26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Perşembe 27 Temmuz 2017 10 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN HAKAN KARA, İKTİDARFETÖ İLİŞKİLERİNİ MADDE MADDE SIRALADI: TURHAN Fethullah Gülen’i arayan GÜNAY’DAN İDDİALARA YANIT: Erdoğan da suçlu mu? Yazarımız Hakan Kara, savunmasında kendine yöneltilen ByLock kulla genekonculukla suçlayıp hapse attılar. Bugünse Cumhuriyetçiler FETÖ’cü diye suçlanıyor nıcısı ve FETÖ şüphelisi kişiler lar ve yine hapisteler. Amaç ay le irtibat suçlaması ile ilgili, “20 nı: Cumhuriyet’i susturmak. Fa Ekim 2013’te Gülen ABD’de, rahatsızlık geçirdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da Fethul KEMAL GÖKTAŞ kat bu sefer ikinci bir amaç daha var. Tüm medyaya gözdağı vermek. Korku iklimi yaratmak. lah Gülen’i telefonla arayarak Tüm muhalif sesleri susturmak. ‘geçmiş olsun’ dileklerini ilet Ne yazık ki, FETÖ’cü çetenin tiler. Yani Cumhurbaşkanı Re geçmişte ODATV, Balyoz, Erge cep Tayyip Erdoğan, Fethullah nekon gibi davalarda uyguladığı Gülen’i arayıp geçmiş olsun de yöntemlerin benzerleri bugün mekle suç mu işlemiş oldu? Sav CANAN cıların söylemeye çalıştığı şey COŞKUN muhalif sesleri kısmak için uygulanıyor. FETÖ’cü savcı Zeke bu mu” diye sordu. Hakan Kara, riya Öz ülkeden kaçtı ama geri savunmasında, 34 yıldır Cumhuriyet’te ye korkunç bir miras bırakmış. çalıştığını belirterek, gazetede bugüne kadar 2 bini aşkın haber, röportaj, söy O tarihte ByLock yok leşi ve köşe yazısının yayımlandığını İddianameye göre Emre Aktaş ad söyledi. Bu yazıların arasında FETÖ’yü lı bir ByLock’çuyla konuşmuşum. Em öven tek bir yazı olmadığını vurgula re Aktaş beni aramış. Görüşme 19 sa yan Kara, şunları söyledi: niye sürmüş. Başka bir iletişim kay Pensilvanya’ya gitmedim dı da yok. Ben gazeteciyim. Müneccim değil. Beni arayan kişinin telefonun FETÖ’yü tanımam. FETÖ ile çekilmiş da ByLock olup olmadığını bilemem. bir fotoğrafım yok. Onunla aynı sofra Emre Aktaş’ın beni aradığında ByLock da yemek yemedim. Pensilvanya’ya hiç kullanıcısı olmadığını biliyorum. Nere gitmedim. Yıllarca FETÖ’yü öve öve bi den biliyoruz bunu? Çünkü HTS kayıt tiremeyen, onu yere göğe sığdırama larında aslında yazıyor. Çünkü HTS ka yanlar, ona ‘Hocaefendi Hazretleri’ der yıtlarına göre Emre Aktaş beni 12 Şu lerdi. Ben böyle bir ifadeyi hiç kullan bat 2013 tarihinde saat 17.54’te ara madım. FETÖ’ye 25 yıl boyunca hizmet mış. O tarihte ByLock programı henüz eden, ondan maaş alan Hüseyin Güler icat edilmemişti. İletişim kaydımın ol ce gibi insanların FETÖ’ye güvenme duğu iddia edilen ikinci ByLock’çu Mü sini, örgütün güçlenmesini, yaygınlaş cahit Koç adlı kişiymiş. Onu da tanı masını sağlamadım. Ne benim ne aile mam. Fakat o da ByLock’çu değil. Bu min boğazından FETÖ’nün tek bir ku kişi beni aramış. Yani ben aramış de ruşu geçmedi. Buna rağmen ben örgüt ğilim. O da 2 Şubat 2014 tarihinde içindeki hiyerarşik yapıya dahil olma aramış. O da ByLock’çu değil. Çün makla birlikte örgüte bilerek ve isteye kü ByLock bu tarihten iki ay sonra rek yardım etmekle suçlanıyorum. piyasaya çıktı. ByLock kullanmadım Tescilli FETÖ’cü Hüseyin Gülerce tanık, bense burada sanık koltuğunda oturuyorum. Telefonumda ByLock yok. Hiçbir Cumhuriyet yazarı veya yöneticisinin de yok. Bank Asya’da hesabım yok. TUSKON üyesi değilim. FETÖ’cü olarak bilinen hiçbir kurumla ilişkim yok. İddianamede FETÖ ya da herhangi bir terör örgütüyle ilişkim olduğuna dair tek bir kanıt yok. Buna rağmen 9 aydır hapisteyim. FETÖ’ye ‘dön’ demedim Pensilvanya’ya hiç selam söylemedim. Ne istediniz de vermedik demedim. Bitsin artık bu hasret diye FETÖ’ye ülkeye dön çağrısı yapmadım. FETÖ ile hiçbir alanda hiçbir ortaklığım ve hiçbir alışverişim olmadı. MGK’de 2004 yılında verilen FETÖ raporunu yok hükmünde sayan ben değilim. 2010 yılında ‘Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nde FETÖ’yü tehdit olmaktan tümüyle çıkaran ben değilim. Bugün Türkiye’de darbeye karıştıkları gerekçesiyle yargılanan 160 general ve amirali ben terfi ettirmedim. Bu general ve amirallerin güvenlik soruşturmalarını ben yapmadım. Askeri lise, KPSS gibi sınavların sorularını çalarak yüzbinlerce genci mağdur etmedim.” Taşları döşemedim 15 yıl boyunca Pensilvanya ziyareti için New York uçaklarını dolduran siyasetçi ve politikacılar kimlerdi? Neden bunların listesi çıkarılmaz. Hiçbir Cumhuriyetçi o uçaklarda yer almadı. AKP ile FETÖ’cülerin yakınlığını Türkiye’de bilmeyen var mı? Bu yakınlık, devletin, ordunun, emniyetin, yargının, eğitim kurumlarının, üniversitelerin bu çetenin eline geçmesinin en önemli anahtarı olmadı mı? FETÖ’ye her türlü desteği verenler, 15 Temmuz’un taşlarını döşeyenler Cumhuriyetçiler değildi. Dün FETÖ’cüler Cumhuriyetçileri Er Davutoğlu da konuştu İletişim kaydım olan bir başka kişi FETÖ’cüymüş. Adı Niyazi Karakülah’mış. 18 Mayıs 2013 yılında kendisine bir mesaj atmışım. Bu kişiyi tanımıyorum. Mesaj falan da atmadım. FETÖ hangi tarihten itibaren suç örgütü sayılıyor? Daha somut söylemek gerekirse: 2013 yılında Fethullah Gülen Cemaatinden olan bir kişiye mesaj geçmek suç mu? Gülen o tarihte örgüt lideri olarak mı görülüyor? Onunla konuşmak, telefon etmek, bağlantı kurmak suç mu? 2013 yılı Eylül ayında Türkiye’nin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Gülen’i Pensilvanya’da ziyaret etti. Görüşme iki saat sürdü. Neler konuşuldu tam olarak bilmiyoruz. FETÖ ile görüşen Ahmet Davutoğlu şimdi suç mu işlemiş oldu? Örgüt lideri ile görüşmekten dolayı suçlu mu? Erdoğan geçmiş olsun dedi 20 Ekim 2013 tarihinde Gülen ABD’de, rahatsızlık geçirdi. Tansiyon yüksekliğinin yol açtığı ritim bozukluğu nedeniyle 12 saat hastanede kalmış. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da Fethullah Gülen’i telefonla arayarak ‘geçmiş olsun’ dileklerini ilettiler. Yani Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Fethullah Gülen’i arayıp geçmiş olsun demekle suç mu işlemiş oldu? Savcıların söylemeye çalıştığı şey bu mu? Gülen de teşekkür etti Gülen de 24 Ekim 2013 tarihli Zaman Gazetesi’ne iki sayfalık bir ilan vermiş. Bu ilanda kendisini arayan, dost ve yakınları aracılığıyla şifa dileklerini iletenlere teşekkür etti. Teşekkür listesinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Tayyip Erdoğan ve TBMM Başkanı Cemil Çiçek de yer alıyor. Bu durumda Abdullah Gül, Tayyip Erdoğan, Cemil Çiçek de suç mu işlemiş oldular. Ayrıca sözü edilen tarihte bu davada tanık olarak yer alan Hüseyin Gülerce hâlâ FETÖ’nün emrinde çalışıyordu. Hazır tanık olarak buraya gelmişken savcılar kendisini hapse mi atacaklar? Ayrıca aynı yıl dönemin başbakan yardımcısı Yalçın Akdoğan 30 Kasım 2013 tarihinde ‘2004’teki MGK kararı hükümet tarafından yok hükmünde kabul edilmiştir’ demecini vermiştir. Bu durumda Yalçın Akdoğan FETÖ örgütünü korumuş mu oldu? Sadece 4 kayıt için 9 aydır tutukluyum Brezilyalı çizer Latuff, Cumhuriyet davasını çizdi ‘Arşivimi geri verin’ Hakan Kara Kara, FETÖ soruşturması şüphelisi kişilerle görüşme kaydının bulunduğu iddiasıyla ilgili olarak şunu söyledi: “Meğer ETS turizm şirketiyle ilgili bir FETÖ soruşturması sürdürülüyormuş. Hem de 2014’ten bu yana. Cezaevinde yattığım 9 aylık süre boyunca neredeyse her akşam televizyondan ETS turizm şirketinin reklamlarını izledim. Neredeyse her hafta okuduğumuz gazetelerde tam sayfa ETS şirketinin reklamları yayımlandı. ETS turizm şirketiyle telefon görüşmesi yaptığım doğrudur. 2015 yılında bebeğimizle rahat edelim diye ‘bebek dostu’ ucuz bir otel aradık. Sonra rezervasyon yaptırdık. Havaalanından tesise yapılacak transferin saatini belirlemek için birkaç kez şirket yetkilileriyle telefonda konuştuk. Şimdi bu suç mudur? Eğer bu şirket üzerinden rezervasyon yapmak, telefonla görüşmek suçsa, nasıl oluyor da gazetelerde sayfa sayfa reklamları yayımlanıyor? Bu şirketi hemen kapatmak gerekmez mi? Bu şirketin her yıl 600 bin kişiyle bağlantı kurduğu belirtiliyor. Şirket hakkında 2014 yılında bir soruşturmanın başlatıldığı söyleniyor. Her yıl 600 bin kişi şirketle bağlantı kurduğuna göre 2014 dahil 2017’ye kadar 4 yıl geçti. Demek ki bugüne kadar 2.4 milyon kişi şirketi aramış. Demek ki 2.4 milyon kişi potansiyel suçlu durumunda. Böyle bir suçlama olabilir mi? Bu mantığa sığar mı? 12 milyon suçlu Diyelim ki ortalama bir insan bir yılda 30 telefon kaydı oluştursun. Türkiye’de 200 bin ByLock’çu var. Her biri 2014’ten bu yana 2 yıl içinde 60’ar telefon kaydı oluştursa şu anda Türkiye’de 12 milyon suçlu var demektir. Kaldı ki öyle meslek grupları var ki, onların ByLock’çularla konuşma olasılığı çok daha yüksek. Bir kere muhtarların tümünü hemen hapse atmak gerekecektir. Sonra gazetecileri, avukatları, aile hekimlerini... Diğer yandan AKP milletvekilleri kaç ByLock’çuyla görüşmüşlerdir? ‘hAarbşeivrimvedeya3z.ı4vmaril’yon “İddianamede 267. sayfasında bana ilişkin çeşitli başlıklar sıralanmış. Başlıklar sıralandıktan sonra ‘Bir kül halinde değerlendirildiğinde’ denmiş ve benim terör örgütüne yardım ettiğim kanaatine varılmış. Size 30 Haziran’da dilekçe vermiştim, evimde el konulan disklerle ilgili. Ben dijitalci olduğum kadar da arşivciyim. Benim arşivimde 3.4 milyon haber ve yazı var. İnsanlar arşive önem vermiyor. AA bile geçtiği haberleri arşivlememiş.” ‘Klasik Batı Müziği arşivim çok önemli’ “Sadece haber arşivi böyle, diğer konularda sayı vermek istiyorum. İyi bir gazetecinin 15 bin dediği benim için arşiv bile değil. Yazdığım binlerce kod var. Kitap arşivim, sanat arşivim ve bunlarla ilgili projelerim var. Müzik arşivim çok değerlidir, özellikle klasik Batı Müziği arşivim çok önemlidir. Ve bunlar çok önemli. Manyetik bir alan bu diskleri yok edebilir. Bedeli neyse ödeyeceğim, orijinali sizde kalabilir. Ama bir kopyasını çıkarıp verin lütfen. Yoksa tazminat davası söz konusu olur ki tazminat da benim işime gelmez.” Başkandan bir garip soru Savunmanın ardından mahkeme başkanı Abdurrahman Orkun Dağ, Kara’ya, “Vakıfta yayın politikası konusunda bir usulsüzlük olup olmadığı konuşulur mu” diye sordu. Kara da böyle bir konuşmanın olmadığını vurgulayarak, “Vakfın yaklaşımı böyle değildir. Vakıf yayın politikasına vakıf senedi çerçevesinde bakar. Bir vakıf üyesi gelip ‘bu haberi niye yaptınız, detayında ne var’ diye sormaz. Sorarsa istifa etmem gerek. Cumhuriyetin geleneklerine uymaz” diye yanıt verdi. Ardından mahkemenin kıdemli üyesi Halit İçdemir, “DHKPC ve PKK ile ilgili savunma yapacak mısınız” diye sordu. Kara da, “Şiddetin her türlüsüne karşıyım. PKK ve DHKPC ile hiçbir ilişkim olmadı” dedi. Turhan Günay, tutukluluğa gerekçe olarak gösterilen 4 iletişim kaydından ikisinin fuar daveti, ikisinin de kitapları için kendisini arayan kişiler olduğunu söyledi. Cumhuriyet Kitap Eki Yayın Yönetmeni Turhan Günay, Cumhuriyet Vakfı yöneticisi olmadığı halde iddianamede vakıf yöneticisi olduğunun yazıldığını belirterek “Bu iddia ve 4 kişiyle iletişim irtibatı iddiası nedeniyle 9 aydır tutukluyum” dedi. Günay, iletişim irtibatı olduğu iddia edilen kişilerin ise kendisini kitap fuarına davet etmek ve kitaplarını göndermek isteyen kişiler olduğunu söyledi. Turhan Günay, Cumhuriyet davasının 27. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmasının 3. gününde savunma yaptı. Cumhuriyet gazetesinin tarihi boyunca baskılara maruz kaldığını belirterek “Bu gazete onlarca kez kapatıldı, soruşturmalara uğradı. 1927, 1933, 1954, 1959 ve devam eden yıllarda hakkında kapatmalar verildi. Cumhuriyet gazetesinin en çok baskıya uğradığı dönem tek parti ve Demokrat Parti dönemidir” dedi. Cumhuriyet’te 1985 yılında çalışmaya başladığını söyleyen Günay, “Cumhuriyet dürüst gazetecilğin yapılabildiği tek gazeteydi. Bu düşüncem bugün de devam etmektedir. Pazar dergisine dönüşen bir ek yaptım önce. Sonra Cumhuriyet Hafta adıyla Almanya’da yayınlanan gazeteyi hazırladım. 1997’de ise kitap ekinin başına getirildim. Bu eki 25 yıldır yönetiyorum. Türkiye’de 2002’de 7 bin 500 kitap yayımlandı. Bugün yılda 55 bin kitap yayımlanıyor. Bu 787. davam 1995 yılında da Türkiye’nin ilk çocuk kitapları sayfasını hazırladım. 19 gazete Cumhuriyet kitap ekini örnek alarak kitap eki veriyor. Biz haftalık çıkıyoruz onlar aylık” dedi. Günay şöyle devam etti: “Gazeteciliğe 1968 yılında başladım. Bugüne kadar hakkımda 786 dava açıldı. Bu dava 787. dava. İddianamenin 25. sayfasında Turhan Günay Cumhuriyet Vakfı yöneticisi diye yazıyor. Ben hiçbir zaman Cumhuriyet Vakfı yöneticisi olmadım. Bu durum iddianamedeki listelerde de görülüyor. Sadece 2011 – 2013 arasında Yenigün Şirketinde kitap biriminin sorumlusu olarak görev yaptım. İddianamede telefonumdan 4 kişiyle iletişim kaydım olduğu söyleniyor. Bunlardan 2’si kitap fuarlarına yapılan davetler nedeniyle beni arayan numaralar. Bir diğeri Zaman’da muhabir olan bir kişinin yazdığı kitabı bana göndermek için yaptığı telefon araması ve bir diğeri de yazar olan bir akademisyenin yine kitabı için beni araması. Sadece bu 4 iletişim kaydı ve vakıf yöneticisi olduğum iddiasıyla 9 aydır tutukluyum.” Terörle bağımız olamaz Günay, annesini 2 yaşında kaybettiğini ve ölüm tarihini tam olarak bilmediğini, iddianameye eklenen nüfus kaydıyla bu tarihi tam olarak öğrendiğini anlatarak, Mahkeme Başkanı’nın sorusu üzerine kitap ekini yönetirken hiçbir vakıf yöneticisinden tavsiye ya da telkin almadığını söyledi. Günay, “Terör hepimizin başının belası. Benim hiçbir terör örgütüyle bağım olamaz” dedi. Günay, kitap ekinde hiçbir zaman tarikatların kitaplarını da basmadıklarını söyledi. Turhan Günay C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear