24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Perşembe 16 Mart 2017 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: SERPİL ÜNAY 668 bin yeni işsiz ekonomi 9 İşsizlikte son 7 yılın en yüksek artışı gerçekleşti. İşsizlik oranı 1.9 puanlık artışla yüzde 12.7’ye çıktı. Her 4 gençten biri işsizler ordusunda yer alıyor İşsizlik oranı 1.9 puanlık artış ile yüzde 12.7 seviyesinde gerçekleşti. 1524 yaş arası genç nüfusta işsizlik oranı 4.8 puanlık artış ile yüzde 24 oldu. İşsiz sayısı 2016 yılı Aralık döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 668 bin kişi artarak, 3 milyon 872 bin kişi oldu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Aralık 2016 işgücü istatistiklerini açıkladı. Buna göre, aynı dönemde, tarım dışı işsizlik oranı 2.2 puanlık artış ile yüzde 14.9 olarak tahmin edildi. İşsizlik verileri yılın son çeyreğinde ekonominin istihdam yaratacak ve işsizliği azaltacak kadar büyümediğini gösterirken, analistler işsizlikteki artışın bir süre daha devam etmesini bekliyor ancak hükümetin istihdam seferberliğinin ikinci çeyrekten itibaren işsizliği aşağı yönlü etkileyebileceği belirtiliyor. Ancak istihdam kararlarında büyüme beklentileri önemli rol oynadığından, OHAL’in de sürdüğü mevcut ortamda teşviklerle öne çekilen istihdam talebinin teşviklerin sona ermesinin ardından nasıl şekilleneceği ise henüz net değil. İstihdam artışının kalıcı olabilmesi için belirsizliklerin azalması büyük önem taşıyor. Kriz dönemine dönüş Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Enstitüsü’ne (DİSKAR) göre resmi işsizlik oranları tekrar kriz dönemi olan Aralık 2008 düzeyine yaklaştı. Aralık 2015’te 6 milyon 340 bin olan geniş tanımlı işsiz sayısı Aralık 2016’da 6 milyon 917 bine yükseldi. İşsizlik göstergelerinde yükseliş, Türkiye ekonomisinin tekrar kriz günlerine dönüşü anlamına geliyor. Genç kadın işsizlik oranı bir önceki yılın aralık ayına göre 8.1 puan ar tarak 28.8’e yükseldi. TÜİK verilerine göre istihdam edilenlerin sayısı 2016 yılı Aralık döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre 221 bin kişi artarak 26.67 milyon kişi, istihdam oranı ise 0.3 puanlık azalış ile yüzde 45.1 oldu. Yarısı hizmette İstihdam edilenlerin yüzde 18.4’ü tarım, yüzde 19.7’si sanayi, yüzde 6.9’u inşaat, yüzde 54.9’u ise hizmetler sektöründe yer aldı. Önceki yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında tarım sektörünün istihdam edilenler içindeki payı 0.5 puan, sanayi sektörünün payı 0.4 puan, inşaat sektörünün payı 0.2 puan azalırken, hizmet sektörünün payı ise 1 puan arttı. Aralık 2016 döneminde herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmadan çalışanların oranı, bir önceki yılın aynı dönemine göre 0.6 puan artarak yüzde 32.7 olarak gerçekleşti. Milyonlarca umutsuz CHP Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke, “Umudunu kaybetmiş, çalışmaya hazır vatandaşlarımız ve zamana bağlı eksik istihdam edilenler de dahil edildiğinde gerçek işsizlik yüzde 20.6, gerçek işsiz sayısı da 6 milyon 787 bine ulaşmış durumda” dedi. Böke, “Sadece 2.5 yıllık fiili başkanlık döneminde, yani 2014 Ağustos ayından itibaren genç işsizlikteki artış ise 219 bin kişi. Yaklaşık her 4 gençten biri işsiz. Daha da vahim olan, şu anda ne istihdamda, ne de eğitimde olan gençlerimizin sayısı sadece 1 yılda, 171 bin kişi artarak 2 milyon 955 bin kişiye ulaştı” diye konuştu. l Ekonomi Servisi ‘Cumhurbaşkanı da olsa emekli olamaz’ Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “18 yaşında milletvekili olacak, sonra da 2 yılda emekli olacaklar” sözlerinin ardından başlayan tartışmaya ilişkin Müezzinoğlu, “Kim olursa olsun, is ter milletvekili, ister cumhurbaşkanı, ister başbakan, ister bakan, yaşını ve gününü doldurmadan emekli olma şansı yok” yanıtını verdi. Müezzinoğlu, ‘Büyükanne Projesi’ kapsamında 6 bin 500 büyükanneye doğum yapmış anneyi korumak, ka dın istihdamında kalıcılığa destek vermek gibi amaçlarla projenin hayata geçirildiğini anımsatarak, “Bu bir emek hakkı değildir. Bu bir ödül, ikramiye, destektir” dedi. Müezzinoğlu, büyükannelere 425 lira verildiğini açıkladı. l ANKARA/Cumhuriyet Büyüme zor görünüyor Bütçede 6.8 milyar lira açık MUSTAFA ÇAKIR Referandum öncesinde şubat ayında bütçeden yapılan harcamalar arttı. Geçen ay bütçe 6.8 milyar lira açık verirken, devletin güvenlik ve savunma, “örtülü ödenek”, taşıt kiralama, hane halkına yapılan transfer harcamalarındaki artışlar dikkat çekti. Maliye Bakanlığı’nın açıkladığı şubat ayında bütçeden yapılan harcamaları gösteren sonuçlar şöyle: 4 Şubatta bütçe gelirleri, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 4.9 artarak 46.9 milyar lira, bütçe giderleri ise yüzde 27 artış göstererek 53.7 milyar lira oldu. Bütçe şubatta 6.8 milyar lira açık verdi. Şubatta bütçeden mal ve hizmet alım giderleri için yapılan harcama 1.6 milyar liradan 3.6 milyar liraya, güvenlik ve savunmaya yönelik harcamalar ise 32.8 milyon liradan 197.1 milyon liraya çıktı. ‘Örtülü Ödenek’ fırladı 4 Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlığın kullanımında olan ve nereye harcandığı açıklanmayan “örtülü ödenek” harcamaları şubatta bir önceki aya göre yüzde 72 artışla 163.8 milyon liradan 282.3 milyon liraya çıktı. İki ayda yapılan örtülü ödenek harcaması 446 milyon lirayı aştı. 4 Gözaltına alınanlar için yapılan harcamaların yer aldığı “güvenlik kuvvetleri nezaretinde bulundurma giderleri” 358 bin liradan 654 bin liraya yükseldi. Yargılama giderleri de 804 bin liradan 55.2 milyon liraya çıktı. 4 Bütçeden hava taşıtı kiralaması için ocak ayında hiç harcama yapılmazken, şubatta 5.1 milyon lira harcandı. Referandum öncesinde kâr amacı gütmeyen kuruluşlara yapılan transferler 123.7 milyon lira oldu. l ANKARA Deloitte Türkiye’nin Ekonomik Görünüm Raporu’na göre, ekonomide kalıcı bir toparlanma için referandum sonrası oluşacak ‘hikâye’ kritik Fed Başkanı Janet Yellen Fed iki artırım daha öngördü ABD Merkez Bankası faizi 25 baz puan artırırken bu yıl içinde iki kez daha faiz artırımı öngördü. Sürpriz olmayan karar sonrası dolar düşüşe geçti. Piyasaların merakla bek nişlemeci olarak sürdürmeye lediği ABD Merkez devam edeceklerini belirtir Bankası’nın faiz kararı dün ken “Ancak bu artışlar kade açıklandı. Fed, politika faizini meli olacak. Fed her toplantı beklendiği gibi 25 baz puan da bir faiz artışı öngörmüyor. artırarak, yüzde 1.5’e çıkar Ekonomik görünüme göre fa dı. Diğer yandan bu yılın geri kalanında iki kez daha faiz artışı öngördü. Fed’den bu yıl için dört faiz artırımı mesajı gelmesi halinde doların daha da güçlenmesi bekleniyordu. Dolayısıyla korkulan olmadı ve bu da piyasalara olumlu yansıdı. Gelişmekte olan para birimleri yüzde 1 civarı yükselirken, TL’deki yükseliş yüzde 1.5’i buldu. Dolar/TL 3.71 civarından gerileyerek 3.69 seviyesinin altına indi. Ilımlı düzeltme izlerde ılımlı düzeltmeler yapılabilir” dedi. Ekonominin ılımlı bir hızla genişlemeye devam ettiğini ifade eden Yellen, enflasyonun gelecek yıllarda yüzde 2 hedefinin etrafında denge kazanacağını söyledi. Uzun vadeli işsizlik oranı beklentisinin ise yüzde 4.8’den 4.7’ye revize edildiğini belirtti. İşe alımların ‘sağlam’ olmayı sürdürdüğünü bildiren Fed başkanı, yatırımların ve iş koşullarının daha da güçleneceği Fed Başkanı Janet Yellen, beklentisinde olduklarını söy para politikası duruşunu ge ledi. l Ekonomi Servisi Bu yıl büyümenin nasıl şekilleneceği büyük belirsizlik taşıyor. İlk iki ay verilerine göre zayıf görünüm devam edecek. Özellikle 15 Temmuz darbe girişiminin ardından, güven endeksleri, dalgalı seyirleri bir yana, trend olarak zayıf seyrin devam ettiğini gösteriyor. 2017’nin tamamı için büyüme açısından hem aşağı hem yukarı yönlü riskler mevcut. Dışarıda, Fed’in beklenilenden fazla faiz artışı gerçekleştirmesi ile yükselen petrol fiyatları büyümeyi olumsuz etkileyecek. İçeride referandum sürecinin yarattığı belirsizlik ortamı ile güven ortamının henüz kalıcı bir iyileşme göstermemesi, yatırımları, en iyi ihtimalle, nisan sonrasına erteleyebilir. Deloitte Türkiye Ekonomi Danışmanı Dr. Murat Üçer tarafından hazırlanan ‘Ekonomik Görünüm 10 Temel Soruda Küresel Ortam ve Türkiye Ekonomisi Raporu’ yayımlandı. Raporda şu tespitlere yer verildi: 4 İnşaat sektörünün sürüklediği ve borçlanma kaynaklı büyüme görünümü devam ediyor. Hedefin belirgin üzerinde enflasyon oranı ve dış finansmana olan yüksek ihtiyaç gibi temel kırılganlıklar sürüyor. Orta gelir tuzağı 4 “Orta Gelir Tuzağı” halen Türkiye için bir risk olmaya devam ediyor. Sonuçta yeni serilerle kişi başı dolar bazlı gelir, seviye atlamakla beraber, son yıllarda düşüş eğiliminde. 4 Türkiye iki yatırım yapılabilir notunu da kaybetti. Bu dış finansman ihtiyacı düşünüldüğünde yılın kalanında sıkıntı doğuracak. Bu sıkıntının Hazine borçlanmasından çok, özel sektör ve ban kacılık üzerinde kendini gösterebileceğini düşünüyoruz. Türkiye’nin yıllık 200 milyar dolara yakın bir dış finansman ihtiyacı bulunuyor. Böylesi bir ortamda fiyatların/maliyetlerin yükselmesi kaçınılmaz olacak. Referandum kritik 4 Nisan sonrasında siyasi belirsizliğin geride kalmasıyla risk priminin düşmesi ve sermaye girişlerinde bir hareketlenme olması ihtimalini de göz önünde bulundurmak gerekiyor. Ancak şu an itibarıyla 2017’de geçen seneye göre büyümede belirgin bir hızlanma beklemek zor. 4 Merkez Bankası’nın politika faizini düşük tutarak, faiz artırımını farklı ve çok çeşitli başka araçlar kullanarak yapması, para politikasının öngörülebilirliğini azaltıyor. 4 Enflasyondaki son gelişmeler oldukça sıkıntı verici. Genel beklenti TÜFE’de baz etkisi ile birlikte bahar aylarında çift haneli rakamları görecek. 4 Bundan sonrası için referandum kritik önem taşıyor. Referandum sonrasında güçlü bir hikâye oluşturulmadığı sürece; TL’nin yurtiçi ve yurtdışı gelişmeler kaynaklı dalgalı seyrine devam etmesi şaşırtıcı olmayacak. 4 Siyasi ortam ve ekonomideki görece zayıflık ve son dönemde bütçeyi de direkt etkileyecek teşviklerin artmasıyla bütçe hedeflerinin tutturulması kolay olmayacak. l Ekonomi Servisi Murat Üçer Yarın çok geç olacak! “İç ve dış dinamikler bizden yana” iddiasıyla başlayan siyasal İslamın AKP rejimi şimdi “içeride dışarıda herkes bize düşman” noktasına geldi; bir süredir de projesini toplumu derinden sarsan “şok”lar üreterek aşabiliyor. Her “şok”tan sonra da toplum biraz daha kutuplaşıyor, dokusu biraz daha çözülüyor. Referandumdan sonra, toplumu yeni bir “şok” bekliyor. Naziler, haydut devletler filan... Haziran seçimlerinde “başkanlık projesi” duvara çarpınca ülke yangın yerine döndü. Tanklar kentlere girdi, Suriye iç savaşını anımsatan görüntüler oluştu; yüzlerce insan öldü, yüz binlerce insan yersiz yurtsuz kaldı. Kasım seçimleri AKP’ye hükümeti verdi ama “projesini” canlandıramadı. Sonra, “Allah’ın lütfu” bir askeri darbe girişimi toplumda “şok” yarattı. Bu “şok” sayesinde, Siyasal İslam, projesinin son durağı olacak referanduma, devleti, bürokrasiyi “temizleyerek”, muhalefeti susturarak, OHAL’in olanaklarından yararlanarak gidiyor. Ancak referandum tarihi belli olduktan sonra, “hayır” kampanyası güçlenmeye başlayınca, “hayır”cıları terörist ilan etmek, silah göstermek yetmeyince, momentumu kırmak için yeni bir “şok” gerekti. Almanya ve Hollanda ile başlayan krizin arkasında işte bu gereksinim yatıyor: Daha düne kadar demokrasinin beşiği olarak bellediği Avrupa Birliği’nde vize serbestisi vaat edilen toplum, birden kendini, Nazi kalıntısı, Faşist, “Haydut devlet” olarak tanımlanan bir Avrupa’nın karşısında, adeta bir “din savaşının” ortasında buldu. Bu “şok”un yarattığı sarsıntı Türkiye ile sınırlı kalacak gibi de durmuyor. Sarsıntı daha şimdiden Avrupa’da yükselmekte olan yabancı düşmanı, ırkçımilliyetçi, AB karşıtı dalganın gücüne güç katıyor. ‘Her yer’ dağılırken Brexit süreci bu hafta fiilen başladı. Hollanda’da Türk ve Müslüman düşmanı VVP çarşamba günü yapılan seçimlere profilini yükselterek giriyor. Fransa’da, bir Frexit vaat eden Ulusal Cephe Partisi ve lideri Le Pen’in, Türk ve Müslüman düşmanı havadan sonuna kadar yararlanmaya kararlı olduğu görülüyor. Bu süreç Avrupa Birliği’ni, milliyetçi, yabancı düşmanı akımlarla yönetilen ulus devletlere doğru, dağılmaya götürüyor. Bu sürece, dağılmanın NATO üzerindeki olası etkilerini, Rusya NATO dengesindeki olası bir değişmeyi, militarizmin Almanya, Japonya ve ABD’deki yeni canlanma eğilimlerini, Çin’in askeri teknolojisini modernize ederken kendine yeni ekonomik siyasi etki alanları açma girişimlerini de ekledik mi, anlığımızda, kapitalizmin klasik “savaşa giden yol” resimlerinden biri şekillenmeye başlıyor. Kendi bölgemize bakınca bu “resim” içinde, yeni gelişmelerin yerel riskleri, bu risklerin küresel sonuçlar yaratma kapasitelerini artırdığını görüyoruz. Örneğin, ABD özel kuvvetlerine ait 400+ personel ağır silahlarıyla birlikte Mınbiç’te Kürtlerle Türkler arasındaki kritik koridora girerek ilk kez bayrak gösteriyor. ABD, Rusya’nın aktif olarak bulunduğu, YPG üzerinden Türkiye’nin Kürt sorununa bağlanan bir bölgeye girerken, Rusya da ABD’nin yakın müttefiki Mısır’a, Libya’da ABD ve Avrupa destekli Tripoli yönetimini tanımayan “isyancı general” Haftar’ı desteklemek üzere özel kuvvetler, insansız hava araçları (İHA) birimleri gönderiyor. Dünyada, bölgede sorunlar giderek daha da karmaşıklaşırken olası hataların maliyeti hızla artıyor. Böyle bir ortamda, Türkiye halklarından iradelerini, 15 yıldır kutuplaştırarak, her dönemeçte “şok”lara dayanarak, yasama, yargı denetiminden kurtularak yönetmeye çalışan, tüm dış politika girişimleri iflas ettikten sonra artık dünyayı “Haçla Hilal’in” çatışması söylemiyle tanımlayan bir siyasetçinin eline teslim etmesi isteniyor... Dün yetmez ama “evet” diyenler bugün çok pişman ama, her şey henüz kaybolmadı. Bugün “evet” diyecek olanlar için, yarın çok geç olacak. Tapu harcına indirim Gayrimenkule yeni bir teşvik daha geldi. Yüzde 0.20 nispetinde alınan tapu harcı, konut ve işyerleri için 30 Eylül 2017’ye kadar yüzde 0.15 olarak uygulanacak. Resmi Gazete’de yayımlanan Bakanlar Kurulu kararına göre, damga vergisi ile ilgili düzenlemesiyle de yüzde 0.94 olarak uygulanan kat karşılığı veya hasılat paylaşımı inşaat sözleşmeleri, yapı müteahhitleri ile alt yükleniciler arasında düzenlenen inşaat taahhüt sözleşmeleri ile danışmanlık hizmet sözleşmeleri ve yapı denetimi hizmet sözleşmelerinden alınan damga vergisi oranı sıfırlandı. Nef İcra Kurulu Başkanı Erden Timur, Ege Yapı Yönetim Kurulu Başkanı H. İnanç Kabadayı, Kuzu Grup Yönetim Kurulu Üyesi Özen Kuzu kararla konut piyasasının canlanacağını açıkladı. Öte yandan banka ve finansman şirketleri dışında yurtdışından sağlanan kredilerde Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu kesintisini, vadesi bir yıla kadar olanlarda yüzde 1 olarak belirlerken bir yıldan uzun vadeli kredilerde sıfırladı. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear