26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazar 17 Eylül 2017 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: EMİNE BİLGET Eğitimde TEOG kaosu haber 7 AKP hükümetinin 15 yıllık iktidarında liselere geçiş sistemi 6. kez değişecek. Sınavsız geçişi içeren sistemle ilgili sendikalardan imam hatip ve torpil uyarısı Sendikalar tepkili İMAM HATİP HAMLESİ l Orhan Yıldırım (Eğitim İş Genel Başkanı) Türkiye’deki nitelikli eğitim verildiği bilinen köklü kolejlere öğrenci nasıl seçilecek? Kesinlikle özel temel ortaokullarından seçilecek. Çünkü özel okullardaki öğrencilerin notu neredeyse 100’dür. Devlet okullarından hiçbir öğrenci bu tür liselere girme notunu alamaz. Bu da haksız bir yarış ve eğitim modeli anlamına geliyor. Eksiği olan TEOG sınavını da kaldırdığınızda okullar hangi kriterlere göre öğrenci seçecek. Türkiye’nin başkentinde bile okullara gittiğinizde sözleşmeli öğretmen, ücretli öğretmen ile karşı karşıya kalacaksınız. Öğretmen kadroları yeterince atanmadan, bütün okullarda verilen eğitim sistemi standart hale getirilmeden orada yapılan sınav sonucu alınan notlar asla eşit ve adil olmayacaktır. Bunu cumhurbaşkanının bilmeme şansı yok. Bizim düşüncemize göre, imam hatip ortaokullarından gerek TEOG, PISA, YGS ve LYS sonuçlarında imam hatip okullarının 4’te birinin başarı gösterdiğini görüyoruz. Böyle yaparak yeterince dolmayan, ilgi görmeyen imam hatip okullarına öğrenci gönderilmesinin önünü açmak istiyorlar. Sınav yoksa veli nerden bilecek o okulun iyi ya da kötü olduğunu. Veliler, okullara sınav başarılarına göre öğrenci gönderiyorlar. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önceki gece yaptığı, “TEOG’u artık yanlış buluyorum, kaldırılması lazım” açıklamasının ardından baş OZAN layan tartışma ile Milli Eği ÇEPNİ tim Bakanlığı (MEB), liseye geçiş sisteminde 15 yıl içinde 6. kez değişikliğe gitmeye hazırlanıyor. Erdoğan’ın talimatının ardından harekete geçen MEB’in “sınavsız” olmasını planladığı sisteme göre, öğrencilerin ilköğretimde geçirdiği 8 yılın başarı ortalaması ile bir performans notu elde etmesi öngörülüyor. Öğrencilerin izledikleri tiyatro oyunları, opera, bale gibi aktiviteler, çaldıkları enstrümanlar, katıldıkları spor aktiviteleri, devam ettikleri sanat ve spor kursları da belli bir katsayı hesabına göre öğrencilere ek puan getirecek. Öğrenciler çalışmaları ile puan toplamalarının ardından tercih sürecine hazırlanırken, liseler ise kendi puanlarını kendileri belirleyip ilan edecek. Okulların açılmasına iki gün kala, TEOG’un kaldırılacağı açıklaması eğitimde yeni kaosun önünü açarken, milyonlarca öğrenci ve veli için stres kaynağı oldu. Sistemin ayrıntıları Edinilen bilgilere göre MEB’in üzerinde çalıştığı sistemin ayrıntıları şöyle: Buna göre TEOG’un her fırsatta merkezi bir sınav olmadığını, bir süreç olduğunu vurgulayan yetkililer yeni sistemde artık merkezi sınavlara yer vermeyecek. Öğrencinin ilköğretimde geçirdiği 8 yılın başarı ortalaması ile bir performans notu elde edilecek. Bu süreçte öğrencilerin başarısında okul öğretmenlerinin yaptığı sınav sonuçları esas olarak değerlendirilecek. Ayrıca öğrencilerin katıldık ları sosyal, kültürel ve sportif faaliyetler de performans notlarına katkı sağlayacak. 8 yıllık eğitimin sonunda ortaya çıkan puanlarla öğrenci, gitmek istediği liseye göre tercih yapacak. Liseler ise kendi puanlarını kendileri belirleyip ilan edecek. Okula 2 gün kala Erdoğan’ın açıklamalarının 20172018 eğitim öğretim yılının başlangıcına 2 gün kala gelmesi ise binlerce ortaokul son sınıf öğrencisi ve velilerinde kafa karışıklığına yol açtı. Bakanlığın yeni formülünün bu yıla yetişmeyeceği değerlendirmelerini, MEB’in ortak sınav takvimini açıklamış olması da güçlendirdi. Takvime göre 20172018 eğitim öğretim yılının ilk döneminde öğrencilerin 2930 Kasım tarihlerinde ilk sınava, ikinci dönem ise 2526 Nisan 2018 tarihlerinde de ikinci ortak sınava girmeleri öngörülüyor. l ANKARA ‘Müfredatıma dokunma’ Bilimsel ve Laik Eğitim Hareketi eşzamanlı mitingler düzenledi Vedat ARIK TORPİL ALTYAPISI l Feray Aytekin Aydoğan (Eğitim Sen Genel Başkanı) 15yıl boyunca gördük ki hiçbir öğrenci eğitim sistemine aynı müfredatla başlayıp bitirememiş. Böylece eğitim sisteminin yapboz tahtasına dönüştürüldüğünü görüyoruz. Bu sınav sistemi kaldırıldığında ki eğitim sistemi bir bütünlük içerir, YGS, LYS ve KPSS’nin de kaldırılması gündeme gelecek midir? Açıklamadaki ‘artık’ kelimesi kullanılmıştır ve bu 15 yıldır dayatılan sınav sistemin iflas ettiğinin bir itirafıdır. 15 yıldır bu fark edilmiştir de niye bu açıklama 15 yılın sonunda yapılmaktadır. Bu açıklamanın yapılması 4+4+4 ile hızlanan ve bilimi reddeden imam hatip okullarının başarısızlığından mı kaynaklanmıştır? Bu başarısızlığın üstü örtülmek mi istenmektedir? Biz yıllardır KPSS’ye karşı çıkarken, sözlü mülakat ve torpille yapılan kadrolaşma sonrasında eğitim fakültesi mezunu öğretmenler neredeyse KPSS’ye bile sahip çıkmak noktasına geldi. Bu ‘TEOG’u kaldırıyoruz’ derken böyle bir torpilin altyapısı mı hazırlanıyor diye düşünüyoruz. Tüm açıklamaları alt alta koyduğumuzda bunu görüyoruz. Bu açıklamaların imam hatiplerin başarısızlığının kanıtlandığı bir döneme denk gelmesi ‘tesadüf müdür’ diye soruyoruz. Kadıköy Süreyya Operası önünde toplanan grup, çağ dışı müfredata dur demek için Kalkedon Meydanı’na kadar yürüdü. Bilimsel ve Laik Eğitim Hareketi eşzamanlı olarak İstanbul’da Kadıköy Süreyya Operası önünde, Ankara’da Sakarya Caddesi’nde, İzmir’de Karşıyaka’da dün bir araya gelerek “Bilim Dışı Müfredatı Durduralım” dedi. Kadıköy’de Süreyya Operası önünde toplanan grup, “Bu müfredat akla zarar”, “Bilimsel laik eğitim haktır”, “Gelecek kin ile değil bilimle kurulur”, “Bu müfredat bilim insanı değil cihatçı yetiştirir”, “Bu müfredatta cinsiyetçilik var”, “Kindar değil özgür nesil”, “Bilimsel laik eğitim haktır” dövizleri taşıyarak, “Bilim dışı müfredatı durduralım” pankartı açtı. Bir grup da bando çalarak “Ey özgürlük”, “Çav bella” şarkılarını seslendirdi. Grup Kadıköy sokaklarında yürüyerek “Dur de dur de müfredata dur de”, “Gerici müfredat istemiyoruz”, “Parasız, bilimsel, laik eğitim”, “Kamusal, bilimsel, laik eğitim”, “Geleceğime, öğretmenime, müfredata dokunma” sloganlarını attı. Bilimsel ve Laik Eğitim Hareketi adına konuşan Nida Karabağ,“İki gün sonra eğitim başlayacak ama bilim dışı bir müfredat var karşımızda. Bir arada yaşayabileceğiniz laik bir ülke istiyoruz. Bu müfredatı durdurmak için yürüyoruz. Çocuklarımızı bu zihniyete teslim etmeyeceğiz” dedi. Kalkedon Meydanı’nda basın açıklamasını okuyan Seda Usal ise bilimi yasaklayan çağ dışı müfredata dur demek için bir araya geldiklerini belirterek şu ifadelere yer verdi: “Bugün çeşitli şehirlerde eşzamanlı yaptığımız eylemler uzun bir mücadelenin başlangıcıdır. Gelin, insanca yaşadığımız bir ülkede, laik ve bilimsel eğitim için birlikte mücadele edelim. Müfredat meselesi artık memleket meselesidir.” Mitinge CHP Kadıköy İlçe Başkanı Ali Narin, CHP PM Üyesi Kadir Gökmen Öğüt, CHP örgütünden Fatma Önce, Ayşe Hamzaçebi de katıldı. l İSTANBUL / Cumhuriyet Bugün saat 13.00’TE Laik eğitim mitingi Kartal’da Alevi Bektaşi Federasyonu’nun öncülüğünde Alevi dernekleri, bugün İstanbul Kartal’da saat 13.00’te ‘Eğitim sistemindeki asimilasyona ve gericiliğe karşı geleceğimize sahip çıkıyoruz’ sloganıyla bir miting düzenleyecek. Mitingde Alevi derneklerinin başkanları ağızları bantlı olarak kürsüye çıkacaklar ve konuşma yapmayacaklar. Eğitim Sen, Birleşik Haziran Hareketi, Alevi örgütleri ile siyasi partiler, eğitimci ve veli derneklerinden oluşan 13 kurumun çağrısıyla “Laik, bilimsel, kamusal, anadilinde ve parasız eğitim mitingi” düzenlenecek. l İSTANBUL / Cumhuriyet ‘gerektiği kadar’ yokmuş Sosyal Bilgiler 5. sınıf kitabında Atatürk’ün sadece Gençliğe Hitabe’de imzası var OZAN ÇEPNİ Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) dün yayımladığı Sosyal Bilgiler 5. sınıf kitabı yeni müfredattaki Atatürk tartışmasına son noktayı koydu. Yeni müfredatta Atatürk’e ilişkin bölümlerin daraltılmadığını savunan MEB, yeni kitapta Atatürk’e hiç yer vermedi. Geçen yıl kullanılan kitapta çocuklara Atatürk ve Atatürkçülük ile konular anlatılırken MEB’in yeni kitabında Atatürk’ün adı sadece Gençliğe Hitabe’nin imzasında kaldı. Eski kitapta onlarca farklı noktada Atatürk ve Atatürkçülük vurgusu varken, yeni kitapta Atatürk’ün adı sadece kitabın girişine zorunlu olarak konulan Gençliğe Hitabe’nin imzasında kaldı. Yeni kitap, bakanlığın Atatürkçülük konusuna yaklaşımını da gözler önüne serdi. Atatürk’e dair konuların müfredattan çıkarıldığı eleştirisine Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu Başkanı (TTB) Alpaslan Durmuş düzenlediği basın toplantısında “Bütün derslerimizde yerinde ve gereğince anlamlıca var” demişti. Eski kitapta Osmanlı’nın saltanat sistemini eleştirerek Milli Mücadele’nin ardından Atatürk’ün siyasi, ekonomik, toplumsal, hukuki ve eğitim alanında başlattığı inkılaplar, halkın cumhuriyet ile tebaa olmaktan çıkıp vatandaş kimliği kazandığı anlatılıyordu. Ancak MEB’in yeni kitabında bu konular Bakan Yılmaz’ın deyişi ile ‘doktora’ seviyesinde görüldü. Atatürk’ün milli eğitim konusundaki düşüncelerinin temeli eğitimin çağdaş, laik ve millî olmasına dayandığı ve “Eğitimdir ki, bir milleti özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir toplum hâlinde yaşatır ya da bir milleti kölelik ve yoksulluğa terk eder” sözleri de yeni kitapta yer almadı. Laiklik de yok... Ayrıca eski kitapta farklı başlıklarla çocuklara anlatılan cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, devletçilik, laiklik ve inkılapçılık ilkeleri de bakanlığın yeni kitabında kendisine yer bulamadı. Eski kitapta laiklik bölümünde bulunan Atatürk’ün “Dinden maddi çıkar temin edenler, iğrenç kimselerdir. İşte biz, bu duruma karşıyız ve buna izin vermiyoruz. Bu gibi din ticareti yapan insanlar, saf ve masum halkımızı kandırmışlardır. Bizim ve sizlerin asıl mücadele edeceğimiz ve ettiğimiz bu kimselerdir” sözlerine karşın, laiklik kavramının 200 sayfalık yeni kitapta bir kere bile yer almaması dikkat çekti. Sadece 2 noktada Atatürk’ten bahsedilirken orada da ‘Mustafa Kemal’ denilerek anlatılması dikkat çekti. Yeni kitapta çocukların kazandığı haklarda Atatürk vurgusu yer almazken, sadece Ankara’nın başkent oluşu konusunda bir anıda ve Devlet Demiryolları inşaatının müteahhitlerinden Nuri Demirağ’a “Demirağ” soyadının verilmesi anısı ile “girişimcilik” konusunda anlatıldı. l ANKARA Sayın Cumhurbaşkanı, ‘Siz’ kimsiniz? Gölgesi olan surete heykel, gölgesi olmayan surete resim denir ve İslam, bunların her ikisini birlikte değerlendirir. O yüzden Diyanet’in İslam Ansiklopedisi’ne “Heykel” hususunda bilgilenmek üzere müracaat ettiğinizde sizi “Resim” maddesine yönlendirecektir. İslam, resim ve heykel, yani suret (tasvir) yasağında Yahudiliğin izinden gider. Hristiyanlıkta durum farklıdır. Özellikle “kök” ve en yaygın mezhep olan Katoliklik, resimheykel, yani tasvir, yani görsellikle haşir neşirdir. Fark, üç semavi dinin “siyasi tarih” pratiklerinden kaynaklanmakta olsa gerektir. Yahudilik de, İslam da putperestlik, diğer deyişle çoktanrıcılıkla kıyasıya mücadelelerin kazanılmasıyla kurumsallaştı. Hristiyanlık ise çoktanrıcı Roma, daha geniş anlamda pagan GrekoRomen gelenekle uzlaşma sonucu kurumsallaşmıştır. Malum, İslam Peygamberi zaferini Kâbe’de putların kırılmasını emredip “Hak geldi, bâtıl yok oldu” ayetini okuyarak ilan etmiştir. HHH Bu girizgâh, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçen haftaki heykel reddiyesinden dolayı kaleme alındı. Erdoğan bazı belediyelerin, kendisinin heykel ve masklarını yapmasına ilişkin olarak “Bunlar bizim değerlerimize ters” dedi ve “Lütfen bu yanlışlara tevessül etmesinler” diye de ekledi. Ancak ifadedeki bazı “örtük” noktalar tartışma yarattı. “Hangi değerler” diye soranlar, “Bizim değerlerimiz” ifadesini sorgulayanlar oldu. Girizgâhı bu sebeple yaptım; açık ki Cumhurbaşkanı “İslami” değerleri kastederek heykeli, maskı putperestlik sayıyor. Ayrıca kuvvetle muhtemel ki tek heykeltıraş Allah’tır diye inanıp düşünüyor. Çünkü “suret” ve çoğulu “suver”den türeme “musavvir”, yani “biçimlendiren”, yani “tasvir eden”, Allah’ın isimlerindendir. HHH Cumhurbaşkanı’nın inanç ve düşünceleri doğrultusunda kendi heykelinin yapılmasına kişisel olarak hayır demesine kimsenin söyleyecek sözü olamaz. Sorun, “Ben” değil “Biz” demesinde. “Bizim değerlerimiz”e ters demesinde. Bu “Biz”, kimdir? “Biz”, aile efradı mı, Ehli Sünnet mi, İslam ümmeti mi, Türk milleti mi, Türkiye ahalisi mi?.. Bu ülkede üniversitelerin güzel sanatlar fakültelerinde resim ve heykel bölümleri, ayrıca sayısız resimheykel galerileri, müzeleri var. Buralara rağbet eden insanlar; resim ve heykel bölümlerinde okuyan öğrenciler, resim ve heykel sanatçıları, eğitmenleri ve onların eserlerini ilgiyle, sevgiyle takip eden milyonlarca vatandaş var. Bunlar sizin “Biz”inizin içinde mi, dışında mı? Dışındaysa ayrı düştük demektir. Dışındaysa yandık, zaten çoktan eline balyoz alıp heykel ve büst avcılığına çıkmışların sayısında patlama olacak demektir. Dışındaysa mahvolduk, Taliban’ın Budha heykellerine, IŞİD’in antik kent kalıntılarına reva gördüğüne benzer manzaraları Efes’te, Aspendos’ta, Perge’de göreceğiz demektir!.. HHH Dolayısıyla, Sayın Erdoğan, “Bu, bizim değerlerimize ters” sözünüz, bir saatli bombadır. Birey olarak siz, heykelinizin yapılmasını istemiyor olabilirsiniz. Ama siz, birey olmaktan öte 80 milyonun Cumhurbaşkanı olarak siz, bu memlekette heykel yapımına, heykel sanatına, heykel eğitimine karşı mısınız, değil misiniz, onu söyleyin!.. Ona göre bakalım istikbalimize... HHH Tabii meselenin es geçilmemesi gereken önemli bir başka yönü daha var. “Asrı Saadet”te resim ve heykelle insanları cezbeden görselliğin bugünkü hayatımızdaki karşılığı, fotoğraf, sinema, televizyon, billboardlar, reklamlar, kısacası hayatımıza hâkim “görsel medya”dır. Yani “görüntü”nün her şeye galebe çaldığı “pop” bir dünyanın içindeyiz; starlar, ikonlar, ikonalar, idoller dünyasında... Sayın Cumhurbaşkanı, siz böyle bir dünyada dini de, kendinizi de teledijital ortama bol bol sunuyor musunuz, sunmuyor musunuz? Daha dün gibi! Referandum kampanyası boyunca, hepimize adeta “göklerden” muazzam bir haşmetle bakan devasa posterlerinizi binaların tüm cephesini kaplar şekilde ve yüzümüzü nereye çevirsek (Kıble dâhil!) karşımızda görmedik mi?! E, daha ne olsun ki İslam’ın yasakladığı suret, tasvir ve temsil adına?.. Heykeliniz yapılmış, yapılmamış, ne fark eder artık!.. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear