24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
EKONOMI Türk Lirası’nda imza değişiyor Banknotlardaki imzalar TCMB Başkanı Çetinkaya ile birlikte 200 TL ve 5 TL banknotlarda Başkan Yardımcısı Kilimci’ye, 10 TL banknotlarda Başkan Yardımcısı Uysal’a ait olacak şekilde yeniden düzenlendi. 8 ekonomi@cumhuriyet.com.tr TASARIM: SERPİL ÜNAY Katmerciler yeni sipariş aldı Katmerciler, güvenlik kuvvetlerine teslim edilmek üzere 6.2 milyon dolar tutarında zırhlandırılmış araç siparişi aldı. Siparişlerin teslimi 2017 yılı içerisinde gerçekleştirilecek. Pazar 26 Mart 2017 Isparta Şehir Hastanesi’nin kirası Isparta Şehir Hastanesi cuma günü açıldı. Orada eskiden Sümer Holding’in Isparta Halısı vardı. Fabrika kapatıldı, arazisi Sağlık Bakanlığı’na devredildi. Sağlık Bakanlığı da Akfen’e devretti. Akfen de 800 yataklı bir şehir hastanesi yaptı. Isparta Şehir Hastanesi, iktidarın Mersin ve Yozgat’tan sonra Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) modeliyle yaptırtıp devreye aldığı üçüncü şehir hastanesi. Başbakan Binali Yıldırım törende “Vatandaştan 5 kuruş alınmayacak” demiş. Yanı sıra “Şu gördüğünüz eser 600 milyon TL” diye de eklemiş. (600 milyon TL, ihalenin yapıldığı dönemden kalan, güncellenmemiş bilgi olsa gerek. Zira Akfen Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın yatırım tutarını 1 milyar 150 milyon TL olarak açıkladı.) Açılışla ilgili haberlerde, devletin müteahhit şirkete 25 yıl boyunca kaç milyon TL ödeyeceği bilgisi, nedense yine yer almıyordu. O halde gösterilmeyeni buradan aktaralım: Sağlık Bakanlığı KÖİ modelinde, projeyi yapacak şirkete önce hazine arazisi tahsis edip sonra da 25 yıl kira ödüyor. Bu sebeple, kira bedelleri yarıştırılıyor. En düşük kira bedelini teklif eden ihaleyi kazanıyor. Dolayısıyla, eğer şehir hastaneleri için bizden çıkacak vergileri merak ediyorsak, ihale tarihindeki kur üzerinden söylenen rakamları bugüne getirmek zorundayız. İş dünyası TL açıklasa da hesaplarını hep kur üzerinden yapıyor çünkü. Bedel dört yılda katlandı Akfen İnşaat, Sağlık Bakanlığı’nın dört yıl önce (Şubat 2013) yaptığı ihalede 52 milyon 250 bin TL ile en düşük teklifi vermiş. O tarihte kur 1.77 TL. O günün parasıyla Sağlık Bakanlığı 25 yıl boyunca Akfen’e her yıl 29.5 milyon dolar kira ödemeyi taahhüt etmiş oluyor. Bugünün kuruyla da yıllık 106.5 milyon TL yapıyor. Yani kamu kaynaklarından Akfen’e 25 yılda ödenecek toplam kira bedeli 2.6 milyar TL olacak. Kira bedeli ile yatırım bedeli karşılaştırıldığında şirket kazancı, kâğıt üzerinde şimdiden 1.5 milyar TL görünüyor. Fakat şehir hastanelerinde para kazanılan asıl mevzuyu bir daha hatırlatalım. İşletme alanları. Isparta Şehir Hastanesi’nde, bilgi işlem, güvenlik, temizlik, görüntüleme, yemekhane ve otopark gibi bütün hizmetleri de Akfen işletecek. Şirketten aldığım bilgi: Bu anlaşma 5 yıllık yapılmış. Beş yıl sonra bakanlık ile şirket bir araya gelip yeniden değerlendirecekmiş. Audi sadece Yiğit Bulut’a mı alındı? Türkiye Varlık Fonu (TVF) Yönetim Kurulu üyesi Yiğit Bulut’a 850 bin TL değerinde Audi otomobil satın alındığı haberlerini okumuşsunuzdur. İddiayı CHP Milletvekili Hilmi Yarayıcı Meclis gündemine taşıdı. Normalde, önemli bir haberde adı geçen kişilerin itirazı olursa, genellikle hızlıca yalanlama yoluna gidiliyor. Ama bu habere üç gündür herhangi bir açıklama yok. O zaman insanın aklına başka bir soru daha takılıyor. TVF yönetimi beş kişiden oluşuyor. Audi8 sadece Yiğit Bulut’a mı tahsis edildi? Diğer dört yönetici için de lüks araçlar alındı mı? Alındıysa hangi kaynaktan? Portföydeki büyük kamu şirketlerine mi satın aldırıldı, leasing mi yapıldı, yoksa Savunma Sanayii Destekleme Fonu’ndan aktarılan 3 milyar TL içinden mi harcandı? TVF internet sitesinde “ilkelerimiz” başlığı altında beş madde sıralanmış. Bu ilkelerden ikincisi olan “şeffaflık” şöyle tanımlanıyor: “Fon operasyonlarının raporlanması ve portföy şirketleriyle olan etkileşim süreçleri tam bir şeffaflık içerisinde, belirlenen yönetişim ilkeleri çerçevesinde yapılacaktır.” Türkiye’nin kalkınması için kurulmuş fon, önce kendi yöneticilerinin kalkınmadığını, “şeffaflık” prensibi adına açıklayabilir mi? Zahmet olmazsa. Önce ABD, sonra İngiltere. “Eğer ülkeme geliyorsan, uçağa cep telefonundan büyük elektronik cihazla binemezsin” diyor. Şok etkisi yaratan yasağın nedeni, bu cihazların kullanımıyla işlenebilen olası terör eylemleri mi yoksa güvenlik işin bahanesi de asıl sebep ekonomi Soru hararetle tartışılıyor. Tartışmaya, Türk Hava Yolları’nda (THY) yıllarca yönetim kurulu üyeliği yapmış Maliye Bakanı Naci Ağbal da katıldı. Ağbal dün Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’ndaydı. THY’nin transit yolcu sayısını aritmetik değil geometrik biçimde arttırdığını, asıl kazancın da transit yolcudan geldiğini hatırlattı önce. Ve ekledi: “Çünkü THY ile uçan yolcu pro Laptop yasağı ve ‘business’ yolcu fili değişti. Global üretim ve ticaret ‘network’ü içinde, sürekli yolculuk yapan bir grup var. Bunların yaş ortalaması diyelim ki 1835 yaş, bunlar teknolojiyi çok iyi kullanıyorlar, bunlar ticareti ve finans sektörünü yönlendiriyorlar, bunlar neredeyse 24 saat o bilgisayarlarıyla iş yapıyorlar. THY ciddi anlamda, ‘business class’ dahil olmak üzere bu segmentten ciddi yolcu alıyor.” Yani Bakan Ağbal, ABD yasağının Trump yönetiminin ekonomik korumacılık refleksiyle bağlantılı olduğu kanısında. Hepten olasılık dışı olmayabilir. Ama şu soruyu sormanın da tam zamanı: Türkiye en fazla sayıda gazeteciyi hapiste tutan ülkeler liginin tepesinde olmasaydı bu yasak gelir miydi? 3. havalimanı ve hukuk düzeni 150 milyon yolcu kapasiteli 3. havalimanı inşaatı sürüyor. Hızı da epeyi yüksek tempoda gidiyor. (İlk etap, Cumhurbaşkanı’nın 26 Şubat 2018’deki doğum gününe yetişecek biçimde planlandı.) İlginçtir. ABD’nin yasağı henüz gelmişken 3. havalimanı yönetimi de açıklama yaptı: Enerji Merkezi haziranda elektrik vermeye başlayacak. Laptop yasağıyla ne ilgisi var değil mi? Yok gibi ama var. O açıklamada, “Sizin yasağınızdan etkilenmiyoruz. Projemizde olumsuzluk yok” mesajı saklı. 3. havalimanının doğaya verdiği zararın geri dönüşü yok. Laptop yasağının ise sivil havacılığı ve 3. havalimanını olumsuz etkileyeceği sır değil. Bu yasağın ekonomik tahribata dönüşmesi istenmiyorsa çözüm basit: Önce OHAL kaldırılmalı, yargılamalar adil hale getirilmeli. Bakın ne oluyor. 19 yılda geldi 3 yılda gitti Türkiye’nin yıllardır çalışarak kazandığı yatırım yapılabilir ülke notunu 3 yılda kaybet tiğine işaret eden Adnan Bali, tüm tarafların feragat etmesi gerektiğini söyledi Rapora göre, Muğla en çok bal üretilen il. Bal üretimi yıllık 105 bin tona ulaştı Hem kovan sayısı hem de bal üretim miktarı açısından dünyanın en önemli oyuncuları arasında yer alan Türkiye, ikinciliğe oturdu. Bal üretiminde Çin’in ardında yer alan ülkede TÜİK verilerine göre yılda 105 bin ton bal üretilirken 8 milyona yakın kovan ve 84 bin kayıtlı arıcı bulunuyor. TÜİK verilerine göre 2016’da Türkiye’de en çok bal üretilen illerin sıralaması değişmedi. Rapora göre Türkiye’de en çok bal üretilen iller arasında Muğla birinci sırada, Ordu ikinci sırada, Adana da üçüncü sırada yer alıyor. 2016 yılında 105 bin ton bal üretimi gerçekleştirilen ülkemizin kovan sayısı ise 7 milyon 900 bin 260 olarak açıklandı. Adana’nın ve özellikle de Anavarza Bal’ın doğduğu Kozan ilçesinin arıcılık için öneminin altını çizen Anavarza Bal Genel Müdürü Can Sezen şunları söyledi: “Muğla ve Ordu ile birlikte Adana, Türkiye’nin arıcılıkta en önemli illerinin başında geliyor. Adana’da 474 bin 919 kovan bulunuyor ve yılda 9 bin 476 ton bal üretimi gerçekleşiyor. Arıcılık için bu kadar önemli olan Adana’nın ilçeleri arasında ise yıllık 4 bin 450 ton bal üretimi ile Kozan ilk sırada yer alıyor.” l Ekonomi Servisi Ziraat Bankası bono ihracı yapacak Ziraat Bankası nitelikli yatırımcılara satılmak üzere 105 gün vadeli 700 milyon TL nominal değerli finansman bonosunun ihraç edilmesi için çalışmalara başlandığını ve söz konusu kıymetler ile ilgili talep toplama işleminin gerçekleştirildiğini duyurdu. l Ekonomi Servisi Türkiye’nin son üç yılda yaşadığı seçim süreçleri, komşu ülkeler ile zora giren ilişkiler ve son olarak yaşanan darbe girişiminin ardından yatırım ve kredibilite anlamında büyük kayıplar yaşadığına dikkat çeken İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, “Sonuç olarak 19 yılda kazanabildiğimiz yatırım yapılabilir ülke notunu son 3 yıl içinde kaybettik. Çatışma, uzlaşmazsızlık ve mutabakatsızlık yerine gerçekçi bir anlayış ile uyumlu bir poltika yaratmamız gerekiyor. Bunun yaratığı uyumdan hepimizin istifade ediyor olmamız gerekiyor. Önemli olan iddialarınız ile imkânlarınız arasında gerçekçi kabul edilebilir bir bağlantı olması” uyarısını yaptı. Yeni hikâye yatırım getirir Uludağ zirvesinin ikinci gününde “feragat” başlığı ile düzenlenen toplantıda iş dünyası, bankacılık sektörü ve hükümetin ekonomideki sıkıntıları, düze çıkabilmesi için feragat etmesi gereken konuları aktaran Bali, son üç yıllık süreçte sermaye çıkışı ve doların doludizgin yükselişine neden olduğunu aktar dı. Konuşmasında “Zaten sermayesi kıt olan bir ülkede üç beş nesilde ancak bir araya ge tirilmiş değerleri bankacılığın acun kararlarına ya da diğer sektörlerin asimetrik gücüne kurban edecek değiliz” değiliz diye konuşan Bali, cari gündemlerin iş dünyasını sıkıştırmasına ve moral bozmasına izin verilmemesi gerektiğini kaydetti. Türkiye’nin tarihindeki en büyük doğrudan yabancı yatırımı kredi yapılabilir notu olmadığı bir dönemde aldığını hatırlatan Bali, şöyle devam etti: “Ancak o dönemde Türkiye’nin bir hikâyesi vardı. Şimdi yeniden bir hikâye yaratmalıyız. Sıra dışı gündemlerimiz bir miktar ayıklanırsa sistemi rehabilite ederek gündemden ileriye gidebiliriz. Bu dönemler vadeli düşünen kararlı yöneticiler Çin fırsat dönemidir. Şu anda makro ekonomik göstergelerdeki olumlulukları korumakta olduğunuz üstünlükleri sürdürülebilir kılmalıyız.” Türkiye borç batağında Yıldırım Holding Üst Yöneticisi Yüksel Yıldırım, önceden Türkiye’ye girmek için sıraya giren yabancı yatırımcının artık Türkiye’ye gelmek istemediğini kaydetti. Türkiye’nin çok zor zamanlardan geçtiğini ve artık dışarıdaki yatırımcıya Türkiye’de neler yaşandığını anlatmakla vakit geçirdiklerini anlatan Yıldı Adnan Bali rım, “Feragat zamanında elimizden gelenin fazlasını yaptık biz, ama daha iyisi için hükümetimizin ve karar verici mercilerin bizleri anlayıp şu an 260 milyar dolar borç batağında olan özel sektör ve bankalara destek vermesi gerekir. Kimse ile düşman olma lüksümüz yok, yakın coğrafya ve AB ve ABD ile barış içinde olursak ilk 10 ekonomi hedefine ulaşabiliriz” dedi. l Ekonomi Servisi Şirketlerin ömrü kısaldı Hakan Ateş DenizBank Üst Yöneticisi (CEO) Hakan Ateş, dünyanın en önemli şirketlerinin 195060’ta ömrünün 60 yıl olduğunu, şu anda 1719 yıla indiğini, 2020 yılında da 34 yıla ineceğinin öngörüldüğünü söyledi. Dünyanın en büyük ilk 500’ünde yer alan firmaların yüzde 75’inin 34 yıl sonra şu an ismi pek bilinmeyen firmalardan oluşacağının söylendiğini aktaran Ateş, “10 yıl önce piyasa değeri en yüksek 10 şirket arasında sadece 1 teknoloji şirketi varken bugün ilk 10’da 5 teknoloji şirketi var. Hepsi de en başta. Yine 10 yıl önce bu ilk 10 şirkette 5 enerji 3 banka varken şu anda 1 enerji, 1 banka var. Bu çarpıcı bir gelişme. Bunu bir kere bir not edelim. Çıplak gerçek şu: Eski tür girişimcilik out, endüstri 4.0 in” diye konuştu. l Ekonomi Servisi GİRİŞİMCİYE PATRONLUK TASLANMAZ Zorlu Holding Yönetim Kurulu Üyesi Emre Zorlu, Zorlu Holding’in her yeni sektöre girişinde farklılaşma arayışında olduğuna işaret etti. Dışarıdaki inovasyonu kendi holding hikâyelerine entegre et mek için çalıştığını anlatan Zorlu, “Dışarıdaki sturt uplarla hikâyemizin nereye gideceği onları nasıl dahil edebileceğimiz üzerinde çalışıyorum. İki haftada bir fikir aşamasındaki arkadaşlarla buluşup fikir alış verişinde bulunuyorum ve bu beni besliyor. Biz girişimcilere patronluk taslamamalıyız” diye konuştu. l Ekonomi Servisi Emre Zorlu Kasaplara pazartesi gününden itibaren 22.5 liraya taze sığır eti satılacak sözü verildi. Kırmızı et için fiyat güvencesi verildi Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Türkiye’de yeterli miktarda kesim olgunluğuna gelmiş kasaplık sığır bulunduğunu belirterek, piyasaları olumsuz etkileyecek girişimlere kesinlikle izin vermeyeceklerini açıkladı. Çelik, kesimlik hayvan arzında sıkıntı olduğuna ilişkin iddialara karşı, Türkiye’de yeterli miktarda kesim olgunluğuna gelmiş kasaplık sığır bulunduğunu ifade etti. Buna rağmen son günlerde spekülatörlerin boş durmadığını vurgulayan Çelik, “Kırmızı et piyasasında fiyatları tırmandırma gayreti içinde olanları görmezden gelemeyiz. Piyasaları speküle edici girişimlere izin vermeyeceğiz. Et ve Süt Kurumumuz devreye girmiş bulunuyor. Pazartesiden itibaren, kasaplarımıza kilogramı 22.5 lira fiyatla taze karkas sığır eti, yemek ve et sanayicilerine de 20.5 lira fiyatla dondurulmuş karkas sığır eti satışı yapılacak” dedi. l Ekonomi Servisi Austrian Post’tan işçiye 853 Avro Türkiye’nin lojistik şirketlerinden Aras Kargo’nun yüzde 25 hissesinin sahibi ve Avrupa’nın lider lojistik şirketlerinden Austrian Post, 2016 yılı faaliyet gelirlerini açıkladı. Geçen yıl toplam gelirini 2.03 milyar Avro’ya çıkaran Austrian Post’un kârı da; 202 milyon Avro oldu. Şirketin 2016’da hisse başına sağladığı net kazanç 2.26 Avro oldu. Son 15 yıldır gönüllü çalışan kâr payı ikramiye planını uygulayan ve toplam 21 bin 695 çalışanı bulunan şirket, çalışanlara geçen yıl kaârından, tüm zamanların en yüksek ikramiye miktarı olan 853 Avro dağıtmayı planlıyor. Bunu yanı sıra şirket, güçlü nakit akışına ve sağlam bilançosuna dayanarak; 20 Nisan’da yapılacak Yıllık Genel Kurul Toplantısı’nda hisse başına 2.0 Avro temettü dağıtılmasını önerisini de Genel Kurul’un onayına sunacak. l Ekonomi Servisi C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear