23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazartesi 10 Aralık 2018 ekonomi@cumhuriyet.com.tr TASARIM: BAHADIR AKTAŞ ‘mErekyedkainşi’onkeuyalımokTOaülradrgnkıaniFnyliaiedzr’aenpniSneAasinlskealatvymnei eEBtmröeoklegğlkeliuas’dinBıanagşökraenı Kadınlar iş hayatının dışına itilirken, kariyer yolculuğunda ev sorumluluklarıyla ilgili yeterli desteği alamayınca yükselme planlarını hayatından çıkarıyor Türkiye’de işsizlik en çok kadınları vuruyor. TÜ lik alanda plastik sanayiinden 69 firmanın yerini aldığı, ilk İK Ağustos 2018 döne etap proje mali mi işgücü göstergelerine yeti 600 milyon göre 15 yaş ve üzeri toplam nüfus 60 milyon 733 ŞEHRİBAN KIRAÇ TL’yi bulan ve büyüme alanla bin. Bu nüfusun 30 mil rıyla 20 bin ki yon 695 bini kadınlar ve 30 mil şiye istihdam sağla yon 38 bini de erkeklerden olu yacak projeyi yürütü şuyor. Ancak toplam nüfus içe yor. Fidan Aslan Eroğlu ile risinde istihdam oranı erkekler erkek egemen bir alanda ka de yüzde 67.3 olmasına rağmen dın başkan olmanın zorluk kadınlarda yüzde 29.7 seviye ları ve OSB’nin geleceği ile il sinde kalıyor. Yaklaşık 20 mil gili konuştuk. yon kadın iş hayatının dışına itiliyor. İstihdamda yer almayan 10 yenik kadınların şirketlerde orta ve n Kadın olarak iş hayatın üst düzey yönetici kademeleri da ne tür zorluklarla karşı ne de gelmeleri zorlaşıyor. Bir laştınız? çok kadın kariyer yolculuğunda Geleneksel iş dünyasın ev sorumluluklarıyla ilgili ye da hep ‘erkek işi’ olarak ni terli desteği alamayınca iş ha telendirilen sektörlerde ve po yatını aktif sürdürmekle yetini zisyonlarda çalıştım. İş dünya yor, yükselmek planlarını haya sının erkek egemen yapısı da tından çıkarıyor. ha çarkın ilk dişlisinde yani Türkiye’nin ilk ve tek kadın işe alımdan itibaren kadınla Organize Sanayi Bölgesi (OSB) rın aleyhine işliyor. Mülakat Başkanı olan Fidan Aslan Eroğ larda bekâr kadınlara evlenme lu, iş dünyasında erkek egemen yi düşünüp düşünmedikleri, yapının daha çarkın ilk dişlisin evli ve çocuğu yoksa böyle bir de yani işe alımlarda başladığı planının olup olmadığı soru na işaret ederek, “Kadın olarak luyor. Çünkü bunlar gelenek iş dünyasında hep 10 yenik ola sel toplum yapımızdan dolayı rak işe başlıyoruz ama bu du ‘seyahat engeli’ olarak görülü rum biz kadınları kesinlikle pes yor. Kadın olarak en başta ‘ka ettirmemeli” dedi. bul görmek’ gibi bir kavram Eroğlu, 2012’den bu ya la baş etmek zorundayız. Bu da na Kırklereli Vize’de yer alan zaman alıyor. Önyargıları aşıp PAGDER&ASLAN Plastik İhti kabul gördükten sonra ise geri sas OSB’nin (PAOSB) Yönetim si geliyor. Kadın olarak iş dün Kurulu Başkanlığını yürütüyor. yasında hep 10 yenik olarak Türkiye’nin ilk ve tek kadın işe başlıyoruz ama bu kadınla OSB Başkanı olan Fidan As rı kesinlikle pes ettirmemeli. lan Eroğlu, 650 bin metrekare Kadın evde oturmamalı. Yatırımcı şu anda çekimser n OSB şu anda hangi aşamada? Yatırıma 2012’de başladık, altyapı inşaatımız bitti. Gelecek bahar aylarında yatırımcılar üst inşaatlara başlayacaklar. Plastik 7 bin 500 firmanın olduğu bir sektör. Firmalar genelde KOBİ niteliğinde olduğu için böyle planlanmış sanayi bölgelerine çok ihtiyaç var. İlk etabımız 650 bin metrekareydi. Gelen talep üstüne 600 bin metrekare genişleme alanı ilave ettik. Toplamda 1 milyon 250 bin metrekarelik bir sanayi bölgesi olacak. Burası 200 firmaya kadar genişleyecek. 38 milyar dolar ciro yaratan bir sektörden bahsediyoruz. n İlk üretim ne zaman? Aslında tamamen yatırımcılarımıza bağlı. 2019 yılının sonlarına doğru üretim başlar diye tahmin ediyorum. Ama yatırım yapmanın zamanlaması çok önemli, şu dönemde insanlar biraz çekimser davranıyorlar. Burayı tamamen bir sanayi havzası haline getirmeyi amaçlıyoruz. Taş dikenli yol n OSB’lerde tek kadın başkansınız, nasıl geldiniz bu göreve? Gerek sanayi bölgeleri gerekse plastik sektörü kadınların çok da varlık göstermediği bir alan. Benim OSB’ye başkan olmam çok mücadele gerektiren bir süreç olmadı. Ama sonrası kendinizi kabul ettirmeniz taş dikenli yol. İş hayatı erkek dominant olduğu için birçok konuda sıkıntı yaşadım. Yaptığınız işlerle ilgili saygı görüyorsunuz ama bunlar dikkate alınmadan sadece kadın oluşunuzla alakalı bazı algıları değiştirmekte zorlanıyorsunuz.. Bomboş bir araziye bir sanayi bölgesi kuruyorsunuz, elektrik su getirmeniz gerekiyor, bunun için çok fazla bürokratik işlemle uğraşıyorsunuz. Kadın olduğunuz için kimse sizin bu işlerin altından kalkacağınıza inanmıyor. Ama biz başardık. Öz kaynaklarımızla yarattığınız bir OSB’den bahsediyoruz, her şeyi kendiniz uğraşıp getiriyorsunuz. TÜİK verilerine göre, Ağustos 2018 döneminde genç kadınlarda işsizlik oranı yüzde 26.4’e çıktı. Kaplumbağa hızı n PAGDER&ASLAN OSB’de nasıl bir ve 7 liraya çıktığı dönemlerde biz kuru sistem var, kiralama mı satış mı? 4.50’ye sabitledik. Var olan 69 firmamız Arazisi bizimdi. Özkaynaklarımızla al zaten ödemelerini çoktan bitirmişlerdi. dık. Bütün imar izinlerini aldık Kuru sabitleyince gelen firmalar oldu ama tan sonra da yatırımcıla yine de istenilen hızda değil. ra sattık. Ama genişleme n Toplam kaç firma bekliyorsunuz ki? alanındaki bölümleri sa Planlarımızı 200 firmaya göre yapıyo tışa açtığımızda dö ruz. Ama 5 milyon metrekareye kadar ge viz kuru inanılmaz nişleyecek alan söz konusu. Diğer sektör boyutta yükseldi. Sa lere de açma planımız var. Makine sektö tışları dolarla yapı rüyle bir işbirliğimiz oldu. Hatta tanıtım yoruz. Fakat yatırım ları yaptık. Makine İmalat Sanayii Der cılar haklı olarak geri nekleri Federasyonu, makine sektörünü adım attılar. Biz de ku dağınık yapısından kurtarıp bir araya top ru sabitlemeye karar ver lamak için yine aynı bölgede Makine İhti dik sas OSB kurması için anlaştık. Fakat kriz olunca o da kaplumbağa hızına geçti. Fidan Aslan Eroğlu “ n Kriz süreci hızlanırsa Sana PAOSB’nin rafa kalkması söz yhiacyiauytelcaaırulntpyımzmOymülnaaezeSoatspdnedBtbıieeimşe,ikilrmvbyn3jksiiaük,k0âeedyyiannkldaeüünıtdnamklzvöaedtertrenrüeıeimksnayk4ulüosaae5ntnrdnlaiaelelyerankra,rtnPınmryAoılaasnkkıiroianup slıHasudmkcaıraıuyozagornlıazelarute.al.cerinPaipSnsmkristdpboliauaöyjianetrr?ortan.tiriyş.İildhnaiFaucrtiliavisraylamadntaruyolaaarynraauğe, kauçuktan zücaciye var onları yetiştirmek ve ambalaja kadar ima için yatırımları yapa lat sanayiinin tümünü caklardır. 12 milyar do ”kucaklama potansi yeline sahip. lar ihracat yapan bir sektörden bahsediyoruz. Kapıya poşet asmakla olmaz n Plastik sektörünün genel sorunları neler? Hammadde konusunda dışarıya bağımlıyız. Katma değerli ürün ihracatında maalesef çok gerilerdeyiz. Almanya 1 kg plastik hammaddesini işleyip 5.50 dolardan, Çin 3.2 dolardan satıyor, biz 2.5 do lardan satıyoruz. Plastik endüstrisi için OSB’nin içinde bir ArGe merkezi ve meslek lisesi kuracağız. n Plastiğe karşı bir güvensizlik de var toplumda, çevreyi de kirletiyor ne diyeceksiniz? Çevreyi kirletenin plastik değil insanlar ol duğunu düşünüyorum. İnsanlar her tarafa atıyor. Bu konuda bir duyarlılık yok. Belediyelerin geri dönüşüm konusunu ciddi şekilde ele alması lazım. Öyle kapılara 23 tane poşet asmayla geri dönüşüm sorunu çözülmüyor. Bunun halka anlatılması ve uygulanması lazım. Finansman açığı artacak Dolar bazında mali ve finansal koşulların daralması, siyasi ve geri ödeyememe riskleriyle beraber ticari finansman açığının 1.5 trilyon dolar artması bekleniyor. Alacak sigortası şirketi Euler Hermes’in, 2019’a ilişkin küresel ticaret raporuna göre, 2019’da gelişen pazarlardaki hizmet sektörü büyüme eğilimini sürdürecek, bu alanda ihracat 365 milyar dolar olacak. Euler Hermes Baş Ekonomisti Ludovic Subran, “Artan ticari gerilimlere rağmen 2019’da ithalatta ABD’de 193 milyar dolar, Avro Bölgesi’nde 260 milyar dolar ve Çin’de 161 milyar dolar artış bekliyoruz. Bu pazarlar dinamik kalmayı sürdürecek” dedi. l Ekonomi Servisi İklim affetmedi Germanwatch tarafından hazırlanan ve küresel iklim afetlerini inceleyen ve riskleri değerlendiren rapor, Türkiye’de son 20 yılda iklim afetlerinin yıllık ortalama 462 milyon dolar ekonomik hasar verdiğini ortaya koydu. Rapora göre Türkiye’de 2017’de gözlemlenen meteorolojik afetler ise toplamda 1.9 milyar dolar oları ekonomik hasara yol açtı. Türkiye’de Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre 2017’de 598 iklim afeti gerçekleşti, ki bu 2015 ve 2016 yıllarıyla birlikte 1940’lardan beri en çok bu tür afetin görüldüğü üç yıldan biri olarak kayda geçti. Dünyada ise son 20 yılda, aşırı hava olayı trilyonlarca dolar hasara ve 525 binin üzerinde ölüme yol açtı. Toplam ekonomik hasar ise 3.47 trilyon doları buldu. l Ekonomi Servisi Turizmde yeni yatırım yolda Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Bağlıkaya, Türk yatırımcıların kazanç imkânı olan yerlerde fırsatları değerlendirdiğini anlatarak, “Otel yatırımları patlayacak. Ama belli bölgelerde yer kalmadı, zorunlu olarak yeni bölgelere gideceğiz. Mersin bölgesi açılacak. Bakanlığın turizm bölgeleriyle ilgili çalışmaları var, herhalde yakında açıklarlar. Yeni bölgelerin açılacağı kesin” dedi. Yurtdışından kış turizmi ile ilgili ciddi bağlantıların olmadığına ve kış turizmini hep yerli turistin beslediğine işaret eden Bağlıkaya, Türkiye’nin aslında kış turizminde büyük bir potansiyelinin bulunduğunu anlattı. l Ekonomi Servisi ekonomi 11 Tehlikenin farkında mısınız? Gelecek kuşakların, çocuklarımızın, torunlarımızın yaşamlarını güvenceye alacak biçimde yaşamıyoruz. Bu, insan türünün varlığı açısından en büyük ahlaksızlık, en büyük tehlike değil midir? Biz de bir zamanlar… Krizler birbirini besliyor (ekonomik, siyasi, iklim, gıda, su, göçmenler); yerel savaşların, yine bir büyük savaş olasılığının içinde yaşamaya çalışıyoruz. Irkçı ve dinci faşizm yeniden yükseliyor. Başka bir dünyada yaşıyor olabilirdik, eğer bizden önceki kuşaklar bizi düşünüyor olsaydı. Biz de bir zamanlar “gelecek kuşaklardık”. Gelecek kuşakların geleceğini güvence altına almak da bugünkü kuşağın en önemli ahlaki görevi değil midir? Katoviçe’de toplanan Birleşmiş Milletler İklim Konferansı vesilesiyle bu soru yine gündeme geldi. İklim krizi derinleşiyor ve ekonomik siyasi karar alıcılar, egemen toplumsal ilişkilerin temsilcileri, bu krizi aşacak bir politikalar paketi geliştirmek yerine, bahaneler paketi üretmeye devam ediyorlar. Sanırım bu ahlaksızlığın en çarpıcı örneği, ekonomi dalında Nobel ödülünün bu yıl, “Küresel ısınmayı sınırlamakta çok istekli olmayalım. Çünkü ekonomik büyümeyi tehlikeye atmak istemeyiz”… “gelecek kuşaklar daha zengin olacağı için, bu sorunla daha iyi baş edebilirler” diyen Prof. Nordhous’a verilecek olmasıdır. Hem de Piketty’nin gösterdiği gibi, gelir dağılımı on yıllardır bozulurken, toplam küresel servetin yüzde 86’sı nüfusun yüzde 8.2’sine giderken… Bir diğer “ahlaksızlık” örneği de, The Economist’in “gelecek kuşaklar önemlidir” diye başlayan yorumunun şu paragrafı olabilir: “İnsanlık hangi kaynakların değerli kullanımlardan yaşamı zenginleştiren tüketim mallarından, emeklilik fonlarından küresel ısınmayı sınırlamaya kaydırılacağını hesaplamalıdır”. GERÇEKTEN mi! Hazlara dayalı, gereksizce çeşitlendirilmiş, “modası geçme süresi” hızlandırılmış tüketimi kim teşvik ediyor? Sermayenin, CEO’larına dağıttığı milyarlarca dolar ikramiye sorun değil de yaşamlarını sermayeye değer üretirken tüketen çalışanların emekli maaşları mı sorun? Trilyon dolarları kim silaha harcıyor? Sokaklar en büyük kirletici otomobillerden, hava trafiği ucuz uçak seferlerinden tıkanmak üzere… The Economist hâlâ kaynağın nereden bulunacağını tartışıyor! Üç bela birden Bugün insanlık, iklim krizinde elini kolunu bağlayan üç bela ile birden karşı karşıya. Birincisi, “insan yaşamını, en iyi piyasa ilişkileri düzenlediğine göre, iklim krizini de piyasa çözer” diyen kapitalist gerçekçilik. İkincisi, “önce benim ülkem… dünyanın geri kalanı, kaynak ve piyasa olmanın dışında beni ilgilendirmez” diyen milliyetçilik. Üçüncüsü de bu dünyanın Tanrı’nın armağanı ve öbür dünyaya gitmeden önceki geçici bir durak olduğuna inanan, herkesin de inanmasını isteyen dincilik. Her üçü de insanı doğanın bir parçası olarak değil, doğayı insanın istediği gibi sınırsızca tüketebileceği, hatta kendisi için yaratılmış bir şey olarak görüyor. Birincisi, gelecek kuşakları düşünerek alınabilecek önlemleri “değerli kaynakları harcıyor”, “ekonomiye müdahale ediyor” gerekçesiyle önlüyor. İkincisi, iklim krizine karşı önlemlerle gelecek kuşakların yaşamını güvenceye alabilecek uluslararası, halklar arası işbirliği olasılıklarını sabote ediyor. Üçüncüsü, öbür dünya fantezisine sığınarak, bu dünyanın korunmasıyla değil, tüketilmesiyle ilgileniyor. Dini fantezilerinin sorgulanmasından korkarak, bilimi, felsefeyi değil cehaleti arzuluyor. Böylece bu dünyanın sorunlarına çare üretebilecek kuşakların yetişmesini engelliyor. Ülkemiz bu açıdan çok şanssız! Çünkü bu üç bela, ülkemizde buluşuyor ve gelecek kuşakların yaşamlarını cehenneme çevirecek gelişmeleri besliyor. Bütçe maratonu bugün başlıyor TBMM Genel Kurulu’nun 2019 büt çe mesaisi bugün başlayacak ve aralıksız 12 gün sürecek. 2019 bütçesinin genelinin görüşüleceği bugünkü birleşimi TBMM Başkanı Binali Yıldırım yönetecek, hükümet adına Maliye ve Hazine Bakanı Berat Albayrak’ın sunacağı bütçe üzerine CHP grubu adına da Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu konuşacak. Bütçenin tümü üzerinde HDP grubu adına ise Eş Genel Başkanlar Pervin Buldan ve Sezai Temelli konuşma yapacak. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, bütçe görüşmelerinde CHP’nin etkin muhalefet uygulayacağının sinyalini verdi. Özel, “İlk kez bütçe görüşmelerinde nöbet ve izin sistemini kaldırdık. Nöbet yok, mazeret yok, görevlendirme yok. Tüm milletvekilleri tam kadro Meclis’te olacak” dedi. l ANKARA C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear