26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumartesi 5 Ağustos 2017 4 haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN ‘Saray’ın TV imamı’ Müftü nikâhı ve yargı birliği İl ve ilçe müftülerine de nikâh kıyma yetkisi verilmesini, soyutlayarak, tek başına ele almak, olayın tümünü görmeyi engelleyeceğinden yanıltıcıdır. Olayın hem Osmanlı’da hem de Cumhuriyet’te yargı birliği açısından da büyük bir önemi vardır. Osmanlı çağını ıskalayıp köhnemeye başladığında imparatorluk sıfatını güya korurken, bir yandan da yarı sömürgeleşme sürecine de girmişti. Öyle ki imparatorluk, toprakları üzerinde yaşayan hatta tebaası olan kimi kişileri kendi kanunlarına tabi kılamıyor, kendi mahkemelerinde yargılayamıyordu. Bu durum iki nedenden kaynaklanıyordu: Kapitülasyonlar ile aile ve şahsın hukukunun şeriat hükümlerine tabi olması. Gerçekten, kapitülasyonların, imtiyaz sahibi ülkelere ve bunların himayesindeki kişilere tanıdığı ayrıcalıkların yanı sıra, Müslüman tebaanın aile hukuku ile ilgili alanlarda, dini hükümlere bağlı olması, azınlıklara da bu alanda kendi dinsel hükümlerine göre muamele görme ve kendi özel mahkemelerinde yargılanma ayrıcalığını sağlıyordu. Osmanlı için olduğu kadar Patrikhane için de çok önemliydi bu durum ve Fener kendisine ayrıcalıklar tanıyan statünün değişmemesine özen gösteriyordu. Osmanlı, yargı birliğini sağlamak için 1917 yılında, şeriye mahkemelerini şeyhülislamlıktan alarak diğer mahkemelerle birlikte Adalet Bakanlığı’na bağlıyor ve Müslüman veya gayrımüslim olmasına bakılmaksızın bütün tebaanın evlilik ve aile hukuku alanını “Hukukı Aile Kararnamesi” ile herkese ortak düzenlemeye tabi tutuyordu. Taha Akyol, “Medine’den Lozan’a” adlı yapıtında 25 Ekim 1917 tarihli bu düzenleme için “Patrikhane buna sert tepki göstermiştir. Çünkü bu şekilde azınlık mahkemeleri ortadan kaldırılmıştır. Mesele kapitülasyonlarla da ilgilidir”(s.88) diyor. HHH Azınlıkların tepkileri sonuçsuz kalmamış, Hürriyet ve İtilaf’ın iktidara gelmesiyle Hukukı Aile Kararnamesi 19 Haziran 1919’da Damat Ferit hükümeti döneminde işgal kuvvetleri komiserliğinin de müdahalesiyle yürürlükten kaldırılmıştır. Lozan görüşmeleri sırasında kapitalüsyonlar ve azınlıklar konularında müzakereler çok çetin geçmiş, yeni Türkiye’nin temsilcileri en çok bu alanlarda çaba harcamak zorunda kalmışlardır. Bu tartışmalarla doğallıkla yargı bütünlüğü de gündeme gelmiştir. Sonunda mutabık kalınan ünlü 42. madde şöyledir: “Türk hükümeti gayrımüslim azınlıkların aile içi ve kişisel anlaşmazlıklarını kendi âdet ve dinlerine göre çözmelerine izin verecek önlemleri almayı taahhüt eder. Bu önlemler eşit sayıda Türk hükümet temsilcisi ve söz konusu azınlıkların her birinin temsilcilerinin yer aldığı komisyonlarca ele alınacaktır. Görüş ayrılıklarında Milletler Cemiyeti Konseyi ve Türk Hükümeti aralarında anlaşarak, Avrupalı bir avukatı hakem tayin edeceklerdir...” Görülüyor ki burada azınlıklar kişi ve aile hukuku alanlarında, kendi hukuk sistemlerine tabi olacaklardır. Ayrıca adli beyannamede belirtilen üst hakem kurumu da söz konusudur. Lozan Antlaşması’nın imzalanmasından sonra, 3 Mart 1924’te Hilafet, 8 Nisan 1924’te aile ve şahsın hukuku konularına bakan “Şeriye mahkemeleri” ilga edildi. 11 Eylül 1924’te İsviçre Medeni Kanun’un tercümesi için Adalet Bakanlığı Komisyonu çalışmalara başladı. Bu arada 23 Mayıs 1925’te Adalet Bakanlığı azınlık temsilcilerinin de dahil olduğu özel karma komisyon kurdu. Bu gelişmeler olurken, 15 Eylül 1925’te Lozan’ın 42. maddesine göre kurulan azınlık temsilcilerinden Yahudiler, yakında Meclis’te kabul edilecek, Medeni Kanun bütün anasırın haklarını güvenceye alacağından 42. maddede öngörülen haklarından vazgeçtiklerini bildirdiler, aynı içerikte bir dilekçeyi 17 Ekim’de Ermeniler ve 27 Kasım’da da Rumlar verdiler. Türkiye’de, TC’nin hukuk alanındaki egemenliğini tam olarak sağlayan kanunların mülkiliği ve yargı birliği işte böyle sağlandı. Müftülere nikâh kıyma yetkisi veren düzenlemeyi irdelerken bütün bunları anımsamak gerek. Yarın devam... Resmi araçlarda dünya lideriyiz! CHP Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan, kamuda makam araçlarının alımı ve kiralanmasının sınırlandırılması amacıyla Taşıt Kanunu’nda değişiklik yapılması için Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne kanun teklifi verdi. Tarhan, Türkiye’nin resmi araç sayısıyla Almanya ve Japonya’yı 20’ye katladığını belirterek, “Avrupa’da bakanlar makam aracı olarak bisikleti tercih ederken, memura yüzde 5 zammı çok gören iktidar kendine milyonluk araçları tahsis etmekten kaçınmıyor” dedi. l KOCAELİ/DHA Eski AKP MKYK üyesi Oğan’ın ‘Yeni devlet kuruyoruz. Kurucu lider de Tayyip Erdoğan’ sözlerine muhalefetten sert tepki: Halk hesabını sorar ‘Anayasal düzene karşı örgütlü suç’ CHP Trabzon Milletvekili avukat Haluk Pekşen, Oğan’ın açıklamaları hakkında hiçbir yasal işlem başlatmayan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’nı istifaya davet etti. Pekşen, “Türk Ceza Kanunu’nun 309. maddesine göre anayasal düzene karşı örgütlü bir suç söz konusudur. Ancak böyle bir suç açık bir şekilde ortada olmasına rağmen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı bu şahıs hakkında herhangi bir işlem başlatmamışlardır” dedi. Pekşen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’na çağrı yaparak, “Yürütmekte olduğunuzu zannettiğiniz görevinizi yasaların öngördüğü ve emrettiği şekilde yapmaktan kaçındığınız an laşılmaktadır. Bu nedenle görevinizi yürütme biçiminize ve şahsınıza olan güven kamuoyu nezdinde tümüyle kaybolmuştur. O görevleri layıkıyla yerine getirecek olan gerçek savcılara teslim etmeniz için derhal istifanızı talep ediyoruz” dedi. CHP’li Bülent Bektaşoğlu ise “İsimlerinin solunda ‘Cumhuriyet’ yazan ve Cumhuriyeti korumakla görevli savcılar hâlâ bir işlem yapmadılar. Yapmayacaklarını da biliyoruz ama çağrımızı tarihe not düşmek adına yapıyoruz: Bu itiraf ve niyetin hesabı sorulmalıdır” ifadelerini kullandı. Şeker’den suç duyurusu CHP İstanbul Milletvekili Dr. Ali Şeker, Ayhan Oğan hakkında “Anayasal düzeni yıkma suçunu itiraf” suçlaması ile İstan bul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. CHP’li Ali Şeker, suç duyurusu başvurusunu da sosyal medya hesabından paylaştı. Özdağ: Siyasi meczup Meral Akşener ile birlikte yeni partinin kuruluş çalışmalarını sürdüren Gaziantep Bağımsız Milletvekili Ümit Özdağ ise “Bir siyasi meczup ‘yeni devlet kuruyoruz’ derse ona, devleti Türk milletinin İstiklal Harbi’nde zaten kurduğunu hatırlatırız. Büyük Türk milletinin İstiklal Harbi ile kurduğu aziz Cumhuriyetimizi yıkıp yerine bir parti devleti kurma girişimlerine İstiklal Harbi’ne sahip çıkan aziz milletimizden gereken cevabı en ağır şekilde alacaklardır” tepkisini gösterdi. Sarığıyla, sakalıyla ekip otosunda!TMÜRAPYKNOEİZYNLAEİİRS’DAESNI anakkale’nin Bayramiç ilçesinde Çsakal uzatıp başında sarıkla dola de bulunduğu ekip otosunu durdurdu. Kimlik kontrolü sonucu Kuraner Erbaş’ın şan polis memuru Kuraner Erbaş, kılık polis memuru olduğu anlaşıldı. Çanak kıyafet yönetmeliğine aykırı davrandığı kale Emniyet Müdürlüğü, olayla ilgili gerekçesiyle hakkında başlatılan soruş Bayramiç Kaymakamlığı’nı bilgilendirdi. turma kapsamında açığa alındı. Bayramiç Kaymakamı Ramazan Ken Bayramiç İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde düzler, hakkında bir süre önce soruş görevli polis memuru Kuraner Erbaş’ın turma başlatılan polis memuru Kura bir süredir sarık takıp cüppe giymesi ve ner Erbaş’ı, açığa aldı. Kendüzler, po sakallarını uzatması nedeniyle amirle lis memurunun akli dengesinin yerin ri, akli dengesinin yerinde olup olmadı de olup olmadığını belirlenmesi için ğının tespiti için kontrolünün yapılması Çanakkale’ye adli kontrole götürü amacıyla, Çanakkale’ye gönderilmesini lürken bu olayın yaşandığını doğrula kararlaştırdı. Kuraner Erbaş, kendisinin dı. Polis Kuraner Erbaş da Facebook’ta kullandığı resmi ekip otosuyla, yanın ki sayfasında, açığa alınmasıyla ilgili, “Kı da başka bir polis memuru bulunduğu lık Kıyafet Yönetmeliği’ne aykırı dav halde görev bahanesiyle Çanakkale’ye ranmak suçundan açığa alınmış bulunu gönderildi. yorum. İlanen duyurulur” paylaşımında Yolda uzun sakalı ve sarığıyla dikkati bulundu. Cüppe giyip sarık takan, sakal çeken Kuraner Erbaş’ı, resmi polis oto uzatan polis memuru Kuraner Erbaş’ın 5 sunu kullanırken gören bir vatandaş, ay önce İstanbul’dan Bayramiç İlçe Em 155 Polis İmdat Hattı’nı arayıp ihbarda niyet Müdürlüğü’ne tayin olduğu ve bu bulundu. Çanakkale Emniyet Müdürlü rada MOBESE sistemini takip görevinin ğü ekipleri, yolda Kuraner Erbaş’ın için verildiği öğrenildi. l Çanakkale/DHA ‘Erdoğan yalnızlaştıkça baskıyı artırıyor’SHNÜDÖRPÜB’NEYİTONİR Eski AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) üyesi ve Si vil Alan Platformu Başkanı Ay han Oğan’ın “Şimdi biz yeni bir devlet kuruyoruz, beğenin be ğenmeyin bu yeni devletin ku rucu lideri Tayyip Erdoğan’dır. Yapı lan Yüksek Aske ri Şura (YAŞ) ye ni bir TSK’nin in şasıdır. Biz vesa SELDA GÜNEYSU yet düzenini yıktık” şeklindeki sözlerine muha lefetten sert tep ki geldi. CHP Grup Başkanveki li Özgür Özel, Oğan’a “Saray’ın TV imamı” nitelendirmesinde bulunarak, “Saray yapılanma sının canlı yayınlardan sorum lu imamı ve trolü. Saray’ın söy lemek isteyip de söylemediğini, tartışmak isteyip de tartışama dığını söyleyen ve tartıştıran bir isim. Her gün Cumhuriye te ve Atatürk’e saldırıyor” der ken, MHP’li yöneticiler “Oğan’a yanıt vermeye bile gerek olma dığını, yanıt verecek kadar mu hatap dahi kabul etmedikleri ni” belirtti. CNN Türk’te yayımlanan programda, “Şimdi biz yeni bir devlet kuruyoruz, beğenin be ğenmeyin bu yeni devletin ku rucu lideri Tayyip Erdoğan’dır” diyen Oğan’a muhalefetten tep ki gecikmedi. Haber sitelerinde Oğan’ın unvanı “AKP MKYK üyesi” olarak yer aldı ancak Oğan, AKP’nin son kurultayın da liste dışı kalmıştı. Es ki AKP’li yöneticinin sözleri ni Cumhuriyet’e değerlendiren CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Oğan’ı, “Saray’ın TV ima mı” olarak ni telendirerek, tepkisini şu sözlerle dile getirdi: “Oğan, Saray yapılan masının can lı yayınlardan sorumlu ima mı ve trolü. Saray’ın söy Ayhan Oğan leyip de söyleyemediğini, tar tıştırmak isteyip de tartıştıra madığını söyleyen ve tartıştı ran bir isim. Her gün Cumhu riyete ve Atatürk’e saldırıyor. Dün (önceki gün) onun ağzın dan çıkan sözler, ‘bir kaybet mişin sözleri’ olarak algılanma malı. Saray’ın, ‘Ortaya atalım, bakalım ne konuşulacak’ diye ortaya attığı birinden başka bir şey değil. Kendisi bu anlamda aynı zamanda bir tür de ‘pole mik imamı.’ Dün akşam işi iyi ce utanmazlık boyutuna getire rek, bu ifadeleri kullandı.” HDP’nin Kadıköy Yoğurtçu Parkı’nda başlattığı “Vicdan ve Adalet Nöbeti”nin 4. gününde konuşan milletvekili Hişyar Özsoy, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın dünyada yalnızlaştıkça içeride baskıyı artırdığını söyledi. HDP’nin parkta başlattığı nöbetin güvenliğini önceki gün Fenerbahçe’nin Sol Açık taraftar grubu sağladı. Sabah nöbete ilişkin konuşan HDP Dış İlişkilerden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı ve Bingöl Milletvekili Hişyar Özsoy, Erdoğan’ın Türkiye’yi giderek yalnızlaştıran politikalar uyguladığını belirterek, “Dünyada tecrit olmuş bir Erdoğan, iktidarını devam ettirmek için içeride yoğun bir tecrit politikası uyguluyor” dedi. Türkiye’nin Erdoğan tarafından sürekli bir çatışma siyasetine maruz bırakıldığını anlatan Özsoy, “Ülkedeki bütün toplumsal kesimlere zarar veren bu siyasetten bir an önce vazgeçmelidir. Bu parkta etrafımız birkaç bariyerle çevrili. Erdoğan dışa rıda yalnızlaştıkça, sıkıştıkça demokratik güçleri tecrit altına alarak iktidarını sürdürmeye çalışıyor. Ama hiçbir iktidar zulümle baskıyla ayakta kalamaz” diye konuştu. Türkiye’nin Avrupa ile derin bir kriz içinde olduğunu söyleyen Hişyar Özsoy, “Türkiye izleme sürecine alındı. Avrupa gözünde Türkiye bir demokrasi ve hukuk devleti değil. Türkiye’ye verilen fonların durdurulması, gümrük birliğinin modernleşmesinin demokrasi kriterlerine bağlanması, OHAL’in kaldırılması gibi bir dizi talepler var. Artık Avrupa’da kimse Erdoğan’ın sesini duymak, yüzünü görmek istemiyor. Hükümet bu kafayla giderse 25 Eylül’de Almanya seçiminden sonra çok ciddi yaptırımlar gelebilir. Faturasını herkes ödeyecek. Umuyoruz Erdoğan bir an önce aklını başına alır. Aksi takdirde kendisiyle birlikte bütün toplumu zor durumda bırakacak” ifadelerini kullandı. l İSTANBUL/Cumhuriyet İHD ve ÖDP’den destek HDP’nin nöbetini dün İnsan Hakları Derneği (İHD) heyeti ve Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) yöneticileri ziyaret etti. Ziyarette konuşan avukat Eren Keskin, “Böylesini ilk yaşıyoruz. Toplum olarak kıstırılmış durumdayız. Tüm kıstırıldıklarımızdan alnımızın akıyla çıkmasını bildik. Cesaret önemlidir. ‘Beyaz Toroslar dönemi bitti’ deniliyor ama Ağar’ın ‘Çocuğum’ dediği Süleyman Soylu dönemini yaşıyoruz” dedi. ÖDP MYK üyesi Hayri Kozanoğlu da bütün kesimlerin bir arada olması gerektiğini dile getirerek, “Direnmek haktır” diye konuştu. ‘Halk hesabını sorar’ “AKP, Oğan ile ilgili disiplin işlemi yapacak mı” diye soran Özel, Oğan’ın işlediği suçun Siyasi Partiler Yasası’na göre “kesin ihraç cezası” gerektirdiğinin altını çizdi. “AKP bunu yaparsa Oğan’ın sonu olur, konuşulmaz. Ancak bu konuda ağırdan alırsa, başta AKP Genel Başkanı Erdoğan ve vekili Binali Yıldırım olmak üzere parti bu sözlerin altına imza atıyor demektir” ifadelerini kullanan Özel, “halkın bu sözler için hesabı en ağır şekilde soracağını” da kaydetti. Oğan’ın önceki gün akşam “Saray adına kantarın topuzunu iyice kaçırdığını ve milletin en dokunulmaz duygularına saldırdığını” belirten Özel, Atatürk’ün ve her milletten, her etnik köken ve mezhepten insanların birlikte kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu yok saydığını vurguladı. Özel, AKP’ye “Hesabını sorun” çağrısında bulunarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ya Oğan’dan hesabını sorarlar ya da bu millet bu sözlerin faturasını en ağır şekilde ödetir. Biz, CHP olarak, resmi ve siyasi yoldan bu işin peşini bırakmayız. Bu işin takipçisi olacağız. Bunun hesabını sormak boynumuzun borcudur. Onlara oturdukları, işgal ettikleri makamları dar ederiz.” l ANKARA C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear