24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cuma 15 Eylül 2017 6 Her şey yeni bina içinTRAFİK GEREKÇESİNİ KENDİLERİNE ‘YOL’ YAPMIŞLAR ODTÜ’de yol yapmak gerekçesiyle yapılan orman kıyımının, neden bu kadar büyük olduğu ortaya çıktı: Sağlık Bakanlığı’na yuva olacak! ŞEYMA PAŞAYİĞİT Bilkent Şehir Hastanesi’nin hizmete açılmasıyla artacak trafiği rahatlatma gerekçesiyle ODTÜ ormanı katledilirken önemli bir gelişme yaşandı. Bilkent Şehir Hastanesi proje kompleksinde Sağlık Bakanlığı için de bir bina tasarlandığı ve bakanlığın da yeni yerine taşınmaya başladığı ortaya çıktı. Bir hafta önce tamamlandı Ankara Büyükşehir Belediyesi, Kamu Özel Ortaklığı modeliyle Sağlık Bakanlığı’nın Dia Holding’e yaptırdığı Bilkent Şehir Hastanesi için ODTÜ ile imzalanan protokol uyarınca yaptığı ağaç kıyımı sonucunda 90 100 metre genişliğinde yol açtı, 45 hektar orman talan edildi. Belediye’nin gece baskını ile gerçekleştirdiği talan sırasında Sağlık Bakanlığı’nın da yavaş yavaş Bilkent’e yerleştiği ortaya çıktı. Bakanlığı’nın tüm birimlerinin yıl sonuna kadar yeni binasına yerleşmesi beklenirken bakanlığa bağlı Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu, Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü ve Sağlık Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü de yolları olmasa da yeni yerine şimdiden taşındı. Sağlık Bakanlığı’nın Sıhhiye’deki binası ise Başbakanlık’a devredileceği bilgisi verildi. 340 milyon kira Yurtiçinde CCN İnşaat adını kullanan Dia Holding’in üstlendiği binanın yapım süreci 2 Mayıs 2015’te başladı ve imzalanan protokolün duyurulmasından bir hafta önce 1 Ağustos’ta tamamlandı. 120 bin 860 metrekare kapalı ve 45 bin metrekare arazi alanını kaplayan bakanlığın binasına 4 bin 500 personel yerleşmesi planlanıyor. Kendi arazisinde kiracı olan Sağlık ODTÜ’lülerden seferberlik ODTÜ Mezunlar Derneği, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin gece baskını ile yaşanan orman talanına karşı Türkiye’nin dört bir yanındaki ODTÜ’lüleri Ankara’ya çağırdı. Mezunlar, 17 Eylül Pazar günü saat 15.00’te ODTÜ Vişnelik Tesisleri’nde buluşacak. ‘Halkın cebinden para çıkacak’ Ankara Tabip Odası ve TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin düzenlediği, CHP Ankara Milletvekili Necati Yımaz’ın da katıldığı basın toplantısında şehir hastaneleriyle birlikte AOÇ’nin de talan edileceği belirtildi. Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “Şehir hastanesi kentin kimyasını bozacak, kılcal damarlarını patlatacak, Ankara’yı kilitleyecek” dedi. Ankara Tabip Odası Başkanı Vedat Bulut, Bilkent ve Etlik şehir hastanelerinde 390 metrekare inşaat alanı olduğunu söyleyerek “Bu aslında inşaat sektörüne para transferine ilişkin bir proje. Üçlü konsorsiyum birincisi; inşaatı yapan müteahhit firma, ikincisi sağlık hizmetlerini gören firma, yardımcı destek hizmetleri ve kafeterya hizmetlerini yapan firmalar. Bu üç sektöründe bürokratlarla ve siyasilerle bağlantıla rını biliyoruz. Yurtdışında ortakları olduğunu da biliyoruz. Bu sistemde halkın cebinden para çıkacaktır. Çünkü bu hastaneler şeffaf olmayan sözleşmelerle yapıldı. Sayıştay denetiminden kaçırıldı” ifadelerini kullandı. CHP Ankara Milletvekili Necati Yılmaz ise “25 yıldır Ankara’yı yöneten Gökçek’in yönetim anlayışı hukuksuzdur, talancıdır, kaynakları kullanmada müsrif, katılıma kapalı, tekçidir” diye konuştu. Bakanlığı, 25 yıl sözleşme imzaladığı Bilkent Şehir Hastanesi’ne 340.6 milyon TL yıllık kira ödeyecek. Bu tutar, sözleşmede belirlenen bir endeksle her yıl artacak. DİA holdingin yönetim kurulu baş kanı Murat Çeçen, 3. köprüyü yapan iki ortaktan biri olan IC İnşaat’in sahibi İbrahim Çeçen’in oğlu. Holdingin yönetiminde yer alan diğer iki isim ise eski diplomat. Mehmet Ali Bayar ile 10 yıl boyunca Savunma Sa nayii Müsteşarı olarak görev yapan Murat Bayar holdingin kuruluşunda Çeçen’in ortağı olarak yer alan Azeri işadamı Hassan Gozal’ın ise şirket yönetiminden bu yılın başlarında ayrıldığı ortaya çıktı. l ANKARA Ermenek’te emsal karar 18 işçinin yaşamını yitirdiği ‘Ermenek Katliamı davasında, maden ocağının işletmecisi ve ruhsat sahibinin cezaları 8’er yıl arttı Karaman Ermenek’teki bir linyit ocağında 25 Ekim 2014’te patronun ve yöneticilerin ihmalleri sonucunda 18 işçinin yaşamı Ermenek Ağır Ceza Mahkemesi, ruhsat sahibi Abdullah Özbey’e 11 yıl 3 ay, işletmeci Saffet Uyar’a ve madende teknik nezaretçi olarak çalı önemli olduğunu söyledi. “Biz olası kasıtla öldürme olduğunu düşünüyoruz. Bu işi yapanların işçilerin hayatını bile bile tehlikeye attıkla nı yitirdiği facianın yargılamasında kritik bir gelişme yaşandı. şan Ali Kurt’a da 13 yıl 9 ay hapis ce rını söylüyorduk. Tüm beyanlarımıza zası vermişti. Daire, ruhsat sahibi rağmen Ermenek Ağır Ceza Mahke Ermenek Ağır Ceza Mahkemesi, sa Abdullah Özbey’in ve işletmeci Safnıklara avukatların tüm itirazlarına fet Uyar’ın cezasını 19 yıl 3 aya yük mesi, bilinçli taksire karar vermişti. İstinaf da aynı görüşte olduğunu be rağmen bilinçli taksirden ceza verir seltti. ken, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesi de bilinçli taksirde ‘Olumlu karşılıyoruz’ lirtti ama cezayı az buldu. ODTÜ’den bilirkişi raporu alınmıştı en son. Raporların hepsi işletmecinin sorumlu ısrarcı kaldı ancak cezaları artıracak unsurları sıraladı: ölümüne sebep oldukları madenci sayısının fazla olması, sanıkların kusur yoğunluğu. Mağdur ailelerin avukatlarından Av. Murat Yılmaz, Türkiye’de ilk kez bir maden katliamında ruhsat sahibinin mahkum edildiğini ve bunun çok olduğunu gösteriyordu. ‘Olası kasıt’ denilmese de cezanın yükseltilmesini olumlu karşılıyoruz.” l ANKARA/ Cumhuriyet TEŞEKKÜR Sabırlar dileyen; dostlarıma, İlkokul ve Lise sınıf arkadaşlarıma, Yeniköylü akraba ve eski komşularıma, İTÜ’lü öğrencilerime, Brüksel ve Paris’ten arayan gazetecilere ve arkadaşlarımıza DOĞAN YURDAKUL’A O zor süreçte yanında olan dostlarımız Aliman ve eşi Kamil’e, Fatma Şahin ve eşine, Emine Anne’ye, İhsan Ağabey’e, oğullarına, kızlarına; torunlarına ve komşularımıza, Datça’ya ilk gidişimizden bu yana bizden desteklerini esirgemeyen Sevil Yurdakul’un sınıf arkadaşı Mülkiyeli İlhan Ağabey ve eşi Ulya’ya, Doğan Yurdakul’a ve Datçalılar’a yardımlarını esirgemeyen Dr. Sadettin Yıldırak’a, Bilgi ve sevgisini Doğan Yurdakul’la hep paylaşan Dr. Hasan Alyeşil’e, Bize hep yol gösteren Canan Hatemi Ablamıza, Tabutuna omuz veren Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na, Sayın Metin Feyzioğlu’na, Deneme Lisesi ve Hukuk Fakültesi sınıf arkadaşlarına, dostlarına, gazetecilere, Son yolculuğuna katılan arkadaş, dost ve tüm sevenlerine Birlikteliğimizde sevgilerini bizden esirgemeyen Ablam Nüzhet’e, kızım Gelincik’e, oğullarım Kerem ve Tunç’a, Reyhan Yurdakul ve Leyla Güz’e, Rahmetli Güngör Yurdakul’un kız kardeşi Fulya Hanım’a,eşi Süleyman Bey’e ve oğlu Burçak’a, “DOKAN nerede, niye gelmiyor?” diye soran ve üzülen torunlarımız Lal ve Poyraz’a… Sözüm şu: Doğan Yurdakul’un “bana da ver” dediğine hiç şahit olmadım. Umarım şimdi dağlara, taşlara, rüzgara, zeytin ve badem ağaçlarına, toprağa “bana da ver” diye yazıyordur. Doğan’ım… birlikteliğimize ve tüm verdiklerine teşekkür ederim. Nedret M. Balcıoğlu ‘Sen misin cemevi inşa eden’ davası İmara aykırı cemevi yaptırdıkları iddiasıyla yargılanan Sultangazi Pir Sultan Abdal Cemevi yönetimi dün hâkim karşısına çıktı. Alevi kurumları, cemevinin halkın imece usulü 2009 yılında yaptığı bir ibadethane olduğunu belirterek “Halkın arsalarını bağışladığı inanç merkezini imara aykırı diyerek yıkım kararı çıkardılar. Bu konuda yargılama sürüyor, para cezaları verildi. Yargılamayı kı nıyoruz” dediler. Gaziosmanpaşa Adliyesi 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nde dün görülen 15. duruşmaya, yargılanan Sultangazi Pir Sultan Abdal Cemevi Başkanı Zeynal Odabaş ile yönetim kurulu üyeleri katıldı. Dava 1 Mart 2018 tarihine ertelendi. Mahkeme çıkışında ise Alevi kurumları bir açıklama yaparak, cemevinin yargılanmasını bir kez daha kınadı. l İSTANBUL/ Cumhuriyet Antep saldırısı yargılanacak Gaziantep’te 20 Ağustos 2016’da Besna ve Nurettin Akdoğan çiftinin kına geçesine terör örgütü IŞİD tarafından düzenlenen canlı bomba saldırısında 40’ı çocuk 56 kişi yaşamını yitirdi, 44’ü çocuk 87 kişi yaralandı. Gaziantep 7. Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay’dan “kamu güvenliği” gerekçesiyle davanın başka kente naklini talep edince davanın Kayseri 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmesine karar verildi. Davada 9’u tutuklu 11 sanık hakkında “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” ile birlikte birçok suçlamadan haklarında 17 ile 160 kez arasında değişen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor. Davanın ilk duruşması 19 Eylül’de Kayseri 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. l Yurt Haberleri haber TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Ölü yiyiciler! Bir edebiyat ve sanat şaheseri olan “Batı Yakasının Hikâyesi”, insan denen varlığın mahiyetine dair çok çarpıcı, sarsıcı ve düşündürücü bir finalle noktalanır. Öykü malum: Etnik ayrılık ve düşmanlık nedeniyle New York sokaklarında kıran kırana çatışma içindeki iki gençlik çetesi, Beyaz “Jetler” ve Hispanik (Porto Rikolu) “Köpekbalıkları”; Aralarındaki karşıtlığın “arabulucusu” denilebilecek “MariaTony” aşkının taraflarından Tony’nin talihsiz ölümü sonrasında, onun cesedinin başında; Pişmanlık içinde, öfkelerini dindirip aralarındaki kavgaya son verdiklerinde; Adeta bir cenaze merasimi gerçekleştirircesine Tony’nin cansız bedenini “birlikte” taşırlar. HHH Hemen her kültürde cenaze töreni, sanılanın aksine, ölüme ve ölene değil, yaşama ve yaşayanlara değgindir. Bir toplum ya da topluluk, kendi birlik, beraberlik ve sürekliliğine “iman”, yani güven duyma yolunda vefatı vesile yapar. “Bir yakını, tanıdığı, ahbabı kaybettik, acımız büyük, ama işte bakın ‘Biz’ bir aradayız, onu kaybetsek de birbirimizi bulmaya, birbirimizle olmaya, birlikte yaşamaya devam ediyoruz, edeceğiz” mesajıdır verilen… Cenaze töreni budur, bundandır. O yüzden hayatı sürdürürken küs, kavgalı, düşman olanlar bile cenazeyi vesile eder barışmaya, kucaklaşmaya, kardeşliğe… Böyledir, böyle gelenekgörenektir. Cenazenin hikmeti, barıştır!.. Aynen, “Batı Yakasının Hikâyesi”nin finalinde seyrimize sunulduğu gibi… HHH Gelelim “Doğu Yakası”na ve bugüne… Bu topraklarda cenazenin birlik, beraberlik ve dayanışmaya değil de bölünme ve ayrışmaya, hatta, hadi artık söylemekten kaçınmayalım, “kopuş”a fırsat kılınışına şahit olduk önceki gün!.. HDP Eşbaşkan Yardımcısı Aysel Tuğluk’un annesi Hatun Tuğluk’un cenazesi korkunç, iğrenç, utanç verici bir saldırıya uğradı. Hepimizin, ama daha vahimi, devletin gözleri önünde… Şehit cenazelerini kin, nefret ve düşmanlık dürtülerine bahane kılan gözü dönmüş insan müsveddeleri, Anne Tuğluk’un cenazesinin gömülmesini engellemeye, ona son görevlerini yerine getirmek için buluşmuş “cemaat”i de linç etmeye yeltendi. Bu “arzu”ları tatmin de buldu! Defnedilmiş cenazeyi “menfâ” ettirdiler; yani “Hatun Anne”nin na’şı, gömüldüğü topraktan “sürgün edildi”!.. HHH Olanlara birinci elden tanık, Sırrı Süreyya Önder dostumuzdan dinleyelim: “Toprağın altında buluşmayı bile beceremiyorsak bu iklimi yaratan siyasetçilerin günahı yok mu? Evi İncek’te bir anne. Hep pencereden bakar ve ‘Beni bu mezara gömün’ dermiş. Onu vasiyeti gereği, istek ettiği mezarlığa gömmeye çalışırken ‘Buraya Kürt’ü, Alevi’yi, Ermeni’yi gömdürtmeyiz, gömerseniz de çıkarır parçalarız!’ diye bağırdılar. İnanabiliyor musunuz?! İçişleri Bakanı’nı aradım ve konuştum, durum çok vahim dedim. Ancak önce 2030 kişi olan saldırganların sayısı 100’e çıktı. Takviye polis gelmedi. Saldırganlar polislere adıyla ve ‘……… Ağabey’ diye hitap ediyorlardı.” HHH Devleti geçin, ahlâkın çöktüğü, vicdanın donduğu, ama en önemlisi “imanın öldüğü” yerdeyiz!.. “Gömerseniz de çıkartır parçalarız” demişler! Demek ki neredeyse Hz. Hamza’nın cansız bedenini deşip kalbini çıkartarak çiğneyen, Ebu Süfyan’ın karısı Hind gibiler; o derece yani!.. Hemen herkes Anne Tuğluk’un cenazesine yönelik bu tiksindirici saldırganlığın Türkiye’de Kürt’ü, Türk’ü, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni’si, Ateistiyle bir arada yaşama imkân ve ihtimalinin bittiği ânı işaret ettiği kanısında. Haksız değiller ama daha da ötesi var bunun. Sadece farklı insanla yaşama umudunun değil, başlı başına “insan” hüviyetiyle yaşama durumunun da bittiği noktaya delil bu. “Batı Yakası”nın “Jetler”ine, “Köpekbalıkları”na rahmet okutacak bir noktaya!.. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear