Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Çarşamba 11 Nisan 2018 EDİTÖR: ALPER İZBUL / ASLAN YILDIZ ‘Postalla olmaz’ haber 5 Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın ‘postal ve parka gönderelim’ teklifine, “Vatanseverliğimiz parka ve postal vatanseverliği değildir. Reklam üzerinden vatanseverlik olmaz” sözleriyle yanıt verdi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hafta sonunda Hatay’a yapacağı ziyaretle ilgili ken disine “postal ve parka göndere lim” teklifinde bulunan Cumhurbaşkanı Tay yip Erdoğan’a, “Parka ve postalı öğrenciliğim den beri giyiyorum. Bi AYŞE SAYIN zim vatanseverliğimiz parka ve postal vatanseverliği değildir. Rek ‘Askere gitmeyen iki oğluna gönder’ CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, Kılıçdaroğlu’nun Hatay’a ziyareti ile ilgili Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Postalın eksikse sana postal da gönderelim. Olur ya parka filan eksikse onu da gönderelim” ifadelerine sert tepki gösterdi. Özkoç, “Sen birisine pos lam üzerinden vatanseverlik olmaz” tal göndereceksen, şehit sözleriyle yanıt verdi. Kılıçdaroğlu haftalık grup toplantısı nın ardından Meclis’teki makamında bir grup gazeteciyle birlikte gündeme ilişkin sorularımızı yanıtladı. İlk olarak hafta sonu Hatay’a yapacağı ziyaretle ilgili Erdoğan’ın “postal ve parka gönderme” teklifini sorduğumuz CHP lideri, parka ve postalın sol jargondaki anlamına vurgu yaparak yanıt verdi: “Parka ve postalı öğrenciliğimden beri giyiyorum, onun haberi bile yok. NECATİ SAVAŞ Kılıçdaroğlu, grup toplantısına giderken karşılaştığı polislere Polis Haftası nedeniyle karanfil verdi. cenazesini kürsü yapıp, elini şehit cenazesinin üzerine koyup siyasi malzeme yapan bir lider olarak o postalları çürük raporu aldığın, aske Engin Özkoç re göndermediğin iki oğluna gönder” diyerek sert yanıt verdi. CHP olarak şehitlere karşı hassasiyetlerinin ve duyarlılıklarının her zaman tam olduğunu belirten Özkoç, yüzü kızarmayanlara en güzel cevabı milletin vereceğini, günü geldiğinde gerekli hesabı soracaklarını söyledi. l ANKARA Gerçekten öğrenciliğimde giydim. Bizim vatanseverliğimiz parka ve postal vatanseverliği değildir. Önce ruh olarak vatansever olacaksınız. Reklam üzerinden vatanseverlik olmaz.” da, Milli İstihbarat Teşkilatı da.. Bunlar güçlü oldukları ve hukukun üstünlüğü çerçevesinde çalıştıkları ölçüde o devlet güçlü olur, ekonomisi de güçlü olur. Dolayısıyla demokrasilerde vesa lu, “Neyse siz bu kadarını bilin. Birden fazla şey var. Kafamızda birden fazla soru var tabii. Sorunları nasıl çözecek, yasayı hangi temelde getirecekler önce onu bir görmemiz lazım” diye konuştu. ‘Anket yaptırmadık’ Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın Hatay Sınır Karakolu’na yaptığı ziyarette, sanatçılara yönelik sert eleştirilerine de açıklık getirerek, aslında “sanatçılarla sınıra gidilmesini değil, şov yet olmaz. Ama bugün 20 Temmuz darbesinden sonra bir siyasal baskı, Erdoğan vesayeti var. Kimse korkusundan konuşamıyor, yazıpçizemiyor, bunu da en iyi medya mensupları bilirler. Ya İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e perşembe günü yapacağı ziyarette “ittifak” konusunun görüşülüp görüşülmeyeceğini de sorduğumuz Kılıçdaroğlu, bu seferki görüşmenin, ye Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin, partinin İstanbul adayını belirlemek için anket yaptırdığı yönündeki açıklamalarını anımsattığımızda ise Kılıçdaroğlu, kesin bir dille karşı çıkarak, “Yok yapılmasını” eleştirdiğini ifade etti. otosansür uyguluyorlar kendilerine ya niden genel başkan seçilmesi nedeniy öyle bir şey. Öyle bir anket de yok, ça CHP lideri, “Orada klarnet, eğlence, davul ve zurna yani eğlence olmasını eleştirdim. 52 şehit verdikten sonra ‘Yaylalar’ türküsü, bilmem nelerle falan şov yapıyorsunuz. Ben bunu eleştirdim. Sanatçıların o ortama alet da daha rahat yazamıyorlar, bu da zaten vesayetin en açık göstergesidir.” Önce yasa sonra formül Geçen hafta partili milletvekilleriyle gruplar halinde görüşerek seçimle le bir kutlama ve nezaket ziyareti olacağına vurgu yaptı. Kılıçdaroğlu, “O konuları sonra ele alırız, çünkü daha yasası gelmedi Meclis’e. Tahmin etmiyorum ittifak konusunun gündeme geleceğini. Belki Türkiye’nin içerisinde lışma da yok. Çeşitli anket kurumlarının çalışmaları var ama biz de sizlerin gördüğü anket sonuçlarına bakıyoruz. Özel bir anket çalışması, hiçbir yer için yapılmış değil” karşılığını verdi. CHP lideri, İstanbul için çok sayıda ismin şimdiden adaylığını ilan etmesiyle ilgili ise “Bu da edilmesini de doğru bulmadım” dedi. Kamuflajlı Erdoğan Kılıçdaroğlu, “askeri vesayeti yıkma” vaadi ve söylemiyle iktidara gelen Erdoğan’ın şimdi askeri üniforma niteliğindeki kamuflaj giysisi ile kamerala re dönük görüşlerini alan, önerilerde bulunan Kılıçdaroğlu’na kulislerde konuşulan ittifak formüllerini de sorduk. CHP lideri formülleri somutlama konusundaki kriterinin, Cumhurbaşkanlığı Seçim Yasası’nda yapılacak “uyum düzenlemesi” olacağının bulunduğu sorunlar konuşulur” yanıtını verirken, ittifak amaçlı görüşmelerin daha sonraki süreçlerde yapılabileceğini vurguladı. BM el koymalı Kılıçdaroğlu, Suriye Duma’daki re bizim İstanbul’u kazanacağımızın güçlü dışavurumudur” değerlendirmesi yapmakla yetindi. Yerel seçimler ve adaylık konusunu şimdiye kadar gündemlerine almadıklarını vurgulayan Kılıçdaroğlu şunları söyledi: “Ama medyada haber oluyor, ben de merakla okuyorum. Bir milletvekili bir ra görüntü vermesi ile ilgili soru üzeri mesajını şu sözlerle verdi: jimin “kimyasal silah kullandığı” id yerde aday olmak isteyebilir. Yerel yö ne şunları söyledi: “Saygın hiçbir devlet yönetimi vesa yeti kabul etmez ama devleti devlet yapan o devletin kurumlarıdır. Hukukun üstünlüğüne inanmış kurumlarıdır. Or “Önce bir yasanın çıkmasını bekliyoruz. Yasa bir çıksın bakalım neyi öngörüyorlar. Hangi amaca dönük bir düzenleme yapılacak görmek lazım.” “Yasa zaten belli değil mi, sizi endi dialarıyla ilgili “BM’nin el koyması tarafsız bir heyetin gelip sorgulaması lazım. Bu çirkin bir olay, önyargılarla çözülecek bir olay değil. Sağlıklı, tutarlı BM’nin raporlarıyla gere netimleri gerçekten fazla konuşmadık. Orada yerel yönetimlerle ilgili bizim belediye başkanlarımızın olmadığı yerlerde belediye başkanları adaylarımızın önceden belirlenmesinin yarar sağlayacağı söylendi, biz de ona uygun dedik. dusu da, Merkez Bankası da, Bankacı şelendiren nedir, 100 bin imza konu ğinin yapılması gerekir” önerisinde Asıl konu buydu yani...” lık Düzenleme ve Denetleme Kurumu su mu” sorusu üzerine ise Kılıçdaroğ bulundu. l ANKARA ‘Osmangazi’nin kanı Erdoğan’ın yakasında’ Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın vatandaşları muhbirliğe zorladığını ve bunun sonucunda 4 kişinin katledildiği saldırıya siyasal ortam hazırladığını savundu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Osmangazi Üniversitesi’ndeki katliamı değerlendirirken, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Tanıdığınız FETÖ’cüleri ihbar edin, nerede bildiğiniz bir FETÖ’cü varsa bildirin” diyerek insanları muhbirliğe zorladığını söyledi. Kılıçdaroğlu, “Cadı avı başlatıldı. Sonuçta bu katliamlara siyasal ortam hazırlandı. Ölen kişilerin kanları bu muhbirliğe vatandaşı davet edenin yakasındadır” dedi. Erdoğan’ın kendisi için “Ömründe devletten aldığı maaş dışında tek kuruş kazanamamış adam” sözlerine, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti bütçesinden sonraki en büyük bütçeyi yönettim. Bütün hayatımı incelediler, ‘acaba bir kuruş yolsuzluk bulabilir miyiz’ diye. Bulamadılar. Bizim ahlakımızda kul hakkı yemek yoktur” karşılığı verdi. Erdoğan’ın “Bay Kemal sen er meydanına gelmezsin” sözlerine dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “Er meydanının tespitini sana bırakıyorum. Er meydanını tespit et, gelmeyen şerefsizdir” diye seslendi. AYM’ye çağrı Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu. Konuşmanın satırbaşları şöyle: Adaletin önüne set: Berberoğlu 301 gündür aramızda değil. İçeride esir. Hiçbir suçu yok. Konu bir gazete haberi. Önce müebbete hapsettiler, casus dediler. Yetmedi 25 yıla indirdiler, sonra 5 yıl yapalım dediler. Ya hâkim arkadaşlara soruyorum; ne yapıyorsunuz siz? AYM’ye açık çağrı; sizden bir an önce nasıl olursa olsun bir karar bekliyoruz. Adaletsizliği yaratıyorsunuz, büyütüyorsunuz. Adalet aramamıza engel oluyorsunuz, önüne set çekiyorsunuz. “Suç yoktur” diyemiyorsanız “Suçlu” deyin. Ben de hakkımı, adaleti başka bir yerde arayayım. Polis devletin ve milletin polisidir: Polis teşkilatında liyakat sistemi oturdu mu? Hayır. Sorumlusu polisler değil, siyasi otoritedir. Polis teşkilatının A’dan Z’ye kadar FETÖ’ye teslim edenler kim? Bir numaralı adam, Saray’da oturan zat. Siyasi ayağı odur. FETÖ ile mücadele için rapor hazırlayan, deliller toplayan polisler ya hapse atıldı ya işlerine son verildi. Polis kimin polisi, hükümetin mi, devletin mi? Polis devletin polisidir. Polis hükümetin polisi olursa halkı baskılamak için bir araç olur. 173 yıllık bir örgüt acaba kurumsal yapısını güçlendirdi mi? Maalesef buna da hayır. Terfilerde, atamalarda siyasi otoritenin dediğinin olduğunu biliyoruz. Polisi daha özerk bir yapıya kavuşturmaya, siyasetten kurtarmaya ihtiyaç var. ‘Herkesten korkuyor’ Meclis’te yer gök polis: Yüzlerce polis şehidimiz var. Ancak teşkilat canı pahasına mücadele ederken son zamanlarda polislerden bilinçli olarak bazı yetkilerin alınıp başka kuruluşlara devredildiğini görüyoruz. Suça karışan yabancıların işlerini güvenlik güçleri görür. Biz de ise Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’ne verdiler. Siz bazı terör örgütlerinin militanlarını korumak için mi onları polislerin elinden alıp başka yere yönlendirmek istiyorsunuz? Teşkilat üzerinde ciddi oyunlar oynanıyor. AKP Genel Başkanı olarak bir zat geliyor konuşuyor. Meclis’in çatısı, havası, bahçesi, içi, eli uzun namlulu silahlarla polis dolu. Böyle bir olayı yaratmak polise duyulan güvensizliği gösterir. Polisten, askerden, vatandaştan korkuyorsun en çok da laf aramızda kimseye söylemeyin benden kor Kılıçdaroğlu CHP grubunda AYM’ye tutuklu CHP Milletvekili Berberoğlu için çağrı yaptı. kuyor. Gökte de helikopterle geziyor. Herhalde havadan ateş mi edecekler? Bu zayıflık belirtisidir, bu korkuyorum belirtisidir. Osmangazi katliamı O kan Erdoğan’ın yakasında: AK Parti Genel Başkanı olan zat şöyle bir açıklama yaptı; “Nerede bildiğiniz bir FETÖ’cü varsa bildirin.” Muhbirliğe zorladı. Bir baktık ortalık ihbardan geçilmiyor. Bu katliamı yapan kişi de kime kızdıysa FETÖ’cü diye damgalamış. Bir cadı avı başlatıldı. Hapishaneler dolduruldu. Hakimler dosyaya değil suçlamaya baktı. Aile boyu suçlamalar yapıldı. Sonuçta bu katliamlara siyasal ortam hazırlandı. Ölen kişilerin kanları bu muhbirliğe vatandaşı davet edenin yakasındadır. Millet senden bıktı: Talimat veriyorsun 700 milyon doları bir sermayedara veriyorlar. Niçin? 700 milyar dolar verecekler, o gazeteler, o televizyonlar CHP’ye karşı çıkacak, AK Parti’yi ve Erdoğan’ı övecek. Günün 24 saati değil, bütün hayatımız boyunca istedikleri kadar senin propagandanı yapsınlar. Millet senden bıktı artık bıktı. Bir mizah dergisi, “Şimdi reis uyuyor, uykuda konuşuyor, onu canlı veriyoruz” diyor. Liderliğini sevsinler: Türkiye, Rusya ve İran bir araya geldiler. Oturdular Suriye sorununu görüştüler. Bir bildiri yayımladılar. Bildirinin içinde terör örgütleri sayılıyor. Bir terör örgütü bilinçli olarak sayılmıyor: PYD. Diyor ya NECATİ SAVAŞ ben reisim, dünya reisiyim. İki kişiyi ikna edemedin mi? Afrin’e boşuna mı askerler gitti? PYD’yi oraya koymaya senin gücün mü yetmedi? Yoksa sen cesaret edip söyleyemedin mi? Söyledin de o iki lider seni mi takmadı? Sevgili Erdoğan bunun cevabını bekliyorum. Dünya lideriymiş, sevsinler senin gibi lideri. İkinci büyük bütçeyi yönettim: Bir de sağ olsun beni övmüş. “Ömründe devletten aldığı maaş dışında tek kuruş kazanamamış adam.” Çok şükür. Evet devlette çalıştım, Türkiye Cumhuriyeti Devleti bütçesinden sonraki en büyük bütçeyi yönettim. Bütün hayatımı incelediler, ‘acaba bir kuruş yolsuzluk bulabilir miyiz’ diye. Bulamadılar, bulamazsın. Bizim ahlakımızda kul hakkı yemek yoktur. Bizim Man Adası’nda şirket kurmak gibi bir ahlaksızlığımız olmaz. Bizim çocuklarımız, evlatlarımız 15 milyon dolarlık ticareti, bir sterlinlik şirketle yapmazlar. Yaparlarsa da Kılıçdaroğlu sorar “Bunun vergisini ödediniz mi” diye. Sen beni anlayamazsın. Beni anlaman için yüksek ahlak sahibi olman, inanç sahibi olman lazım. Gelmeyen şerefsiz: Erdoğan son olarak diyor ki “Bay Kemal sen er meydanına gelmezsin.” Çok şükür nihayet böyle bir davet geldi. Sevgili Erdoğan sana çok açık ve net bir çağrı yapıyorum. Er meydanının tespitini sana bırakıyorum. Er meydanını tespit et, gelmeyen şerefsizdir. l ANKARA / Cumhuriyet Belirsizlik Çözümün Kapısıdır Her iki alanı da derinlemesine inceleme yeteneğine sahip bilim insanları, toplum bilimlerinde de doğa bilimlerinde de belirsizliğin temel bir özellik olduğunu söylerler. Türkiye İşçi Partisi’nde ayrılık rüzgârlarının estiği, liderlerin ayrılık meselesini tartıştığı o önemli kongrede İdris Küçükömer kürsüde uzun uzun Heisenberg’in ünlü belirsizlik ilkesini anlatmıştı. Sonraları memleket sosyolojisini tersyüz ettiğini, ilericileri demokratları gerici, gericileri ilerici ilan ettiğini biliyoruz. Arkası gelmiştir. HHH Daha sonra bu kuantum tezini, post modernize ederek çok yönlü kullanıma sunan liberal aydınlar tersyüz etme işini pratiğe döktüler. Belirsizlik ilkesi, “belirsizmiş işte biz ne yapalım” bilgiçliğiyle memleket sosyolojisinin altüst edilmesinde, “dinciliğin sosyolojideki baskın yerinin” solun ve tarihin karşısına konulmasında epeyce işe yaradı. Şimdi belirsizlik, “eyvah ne yapacağız şimdi”, yine işbaşındadır. Ama bir başka açıdan bu bilginin bilinciyle hareket edildiğinde, olumlu sonuç alma ihtimalinin artacağını söylemek sosyal bilimcilere, politikacılara, durumu anlamaya çalışan gazetecilere daha çok yakışmaz mı? HHH Yakışır. Şimdi önemli bir dönemece hızla yaklaşıyoruz. Karşılıklı güçler ellerinden geleni yapıyor, kazanmanın yollarını arıyorlar. İktidar tarafının, zorunluluklar nedeniyle korunması gereken iktidarı vermemek için kural tanımadan hareket ettiğini biliyoruz. Muhalefetin ise işlemeyen yasalara, ülkeyi çoktan terk etmiş meşruiyete inancını koruduğunu, giderek daha fazla yumruk yediğini de görebiliyoruz. Toparlanmazsa knockout kaçınılmaz gibidir. HHH Belirsizlik ilkesi kuantum fiziğinin de toplum bilimlerinin de temel ilkelerindendir. Her ikisinde de sonuç elde etmek için kullanılır. Şimdi kuantum durumlarının her geçen gün biraz daha insan denetiminde geliştiğini söylemek mümkündür. Yakın zamanda bambaşka bir anlayışla çalışan kuantum bilgisayarları hayatımızın parçası olacak. Demek ki belirsizlik ilkesine dayanarak belirli sonuçlar üretilebiliyor. Korkuya kapılıp her şeyi tersyüz etmeye gerek yok. HHH Fark etmişsinizdir, işi medyaya bağlayacağım. Son “büyük ticaret”, medyada taşları yerinden oynattı. Havuzun büyüdüğünü, büyük olasılıkla ellerindeki olanakları muhalif medyaya karşı kullanmaktan büyük zevk duyacaklarını görebiliyoruz. Bu durumda muhalif medya ne yapacak, ne yapabilir? Öncelikli iş, okur kitlesini durumdan haberdar etmek, onlarla birlikte çözüm aramak, bu kitleyi daraltmak değil, genişletmek için çaba göstermektir. HHH Ne demek istiyorum? Aslında basit bir şey söylüyorum: Ey yazarlar, çizerler, gazeteciler onlar size haklı haksız kızıyor olsa bile, okurlarınızla kavga etmeyiniz. Onlara vahim durumu anlatmak yerine eski defterleri ortaya çıkarıp zamanın küllerine güvenerek yeni durumlar yaratmaya çalışmayınız. İşimiz var; TİP’in o genel kurulunda pratik sorunları tartışırken, ışıklar içinde yatsın, İdris Hoca’nın yaptığı gibi bilinen gerçeği tersine çevirmeyiniz; kavgada söylenmez laflarla polemiğe girişmeyiniz. HHH Biliyoruz ki belirsizlik ilkesi tüm bilimlerin temel ilkesidir. Çare belirsizlik ilkesini bilerek, ona dayanarak sonuçlar üretebilmektir. İşte hedef, yani çözülecek problem önümüzde duruyor. İktidar bloku yasa masa dinlemeden bodoslama ilerliyor. Peki, bu arada söyleyip geçelim, tamam iktidar blokunun yöntemlerini yinelemeyelim, meşhur laftır “provokasyona gelmeyelim” ama iktidarın uygulamayı reddettiği, görmezden geldiği yasal haklarımızı, hukukumuzu da hak ettiği uygun yöntemlerle savunmayalım mı? Kılıçdaroğlu, Çelebi’yle görüştü İKLİM ÖNGEL CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Meclis’teki makamında Anavatan Partisi Genel Başkanı İbrahim Çelebi’yle bir araya geldi. Yarım saat süren görüşmede Çelebi’nin, bütün siyasi partileri içeren bir büyük uzlaşı önerisi getirdiği belirtildi. Sorunları herkesin söylediğini ancak çözümün söylenmediğine dikkat çeken Çelebi, “Çözümü söyleyecek o ortamı hazırlamamız lazım. O uzlaşı iklimini tekrar Türk siyasetine hâkim kılmak zorundayız” dedi. Edinilen bilgiye göre görüşmede Çelebi, Kılıçdaroğlu ile Erdoğan’ın karşılıklı sert açıklamalarına dikkat çekti. “Volümü biraz düşürün” dediği öğrenilen Çelebi’ye Kılıçdaroğlu’nun “Hay hay, haklısınız” karşılığı verdiği belirtildi. Görüşmede Çelebi, CHP ve diğer partilerin de bir araya geleceği bir uzlaşı iklimine ihtiyaç olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu’nun bu görüşe olumlu yaklaştığı öğrenildi. Görüşmenin bir ittifak görüşmesi olmadığının altını çizen Çelebi, “Buraya Türkiye’nin sorunlarına çözüm bulabilir miyiz diye geldik” dedi. l ANKARA C MY B