26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Salı 19 Eylül 2017 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ZARİFE SELÇUK ‘Somut suçlama bile bilinmiyor’ CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun gözaltına alınan avukatı Çelik’in dosyasına getirilen gizlilik kararına itiraz edildi Geçen cuma günü gözaltına alınan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik’in, gözaltı kararı ve dosya üzerindeki gizlilik kararına avukatları itiraz ettti. CHP’nin Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, dosyaya gizlilik kararı getirildiğine dikkat çekerek, neden gözaltına alındığı konusunda herhangi bir maddi fiil gösterilmediğini söyledi. FETÖ soruşturması kapsamında geçen cuma günü gözaltına alınan Kılıçdaroğlu’nun avukatlarından Celal Çelik’in dosyasına da gizlilik kararı getirildi. CHP’li Tezcan, gizlilik kararı nedeniyle avukatların, suçlamaya ilişkin evraka ulaşamadığını belirterek, bunun Anayasa ve Ceza Muhakemeleri Yasası’na aykırı olduğunu söyledi. Avukatların, dün itibarıyla, hem gizlilik hem de gözaltı kararının kaldırılması için başvuruda bulunduğunu belirten Tezcan, “Henüz hangi maddi fiilden dolayı gözaltı kararı verildi bunu bilmiyoruz, bunu bize söylemiyorlar. Sadece ‘FETÖ’den gözaltına alındı’ demek, isnat edileni söylemek anlamına gelmiyor. Yani hangi maddeden gözaltı kara rı verildiğini söylemiyorlar. İsnat edilen suç konusunda bilgi vermeden gözaltı kararı verilmesi Anayasa ve CMK’ye açıkça aykırıdır” diye konuştu. 15 Temmuz’da gözaltına alınan ve halen İstanbul Terörle Mücadele Şubesi’nde tutulan Çelik, 24 saatlik kısıtlama süresi dolduktan sonra 16 Eylül’de ilk kez avukatlarıyla görüştü. l ANKARA /Cumhuriyet gZEFİDİDYEöAAMRNEE’DITİrVüeştküilrimsaevdciılyelra! CHP’li Tanal, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Fidan ile görüşmek için adliyeye geldi. Polisi vekil olduğunu söyleyerek aştı, sekreterliğe takıldı İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan ile görüşmek üzere İstanbul Çağlayan Adliyesi’ne giden CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, “savcının sekreterliğinin olduğu makama” alınmadı. Tanal, tepkisini, “Yargı, aynı elektrik, su aboneliği gibi tekel hizmetlerdir. Milletvekili ve bir hukuk adamı olarak ben savcının sekretaryasına bile giremiyorsam, adliyede kim bilir normal vatandaşlara nasıl davranılıyor? Bu davranış açıkça bana ‘defol git’ demektir” sözleriyle dile getirdi. ‘Ben milletvekiliyim’ Tanal, Çağlayan Adliyesi’nde yaşadıklarını, Cumhuriyet’e şöyle anlattı: “Savcı İrfan Fidan Bey’le özel bir konu hakkında görüşmek için, odasının bulunduğu kata geldim. Kat, kilitli bariyerlerle kapalı. İçeriye giremiyorsunuz. Bulunduğu koridorun yan tarafında güvenlik görevlisi vardı. Yanıma geldi. ‘Buyrun Vekilim’ dedikten sonra, kendisine savcı ile başbaşa görüşmek istediğimi ilettim. İki dakika sonra da bir polis memuru, elinde kâğıt ve kalemle yanıma geldi. O da ne için geldiğimi sorduktan sonra, savcı ile ilgili görüşmemizin konusunu sordu. ‘Siz polis memurusunuz, ben milletvekiliyim. Benim başsavcı ile görüşeceğim konunun sizinle ilgisi yok, bu notu da size iletmem mümkün değil’ dedim. ‘Sekreterine söyleyeyim’ dedi. Bunun üzerine, ‘Ben sekreterine gideyim’ dedim ama izin vermediler. Polis memuru, sekreterin yanına gitti, kısa bir süre sonra sekreter geldi, ‘Notunuzu alayım’ dedi. Şimdi sormak istiyorum, o sekreterlik makamı neden var?” ‘Keyfi bir davranış’ Yaşananların “hukuki değil, keyfi, dışlayıcı ve ötekileştirici olduğunu” vurgulayan Tanal, “savcılığın sekreterliğine bile ulaşılamazken adliyelerden nasıl adalet bekleneceğini” sordu. Olayı “skandal” olarak nitelendiren Tanal, “Ben bir işadamı ya da iktidar partisinin bir milletvekili olsaydım, beni içeriye alırlardı. Sayın Savcı, müsait olmayabilir, bu olağan karşılanır. Ancak burada olağanüstü olan sekreterlik makamına alınmayışımız. Sekreterliğine gidersiniz, talebinizi iletirsiniz, savcı görüşmek istemiyorsa, çıkar gidersiniz” dedi. “Buna inanmak istemiyorum ama eğer bu başsavcının talimatıyla yapılıyorsa, bu durumun siyasi iktidardan bir farkı kalmamış olur ki, bu yargıyı da itibarsızlaştırmak olur” görüşünü dile getiren Tanal, eğer bunun “emniyet tarafından yapılmışsa, gereğinin yapılması gerektiğine” de dikkat çekti. l ANKARA / Cumhuriyet CHP bu kez ‘Fındık’ için yollara düştü CHP tarafından organize edilen ve 3 gün sürecek olan “Fındık İçin Yürüyoruz’ yürüyüşü, Ordu’da yaklaşık 3 bin kişinin katılımı ile başladı. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşün son gününe ve Giresun’daki mitinge katılacağını belirten CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, “Üreticimiz emeğinin karşılığını alamıyor. Borçlarını dahi kapatamıyor, çocuğunu okula üniversiteye gönderemiyor. Ne kadar korkuturlarsa korkutsunlar, ne kadar baskı kurarlarsa kursun lar inanıyorum ki üretici ürününe sahip çıkacak ve biz hep birlikte fındık için yürümeye devam edeceğiz” dedi. Torun, üreticinin mağdur olduğunu vurgulayarak, “Üretici sayın bakanın 8.75 lira olarak açıkladığı maliyetin altında, fındığını 7.5 liradan satmak durumunda. Üreticimiz 1 yıllık emeğinin karşılığını alamıyor. Maalesef bir yıl emek verdiği ürünüyle şu anda borçlarını dahi kapatamıyor. Çocuğunu okula gönderemiyor, üniversiteye gönderemiyor. Ne kadar korkuturlarsa korkutsunlar, ne kadar baskı kurarlarsa kursunlar inanıyorum ki üretici ürününe sahip çıkacak ve biz hep birlikte fındık için yürümeye devam edeceğiz” dedi. Yoğun güvenlik önlemleri altında başlayan ve 3 gün sürecek yürüyüş OrduGiresun karayolu istikametine doğru devam ederken, yürüyüşe katılanların sayısının her geçen saat arttığı da gözlendi. Ordu’dan başlayan “Fındık İçin Yürüyoruz” korteji ilk gün 21 kilometreyi tamamlayarak dün saat 18.20 sıralarında Giresun’un Piraziz ilçesine ulaştı. l DHA Yüksekdağ’a ‘zor’ tehdidi Milletvekilliği düşürülen ve 11 aydır tutuklu olan eski HDP Eş Genel Baş kanı Figen Yüksekdağ’ın yar gılandığı davanın görülmesine devam edildi. Ankara 16. Ağır Ceza Mah kemesi tarafından, Sincan Ce za ve İnfaz Kurumları kampu sundaki duruşma salonunda gö rülen davanın duruşmasını, Yüksekdağ’ın avukatları ile HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemal bay ve parti sözcüsü Osman Bay demir ile bazı HDP’li milletve killeri izledi. Uluslararası Parla mentolar Birliği’nden (UPB) bir temsilci de duruşmayı takip etti. Tutuklu bulunduğu cezaevinden mahkemeye dilekçe gönderen Yüksekdağ, yargılamanın yapıl dığı salonun değiştirilmesi nede niyle duruşmaya yeterli katılımın sağlanama dığını belirterek, yar gılamada aleniyet il kesinin ihlal edildi ği ve savunma hak kının kısıtlandığı gerekçesiyle duruş maya katılmayaca ğını bildir di. Yük sekdağ, SEG BİS Figen Yüksekdağ salonuna da Bilgen’e yine tutuklama 8Eylül’de tahliye edilen HDP Kars Milletvekili Ayhan Bilgen hakkında başsavcılığını itirazı üzerine yakalama ve tutuklama kararı verildi. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 68 Ekim Kobani olayları nedeniyle yürütülen soruşturma kapsamında 29 Ocak’ta gözaltına alınıp serbest bırakılan Bilgen, savcılığın itirazı üzerine 31 Ocak’ta tutuklandı. 23 yıla kadar hapis istemiyle Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde tutuklu yargılanan Bilgen, 8 Eylül’de dosya üzerinde yapılan tutukluluk incelemesi sonucu tahliye edilmişti. Başsavcılığın bir üst mahkeme ye yaptığı itiraz üzerine Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi, “Atılı eylemlerin alt ve üst sınırı ile sanığın tutuklu kaldığı sürenin bu aşamada orantısız olması, sanığın atılı suçları işlediğine dair kuvvetli somut deliller bulunması” nedeniyle tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmasına karar verdi. Bilgen, Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada, “Şimdi de yine dosyada olmayan Tevhid Selam örgütü iddiasıyla yapılan hukuk dışı telefon dinlemeleri dosyaya konularak yeniden tutuklama kararı çıkarıldı. Türkiye’de hukuk öngörülebilirlik açısından hiçbir anlam ifade etmiyor” dedi. l DİYARBAKIR / Cumhuriyet gitmeyeceğini beyan etti. Yüksekdağ’ın avukatların dan Sezin Uçar, duruşmanın daha büyük bir salonda yapılmasını talep etti. Diğer avukatlar da Fransa, İngiltere, İtalya ve Almanya barolarını temsilen gelen avukatlar ile yabancı temsilciler ve gazetecilerin salona alınması yönünde taleplerini ilettiler. Mahkeme heyeti, avukatların taleplerini reddetti. Heyet, sanık hakkında vareste talebi olmaması halinde zorla getirme kararı verileceğini bildirdi. Yüksekdağ’ın tutukluluk halinin devamına hükmeden heyet duruşmayı 6 Aralık’a bıraktı. l ANKARA / Cumhuriyet CENAZEYE SALDIRI 3 kişi tutuklandı HDP’li Aysel Tuğluk’un yaşamını yitiren annesi Hatun Tuğluk’un cenazesine yapılan saldırıya ilişkin gözaltına alınan yedi kişiden üçü tutuklandı. Gölbaşı Adliyesi’ne getirilen yedi kişiden Cemil Ö, Barış Ş. ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile fotoğrafları ortaya çıkan Murat A.isimli üç şahıs çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. Geri kalan dört kişi ise hâlâ gözaltında. l ANKARA / Cumhuriyet haber 5 OHAL kaç yıl sürer? Bulutlar uçuşuyor muydu, yoksa gökyüzü mavi bir yalnızlığı öfkeyle mi karşılıyordu? O sırada aynaya baktı… Sonbaharın ilk günleriydi. Rüzgârdık, sevdalıydık, el kadar maviler döküyorduk. Sığ sulardaydık… Aydınlıksızdık… Kan ısısındaydık… Dünya portakal rengi, dünya masmavi miydi acaba? Gece çılgını mor sevdaların içinde büyürken, kadına şiddetin dayanılmaz hafifliğini yaşıyorduk. Kadını döven, öldüren erkekleri… Louis Aragon’dan bir çift göz kapıları ardından Elsa’nın gözlerini arardık: “Öyle derin ki gözlerin içmeye eğildiğimde Bütün güneşleri pırıl pırıl orada gördüm Orada bütün ümitsizlikleri bekleyen ölüm Öyle derin ki her şeyi unuttum içlerinde Uçsuz bir deniz, bunalır gibiydi kuş gölgelerinde.” Hem öfkenin hem sevdanın resmini çizerdik duvarlara. Temel hak ve özgürlüklerin, Fener bekçilerinin sessizliği insanlığın yüzyıllar boyu sü içinde… ren mücadeleleri sonucu elde Başta temel hak ve özgür edildiğini söyleyenler, bunları lüklerden, çağdaş toplumdan çoktan unutmuşlardı. söz ederken İbrahim Ö. Ne diyorlardı bize daha ön Kaboğlu’nun BirGün’de çıkan celeri: “Çağdaş dünyanın bir par çası olan Türkiye’nin temel hak ve özgürlükler açısından hak ettiği konuma getirilmesi, toplumumuzun da beklentisidir.” Bir eylül sabahı dünü ve bugünü düşünüyordum… Umutlarımız paramparça olmuştu. Bir toplumdaki en önemli güven unsuru, toplum içinde yaşayan bireylerin kendi hak ve özgürlüklerine saygı duyulduğuna olan inançları değil miydi! Bireylerin hak ve özgürlüklerine saygı, demokratik siyasi rejimin toplum tarafından yazısı geldi aklıma. Kaboğlu şöyle diyordu: “Hukuk güvenliği ancak hu kuk devletinde sağlanabilir…” Bu ne demek oluyor? Kişi güvenliğinden seçim güvenliğine değin uzanan bir yelpaze… Hukuk güvenliği demokrasinin olmazsa olmaz en önemli koşulu… Eğer insanlar (aranma, yakalanma ve tutuklanma bakımından) özgürlük ve güvenliğe sahip değilse, asgari iş güvencelerinden yoksun ise, verdikleri oyların sonuçlara yansıyacağına inanmıyorsa, içinde yaşanılan siyasi top benimsenmesinin, toplumsal lumda ne insan haklarından barış ve huzurun temel şartı ne demokrasiden söz edile değil miydi? bilir. Bu konulara değinen çok HHH yazı yazdım ve yazmayı da Kaboğlu, 2019 seçimlerine sürdüreceğim… de değiniyor. Ne zamana dek? Herkes özgür oluncaya kadar… HHH Gece çılgını sevdaların içinde büyürken Andre Breton’dan Paul Eluard’a, Turgut Uyar’dan Cemal Süreya’ya doğru yolculuğa çıktığımız kış akşamlarını özlemiştik. O Akdeniz kentinin palmiyeli parkında dolaşırken… Edip Cansever’den şiirler okurduk: “Bir buluşma yeridir şimdi hüzünlerimiz: Bir o renksiz, o yalnız, o sürgün medüzalar Aşar söylediklerimizi çeker gideriz. Ülkemiz, toprağımız, her Diyor ki: “Anayasa ve hukuk dışı işlem ve eylemleri meşrulaştırma aracı olarak kullanılan OHAL, seçimleri kazanmak için de kullanılacak… Bu yolda, kişi ve parti güdümü altındaki devlet olanakları ve organları seferber edilecek. Bunlarla da yetinilmeyecek ve sandık hâkimiyeti elde tutulmaya çalışılacak.” Hayat böyle işte… Bir zaman gözlerimizde umut rüzgârları eserdi bizim. Hayata sımsıkı sarılırdık… Oktay Rifat’ı bile unuttuk: “Burası dalyan kahvesi Ortalık süt mavisi Apostol bu ne biçim meyhane Tabağımda bir bulut şeyimiz Kadehimde gökyüzü.” Kıyısında camların bozbula Sahi OHAL kaç yıl sürer? nık rakılar.” 2019 seçimleri OHAL koşulla Terk edilmişlikleri yaşadık… rında mı yapılır? DEMİRTAŞ VE YÜKSEKDAĞ Düşünce Özgürlüğü Ödülü’ne aday gösterildiler Tutuklu HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile cezasının kesinleşmesinin ardından milletvekilliği ve parti üyeliği düşürülen eski HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Avrupa Parlamentosu tarafından her yıl verilen Sakhorov Düşünce Özgürlüğü Ödülü’ne aday gösterildi. Demirtaş ve Yüksekdağ’ı Sakharov Ödülü’ne aday gösteren AP içinde yer alan European United LeftNordic Green Left (GUE/NGL) grubu oldu. Ödülün 26 Ekim’de açıklanması beklenirken, ödül töreni ise 13 Aralık’ta Strasburg’da Avrupa Parlamentosu’nda gerçekleştirilecek. Ödülü geçen yıl IŞİD’den kurtulmayı başaran Ezidi insan hakları savunucuları Nadia Murad ve Lamiya Başar’a verilmişti. l Yurt Haberleri Demirtaş’ın ÖYKÜ kitabı yok sattı HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın cezaevinde yazdığı 12 öyküden oluşan kitabı “Seher”, 16 Eylül’de çıktı ve ilk baskı üç günde tükendi. Dipnot Yayınları’nın editörleri, “Demirtaş’ın kitabına olan yüksek ilgiyi ve yoğun siparişi karşılamak üzere 18 Eylül Pazartesi günü ikinci baskıyı gerçekleştirdik” dedi. Kitabın iç kapağının her baskıda farklı bir renk olması planlandı. l Yurt Haberleri DTK kongresine soruşturma Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, DTK’nin cumartesi günü yapılan 8. olağan kongresine ilişkin “terör örgütü propagandası” soruşturması başlattı. Başsavcılılığın, yapılan konuşmalar, salona terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın fotoğraflarının asılması ve açılan pan kartlar nedeniyle soruşturma başlattığı belirtildi. HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, DBP Eş Genel Başkanı Mehmet  Arslan ve DTK Eş Başkanı Leyla Güven’in konuşma yaptığı kongreye HDP  milletvekilleri, DBP ve DTK üyeleri katılmıştı. l DİYARBAKIR / Cumhuriyet C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear