28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazar 9 Nisan 2017 16 EDİTÖR: CEREN ÇIPLAK TASARIM: EMİNE BİLGET TELEVİZYONsöyleşi EDİTÖR: DEMET YALÇIN Yayın Akışı 09.45 Beyaz Bidon 11.50 Enine Boyuna 13.05 Hangimiz Sevmedik 17.40 Kolaysa Sen Yap 19.00 Ana Haber 19.55 Spor 20.00 Lise Devriyesi 23.30 Değişimin Eşiğindeki Türkiye 09.00 Burası Haftasonu 12.00 Haber Bülteni 12.10 Özel Röportaj 13.44 Spor Bülteni 16.00 Haber Bülteni 16.44 Spor Bülteni 18.00 Ana Haber 20.00 Ajanda 22.00 Teke Tek Özel 01.00 Haber Bülteni 09.15 Tam Zamanı 10.00 Haber Bülteni 11.15 Bildiğiniz Gibi Değil 13.00 Haber Bülteni 14.15 Türkiye’nin Referandumları 17.00 Haber Bülteni 19.10 Tam Zamanı 20.00 Ana Haber 22.50 Zum ‘Kendi oyumuzla madara olacağız’ Karikatürist Metin Üstündağ, sorunların referandum kanalıyla halka havale edilerek vebal yüklenmesine tepki gösteriyor CEREN ÇIPLAK Karikatürist, yazar, dergici, tasarımcı, sözün özü “bol sıfatlı” Metin Üstündağ ile söyleşi yapmak üzere buluşunca ilk soru ondan geliyor: Çıplaklık nasıl gidiyor? Üstündağ’ın esprileri hiç durmuyor. Espiri aralarında sohbet edebiliyoruz ancak. Üstündağ’ın sarı renkli epey eski model cep telefonu ise ona göre daha “akıllı” bir telefon. Neden mi? Çünkü zamanını çok almıyor ve sürekli bildirimlerle dürtmüyor! Üstündağ’ın, Amerikan Hastanesi’nin “Opeation Room” salonunda açılan “Ağlak Muğlak” adlı ilk kişisel resim sergisi de 13 Mayıs’a kadar izlenebilir. n Sergi için “Ağlak Muğlak” adını seçmişsiniz. Neden ağlak detayı?  Hem kişisel hem de memleket meseleleriyle ilgisi var. Mesela bir mesele, nasıl altmış yıl sürebilir? Belki de asıl sorun, soruna bakış açımız. Bizden yaşlı bir meselede bizim rolümüz ne olabilir? Biri doktora gitmiş, ‘Doktor bey, parmağımla nereye dokunsam acıyor’ demiş. Doktor muayene etmiş: ‘Ağrıyan yer dokunduğunuz yer değil, parmağınız kırık’ demiş. Mevzu bu. Ağlaklar, parmağın kırık olduğunu fark edenler ve ellerinden pek bir şey gelmediği için tepkilerini sulu tarım yaparak gösteren figürler. n Peki, ağlaklıktan muğlaklığa neden geçiş yapıyorsunuz?  Muğlaklık, belirsizlik. Sevgili kuratörüm Ilgın Hanımefendi’nin fikriydi bu. O kadar üst üste geliyor ki acılar, şöyle göz dolusu ağlamaya bile ne vaktimiz, ne takatimiz kalıyor. ‘GBDaOlık’lubakşotkaunyor’ n Çizdiğiniz resimlerde çay, kül, ayran gibi organik maddeler kullanıyorsunuz. ‘Artizlik’ olsun diye değil, o an elimin altında hangi malzeme varsa onunla resim çiziyorum. n Domatesin değil, bakışın organiğini istiyoruz, bu arada.  Ben de bir zamanlar: “Kiraz zamanı kiraz yemek sosyalizm, kara kışta kiraz yemek vahşi kapitalizm’ demiştim. Ama artık olabilir. Bir kıtada kışken, bir kıtada yaz olabiliyor. Meyve, sebze kadar insanımızın GDO’suyla da oynandı. Organik olmayan insanlar ve organik olmayan sistem, organik olmayan ürünleri ve hayat biçimlerini üretiyor. Balık baştan GDO’lu kokuyor. n OT, Kafa, Bavul ve diğer türdeşleri için edebiyat çevresinde “ölü sevici” tanımını yaparak eleştirenler var. Ölü sevici olan dergiler değil, genel zihniyet. Cemal Süreya’nın kitapları şimdi baskı üstüne baskı yapıyor ama ölmeden önce bin lira bulamadığı için evinden taşınamamış mesela. n Turgut Uyar’ın “Bütün mümkünlerin kıyısında” dizesini çok sevdiğinizi biliyorum. Peki, mümkün mü bütün mümkünlerin kıyısında olmak? ‘Ekranda danaya girer gibi tartışmaya giriyorlar’ n Biz eskiden neye “evet” ya da neye “hayır” dedik ki bugün bu duruma geldik? Üretmeden tüketmek üzerine kurulan bir hayat biçimi benimsendiği için. Mesela birileri çıkıp dedi ki: “Bizden olun, bize biat edin. İşiniz, çocuğunuzun okulu, geleceğiniz, her şey garanti altında. Sınav sorularını çalacağız, Ali’nin külahını Veli’ye Velinin külahını rantiyeye giydireceğiz, hazineyi yağmalayacağız. Polisi, askeri kendi adamlarımızdan seçeceğiz, üretmeden gül gibi yaşayacağız.” Bu zihniyet olduğu için, üretmeden tüketmeye ‘evet’ denildiği için buralara kadar geldik. Bu algı sadece cemaatte değil, hayatın her alanında var artık ve ma kul sayılıyor. Bu hayatın her alanındaki haksız, menfaatçi zihniyet değişmedikçe, sadece başroldeki kişi isimleri değişir. FETÖ bir sonuç yani. Sebep FETÖ’nün önerdiği bu hayat biçimini benimsemek durumunda kalan insanlar. İnsan malzemesindeki bu erozyon nasıl giderilebilecek, asıl bunu konuşmak lazım. n Ekranda acayip bir komedi dönmüyor mu? Tartışma programları talk show gibi. Aynı görüştekilerin birbiriyle tartışması komik değil mi?  Kurban Bayramı’nda dört kişi birleşip danaya girer gibi tartışmaya giriyorlar. Danışıklı Dövüş Kulübü yani. Bu programlar da evlilik programları kadar kanserojen aslında. Üstündağ, fotoğraf çekiminde ‘pozu belirleyen adam’ oluyor. Yaşıyorsak, seviyorsak sevili Elinde sazı: “esme rüzgâr esme, öt yorsak, sağlığımız afiyetteyse, in me bülbül ötme, uçma turnam uç sanlık adına ufak tefek hayalleri ma, geçme zaman geçme’ diye tür miz, bir umudumuz, bir çabamız küler söylüyor. Burada insan ev varsa, “bütün mümkünlerin kıyı ladının sebep olduğu canlı ve de sında” olabiliriz her daim. ğer tükenmeleri var. Kültür tüket n “Tükenmişlik sendromu” meme, koruma üzerine kurulu. Sa ile tanıştık. Bir de tükenmeme dece doğayı çevremizi değil, nefe sendromu yok mu? simizi, birbirimizi de tüketiyoruz. Rewhat Aslan’ın ‘Aşık Durdu Taze ve çabuk tüketilemeyecek ran’ isimli çok komik bir tipi var. hayaller kurmaya ihtiyacımız var. ‘Hayatın suratı ‘Siyaset hizmet değil hezimet’ n Bugün herkes her konuda slogan atar gibi konuşmamızı ve davranmamızı istiyor, bekliyor. Slogan atmak zorunda mıyız? Gezi Direnişi’ndeki en saçma gibi görünen ama en anlamlı sloganlardan biri: ‘Çare Drogba’ydı mesela. Bu, şu demek: “Herkes iyi niyetli olursa, herkes bir ortak paydada buluşursa, sorunları Drogba bile çözer.” Niyet ve zihniyet kara vicdanlı olursa, hayat yokuşa sürülürse, illa bizim istediğimiz olacak diye dayatılırsa, bir ortak paydada buluşulmazsa, hiçbir slogan işe yaramaz. n Referanduma günler kaldı. Ne söylemek istersiniz? Referandumdan ne sonuç çıkarsa çıksın, paramızla, oyumuzla, zamanımızla yine madara olacağız. Neden? Birileri parti kuruyor ve ‘Biz memleketin sorunlarını çözmeye talibiz’ diyorlar. İnsanlar oy veriyor, seçiyor, Meclis’e gönderiyor, maaşlarını ödüyor ve onlar hiçbir meseleyi çözemeden, sorunları referandum kanalıyla yine halka havale ediyorlar. Deniliyor ki: ‘Yeni sistemde başkan, Meclis’i fesh edebilecek.’ Ee, Meclis bu sorunu Meclis’te çözemediği, bir nevi kendi kendini fesh ettiği için, referanduma gidilmiyor mu zaten? n Ama bize sormadan Başkanlık sistemini getirseler daha mı iyi? Başkanlık sistemini biz mi istiyoruz? Kudurduk mu ayol? Başka derdimiz mi yok bizim? Neredeyse üç yılda bir seçime gidiliyor artık. Onca masraf yapılıyor, sinirler geriliyor, piyasalar altüst oluyor. İyi de neyi seçiyoruz, kimi seçiyoruz, neyi çözüyoruz? Hem, biz referandumla seçeceksek, Meclis niye var? Sorunlara çözüm bulmak için seçtiklerimiz, en büyük sorun oluyor. Siyaset, bir hizmet sektörü olacakken, bir hezimet sektörü haline geliyor. Seçimlerle halka tercih hakkı vermiyorlar, vebal yüklüyorlar aslında. mahkeme duvarı gibi’ n Pazar Sevişgenleri köşenizde çizdiğiniz kadınlar, kilolu, ağlayan, kızan, gündelik hayatın gerçek anlarında estetik kaygı taşımayan hakiki kadınlar. Bu kadınlarla nasıl empati kuruyordunuz? Eskiden güzel kadın çizen usta karikatürcüler vardı. Mesela Necmi Rıza, Bedri Koraman gibi. O çizgilerdeki kadınlar süs insanlarıydı, seks objeleriydi, edilgenlerdi. Pazar Sevişgenleri’yle kadınlar insan gibi çizilmeye başlandı. Kitabım müstehcen diye toplandı ama hiçbir müstehcen sahne yoktu. O sıralar Charlie Hedbo’dan üstat Wolinski LeMan dergisine misafir gelmişti ve “Yeterince açık saçık çizmemişsin diye kitabını toplatmışlardır” diye espri yapmıştı. Sonra karikatürlerin balonlarını Fransızcaya çevirince yaşlı ve rahmetli kurt: “Olay müstehcen değil, siyasi” demişti. Çünkü Pazar Sevişgenleri’ndeki tipler, seksten çok, erkek zihniyeti, hayat gailesi, memleket meseleleri üzerine konuşuyorlar. Bizim mizahımızda bir gelenek vardır, ezilenin tarafını tutmak. Empati denilen de kısaca bu. n Çok merak ediyorum mahkemedeki iddiaları ve savunmaları. Asıl sebep, toplumun ar ve haya damarlarını çatlatmak! O kadar acaipti ki dava süreci. Mesela savcı, karikatürleri oynuyordu. Önce sahneyi anlatıyor, sonra tipleri canlandırıyor, istemeye istemeye gülüyor ve: ‘Aslında çok ayıp bu’ diyordu. Hâkimimiz kadındı, hâkimeydi ve sağ olsun, hep kitaptan yana tavır koydu. Zaten beraat ettik. Dava sonunda da hâkime hanımefendi, benden imzalı kitap istedi. Keyifle imzaladım. n Acıdan beslendiğini söyler ya pek çok sanatçı. Siz de acıdan mı beslenirsiniz? Sizin yakıtınız ne? İlla acıdan beslenmek gibi bir durum yok ama acı hep var. Acı, öğretir ama üretmek için şevk, zevk ve heves gerekir. Bugün hevesimiz, kursağımızda, şevkimiz kırık. Hayatın suratı mahkeme duvarı gibi. Zaman geçmiyor da adeta köşe bucak kaçıyor bizden. Benim yakıtım, aklım ve yüreğim. Kurşunsuz benzin yani. Yüreğimin götürdüğü yere giderim ama Susanna Tamaro gibi de ağlamam bu arada. 07.30 Mesut Yar Sunar 10.00 Tülin Şahin ile Moda 12.00 Kadınca 15.45 Fazilet Hanım ve Kızları 19.00 Star Haber 20.00 Hayat Bazen Tatlıdır 23.45 Söz 06.30 Akasya Durağı 09.45 Magazin D 12.15 Kara Yazı 15.15 Hayat Şarkısı 18.45 Haber Bülteni 19.44 Bodrum Masalı 21.00 Hayat Şarkısı 23.45 Kısmetse Olur 02.30 Tutankamon Efsanesi 08.30 Kendine İyi Bak 10.00 Pazar Sürprizi 13.00 Lezzet Yolculuğu 15.00 Çocuktan Al Haberi 18.45 Ana Haber 20.00 Bir Deli Sevda 22.45 Bir Deli Sevda 02.00 Başkanın Adamı 08.00 Lale ile Kahve Tadında 11.00 Özgür İrade 14.00 Öğle Haber 15.00 Sanat Gündemi 17.00 1 Yer 4 Teker 19.00 Ana Haber 21.00 Cüneyt Akman ile Zamanın Ruhu 24.00 Gece Bülteni 08.00 Çalar Saat 11.00 No: 309 13.00 Benden Söylemesi 14.00 Sıradaki Gelsin 15.45 Kalbimdeki Deniz 19.00 Ana Haber 20.00 Dizi: Savaşçı 01.00 Dayan Yüreğim 03.45 No: 309 10.00 Muhteşem Gatsby 14.00 Çalışma Yaşamı 16.30 Günün Dosyaları 18.00 Dünya Turu 20.10 Beşinci Boyut 22.00 Dünya Turu 23.00 Gümüş Eyerler 01.30 Günün Dosyaları 08.45 Unutabilsem 10.45 Evim Şahane 12.30 Çok Gezenti 14.15 Yalan Dünya 16.15 Ankara’nın Dikmen’i 18.15 Büyük Deprem 20.00 Öldüren Cazibe 22.00 Türk Malı 01.20 Sıradışı Romantik 09.00 Yaz Kampı 10.30 Mucizeler 12.15 Lanetli Elmas 14.30 Gecenin Bahçeleri 16.30 Garip Aşk 18.00 Paris ve Ben 20.00 Heli 21.44 Hayalet Yazar 01.30 Film: 12 09.20 Cake Boss 12.44 Country House Rescue 15.05 Tanked 16.00 Last Alaskans 19.40 Deception With Keith Barry 20.35 Doctor Who 21.30 Troy 00.10 Body Bizarre BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Çok yırtıcı bir köpekbalığı cinsi. 2/ Kuzey Amerika’nın beş büyük gölünden biri... 1 2 Alınmış bir şeyi geri verme. 3/ Derinliğin bittiği yer... Yelpaze biçiminde kabuğu 3 4 olan bir deniz yumuşakçası. 4/ Belirti, nişan... Giysinin yaka, kol, etek çevresine ge 5 6 çirilen ince şerit. 5/ Güzel çiçekli bir süs bitkisi... Boynun 7 arkası. 6/ Öldürücü hastalık salgını... Küçük mağara. 7/ Kara batmamak için ayağa 8 9 takılan bir çeşit örgülü ayaklık... Yapısına girdiği sözcüğe 1 2 3 4 5 6 7 8 9 “yakışır şekilde” anlamı katan Farsça 1 H A R B İ İ M A sonek. 8/ MÖ V. yüzyılda kurulan Yunan 2 A L E M A K A S felsefe okulu... Maddenin, kimyasal bir 3 R E Y H A N İ İ tepkimeye girebilen en küçük parçası. 9/ Sıcak denizlerde yaşayan yırtıcı bir balık. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Bebek ilk diş çıkardığında kaynatılan ve dağıtılan buğday... Eski dilde dudak. 2/ Yüksek bir makama sunulan mek 4 5 6 7 8 9 B HA L İ L E İ MA L E E T A AN İ İ MA R İ K İ L EM ME MA E T AM İ N AS İ ARENA tup ya da dilekçe... Bir göz rengi. 3/ Yüzeni içeriye çeken deniz akıntısı... Eski Türklerde ve Moğollarda hakanın seçme muhafızlarına verilen ad. 4/ Asaf Halet Çelebi’nin bir şiir kita bı... Akdeniz’de, İspanya’ya bağlı takımada. 5/ Boru sesi... Hayvanlara vurulan damga. 6/ Uyma, boyun eğme... Bir renk. 7/ Arkadaş, yakın dost... İskambilde koz. 8/ Kadastro haritalarında parseller topluluğu... Hıristiyanlıkta, kilise temsilcilerinin çeşitli konuları tartışmak ya da karara bağlamak üzere toplandığı meclis. 9/ İçine başka bir sıvı karış tırılmamış içki... Kulak yıkama aygıtı. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear