26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Salı 18 Temmuz 2017 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY / ELİF TOKBAY TASARIM: EMİNE BİLGET haber 3 270/2 0 0 350/2 4 0 340/2 1 0 250/2 0 0 250/1 8 0 360/1 7 0 320/1 5 0 260/1 9 0 330/2 0 0 390/2 3 0 340/1 9 0 280/2 1 0 240/1 2 0 310/2 6 0 280/1 6 0 240/1 2 0 320/1 7 0 370/2 2 0 260/1 2 0 300/2 1 0 280/2 2 0 310/2 3 0 TARİHTE BUGÜN 1918: Güney Afrika Cumhuriyeti’nin ilk siyahi devlet başkanı Nelson Mandela’nın doğum günü. 1920: Milletvekilleri TBMM’de Misakı Milli andını içti. Tüm dünyaya Türkiye’nin bütünlük ve bağımsızlık isteği ilan edildi. ‘Adalet için uzaya mı gideyim’ ZEHRA ÖZDİLEK İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) ait hafriyat kamyonunun çarparak öldürdüğü Şule İdil Dere’nin ailesinin adalet arayışı sürüyor. İstanbul Bölge İdare Mahkemesi, asli kusurlu İBB yetkilileri hakkında soruşturma izni vermeyen İstanbul Valiliği’nin kararını onadı. Gözü yaşlı anne Nesrin Arslan, “İtiraz ettik, zannettik ki sesimiz duyulur, sorumlulara hesabı sorulur hiç değilse... Sorumlular yargılansın diye uzaya gitmem gerekiyorsa gider oraya da baş vururum” diye konuştu. Üniversite öğrencisi Şule İdil Dere’nin ölümünden sorumlu İBB Daire Başkanı’nın da aralarında bulunduğu 8 üst düzey yönetici hakkında soruşturma izni verilmemişti. İstanbul Valisi Vasip Şahin, yalnızca İBB çalışanı iki mühendis ve bir teknikerin soruşturulmasına izin vermişti. Aile de valiliğin kararına itiraz etmişti. Mahkeme itirazı reddetti. Kararda, “hazırlık soruşturması yapılmasına yeterli bilgi ve belgenin dosya muhteviyatı itibariyle mevcut olmadığı anlaşılmıştır” denildi. l İSTANBUL AYM’YE GİDECEĞİZ Baba Berdan Dere bölge idare mahkemesinin adaleti, engellediğini söyleyerek, “Kararı Anayasa Mahkemesi’ne gö tluüyroecruezğ”izd.eBdui.nuAhileaktaihralaflıinodlaanraykaypoılraunmyazılı basın açıklamasında da Bölge İdare Mahkemesi’nin hukuk devletinin canını aldığı belirtilerek, “İstanbul Bölge İdare Mah kemesi, kendi gerekçesiyle çelişme pahasına dosyadaki maddi delilleri 3 alt düzey personel için görüp 8 üst düzey yönetici için görmezden geldi, çelişkili ve hukuksuz bir karar verdi” ifadeleri kullanıldı. ALADAĞ DAVASINDA DURUŞMAYI SOMALI AİLELER DE İZLEDİ Ailelere ‘şikâyeti geri çekin’ baskısı Adana’nın Aladağ ilçesinde geçen yıl 29 Kasım’da Süleymancılar Cematine ait yurtta 11 kız öğrenci ve 1 yurt görevlisinin yaşamını yitirdiği yangınla ilgili davanın 2. duruşması dün görüldü. Yangında hayatını kaybede Zeliha Avcı’nın annesi Sultan Avcı, “Sofulu Mahallesi Muhtarı Adem Aktaş bize davamızdan geri çekmemiz için para teklif etti. Dilekçe yazdırın dedi. Güvencemiz yok korkuyoruz. Adalet istiyoruz” diye konuştu. Soma maden faciasında yakınlarını kaybeden aileler de Aladağlı ailelere destek verdi. 15 yıla kadar hapis istemiye yargılanan tutuklu sanıklar yurt müdürü Cumali Genç, yurt çalışanı Mahmut Deniz, Aladağ Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği Başkanı İsmail Uğur ile dernek yöneticileri Ramazan Keleş, Ramazan Dede, Mustafa Öztaş, Mahir Kılınç yoğun güvenlik önlemleri altında duruşmaya getirildi. Anahtar belletmende Yangından yaralı olarak kurtulan Sema Karataş ifadesinde “Yangın sırasında yangın merdiveni kapıları kapalı ve üzerinde kol yoktu. Etüt odasına bir koku ve duman geldi. Yangınla alakalı bir tatbikat yapıldığını da hatırlamıyorum. Belletmen öğretmenin birisi yangın kapılarının anahtarını yanında taşırdı” dedi. Elektrik çarpıyordu Yurtta elektrik kesintileri olduğunu anlatan Karataş, “Bize öğretmenler ‘su ısıtıcısı kullanmayın’ derlerdi çünkü arada bir sigorta atıyordu. Bulaşık yıkarken beni hep elektrik çarpıyordu. Bu durumu belletmen Gülsüm Hanım’a ilettim. Bana ‘Olabilir düzelir’ dedi. Sanıkların hepsinden şikâyetçiyim, cezalandırılmalarını istiyorum” diye konuştu. Tepki çeken soru Duruşma salonunda tutuklu sanık Mahir Kılıç vekilinin müşteki Sema Karataş’a yönelik, “Bu yurt olmasaydı eğitim hayatına devam edebilecek miydiniz?” sorusu kısa süreli tartışma çıkmasına neden oldu. Mahkeme heyeti Türkiye Barolar Birliği ve STK’lerin duruşmaya katılma taleplerini reddedip, 7 sanıktan 6 tutuklu sanığın tutukluluğuna devam kararı verip duruşmayı erteledi. l DHA / İHA Yurt ÇALIŞANINA Ruh sağlığı raporu SELDA GÜNEYSU Aladağ’daki yurt yangını faciasını araştırmak üzere Meclis’te kurulan komisyonun taslak raporunda “istismar” uyarısı yapıldı. Raporda, “çocukların her türlü istismardan korunmaları amacıyla tüm özel ve resmi yurtlarda çalışanlar ile servis şoförü, temizlik görevlisi, yemekhane sorumlusu, güvenlik görevlilerinin istihdamından önce güvenlik araştırmasının yapılması” istendi. Ancak, tek başına güvenlik araştırması yapılmasının yeterli olma dığının kaydedildiği raporda, “Bu hizmetlerde çalışan kişilerin psikolojik açıdan sağlıklarının da tam olduğunun belirlenmesine yönelik tedbirlerin alınması da faydalı olacaktır. Böylece, psikolojik sağlığı çocuklarla ilişkili yerlerde çalışması uygun bulunmayan kişilerin çocuklara ve gençlere eğitim ve barınma hizmeti veren yerlerde istihdam edilmelerinin önüne geçilmelidir” ifadeleri kullanıldı. Taslak raporun, “Yurtlar ve pansiyonlarda çalışan kişilerin nitelikleri bölümünde” özetle şunlar kaydedildi: Sertifika zorunluluğu: Tüm resmi ve özel öğrenci barınma hizmeti veren kurum yöneticilerine işletme, kurum yönetimi, kurumun fiziki, hizmet ve güvenlik standartları ile iletişim becerileri gibi genel konularda eğitim/ sertifika alma zorunluluğu getirilmelidir. Psikoloğun nitelikleri artırılmalı: Psikologların eğitim ve barınma hizmetleri konusunda niteliklerinin geliştirilmesine, kapasitelerinin artırılmasına ihtiyaç vardır. l ANKARA Down sendromlu yüzücü ŞampiyonaYA hazırlanıyor Yüzme hocası Efe Karaca, “Erken konuşmak istemiyoruz ama büyük ihtimal yurda madalya ile döneceğiz” diyor. Hkaevleubzelğairın İ zmir’de, Bayraklı Belediyesi’nin 2013 yılında açtığı yaz kursunda yüzmeyle tanışan down sendromlu 16 yaşındaki İrem Öztekin, kısa zamanda gösterdiği başarılarla Fransa’nın başkenti Paris’te düzenlenecek Avrupa şampiyonasına hazırlanıyor. Anne Melek Öztekin, “İrem yaklaşık 5 yıl önce Bayraklı Belediyesi’nin açmış olduğu yaz yüzme kursuna başlamıştı. Daha sonra burada çalışan antrenörümüz ‘İrem bu konuda çok yetenekli’ dedi. Bizi yazkış yüzebileceğimiz Alsancak yüzme havuzuna yönlendirdi. Çalıştı, kendisini geliştirdi. Türkiye Özel Sporcular Spor Federasyonu’nun (TOSSFED) yaptığı bölge ve Türkiye şampiyonası yarışmalarında dereceler elde etti. Down sendromlu bayanlarda Türkiye şampiyonu oldu. Bu yıl da Paris’te yapılacak olan Avrupa özel sporcular şampiyonasında down sendromlular kategorisinde ülkemizi milli yüzücü olarak temsil edecek. Geçen yıl biz Bayraklı Belediyesi’nin havuzunda çalıştık. 2 buçuk ay gibi kısa bir süre bize burayı tahsis ettiler. İnanın kelebek derecesinde 10 saniye birden ilerleme oldu. Ve biz Türkiye şampiyonu olduk” dedi. Kadın işçi işe dönebilmek için eylem yapıyor ‘Tacize karşı çıkınca beni işten attılar’ HİLAL KÖSE Gemlik Yazaki Otomotiv fabrikasında 13 aydır çalışan Dilek Gültekin, ‘performansı düşük olduğu’ gerekçesiyle işten atıldı. Gemlik Serbest Bölge’de, 16 gündür işe geri dönebilmek eylem yapıyor. Sabah 7’den akşam 14.30’a kadar nöbet tutuyor. “Ben bir emekçiyim, hep hakkını arayan, işçilerin hakkını arayan biriyim” diyor. Gültekin’in işten atılmasının aslı nedeni ise fabrikadaki performans baskısına, cinsel taciz ve sataşmalara karşı ses çıkarması. Gültekin, direnişini ve kadın işçilerin çalışma koşullarını Cumhuriyet’e anlattı. g‘Yaönnıektoimrudsaul’dır n İşten çıkarılmanıza neden olan olayı anlatır mısınız? M.G. isimli bir formen var. Bu kişi, hattında çalışan kadınları sürekli sözlü ve fiziki olarak taciz ediyor. Bir yıl önce fabrika içerisinde bir kadını öpmeye çalışıyor. Kadın evli. Eşiyle beraber geliyorlar fabrikaya şikâyetçi oluyorlar ama kadın işçiyi işten atıyorlar. Yani Yazaki yönetimi bu formeni koruyor. Her olayın üstünü örtüyor. Tacizci de cesaret alarak olayı ileri boyuta taşıdı. n Ne yaptı? Gemlik fabrikasından Kuzuluk Yazaki’ye işçi gönderiliyor. Bu formen, Kuzuluk’ta bir kadın işçiye tecavüz girişiminde bulunuyor. Önce bu iğrenç saldırının üstü kapatılmaya çalışılıyor. Kadın işçiye “biz konuştuk, seni rahatsız etmeyecek” deniyor. Kadın işçi arkadaşımız da Gemlik’e gönderiliyor. Burada yaşadığı bir sinir krizi sonucu bu saldırı deşifre oluyor. Metal İşçileri Birliği’nin takibi sonucu formen işten çıkarıldı. Hakkında soruşturma açıldı. Bu noktaya dek birçok kadın işçi tacize uğradı. İşten atılmaktan, çevrelerinden, ailelerinden alabilecekleri olumsuz tepkilerden çekindikleri için de bunu dile getiremiyorlar. ‘Kadınlara söz hakkı verilmiyor’ n İşyerinde kadınların ça lışma koşulları nasıl? Büyük bir üretim baskı sı var. Hedef sayıları yüksek. Çok basit sebeplerden, yok yere tutanak tutuluyor ve yevmiye kesiliyor. Mesela çocuğunuz hasta, formeninize (ustabaşı) gelemeyeceğinizi söylüyorsunuz ama yine de tutanak tutulabiliyor. Kadın işçiler daha özverili çalışıyor. Molalarında bile çalışan arkadaşlarımız var ama en ufak bir hatada bas bas bağırıyorlar. İtiraz ettiğinizde de bildiklerini okuyorlar. Dinlemiyorlar bile. Formenden vardiya amirine, insan kaynaklarına kadar bu böyle. Nasıl daha fazla baskı yaparız? Bunun derdindeler. Yani kadınlar susturuluyor. Rüyamda bile iş görüyordum n Siz neden işten çıkarıldınız? Biz kadın işçiler, yaşananlara fabrika içinde tepki gösterdik. Metal İşçileri Birliği üzerinden bir imza kampanyası başlatıldı. Tek başımıza tacize karşı bir şey yapamıyoruz diye sendikalaşmaya çalıştık. Bunların sonucunda işten atıldım. ‘gRöüryüaymorızudza’ bile işi n Bu süreçte kişisel olarak siz neler yaşadınız? Formenler, zaman zaman, hattaki işçileri birbirine rakip ediyor ve birbirine düşürüyor. Bir önceki hattımdaki formenim, hedeflerin üstünde sayı istiyordu. Çıkmayınca işçiyi aşağılıyor ve baskı kuruyor. Bağrıyor. Kendinizi suçlu hissetmenize neden oluyor. Su içmeyi, tuvalete gitmeyi bile erteliyorsun. Bu nedenle çok tartıştım. İnanın birçok işçi rüyasında bile yaptığı işi görüyor. Ben de görüyordum. Uykuda bile kaygılı oluyorsun, dinlenemiyorsun. Nasıl bir psiko lojik baskıyla karşı karşıyayız düşünün. n İşe geri dönme eylemine müdahale var mı? Direniş polis baskısıyla başladı. İlk iki gün gözaltına alındım. İkinci gün önlüğümü bile giyemeden aldılar. Savcılığa çıkarıldım. Gözaltına alınma nedeni olarak OHAL’i gösterdiler. “Ben hakkını arayan bir işçiyim, kimseye zarar vermiyorum, benim OHAL’le ne ilgim var” diye sordum. Cevap alamadım. Sonradan Cumhurbaşkanı bu sorunun yanıtını verdi. “Biz iş dünyasının rahatı için OHAL’den istifade grev tehdidi olan yere müdahale ediyoruz” dedi. Kararlı duruşum nedeniyle artık müdahale etmiyorlar. Gemlik halkından büyük bir destek var. Gemlik’te her aileden biri Yazaki’de çalışmıştır. Yani nasıl bir sömürü kampı olduğunu bilirler. Çevredeki fabrikalardan destek var. Her gün bir çanta dolusu su ile eve dönüyorum. Yoldan geçenler, TIR şoförleri, işçiler sürekli bir şeyler getiriyor. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear