26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
‘Demokrasi için’ istifa etti Etiyopya Başbakanı Hailemariam Desalegn’den dün istifa adımı geldi. Ülke, son dönemde siyasi krizle bağlantılı ölümcül protestolarla, muhaliflere gözaltılarla sarsılıyor. 2012’den bu yana iktidarda olan Desalegn dün te DUNYA levizyondan yaptığı istifa açıklamasında şiddet olaylarına, can kayıplarına işaret etti. İstifasının, Doğu Afrika ülkesinde “barış ve demokrasiyi sağlamaya yönelik reformlara gidilmesine yol açması” umudunu dile getirdi. Desalegn Nepal’de komünist başbakan görevde Nepal’de 2015’te kabul edilen yeni anayasaya göre yapılan ilk seçimlerde partisi çoğunluğu kaybeden Başbakan Sher Bahadur Deuba, koltuğu Komünist Birleşik Marksist Leninist Partisi lideri Khadga Prasad Oli’ye bıraktı. 10 yıl süren iç savaştan sonra yeni anayasayla monarşinin kaldırıldığı Nepal’de geçen yıl sonu yapılan seçimlerden zaferle çıkan Oli, Nepal Komünist Maoist Merkezi Partisi ile koalisyona başkanlık edecek. NATO’dan Irak hamlesiCuma16Şubat2018 [email protected] TASARIM: EMİNE BİLGET 13 Salonda bekledi... ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, dün Ortadoğu turu kapsamı çercevesinde Ankara öncesi Lübnan’da temaslarda bulundu. Tillerson’ın Beyrut çıkarmasında dikkatleri çeken ise yaşanan “protokol krizi” oldu. Lübnanlı mevkidaşı Gebran Bassil tarafından karşılanmadığı, Lübnan Devlet Başkanı Mişel Aun’la görüşmesinden önce başkanlık sarayında dakikalarca bekletildiği ileri sürüldü. Lübnan başkanlık sarayından yapılan açıklamada iddialar reddedilirken medyaya yansıyan görüntülerse çıkan haberleri doğrular nitelikteydi. Görüntülerde, Aun’un görüşmenin yapılacağı salonda oturan Tillerson’ın yanına sonradan gittiği görülüyor. Görüşmenin gerçekleşeceği odada bulunan masada Tillerson’ın masasına su bile koyulmamış olması da dikkatlerden kaçmadı. Öte yandan Tillerson ziyaretinde ABD’nin İran’la müttefik Hizbullah karşıtı söylemini devam ettirdi. Hizbullah’ın eylemlerinin Lübnan’ın güvenliğine yönelik tehdit içerdiği görüşünü dile getiren Tillerson, oluşumun Ortadoğu’da istikrarsızlığa yol açtığını da savundu. ABD Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyareti, Lübnanİsrail arasında tartışmalı sınır hattında yaşanan gerilimin alevlendiği bir dönemde gerçekleşti. Lübnan Cumhurbaşkanı Aun’un Tillerson’la görüşmesinde İsrail’in hak iddia ettiği Lübnan topraklarına yönelik çıkışlarının tanınmadığını söylediği aktarıldı. Suriyeİsrail gerilimi Şam’dan İsrail’e hava sahasını bir kez daha delmeye giriştiği yönünde suçlama geldi. Suriye resmi ajansı SANA’nın haberine göre, Suriye Hava Kuvvetleri, ülkenin güneyindeki Kuneytra bölgesinde hava sahası ihlalinde bulunan İsrail’e ait keşif uçaklarına müdahale etti. İsrail, 10 Şubat’ta Golan Tepeleri’ne giren İran’a ait bir İHA’yı ve Suriye’deki İran hedeflerini vurmuştu. Suriye ordusu da İsrail’e ait bir F16’yı uçaksavar sistemlerle hedef almıştı. Vurulan jet İsrail’de düşmüş, iki pilotun yaralandığı duyurulmuştu. YİNE YIKIM İsrail, Batı Şeria’da yasadışı yerleşimler inşa etmenin yanı sıra Filistinlilere ait “izinsiz” olduğunu iddia ettiği yapıları da yıkıyor. El Halil yakınlarında önceki gün Filistinlilere ait bir yapının yıkımı sırasında İsrail güçleri bölgede konuşlandı. Karşılıklı suçlamadalar Britanya Dışişleri Bakanlığı, Uk rayna’daki bankaları, devlet kuruluşlarını ve güç şebekelerini çökerten siber saldırıdan Rusya’yı sorumlu tuttu. Bakanlığın siber güvenlik sekreteri Tarik Ahmad, “Britanya hükümeti, Rusya devletinin ve özellikle Rusya ordusunun yıkıcı NotPetya saldırısından sorumlu olduğunda karar kıldı. Saldırı, daha sonrasında Avrupa çapındaki organizasyonlara sıçrayarak yüz milyonlarca pound zarar sebep oldu” dedi. Öte yandan Moskova da, “bazı Batı ülkelerinin gelecek ay Rusya’da yapılacak olan devlet başkanlığı seçimine müdahale edebileceği yönünde istihbarat aldıklarını” açıkladı. Rusya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mariya Zaharova, “Gerekli önlemleri alacağız” diye konuştu. Brüksel’deki zirveden, IŞİD sonrası dönemde ittifakın Irak’taki askeri eğitim misyonunu genişletmesi yönünde karar çıktı Brüksel’de bir araya gelen NATO üyesi ülkelerin savunma bakanları ABD Başkanı Donald Trump’ın çağrısına uyarak ittifakın Irak ordusuna eğitimdanışmanlık misyonunu genişletmesine karar verdi. Bağdat yönetimi üç yıllık mücadelenin ardından geçen aralık ayında IŞİD’e karşı zafer ilan etmiş, Washington’dan da Irak’ın istikrara kavuşturulması ve terör olaylarına karşı NATO’nun bu ülkedeki misyonunu genişletme çağrısı yükselmişti. Brüksel’de dünkü NATO savunma zirvesinin ardından açıklama yapan Genel Sekreter Jens Stoltenberg, ittifakın Irak silahlı kuvvetleri için yeni okul ve akademiler açılmasına yardımcı olmaya hazırlandığını, askeri eğitim misyonunu genişleteceklerini söyledi. Stoltenberg, 2011’de ABD askerlerinin çekilmesine işaret ederek çatışma sahalarının erken terk edilmemesi gerektiğinin görüldüğü görüşünü aktardı. Almanya asker azaltıyor Toplantının ardından konuşan ABD Savunma Bakanı James Mattis de NATO’nun Irak’ta devamlılığı ve ordunun farklı terörist eylemlere kar NATO Savunma Bakanları Brüksel’de bir araya geldi. şı müdahale yeteneğini geliştirmeye yardımcı olması yönünde karar alındığını belirtti. Irak Başbakanı Haydar İbadi’nin daha önce bir mektup yazarak ittifaktan destek istediği haberleri gündeme yansımıştı. NATO bünyesindeki Irak’taki misyonun kaç kişiden oluşacağı konusunda henüz net bir açıklama yapılmazken somut adımların temmuz ayında Trump’ın katılımıyla yapılması beklenen NATO Zirvesi’nden sonra atılacağı savunuluyor. Geçen hafta Irak’ta Erbil ve Bağdat’ı ziyaret ederek Irak ve IKBY’de askeri eğitim vereceklerini açıklayan Almanya Savunma Bakanı Ursula von der Leyen ise bu ülkedeki asker sayılarını azaltacaklarının sinyalini verdi. Eğitim misyonuna onay verdiklerini söyleyen Von der Leyen, halihazırda Irak ve Suriye’de bulunan 1350 askeri personelin sayısının düşürüleceğini açıkladı. sAaBv’uynemmaeNsAaTj:OOmrtiasyko nu Brüksel dün Avrupa Birliği (AB)NATO temsilcilerinin ortak toplantısına da ev sahipliği yaparken gündemde BerlinParis hatttında yoğunlaşan “ortak güvenlik ve savunma”çalışmaları vardı. AB Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ile savunma bakanlarının bir araya geldiği toplantıya ilişkin açıklama yapan ABD Savunma Bakanı Mattis, “Ortak savunmanın bir NATO misyonu olduğu” konusunda anlaştıklarını söyledi. Fransa ve Almanya’nın, AB’de ortak savunma ve güvenlik çabalarının artırılması yönünde politika izledikleri biliniyor. Bu çerçevede “Yapılandırılmış Daimi İşbirliği” programı geçen kasımda hayata geçirildi. ABD ve NATO temsilcilerinin, Avrupa Ordusu’na varabilecek çabalar nedeniyle Avrupa’daki kaynak ve kapasitenin NATO’dan esirgenmesi, rekabet oluşması gibi ihtimallerden kaygı duydukları yorumları gündeme yansımıştı. Bçoacrıuşkalahra..s.ret Uluslararası yardım kuruluşu Save the Children’ın (Çocukları Kurtarın) yayımladığı son rapora göre, dünya üzerindeki her 6 çocuktan biri savaş veya çatışmaların olduğu ülkelerde yaşıyor. Çatışmaların olduğu bölgelerde 357 milyon çocuğun ölüm ve şiddet riskiyle burun buruna yaşadığı kaydedilen raporda, tüm dünyada ki çocukların yüzde 17’sine denk gelen bu oranın 1990’lardan bu yana yüzde 75 arttığının altı çizildi. Ortadoğu ve Afrika ülkelerinde çocukların yüzde 40’ının çatışma bölgelerinde yaşadığına dikkat çekildi. Çatışma bölgelerinin başında olduğu belirtilen Suriye, Afganistan ve Somali’nin çocuklar için en tehlikeli ülkeler olduğu kaydedildi. “Si lahlı bir grubun ya da tüm topluluğun teslim olması için kuşatma ve aç bırakma taktikleri, sivillere karşı giderek daha fazla savaş silahı olarak kullanılmaktadır” ifadesine yer verilen raporda, çatışma bölgelerindeki çocukların çok derin psikolojik travma yaşadığına ve bunun gelecek nesillere olumsuz yansıyacağına da işaret edildi. Taliban’dan imaj çalışması Şiddetin zirve yaptığı ve Beyaz Saray’ın ek askeri kuvvet gönderme kararıyla gözlerin üzerinde olduğu Afganistan’da son dönemde kanlı eylemlerini artıran Taliban örgütü bu kez ABD halkına dönük “savaşın bitirilmesi için diyalog çağrısı” yaptı. ABD yönetiminin geçen ağustosta açıklanan Güney Asya Stratejisi’nde 3 bin kişilik takviye kuvvet gönderme kararı aldığı ve operasyonlarını yoğunlaştırdığı Afganistan’da halen geniş bir toprak parçasını kontrol altında tutan Taliban, mektupta “ABD halkına barışçıl bir diyalog için yönetiminizi zorlayın” mesajı verilirken “bu ülkenin askeri müdahalelerine karşı savaşın devam edeceğini” iddia etti. “ABD liderliğindeki işgalin 17’nci yılında olduğu, bu süre boyunca Taliban’dan toprak alınamadığı” öne sürüldü. ABD Başkanı Donald Trump, geçen ay yaptığı bir açıklamada, Taliban’la görüşmeyeceklerini söylemiş, “savaşa devam” vurgusu yapmıştı. Geçen ay Taliban lideri Molla Heybetullah Ahundzade’nin de örgütün 17 yıldır savaş halinde olduğu Afgan hükümeti temsilcileriyle Pakistan’ın başkenti İslamabad’da bir görüşme yaptığı iddia edilmiş, yine aynı dönemde Trump da Pakistan’ı Taliban’a karşı pasif davranmakla suçlamıştı. IŞİD vurgusu Taliban’ın mektubunda “ABD’nin birleşik bir TalibanEl Kaide oluşumunu saf dışı bırakmak için giriştiği eylemler so Afganistan’da Taliban ve IŞİD’e karşı operasyonlar sürüyor. nucunda oluşan anarşinin birçok farklı grubun ortaya çıkmasına neden olduğu” iddia edildi. Taliban’ın bu cümleyle doğrudan atıf yapmasa da IŞİD’i işaret ettiği düşünülüyor. İran yönetimi de bir süredir ABD’nin Suriye ve Irak’tan çekilen IŞİD’lileri Afganistan’a nakletme çabası içinde olduğunu vurguluyordu. Şiddette zirve Afganistan’da 2017 yılı ve 2018 başı, IŞİD, Taliban ve El Kaide militanlarının kanlı saldırılarının zirve yaptığı bir dönem oldu. Birleşmiş Milletler tarafından açıklanan rapora göre, cihatçı örgütler ve ABD öncülüğündeki dış müdahaleler sonucunda geçen yıl Afganistan’daki şiddet olaylarında 10 binden fazla sivil öldü ya da yaralandı. Raporda, bombalı saldırılar ve intihar eylemlerinde yaşanan kayıplarda büyük artış yaşandığı da vurgulandı. Buna göre, 2017’deki saldırılarda 605 sivil yaşamını yitirirken, 1690 sivil de yaralandı. Taliban’ın geçen ay Kâbil’de bir polis noktasına yaptığı saldırıda 100’den fazla kişi yaşamını yitirmişti. zuma pes etti Güney Afrika’da ikti dar partisi Afrika Ulusal Kongresi’nin (ANC) istifasını istediği, adı yolsuzluk iddialarına karışan Devlet Başkanı Jacob Zuma önceki gece koltuğu bırakma kararı aldığını duyurdu. Basın açıklamasında, ülke için elinden geleni yaptığını söyleyen Z? uma, güven oylamasından korkmadığını ama partisinde kendinden kaynaklı bölünmelere de izin vermeyeceğini belirtti. Partisinden yükselen istifa çağrılarına ilişkin Zuma bu açıklamadan saatler önce ise “görevi bırakmak için bir sebep görmediği, çünkü yanlış hiçbir şey yapmadığı” çıkışında bulunmuştu. Ramaphosa dönemi Zuma’nın istifasının hemen ardından ANC’den yapılan açıklamada, ülkeye ve partiye yaptığı 60 senelik hizmetlerden dolayı kendisine teşekkür edildi. ANC lideri Cyril Ramaphosa, dün yapılan seçimle ülkenin yeni başkanı oldu. 2009’dan beri iktidarda olan Zuma (solda), yolsuzluk iddialarıyla karşı karşıya. Parti, geçen aylarda liderliğe Zuma’nın yerine yardımcısı Ramaphosa’yı getirmişti. Neoliberal devrimin Meydan katliamı Batı’nın neoliberal yayılma maceraları giderek hazin bir görüntü arz ediyor. Ortadoğu’nun hali ortada. Bunun eski Sovyet coğrafyasındaki nadide örneği ise GürcistanUkrayna hattında mevcut. Ve yaşananların perde arkası ortaya serildikçe, 2000’lerde ‘demokrasi devrimi’ diye yutturulanlar daha net anlaşılıyor. HHH Bu açıdan en trajikomik vaka, ABD’nin Kafkasya’daki adamı Gürcistan’ın eski devlet başkanı Mikhail Saakaşvili ve başına gelenler. Saakaşvili, 20042013 arasında yönettiği Gürcistan’da Bush yönetiminin gazına gelmiş, 2008’de, 1990’lardaki çözülme dalgasının özerk Güney Osetya ve Abhazya cumhuriyetlerine gözünü dikmişti. Karşısında Tiflis’in kapısına dayanan Rusya Federasyonu ordusunu buldu. RF işini bitirip çekildi, mağlup Saakaşvili de tarihe ‘kravatını kemiren lider’ olarak geçti. Tabii Saakaşvili’nin Tiflis’te görevinin bitimi tatsız oldu. Yolsuzlukla suçlandı. İmdadına 2014’te Ukrayna’nın ikinci ‘Turuncu Devrim’i yetişti. Ukrayna’ın yeni lideri Petro Poroşenko’nun davetiyle kapağı Kiev’e attı. 20152016 yıllarında Odesa valisi bile yapıldı! Fakat Poroşenko oligarşisine rakip çıkınca, ikinci ülkesinden de kovuldu. Hikâyesi bir süredir dünyaya mal olmuştu. Ukrayna’da kurduğu yolsuzluk karşıtı muhalif hareketin PR’ı için canlı yayında ‘intihar şovu’ bile yaptı. Sonunda bu hafta ‘paketlenip’ Polonya’ya ‘postalandı’. Tabii Kiev’de bir restoranda kamuflaj kıyafetli birimler tarafından ele geçirilişini Facebook sayfasından paylaştı. HHH Ama meselemiz bu değil. Saakaşvili’nin niçin şimdi ‘postalandığı’... Çünkü Saakaşvili’nin, Ukrayna’da 2014’te Batı ile Rusya arasında denge gütmeye çalışan Devlet Başkanı Victor Yanukoviç’in devrildiği parlamento darbesinin yolunu açan Meydan katliamı davasında ifade vermesi bekleniyordu. Çünkü Meydan katliamında hem protestoculara hem Berkut adı verilen polise ateş açan keskin nişancıları gayet yakından biliyordu. HHH İşte bu isimler 2017 sonunda bir İtalyan belgeseline konuştular. Gürcü ordusunun eski mensupları olan Alexander Revazişvili, Koba Nergadze ve Zalogi Kvaratşelya’nın sorguları da, Meydan katliamına katılıp ortadan yok olan arkadaşlarının akıbetinden korktukları için Ukrayna yasaları uyarınca avukatları tarafından gizlendikleri yerden alındı. Ne mi anlatıyorlar? Saakaşvili’nin Gürcistan’daki ekibinden eski yardımcısı Mamuka Mamulaşvili tarafından nasıl devşirildiklerini, Kiev’e nasıl gittiklerini, Meydan katliamının nasıl planlandığını, bugün iktidara ortak neonazi hareketinden Rada başkanı olmuş Andrey Parubiy’in rolünü, eski Amerikalı asker Christopher Brian’ın yönetiminde hem protestoculara hem Berkut birliklerine nasıl ateş açtıklarını, kimlerin protestocular arasına karıştığını... Batı ana akım medyasında haberi aramayın, bulamazsınız. Çünkü Meydan katliamının suçu ‘Rusya yanlısı’ denilerek Yanukoviç yönetimine atılmıştı. Oysa fail ‘demokrasi devrimini’ yapanlardan başkası değildi! HHH Ukrayna’nın bugünkü hali ortada. 2004’te kendini yiyip bitiren ‘turuncu devrim’ yerine 2014’teki hâlâ sürüyor. Neonazi ortaklı bir iktidar, oligarşi, Rusofobi, bölünmüşlük eşliğinde ABD’den bol askeri yardım alınmasını sağlayan Donbas sorunu baki. Ukrayna uluslararası medyada liberallerin ‘demokrasi devrimi’ ve ‘özgürlük’ temalarıyla pazarlandı. Küreselleşmenin doğal sonucu Batı yanlısı yönetimlerin tesis edilmesiydi. Edildi işte! HHH Bu vesileyle Ergin Yıldızoğlu Hoca’nın yeni yayımlanan‘Emperyalizm ve JeopolitikKısa bir Tarihsel Teorik Giriş’ isimli kitabını okumanızı tavsiye edeyim. Emperyalizmin, kapitalizmin yapısal krizlerini aşma ve serbest piyasa inşa etme projeleri için eski SSCB mekânlarına ‘küreselleşmenin kaçınılmazlığı’ temasıyla girme ve sol adına ne varsa temizleme hamlelerinin teorik arka planını çok iyi izah ediyor. Rızaya dayalı (yumuşak güç) ile hegemonya tesis edilemezse, direnen güçler ekonomikfinansal yollarla yola getirilemezse, ekonomi dışı zor (askeri müdahaleler, darbeler, suikastlar) aygıtlarının nasıl asla tamamen devreden çıkarılmayacağını anlatıyor. Ukrayna örneğimiz zaten gözümüze giriyor. Sofya: Çekilmiyoruz Bulgaristan’da iktidardaki merkez sağ Avrupalı Gelişimi için Vatandaşlar (GERB) partisi, kadına yönelik şiddetin önlenmesini hedefleyen ve “İstanbul Sözleşmesi” adıyla bilinen Avrupa Konseyi anlaşmasından geri çekilmeyeceklerini duyurdu. GERB’e geçen haftalarda kaolisyon ortaklarından ve dini gruplardan anlaşmadan çekilinmesi yönünde baskıların olduğu gündeme yansımıştı. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear