24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
KULTUR ‘Suyun şavkı’ söndü M. Melih Güneş’in geçen aylarda Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan kitabı “Suyun Şavkı: Leipzig’de Bir Aile ve Nâzım Hikmet”in kahramanı ve Nâzım Hikmet’in dostu Anjel Açıkgöz, 17 Haziran Cumarte si günü Leipzig’de hayatını kaybetti. 1 Mayıs 1923’te İstanbul’da Anjel Mari Kazancıyan ismiyle doğan Açıkgöz, hayatını kaybettiğinde 94 yaşındaydı. Melih Güneş “Suyun Şavkı” kitabında, 1950 yılında Türkiye’den siyasi nedenlerle ayrılmak zorunda kalan Hayk ve Anjel Açıkgöz’ün Samsun’dan başlayıp Leipzig’de sona eren yolculuğunu ve Nâzım Hikmet’le kurdukları dostluğun öyküsünü anlatıyor. Perşembe 22 Haziran 2017 EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK kultur@cumhuriyet.com.tr ‘Sanatımız, ekmeğimiz 15 yarınlarımız tehlikede’ 2013 Gezi olaylarından bu yana sanatçıların, sanat alanının örgütlenmesi, hak ihlalleri nin durdurul ması, sanat in sanlarının in sani bir ortam da çalışma EZGİ ATABİLEN sı ve üretmesi, baskılardan kurtulması için mücadele eden sanatçı örgütlenmesi Sanat Meclisi, dün Kültür Sanat Sen’in Be yoğlu’ndaki merkezinde bir toplantı yaptı. 2017 Sanat ta Hak İhlalleri Raporu’nun açıklandığı toplantıda Grup Yorum üyesi Selma Altın, ti yatro sanatçısı Mehmet Esa toğlu, şair İbrahim Karaca, yönetmen Osman Genç ve toplantıya katılan diğer sa natçılar konuşmalar yaptı lar. Sanat Meclisi’nin hak ihlalleri konulu basın duyu rusunu, toplantının modera törlüğünü de üstlenen Meh met Esatoğlu okudu. Ülke Dün Kültür Sanat Sen’de bir araya gelen Sanat Meclisi üyeleri, 2017 Sanatta Hak İhlalleri Raporu’nu açıkladı. mizde tüm alanlarda olduğu gibi sanat alanında da büyük bir tasfiye yaşandığının altının çizildiği duyuruda, özellikle son 10 yıldır sanatçı ve sanatı engelleme çerçevesinde yapılan saldırıların ve baskıların 2017’de sanatçıları yetiştiren öğretim üyelerine ve onların kurumlarına yöneldiği ifade edildi. Sanat insanları, sanatçı yetiştiren öğretim üyeleri ve sa nat kurumlarının mevcut iktidar tarafından hiçbir dayanağı olmayan KHK’lerle birer ikişer tasfiye edildiği belirtildi. Ülkemizde sanatçıların ve sanat alanının yaşadığı sorun, sıkıntı ve baskıların ülke emekçilerinin yaşadıklarından farklı olmadığını söyleyen sanatçılar, Sanat Meclisi’nin sanat alanını savunabilmek için yolu Açık havada üç hikâye Zorlu PSM’nin sezon boyunca sanatseverlerle buluşturduğu Royal Opera House prodüksiyonlarının gösterimleri özel bir seçkiyle devam ediyor. İngiliz dansçı ve koreograf Sir Frederick Ashton’ın The Dream / Symphonic Variations / Marguerite and Armand balelerinden oluşan seçkinin gösterimi 12 Temmuz’da izleyiciyle buluşacak. Hayatı boyunca 100’den fazla eser üreten, The Royal Ballet’in kurucu koreografı Frederick Ashton’ın en sevilen eserlerinden üçünü bir araya getiren Royal Opera House seçkisinin gösterimi, Zorlu PSM’nin açık hava mekânı Amfi’nin dev ekranında gerçekleşecek. Birbirinden ayrı üç hikâye olarak; William Shakespeare’in Bir Yaz Gecesi Rüyası eserinden uyarlanan The Dream, Ashton’ın ilk başyapıtı olan tek perdelik bale Symphonic Variations, Alexandre Dumas imzası taşıyan Kamelyalı Kadın’dan esinlenen ve ünlü dansçılar Rudolf Nureyev ile Margot Fonteyn için özel olarak tasarlanan Marguerite and Armand’ın bir arada sunulacağı gösterim ücretsiz olarak izlenebilecek. nu emekçilerin yoluyla birleştirdiğini de belirttiler ve “Ülkede sanata yapılan her türlü baskıya karşı durduğumuz kadar emekçilere yapılan zulmün de karşısındayız. Çünkü sanatımız, ekmeğimiz ve yarınlarımız tehlikededir” dediler. Tüm sanat örgütlenmeleri, sendikalar ve sanatçılara bir kez daha “birleşin” çağrısının yapıldığı toplantıda, Selma Altın’ın verdiği bilgiye göre, şu an sanat alanındaki tüm hak ihlallerini kayda geçirecek, çevrimiçi ulaşıma açık bir veri tabanı üzerinde çalışılıyor. Bu kapsamda sanatçıların kendilerinin maruz kaldıkları baskı, sansür ve sıkıntıları ihbar ettikleri ve kamuoyuyla paylaştıkları bir süreci başlatmak üzere olduklarını söyleyen Altın, “Ayrıca sanatçı dostlarımıza hukuki destek sunabilmek için çalışmalar yapıyoruz” diyor. RAPORDA NELER VAR? Raporda dünyaca ünlü piyanist İdil Biret’in konserinin ‘terör endişesiyle’ yasaklanmasından orkestra şefi İbrahim Yazıcı’nın görevinden uzaklaştırılmasına, İdil Kültür Merkezi’ne yapılan polis baskınında Grup Yorum’un enstrümanlarının parçalanmasından grup üyelerinin tutuklanmasına, heykellere yapılan saldırılardan filmlerin sansürlenmesine kadar 2017 yılının ilk beş buçuk ayında yaşanan pek çok hak ihlali kayda geçiriliyor. Meraklıları 2017 Sanatta Hak İhlalleri Raporu’na Sanat Meclisi’nin sosyal medya hesaplarından ulaşabilirler. Kuşadası’nda gençlik festivali Kuşadası Belediyesi’nin düzenlediği 2. Kuşadası Gençlik Festivali 59 Temmuz tarihleri arasında Sevgi Plajı’nda gerçekleştirilecek. 5 Temmuz Çarşamba günü ücretsiz açılış partisiyle başlayacak ve beş gün sürecek festivalde MFÖ’den Moğollar’a, Mor ve Ötesi’nden Feridun Düzağaç’a, Teoman’dan Özge Fışkın’a, Şebnem Ferah’tan Hayko Cepkin’e ve Selda Bağcan’dan Mabel Matiz’e kadar 30’un üzerinde sanatçı ve grup konser verecek. Detaylı bilgi için: www.kusadasigenclikfestivali.com Özge Fışkın Dünya Müzik Günü’nde, MüzikSen Başkanı Mehmet Çırıka, “Sanatçının statüsünün belirlenmesi yolundaki mücadelemizi sürdüreceğimizi vurgulamak istiyoruz’ diyor. ‘Üzgün ve kırgınız’ Müzik ve Sahne Sanatçıları Sendikası (MüzikSen) Dünya Müzik Günü’nde, müzik ve sahne emekçilerinin çözüme kavuşturulmayan sosyal güvenlik haklarıyla ilgili açıklamada bulundu. Türkiye’deki müzik ve sahne emekçilerinin giderek ağırlaşan ve çözüme kavuşturulmayan sorunları nedeniyle bugünü üzgün ve kırgın olarak kutladıklarını belirten Sendika Genel Başkanı Mehmet Çırıka açıklamasında şunları dile getirdi: “Müzik sanatçılarının sosyal güvenlik hakları henüz çözüme kavuşturulmamıştır. Çalışma yasalarından kaynaklanan hak ve çıkarları korunamamaktadır. İş ve ücret güvenceleri yoktur. Kor sanlık önlenememekte, besteci, söz yazarı ve yorumcuların telif hakları yeterince korunamamaktadır. İlgili meslek kuruluşlarınca gösterilen tüm çabaya karşın, anayasanın Sanatın ve sanatçının korunmasını öngören hükümleri kâğıt üzerinde kalmakta, müzik ve sahne emekçileri her türlü güvenceden yoksun bir şekilde Cumhuriyet tarihimizin belki de en ağır koşullarını yaşamaktadır. Sanatçıların çalışma ve sosyal güvenlik hakları yönünden korumaya alınması ve bu doğrultuda ülkemizde de “Sanatçının Statüsünün Belirlenmesi” yolundaki mücadelemizi sürdüreceğimizi vurgulamak istiyoruz.” Maçka Parkı’nda ‘Adalet Nöbeti’nde... Maçka Demokrasi Parkı’nın üst kapısından içeri girdiğimde, kızlı erkekli genç Emniyet görevlileri güler yüzle çantamı aradılar. Nicedir polis gömleği giyip de gülümseyen birini görmemiştim... Aklımdan şimşek hızıyla, “Gülhane Parkı’nda... Yani: Maçka Parkı’nda; polis her şeyin adaletsizliğin, hukuksuzluğun farkında...” geçiyor... (Yok öyle değildi... Her neyse...) Akın akın aşağıya doğru inmekte olanlara katıldığımda, şaşarsınız ama dikkatimi ilk çeken şu oldu: Burada herkes ne kadar güler yüzlü! Her yerde ama en çok sokaklarda gördüğümüz o öfke dolu, kin nefret dolu, asık suratlar yok. Gülümseyen, birbirine ilgiyle, şefkatle yanaşan insanlar var. Tanıdık tanımadık herkes dost sanki! Birbirini ilk kez görenlerin hemen konuşmaya, dertleri ve umutları paylaşmaya başladığı bir ortam... İkinci dikkatimi çeken: Her yaştan her tür insan var. Kadın erkek, genç ihtiyar. Bebek arabasındaki bebeğiyle, eteğindeki çocukla gelen de var, yaşlı dedesiyle de, sevgilisiyle el ele gelen de... Evet, bir yanda CHP’li ilçelerden STK’lerden kalabalık gruplar halinde gelenler var ama kendi başına gelenler de çok.. Olay CHP olayı olmaktan çoktan çıkmış: Söz konusu hak hukuk herkese gerekli... Söz konusu, geleceğimiz... Sahnede her an bir şeyler oluyor. PEN Türkiye Yazarlar Derneği adına çıkıp ben de “Adalet” başlıklı açıklamamızı paylaşıyorum... İlk gittiğim gün, Adalet Yürüyüşü’nde geçirdiği kalp krizi sonucunda CHP üyesi Hasan Tatlı yaşamını yitirmişti. O gün başlatıldı “Saygı duruşu”. İki dakikalık saygı duruşu ama sahneden hemen açıklandı. Bu saygı duruşu, aslında adaleti düşünme duruşuydu: Adaleti Düşünmek Çok iyi geliyor insana. İki dakikalık saygı duruşu... Düşünmek için susmak... Durmak, susmak, düşünmek... Sadece iki dakikacık... Kendinle baş başa kalmak... İnsan olduğumuzu anımsamak. Onurumuzu sırtlamak. Biz her söylenene inanan geri zekâlılar değiliz; kendimiz düşünebiliriz demek. Araştırırız, öğreniriz, bilgileniriz, sorgularız, değerlendirebiliriz, diyebilmek. Kendimize, diyebilmek. Bunu içimizde hissetmek... İnanın bu bile insana çok iyi geliyor. O iki dakika içinde akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça ve onlara tüm destek verenler gelip yanı başımda duruyor. O birkaç dakika içinde ramazanda mini etek görünce tahrik olup genç kadına saldıran yaratık gönül gözümde hapse yollanıyor! Türkiye’nin geleceğini düşündüğümüz o iki dakikada kadınlara tecrit yok. Pembe otobüs falan yok. Sapıklığını gemleyemeyen yaratıklara ayrılmış hücre vagonlar var... Yüzyıla bedel o iki dakikada, dondurma yiyen iki çocuğa “Müslüman ülke burası” diye bağırıp çağıran, kovalayan anayasa düşmanları derhal cezalandırılıyor... Cumhuriyet’ten olduğumu anlayınca sarılanlar, kucaklayanlar çoğalıyor. Gençlerden “Annem sizi çok sever, dedem sizi çok okur”; yaşlılardan “Ah biz Sanat dergisiyle büyüdük” sözleri çevremi sarıyor... 12 Eylül’de yazdığım yazıları bana anımsatanlar çıkıyor... Ama en çok en çok, herkes hapisteki meslektaşlardan haber almak istiyor... Sevgili Turhan, Musa, Hakan, Güray, Akın, Bülent, Mustafa Kemal, Murat, Emre, Kadri ve Ahmet... Ve adlarını sayamadıklarım, şunu bilin ki: Hepiniz bizimlesiniz Maçka Demokrasi Parkı’nda. Biz bunun farkındayız, işin tuhafı iktidar da farkında. Telaşları, korkmaları ve abuk sabuk suçlamaları bundandır. Sevgili okurlar, zor olduğunu bilsem de gönlünüzce bir bayram diliyorum. Ve bir hafta izin istiyorum... Daniel DayLewis oyunculuğu bıraktı Abraham Lincoln’ü canlandırdığı ‘Lincoln’ filmiyle hafızalara kazınan 3 Oscar ödüllü oyuncu Daniel DayLewis, sinemayı bıraktığını açıkladı. Gandhi, Manzaralı Oda, Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği, Sol Ayağım, Son Mohikan, Masumiyet Çağı, Babam İçin, New York Çeteleri, Jack ve Rose’un Şarkısı, Kan Dökülecek, Nine gibi filmlerle tanınan ve üç Oscar ödülüne sahip oyuncu Daniel DayLewis, ABD’nin köleliği kaldıran 16. başkanı Abraham Lincoln’u de canlandırmıştı. DayLewis’in basın sözcüsü Leslee Dart, geçen perşembe oyuncunun bundan sonra filmlerde rol almayacağını açıkladı: “Daniel DayLewis bundan sonra oyunculuk yapmayacak. Kendisi yıllardır yanında olmuş olan set arkadaşlarına ve izleyicilerine minnettar. Bu, oyuncunun kendi kararı olup konuyla ilgili ne kendisi ne de temsilcilerince başka bir yorum yapılacaktır.” C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear