24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DUNYA KATAR’LA ORTAK ASKERİ TATBİKAT Başını Suudi Arabistan, Mısır, Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) çektiği ülkelerin “terörizme destek verdiği, İran’la ilişkileri” gerekçesiyle Katar’a abluka uygulaması ile başlayan kriz sürerken Katar ve Türkiye’nin ortak askeri tatbikatı önceki gün başladı. Katar’ın başkenti Doha’daki tatbikata 250 Türk as kerinin yanı sıra zırhlı personel taşıyıcıları da katılıyor. Kararlaştırılması 2014’e dayanan tatbikat kapsamında donanmanın TCG Gökova Fırkateyni Doha’nın güneydoğusundaki Hamed Limanı’na gönderilmişti. 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de dün Doha’ya dayanışma ziyareti düzenledi. Bu arada Katar’ın, 5 milyar Avro değerinde 7 savaş gemisi için İtalya ile anlaşma imzaladığı açıklandı. Perşembe 3 Ağustos 2017 Arsel’den dishab@cumhuriyet.com.tr EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: BAHADIR AKTAŞ nilgun@cumhuriyet.com.tr 7 çıkış başladı HizbullahNusra arasında ilk tur esir takası sonrasında dün cihatçı militanlar ve sivillerin İdlib rotalı tahliyesi için düğmeye basıldı. Yaklaşık bin Nusra militanı kafilede Lübnan’ın Suriye sınırındaki Arsel bölgesinde Hizbullah’ın Kaide kolu Nusra’ya karşı zafer kazanmasının ardından varılan anlaşma uyarınca Nusra militanlarıyla aileleri ve isteyen Suriyeli sığınmacıların İdlib’e tahliyesi başladı. Arsel’den geçen ay tümüyle Nusra’nın kontrolüne geçen Türkiye sınırındaki İdlib’e 710 bin arası kişinin gitmesi bekleniyor. EAsBaDdfginüaçnlesreineedkearktıeldnılar Lübnanlı güvenlik yetkililerine göre bunların içinde 1000 Nusra militanı olacak, en az 120’si silahlarıyla çıkacak. İlk etapta dün 113 otobüs Arsel’den Suriye’ye geçti. Tahliye, önceki gece iki tarafın esir değiş tokuşuna başlamasının ardından gerçekleşti. Üç Hizbullah savaşçısı ile Lübnan’da hapis yapan üç kişi karşılıklı serbest bırakıldı. İlk konvoyun İdlib’e ulaşmasını da beş Hizbullah savaşçısının daha bırakılması izleyecek. Arsel operasyonunda Hizbullah’ı Suriye ordusu destekledi, Lübnan ordusu savunma pozisyonu almakla yetindi. İdlib’de Nusra tarafından hezimete uğratılan ve çekilmek zorunda kalan, TürkiyeKatar destekli Ahraruş Şam ise lider değişikliğine gitti. Al Masdar sitesine göre örgütün konseyi liderliğe Hasan Sufan’ı (Ebu el Bara) getirdi. Ali Omar’dan (Ebu Ammar) liderliği devralacak Lazkiye kökenli Sufan, hükümet karşıtı faaliyetlerden 15 yıl hapis yattıktan sonra 8 ay önce serbest kalmıştı. ABD’nin finanse ettiği, Suriye’nin IrakÜrdün sınırında faaliyet gösteren Devrimci Komandolar Ordusu ad Suriyeli sığınmacıların birçoğu çoluk çocuk dün bölgeden çıkış amacıyla tahliye kuyruğunda bekleyişteydi. lı gruptan onlarca militan ise silah bırakarak Suriye ordusuna teslim oldu. Sputnik’e konuşan bir kaynak, “Suriye ordusuna teslim olanların tamamı, orduyla savaşmak istemediklerini, Devrimci Komandolar’a Amerikan parası için katıldıklarını ve teslim olacakları anı beklediklerini belirtti” dedi. Ayrıca El Arabiya’ya göre muhaliflerin İnsan Hakları Gözlemevi, ABD liderliğindeki uluslararası koalisyonun, ÖSO adı altında desteklediği 3 gruba verdiği silahları geri aldığını duyurdu. a6sbkienridkoalayrbmı taaartşılşımRuassı Öte yandan Rus yönetimi ile Londra merkezli Reuters haber ajansı arasında söz düellosu çıktı. Reuters, Rusya’nın Suriye’deki can kayıplarının arttığını, Eylül 2015’te başlayan Suriye’ye müdahalenin ilk 15 ayında 36 resmi ve özel paralı asker kaybı veren Rusya’nın bu yılki kaybının en az 40 olduğunu iddia etti. Ölenlerden 21’inin özel firmaların getirdiği paralı asker olduğu aktarılırken bunlara aylık 6 bin dolar maaş vaat edildiği ileri sürüldü. Rus Savunma Bakanlığı Sözcüsü İgor Konaşenkov, haber için “baştan aşağı yalan” diyerek “Bu, Reuters’in Rus operasyonunu ilk itibarsızlaştırma girişimi değil. Özellikle Hava İndirme Birlikleri Günü’nde gizli asker zayiatı olduğunu iddia etmeleri bir istisna değil” çıkışını yaptı. Suriye’de Rus gönüllü varsa bile Rus ordusuyla ilgilerinin olmadığını savunan Konaşenkov, “Reuters haberini sipariş edenleri ve haberin hazırlanmasına yardım edenleri biliyoruz” dedi. Tillerson Kim’e el uzattı Venezüella’da gerilim dinmiyor. ABD baklayı ağzından ‘MGAİTDMUERLOİ’ DEDİ çıkardı Veneüzella Devlet Başkanı Ni colas Maduro’nun çağrısıyla düzenlenen Kurucu Meclis seçimleri sonrası tansiyon sağ cephe den iki muhalefet liderinin tutuklan masıyla tırmanırken Batı dünyasından sert tepkiler sürüyor. ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, Washington’ın Venezüella’da rejim değişikliği is tediğini açıkça ilan etti. Tillerson, “Maduro’nun bir geleceğinin olmadı ğını anlayıp kendi arzusuyla görevi bı rakmasını sağlayabilmek için ne yapa bileceğimizi gözden geçiriyoruz” dedi. Beyaz Saray’dan yapılan yazılı açık lamada da ABD Başkanı Donald Trump’ın tutuklanan iki muhalif lide rin sağlık ve güvenliğinden Maduro’yu “şahsen sorumlu tuttuğu” belirtildi. Açıklamada, “askeri cezaevine gönde rilen muhalif liderler Leopoldo Lopez ve Antonio Ledezma rejim tarafından yasa dışı alıkonulan siyasi tutuklular” diye nitelendi. AB Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini de AB üyesi 28 ül kenin, “temsiliyeti ve meşruiyetiyle il gili endişelerden ötürü Kurucu Meclis’i tanımadığını” duyurdu. Avrupa Komis yonu, iki muhalifin bırakılması için “ge niş bir eylem yelpazesi” çerçevesinde harekete geçmeyi tartıştıklarını açıkla dı. Venezüella Yüksek Mahkemesi, ev hapsindeki Lopez ve Ledezma’yı “se çimi yaptırmama” çağrısında bulunan videolarla “ev hapsi kurallarını ihlal ettiği” ve en az 10 kişinin yaşamını yitirdiği olaylarda payı olduğunu belir terek tutuklamıştı. MKuarduucruoM’neucnliosğ’tleu da Anayasayı yazacak 545 üyeli Kurucu Meclis’e Maduro’nun oğlu Nicolás Maduro Guerra (27) da seçildi. Guerra, Meclis’te babasının ikinci eşi, Cilia Flores’le birlikte görev yapacak. Batı dünyasının dört bir yandan sıkıştırdığı Maduro’ya destek ise Fransa solundan geldi. JeanLuc Melenchon’un liderliğini yaptığı Boyun Eğmeyen Fransa partisinin milletvekillerinden Eric Coquerel “Maduro’nun zor bir duruma çözüm götürme biçimine dair farklı değerlendirmeler olabilir ama kesin olan bir şey varsa bu diktatörlük değil” diyerek AB ve ABD’nin gösterdiği tavrı eleştirdi. Kuzey Kore’nin füze denemelerine sert tepki veren Washington’ın son olarak Güney Kore ile askeri seçenekleri görüştüğü basına yansırken ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’dan farklı bir söylem yükseldi. Tillerson, ABD’nin Kuzey Kore’nin düşmanı olmadığı mesajını verdi. Önceki gün Washington’da basın toplantısı düzenleyen Tillerson “ABD’nin K. Kore rejimini devirme amacı taşımadığını” savunurken silahsızlanmayı kabul etmesi halinde diyaloğa açık olduklarını söyledi. Kuzey Kore, geçen hafta kıtalararası füze denemesi yapmış ve ABD’nin füzenin menzili içinde yer aldığını öne sürmüştü. Esad çıkışı Suriye’de çözüm için Cenevre sürecine desteğini açıklayan Tillerson, ABD Başkanı’nın IŞİD Karşıtı Koalisyon Özel Temsilcisi Brett McGurk’ten övgüyle bahsetti. “Suriye yönetiminin geleceğinde Esad’ın yeri yok” ifadesi dikkat çekti. “Müttefiklerimizle birlikte İran’ın bölgedeki yayılmacı hamlelerine engel olmak istiyoruz” dedi. İstifa söylentilerini reddeden Til Trump’la ilişkilerinde huzurlu oldu lerson, Başkan Trump’la aralarında ğunu savundu. ABD Kongresi’nin İran’la nükleer an Rusya’ya yeni yaptırım kararı için laşma gibi bazı Trump’la kendisinin yaptırımların iliş konularda gö kilere olumlu katkı sağlamayacağı gö rüş farklılık rüşünde olduğu mesajını verdi. ları olduğunu kabul etse de görevin Trump’tan Rusya yaptırımına onay de ve Ancak Moskova ile ilişkileri düzelt me yanlısı Trump dün Rusya’ya yaptırım kararını imzaladı. ABD Başkanı, “kararın yürüt menin müzakere yetkisini ANKARA İLE kısıtladığından çok kusurlu olduğunu, ama Amerikan hal GERİLİM VURGUSU kının Rusya ile ilgili iradesini yansıttığından imzaladığını” belirtti. ABD Dışişleri Bakanı Tillerson basın toplantısında Ankara ile ilişkilere de değindi. ABD’nin Ankara Büyükelçisi John Bass’a Rusya Başbakanı Dmitriy Medvedev buna çok sert tepki gösterdi: “ABD Başkanı’nın imzası ilişkin “Dünyanın bu bölgesinde, Türkiye’deki nın birkaç sonucu var: Yeni ABD Büyükelçi Bass’ı da onurlandırmak istiyorum. Türkiye’nin bu konuda oynayacağı büyük bir rol var. Bildiğiniz gibi, Türkiye’yle ilişkilerimiz de biraz gerilim altında. Ve Büyükelçi Bass, Ankara’daki çabalarımıza öncülük etmede çok yardımcı oldu ve harikulade iş çıkardı” dedi. yönetimiyle ilişkileri iyileştirme umudu bitti. Rusya’ya kapsamlı ticaret savaşı ilan edildi. Trump yönetimi, icra yetkilerini en aşağılayıcı biçimde Kongre’ye devrederek güçsüzlüğünü sergiledi.” NATO KONVOYUNA TALİBAN SALDIRISI Afganistan’ın Herat kentinde bir Şii camisine yönelik intihar saldırısında çocuklar dahil 30 kişinin ölmesi, 64 kişinin yaralanmasının ardından dün Kandahar kentinde NATO konvoyu hedef alındı. Bir Taliban militanı, patlayıcı yüklü bir aracı yabancı askerlerden oluşan konvoyun üzerine sürerek intihar saldırısı düzenledi. Pentagon, iki ABD askerinin öldüğünü duyurdu. Bir görgü tanığı ise “Konvoyda üç zırhlı araç vardı. Saldırının ardından biri alev aldı. Bir helikopter gelip araçtan üç beden çıkardı ve götürdü” dedi. Taliban, iki aracın imha olduğunu, ikisi üst rütbeli subay olan 15 askerin öldüğünü iddia etti. Afganistan’da ABD’nin 8 bin 400, diğer NATO ülkelerinin 5 bin askeri var. Trump yönetimi Afganistan’da asker takviyesini değerlendiriyor. IŞİD camiyi hedef aldı Önceki gün İran sınırına yakın Şii camisini basan canlı bombalar ise silahla cemaati tarayıp el bombaları atmalarının ardından üzerlerindeki patlayıcıları infilak ettirdi. Saldırıyı üstlenen IŞİD, 50 ölü, 80 yaralıdan söz etti. Bir gün önce Irak’ın Kâbil Büyükelçiliği’ne düzenlenen saldırıyı IŞİD üstlenmişti. Herat’taki Şii cemaati, polislerin 100 metre ötede kontrol noktası bulunmasına rağmen saldırganları durdurmadığı, patlama olduğunda arkalarına bakmadan kaçtığından yakınmalarının ardından kontrol noktasını ateşe verip polisle çatıştı. 5 bin Şii dün cenazenin ardından protesto gösterisi düzenledi. Uygurlara ‘dönün’ baskısı Financial Times gazetesi, Çin hükümetinin mayıstan beri Türkiye ve Mısır dahil yurtdışında eğitim gören Uygur Türklerine tebligat göndererek ülkeye geri çağırdığını duyurdu. Gazeteye bilgi veren aktivistler ve öğrencilere göre aile üyeleri gözaltına alındıktan sonra o kişiye tebligatlar gönderiliyor. Tebligat üzerine dönen öğrencilerden bazısı Çin’e giriş yapar yapmaz gözaltına alınıyor. Kahire’deki El Ezher Üniversitesi’nde eğitim gören yaklaşık 150 Uygur Türkünün tebligata uymadıkları gerekçesiyle geçen ay Mısır polisi tarafından tutuklandıkları, en az 22’sinin Çin’e gönderildiği savunuldu. Pekin’in bu uygulamasını cihatçı yapılanmalara katılmaları engelleme olarak gerekçelendirdiği iddia ediliyor. Çin misyonuna ateş açıldı ABD’nin Los Angeles kentindeki Çin Konsolosluğu binasına 17 el ateş açan bir adam daha sonra arabasında silahıyla intihar etti. O saatte kapalı olan konsoloslukta can kaybı ya da yaralanma meydana gelmedi. Çin, olayın son derece kaygı verici olduğunu belirtip ABD’den tüm yönleriyle açığa çıkarılmasını, gerekli önlemlerin alınmasını istedi. Saldırganın Asya görünümlü ve 60’lı yaşlarında olduğu belirtildi. Bir cumhuriyet kadınından Cumhurbaşkanı’na mektup Eski KadınAile, Sosyal Hizmetler Bakanı Önay Alpago’dan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a açık mektup var. Bugünkü “Sağnak”ı, konuyu her yönüyle yetkinlikle değerlendiren hukukçuakademisyen Alpago’nun kaygılarını damardan paylaştığım mektubuna ayırıyorum: “Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Makamına; Sayın Cumhurbaşkanımız, Size bu mektubu, siyasi kimliğimle değil; bir kadın, bir anne/babaanne, bir hukukçu ve KadınAile ve Sosyal Hizmetler eski Bakanı olarak yazıyorum. Bizleri kaygılandıran, eşit yurttaş temelindeki en yaşamsal haklarımızı tehdit eden, kanunlaşması halinde kazanılmış haklarımızı kaybetmemize neden olacak olan kanun tasarısının lütfen geri çekilmesini sağlayınız. Zira; 1 Böyle bir düzenleme önce Anayasa’ya aykırıdır. Anayasa’nın 174/4 maddesi ile resmi nikâh, koruma altına alınmış olan İnkılap Kanunları arasında sayılmaktadır. Dini nikâhın resmileştirilmesi, Anayasa’nın özüne aykırıdır. 2 Cumhuriyet bir kadın devrimidir. Ve Cumhuriyet ile kadın ‘kul kadın’ olmaktan, ‘yurttaş kadın’ olma kimliğine kavuşmuştur. Resmi nikâh yanında evlilik yaşı, boşanma kararının kocanın değil yargıçların takdirinde olması, mirasta ve tanıklıkta erkekle eşit sayılma ve tek eşlilik haklarına da bir Cumhuriyet yasası olan Medeni Yasa ile kavuşmuştur. Şimdi getirilen yasa tasarısı ile kadının en önemli kazanımlarını kaybetmesinin önü açılacaktır. Bir sonraki adım, boşanmalara da din adamları mı karar verecek, ya da Medeni Yasa’dan önce olduğu gibi ‘boş ol’ sözü kadının kapı önüne konmasını geri mi getirecek sorusudur. 3 Kadının en önemli kazanımlarından birisi olan medeni nikâhın içi boşaltılırken; her kadının kalbini acıtan çok eşliliğe ve toplumsal bir yaramız olan çocuk yaşta evliliklerin artmasına yol açacaktır. 4 Evde doğum yapıldığında beyan üzerine kimlik verilebilmesine ilişkin uygulama ise erken ve zorla evliliklerin, çocuk taciz ve istismarlarının imam nikâhı ile meşrulaştırılmasına imkân verirken, çocuk istismarcılarına örtülü af getirecektir. Ayrıca bu durum çocukların ve çocuk annelerin sağlık sorunlarına da yol açacaktır. 5 Kadına yönelik şiddeti ve tercihlerine yönelik saldırıları daha da yaygınlaştıracak, onları çaresiz ve korumasız bırakacaktır. 6 Yaşamın her alanında dini kuralların egemen hale getirilmesi; çağdaşuygar bir Cumhuriyetin temel direği olan, eşitliğin, toplumsal barış ve hoşgörünün, demokrasinin teminatı olan LAİKLİK ilkesini ortadan kaldıracaktır. Çok hukukluluk, hukuk sistemimizi altüst edecektir. Bu ve benzeri gerekçeler ışığında yasa tasarısının geri çekilmesine yönelik talebim asla kişisel değildir. Bunlar toplumun yarısını oluşturan, diğer yarısını da dünyaya getiren ve ülkemizde yaratılan her güzellikte emeği ve payı olan kadınlarımızın sesli ya da sessiz talepleridir. Hem bu ülkenin Cumhurbaşkanı olarak, hem de bir baba ve dede olarak sesimize duyarlı olacağınızı İstanbul Dayanışma Platformu olarak ümit ediyoruz. Gereğini saygı ile arz ediyorum. Av. Önay Alpago (Devlet e. Bakanı). İstanbul Dayanışma Platformu Başkanı” Ahmet Cemal hazineydi Bir “Cumhuriyet değerini” ve bir “Cumhuriyet yazarını” daha uğurluyoruz... Ahmet Cemal, faşizm karşıtı özgürlük şairi Garcia Lorca’nın şiirini konu ettiği son yazılarından birinde; “Bu yıl ölümün kıyılarına yaptığım üçüncü yolculuk. Ve bir geri dönüş daha. Ve yine tuhaf bir güven duygusu: Bu hikâye daha bitmedi...” demişti. “Hikâye” ne yazık ki, umuda sarılan bu satırlardan iki ay geçmeden sonlandı. Tek tesellimiz “Ahmet Cemal’in hikâyesi”nin gerisinde kalan dev miras. Sırf Almancadan yazarımızın dilimize kazandırdığı edebiyatdüşünce insanlarının listesi bile başdöndürücü: Brecht... Broch... Benjamin... Bachmann... Kafka... Hölderlin... Musil... Nietzche... Zweig... Rilke... Goethe... Kendi eserleri ve yazılarıyla da yerine kolay konulmayacak bir hazineydi Ahmet Cemal... Arkada bıraktığı boşluk çok büyük. Yakınları ve sevdiklerine başsağlığı dilerim. Işıklar içinde yatsın. Filistin’i BD Başkanı Trump’ın suçlamış AFilistinİsrail sorununa çözüm bulmak için atadığı hem danışmanı hem damadı Jared Kushner’in Kongre’de yardımcıları ile görüşmesini The Wired sitesi sızdırdı. İddiaya göre, ABD’nin Filistinİsrail arasında arabulucuk görevinin başarıya ulaşmasına dair tereddütlerini ifade eden Kushner, Mescidi Aksa’nın kapılarına metal dedektörlerinin kurulması ile patlak veren kriz ile ilgili Filistin’i provokasyonla suçladı. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear