26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
KULTUR NDS’de Yener Gökbudak konseri Piyanist Yener Gökbudak NotreDame de Sion Fransız Lisesi’nde (NDS) yarın akşam 19.30’da başlayacak bir resital verecek. Sanatçının R. Schumann, L. van Beethoven, F. Liszt ile F. Chopin besteleri ve kendi eserlerini seslendireceği konsere katılım ücretsiz. (0212) 219 16 97. Çarşamba 29 Mart 2017 EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK kultur@cumhuriyet.com.tr 15 Aşkın beş hali MuratTaşkent’inyazıpyönettiği ‘Muallak’, bir çiftin yaşadıkları üzerinden aşkın hallerini anlatan cesur ve yenilikçi bir deneme Bitiyatro’nun yeni oyunu “Muallak” yıllar önce “Azrail’in Gözyaşları” adlı oyunuyla takip edilesi yazarlar listemize not ettiğimiz Murat Taşkent’in imzasını taşıyor. Arada çeşitli oyun ve filmlerde rol alan ve kimi dizi senaryoları kaleme alan Taşkent’in bunca yıl sonra yeni bir oyununu sahnede izlemek iyi geldi doğrusu, öncelikle bunu vurgulamak gerek. “Muallak” üzerine daha fazla yoğunlaşmadan bir de şunu vurgulayalım: Laçin Ceylan ve Nihat İleri tarafından temelleri atılan BiTiyatro’nun bir süredir seyircisiyle buluştuğu BiSahne, ilk gidişte bulması belki biraz zor olsa da, bağımsız tiyatromuz adına sevindirici ve her gece perdelerini açan, sayısı da gitgide artan mekanla ra eklenmiş önemli bir artı değer. “Muallak”ı gala gecesinde izledi İZLENİM ilişkilerinin muhtemel bir kronolojisi, başka bir de ğimizde buranın tıka basa dolu ol yişle otopsisi sunuluyor. duğunu görüp mutlu olduk elbette İlk bölümde tipik bir cicim ama topu topu 40 izleyicinin sığdı ayları manzarasıyla karşı ğı bu mekânın her gece dolması en laşıyor ve hafiften antipa büyük temennimiz. tik bile buluyoruz bu sü Ne söylediğin değil... Gelelim oyuna. “Muallak” beş EKmolruakhısa rekli birbirine sevgi cümleleri kuran çifti. İkinci bölümde işin erotik yönü ön bölümden oluşan, iki oyuncu plana çıkıyor ve aynı di nun her bölümde aynı diyalogları kul yaloglarla bambaşka bir duygu hali lanarak bir aşkın, bir ilişkinin beş fark ne bürünüyoruz. Sonraki bölümde ça lı aşamasını anlattığı bir oyun. Her bö ğın yaygın hastalığı sanal âleme ya lüm yaklaşık 15 dakika sürüyor ve sahnede bir kadınla bir erkeğin kalanmış bir halde çıkıyor karşımıza çift ve aynı evin içinde mesajlaştıklarını, yavaş yavaş kopmaya başladıklarını görüyoruz. Bir sonraki bölümde alabildiğine sıkılmışlar belli ki birbirlerinden ve son bölümde de öldüresiye nefret ediyorlar artık. Her bölümde aynı diyalogların kullanılması ise hem yönetmen hem de oyuncular için ciddi bir meydan okuma elbette. “Muallak”ın yazarıyla yönetmeni aynı kişi olduğu için işin belli bir kısmının oyun yazılırken halledildiğini düşünmek mümkün. Yani Taşkent belli kısımların nasıl sahne leneceği, nasıl oynanacağı gibi sorunları tasarlayarak yazmış olmalı diyalogları. Zaten hınzır bir cümleyle de en bariz ipucunu sunuyor Taşkent ve kadın oyuncusuna şunu söyletiyor: “Ne söylediğin değil nasıl söylediğin önemli.” Yönetmenin oyunculuk konusunda da deneyimli olması kesinlikle işe yaramış bu anlamda. Tabii insanın akılna şu soru da gelmiyor değil: “Muallak” bundan bir süre sonra başka bir yönetmen tarafından sahnelense, ortaya çok farklı bir oyun çıkar mı acaba? Sonuçta oyunun kısa bir metni var ve yönetmen tercih ederse bu metni 3 kez (ya da 7 kez) kullanıp, bambaşka bir yol haritasıyla şimdikine hiç benzemeyen bir oyun yapabilir. Ya da yapabilir mi? Gelecekteki cesur yönetmene zorlu bir meydan okuma olmaz mı bu, ne dersiniz? Öte yandan oyunu sahne üzerinde devralan ve nüansların neredeyse bir müzik enstrümanındaki kadar önemli olduğu bir metni mükemmelen yorumlayan iki oyuncuyu da cesaretlerinden ötürü (her babayiğidin/anayiğidin harcı değildir bu işe kalkışmak) tebrik etmek gerek. Adlarını da zikredelim: Defne Şener Günay ve Turan Günay (fark ettiğiniz üzere evli bir çift)... Yazaryönetmenoyuncu üçgeninde, zorlu bir çalışma sonucunda şekillenen “Muallak” yer yer şaşırtıcı (aynı diyalogların beş değişik şekilde yorumlanması bile şaşırtmaya yetiyor aslında), kadınerkek ilişkilerinin günümüzdeki yansıması açısından son derece isabetli, aşkın benli üzerindeki etki ve tahribatlarını göstermesi babında da alabildiğine çarpıcı bir oyun. Tolga Çebi’nin yazdığı ve her bölüm arasında tekrarlanan, yine oyunun yapısı gereği farklı şekillerde yorumlanan şarkı ise işin tuzu biberi... “Muallak” 3, 8 ve 29 Nisan’da BiSahne’de, 25 Nisan’da CKM’de izlenebilir. Cemal Süreya Kartal’da anılıyor Şiirimizin unutulmaz ustalarından Cemal Süreya, Kartal Belediyesi tarafından hazırlanan geniş bir etkinlikle anılıyor. 2 Nisan’da, Yakacık Uğur Mumcu Kültür Merkezi’nde, 14.00–16.00 arasında gerçekleşecek etkinliğin moderatörlüklerini, gazeteci Tuba Emlek ve Artshop Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Vedat Akdamar üstleniyor. Şiir sunumlarını eski TRT Spikerlerinden Güler Kazmacı’yla, tiyatro oyuncusu ve yazar Fügen Kıvılcımer’in yapacağı etkinliğin sempozyum konukları arasında; Zuhal Tekkanat (şair, Cemal Süreya’nın eşi), Tarık Günersel (şair, eski PEN Başkanı), Hilal Karahan (şair), İhsan Tevfik (şair), Nükhet Eren (yazar), Volkan Hacıoğlu (şair), Mehmet Ali Işık (Cemal Süreya’nın arkadaşı) bulunuyor. Etkinlik Muzaffer Özdemir ve Ozan Turhal’ın müzik dinletileriyle son bulacak olsa da, Cemal Süreya adına aynı gün açılacak resim sergisi, konuklarını sonraki günlerde de ağırlamaya devam edecek. Yeni bir sinema dergisi: ‘Sinek’ Kültür hayatımıza yeni eklemlenen iki aylık sineteori dergisi “Sinek” üçüncü sayısıyla raflarda. Her iki ayda bir yayımlanan ve her sayısında bir dosyayı ön plana çıkaran dergi ilk üç sayısında sayfalarında “Yol Filmleri”, “Western” ve “Kadın” dosyalarına yer verdi. Genel Yayın Yönetmenliğini Olcay Bağır’ın üstlendiği derginin yayın kurulunda Özge Metinnam, Emir Rüzgar, İhsan Metinnam, İmran Samancı, Arda İlkin Parlak ve Oğuzhan Doğan gibi isimler yer alıyor. “Kadın” dosyasının işlendiği son sayısında “Şoray Kanunları’nın Yükselişi ve Çöküşü”, “Kadının Fendi Erkeği Yendi”, “Ulusötesi Bir Hikâye Olarak Mustang”, “Türk Sinemasında Kadının Yokluğundan Varlığına” gibi makalelere yer veren dergide yazar Mine Söğüt ile yapılmış bir de söyleşi var. Murcof ile Vanessa Wagner bu akşam Zorlu PSM Sahnesi’nde konser verecek Dünya Piyano Günü’ne özel konser Meksikalı electronica ve ambient sanatçısı Murcof ile Fransız piyanist Vanessa Wagner, Fransız Kültür Merkezi işbirliğiyle Dünya Piyano Günü kapsamında Zorlu PSM sahnesinde olacak. 2003 yılından bu yana ürettiği albümlerle günümüz electronica sahnesinin en önemli temsilcilerinden biri haline gelen Murcof, gerek form anlayışı, gerek kurguladığı ses örgüleriyle klasik, çağdaş ve güncel elektronik müzik arasındaki ince çizgide eserler üretiyor. Paris Konservatuvarı’nda 17 yaşında Premier Prix kazanarak geleceği hakkında sağlam ipuçları vermeye başlayan Vanessa Wagner ise Fransız klasik müzik tarihine olan özel ilgisi ve zekâ dolu tekniğiyle konvansiyonel Fransız repertuvarının donanımlı bir müzisyeni olarak tanınmaya başladı. Murcof ve Vanessa Wagner’ın klasik müziğin yaratıcı noktalarında seyahat eden, türler arası atlayışları ise başarılı bir şekilde gerçekleştiren uyumlu birlikteliğine bugün saat 21.00’de Zorlu PSM sahnesinde tanıklık edebilirsiniz. Vanessa Wagner Tiyatro Eleştirmenleri’ne göre yılın en iyisi: ‘Godot’yu Beklerken’ Onur Ödülü DTCF’ye Tiyatro Eleştirmenleri Birliği 2017 Ödülleri Dünya Tiyatro Günü’nde açıklandı. Birliğin Onur Ödülü’ne geçen haftalarda KHK ile ihraç edilen Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü akademisyenleri layık görüldü. Türkiye’de tiyatro eleştirmeni ve akademisyenlerini çatısı altında toplayan Tiyatro Eleştirmenleri Birliği’nin ödülleri, 20162017 sezonunda sahnelenen tiyatro oyunlarını göz önünde bulundurarak ve üyelerinin katılımıyla yaptığı değerlendirme sonucunda belirlendi. Ragıp Ertuğrul, Handan Salta, Nalân Özübek, Tijen Savaşkan ve Filiz Elmas’tan oluşan Yönetim Kurulu, 2017 yılı TEB Ödülleri’ne değer görülen eser ve sanatçıları, her sene olduğu gibi 27 Mart Dünya Tiyatro Günü’nde açıkladı. Birlik üyesi eleştirmen ve akademisyenlerin oylarıyla Yılın Oyunu , Stüdyo Oyuncuları’nın sahnelediği “Godot’yu Beklerken”, Yılın Kadın Oyuncuları Tilbe Saran ve Nergis Öztürk, Yılın Erkek Oyuncusu Tolga İskit, Yılın Yerli Oyun Yazarı Murat Mahmutyazıcıoğlu olarak belirlendi. TEB Özel Ödülü “Şatonun Altında” performansı ile Fiziksel Tiyatro Araştırmaları grubuna verildi. TEB Ankara Ödülleri’nde ise İpek Atagün Gezener ve Murat Çıdamlı Yılın Oyuncuları olarak belirlenirken, TEB Onur Ödülü’nün de Prof. Dr. Özdemir Nutku’ya verilmesi kararlaştırıldı. Bu yıl 26. kez verilecek TEB Ödülleri, 21 Nisan 2017 Cuma günü İstanbul’da Şişli Belediyesi Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’nde yapılacak törenle takdim edilecek. Belediyelerden tiyatro günleri 27 Mart Dünya Tiyatro Günü dolayısıyla İstanbul’da üç belediye birden tiyatro günleri düzenliyor. Avcılar, Ataşehir ve Maltepe belediyelerinin ayrı ayrı düzenledikleri etkinliklerde pek çok oyun izlenebilir. Avcılar’daki Barış Manço Kültür Merkezi’nde bu akşam “Ahududu”, cuma akşamı “Ayrılık” ve cumartesi akşamı “İvan İvanoviç Var mıydı Yok muydu” oyunları oynanacak. Ataşehir’deki Zübeyde Hanım Hizmetiçi Eğitim Enstitüsü’nde bu akşam “Memleketim Nâzım Hikmet”, cuma akşamı “Yetersiz Bakiye”, pazar akşamı “Bezirgan” oyunları sahnelenecek. Ataşehir’deki festivalde 19 Nisan’a kadar oyun izleyebilirsiniz. Maltepe’deki Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde ise bu akşam “Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım”, yarın akşam “Ters Köşe” oyunları izlenebilir. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear