24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Perşembe 2 Mart 2017 EDİTÖR: PELİN ÜNKER TASARIM: SERPİL ÜNAY Kuru soğan ağlattı ekonomi 9 Tarladan sofraya gelene kadar fiyatı yüzde 400 artan ürünler el yakıyor. Bunlar arasında fiyatı 20 kuruştan 1 liraya çıkarak beşe katlanan soğan başı çekiyor Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin (TZOB) verilerine göre, şubatta üretici ve market arasındaki fiyat farkı yüzde 414.72 ile en fazla kuru soğanda görülürken, bu ürünü yüzde 411.64 ile elma, yüzde 398.33 ile kuru kayısı, yüzde 271.26 ile kuru incir, yüzde 263.38 ile kuru üzüm izledi. TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar “Bugün üreticide 20 kuruş olan kuru soğan markette 1 lira 3 kuruşa, 67 kuruş olan elma 3 lira 43 kuruşa, 6 lira olan kuru kayısı markette 29 lira 90 kuruşa, 6 lira 50 kuruş olan kuru incir 24 lira 13 kuruşa, 3 lira 65 kuruş olan kuru üzüm 13 lira 26 kuruşa satılıyor” dedi. Buna göre kuru soğan ve elma 5.1 kat, kuru kayısı 5 kat, kuru incir 3.7 kat, kuru üzüm 3.6 katı fazlaya tüketiciye ulaşıyor. Mandalina fırladı Şubat ayında markette 38 ürünün 14’ünün fiyatı düşerken 20’sinin yükseldi, dördünün değişmedi. Üreticide ise 34 ürünün 12’sinde fiyatlar geriledi, 11 ürünün fiyatı değişmezken 11 ürünün arttı. Öte yandan markette ve üreticide fiyatı en fazla artan ürün mandalina, fiyatı en fazla düşen ürün ise markette karnabahar, üreticide ise kabak oldu. Markette mandalina fiyatı yüzde 59.59 arttı. Mandalinadaki fiyat artışını yüzde 31.32 ile salatalık, yüzde 20.36 ile sivribiber, yüzde 11.08 ile portakal, yüzde 11 ile elma, yüzde 9,,0 ile fındık içi izledi. Üreticide en fazla fiyat artışı da yüzde 66 oran ile mandalinada görüldü. Fiyat artışında bu ürünü yüzde 60.07 ile salatalık, yüzde 59.62 ile portakal, yüzde 34.53 ile sivribiber, yüzde 27.19 ile marul, yüzde 16.88 ile limon, 12.50 ile ıspanak, yüzde 8.25 ile yumurta, yüzde 4.62 ile havuç, yüzde 3.15 ile patlıcan, yüzde 2 ile kuzu eti izledi. Bayraktar, şu bilgileri verdi: “Mandalina arzındaki daralma nedeniyle fiyatlarda artış görüldü. Mersin ilimizde yaşanan sel felaketi yüzünden seraların ve seradaki ürünlerin zarar görmesinin arzda yarattığı daralmaya bağlı olarak salatalık, sivribiber, marul, patlıcanda fiyat artışları yaşandı. Don afeti portakalı olumsuz etkiledi” bilgisini verdi. l Ekonomi Servisi Gıda pahalandı, giyim ucuzladı İstanbul Ticaret Odası (İTO) verilerine göre, İstanbul’da şubat ayında perakende fiyatlar yüzde 0.33, toptan fiyatlar yüzde 0.20 arttı. Bir önceki yılın aynı ayına göre ise perakendede yüzde 8.52, toptan fiyatlarda yüzde 12.29 artış gerçekleşti. Perakende fiyatlar Şubat 2017’de bir önceki aya göre, sağlık ve kişisel bakım harcamalarında yüzde 1.69, gıda harcamalarında yüzde 1.04, kültür, eğitim ve eğlence harcamalarında yüz de 0.55, konut harcamalarında yüzde 0.53 artış gösterdi. Giyim harcamalarında yüzde 5.21, ev eşyası harcamalarında yüzde 0.65, ulaştırma ve haberleşme harcamalarında yüzde 0.51 azalış yaşandı. l Ekonomi Servisi ‘Olumsuz gelişmeler hızımızı yavaşlattı’ İmalat sanayii satın alma yöneticisi endeksi şubatta büyümeye 1 puan daha yaklaştı. İmalat sanayii toparlanıyor Türkiye imalat sanayii satın alma yöneticisi endeksi (PMI) şubat ayında 49.7’ye yükseldi. Aralıktan itibaren 1’er puanlık artışlar gösteren PMI, ekimden beri en yüksek seviyeye ulaştı. Endeks, ekimde yüzde 49.8 seviyesindeydi. IHS Markit tarafından İstanbul Sanayi Odası için hazırlanan imalat PMI, ocak ayında 48.7 değerini almıştı. Endeksteki 1 puanlık yükseliş temel olarak imalat sektöründe üretim ve istihdamdaki artıştan kaynaklandı. Endekste 50’nin altındaki değerler daralmaya, üzeri ise büyümeye işaret ediyor. Yeni siparişler alt endeksi 48.8’e yükselirken daralmaya işaret etmeyi sürdürdü. Yeni ihracat siparişleri ise 50.6 düzeyinden 50.5’e sınırlı bir düşüş kaydetti. l Ekonomi Servisi Doğalgazcılara kayyım yolu Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), doğalgaz dağıtım şirketlerine kayyım atanabilmesinin önünü açan düzenlemeyi kurul gündemine alındı. Düzenleme taslağına göre, lisansını kaybedenler yeni ihaleye giremeyecek. Yönetmelik taslağında, dağıtım şirketlerine kayyım atanmasına neden olacak 5 sebep ise şöyle sıralandı: 4 Mali durumun dağıtım faaliyeti kapsamındaki yükümlülükleri yerine getiremeyecek kadar kötüleşmesi. 4 Mevzuat ihlallerinin, dağıtım faaliyetinin gerektirdiği hizmetleri kabul edilemeyecek düzeyde aksatması. 4 Şirketin mevzuata aykırılıkları alışkanlık edinmesi. 4 Şirketin faaliyetlerini yerine getiremeyecek düzeyde yönetilemez hale gelmesi. 4 Dağıtım faaliyetinin niteliğinin veya kalitesinin kabul edilemeyecek düzeyde düşmesi. l Ekonomi Servisi 2016 yılını değerlendiren Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Hüseyin Aydın, “Potansiyelimizin altında büyüyoruz” dedi Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı Hüseyin Aydın, 2016 yılında yaşanan olumsuz gelişmelere dikkat çekerek, “Olumsuz gelişmeler büyüme hızımızı biraz yavaşlattı. Potansiyelimizin altında büyüyoruz” dedi. TBB’nin düzenlediği değerlendirme toplantısında konuşan Aydın, “Tek tek hatalarımız olabilir. Ancak sektör olarak ülkemiz ve ekonomimiz için en doğrusunu yapmaya çalışıyoruz. Bu yıl kârlılıkta da 2016’dan daha iyi bir yıl bekliyoruz” diye konuştu. Aydın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, bankalara yönelik ‘parayı kasada tutmayın, paranın üzerinde oturmayın’ sözlerinin hatırlatılması üzerine şunları söyledi: “Bizim de arzu ettiğimiz durum budur. Paranın üstüne oturmamak lazım.” 2017 yılının riskleri Toplantıda sunum yapan TBB Genel Sekreteri Ekrem Keskin ise sektörün önündeki riskleri şöyle sıraladı: Yatırım yapılabilir kredi notunun düşmesi, son dönemde sermaye girişlerinde ya vaşlama, iç kaynakların kısıtlı olması ve enflasyondaki yükselişin yanı sıra uluslararası piyasalarda ABD faizlerinin yükselmesi, yüksek korumacılık, yüksek bölgesel riskler. Hüseyin Aydın l Ekonomi Servisi 2014 yılında hayata geçirilen girişimlerin yüzde 31.2’si 2015 yılını göremedi. Yeni kurulan girişimlerin üçte biri 1 yıl içinde battı Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, işveren girişimlerin 2015 yılında doğum oranı yüzde 13.1 oldu. İş kayıtlarına göre, işveren girişimlerden 2014 yılında yeni doğup 2015 yılında hayatta kalanların oranı yüzde 68.8 oldu. Diğer bir deyişle 2014 yılında hayata geçirilen girişimlerin yaklaşık üçte biri (yüz de 31.2) faaliyetlerine resmi olarak son verdi. TÜİK’in 2015 girişimcilik verilerine göre 2015 yılında doğan işveren girişimlerin yüzde 68.2’sini ferdi mülkiyet, yüzde 21.1’ini limited şirketler oluşturdu. İşveren girişimlerden 2015’te yeni doğanların istihdamının yüzde 41.5’i ferdi mülkiyetlerde, yüzde 22’si limited şir ketlerde yaratıldı. Öte yandan tarımda üniversite mezunlarının sayısı arttı. Önceki yıla göre tarım sektöründe ilkokul mezunlarının payı 4.5 puan, tarım dışı sektörde ise 2.5 puan azalırken yüksekokul veya fakülte mezunlarının payı tarım sektöründe 3.5 puan, tarım dışı sektörde ise 1.8 puan arttı. l Ekonomi Servisi 152 bin kişi GSS borcunu yapılandırdı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanunla genel sağlık sigortası (GSS) borçlarını 12 Ocak itibarıyla152 bin 429 kişinin yapılandırdığını bildirdi. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in soru önergesini yanıtlayan Bakan, kanun kapsamında 2017 yılının Ocak ayından itibaren ödenmesi gereken taksitlerin ödeme sürelerinin, 11. maddenin onuncu ve on birinci fıkralarına göre ödenecek taksitler hariç olmak üzere, taksit ödeme sürelerinin bitim tarihinden itibaren dörder ay uzatılarak ödenmesi imkânı sağlandığını belirtti. l Ekonomi Servisi ‘En müreffeh, en özgür dönem’ Aslı Aydıntaşbaş arkadaşımız aktardı, Michael Ignatieff, popülist milliyetçileri iktidara getiren isyan hareketine “karşıdevrim” diyormuş. “Devrim” de, “son 1520 yıldır insan hakları, çoğulcu demokrasi, nispeten enternasyonalist bir düzenin hâkim olduğu dünya konjonktürü” imiş. Son 10 yıl muhtemelen insan ırkının gezegendeki yüz binlerce yıllık tarihinde görüp göreceği en müreffeh ve özgür dönemmiş (yanlış okumadınız, son on yıl: 20072017!!!). Birkaç istisna dışında her ülke, doğruluğu tartışılmayan “insan haklarına” riayet etmiş, demokrasi yolunda ilerlemek zorunda hissetmiş. Birey, tarihte olmadığı kadar güçlü bir yere gelmiş. Sonra malum popülist dalga... ‘Yararlı salaklardan’ biri Ignatieff’i, Irak’ın işgali sırasındaki, “Liberal Emperyalizm” utanmazlığından anımsıyorum. Bu şahıs, önce solda başladı, 1984 Madenciler grevinde Margaret Thatcher’ın safına geçti. Kosova savaşında Tony Blair’i, Irak’ın işgalinde Bush’un katliamlarını destekledi, “Liberal Emperyalizm”in sözcüsü oldu. Bu adam, gerçekten saygın bir tarihçi olan Tony Judd’un deyimiyle “Bush emperyalizminin yararlı salaklığını” üstlendi, Kanada’da siyasete atılıp hezimete uğradı. Ignatieff’e bu incileri döktürme fırsatı veren Mark Leonard da bir başka âlem. Avrupa Dış İlişkiler Konseyi başkanlığına getirildiği sıralarda 21. Yüzyılda Dünyayı Avrupa Yönetecek (2005) başlıklı bir kitabı yayımlanmıştı. Adamlar, ileri sürdükleri tezler iflas ettikten sonra, şimdi hiç utanmadan kalkmış bir de karşıdevrimden söz ediyorlar. Devrim filan Gelin şu “devrim” dedikleri şeye bakalım. Neoliberal küreselleşme, 1997’de Asya’da, 2008 mali kriziyle Batı’da duvara çarpmadan önce Kuzey Afrika ve Ortadoğu toplumlarına çarptı; gelirken getirdiği “sıcak para”, hızlandırılmış tüketim modeli, bedenlere (özellikle kadın bedenine), hazlara odaklı imajlar, sosyal hizmetleri yıkan özelleştirmeler, yerli üreticiyi çökerten serbestleştirmeler, insanların yaşamlarını, değerlerini altüst edince, siyasal İslam yükselmeye başladı. Liberal entelijensiya da tüm sığlığıyla bunu demokratikleşme sandı. Ayrıca, “demokrasi getirmek” bahanesiyle Ortadoğu’yu yangın yerine çeviren savaşları destekleyen liberal entelijensiyayı, rahatlıkla, radikal İslamın doğuşuna ebelik edenlerin listesine yazabiliriz. Avrupa’da sağ popülizmin aniden yükselmesinde önemli bir rol oynayan, terör ve büyük göç dalgası da bu pisliğin içinden çıkmadı mı? Bir de son 10 yıl tarihin en müreffeh ve özgür dönemiydi demezler mi? Sanki 2008 mali kriziyle mercek altına alınan müstehcen gelir dağılımı istatistikleri, Credit Suisse’in Küresel Servet Raporu’nun o iğrenç servet piramidi grafiği yok; sanki son otuz yılda Batı’da emek gelirleri duraklarken, krizden sonra da hızla gerilerken, “yüzde biri”, artık “binde bir”e dönüştüren o büyük servet transferi yaşanmadı. Sanki terörizm bahanesiyle ABD ve Avrupa’da devletler bu tipler ulus devlet zayıflıyor derken adeta birer iç güvenlik “Big Brother” devletine dönüşmedi, WikiLeaks, Snowden olayları da yok.. Küreselleşme döneminde, Liberal entelijensiyanın istedikleri oldu; son 10 yıl (20072017) yüzde 0.1 için gerçekten “en müreffeh, en özgür dönem” oldu; sonuç da tam bir felaket oldu. Belki bir gün dünyayı büyük bir savaşa sürükleyecek olan gelişmeler örneğin, Rusya ve Çin’in, Avrupa’da faşist dalganın yükselişi, Rusya’yı talan etmeye kalkan “reformlardan”, NATO’nun genişlemesi ve Kosova savaşlarına, Irak savaşıyla 140 dolara fırlayarak Rusya’nın toparlanmasını kolaylaştıran petrol fiyatıyla, Çin’e koşan mali sermayeye kadar, hep bu liberal fantezinin ürünleriydi... Şimdi de kalkmış “Ah ne güzel günlerdi filan...” Yüzsüzlüğün bu kadarına da pes doğrusu. Kipa 199 milyon TL’ye Migros’un oldu Perakende zinciri Kipa’yı 2016 yılının haziran ayında 302.3 milyon TL karşılığında almak üzere anlaşan Migros, söz konusu satın almanın 199 milyon TL üzerinden gerçekleştiğini duyurdu. Migros’tan yapılan açıklamada “Pay alım satım sözleşmesi uyarınca, Kipa’nın 28.02.2017 tarihli tahmini yıllık kapanış bilançosuna göre satın alma bedeli 199.011.756,83 TL olarak tespit edilmiştir” denildi. Açıklamanın ardından Tesco Kipa hisseleri yüzde 10’dan fazla yükseldi. Migros, Haziran 2016’da Tesco Kipa’nın yüzde 95.5’ini 302.3 milyon TL’ye almak için İngiltere merkezli Tesco Overseas ile hisse alım sözleşmesi imzalamıştı, ancak fiyatın revize edilebileceğini belirtmişti. l Ekonomi Servisi C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear