28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumartesi 8 Temmuz 2017 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Demırtaş ellerını kelepçeletmedı HDP’lilerin Bozdağ ile yaptığı görüşmede ‘kelepçe takılmayacak’ bilgisi verildi. Ama kelepçe takılmak istenince Demirtaş duruşmaya gelmedi HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş 4 Kasım 2016 tarihinde tutuk lanmasının ardından ilk kez isteği üzerine duruşmaya katılacaktı. Edirne Cezaevi’nde tutuklu olan Demirtaş, bu kapsamda dün An kara Adliyesi’ndeki MAHMUT LICALI duruşmaya getirilmek üzere yola çıkmadan önce kelep çe takılmak isten mesi üzerine mahkemeye gelme di. Hafta başında eski HDP Eş Ge nel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın Ankara’daki duruşmaya getirilir ken kelepçe uygulaması yapılma masına karşın Demirtaş’a kelep çe takılmak istenmesi krize ne den oldu. Bozdağ’a ulaşılamadı Edinilen bilgiye göre, Demirtaş’ın duruşmasından bir gün önce kendisinin Ankara’ya nasıl getirileceği konusunda HDP ile Adalet Bakanlığı yetkilileri arasında bir görüşme trafiği yaşandı. HDP’li TBMM Başkanvekili Pervin Buldan, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ı arayarak Demirtaş’ın Ankara’ya nasıl getirileceği konusunda bilgi alırken, Demirtaş’a kelepçe takılmayacağı bildirildi. Buna karşın Demirtaş’a kelepçe takılmak istenmesi ve bu kapsamda Demirtaş’ın mahkemeye gelmeyi reddetmesi üzerine HDP yetkilileri tekrar Adalet Bakanı’yla görüşmek istedi. Ancak HDP’lilerin Bakan Bozdağ ile görüşme istediği sonuçsuz kaldı. Demirtaş’a kelepçe takılmak istenmesine HDP çok sert tepki gösterdi. HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, konuyu bir soru önergesiyle TBMM gündemine taşıdı. Beştaş’ın Başbakan Binali Yıldırım’ın yanıtlaması istemiyle verdiği önergede kelepçe takılma talimatının kim tarafından verildiğini sordu. Beştaş, mevzuatta kelepçe takılmasına ilişkin bir düzenleme olmamasına karşın Demirtaş’a kelepçe takılmasına yönelik teşebbüsün ne anlama geldiğini öğrenmek isterken, “Sayın Demirtaş’ın tutuksuz olarak yargılandığı bu dosyada dahi adil yargılanma hakkının engellenmesinin anlamı nedir? Sayın Demirtaş şahsında kelepçe uygulaması halkı kin ve düşmanlığa açıkça tahrik değil midir?” sorularını da yöneltti. ‘Direneceğiz’ Kelepçe takılmak istenmesi üzerine mahkemeye gelmeyi reddeden Demirtaş, avukatları aracılığıyla bir açıklama yaptı. Demirtaş açıklamasında şunları dile getirdi: “Dün, avukatlarıma duruşmaya getirilmemem halinde tek problemin, yol boyunca ring aracında bileklerime kelepçe takılmasını kabul etmediğim olduğu anlaşılmalıdır demiştim. Ben halen dokunulmazlığı devam eden görevde bir milletvekiliyim. Halkın iradesini temsil ediyorum. Saatlerce sürecek bir ring yolculuğunda kelepçe uygulamasını yasadışı ve ahlak dışı buluyorum. Kelepçe takılmasını kabul etmediğim için de sabah saat 04.00 sıralarında cezaevi kapısından ring aracına bindirilmeden hücreme geri getirildim. Tutuksuz olduğum bir dosyada bile bu şekilde adil yargılanma hakkım engellendi. Tutuklu olduğum dosyada ise yargılanacağım mahkeme ve günü 8 ay geçmiş olmasına rağmen halen belli değildir. Adaletsizliğe karşı her halükârda direneceğiz ve temsil ettiğimiz halk iradesinin onurunu koruyacağız.” ‘Adalet yok’ Kelepçe takılmak istenmesi üzerine Demirtaş’ın gelmediği duruşmayı izleyen HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, uygulamayı protesto ederek duruşma salonundan çıktıktan sonra yaptığı açıklamada “Mahkemelerde, adliyelerde adalet yok. Görevini yapan savcılar, yargıçlar Saray’ın tehdit ve baskısı altında” dedi. HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay adliye çıkışında yaptığı açıklamada, uygulamaya tepki gösterdi. ‘Sizi HDP’li sandık!’ ALİCAN ULUDAĞ Demirtaş’ın kelepçe krizi nedeniyle HDP’nin tutuklu Eş Genel Başkanı Selahattin getirilmediği Ankara Adliyesi’nde polis bir anda Reyhanlı saldırısı mağdurlarına müdahale etti. Demirtaş’ın TCK’nin 301. maddesinden yargılandığı davanın ilk duruşması Ankara 35. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Salonun yetersizliği nedeniyle duruşma, Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi salonuna alındı. Duruşma nedeniyle Ankara Adliyesi’nin etrafında bariyerlerle yoğun güvenlik önlemleri vardı. Polis, adliyenin bütün girişlerine giden yolları kapatarak, tek bir arama noktası oluşturdu. Duruşmaya gelenler sıkı aramalar sonrası içeri alındı, ancak polis ‘salon dolduğu’ gerekçesiyle Demirtaş davasına gelenler ile gazetecileri adliyeye almak istemedi. Demirtaş’ın davasının olduğu mahkeme salonuna giden merdivenlerin başları da çevik kuvvet tarafından ke Müdahalenin özrü ise kabahatinden büyüktü... silerek arama yapıldı. İzleyiciler ve avukatlar salo na girdiğinde Demirtaş’ın kelepçe takmayı reddettiği için Edirne’den Ankara’ya getirilmediği bilgisi ulaştı. Duruşmayı HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, milletvekilleri Osman Baydemir, Pervin Buldan, Ahmet Yıldırım, Mithat Sancar, Ayşe Acar Başaran, Müslüm Doğan, ÖDP lideri Alper Taş da izledi. 35. Asliye Ceza Hâkimi Dilek Bengi, cezaevinden gelen ve ‘Demirtaş’ın kelepçe krizi nedeniyle getirilmediğini’ anlatan yazıyı okudu. Bunun üzerine söz alan Demirtaş’ın avukatlarından Mahsu ni Karaman, müvekkilinin sadece Selahattin Demirtaş olmadığını belirterek, “Kendisi 6 milyon seçmenin iradesini taşıyan bir siyasi liderdir. Demirtaş’ın bileklerine takılmak istenen kelepçe aynı zamanda 6 milyon seçmen ve 20 milyon Kürt nüfusa takılmak istenmiştir. Sayın Demirtaş Türkiye’nin en büyük 3. partisinin lideridir” dedi. Demirtaş’ın savunma yapmasını siyasi iktidarın kelepçe olayı ile sabote ettiğini dile getiren Karaman, yaşananları protesto ettiklerini ve bu amaçla salonu topluca terk edeceklerini açıkladı. Bunun üzerine, avukatlar, vekiller ve tüm izleyiciler salonu terk etti. Demirtaş’ın gelecek celse du DURUŞMADAN NOTLAR ruşmaya getirilmesi kararından vazgeçen hâkim, savunmasının Adaletin OHAL’i SEGBİS’le alınması için Edirne F Tipi Cezaevi’ne yazı yazılmasına hükmetti. Duruşma 24 Kasım’a ertelendi. AYŞE SAYIN HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın “kelepçeye” karşı çıkması nedeniyle duruşmaya katılamadığı ve 24 Kasım’a ertelenen davayla ilgili bazı notlar şöyle: 4 Dün adliyede yurttaşlar, adeta adliyenin bir anlamda ‘OHAL’ine tanıklık ettiler. 4 Demirtaş’ın yanı sıra, Aysel Tuğluk ve Selma Irmak’ta aynı saatlerde farklı davalardan yargılandığı için HDP’li milletvekilleri, partililer adliye önünü doldurmuştu. Polis, önce ‘salonun dolduğunu’ ve Demirtaş duruşmasını izleyeceklerin beklememelerini istedi. Daha sonra ise duruşmayla ilgili ‘gizlilik kararı’ verildiğini ve izleyiciler ile ‘basın mensupları’nın adliyeye giremeyeceği duyuruldu. Polisadliye muhabirleri, sadece Demirtaş davası değil, farklı davaları izlemek zorunda olduklarını belirtmesine karşın, uzun süre polis barikatı aşılamadı. Ancak daha sonra savcılığın, gizlilik kararı olmadığı anlaşıldı ve güç bela içeri girebildi. 4 Kuyruk nedeniyle, çok sayıda yurttaş ve avukat davalarına yetişemedi. Daha sonra adliyede işleri olan yurttaşlar, ‘işleri olduğunu gösteren kağıt’ göstermeleri koşuluyla içeri alındılar. 4 Duruşmada söz alan Demirtaş’ın avukatı, Demirtaş’ın uçakla değil, kelepçelenerek cezaevi ‘ring aracıyla’ karayoluyla getirilmek istendiğine vurgu yaptı. Demirtaş’ın sade vatandaş olarak ‘karayoluyla, ring aracıyla’ gelmekten kaçınmayacağını, ancak 6 milyon seçmeni temsil eden bir siyasi parti lideri olarak, ‘halk iradesinin onurunu korumak’ için, ‘ring aracıyla, kelepçeli’ halde duruşmaya gelmek istemediğine vurgu yaptı. 4 Bazı partililer, Demirtaş’a ‘kelepçeli görüntü verdirtmek için mahkemeye getirme tezgâhı’ kurulduğunu savundular. l ANKARA Polisten dayak HDP’liler ağır ceza bloklarının 5. katından slogan ve alkışlarla aşağıya inerken, bu sırada Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Reyhanlı patlaması davası da sona ermişti. 53 kişinin öldüğü Reyhanlı davasında mağdur aileler, savcının rekor ceza istemesine sevinerek alkışlarla adliyeyi terk etmek amacıyla aşağıya iniyordu. Zemin kattaki çevik kuvvet, bir anda Reyhanlı mağdurlarına müdahale etti ve dışarı attı. Müdahalede Reyhanlı patlamasında annesini kaybeden Ahmet Yumuşak adlı gencin başı yarıldı. Polis, grubun Reyhanlı aileleri olduğunu görünce geri adım attı. Başı yarılan gencin yanına gelen bir polis amiri, “Biz sizi Demirtaş duruşmasından çıkan HDP’liler zannettik, kusura bakmayın” diye savunma yaptı. l ANKARA HDP’li Irmak’a 52.5 yıl hapis istendi Selma Irmak MAHMUT ORAL HDP Hakkâri Milletvekili Selma Irmak hakkında ‘Terör örgütü yöneticiliği’ ve ‘Terör örgütü propagandası’ suçundan açılan davanın 3. duruşması dün Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. HDP’li Irmak tutuklu bulunduğu Silivri Ceza İnfaz Kurumu’ndan SEGBİS ile duruşmaya katıldı. Esas hakkındaki görüşünü açıklayan savcı, Irmak’ın ‘Terör örgütü yöneticiliği’ ve ‘Terör örgütü propagandası yapmak’ suçundan 52.5 yıl hapisle cezalandırıl masını istedi. Irmak,“Kürt sorunu mahkeme salonlarında konuşabileceğimiz bir sorun değil. Sorun siyasidir ve siyaset meydanında çözülmelidir” diye konuştu. Mahkeme Irmak’ın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında ‘örgüt yöneticiliği’ iddiasıyla yargılanan HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk, dün Ankara’da ilk kez hâkim karşısına çıktı. Mahkeme, Tuğluk’a 3 avukat sınırlaması getirdi. Tuğluk, “Bir hukuk kıyımı var. Biz adil ve tarafsız bir yargının karşısında değiliz” dedi. haber 5 Eşitlik yoksa adalet yok... Saat gecenin kaçı bilmiyorum. Sessizlik kendi içinde sanki bir hüzün kuşağı... Karşıda Midilli’nin ışıkları. Hava serin. İyonya temmuzun ilk günlerinde biraz ürkek... Açlık grevinin 120. gününü geride bırakan akademisyen Nuriye Gülmen 44, Semin Özakça ise 61 kiloya düşmüş gazete haberlerine Kadın örgütleri “Adalet Yürüyüşü”ne Barış Gelini Pippa’nın öldüğü yerde katıldı. Açıklamada şöyle deniliyor: “Biz kadınlar bu Adalet Yürüyüşü’nde kendi adalet talebimizi önemsiyoruz. Biz kadınlar, erkek adaleti değil gerçek adalet için birlikte yürümek istiyoruz. Kanun hükmünde kararnamelerle medya susturuluyor. bakılırsa. Kadınların ve çocukların erkek Bu gençler ülkemizin ço şiddeti karşısındaki konumla cukları... Yaşama tutkun, sevgi yi yüreklerinde filizlendiren rını kırılganlaştırıyor. Kadınların siyasal kazanım larına el konuluyor. genç bilim insanları. Hayatın her alanında, er Açlık grevindeki Nuriye Gülmen’in kız kardeşi Beyza Gülmen, ablasının direnişinin kendisini gururlandırdığını söylüyor arkadaşımız Seyhan Avşar’a... Diyor ki: “Ablam çok zayıfladı artık. Otururken bile ağrısı olduğu için genelde uzanıyor. Hiçbir işini tek başına yapamıyor. Avukatlardan aldığım bilgiye göre sağ böbreğinde şiddetli bir ağrı varmış. Kollarını kullanabildiği için çok sevinmiş. Tek istekleri bir an önce işlerine geri dönmeleri.” Sonsuzluk uykusunun sınırında dolaşmak, yaşamı ku keklerle eşit haklara ve fırsatlara sahip olana kadar: Eşitlik yoksa adalet yok.” Evet! Eşitlik yoksa adalet yok! Bu ülkede kadınlar erkeklerle eşit koşullarda mı yaşıyor? Hayır! Kadınlar şiddete uğruyor Türkiye’de... Denilen şu: “Kadın evinin kadınıdır...” Evinin kadını ne demek? Kadın yemek yapar, çamaşır yıkar, çocuk yapar, tüm gün evinde oturur... Sokağa çıkmaz! HHH caklamak. Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi “Adalet herkese gerek Ölümsüz güneşin, kendini kıskançlıkla yedi tür tüyle süsleyen tanrıların kışkırtıcı li” tümcesi mıh gibi beynime bakışlarıyla irkilen nar ağacı saplanıyor. bize yarım kalmış tutkularımı Pelinlerle mandalinalar Elitis’in küçük yeşil denizinin kıyısında, o deniz fenerinde, ayın bittiği yerde hafif bir poyraz getiriyor. Ben o saatlerde denize yakın bir çay bahçesinde Nuriye’nin kardeşi Beyza’nın dilek fenerini düşünüyorum. Sonra kaygılarımın peşinden gidiyorum... zı, kaçıp giden sevdalarımızı anlatıyor. Yaz şenlikleriyle, ateşböcekleriyle gülüp oynayan, öfkelenen, bizi kara kötülüklerden arıtıp güneşin kucağına esrik kuşları serpen gizli düşlerimizin bile üstüne kanat geren haziran nasıl da bırakıp kaçtı! Çağdaş bir dünyanın par HHH Kemal Kılıçdaroğlu’nun başlattığı “Adalet Yürüyüşü”nün 24. günü bugün... Toplumun pek çok kesiminden yurttaşı bir araya getiren yürüyüş görkemli geçiyor. 70’ten fazla kadın örgütü yaptıkları ortak açıklamada, “Adalet Yürüyüşü”ne katı çası değil miydik? Peki neden temel hak ve özgürlükler açısından hak ettiğimiz yere getirilmiyorduk? Bireylerin hak ve özgürlüklerine neden özen gösterilmiyordu? Tüm bunlar toplumun beklentisi değil miydi? Çağdaş bir toplum özgürlüklerin hayata geçmesiyle sağlanabilirdi. lacaklarını duyurdu. Bunların başında da ada Otostopla dünyayı gezen Pippa Bacca (Barış Gelini) let gelirdi... Bu sözlerle yola çıkanlar, 2008 yılında Gebze’den geçerken tecavüze uğramış ve öldürülmüştü. bugün temel hak ve özgürlükler konusunda niye suskun, söyler misiniz? İçtüzüK değişikliĞİ TBMM Başkanlığı’nDA Meclis’te Erdoğan’a hakarete para cezası SELDA GÜNEYSU TBMM İçtüğüzü’nde yapılan ve AKP ile MHP’nin ortak imzası ile Meclis Başkanlığı’na sunulan değişiklikle, Cumhurbaşkanı’na, TBMM’ye, TBMM Başkanı’na, Başkanlık Divanı ve başkanlık görevini yerine getiren başkanvekiline hakarette bulunmak, sövmek veya onları tehdit etmeye “para cezası” getirildi. Ayrıca değişikliğin kabul edilmesi halinde Meclis’te frak giymek de tarih olacak. İki parti grubunun 17 madde olarak üzerinde uzlaştığı teklif, son bir madde değişikliğiyle 18 maddeye çıkarıldı. Söz konusu son dakika değişikliği ise Meclis Başkanı İsmail Kahraman’ın isteği üzerine, “kıyafeti” düzenleyen 56. maddede yapıldı. Mevcut uygulamaya göre başkanlık kürsüsündeki başkanın “beyaz kelebek kravat ve siyah yelek üstüne siyah frak giymesi” zorunluyken, bu zorunluluk kaldırılarak, “koyu renk elbise giyerler” şeklinde düzenlendi. Muhalefete engel Teklifte, Genel Kurul yoklama işleminde de değişikliğe gidildi. Mevcut sistemde, görüşmeler sırasında 20 milletvekili ayağa kalkmak ya da önerge vermek suretiyle yok lama yapılmasını isteyebiliyordu. Düzenlemeyle bu durum “görüşmeye tabi tezkerelerin oylanması ile yasa maddelerine geçilmesi ve tümünün oylanması” olarak düzenlenerek, sınırlandırıldı. Pankarta ceza Genel Kurul’daki milletvekillerine verilen cezalar da yeniden belirlendi. Teklife, “TBMM bina, tesis, eklenti ve arazisine silahlı olarak girmek;” ve “Genel Kurul’un çalışma düzenini ve huzurunu bozucu döviz, pankart ve benzeri materyali getirmek ve kullanmak” ibareleri eklenerek, Genel Kurul’da herhangi bir pankart ve döviz getirmek de cezaya tabi oldu. Maaş kesintisi Teklifte yer alan en dikkat çekici maddelerden biri de 15. madde. Görüşmeler sırasında, Cumhurbaşkanı’na, TBMM’ye, TBMM Başkanı’na, Başkanlık Divanı ve başkanlık görevini yerine getiren başkanvekiline de hakarette bulunmak, sövmek veya onları tehdit etmeye “para cezası getirildi.” Böylece milletvekilleri, bu yöndeki eylemlerinden ve sözlerinden ötürü, “kınama” ile cezalandırılacak ve “bir aylık ödenek ve yolluğunun üçte biri” kesilecek. l ANKARA C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear