26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cuma 16 Şubat 2018 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: SERPİL ÜNAY Şarkı da yasak haber 11 ÇHD’nin açıkladığı cezaevi raporuna göre, şarkı söyleyen bir çocuk mahpusa ‘slogan attı’ denilerek disiplin cezası verildi Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şubesi Hapisha ne İzleme Komisyonu, Marma ra Bölgesi’ndeki cezaevlerine ilişkin hazırladığı 21 sayfalık raporu, ÇHD TV binasında düzenle nen basın toplantısı ile kamuoyuna duyurdu. Raporda, sürgünlerin arttığı, tutuklulara iş ZEHRA ÖZDİLEK kence edildiği, mektup, kitap, gazete yasaklarının derinleştiği belirtil di. Raporda, hasta tutukluların sorun larının arttığına da vurgu yapıldı. Raporda Marmara bölgesinde yer alan Tekirdağ 1 ve 2 No’lu F Tipi Ha pishanesi, Tekirdağ 1 ve 2 No’lu T Ti pi Hapishanesi, Kocaeli 1 ve 2 No’lu F Tipi Hapishanesi, Edirne F Tipi Hapis hanesi, Bakırköy Kadın Kapalı Hapis hanesi, Gebze Hapishanesi, Maltepe Kampüs Hapishanesi ve Silivri Kam püs Hapishanesi’nde tutuklu ve hü kümlü olan kişilerle görüşmeler yapıl dığı belirtilerek adı geçen hapishane lerden gelen mektupların değerlendi rildiği bilgisine yer verildi. Toplantıya ÇHD üyesi avukatlar Güçlü Sevimli ve Neslihan Piliç katıldı. Sevimli, yılda iki kez rapor düzenledikleri bilgisini paylaşarak raporun ocak ayı ve öncesini kapsadığını söyledi. OHAL ile birlikte tutukluların mevcut haklarının kısıtlandığını hatta birçok hakkın yok edildiğini dile getiren Sevimli tek tip elbise işkencesinin henüz uygulanmaya başlanmadığını, bunu uygulamak için yeni bir yönetmelik beklendiğini ifade etti. ‘Muayene olamıyorlar’ Hak ihlallerinin korkunç boyutlara ulaştığını belirten Sevimli, ÖHP ve ÇHD’li olmak üzere toplam 27 avukatın tutuklu olduğunu söyledi. Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesi’nde “arkadaş görüşü” olarak adlandırılan 3. görüşçü hakkından tutukluların yararlandırılmadığını dile getiren Sevimli, “Ayrıca görüşe gelen ailelere tacize varacak boyutta üst araması yapılıyor ve ince arama dayatılıyor. Kantin pahalı. Tutuklu ve hükümlüler yoğurt ve peynir aldıklarında genelde bozuk geliyor. Hastanede kelepçeli muayene dayatılıyor. Ayrıca gardiyanla birlikte asker de muayene odasına giriyor. Bu sebepler yüzünden tutuklu ve hükümlüler çoğu kez muayene olamadan geri dönüyorlar” diye konuştu. ‘Gökyüzü tel kaplı’ Sevimli, “Maltepe Çocuk Cezaevi’nde çocuklara disiplin cezası verildiği, çocukların mektuplarının ulaştırılmadığı da ortaya çıktı. Düzce Cezaevi’ndeki kadın avukatlar Aycan Çiçek ve Ayşegül Çağatay gardiyanlar tarafından darp edildi. Kocaeli Cezaevi’ndeki siyasi tutsaklar Seher Orçu ve Hüsne Kılıç, tecritte tutuluyor ve sohbet haklarını kullanmalarına izin verilmiyor. Silivri 9 No’lu Cezaevi’nde Gülten Matur ve Gülhan Sağaltıcı’ya özel tecrit uygulanıyor. Tutuklu çocuklardan Ş.B. şarkı söylediği için disiplin cezası almış, bu durum tutanaklara slogan attı diye eklenmiş. Tekirdağ 1 No’lu T Tipi Hapishanesi’nde sohbet hakkı hiçbir şekilde kullandırılmıyor” dedi. ‘Sürgün sevkler arttı’ OHAL ilanı ile birlikte sürgün sevk lerin çok yüksek oranda arttığını dile getiren Sevimli konuşmasını şöyle sürdürdü: “Sürgün sevkler fiziksel işkenceye dönüştürülmüş, birçok tutuklu ve hükümlü bu sevkler sırasında yaralanmıştır. Özellikle Silivri 9 No’lu Hapishanesi sürgün sevklerin en çok yaşandığı hapishane olmuştur. Hastaneye sevkler çok problemli. Öte yandan hastaneye götürülen tutuklu/hükümlüler kelepçe ile doktorun karşısına çıkarılmakta olup, muayene kelepçeli olarak yapılmak istenmektedir. Hapishane yönetim tarzı ve infaz modeli olarak Silivri 9 No’lu Hapishanesinin pilot uygulama yeri olarak seçildiği anlaşılmaktadır. Örneğin hali hazırda hiçbir hapishanede hücre ve koğuşların havalandırmalarının üstünde tel örgü uygulaması yok iken Silivri 9 No’lu Hapishanesindeki hücrelerin havalandırmalarının üstü tel örgülerle kaplanmış durumdadır.” Avukat Neslihan Piliç ise talepleri kabul edilmediği için 22 gün önce ölüm orucuna başlayan trans tutuklu Diren Coşkun’u en kısa zamanda ziyaret edeceklerini söyledi. l İSTANBUL l DİLAN POYRAZ’IN EVİ BASILDI ‘Tutuklu kızımı arıyorlar’ HASAN FERİT GEDİK’İN ANNESİ NURAY MERAY, BURUK BİR MUTLULUK YAŞIYOR l HELİN PALANDÖKEN DAVASI ‘Caydırıcı bir ceza verilmeli’ Dilan Poyraz ve babası Ali Poyraz ZEHRA ÖZDİLEK Gebze Cezaevi’nde 10 aydır tutuklu bulunan Grup Yorum üyesi Dilan Poyraz’ın evi, önceki gün terörle mücadele polisleri tarafından basıldı. Poyraz’ın kanser hastası olan annesine kızı hakkında arama kararı olduğu söylendi. Poyraz’ın babası Ali Poyraz, “Polisler nasıl olur da Dilan’ın 10 aydır tutuklu olduğunu bilmez. Bizi taciz etmek Dilan’ı da kortkutmak için böyle yapıyorlar. Kızı tutuklu, kendisi kanser hastası olan bir anneye, dalga geçer gibi ‘kızınız hakkında arama kararı var’ deyince ellerine ne geçiyor” diye konuştu. Kapılarına gelen polislerin “Dilan’ın Türkiye genelinde arananlar listesinde olduğunu” söylediklerini dile getiren baba Poyraz, “Kızım ne yaptı? Şarkı söylemekten başka ne yaptı?’ dedim. Bilgi vermediler. Tutuklu olduğunu savcılığa bildireceklerini söylediler. Kızımın nerde olduğu belli, niye tekrar evimize geliyorlar?” diye sordu. Poyraz kızının korkularının yersiz olmadığını, tahliye edildiği an kapıdan tekrardan alınacağını düşündüğünü kaydederek, şöyle devam etti: “Yalandan ifadeler oluşturacaklar. Dosyada bir şey yok. Tahminlerimizi bu olay doğruluyor. Eşim polisleri görünce tanıdı. Dilan’ı daha önce gözaltına alan polislerdi. Hastalığı nedeniyle zor günler geçiriyor, bir de bu duruma daha çok üzüldü. Bir annenin umutlarını kırmaya çalışıyorlar. Bir babanın kızı için hayallerini yıkıyorlar. Gazetelere demeç verdiğim için beni de alacaklar. Kızım cezaevinde erirken benim burada susup oturmamı bekliyorlar. Ama sumayacağım.” ‘Enstrümanları verilmiyor’ Grup Yorum’dan gazetemize yapılan açıklamada ise “AKP iktidarının grubumuza yönelik baskıları ve saldırıları sonucu 11 üyemiz tutuklandı. Bu baskı ve saldırılar, hapishanede de devam ediyor. Arkadaşlarımızın kıyafetleri, kargoları, kitapları, enstrümanları verilmiyor. Sohbete çıkarılmıyorlar, sohbet hakları engelleniyor. Yolladıkları ve kendilerine yollanan mektuplara ya el konuluyor, ya da yazıların üstü çiziliyor. Ulaşan az sayıda mektup ise gecikmeli olarak veriliyor. Birçok hapishanede arkadaş görüşleri keyfi olarak yapılmıyor. Tedavi hakları engelleniyor. Sürekli farklı illere sürülüyorlar. 2 hafta önce Silivri 9 No’lu Hapishane’de, aralarında 6 Grup Yorum üyesinin de bulunduğu özgür tutsaklar, farklı hapishanelere işkence ile sürgün edildiler” denildi. Nuray Meray, “Bizim davamızdan güzel bir karar çıktı. Darısı çocuğu öldürülen ve adalet arayan tüm annelerin başına” diyor. Önce oğluma ve babama koştum SEYHAN AVŞAR Hasan Ferit Gedik’in annesi Nuray Meray üç yıldır adliye koridorlarında adalet arıyor. Oğlunun ölümüne neden olan üç kişi hakkında verilen 25’er yıl hapis cezası acılı annenin içinde yanan ateşe az da olsa su serpti. Meray, üç yıl sonra ilk kez mutlu olduğunu söyleyerek, “Bizim davamızdan güzel bir karar çıktı. Darısı çocuğu öldürülen ve adalet arayan tüm annelerin başına” diyor. Hasan Ferit Gedik’in dedesi Mustafa Meray 22 Eylül 2017 tarihinde hayatını kaybetti. Mustafa dede torunu için adalet arayışını öldüğü güne kadar sürdürdü. Nuray Meray, babasının oğlu için gelen adaleti göremeden hayatını kaybettiğini söyleyerek, “Babamın gözleri açık gitti. Babam her duruşmaya gelirdi. Karar duruşmasında da babamın yokluğunu fazlasıyla hissettim” diye konuşuyor. Üç yıl boyunca çok büyük mücadeleler verdiğini belirten Meray, “Oğlumu vuran kişi Şahin Eren isimli şahıstı. Adalete inancım kalmamıştı. Ama bizim davamızda adalet çıktı. Diğer davalarda da adalet çıkmasını istiyorum” diye konuşuyor. Dün uyanır uyanmaz baba sı ve oğlunun mezarını ziyarete gittiğini söyleyen Meray, “Önce babama, daha sonra oğluma mahkemeden çıkan kararı haber verdim. Oğlum şu an yerinde rahat, ışıklar içinde uyuyor” diyor. Meray, kendisini duruşmalarda yalnız bırakmayan Gezi Direnişi’nde kafasına isabet eden gaz kapsülü sonucu hayatını kaybedeb Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan’a teşekkür ederek, “Gülsüm Elvan bizi hiç yalnız bırakmadı. Hep bizimle dayanışma içerisindeydi. Berkin davasında da adalet gelsin istiyorum. Ama ümidim yok. Berkin’i vuran polis dahi henüz tutuklanmış değil. Yine de güzel bir karar çıkmasını umut edelim. Darısı evladını öldürülen ve adalet arayan tüm annelerin başına” diyor. Maltepe Gülsuyu Mahallesi’nde 30 Eylül 2013’te gösteri yapan gruba silahlı saldırısı sonucu, Hasan Ferit Gedik hayatını kaybetmiş, 3 kişi de yaralanmıştı. Önceki gün Anadolu 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasında tutuklu yargılanan sanıklar Şahin Eren, Hakan Taşhan ve tutuksuz yargılanan sanık Doğukan Çep’e “Kasten öldürme” suçundan müebbet hapis cezası verildi. Çep, hakkında yakalama kararı çıkarıldı. SEYHAN AVŞAR Pendik’te, 13 Ekim’de, tartıştığı 17 yaşındaki lise öğrenci si Helin Palandöken’i av tüfeğiyle öldüren iki kişiyi de yaralayan Mustafa Yetkin bugün saat 13.00’te Anadolu Adliyesi 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargıç karşına çıkacak. Helin Palandöken’in gözü yaşlı babası Nihat Palandöken, 10 gündür Helin Palandöken işi gücü bırakarak, sokaklara davaya çağrı afişleri yapıştırıyor. Acılı baba, “Helin’im git ti. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Tek isteğim ka tile öyle bir ceza verilsin ki caydırıcı olsun. Herkesi duruşmaya davet ediyorum” diyor. Nihat Palandöken olayın üzerinden beş ay geçmesine rağmen kızı Helin’inin yasını tut maya devam ediyor. “Kızımın gidişiyle acıla rımın üstüne acı eklendi” diyen Palandöken, “Biliyorum ki kızım bir daha geri dönmeye cek. Adalet arıyorum. Adalet arıyorum ki ay nı acılar tekrar yaşanmasın. Başka babalar aynı acıyı yaşamasın” diye konuşuyor. İşini gücünü bırakarak duruşma için hazırlık yap tığını söyleyen Palandöken, “Günlerdir so kaklara afiş yapıştırıyorum. Sosyal medya dan çağrılar yapıyorum. Tanıdığım kadın ör gütlerine, gazetecilere yazıyorum. Duruşma ya katılım çok olsun istiyorum. Kamuoyu ya ratılsın ki Helin’imin katiline caydırıcı bir ceza verilsin. Duruşma öncesi adliye önünde bir basın açıklamamız olacak. Umuyorum ki güçlü bir katılım olacak” diyor. İki çift lafım var Palandöken duruşmada sanığın avukatına iki çift lafı olduğunu söylüyor: “Böyle insanların savunmanlıklarını yapmasınlar. Yapmasınlar ki ocaklara başka ateşler düşmesin. Bu tarz katiller savunuldukça çoğalıyor.” Kızının rahat uyuması için bu davadan çıkacak kararın çok önemli olduğunu aktaran baba Palandöken, “Benim evladım gitti. Başka evlatlar gitmesin. Dünyayı bana verseler kaç yazar. Olan oldu. İsteğim caydırıcı bir ceza verilmesi ve bir gün af çıkarsa bu aftan yararlanamaması” diyor. Kadın örgütleri de davaya katılım çağrısı yaptı. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu üyesi Ezgi Sarı, “Son zamanlarda kendi hayatı adına karar vermek isteyen genç kadınlara yönelik baskılar ve saldırılar artıyor. Hiçbir kadın yalnız değildir siddetin hiçbir türlüsüne karşı sessiz kalmasınlar. Tüm kadınları Helin Palandöken duruşmasına bekliyoruz” dedi. İddianameden Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede tutuklu Mustafa Yetkin hakkında “tasarlayarak kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet, “kasten öldürmeye teşebbüs”, “kasten silahla yaralama”, “iş yerinde silahla yağma”, “tehdit” ve “korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda silahla ateş etme” suçlarından da 39 yıl 6 aya kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandı. Baba tarafından faşist bir Türk; Anne tarafından kalleş bir Kürt... Hangi genleri taşıdığınız, evet, önemlidir. Ama sadece burnunuz, gözünüz, boyunuz posunuz değil... Huyunuz da soyağacınızdaki insanlardan devşirilir. Belki baba tarafından romantiksinizdir, anne tarafından mantıklı. Babanızın babası endişelerden gelir, annenizin babası çalışkanlıklardan. Anneanneniz komik olabilir, babaanne tarafınız suratsız. Muhtemelen hepsi savaşlardan yaralı, göçlerden eksikli, hayat hikâyeleri kayıplarla ve yoksulluklarla bezeli. Huylarını bilmediğiniz diğerleri... Kim bilir hangi duygularla, hangi topraklarda nasıl hayatlardan derlendi. Kayıtlara göre ister Gürcü olun, ister Kürt ya da Çingene veya Musevi... Önemli olan hangi genetik köklerden geldiğiniz değildir. Genlerini taşıdığınız insanların nasıl hayatlar yaşadıkları ve yaşadıklarından nasıl etkilendikleridir. Çünkü bugün yaşadığınız hayat onların tercihleriyle şekillenir. Binlerce yıldır yaşayan ve ölen sayısız insanın korkuları, umutları, hataları, zaferleri, yenilgileri... Bugün içinde bulunduğunuz sistemi hep onlar belirledi. Dedenizin Beyoğlu nüfusuna kayıtlı bir Selanik göçmeni olması önemli değildir. Ama 67 Eylül olayları sırasında ne yaptığı önemlidir. Rum komşusunun dükkânını yağmalayan bir insanın genlerini mi taşıyorsunuz? O dükkânın kapısında durup saldırganları kovalayan bir insanın mı? Nineniz? Kafkasya’dan yürüyerek Kars’a gelirken... O göç yollarında öksüz ve yetim bebekleri kendi bebeği gibi sırtladı mı? Yoksa onların rızkına göz dikip, kendi çocuklarını mı kolladı? Bir Kürt atanız bir Ermeni kızına tecavüz de etmiş olabilir; Bir Ermeni kızını bağrına basmış da... Düşmanla işbirliği yapanların soyundan mı geliyorsunuz? Savaşı bitirmek için uğraşanların soyundan mı? Eğer hikâye kötüyse aile içinde anlatılmaz. Bunların kayıtlarını edevlette de bulamazsınız. Resmi kayıtlardan bir dedenizin Ermeni olduğunu belki öğrenebilirsiniz. Ya da bir ninenizin Süryani olduğunu... Atalarınızın göç yollarını görürsünüz. Hangi tarihlerde kimin nerede doğduğunu. Ama hiçbir devlet size onların nasıl hayatların içine doğduğunu anlatmaz. Hangi duygularla yaşadıklarını... Hangi zaaflara kapıldıklarını... Hangi hataları yaptıklarını... Savaşlar sırasında başlarına ne geldiğini... Nelerden korktuklarını, nelere sevindiklerini... Hangi yenilgilerle ya da zaferlerle biçimlendiklerini... Bir Türk’ün ya da Kürt’ün genlerini taşımanızdan çok daha önemli bir şey vardır. İyi bir Kürt’ün ya da Türk’ün genlerini taşımak. Vicdanlı bir Ermeni’nin ya da Yahudi’nin torunu olmak. Sağduyulu bir Gürcü’nün ya da Arap’ın soyundan gelmek. Bu hayatta, geçmişinizde nasıl insanlar olduğunu ve onlardan size geçen hangi duyguları kişiliğinizde barındırdığınızı resmen öğrenmeniz mümkün değil. Ama kendi kişiliğinize, değerlerinize, korkularınıza, isteklerinize bakarak bu konuda tahminler yapabilirsiniz. Bunun sonucunda, geçmişinizi değiştiremezsiniz ama kendinizi değiştirebilirsiniz. Diyelim ki... Baba tarafından faşist bir Türk; anne tarafından kalleş bir Kürt’sünüz. Bari bundan sonra... Sizden öncekilerin kim olduğunu unutun. Düşmanlıklardan, kinden, nefretten beslenen duygularınızı ayıklayın. Şu korkunç dünyada... İyi bir Türk, iyi bir Kürt, iyi bir Ermeni, iyi bir Çerkes, iyi bir Yahudi, iyi bir Çingene... olun Siz, siz olun. Her şeye rağmen... İnadına... Her koşulda... Mutlak bir barış için direnen iyi bir insan olun. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear