26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazar 6 Ağustos 2017 10 Duşakabinoğulları’ndan Tayyipoğulları’na... Adamın biri CNNTürk’ün gitgide “tek kale maç”a dönüşen bir tartışma programına çıktı ve tartışmadı, tebliğ etti: Şimdi biz yeni bir devlet kuruyoruz, beğenin beğenmeyin bu yeni devletin kurucu lideri Tayyip Erdoğan’dır... Adamın siyasal kimliği belli: Reis’in adamı!.. Twitter’da, Facebook’ta adamla ilgili sıralananlar doğruysa AK Troller ordusunun tepesinde o varmış. Yani söylediklerini ciddiye almak için en küçük bir neden yok. Yine de sosyal medya dediğimiz “atış serbest” alan haklı ama anlamsız ölçüde köpürdü. Klavyeye yumulan adama laf yetiştirme, laf sokuşturma yarışına girdi. Bence değmezdi ve değmez... HHH Tayyip Erdoğan’ın Külliye merdivenlerinde tuhaf kılıklara sokup sıraladığı, tarihteki “Türk devletleri”ni temsil ettikleri söylenen “canlı mankenlerin” ortalarına dikilip kameralara poz verdiği o yürekler acısı fotoğrafı hatırlayın. Fotoğrafta bornoz benzeri bir kılıkla boy gösteren birine bakıp, sosyal medyadaki hınzır zekâlardan biri adını koymuştu: Duşakabinoğulları... Eh, yeni kurulduğu ilan edilen devletin adını da ben koyayım bari: Tayyipoğulları!.. Zaten oldum bittim Cumhurbaşkanlığı forsunda yer alan 16 yıldız üstüne söylenenlere aklım pek yatmamıştır. Bir kere 16 devlet kurulmuş ve on yedincisi forsta bir güneşle simgelenen Türkiye Cumhuriyeti ise bunun anlamı 16 devlet batırmışız demektir. Bu devletler şöyle sıralanıyor: Büyük Hun İmparatorluğu, Batı Hun İmparatorluğu, Avrupa Hun İmparatorluğu, Ak Hun İmparatorluğu, Göktürk İmparatorluğu, Avar İmparatorluğu, Hazar İmparatorluğu, Uygur Devleti, Karahanlılar, Gazneliler, Büyük Selçuklu İmparatorluğu, Harzemşahlar, Altınordu Devleti, Büyük Timur İmparatorluğu, Babür İmparatorluğu, Osmanlı İmparatorluğu. Bir kere bu liste fena halde eksik. Çünkü bana ilkokulda Sümer, Akat, Babil, Hitit (Eti) devletlerinin birer “Türk” devleti olduğu öğretilmişti. Demek değillermiş. Ne ayıp, küçücük çocuğa devletin resmi tarih kitabında yalan yanlış bilgiler öğretilmiş... Sonra listedeki Babür İmparatorluğu’ndan söz eden tarih kitapları, kurucu Babür Şah’ın Cengiz Han ve Timurlenk soyundan geldiğini yazıyor. Timurlenk ve Cengiz Han’ın ise Moğol olduğuna kuşku olmasa gerek. Nitekim devletin resmi tarih kitapları ve müfredatı da Timur’un Yıldırım Beyazıt’ı yenip Anadolu’yu ele geçirmesini “Moğol istilası” başlığı ile anlatıyor. Çok tartışmalı Hunlar konusuna girmiyorum bile. Çünkü listede Hunlar tam dört devlet kurucusu olarak yer alıyor. Oysa bir zamanlar Avrupa topraklarından silindir gibi geçen Hunlardan kalan tek tük kayıtlara göre Hunlar Türkçe konuşmuyorlar. HHH Gelin, bu ciddiyetten uzak ve günümüzde pek de anlam taşımayan tartışmaları, iddiaları bir yana bırakıp soralım: Sahiden Tayyip Erdoğan liderliğinde yeni bir “Türk” devleti mi kuruluyor? Yerim bitti. Yarına... RAŞİT TÜKEL’DEN KHK TEPKİSİ: Oda başkanı olmak bile suç Van’da basın toplantısı düzenleyen TTB Merkez Konsey Başkanı Raşit Tükel ile tabip odası başkanları, KHK ile ihraçları ve tabip odası başkanlarının da aralarında bulunduğu üyelerinin tutuklanmasını kınadı. KESK binasında düzenlenen toplantıda konuşan Van Hakkâri Tabip Odası Başkanı Dr. Özgür Deniz Değer, “Son olarak TTB Merkez Konsey üyesi Dr. Ayfer Horasan’ın da içinde bulunduğu onlarca kamu emekçisi meslektaşımız görevlerinden ihraç edildi. Diyarbakır’da gerçekleştirilen operasyonlar ile Dr. Şemsettin Koç ve Dr. Selçuk Mızraklı’nın da aralarında olduğu sağlık emekçileri tutuklandı” dedi. Raşit Tükel ise “TTB olarak üyelerimizin, mücadele arkadaşlarımızın görevlerine geri dönmeleri için bütün hukuksal ve örgütsel olanaklarımızı seferber edeceğiz. Diyarbakır Tabip Odası’nın 5 eski başkanı görevlerinden ihraç edildi. Tabip odası başkanı olmak neredeyse suç sayıldı. Yine Diyarbakır Tabip Odası’nın 3 eski başkanı tutuklandı. Tutuklu yargılanan bu meslektaşlarımız bir an önce serbest bırakılmalı” dedi. l Yurt Haberleri haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN ALMANYA DIŞİŞLERİ BAKANI GABRIEL’DEN AB YETKİLİLERİNE ÇAĞRI: Türkiye’ye karşı sert önlem alın Alman Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’in, Avrupa Birliği yetkililerine mektup yazarak, Türkiye’ye yönelik önlemlerin sertleştirilmesini istediği ortaya çıktı. Spiegel dergisinin haberine göre, Sigmar Gabriel, 24 Temmuz tarihinde AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Federica Moghe rini ve Genişlemeden Sorumlu Üyesi Johannes Hahn’a yönelik bir mektup kaleme aldı. Mektubunda, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın politikaları, Avrupa değerleriyle açık bir şekilde tezat oluşturuyor ve ciddi bir yanıtı gerektiriyor” ifadelerini kullanan Sigmar Gab Sigmar Gabriel riel, ilişkilerin düzeltilmesine yönelik çabaların ise Ankara’nın agresif politikaları sonucu boşa çıktığına vurgu yapıyor. Türkiye’nin üyeliğe hazırlanmasına yönelik öngörülen mali yardımların kısılması çağrısı yapan Alman Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, yardımların daha çok demokrasi ve hukuk devleti alanlarıyla sınırlanmasını ve yardımların hükümetten çok Türkiye’deki sivil toplumun yararına dönük olarak verilmesini istiyor. Sigmar Gabriel’in mektubunda ayrıca, Avrupa Yatırım Bankası’nın ‘desteklenecek projeler konusunda kısıtlayıcı’ ve ‘temel çizginin yeni işlere girişilmemesi’ yönünde olmasını önerdiği belirtiliyor. Gabriel, insan hakları savunucusu ve aktivist Peter Steudtner’in Büyükada’da gözaltına alınıp tutuklanmasının ardından Türkiye politikasında bir dizi değişiklik yapılacağını açıklamıştı. Sigmar Gabriel, tüm Alman vatandaşlarına yönelik seyahat uyarısında bulunmuş, ilaveten Almanya’nın yatırım kredileri ve ekonomik yatırımların desteklenmesi konusunu gözden geçireceğini duyurmuştu. Alman bakan, Türkiye’ye yönelik değerlendirilecek bir başka konunun ise AB’nin üyelik konusunda Türkiye’ye yaptığı yardımlar olduğuna dikkat çekerek, AB yetkilileri ve ilgili ülkelerle temaslar yapacaklarını açıklamıştı. l DORTMUND / DHA GÜLMEN ve ÖZAKÇA 150. GÜNDÜR AÇLIK GREVİNDE Yüksel Caddesi’nde değişen bir şey yok NECATİ SAVAŞ Tutuklu akademisyen Nuriye Gülmen ile öğretmen Semih Özakça açlığın 150. gününü geride bıraktı. Gülmen ile Özakça’nın açlık grevinin 76. gününde gözaltına alınmasıyla birlikte Yüksel Caddesi’ndeki açıklamalara sürekli müdahale edildi ancak 270 gündür devam eden eylem, durdurulamadı. “İşimizi geri istiyoruz” talebiyle 150 gündür açlık grevi yapan eğitimci Nuriye Gülmen ve Semih Özakça için Yüksel Caddesi’nde yapılmak istenen açıklamaya polis yine izin vermedi. İki aydan uzun süredir abluka altında olan İnsan Hakları Anıtı’na yaklaştırmayan polis ekipleri, önce Gülmen ile Özakça için yapılmış pankartı parçaladı sonra eylemcileri iterek alandan uzaklaştırdı. Saat 18.30’da Yüksel Caddesi’ne yapılan çağrı yine polis ekiplerinin müdahalesiyle sonuçlandı. ‘Nerede bu adalet’ Semih Özakça’nın annesi Sultan Özakça, “Onları öldürtmeyeceğız. Faşizme hepimiz karşı çıkacağız. Yasaklar sadece Nuriye ve Semih için. Onların isimlerini duyunca yasak koyuyorlar. Nerede bu adalet, bu hukuk. Ne yapmaya çalışıyorlar. Bunların yaptıkları iş öldürmekten başka bir şey değildir” diye feryat etti. Sosyolog Veli Saçılık ise “Ne bize zulüm edenlerden ne zulümlerden yılmadık, yılmayacağız” diye konuştu. Polis ekipleri, çok sayıda kişinin sloganlarıyla destek verdiği eyleme, biber gazlarıyla çok sert müdahale etti. Ev hapsi cezası dolayısıyla günlerdir evden çıkamayan Mehmut Dersulu ile Kamuran Akın, Nazife Onay, Ömer Kök gözaltına alındı. l ANKARA / Cumhuriyet Yüksel Caddesi’nde polis göstericilere gülerek biber gazı sıktı. Beşiktaş’ta da müdahale N uriye Gülmen ve Semih Özakça için dün Beşiktaş’ta yapılan destek eylemine de polis müdahale etti. Çevredekilerin tepkisine rağmen polis sert müdahalede bulunarak, çok sayıda kişiyi gözaltına aldı. Beşiktaş’ta ilk müdahalenin ardından yaşananları protesto etmek üzere açıklama yapan İnsan Hakları Derneği (İHD) üyelerine de polis müdahale etti. Aralarında İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri’nin de bulunduğu yurttaşlar gözaltına alındı. Semih Özakça, açlık grevindeki eşine mektup yazdı: AİHM işkencesi Kendisi de 75 gündür açlık grevinde olan ‘ev hapsi’ndeki Esra Özakça, 150 gündür Nuriye Gülmen’le birlikte açlık grevinde olan eşi Semih Özakça’ya cezaevinde verilen gazetelerin arasına dürüm broşürü koyulduğunu söyledi. Özakça ayrıca AİHM talebi ile muayene edilen eşinin kendisine gönderdiği mektupta “AİHM kararıyla adeta ‘işkence’ yaptılar bize” dediğini de söyledi. OHAL kapsamında yayımlanan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile mesleklerinden ihraç edilen akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’nın tutuklandıktan sonra cezaevinde de devam ettikleri açlık grevi eylemi bugün 150’nci gününde. Eğitimcilerin durumuna ilişkin paylaşımlarda bulunan, kendisi de 75 gündür açlık grevinde olan ‘ev hapsi’ndeki Esra Özakça, eşi Semih Özakça’ya cezaevinde verilen gazetelerin arasına dürüm broşürü mışlar. 1 haftadır refakat çileri yok. Avukat görüş leri kısıtlanıyor. Fiziki ve psikolojik olarak sistema tik işkence görüyorlar! Bu yöntemler ne bizi ne Nu riye ve Semih’i yıldırır. İş kence yapmaktan vazge çin!” Esra Özakça ayrıca Av Nuriye Gülmen rupa İnsan Hakları Mah Semih Özakça kemesi (AİHM) talebi ile Numune Hastanesi’nde koyulduğunu söyledi. Özakça Twit muayene edilen eğitim ter hesabı üzerinden, “Semih’e veri cilerden eşi Semih Özakça’nın, len gazetelerin arasına dürüm bro “AİHM kararıyla adeta ‘işkence’ şürü koyuyorlarmış. Alçaksınız! Bu yaptılar bize. Hücreye doğru gelir numara mı irademizi kıracak. Ken ken boynumu dik tutacak derma dinizle karıştırmayın bizi” diye yaz nım dahi yoktu” dediğini kaydetti. dı. Özakça açıklamalarının devamın Özakça, “Nuriye ve Semih hastane da şu ifadelere yer verdi: “Semih ile de fiziki ve psikolojik işkence görü telefon görüşümüz vardı 17. saniye yorlar. Uyutulmuyorlar, tecrit edili sinde kesildi. Müdür bu seferlik böy yorlar, zorla müdahale ile tehdit edi le demiş. Semih 30 dakika hakkımı liyorlar!” diye yazdı. l İSTANBUL / kullanacağım demiş, kullandırtma Cumhuriyet Deniz Yücel Die Welt, AİHM’ye başvurdu Türkiye’de tutuklu bulunan Alman gazeteci Deniz Yücel için çalıştığı Die Welt gazetesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurdu. AİHM’ye WeltN24 GmbH adına yapılan itirazda, Deniz Yücel’in 173 gündür süren tutukluluğu nedeniyle hem kendisinin hem gazetenin basın özgürlüğü ve haber yapma hakkının elinden alındığı öne sürüldü. Kurumun genel müdürü Stephanie Caspar, “Bir gazeteci sadece işini yaptığı için hapse atılırken kenarda durup izleyemezsiniz” dedi. Deniz Yücel’in muhabir olarak çalıştığı Die Welt gazetesini de bünyesinde barındıran yayıncı kuruluş WeltN24, Yücel’in tutukluluğunun ‘Türkiye’de yerinden muhabirlik yapmayı imkânsız kıldığını’ da savundu. WeltN24’ün genel müdürü Stephanie Caspar, AİHM’ye yaptıkları şikâyetin Yücel’in serbest bırakılması yönünde önemli bir adım olduğunu söyledi. Caspar, “Basın özgürlüğünü, Deniz Yücel’i ve yayıncı kuruluşumuzu savunmak için bütün yasal yolları kullanacağız” dedi. Şubat ayında gözaltına alınan ve hakkında terör suçlaması getirilen Yücel’in kendisi de AİHM’ye nisan ayında başvuru yapmış, AİHM Türkiye’den 25 Ekim’e dek savunma vermesini istemişti. l Haber Merkezi Zuhal Demir BELÇİKALI BAKAN Türkiye kimliğini bırakıyor Belçikalı Bakan Zuhal Demir Türkiye vatandaşlığından çıkma kararı aldı.Belçika hükümetinde Eşitlikten Sorumlu Devlet Bakanı olan ırkçı NVA partisi üyesi Zuhal Demir “Atalarımın doğduğu ülkeyi tanıyamaz oldum, aradaki çukur giderek büyüyor. İslamın Türk toplumu üzerindeki etkisi, kadın hakları, azınlıkların hakları, demokrasinin gerilemesi, Türkiye’de her şey tersine gidiyor, Türkiye benim için en iyi tatil ülkesi olarak kalacak fakat Türk vatandaşlığı benim için artık uygun olmaktan çıktı” açıklamasını yaptı. 1980 Belçika doğumlu olan Zuhal Demir avukat diplomasına sahip ve ırkçı Flaman partisi üyesi, 24 Şubat 2017 tarihinden beride Belçika hükümetinde “Eşitlikten Sorumlu Devlet Bakanı” olarak görev yapıyor. l Haber Merkezi C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear