Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Çarşamba 11 Nisan 2018 dizi 10 EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: SERPİL ÜNAY Cemaatten kopamadı Savaş kapıda ve barış istemek suç Yargısına, analiz yetisine güvendiğim, dış politikada uzman bellediğim ve gün boyu ulaşabildiğim meslektaşlara sordum: “Savaş kapıda” dediler. Kapıdan girip tepemizde patlar mı, yoksa yüreğimizi ağzımıza getirip en azından şimdilik çeker gider mi? Bilmiyorum. Bilen de yok gibi. Ama savaş kapıda denmesini haklı kılacak bütün alametler de belirdi. ABD’nin tepesine oturmuş emlak taciri bir adam, ülke yönetmeyi gökdelen dikmek sanmış, Rusya’yı susturan, Suriye’de Baas rejiminin ipini çeken, dünyadaki tek süper güç olduklarını ABD yurttaşlarına inandırmak için kolları sıvamış, dilinin zembereğini boşaltmış. Bu satırlar yazılırken “Suriye ile ilgili büyük kararımı bu akşam vereceğim” demekteydi. Önceki gün de benzer laflar etmişti. Aradaki saat farkından dolayı vereceği kararı bizim gazete basıldıktan sonra öğreneceğiz. Peki, karar, “Ey Suriye, ey Baas, siz Doğu Guta’da kimyasal silah kullandınız. Ben de tepenize iniyorum” der mi? Valla söz konusu Trump nam herif ise der mi der... Gerçi ABD’nin siyasal ve askeri sözcüleri henüz kimyasal silah kullanıldığını kesin bir dille kabul etmediler ama son sözü söyleyecek olan onlar değil, Trump. İyi de öteki süper güç adayı Rusya’nın, Dışişleri Bakanı’nın ağzından “Suriye’ye karşı askeri güç kullanılmasının sonuçları ağır olur” cevabı gecikmedi. “Ağır olacak sonuçlar”ın ne olacağını kavramak için sanırım dış politika ve diplomasi uzmanı olmak gerekmiyor. Suriye tarafından ise “Valla billa biz kimyasal silah kullanmadık, bu bir provokasyon. Zaten elimizde kimyasal silah da yok” açıklaması geldi. 1940’ta kurulduğunda bütün Ortadoğu’da Arap halkına umutlar müjdeleyen Baas (Diriliş) Partisi Irak ve Suriye’de iktidarı ele geçirdikten bir süre sonra her iki ülkeyi de bir polis devletine dönüştürdü. Yani sabıka kaydı çok kabarık. O yüzden “Kimyasal silah kullanmadık” açıklaması yalan da olabilir. Ancak Doğu Guta’yı hemen hemen ele geçirmiş, cihatçı unsurları yenmişken kimyasal silah kullanması pek akla uygun değil. Baas yönetimi zalimdir ama aptal değildir. Bütün dünyayı karşısına alacak bir adım atmayacak kadar kurnazdır. İran da Suriye üstündeki etkisini yitirmemek için ABD’nin ve onun dümen suyuna girmişe benzeyen Macron Fransası’nın iddialarını kabul etmiyor. Olası bir silahlı müdahaleye seyirci kalmayacağını da açıkça ilan ediyor. AB çevrelerinden en azından bu yazıya aktarılacak kesinlikte bir açıklama gelmedi. Kim kaldı? Devletin bütün iplerini elinde toplamış Tayyip Erdoğan’ın Türkiyesi!.. Ankara kaynaklı açıklamalar “Esad rejimi kesinlikle kimyasal silah kullandı” demekte. Bu kadar kesin bilginin nereden geldiğini bilemiyoruz. Belki “Trump dediyse doğrudur” mantığı yürümekte, belki Suriye pazarlığında pay kapma hesabına dayanan bir ganimet umudu olabilir. Ama Suriye merkezli bir savaş patlarsa dışında kalma eğiliminin izine rastlanmıyor. HHH Sayageldiklerimin hangisi doğru, hangisi yanlış, kanıt var mı, varsa kimyasal silah kullanan kim ya da Doğu Guta’da kimyasal silah kullanıldı mı soruları, bilgisi sınırlı biri olarak benim için henüz cevapsız. Ancak bu “Savaş kapıda” kaygısını, korkusunu ortadan kaldırmıyor. Yani Türkiye’nin dört köşesinden, alanlardan, sokaklardan, kentlerden, kırlardan “Savaşa hayır” çığlıklarının alabildiğine yükselmesinin, savaştan siyasal çıkar umanları durduracak eylemlerin tam da zamanı. Gel gör ki? Türkiye’de bugünlerde barışı savunmak, barış istemek, savaşa, her türlü savaşa, sorunları silah gücüyle çözmeye kalkışan her yönelime güçlü bir itiraz suç... Evet: Suç!.. Kanıt mı? Afrin’deki “küçük” savaşa karşı çıkan, barış isteyen Boğaziçi Üniversitesi’nin gencecik 10 öğrencisi barış istedikleri için ve sadece onun için tutuklular. Başka kanıta ihtiyaç var mı? Yanıt bekleyen sorular CHP’nin raporunda u sorulara yanıt isteniyor: 4 Geçmişte FETÖ bağlantıları net olan bazı insanlar neden korunup kollanmakta ve üstüne ödüllendirilmektedir? Yoksa AKPFETÖ işbirliği şekil değiştirerek sürmekte midir? 4 AKP, kurumsal olarak bugün FETÖ’ye karşı görünse de adı hâlâ FETÖ ile anılan isimlerden faydalanmaya devam ederek ileride şartların değişmesi halinde FETÖ ile yeniden işbirliği için kapıyı aralık mı bırakmaktadır? 4 İsrail ve Rusya ile olan ilişkilerde AKP’nin ve Erdoğan’ın yaptığı U dönüşlerini düşündüğümüzde Erdoğan, FETÖ konusunda ileride U dönüşü yapabilir mi? 4 Korunup kollanan insanları diğerlerinden farklı kılan ne? 4 Bir şekilde Erdoğan’a ulaşıp onu ikna etmeyi başaran ya da kendisinden fayda sağlanabileceği düşünülen FETÖ’cüler yargıdan ve yargılanmaktan muaf mı tutulmaktadır? CHP son raporunda ‘AKP, 15 Temmuz’dan sonra da FETÖ’den kopamadı’ diyor. Raporu şu soruyla bitiriyor: Kandırıldım, bilmiyordum demek yeterli midir? CHP RAPORLARINDA AKPFETÖ KARDEŞLİĞİ 3 aykutkucukkaya@gmail.com AYKUT KÜÇÜKKAYA CHP’nin ilk iki raporu 15 Temmuz’daki kanlı darbe girişiminin öncesini içeriyordu. CHP’nin son raporu ise 15 Temmuz’un ardından bazı isimleri irdeliyor. Rapora konulan başlık ise hayli iddialı: “AKP, 15 Temmuz’dan Sonra da FETÖ’den Kopamadı!” “15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ardından FETÖ ile mücadele ettiğini iddia eden AKP hükümeti, diğer taraftan geçmişten beri adı FETÖ’yle anılan birçok ismi önemli görevlerde tutmaya devam ediyor. Sadece bununla da kalınmıyor, yapılan atamalarda yine adları bir dönem FETÖ ile anılan kimi isimlerin oldukça kritik görevlere getirildiği de görülüyor. Buna karşın hayatları FETÖ ile mücadeleyle geçmiş kimi insanlar ise sırf muhalif kişiliklerinden dolayı FETÖ’cü yaftası vurularak gözaltına alınıyor hatta tutuklanıyorlar” ifadeleriyle başlayan raporun içeriği özetle şöyle: Soylu’nun eleştirileri n “Süleyman Soylu, yakın tarihimizin en ilginç siyasetçilerinden biri. Demokrat Parti Genel Başkanı olduğu günlerde Erdoğan’ı ve AKP’yi ‘paçalarından yolsuzluk akıyor’, ‘Başbakan rantın babasını getirdi’, “Kendini padişah olarak görüyor” gibi açıklamalarla sert bir şekilde eleştiriyordu. Sonra bu sözlerini unutarak AKP’ye geçti! Ancak Soylu’nun asla toz kondurma dığı bir yer vardı. O da FETÖ! Hayli sivri dilli olan Soylu, sıra FETÖ’ye gelince öve öve bitiremiyordu! Sadece bununla da kalmıyor, FETÖ’nün avukatıymış gibi FETÖ’yü eleştiren Süleyman Soylu çevrelere karşı aslan kesiliyor, onları amansızca suçluyordu! Geçmişindeki onca FETÖ övgüsüne karşın Süleyman Soylu, 15 Temmuz’un ardından Efkan Ala’nın yerine İçişleri Bakanı yapıldı. Ancak geçmişinde Ala’ya göre çok daha fazla FETÖ övgüsü olan Soylu’nun hangi akıl ve mantık ile FETÖ ile mücadelenin başına getirildiğini anlayan çıkmadı.” ‘FETÖ okullarında yetişti' n “Berat Albayrak, mütevazı şartlarda yaşayan gazeteci Sadık Albayrak’ın oğluydu. Babası Erdoğan ile geçmişten tanışıyordu. Bu tanışıklığın da etkisi ile Berat Albayrak, Erdoğan’ın kızı Esra Erdoğan ile evlendikten sonra ge rek kendisi gerekse kardeşi Serhat Albayrak füze hızıyla yükselişe geçtiler. Bu yükseliş Berat Albayrak’ı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na kadar oturttu. Kimi idBerat Albayrak dialara göre Erdoğan, Berat Albayrak’ı veliaht olarak görüyor hatta Binali Yıldırım’ın yerine düşünüyor. Bunun olup olmayacağını zaman gösterecek. Damat Albayrak da FETÖ’nün okullarında yetişenlerden biri. Kendisi de bunu reddetmiyor. Erbaş’ın kritik imzası n “Bütçeden en büyük payı alan kamu kurumlarının başında gelen Diyanet İşleri Başkanlığı’na yeni atanan Prof. Dr. Ali Erbaş, göreve geldiği ilk andan itibaren tartışmalara neden oldu. Erbaş’ın geçmişinde FETÖ’yle yolunun pek çok kere kesiştiği hatta FETÖ’nün en önemli platformlarından biri olan Kültürlerarası Diyalog Platformu’nun (KADİP) yönetim kurulu üyesi olduğu ortaya çık Yıl: 1995... Gülen ile dönemin İstanbul Belediye Başkanı Erdoğan Bediüzzaman Sempozyumu’nda... tı. FETÖ’nün Abant Toplantıları’nın da müdavimleri arasında yer alan Erbaş, FETÖ’nün yardım kuruluşu Kimse Yok mu Derneği’nin etkinliklerinde de gö rülüyordu. Ancak Erbaş’la ilgili bilgi ler bunlardan ibaret değil. Erbaş’ın ay rıca 15 Temmuz’un kilit ismi firari Adil Öksüz’ün doktora te zinde de imzasının bulunduğu da anla şıldı. Erbaş ile birlik te Öksüz’ün heyetin de yer alan isimler den biri de o dönem Sakarya Üniversitesi Ali Erbaş İlahiyat Fakültesi’nin Dekanı Prof. Dr. Suat Yıldırım’dı. Fethullah Gülen son rası cemaatin başına geçebilecek isim ler arasında gösterilen Suat Yıldırım bu gün firarda. Jürideki diğer bir isim Prof. Dr. Davut Aydüz ise darbeden sonra tu tuklandı. Şimdi cevabı merak edilen so ru ise geçmişte böyle bir heyetin için de yer alan ve pek çok FETÖ etkinliğine katılan Erbaş’ın nasıl ve hangi kriterler dikkate alınarak Diyanet İşleri Başkanı olarak seçildiğidir.” Veren, Atar için ne demişti? n “Hala YÖK üyesi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başdanışmanı olan Prof. Yavuz Atar’ın da FETÖ’cü ol duğu iddiası ortaya atılmış, bu medyada yer almıştı. Üstelik bu iddia bir dönem Gülen’in en yakınındaki isimlerden biri olan ancak yıllar önce örgütten ayrılarak önemli itiraflarda bulunan Nurettin Ve ren tarafından iktidar yandaşı TGRT’de ortaya atıldı. Atar’ın FETÖ’cü olduğu nu iddia eden Nurettin Veren, Atar’ın 15 Temmuz’dan sonra da FETÖ’nün kontrolünde olduğunu iddia ettiği Kır gızistan’daki Ma nas Üniversitesi’ne gittiğini öne sürdü. Veren’in bu iddia larını avukatı aracı lığıyla cevaplandı ran Atar, FETÖ’yle il gisi olmadığını, Ma Yavuz Atar nas Üniversitesi’ne FETÖ aracılığı ile değil Türkiye ile Kırgizistan arasında ki ikili anlaşmalarla gittiğini öne sürdü. Atar haklı da olabilir! Ancak haklarında FETÖ’cü olduklarına dair hiçbir delil ol mayan insanlar yargılanırken, söz konu su Erdoğan’a yakın bir isim olunca iddi alar incelenmeye bile değer görülmedi.” ‘Genel müdür ne derse o olur’ n “Hâlâ merkez valisi olarak görev yapan İbrahim Şahin, 2007 ve 2014 yılları arasında TRT Genel Müdü rü olarak görev yap tığı dönemde ku rumu FETÖ’cüler le doldurmakla suç lanıyor. Dönemin de FETÖ’nün medya organı Samanyolu TV’den çok sayıda İbrahim Şahin kişi TRT’ye transfer edilerek önemli görevlere getirilmiş, yine adları FETÖ’yle özdeşleşmiş olan Ekrem Dumanlı, Hakan Şükür gibi isimler yüksek ücretlere TRT’de yorumcu yapılmıştı. Şahin tarafından geniş yetkilerle genel müdür yardımcılığı’na getirilen Ahmet Koyuncu’nun FETÖ üyeliğinden 8 yıl 1 ay hapis cezası almasına karşın ve yine FETÖ’den ihraç edilen Eski TRT Haber Dairesi Başkanı Ahmet Çavuşoğlu’nun ‘TRT’de her şey genel müdürün emri ile olur. O emreder biz yaparız. Kendi başına inisiyatif yoktur’ diyerek Şahin’i işaret etmesine karşın Şahin hakkında yeni soruşturma açılmaması soru işaretlerine neden oluyor.” ‘FETÖ’cü rektörler atanıyor’ n “15 Temmuz’dan sonra yapılan atamalarda yine FETÖ’cülere öncelik tanındığı iddiası bizzat Erdoğan’a hayranlığıyla bilinen AKP milletvekili Şamil Tayyar tarafından da itiraf edilmişti. Tayyar, 14 Eylül 2017’de yaptığı paylaşımda adeta kendi parti yönetimine isyan edercesine ‘Hepsini geçtim, özellikle 15 Temmuz’dan sonra atanan çok sayıda FETÖ’cü rektörün sebebi ve kaynağı ne olursa olsun mazereti yoktur’ de Şamil Tayyar mişti. Tayyar’ın aslında isim vermeden eleştirdiği kişi Erdoğan’ın bizzat kendisi. Çünkü neredeyse bütün rektör atamalarında Erdoğan’ın onayı bulunuyor. Tayyar’ın ‘Hepsini geçtim’ sözlerinden anlaşıldığı kadarıyla rektörler dışında pek çok farklı alanda da FETÖ’cülerin atandığı ve bunun AKP içinde de bilindiği anlaşılıyor.” Tartışılan ifade n “Yüksek Seçim Kurulu (YSK), 16 Nisan referandumundan sonra kanun da açıkça belirtilmesine karşın mü hürsüz oyları geçersiz saymayarak bü yük bir şaibeye neden olmuştu. YSK Başkanı Sadi Güven, o günlerde bu şa ibeli kararı açıklamakta hayli zorlan dı. Sadi Güven’in adı FETÖ üyesi ol duğu iddiasıyla tutuklanan eski Adı yaman Cumhuriyet Başsavcısı Faruk Büyükkaramuklu’nun 16.11.2016 tarihin de mahkemede ver diği ifadesinde şöy le geçmişti: ‘2011 yaz kararnamesi ile Adıyaman Cumhu riyet Başsavcısı ola rak atandım. Hâlâ YSK Başkanı olan Sadi Güven Sadi Güven, Fethiye’de stajdan tanı dığım birisiydi. Kendisine Başsavcılık yapmak istediğimi söyledim. O da be ni seven bir kişiydi o vesile ile Adıya man Başsavcılığına atandım.’ Bu ifa de tek başına Güven’in FETÖ bağlan tılı olduğu sonucunu çıkarmaz. Ancak Cumhuriyet Davası’nda yargılanan Gü Fotoğraf Cumhuriyet Arşivi’nden. ray Öz’e hakkında FETÖ soruşturması olan pideciyi niye aradığını soran yargının bu kadar kritik konumda olan birine de FETÖ’den yargılanan bir kişiye geçmişte neden referans olduğunu sorması gerekmez miydi? FETÖ’cü pideciyi aramak araştırma konusu olurken, FETÖ’cü birini başsavcı olarak atamak neden araştırma konusu olmadı? Referandumdan sonra bazı medya organlarında çıkan Güven ve kimi YSK üyelerinin iktidar tarafından FETÖ’cülükle suçlanma korkusuyla mühürsüz oyları iptal ettirmedikleri iddiaları düşünüldüğünde bu soru da her zaman akılları kurcalayacaktır.” O artık kayyım n “Fethullah Gülen’i 2012’de ABD’nin Pensilvanya şehrindeki çiftliğinde ziyaret eden AKP heyetinde yer alan 12 milletvekilinden biri olan 23 ve 24. Dönem AK Parti Adana Milletvekili Av. Fatoş Gürkan, Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen FETÖ ile mücadele çerçevesinde el konulan 54 şirkete kayyım olarak atandı. Gülen’in ayağına kadar giden heyette yer alan Fatoş Gürkan Gürkan’ın el konulan FETÖ şirketlerine kayyım olarak atanması AKP’nin FETÖ’yle olan mücadeledeki samimiyetsizliğinin örneklerinden sadece biridir.” Vali olmak istersen... n “15 Temmuz Darbe Girişimi’nin en önemli isimlerinden biri de Tüm general Mehmet Dişli’ydi. Darbe nin komuta heyeti olan ‘Yurtta Sulh Konseyi’nin üyesi olduğu iddia edi len ve hâlâ tutuklu yargılanan Meh met Dişli’nin kardeşi Şaban Dişli, Erdoğan tarafından ekonomiden so rumlu başdanışmanlığına getiril mişti. Dişli, daha sonra bu görevin den istifa etse de 15 Temmuz’dan sonra yapılan bu atama kamuoyun da tepki çekmişti. Çünkü darbe gece si ağabeyiyle dört kere telefonda gö rüştüğü iddia edi len Şaban Dişli’nin yolu geçmişte de FETÖ’yle kesişmiş ti. FETÖ’nün emni yet imamı Kozanlı Şaban Dişli Ömer’in kayınbiraderi olan eski Bo lu Valisi İbrahim Özçimen de savcı lık sorgusunda ‘Sakarya Milletvekili Şaban Dişli’ye vali olmak istediğimi ilettim. O da daha sonra bana adı mın verildiğini söyledi’ iddiasında bulunmuştu. Kanunlar önünde suç şahsidir. Bundan dolayı tabii ki Şa ban Dişli, ağabeyinin işlediği suç tan sorumlu tutulamaz. Ancak bu kural Erdoğan tarafından Dişli için işletilirken, binlerce tutuklu yakını için işletilmiyor.” Anımsanacağı gibi CHP ile AKP arasındaki “FETÖ’nün siyasi ayağı kim?” kavgası bütün siyasi partilerin desteğiyle kurulan TBMM Darbe Araştırma Komisyonu’nun rapor yazım aşamasında sert bir şekilde yaşanmıştı. Komisyon raporuna muhalefete haber verilmeden AKP tarafından eklenen bölümlerde “CHP’nin FETÖ’yle aynı amaç birliği içinde olduğu” suçlaması yapılmış; bunun üzerine CHP komisyona 71 sayfadan oluşan ek bir şerh vermişti. Şerh AKP içinde rahatsızlık yaratınca önce komisyon raporundan çıkarılmış, ardından da komisyon raporunun basımı durdurulmuştu. CHP’nin en sert eleştiri getirdiği konulardan birisi de Darbe Komisyonu’nun AKP’li Başkanı’ydı... Raporunda Reşat Petek’i, “TBMM’de kurulan 15 Temmuz Darbe Girişimi ve Faaliyetleri’ni Araştırma Komisyonu Başkanlığı’nı yürüten AKP Bur Bitirirken...dur Milletvekili Reşat Pe tek, FETÖ’ye bağlı yar okuyalım: ‘Petek, Fethullah Gülen Hocaefen gı ve güvenlik mensup di ve AK Parti’yi bera larının sahte deliller ile bü ber hedef alan yapıların, AK yük kumpaslar kurduğu Parti’nin bu süreçten Ergenekon ve Bal güçlenerek çıktığı yoz davalarının en nı görünce bu kez hararetli savu Cemaat ve AK nucusuydu” di Parti’yi birbiri ye tanıtan CHP, ne düşürmeye Petek’in 17 çalıştığını söy Aralık’tan sa ledi.’ dece 15 gün ön FETÖ’cü sav ce söylediği sözle cıların aktif bir ri ile bir yazısını tarihe not düşmek üzere şu Reşat Petek şekilde savunucusu olan Petek, bu sav satırlarla paylaşıyordu: cıların başında gelen ve “Tarih: 2 Aralık 2013. AKP Cemaat Erdoğan’ın makam aracını tahsis etti savaşında tansiyonun yükselmeye başla ği Zekariya Öz’ün başka bir göreve verilme dığı süreçler... sini internet sitesinde yazdığı yazı ile de Star gazetesine konuşuyor Reşat Petek, ğerlendirmişti. Yazısında ‘Darbeciler, cun talar ve illegal örgütlenmelerle risk alarak, tehditlere aldırmadan soruşturmaları yürüten savcılar taltif edilmiş ve terfi ettirilmişlerdir...’ diyen Petek yazısında şu an firar olan FETÖ’cü savcı Zekeriya Öz hakkında ‘Türkiye’nin gladyosunu yargı önüne çıkarmada ilk adımları atan cesur savcı olarak Zekeriya Öz ve arkadaşları...’ demişti.” CHP lideri Kılıçdaroğlu, iki hafta önce partisinin grup toplantısında “FETÖ’nün bir numaralı siyasi ayağı Cumhurbaşkanı koltuğunu işgal eden zattır. Versin mahkemeye, ispat edeceğim” deyince büyük tartışma yeniden alevlendi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu hakkında 250 bin TL tutarında manevi tazminat davası açtı. Bu dava önümüzdeki süreçte görülecek... İşte üç günden bu yana önemli bölümlerini aktardığımız bu raporlarda CHP yöneticileri tarafından söz konusu davada mahkeme heyetine sunulacak. C MY B