. istediğim için yazıyorum. Biliyor kamlarını bilmiyorum, ama eyayın Gazeteyi ekitap (epub) biçimine sunuz ki akıllı telefon ve bilgisa yapmayan gazete ve internet sitele otomatik olarak dönüştürmek ya yar oldukça yaygın bir hale geldi. rini kullanıcılar başkaları tarafından zılımsal olarak çok kolay. Fazla Hatta gazetelerin tirajının azalma yapılmış, yazılım kodlarıyla her gün dan maliyet çıkarmayacağını dü sının en önemli etkenlerinden biri eyayına dönüştürüp ekitap oku şünüyorum. Umarım matbaada bu. Ama görece yeni bir teknoloji yucularına atıyorlar. olduğu gibi “ematbaa”da da ça bence bunu değiştirebilir.  Ekitap okuyucu emürekkep ğın gerisinde kalmayız. Saygıla Amazon Kindle, Kobo vb. öncü ekran teknolojisini kullanıyor ve rımla... Utku Berberoğlu KISA KISA Yayınınız engelleniyor 1 Mart 2018 tarihinde internet sitenizde paylaşılan “Erdoğan’ın ‘yazlık sarayı’ için 40 bin ağaç katledilmesini protesto edenlere jandarmadan ‘damperli’ engel” başlıklı haberin linki Türkiye’den girişlere engellenmiş durumda. Sosyal medyadan haberi paylaşmaya çalışıyoruz ama Türkiye’deki vatandaşlar haberi göremiyor. Linke sadece VPN ile ya da yurtdışı IP’lerinden girilebiliyor. Bunu başka bir linke taşıyabilir ya da haberi yenileyebilirsiniz. Teşekkürler. Selman Demirdöven Maçı duyurdunuz, ya saati? Bugünkü, 11 Mayıs Spor sayfanızda yapılacak basket maçlarında Fenerbahçe maçının saat 16.00’da, olduğu yazmıyor. Bu bir kere ciddi bir spor servisine yakışmıyor. Ayrıca ben sadece Cumhuriyet gazetesi alıyorum ve takımımın oynayacağı maçların da takibini gazeteden yapıyorum. Bugün sosyal medyayı takip etmesem Fenerbahçe basket maçının 16.00’da olduğunu öğrenemeyecektim. Lütfen biraz ciddiyet ve okura saygı. Düşünceler örtüşebilir ancak gayri ciddilik kabul edilemez. Mete Paksoylu Haberdeğeriyok mu? Fırtına Vadisi/Kaçkar yaylalarında halen yapımı süren “yeşil yol”, “kayak merkezi” vd. doğanın talanıyla ilgili davaları takip eden avukatlardan biriyim. Davaların vekili olarak (ve aynı zamanda yöre insanı), davalar ve bölgeyle ilgili haberlerin gazetede maalesef yer almadığını görüyorum. Basının iyice daraldığı, ekoloji haberlerinin net yayıncılığında dahi çok az yer aldığı bu dönemde; gazetenin “Fırtına Vadisi/Kaçkarlar”la ilgili haberlere hiç yer ayırmaması üzücü. Geçen salı günü Pazar adliyesinde (Rize), yeşil yola karşı direnenlere karşı açılmış ceza davası vardı. Duruşma sonrası, DHA’ya basın açıklaması yaptık ve metnini verdik. Bu haber çok az yerde yayınlandı ama gazetede hiç yer bulamadı... Sadece bunun sebebini öğrenmek için yazıyorum... Saygılarımla. Av. İbrahim Demirci ILO’da kriz mi çıkmış? 9 Mayıs tarihli Cumhuriyet’te “ILO’da kriz büyüyor” başlığını görünce şaşırdım. ILO’yu yakından izlerim çünkü. Meğer kriz orada değil Türkİş ile MemurSen arasındaki anlaşmazlıktan, hükümetin MemurSen’den yana tavır almasından kaynaklanıyormuş. Başlıklar farklı olabilir, ilgi çekici olabilir ama habere tamamen aykırı olabilir mi? Tekin Sönmeztepe Birisi yalan söylüyor Ankara’da tamamlanan Bilkent Şehir Hastanesi’nin inşa sürecinde SGK’ye göre hiç iş kazası yaşanmazken, Sağlık Bakanlığı’na göre ise bu rakam 297. CHP’li Emir açıklamalara tepki gösterdi Başkentte inşaatı tamamlanan, sağlık alanındaki en büyük kamu özel işbirliği rat Emir, Başbakanlık İletişim Merkezi (BİMER) aracılığıy Emir’in sorularına önce 2 Mart 2018 tarihinde SGK yanıt verdi. Yanıtta, “CCN Ankara Sağlık AŞ (An projesi olan, 1 milyon la Bilkent Şehir Has kara Bilkent Şehir Hastanesi) ile il 312 bin 349 metreka tanesi’ndeki iş kaza gili olarak yapılan inceleme netice re kapalı alana sahip ları hakkında bilgi is sinde; 2016 ve 2017 yıllarında Sos Bilkent Şehir Hasta tedi. Emir, şu soruları yal Güvenlik Merkezimiz İş Kazala nesi’ndeki iş kaza yöneltti: “Bilkent Şe rı Servisi’nde herhangi bir ölümlü larıyla ilgili devletin hir Hastanesi’nin ya ya da sigortalıyı malul duruma dü MUSTAFA iki kurumundan iki ÇAKIR farklı yanıt geldi. Sos yal Güvenlik Kuru mu (SGK), “ölümlü ya da yaralama lı iş kazası yaşanmadı” derken, Sağ lık Bakanlığı, 297 iş kazası ve tıbbi müdahale gerektiren olay yaşandığına dikkat çekti. İki kurumun çelişen yanıtı, “gizlenen bir şey mi var” sorusunu gündeme getirdi. CHP Ankara Milletvekili Mu pım sürecinde iş kazası gerçekleşmiş midir? Bu iş kazalarında kaç kişi yaralanmış, kaç kişi hayatını kaybetmiştir ? Bu işçilerimizin yaralanma ve hayatını kaybetme nedenleri nelerdir?” şürecek yaralamalı iş kazasına rastlanmamış olup, herhangi bir iş kazası, maluliyet ve ölüm dosyayı açılmadığı tespit edilmiştir” dendi. Hangisi doğru? Aynı sorulara Sağlık Bakanlığı KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] da 30 Nisan 2018 tarihinde yanıt verdi. Ancak Sağlık Bakanlığı’nın yanıtı ile SGK’nin yanıtı arasın da büyük çelişki ortaya çıktı. Sağ lık Bakanlığı’nın yanıtında, “Anka ra Bilkent Şehir Hastanesi inşaatın da bugüne kadar toplam 297 adet iş kazası ve tıbbi müdahale gerekti ren olay meydana gelmiştir” dendi. İki yanıtın ardından “hangisi doğru” sorusu gündeme geldi. CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, Bilkent Şe hir Hastanesi’nde yaşanan iş kazala rına ilişkin pek çok defa sordukları soru önergeleri ve bilgi edinme baş vurularının uzun süre savuşturuldu ğunu, yanıt verilmediğini belirtti. Emir: 4 ölümlü kaza var ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] Emir, şunları söyledi: “Burada gizlenen gerçekler olduğu belli. Bize ulaşan bilgilere göre, Bilkent Şehir Hastanesi inşaatında en az 4 işçi hayatını kaybetmiş. Detaylı bilgiye ulaştığımızda bu kişilerin kimliklerini de paylaşacağız. Ne yazık ki ülkemiz, birilerinin hayallerinin başkalarının hayatına mal olduğu bir coğrafya haline dönüştürüldü. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ‘14 yıllık hayalim’ dediği şehir hastanelerinde kaç işçinin hayalinin söndüğünü öyle ya da böyle ortaya çıkaracağız ve hesabını en ağır şekilde soracağız.” Emir, SGK Başkanı Mehmet Selim Bağlı’nın ise AKP’den aday adaylığı için istifa ettiğine de dikkat çekti. l ANKARA C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear