26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
KULTUR Perşembe 16 Mart 2017 EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK Vedat ARIK Performans sanatçısı Ulay gelmiyor Performans sanatçısı Ulay Pera Müzesi’nin “Balkanlardan Gelen Soğuk Hava” sergisi kapsamında planlanan konuşmasını iptal etti. Pera Müzesi’nin “Balkanlardan Gelen Soğuk Hava” sergisi kapsamında 17 Mart Cuma gününe yapılması planlanan sanatçı Ulay’ın konuşması son dönemde Türkiye ile Avrupa arasında diplomatik açıdan yaşanan sıkıntılı atmosferden duyduğu kişisel endişeyi gerekçe gösteren Ulay, Türkiye’ye gelemeyeceğini bildirdi. kultur@cumhuriyet.com.tr 15 Edinburgh’da bir Türk EZGİ ATABİLEN İkinci Dünya Savaşı’nın bitiminden bu yana İskoçya’nın başkenti Edinburgh’da her yıl muhteşem bir sanat festivali düzenleniyor. Tiyatro oyunları, konserler, opera, dans ve performans gösterileri, sergiler, atölye çalışmaları... Şehrin her yanına yayılıyor gösteriler: Tiyatro salonları, tarihi binalar, parklar, sokaklar... Hatta kiliseler ve okullar bile birer sahneye dönüşüyor. Festival dünyanın her yerinden topluluğa açık. Herhangi bir seçici kurulu da yok. Tabii Fringe bölümü için bu böyle. Bu bölümde yüzlerce salonda binlerce oyun sahneleniyor. Öyle ki, bir günde 1300 gösteriden bahsediyoruz. Organizasyonun bir de Ana Festival (EIF) bölümü var. Ona da ancak davet alarak katılabiliyorsunuz, ki bu bölüm her yıl farklı sanat disiplinlerinden sadece sekiz, on gösteriye evsahipliği yapıyor. Yani o ‘seçki’de olmak büyük mesele!.. İşte dünyanın özellikle de tiyatro namına en önemli etkinliklerinden Edinburgh Festivali bu sene 70. yılını kutlayacak. Ve tarihinde ilk kez Ana Festival bölümünde bir Türk yönetmen oyun sahneleyecek. DOT geçen sezonlarda aynı zamanda Edinburgh’un en önemli tiyatrolarından Lyceum Theatre’ın sanat yö Dünyanın en önemli sahne sanatları etkinliklerinden Edinburgh Festivali bu yıl 70. kez düzenlenecek ve tarihinde ilk kez Ana Festival bölümü Türkiye’den bir tiyatro yönetmeninin rejisine sahne olacak. Murat Daltaban, “Bu, Türkiye’deki genç ekiplerin de ufkunu açacak bir hareket” diyor. netmeni olan İskoç oyun yazarı David Greig’in “Sarı Ay” ve “İki Kişilik Yaz” gibi oyunlarını sahnelemişti. Greig, Murat Daltaban’a “Lyceum Theatre’da Eugène Ionesco’nun ‘Gergedanlar’ını yönetir misin?” diye sormuş. O da “Memnuniyetle” demiş. Projenin Edinburgh’un Ana Festival bölümüne sunulması üzerine komiteden kabul geldiği gibi, bir de üstüne projeye ortaklık teklifi gelmiş. Yani, Ionesco’nun “Gergedanlar”ı festivalde DOT, Lyceum Theatre ve Edinburgh International Festival ortak yapımı olarak, Britanyalı ve Türk oyuncular tarafından oynanacak. Daltaban, daha önce Robert Wilson ve Thomas Ostermeier gibi büyük yönetmenleri ağırlayan festival sahnesinde oyun koyacak... Oyuncu kadrosunda DOT bünyesinden iki oyuncu; Ece Dizdar ve Esin Alpogan da var. Ayrıca şu sıralar Daltaban rejisiyle DOTKANYONDA sahnesinde izleyebileceğiniz “Nefesinizi Nasıl Tutarsınız?” oyununun da müziklerini yapan müzis yen Oğuz Kaplangı da sahnede olacak. Oyunun “yeniden yazımı” da yine “Nefesinizi Nasıl Tutarsınız?”ın yazarı Zinnie Harris tarafından yapılıyor. Dekor tasarımı ise Royal Shakespeare Company ve National Theatre’ın tasarımlarını da yapan Tom Piper’a emanet. ‘Şiirsel bir gerçekçilik’ “Gergedanlar”, Ionesco’nun 1959’da yazdığı bir oyun. İkinci Dünya Savaşı sonrasında faşizmin halk üzerindeki dinamikleri üzerine bir hikâye. Küçük bir kasabada başlayan oyun insanların gergedanlaşmaya başlaması ve giderek kimliklerini kaybetmesi üzerine gelişiyor. Yani faşizmin dünya genelindeki yeniden yükselişini düşününce halen güncel bir meseleyi anlatıyor, ne yazık ki... “Bu bizim hayalimizin ötesinde gerçekleşen bir prodüksiyon. Bizi çok gururlandırıyor. Türkiye’deki genç ekiplerin de ufkunu açacak bir hareket olduğunu Daltaban ile Atabilen bir arada. düşünüyorum. Demek ki Türkiye tiyatrosu olarak bunu yapabilecek bir noktadayız” diyor, Daltaban. Peki nasıl bir reji, diye soruyoruz. Yanıtı şöyle: “Seneler içerisinde fikrim gerçekçi tiyatronun malzemesini başladığı natüralist noktadan gerçeküstü bir tabloya götürmeye, şiirsel bir gerçekçilik yaratmaya doğru dönüştü. ‘Gergedanlar’ da öyle çıkacak büyük ihtimalle. Hem göstermeci, hem benzetmeci, fiziksel tiyatro tarafı ve şov tarafı da olan bir reji düşünüyorum. Çok esnek, çok biçimi bir arada kullanabileceğim bir reji...” Daltaban şu sıralar oyuncu seçmeleri için Edinburgh’da... Festival 4 28 Ağustos tarihleri arasında. Oyunun 8 haftalık prova süreci ise 22 Haziran’da Lyceum Theatre’ın sahnesinde başlayacak. Prömiyerini 5 Ağustos’ta festivalde yapacak ve 12 Ağustos’a kadar 10 kez sahnelenecek oyun, Lyceum Theatre’ın kış programına da alındı. Kim bilir belki İstanbul’da izleme imkânımız da olur... ‘Kaygı’ya ABD’den ödül Ceylan Özgün Özçelik’in uzun metrajlı ilk filmi “Kaygı” Amerika prömiyerini yaptığı South by Southwest Film Festivali’nde öne çıkan kadın yönetmenlere verilen LUNA Gamechanger Ödülü’ne layık görüldü. 19 Mart’a kadar sürecek festivalin ödül töreni önceki akşam yapıldı. Gamechanger Films ve Luna ortaklığında festival programında yer alan 15 kadın yönetmenin uzun metraj filminin değerlendirilmesi sonucu bu yılın LUNA Gamechanger Ödülü “hafıza, siyasi travmalar ve toplumsal düzenin bozulması konusunda yakaladığı yeni ve cesur sesinden” dolayı Ceylan Özgün Özçelik’e takdim edil di. Özçelik ödülünü “Kaygı”da ve sinema endüstrisinde çalışan tüm kadınlara adadı. Yenilikçi anlatımıyla öne çıkan yapımların yer aldığı Global bölümünün filmlerinden “Kaygı”nın festivaldeki son gösterimi 16 Mart Perşembe. Film Türkiye’de ise ilk kez 36. İstanbul Film Festivali Ulusal Yarışma bölümünde izleyiciyle buluşacak. ‘Güzel ve Çirkin’ Malezya’da gösterilmeyecek Cuma günü ülkemizde de vizyona girecek olan “Güzel ve Çirkin” adlı film Malezya’da gösterime girmeyecek. Vizyondan çekilme kararını alan Disney’in bu kararında filmin eşcinsellikle ilgili bir sahnesinin kesilmiş oluşu rol oy namışa benziyor. Malezya Film Sansür Kurulu Başkanı Abdul Halim Abdul Hamid filmin neden rafa kaldırıldığı hakkında bir fikri olmadığını belirtti ve eşcinselliğin ön planda olduğu küçük bir sahne dışında filme onay verdiklerini açıkladı. “O sahneyi kestik çünkü bu filmi çok sayıda çocuk izleyecek” diyen Abdul Halim, bu kesinti ile ilgili Disney’den kendilerine bir geri dönüş olmadığını da sözlerine ekledi. Öte yandan Rusya’da da bir yaş kısıtlamasına takılan filmi 16 yaşından küçükler yanlarında bir yetişkin olmadan izleyemeyecek. Bill Condon’ın yönettiği ve dünyaca ünlü aynı adlı masalın yeni bir uyarlaması olan filmde Emma Watson, Dan Stevens, Luke Evans, Kevin Kline ve Ewan McGregor gibi isimler rol alıyor. Hırstan sarhoş olanlar... İnsan yalnız içkiden değil, hırstan da sarhoş olur! Evet çıkmazsa iç savaş çıkar dediler. Şiddet artar dediler. Kaosa sürükleniriz dediler. Evet çıkmazsa dış düşman harekete geçer dediler. Evet çıkmazsa, ekonomi çöker, yabancı sermaye kaçar, turizm mahvolur, işsizlik artar dediler. İktidarda oldukları dönemde bütün bunlar zaten adım adım gerçekleşti. Hayır diyenler teröristtir, FETÖ’cüdür, PKK’lidir dediler. Naziler de Hayır diyor dediler. Hayır diyen, diyecek olanları tehdit ettiler, korkutmak için her yola başvurdular. Ellerindeki güçle ve bizim vergilerimizle sahip oldukları her olanağı sonuna dek kullanarak dağı taşı, camileri okulları, resmi yapıları, uçakları, vapurları, duvarları panoları, televizyon kanallarını ve yandaş basını “Evet”lerle donattılar. Referandum günü yaklaştıkça, evet dayatmasının dozunu, şiddetini arttırdılar. Anketlerde Evet’i 2 puan arttırmak için ülkenin aşağılanmasına göz yumdular. Aşağılayanlara teşekkür bile ettiler! Hayır mitinglerini yasakladılar. Hayır afişlerini yırttırdılar. Hayır diyen hocaları kovdurttular. Hayır diyenleri işlerinden attırdılar. Hayır diyene “Bedel Ödeyeceksin!”i yapıştırdılar... Gerilim travma Eyy gafiller! Farkında değil misiniz bedel ödetmeye çalıştığınız sadece hayır diyecek olanlar değil, bütün bir millet! Herkes TBB Başkanı Metin Feyzioğlu gibi muhteşem bir yanıtla sizleri rezil edemez elbet! Ancak bu hakaret, bu tehdit, bu hırs, bu baskı, bu cezalandırma yöntemleri, bu dayatmayla toplumda yaratılan tahribatı görmüyor musunuz! Ben bugüne dek ne “sokaktaki adamdan” ne de en yetkili ağızdan neden rejim değişikliğine “evet” denilmesine ilişkin aklıbaşında bir açıklama duydum. Sadece Hayır denmemesi için küfür ve tehdit duydum... Özür dilerim; gerekçe olarak bir de Erdoğan aşkıyla yanıp tutuşanların ruh halini duydum... Oysa Hayır diyenler, gerekçeleri bir bir anlatıyor. Hayır diyenlerin tek gücü, tek silahı, sözleri, düşünceleri... Bu hiç ama hiç adil olmayan, eşit olmayan, haksız rekabete dayalı Referandumun sonucu ne çıkarsa çıksın, bu ülkede yaşamaya, birlikte yaşamaya mahkumuz. Kırmadan dökmeden, birbirimizi yok etmeye çalışmadan, ülkenin daha çok aşağılanmasına izin vermeden birlikte yaşamak zorundayız. Bugüne dek gerilimden beslenen hükümetin bu gerilimi arttırmak, yaymak, derinleştirmek için başvurduğu her yolu geri püskürtmek zorundayız. FETÖ, PKK, İslamofobi derken bu millet daha çok travma kaldıramaz. Huzursuzluk Benimki geç kalmış bir okuma... Zülfü Livaneli’nin “Huzursuzluk” kitabını bir çırpıda soluk soluğa okudum. Şiirsel dile, su gibi akıcılığa, DoğuBatı sentezine, anlatma biçimine, masal, efsane içindeki masallara, efsanelere, gerçekle düşgücünün kaynaşmasına hayran oldum. Yaşadığımız savaşların, kötülüklerin kadın ve çocuk üzerindeki yıkımı bir kez daha içimi yaktı. Okurken, başta Ezidiler olmak üzere çok şey öğrendim. Zenginleştim. Ve kendi hırsıyla, ülkenin yaralarıyla, kanıyla sarhoş olanların çoğaldığı günümüzde şu satırları paylaşmak istedim. “Harese nedir, bilir misin oğlum? Arapça eski bir kelimedir. Bildiğin o hırs, haris, ihtiras, muhteris sözleri buradan türemiştir. Harese şudur evladım: Develere çöl gemileri derler bilirsin, bu mübarek hayvan üç hafta yemeden içmeden, aç susuz çölde yürür de yürür; o kadar dayanıklıdır yani. Ama bunların çölde çok sevdikleri bir diken vardır. Gördükleri yerde o dikeni koparır çiğnemeye başlarlar.  Keskin diken devenin ağzında yaralar açar, o yaralardan kan akmaya başlar. Tuzlu kan dikenle karışınca bu tat devenin daha çok hoşuna gider. Böylece yedikçe kanar, kanadıkça yer, bir türlü kendi kanına doyamaz ve engel olunmazsa kan kaybından ölür deve. Bunun adı haresedir. Demin de söyledim, hırs, ihtiras, haris gibi kelimeler buradan gelir. Bütün Ortadoğu’nun âdeti budur oğlum, tarih boyunca birbirini öldürür ama aslında kendini öldürdüğünü anlamaz. Kendi kanının tadından sarhoş olur.” ‘Ninatta’nın Bileziği’ operaya uyarlanıyor Ahmet Ümit’in “Ninatta’nın Bileziği” adlı romanı operaya uyarlandı. Anadolu’nun ilk büyük uygarlığı olarak kabul edilen Hititler döneminde geçen roman yeryüzünün ilk büyük savaşı Kadeş’i ve sonrasında yaşanan bir aşk hikâyesini anlatıyor. Bestesini Evrim Demirel’in, librettosunu ise Ahmet Ümit’in yazdığı eser önümüzdeki sezon İstanbul Opera ve Balesi tarafından sahnelenecek. Eserin bestecisi Evrim Atilla her şeyin 2012’de bir tesadüfle başladığını söylüyor: “Antalya Operası’nda Devrim Atilla diye bir tenor var. Adlarımız çok benzediği için beni merak ediyor ve yaptığı araştırma sonucu benim bir eserimi bulup dinliyor. Ardından beni arıyor ve yıllardır hayalini kurduğu bir opera için aradığı bestecinin ben olduğumu söy lüyor. İşte o hayalini kurduğu opera da “Ninatta’nın Bileziği”. Sonrasında Ahmet Ümit ile bir araya geldik ve 2013’te beste çalışmalarına başlandı. Besteyi 2015’te bitirdim ve seneye de sahnelenecek.” Demirel, “Ninatta’nın Bileziği” için İDOB’un gelecek sezonun yıldızı olacak dediğini de sözlerine ekliyor ve esere kitapta olmayan bir bölüm eklediğini belirtiyor. Kaan Tangöze Babylon’da Duman grubunun solisti Kaan Tangöze, 16 Mart Perşembe günü akustik solo performansıyla Babylon’da hayranlarıyla buluşuyor. Kaan Tangöze solo kariyerinin ilk albümü “Gölge Etme”de sözbeste ve düzenlemelerini yaptığı şarkılarda, albümünde vokalin yanı sıra, akustik gitara ve mızıkaya da yer veriyor. Özdemir Asaf’ın “Çizik”, “O Yolda”, “Kalmak Türküsü”, Âşık Mahzuni Şerif’in “Tersname” ve Karacaoğlan’ın “Bir Kız Bana Emmi Dedi Neyleyim” şiirlerini albümünde yorumlayan Tangöze, ilham aldığı çeşitliliği ortaya koyuyor. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear